M. Meclisi B : 47 16 . 2 . 1966 O : 3 tisadi teşebbüsleri

advertisement
M. Meclisi
B : 47
tisadi teşebbüsleri, üniversiteler ve Danıştay
gibi Anayasadan güc alan millî kurumların te­
mellerine teksif etmiş bulunmaktadır.
Oysa ki, Anayasamızın mucip sebepler lâ­
yihasında da veciz bir şekilde ifadesini bulmuş
olduğu üzere; sözü edilen muhtar müessesele­
rin sosyal yapı içinde yer alması ve gelişmesi
hürriyetlerin ve demokratik düzenin temi­
natıdır.
Oturduğu ve barındığı çatının temellerine
dinamit koyan gafil misali, asırlık mücadelele­
rin ve milletçe büyük fedakârlıkların mahsulü,
hürriyet içinde dengeli ve süratli bir maddi ve
mânevi kalkınmayı mümkün kılacak olan bu
müesseselere âdeta ilânı harb etmiş bulunan Demirel'e ve Hükümetine muhataralı bir tutumun
içinde olduğunu hatırlatmayı görev saymak­
tayız.
Sayın Demirel'in teminatına ve Sayın Cihat
Bilgehan'm «Partizan bir idarenin emrinde olmıyan», namuslu bütün memurlar yerinden
alınmamalıdır» tarzındaki beyanına rağmen,
namuslu, başarılı ve tarafsız idare âmir ve me­
murları ile savcıların, keyfî ve indî takdirlerle
kütle halindeki nakil ve tâyinleri, politik, sos­
yal ve ekonomik alanda tahripkâr bir partizan­
lığın, ciddiyetten uzak bir Devlet idaresi an­
layışının şaşmaz işaretini vermektedir.
Partileri ve iktidarları zümre hâkimiyeti
ve partizan zinniyette maskesini bulan kayır­
malar, haksızlıklar ve adaletsizlikler inhilâle
ve izmihlale sürüklemiştir.
Yakın tarih ibret levhaları ile doludur.
Hükümet Programında; .... «Artık rejim me­
selesini, sistem ve siyasi düzen dâvasını tar­
tışma sınırı dışında tutmak gerektiğine inanıyo­
ruz.» diyen Sayın Demirel'in, tek parti hâki­
miyetini tesise ve muhalefeti tasfiyeye matuf
gölgeli maksatlar taşıyan Seçim Kanunu tasarı­
sını ve memleket gerçeklerine, adalet ilkele­
rine aykırı, 27 Mayıs inkılâbına göre düş,ürücü
Af Kanunu tasarısını, bütün iyi niyetli uyar­
malara sırt çevirerek, süratle kanunlaştırmaya
gayret etmesi, Hükümet Programında vadedilen huzur ve rejim tartışması
yaratmama
va'di ile bağdaşması imkânsız bir davranıştır.
Halka mutluluk, refah ve kardeşlik va'di ile
iktidara gelen bir idarenin, ilk işi kısır rejim
çekişmelerine yol açacak hatalı hareketlere gi­
rişmek değil, binbir maddi ve mânevi sıkıntı
16 . 2 . 1966
O :3
içinde, bunalan halk kütlelerine, ekmek ve iş
temini düşünmek olmalı idi.
Kütlelere vadedilen refah, bir türlü varlığı
ve sosyal ve ekonomik bünyedeki zararları ka­
bul edilmiyen enflâsyonist baskıların sebebolduğu fiyat artışları yüzünden uzak bir hayal
haline getirilmektedir.
Hulâsa : Demirel Hükümeti
3 ay içinde
Programında ifadesini bulan görüşler ve Ana­
yasanın mâna ve muhtevası ile yüzde yüz bir
çelişme içine düşmüş bulunmaktadır.
Sayın milletvekilleri,
Maddi sıkıntılara ve mânevi çaresizliklere
ciddî tedbirler getirmiyen idarelerin tarih bo­
yunca halkı uyutmak ve sıkıntılarını unuttur­
mak için başvurdukları yol, irticai okşama ve
tahrik yolu olmuştur.
Aziz Atatürk'ün aynen ifade ettiği üzere,
«Bizi yanlış yola sevk eden habisler, biliniz ki,
çok kere din perdesine bürünmüşlerdir. Sâf ve
nezih halkımızı hep şeriat sözleri ile aldatagelmişlerdir. Tarihimizi okuynuz, dinleyiniz, gö­
rürsünüz ki, milleti mahveden, esir eden, hara­
beden fenalıklar hep din kisvesi altındaki küfür
ve melanetten gelmiştir. Onlar her hayırlı
hareketi dinle karşılarlar, halbuki hamdolsun hepimiz Müslümanız, hepimiz dindarız, ar­
tık bizim dinin icaplarını, dinin yasaklarını öğ­
renmek için şundan bundan derse ve akıl ho­
calığına ihtiyacımız yoktur . . . . »
Anayasamız, 2 nci maddesi ile lâikliği Dev­
letin temel ilkeleri arasına sokmuş ve 19 ncu
maddesi ile de vicdan hürriyetini tanzim etmiş,
son fıkrasında ise «Kimse, Devletin sosyal,' ikti­
sadi, siyasi veya hukukî temel düzenini, kıs­
men de olsa, din kurallarına dayandırma veya
siyasi veya şahsi çıkar veya nüfuz sağlama amaciyle, her ne suretle olursa olsun, dinî veya din
duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri
istismar edemez ve kötüye kullanamaz. Bu ya­
sak dışına çıkan veya başkasını bu yolda kış­
kırtanlar kanuna göre cezalandırılır; dernekler,
yetkili mahkemece ve siyasi partiler, Anayasa
Mahkemesince temelli kapatılır.» hükmünü
vazetmiştir.
Siyasi Partiler Kanunu da 92 ve mütaakıp
maddeleri ile lâikliğe aykırı davranışları yasak­
lamıştır.
Hal böyle iken, seçimlerde bâzı muhaliflerini
dinsizlik, komünistlik gibi haksız isnat ve if-
Download