TBMM B:72 8.3.2006 0:4 Dönelim aktife. Ne yapmışlar Türk

advertisement
TBMM
B:72
8.3.2006
0:4
Dönelim aktife. Ne yapmışlar Türk bankaları bu paralan, 30 Eylül itibariyle değerli milletvekilleri:
Değerli milletvekilleri, bunun, Türk bankacılık sistemi, 142 katrilyonunu devlete borç vermiş. Devlet, Türk
bankacılık sisteminden 142 katrilyon, hazine bonosu adı altında para almış; yani, 364 katrilyonun 142 kat­
rilyonunu devlet almış. Hazine bonosu almış sistem devletten ve üzülerek söylüyorum, tüm bankacılık sis­
teminin verdiği krediyse 134 katrilyon. Değerli milletvekilleri, şimdi, bunun da -biliyorsunuz, geçen hafta
konuştuk- 47 katrilyonu tüketici kredisi; yani, konut, araba ve ihtiyaç kredisi, kredili kredi kartı.
Değerli milletvekilleri, Türk bankacılık sistemi, 364 katrilyon bir aktif ve pasif toplamının
sadece reel ekonomiye 87 katrilyonunu verirse, böyle bir ekonomide büyümeden söz edebilir
miyiz?! Nerede bizim millî ekonomimiz, nerede?!
Değerli arkadaşlar, eğer, bu ülkede millî bankalanmız; ben, biraz sonra ona da geleceğim... Yavaş
yavaş -Sayın Bakanım dedi- bir sakınca görmüyor bankalanmızın yabancılaşmasına. Arkadaşlar, bunu tutanaklara geçsin- söylüyorum: Bize bizden başkasının faydası yok. Bağımsız ekonomi, ulus devlet,
millî ekonomi politikası olmazsa, bu ülkede ekonomi bir gün yok olacaktır; bunu unutmayın arkadaşlar.
Onun için, 364 katrilyonun sadece 87 katrilyonu reel ekonomiye veriliyorsa ve bunun da yüz­
de 50'lik kısmı, arkadaşlar, ithalatın finansmanı.
Değerli milletvekilleri, bir ülkenin kalkınmasında, bir ülkenin kendi millî değerlerinin
üretiminde eğer finansman bacağın yoksa, o ülkenin ekonomisi bir gün yok olacaktır. Uzun vadeli
finansman politikan var mı?!
Değerli milletvekilleri, birkaç rakam da kalkınma bankalarından, yani bu ülkede uzun vadeli
sanayii fonlayan, uzun vadeli... Ülkeye sanayiin kazandırılmasında uzun vadeli fon olmazsa, o ül­
kede ekonomi bir yere gitmez arkadaşlar; ama, maalesef, bakıyorum, kalkınma ve yatırım ban­
kalarının Türkiye'de sağladığı tüm kaynak ise 10 katrilyon.
Değerli arkadaşlar, eğer bir ülkede ekonominin uzun vadeli finansmanı yoksa, o ekonominin sağ­
lığından, o ekonominin geleceğinden hep kuşku duymak gerekir arkadaşlar; hep birileri bir gün gelir,
birileri toplar gider arkadaşlar; bunu unutmayın. Onun için, ben, özellikle Türk bankacılık sisteminin
çoğunluk hisselerinin yabancıların eline geçmesinde son derece sakınca görüyorum. Bana benden baş­
kasının faydası yok! Bu insanlar sadece günlük politika izler; uzun vadeli sistem, uzun vadeli politika,
ülke ekonomisinin bir yere gitmesinde, kesinlikle böyle bir politikalan yok arkadaşlar.
Geleyim kamu bankalarına arkadaşlar; kamu bankalarından birkaç rakam vermek istiyorum.
Değerli arkadaşlanm, dikkatle ve ibretle dinleyin. Kamu bankalarının toplam kaynakları 87 katril­
yon, bu kadar kaynak toplamış kamu bankaları, yani mevduat toplamı 87 katrilyon; ama, ne yapmış
bu kaynaklan arkadaşlar: Bunun 64 katrilyonunu devlete borç vermiş; yani, Halk Bankası, Ziraat
Bankası ve özellikle esnafa ve tanma... Bizim millî bankalanmız, arkadaşlar, 64 katrilyon
Hazineye borç vermiş, verdiği kredilerin toplamı ise 27 katrilyon. Bu 27 katrilyon rakamının için­
de, yaklaşık 6 katrilyon da nemadan dolayı kredilendirme var, yani, nemalardan dolayı bir kredilendirme var ve önemli bir kısmı da tüketici kredisi arkadaşlar.
Benim kamu bankalarım, bu ekonomiyi yönlendirecek, bu ekonomiye ışık tutacak kamu ban­
kalarım, eğer, bu ülke köylüsüne, bu ülkenin esnafına önderlik etmiyorsa, bunlara uzun vadeli fonlama sağlamıyorsa, bu esnafların önünü açmıyorsa arkadaşlar, bu finansman politikasıyla, bu
ekonomi bir gün iflas edecektir. Belki bunlar acı; ama, bunları söylemek bizim temel görevimiz.
Bunun adı siyaset değil arkadaşlar; bu ülke hepimizin, bu ülkenin çocukları hepimizin; ama, biz, bu
ülkenin kendi değerlerini, bu ülkenin millî ürünlerini eğer ihraç edemezsek... Bu ülkede 50 milyar
dolar dışticaret açığını bir finanse ettin; ama, bu, gelecek sene 70 milyar dolara gelecek arkadaşlar.
Bunun önünü alamayız. Türkiye ithalat cenneti oldu. Fransa -arkadaşlar, bir daha söylüyorum- hâlâ,
küreselleşmeye karşı kendini koruyor, hâlâ, ekonomisini korumak için çabalar gösteriyor. Liberal
ekonomiden vazgeçin demiyorum; ama, liberal ekonomi içerisinde, kendi millî devlet, ulus devlet
ve millî ekonomimizi korumak kollamak, bu ülkede herkesin görevidir. Tamamen birilerine tes­
limiyetçi olmak, bu ülkenin insanlarına ihanet etmektir.
-261-
Download