3 Aralık 2010 Makro Not Ankara Ziyareti Notları: Yatırım yapılabilir seviyeye doğru… İbrahim Aksoy Ekonomist [email protected] Küresel krizden hızlı bir şekilde çıkan Türkiye ekonomisi güçlü kamu mali dengeleri, düşük kamu borç oranları ve sağlam bankacılık sektörü ile 2010’da önemli miktarda yabancı fon girişine neden oldu. Türk finansal varlıklarına yoğun yatırımcı ilgisi bizde Türkiye ekonomisine dair son gelişmeler konusunda yetkililerin görüşlerini alma ihtiyacı doğurdu. Gerçekleştirdiğimiz Ankara ziyareti sonrasında hazırladığımız bu raporda amacımız, 24 Kasım’da Ankara’da Merkez Bankası, Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan yetkililerle gerçekleştirdiğimiz görüşmelerden edindiğimiz izlenimleri 2011’e girerken kendi ekonomik görüşlerimiz eşliğinde yatırımcılara aktarmak. Toplantılarımız genel olarak ekonomi bürokratlarının son ekonomik gelişmelere dair memnuniyetini doğrularken, toplantılarda cari açığa dair kaygılar hissedilir düzeydeydi. Bununla birlikte cari açığın finansmanı konusunda kısa vadede herhangi bir sıkıntı beklenmiyor. Ankara’da görüştüğümüz yetkililer genel olarak bu yıl ve gelecek yıl için Orta Vadeli Program’da (OVP) yer alan tahminlerin ve piyasa beklentisinin üzerinde büyüme beklemekte. Yaptığımız görüşmeler TCMB’nin orta vadede sürdürülebilir bir enflasyon oranına ulaşmak için ara hedef olarak örtülü bir biçimde temel enflasyonu hedeflediği konusundaki izlenimimizi destekliyor. Çıktı açığı ve enflasyon ilişkisi açısından bazı hesaplamalar, çıktı açığının kapandığına işaret ederken, potansiyel büyüme varsayımı %5’in hafif üzerinde olan TCMB, açığın henüz kapanmadığını ifade ediyor. Fed’in 2011 içinde politika faizlerinde değişiklik yapması beklenmezken, bu durum TCMB’nin düşük politika faizini uzun süre bu seviyelerde tutma konusunda elini rahatlatan bir gelişme olarak görülüyor. Banka’nın faiz artışı konusunda Enflasyon Raporu’nda verdiği 2011 4.çeyrek zamanlamasına bağlı kaldığı görülürken, mevcut koşullar altında faiz indirimi öngörülmüyor. Toplantılarda aldığımız izlenim, açık piyasa işlemleri ile bankacılık sistemine sağlanan TL likiditesinin kurutulması dışında, Banka’nın kredilerdeki hızlanmayı durdurmak için zorunlu karşılık oranlarındaki artışlar konusunda herhangi bir sınır görmediği şeklinde. Yetkililer, bu yıl bütçe açığının 4. çeyrekte yapılması planlanan kamu yatırım harcamalarına rağmen revize hedefin de altında kalacağını beklerken, genel seçimlerin zamanlamasının yıl ortasına denk gelmesinin yılın 2. Yarısında tasarrufa imkan vererek hükümete 2011 bütçe hedeflerini tutturmak konusunda yardımcı olmasını öngörüyor. Diğer yandan, mali dengeler açısından OVP yatırımcılar tarafından oldukça olumlu karşılanırken, daha bağlayıcı olması açısından mali kuralın daha yüksek yatırımcı güveni ve öngörülebilirlik sağlayabileceği paylaşılan bir kanı. Toplantılarda 2011’de Türkiye’ye sermaye girişlerinin devam etmesine dair beklentiler paylaşılırken, yabancı portföy girişlerine gelecek yıl Tobin vergisi gibi bir kontrol aracı öngörülmüyor. Görüşmelerde küresel kriz sonrasında kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’yi daha farklı bir tavırla ele aldığından duyulan memnuniyet hissedilirken, yetkililerin genel beklentisi seçimlerden önce Türkiye’nin kredi notunun yatırım yapılabilir seviyeye çıkartılmasını beklemedikleri yönünde. Şeker Yatırım Araştırma 3 Aralık, 2010 2. Çeyrekte rekor büyüme, peki ya sonrası? Türkiye ekonomisi 2009 yılında %4,7 daraldıktan sonra, yılın ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine göre %11,0 büyüme gösterdi. Türkiye’nin ana ihracat pazarı Euro Bölgesi ekonomilerinin zayıf kamu mali dengeleri nedeniyle dış talep büyümeye destek veremezken, ilk yarıda büyümeyi sürükleyen iç talep oldu. Büyüme oranlarındaki yıllık bazda yüksek performans kendisini mevsimsellik ve çalışılan gün etkisinden arındırılmış verilerde de gösteriyor. Ekonomi 2. çeyrek’te kuvvetli özel tüketim talebi ve özel yatırımlardaki sıçrama ile 1. çeyreğe göre %3,7 büyüdü. (Grafik 1) Grafik 1: GSYİH Büyümesi (%) 14 6.0 12 10 4.0 8 6 2.0 4 2 0 0.0 -2 -4 -2.0 -6 -8 -10 -4.0 -12 -14 -6.0 -16 yıllık bazda büyüme (sol eksen) -18 mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış çeyreklik büyüme -20 06/10 03/10 12/09 09/09 06/09 03/09 12/08 09/08 06/08 03/08 12/07 09/07 06/07 03/07 12/06 -8.0 Kaynak: TÜİK Tarihi düşük seviyelerdeki faiz oranları sonucu kredi büyümesinin momentum kazanması ve krizden çıkışla birlikte görülen stok birikimi 2. çeyrekte yıllık bazda %10,3’lük bir büyüme sağlarken, Türkiye Çin’in rekor büyüme oranını paylaştı. Kredilerdeki momentum 2. çeyrek sonrasında devam ederken, Ekim sonu itibariyle kredilerde yıllık bazda %27 reel artış görüldü. Toplantılardan aldığımız izlenime göre bu seviyeler ekonomik toparlanma döneminde Merkez Bankası tarafından sorun olarak görülmezken, Banka’nın kredi genişlemesindeki momentumun devam etmesi durumunda daha agresif tedbirler almasını bekliyoruz. Büyüme göstergeleri hızlı büyümenin 3. Çeyrekte de sürdüğüne işaret ediyor. Kredilerdeki hızlı büyüme ve reel sektörün artan yatırım iştahı desteğiyle ekonomin 3. Çeyrekte %6,5 oranında büyüdüğünü tahmin ediyoruz. Tüketici kredileri, CNBC-e Tüketim Endeksi ve tüketim vergilerinin seyri 3. Çeyrek için yıllık bazda %6’lık bir reel özel tüketim artışına işaret ediyor. (Grafik 2) Şeker Yatırım Araştırma Sayfa |2 3 Aralık, 2010 Grafik 2: Özel Tüketim Göstergeleri (%; yıllık) 36 32 Tüketici Kredileri ve Kredi Kartları (reel) Tüketim Endeksi 28 Tüketim Vergileri (reel) 24 20 16 12 8 4 0 -4 -8 -12 09/10 07/10 05/10 03/10 01/10 11/09 09/09 07/09 05/09 03/09 01/09 11/08 09/08 07/08 05/08 03/08 -16 Kaynak: Maliye Bakanlığı, TCMB, CNBC-e Diğer yandan, sermaye malı, ithalat hacim endeksi ve sermaye malları imalatındaki artış oranları özel yatırım iştahında yılın ilk yarısında gözlenen sıçramanın devam ettiğini gösteriyor. (Grafik 3) Bu nedenle, özel yatırımların 3. çeyrekte yıllık bazda %25 reel artış gösterdiğini tahmin ediyoruz. Bununla birlikte, 3. çeyrekte ithal aramalı ve tüketim mallarına olan yüksek talep nedeniyle dış talebin büyümeyi 2,5 puan aşağıya çekmesini bekliyoruz. Grafik 3: Özel Yatırım Göstergeleri (%; yıllık) 40 36 Sermaye Malları İthalat Hacim Endeksi Sermaye Malları İmalatı 32 28 24 20 16 12 8 4 0 -4 -8 -12 -16 -20 -24 -28 -32 -36 -40 -44 09/10 06/10 03/10 12/09 09/09 06/09 03/09 12/08 09/08 06/08 03/08 12/07 09/07 06/07 03/07 12/06 09/06 06/06 03/06 -48 Kaynak: TÜİK Ekonominin Yılın son çeyreğinde güçlü iç talep ve artması beklenen kamu yatırımlarının desteği ile çeyreksel bazda yavaşlamasını beklemiyoruz. 2010’da ekonominin toplamda Şeker Yatırım Araştırma Sayfa |3 3 Aralık, 2010 %8,0 büyümesini tahmin ederken, baz etkisinin ortadan kalkacak olması ve krizden çıkışla birlikte stok birikiminin katkısının azalacak olması gibi nedenlerle ekonomik büyümenin 2011’de %4,5’e yavaşlamasını öngörüyoruz. Ankara’da görüştüğümüz yetkililer genel olarak bu yıl ve gelecek yıl için Orta Vadeli Program’da (OVP) yer alan tahminlerin ve piyasa beklentisinin üzerinde büyüme beklemekte. Son açıklanan Beklenti Anketi sonuçlarına göre 2010 ve 2011 için büyüme beklentileri sırasıyla 7,0% (OVP: 6,8%) and 4,8% (OVP: 4,5%) seviyesinde bulunuyor. Enflasyon ve Para Politikası Dezenflasyon konusunda 2003 yılından bu yana önemli başarı gösterilirken, Merkez Bankası resmi enflasyon hedeflerine ulaşmada sıkıntı yaşıyor. Banka resmi olarak manşet enflasyonu hedeflerken, uzun süreden beri açıklamalarında temel enflasyon göstergelerinin orta vadeli hedeflerle uyumlu seyrini sürdürdüğünü vurguluyor. Yaptığımız görüşmeler Merkez Bankası’nın orta vadede sürdürülebilir bir enflasyon oranına ulaşmak için ara hedef olarak örtülü bir biçimde temel enflasyonu hedeflediği konusundaki izlenimimizi destekliyor. Temel enflasyon dışındaki mal gruplarına Banka’nın faizler yoluyla müdahale edememesi manşet enflasyonun pratik bir hedef olarak kullanılmasını zorlaştırıyor. Grafik 4: TÜFE Enflasyonu ve Çekirdek Enflasyon (12-aylık, %) 13 12 11 10 9 8 7 6 5 TÜFE 4 I Endeksi 3 10/10 06/10 02/10 10/09 06/09 02/09 10/08 06/08 02/08 10/07 06/07 02/07 10/06 06/06 02/06 10/05 2 Kaynak: TÜİK Enflasyonun yılı %7.2’de bitirdikten sonra 2011 ilk çeyrekte bu yılbaşında tütün ve alkol ürünlerine yapılan tüketim vergisi artışının yarattığı baz etkisi nedeniyle geçici olarak %5’in altına gerilemesini bekliyoruz. Merkez Bankası da yıllık enflasyonun önümüzdeki aylarda düşmeye devam etmesini öngörüyor. Şeker Yatırım olarak enflasyonun 1. çeyrek sonrasında yükselerek 2011’i %7’ye yakın bir seviyede yani Merkez Bankası’nın %5,5’lik hedefinin oldukça üzerinde bitirmesini tahmin ediyoruz. Banka’nın 2011 enflasyon tahmini %5,4 seviyesinde bulunurken, tahminler konusunda Banka ile temel farklılığımız gıda grubu fiyat artışı varsayımımızdan kaynaklanıyor. Banka’nın varsayımı gıda grubu fiyatlarının gelecek yıl %7 artması yönünde. Gıda fiyatlarının 2006-2009 yılları arasında ortalamada Şeker Yatırım Araştırma Sayfa |4 3 Aralık, 2010 %11,1 yükselmesi ve Fed’in piyasalara sağladığı likiditenin tarımsal emtia fiyatları üzerinde yarattığı yükseliş etkisi varsayımımızın %12 olmasına neden oluyor. Çıktı açığı ve enflasyon ilişkisi açısından bazı hesaplamalar çıktı açığının kapandığına işaret ederken, potansiyel büyüme varsayımı %5’in hafif üzerinde olan Merkez Bankası açığın henüz kapanmadığını ifade ediyor. Diğer yandan toplantıda kriz dönemlerinde çıktı açığı hesaplanmasında yaşanan zorluklara da değinildi. Bu nedenlerle, ilk faiz artışı konusundaki zamanlama beklentimizi gelecek yıl 3. Çeyrekten 4. Çeyreğe kaydırırken (Enflasyon raporundaki baz senaryoya paralel olarak), son çeyrekte politika faizinde 75 baz puanlık sınırlı bir artış bekliyoruz. Bununla birlikte yaptığımız görüşmeler, Fed tarafından yapılacak hamlelerin de faizlerin seyri konusunda oldukça önemli bir belirleyici olacağı konusundaki görüşümüzü doğrular nitelikte. Fed’in 2011 içinde politika faizlerinde değişiklik yapması beklenmezken, bu durum TCMB’nin düşük politika faizini uzun süre bu seviyelerde tutma konusunda elini rahatlatan bir gelişme olarak görülüyor. Merkez’in hızlı kredi genişlemesine rağmen faiz artırımlarını mümkün oldukça geciktirmesinin bir diğer nedeni de yüksek faiz oranlarının kısa-vadeli fon girişlerini artırarak cari açığı daha fazla genişletmesi ve bu durumun finansal riskleri artıracak olması. Bu nedenle, Merkez Bankası, politika faizi dışındaki araçları daha etkin kullanarak kredi büyümesinin daha da hızlanmasını engellemek istiyor. TCMB, TL zorunlu karşılık oranlarını %5,5’ten kriz öncesi seviye olan %6’ya yükselterek Çıkış Stratejisi’nin tamamlarken, önümüzdeki dönemde TL zorunlu karşılık oranlarını kriz öncesi seviyelerin de üzerine çıkartacak gibi görünüyor. Toplantılarda aldığımız izlenim, açık piyasa işlemleri ile bankacılık sistemine sağlanan TL likiditesinin kurutulması dışında, Banka’nın zorunlu karşılık oranlarındaki artışlar konusunda herhangi bir sınır görmediği şeklinde. Bununla birlikte, her iki mekanizmanın da TL’ye olan talebi artırarak kurun değerini artırmaya yol açması olası. Diğer yandan, Merkez Bankası kurlarda belirsizlik yaratmak amacıyla döviz alım ihalesi miktarını artırdı. Bu yolla verilen TL likiditesinin gecelik borçlanma faizinin 400 baz puan düşürülmesi sonucu gecelik piyasada sterilize edilememesi piyasadaki TL likiditesini artırıyor. Diğer bir deyişle, Merkez Bankası’nın kredilerdeki genişlemeyi ve dolayısıyla cari açığı azaltmak için kullandığı araçlar birbiri ile çelişkili sonuçlar verecek şekilde çalışıyor. Merkez Bankası’nın bu nedenlerle piyasalarda döviz alım ihaleleri sonucu verilen fazla TL likiditesini sterilize etme konusunda diğer kurumların yardımına ihtiyaç duyduğu izlenimini edindik. Bu konuda bir alternatif Hazine’nin iç borç çevirme oranını yüksek tutarak fazla TL likiditesini kasasında bekletmesi olarak görülürken, 2011 yılındaki düşük itfa programıyla bu ihtimal neredeyse yok gibi görünüyor. Diğer bir alternatif Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun kredi büyümesini yavaşlatmak için kredi kullanıcılarından istenilen teminatları artırması olabilir. Bu seçeneğin de bankalar tarafından itirazla karşılanması ihtimali yüksek görünüyor. Bu nedenle, politika faizi hariç para politikasında 2011’e girerken önemli belirsizlikler olduğunu düşünüyoruz. Şeker Yatırım Araştırma Sayfa |5 3 Aralık, 2010 Güçlü mali dengeler ve olumlu kamu borcu gelişmeleri Ocak-Ekim döneminde mali tarafta gerçekleşen başarının kaynağı beklentilerin üzerinde gerçekleşen büyüme ve Maliye Bakanlığı tarafından vergi toplama konusunda alınan tedbirler oldu. Söz konusu dönemde vergi gelirleri reel olarak yıllık bazda %12,7 oranında yükseliş gösterdi (170,4 milyar TL). Kurumlar vergisi, yüksek şirket karlarının etkisi ile reel olarak %14,4 artarken, mal ve hizmetler üzerinden alınan tüketim vergileri %15,4’lük reel artış gösterdi. (Tablo 1, Grafik 5) Tablo 1: Merkezi Yönetim Bütçesi (milyar TL) Reel Büyüm e (%) Oca-Eki Merkezi Yönetim Gelirleri Genel Bütçe Gelirler Vergi Geliri Gelir Üzerinden Alınan Vergiler Mal ve Hizmet Üzerinden Alınan Vergiler o/w: KDV ÖTV Dış Ticaretten Alınan Vergiler Vergi Dışı Gelirler Giderler Faiz-Dışı Giderler o/w: Personel SGK'ya Devlet Prim Gideri Mal ve Hizmet Alımı Cari Transferler Yatırım Faiz Giderleri Bütçe Dengesi Faiz Dışı Denge -month, %) Şeker Yatırım Araştırma 2010 2009 206.9 200.2 170.4 48.6 175.4 170.0 139.2 44.3 8.3 8.1 12.4 0.9 75.2 22.0 46.4 60.0 17.2 35.5 15.1 17.6 20.1 31.2 36.5 23.0 36.2 24.5 -7.5 230.0 188.6 218.6 168.4 -3.4 2.8 52.8 9.0 19.3 47.4 5.7 19.8 2.4 44.3 -10.5 84.7 14.9 77.1 11.7 1.2 17.3 41.5 50.2 -24.2 -23.1 18.3 -43.2 7.0 … … Kaynak: Maliye Bakanlığı Sayfa |6 3 Aralık, 2010 Grafik 5: Vergi Gelirleri ve Faiz Dışı Harcamalar (reel büyüme; 12-aylık %; 3-aylık hareketli ortalama) 25 20 15 10 5 Vergi Gelirleri 0 -5 Vergi Gelirleri -10 Faiz Dışı Harcamalar 11/10 09/10 07/10 05/10 03/10 01/10 11/09 09/09 07/09 05/09 03/09 01/09 11/08 09/08 -15 Kaynak: Maliye Bakanlığı Harcamalar tarafında ise, faiz-dışı harcamalar bahsi geçen dönemde yıllık bazda reel olarak %3,1 oranında yükselirken, mal ve hizmet alımları %10,5 düşüş gösterdi. Cari transferler nominal olarak %9,9 artarken, sosyal güvenlik kurumu açık finansmanı ekonomik toparlanma sonucu artan prim tahsilatlarının olumlu etkisi ile yıllık bazda %7,7 düştü. Görüştüğümüz yetkililer, bu yıl bütçe açığının 4. çeyrekte yapılması planlanan kamu yatırım harcamalarına rağmen revize hedefin de altında kalacağını bekliyor. Hükümet bu yıl için OVP’de 44,2 milyar TL (GSYİH’nin %4,0’ü) bütçe açığı hedeflerken, Ocak-Ekim döneminde gerçekleşen bütçe açığı bu rakamın yarısı civarında oldu (23,1 milyar TL). Diğer yandan, faiz-dışı fazla bu dönemde revize hedef olan 5,3 milyar TL’nin oldukça üzerinde 18,3 milyar TL olarak gerçekleşti. Bu yılın tamamı için bütçe gerçekleşmelerinde belirleyicinin son iki ayda gerçekleşecek olan yatırım harcamaları olmasını bekliyoruz. Yapılan revizyonla 2010 yılı bütçesine tamamlayıcı ödenek olarak yatırım harcamaları için 9,8 milyar TL’lik ilave yapılırken, Ocak-Ekim döneminde 14,9 milyar TL yatırım harcaması yapan merkezi yönetimin bu yılın son iki ayında yatırım harcaması için 13,8 milyar TL alanı bulunuyor. Yetkililer, bu miktarın önemli bir kısmının (%80-85) kadarının yatırıma dönüştürülmesine dair beklentilerimizi doğruladı. 2011 bütçe açığı tahminimiz, %3,8 ile OVP’de yer alan GSYİH’ye oranla %2,8’in üzerindeydi. Fakat, ödenmemiş vergi ve sosyal güvenlik primleri dahil kamu borçlarının yeniden yapılandırılmasını içeren düzenlemeden sonra hükümetin %2,8’lik bütçe açığı hedefini tutturacağı görüşündeyiz. Düzenlemeden gelecek ekstra kaynağın 2011 bütçe taslağında yer almadığı yetkililerce ifade ediliyor. Bu Şeker Yatırım Araştırma Sayfa |7 3 Aralık, 2010 veri, 2011 merkezi yönetim bütçe gerçekleşmeleri konusundaki beklentimizi olumlu yönde etkiledi.1 Hükümet 2011 bütçe taslağında %10,5 nominal vergi geliri artışı ve %7,1 faiz-dışı harcama artışı öngördüğünü açıkladı. (Tablo 2) Yetkililer, genel seçimlerin zamanlamasının yıl ortasına denk gelmesinin hükümete 2011 bütçe hedeflerini tutturması konusunda yardımcı olacağını ifade ederken, bu durumun seçimler sonrasında ilk yarıya göre daha sıkı mali politikalar kullanılarak yılsonu hedeflere yakınsamayı sağlayabileceği görüşünde. Bu da 2011 bütçe açığı hedefinin tutturulması şansını artırıyor. Tablo 2: Merkezi Yönetim Bütçesi (2008-2011) 2008 2009 2010 (revize) 2011 (taslak) 2010/2009 % 2011/2010 % 209.6 215.5 252.8 279.0 17.3 10.4 Vergiler 168.1 172.4 210.2 232.2 21.9 10.5 sak:Gelir vergisi 38.0 38.4 41.2 47.3 7.2 14.9 Kurumlar vergisi 16.9 18.0 20.9 23.1 16.0 10.7 Tüketim vergileri 67.3 73.1 82.8 88.0 13.3 6.2 Uluslararası ticaretten alınan ver. 32.8 28.7 35.6 41.0 24.3 15.2 5.2 Gelirler Genel Bütçe Gelirleri Harcamalar 227.0 268.2 297.0 312.5 10.7 Faiz-dışı Harcamalar 176.4 215.0 247.5 265.0 15.1 7.1 sak: Personel 48.9 55.9 62.2 72.3 11.1 16.3 Mal ve hizmet alımları 24.4 29.8 29.4 30.0 -1.3 2.2 Sermaye harcamaları 18.5 20.1 28.7 21.7 42.8 -24.3 Sermaye transferleri 3.2 4.3 4.8 4.3 10.8 -10.1 70.4 92.0 104.7 115.8 13.8 10.6 50.7 53.2 49.5 47.5 -7.0 -4.0 Bütçe Dengesi -17.4 -52.8 -44.2 -33.5 … … Faiz-dışı Denge 33.2 0.4 5.3 14.0 … … Cari transferler Faiz Harcamaları -month, %) Kaynak: Maliye Bakanlığı Bu yıl için bütçenin 35 milyar TL civarında (GSYİH’nin %3,1’i) açık vermesini tahmin ederken, kamu sektörü brüt borç stokunun GSYİH’ye oran olarak 2009’daki %48,9’dan yılsonunda %43,3’e gerileyeceğini tahmin ediyoruz. 2011’de ise kamu borcu oranının %41,7’ye gerilemesini öngörürken, bu seviyelerin gelişmiş ülkelere kıyasla oldukça düşük bir seviye olduğunu belirtmek gerekiyor. (Grafik 6) OVP yatırımcılar tarafından oldukça olumlu karşılanırken, daha bağlayıcı olması açısından mali kuralın daha yüksek yatırımcı güveni ve öngörülebilirlik sağlayabileceği paylaşılan bir kanı. 2011 bütçe hedeflerinin olası bir mali kuraldaki hedeflere paralel olması bu durumu değiştirmiyor. 1 Bununla birlikte, düzenleme sonrası vergi gelirlerinin seyri, yeni düzenleme beklentisiyle vergi gelirlerinde oluşabilecek kayıplar açısından dikkatle takip edilmeli. Diğer taraftan, yetkililer bu şekilde bir vergi kaybının önlenmesi açısından vergi toplama konusundaki gayretlerin aynı şekilde devam edeceği konusunda kararlılık olduğunu ifade ediyor. Şeker Yatırım Araştırma Sayfa |8 3 Aralık, 2010 Grafik 6: Brüt Kamu Borcu (GSYİH'ye oran olarak) 65 60 59.5 54.1 55 48.9 48.2 50 45 42.2 42.9 2007 2008 43.3 41.7 40 35 30 25 20 15 10 5 0 2004 2005 2006 2009 2010t 2011t Kaynak: Hazine, TÜİK Hazine’nin 2011 için Ocak ayı sonrasında rahat bir iç borç itfa programı bulunuyor. (Grafik 7) Hazine gelecek yıl için %88 ile bu yılki revize %90’dan daha düşük bir borç yenileme oranı öngörüyor. Kurum, getiri eğrisinin uzun vadeli tarafını daha da uzatmak için daha da yüksek vadelerde borçlanma yapmayı isterken, bu tahvillerin ihracı için likiditenin yeterli seviyede olmasını bekleyeceği izlenimini veriyor. 10 yıldan uzun vadeli tahvillerin ihracının önümüzdeki yıl gerçekleşme ihtimalini yüksek görüyoruz. Hazine önümüzdeki yıl döviz cinsi iç borçlanma senedi ihracı öngörmüyor. Grafik 7: 2010-2011 İç Borç Servisi Projeksiyonu (milyar TL) 30 28 26 24 22 Faiz 20 Anapara 18 16 14 12 10 8 6 4 2 10/11 09/11 08/11 07/11 06/11 05/11 04/11 03/11 02/11 01/11 12/10 0 Kaynak: Hazine Şeker Yatırım Araştırma Sayfa |9 3 Aralık, 2010 Ödemeler Dengesi: V-şeklinde toparlanma V-şeklinde cari açık Hızla genişleyen cari açık ve finansman kalitesindeki bozulma Ankara’da genelde paylaşılan bir kaygı. Kısa vadede finansman konusunda herhangi bir sıkıntı öngörülmezken, finansman kalitesindeki bozulma orta ve uzun vadede Türkiye’nin önünde önemli bir engel olarak duruyor. Yılın ilk 9 ayında cari açık geçen yılın aynı dönemine göre %233 artarak 32,5 milyar $’a yükselirken, 12 aylık birikimli cari açık Eylül’de 37,1 milyar $’a genişledi (Ağustos: 34,1 milyar $). (Tablo 3) Tablo 3: Cari Denge (milyon $) Oca-Eyl 2010 Cari açık Enerji Dışı 1/ Dış Ticaret Dengesi İhracat 12-Aylık Toplam 2009 Eyl Ağu -32,479 -9,761 -37,128 -34,068 -5,299 11,213 -4,938 -2,955 -37,545 87,003 -17,507 78,623 -44,931 118,027 -42,043 117,842 % 10.7 -29.7 9.7 5.1 İthalat % -124,548 29.6 -96,130 -38.7 -162,958 22.5 -159,885 15.6 9,750 12,081 12,788 13,306 13,267 15,878 13,558 16,130 Hizmetler (net) Turizm (net) % Gelir (net) Faiz Harcam aları Cari Trans fer Mem o 2/ Dış Ticaret Dengesi -9.2 -10.4 -6.0 -5.9 -5,626 -4,016 -6,447 -5,568 -7,300 -5,687 -7,466 -5,866 942 1,405 1,836 1,883 -55,112 -30,106 -63,792 -60,141 Enerji 3/ -27,180.29 -20,974.18 -32,190 -31,113 Enerji Dışı -27,932.00 -9,132.22 -31,602 -29,028 1/ Enerji açığı (TURKSTAT tanımlı) hariç cari açık -month, %) Kaynak: TCMB Finansman kalitesindeki bozulma ise rakamlardan açık bir biçimde görülüyor. Eylül itibariyle, portföy girişleri 12-aylık birikimli cari açığın %35’ini finanse ederken, doğrudan yabancı yatırımlar açığın sadece %14’ünü finanse edebildi. 2007’de doğrudan yatırımların finansman içerisindeki payı %52 seviyesindeydi. (Grafik 8) Şeker Yatırım Araştırma S a y f a | 10 3 Aralık, 2010 Grafik 8: 12-aylık Cari Açığın Finansmanı (Toplama oran olarak; %) 90 80 70 60 50 40 30 Doğrudan Yatırımlar 20 Portföy Yatırımları 10 0 -10 -20 -30 09/10 07/10 05/10 03/10 01/10 11/09 09/09 07/09 05/09 03/09 01/09 11/08 09/08 07/08 05/08 03/08 01/08 11/07 09/07 07/07 05/07 03/07 01/07 -40 Kaynak: TCMB Bu yılın tamamı için cari açığın 2009’daki 14,4 milyar $’dan (GSYİH’nin %2,3’ü) 43 milyar $’a (GSYİH’nin %5,7’si) genişlemesini tahmin ederken, bu durumun gelecek yıl da devam etmesini ve açığın 84 $’lık ortalama petrol varil fiyatı varsayımı ile 51 milyar $’a (%5,8) genişleyeceğini tahmin ediyoruz. TL’nin değerinin reel olarak tarihi zirvelerde olması ve V şeklinde ekonomik toparlanma cari açığın bu kadar hızlı açılmasının ana nedenlerini oluştururken, TL’deki reel değerlenmenin fon girişleriyle birlikte devam etmesini bekliyoruz. (Grafik 9) Yetkililer de 2011’de Türkiye’ye sermaye girişlerinin devam etmesine dair beklentiler taşırken, yabancı portföy girişlerine gelecek yıl Tobin vergisi gibi bir kontrol aracı öngörülmüyor. Grafik 9: Cari Açık ve Reel Efektif Döviz Kuru 55 130 50 125 45 120 40 115 35 110 30 105 25 100 20 95 15 90 10 Cari açık (milyar $; 12-aylık toplam) 85 Reel efektif döviz kuru (2003=100; 12-aylık hareketli ortalama) 5 0 07/10 02/10 09/09 04/09 11/08 06/08 01/08 08/07 03/07 10/06 05/06 12/05 07/05 02/05 09/04 04/04 11/03 06/03 01/03 80 Kaynak: TCMB Şeker Yatırım Araştırma S a y f a | 11 3 Aralık, 2010 Cari açıktaki orta ve uzun vadeli riskler bir yana, cari açığın finansmanı konusunda Fed tarafından sağlanan likiditenin Türkiye dahil gelişmekte olan ülkelere akması nedeniyle kısa vadede bir sıkıntı öngörmüyoruz. Türkiye’nin rakip piyasalara göre sağlam makro pozisyonu fonlardan payını almasını kolaylaştırırken, finansman kalitesindeki bozulma net bir şekilde görülüyor. Orta vadede Fed’in piyasalardaki fazla likiditeyi çekmesi durumunda Türkiye’nin dış finansman konusunda sıkıntıyla karşılaşma ihtimali olduğu görüşündeyiz. Kredi Notu Gelişmeleri Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch geçtiğimiz hafta Türkiye’nin kredi notu görünümünü durağandan pozitife çıkartırken, kredi notunu yatırım yapılabilir seviyenin bir kademe altında, BB+’da bıraktı. Kuruluş büyüme ve kamu mali dengeleri tarafındaki olumlu duruma ek olarak hızla genişleyen cari açığa vurguda bulundu. Yaptığımız tüm görüşmelerde küresel kriz sonrasında kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’yi daha farklı bir tavırla ele aldığından duyulan memnuniyet hissediliyordu. Bununla birlikte, kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye’nin yapısal cari açık sorununu ülkenin yatırım yapılabilir seviyeye yükseltilmesi için en önemli engel olarak görüyor. Kuruluşlar bu nedenle cari açık sorununun rekabetçilik artışı sağlayacak yapısal reformlarla çözülmesi konusunda tavsiyelerde bulunuyor. Yetkililerden edindiğimiz genel izlenim, 2011 yıl ortasında yapılması beklenen seçimlerden önce Türkiye’nin kredi notunun yatırım yapılabilir seviyeye çıkartılmasını beklemedikleri yönünde. Fitch’in not görünümü değişikliği oldukça olumlu, fakat kuruluşun Türkiye’nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyeye çekmek için kredi notları yatırım yapılabilir seviyenin 2 kademe altında bulunan Moody’s ve S&P’den en az bir kademe not artışı bekleyeceğini düşünüyoruz. (Tablo 4) Piyasa şimdiki CDS seviyeleri ile Türkiye varlıklarını yatırım yapılabilir seviyedeymiş gibi fiyatlarken, Türkiye’nin yatırım yapılabilir seviyeye yükseltilmesinin en erken seçimlerden sonra geçekleşeceği görüşündeyiz. Seçim sonrası atılabilecek yapısal reform adımlarının yatırım yapılabilir seviye için ek bir ivme yaratabileceğini düşünüyoruz. Tablo 4: Uzun Vadeli Yabancı Para Cinsi Kredi Notu S&P Fitch Moody's -month, %) Şeker Yatırım Araştırma Not Tarih Önceki Not Tarih Görünüm Tarih BB BB+ Ba2 Şub-10 Ara-09 Oca-10 BBBBBa3 Ağu-04 Oca-05 Ara-05 Pozitif Pozitif Pozitif Şub-10 Kas-10 Eki-10 Kaynak: Hazine S a y f a | 12 3 Aralık, 2010 UYARI NOTU: Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri, yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Şeker Yatırım Menkul Değerler A.Ş.- İnönü Caddesi Tümşah Han No:36 Kat: 3 – 4 Gümüşsuyu / İSTANBUL Tel: 0212 334 33 33, Pbx Fax: 0212 334 33 34, arastirma@sekeryatiri m.com Şeker Yatırım Araştırma S a y f a | 13