C. Senatosu B : 35 5 . 2 . 1979 O : 1 ların bir kısmı gümrüğe

advertisement
C. Senatosu
B : 35
ların bir kısmı gümrüğe eş yetkilidir, bir kısmı değil­
dir. Bunların teferruatına girmek, bütçe konuşması­
nın süresi içerisinde mümkün değildir. Yalnızca şu­
nu söylemek istiyorum; dış ticaret rejimine göre bir
gümrük teşekkül eder. Biz ne yapmışız? Dahil bulun­
duğumuz GATT manzumesinin ve I M F manzumesi­
nin serbest ticaret fikrine yine GATT' Anlaşmasmın
bir maddesine sığınarak tahditli ticaret; yanı miktar
kısıtlamaları yaparak bir ticaret yapma yolunu seç­
mişiz ve bunun için de iki senede bir G A T T Konse­
yinden delegasyon alırız ve dış ticaretimizi de bu kı­
sıtlamak; yani bizim dış ticaret rejimi dediğimiz ka
rarnameler içerisinde yürütürüz. Bu kararname ço­
ğunlukla tüketim mallarının yurda girmesini yasakla­
yan bir rej'imdir.
Tüketim mallarının yurda
girmesinin yasaklan­
ması, yurt dışına giden ve gelen ve yurt dışında otu­
ran bütün vatandaşlara bu giriş ve çıkışlarında bir ti­
cari menfaat temini hevesine sokmuştur. Biz bu heve­
sin karşısına çıkacağımıza, bu hevesi nizamlama yo­
luna gitmişizdir, adına da «Bedelsiz ithalat» diye bir laf
uydurmuşuzdur; bedelsiz ithalat nizamlamaları yapmı­
şızdır, «Şu mal girer, bu mal girmez, sundan bu ka­
dar girer, bundan bu kadar girer,» diye ve Türkiye'­
nin İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki karar, deniz ve
hava gümrük kapılarımızdan giriş ve çıkışı çok mah­
dut sayıda iken, işte lüzumlu ölçüde tetkik edilebil­
miş; fakat şimdi yanız Kapıkule gümrük kapısına gün­
de iki bin, üç bin tane işçimiz otomobille gelmekte­
dir ve bu otomobillerinin hepsine de ticari emtia yük­
leyip gelmektedirler. Niye? Bedelsiz ithal Nizamna­
mesine göre jenatorden tutun da bilmem neye kadar
«Bedelsiz ithal hakkı dahilinde ithal eder» diye hu-,
kümler koymuşuz. Adamlar da bunlan yükleyip çıkıp
geliyorlar gümrüğe. Gümrükteki tıkanıklığa bakarak
biz Gümrük ve Tekel Bakanına diyoruz ki. «Memle­
ketimize döviz göndererek hizmet eden bu işçilerimi­
zi günlerce gümrük kapısmda bekletmeye ne hakkı­
nız var? Bunlar gümrük kapılarında eza, cefa görü­
yorlar...» Devamlı şekilde Gümrük ve Tekel Bakanı­
mıza burada isticvab ediyoruz. Aslında, hepsini tüc­
car yapmışız biz, bunlar yolcu değil İzi...
Diyebilir misiniz ki, Gümrük ve Tekel Eakamna,
«Bu yolcuları bırak gitsin, ne diye tetkik ettiriyorsun,
gümrükletiyorsun?» Diyemeyiz. Türkiye serbest pa­
zar haline gelir. Çünkü, her türlü malı getiriyorlar.
Bunların gümrüklenmesi bir zarurettir.
Gümrük komplike bir vergi sistemidir. Bu kompli­
ke vergi sisteminde bir gümrük kapısında ancak bir
5 . 2 . 1979
O : 1
iki tane bunun tahakkukuna aklı eren memur bulun­
durabilirsiniz. Gerçekten büyük bir teknoloji gerek­
tirir. Bunu basitleştirmek için Gümrük ve Tekel Ba­
kanlığı tek ve maktu vergi ihdas etmitir; basitçe o ma­
lın vergisini alabilmek için. Ne yaparsanız yapın bu
fiziki tazyik karşısında Gümrük ve Tekel Bakanlığı­
nın gelen işçiyi hiç bekletmeden gümrükten geçirme­
sine, eza cefa görmemesini mümkün hale sokması­
na imkân ve ihtimal yoktur. Bu, Türkiye'nin dış ti­
caretindeki aksaklığın gelip Gümrük ve Tekel Bakan­
lığının kafasına yıkılmasından ileri gelen bir oluşum­
dur ve Gümrük ve Tekel Bakanlığımızı bu noktada
tenkit ederken çok insaflı davranmak durumundayız.
İlla da Türkiye dahil bulunduğu dış ticaret evrensel
nizamının gerçeklerini yerine getirecek bir dış ticaret
düzenlemesi yapmak mecburiyetindedir.
Bu nizam nedir? Bu nizam dış ticaretin serbestçe
cereyan etmesidir.
Peki, Türkiye dış ticaretini miktar kısıtlamaları ve
eş etkili tedbirler almadan yürütebilir mi? Yürüte­
mez mi? Yürütemez. Bunun için gider GATT'dan
muayyen delegasyonlar alır. İşte bu delegasyonları
alırken biz ekonomi politikamızın gereği şekilde dış
ticaret rejimimizi tanzim ederken illa da yurt dışına
çıkan - giren vatandaşları, yurt dışında çalışan vatan­
daşları ticaret hevesinden ve bu giriş çıkıştan bir men­
faat temin etme hevesinden vazgeçirecek tedbirleri
almalıyız ki. gümrük giriş çıkışı kolay olsun.
Dünyanın hiçbir yerinde yolcu gümrüklenmez.
Ancak, yolculardan gümrük kaçakçısı ihbarında bu­
lunanlar veyahutta kıymetli mal kaçırdığından şüp­
he edilenler çekilir bir kenara, giriş çıkışı engelleme­
den muayene edilir. Genel kaide budur. Yoksa, «zati
eşya» tabiri bütün dünya mevzuatında olduğu gibi
bizim gümrük
mevzuatımızda da vardır, zati eşya
gümrüklenmeden yolcunun beraberinde geçer; ama biz
zati eşya mefhumunu bir taraftan
bedelsiz ithalat
tebliği ile, öbür taraftan Gümrük ve Tekel Bakanlı­
ğınca hazırlanan zati ithal listemizle ticari bir mahi­
yete getirince bizim, demek ki, Türkiye'ye giriş çıkış­
larda, diğer Avrupa ülkelerinde gördüğümüz gibi ra­
hatça «Buyurun geçin» demek imkânımız ortadan
kalkmıştır. İlla da dış ticaretimizi dünya kaidelerine.
ticaretin kaidelerine uygun şekle getirmemiz lazım­
dır ve illa da gümrüğü biz tüccarın tabi olduğu bir
vergi; yani ticaret yapılan emtiada alınacak bir vergi
olarak düşünmemiz lazımdır ve o takdirde de iş kolay­
laşır. Çünkü faturası ile gelir, değeri bellidir, güm-
340 —
Download