B : 15 16.!). 194$ ririmin 18 nci madde hakkındaki takririmle be­ raber okunmasını rica ediyorum. SAİT AZMÎ FEYZİOĞLU (Kayseri) — Muh­ terem arkadaşlar, 17 nci maddenin tadiline uy­ gun bir şekilde 18 nci maddede ceza tadilini ve kapatma şekillerini derpiş eden bir takririmi Riyaset makamına takdim ettim. Hiç beyanname vermiyen veya noksanını ik­ mal etmediğinden dolayı beyanname vermemiş sayılanlar hakkında bir ceza vardır, bir de hi­ lafı hakikat beyanname verenler hakkında ayrı bir ceza fıkrası vardır. Hilafı hakikat beyanname verenlere ait ceza, kapatma hakkı, bu teklif ile, mahkemeye bırakılmıştır. Tadile uygun bir şe­ kildir. Uzun uzadıya izaha lüzum yoktur. Oku­ nunca anlaşılır, onun kabulünü rica ediyorum. SAHÎR KURUTLUOĞLU (Kırşehir) — 18 nci maddenin tadili hakmda takrir sahibi olan Sait Azmi arkadaşımız bu maddenin fazla izah edilmemiş olduğunu beyan buyurdular. Ben de kendilerine iştirak edereim. Eski maddede (A) ve (B) bentlerinin müş­ terek hükümlerine göre sahte beyanname vermek ve bu beyannameye istinaden gazete neşretmek, âyrr ayrı suç telâkki edilmiştir. Fakat beyanna­ me meselesini halletmekle ayrı iki suç varmıdır düşüncesini tadil ortadan kaldırmış bulunuyor. Yalnız burada tekerrürden bahsediliyor. Kanu­ nun mutlak olarak tekerrürlerden bahsettiği yer­ lerde esas itibariyle bu husus düşündürücü ola­ maz. Millî Korunma Kanununun 68 nci madde­ sinin ikinci bendine bir fıkra ilâve edildiği za­ man bu kanunda tekerrürden maksat hüküm katileştikten sonra aynı fiilin işlenmesidir denmek suretiyle iş ayrı bir hükme tâbi tutulmuştur. Halbuki burada tekerrür mutlak olarak kabul edildiğine öre Ceza Kanununun hükümleri daire­ sinde işin mütalâası zaruridir yani mahkûmiye­ tin infazından sonra ikinci bir fiilin işlenmiş olmasıdır. İnfaz edilmiş bir mahkûmiyetten son­ ra fiilin tekrar işlenmesi maksut olacaktır. Bu itibarla tereddüde mahal yoktur sanırım. Biz 18 nci maddenin tadilinde Sait Azmi Beyle müştereken vardığımız bir tek netice var­ dır. Hakikat hilâfma verilmiş olan beyanname üzerine gazete kapatılması yetkisinin Hükümet­ ten alınmış olmasıdır. Hükümette kalması esasen mahzurlu olurdu, çünkü idari makamlarca yapı­ lan tahkikat tek taraflıdır. Halbuki kazai mer­ cilerde bu hususta yapılacak tahkikat karşılıklı- Ö:İ dır. Yani mahkûmiyet hükmüne veya beraet hükmüne müncer olabilecek bir haldir. Beraet ile neticelenirse hakkı zayi olmuş bir vatandaşın Hakkını telâfi , etmek imkânına malik olamayız. Halbuki bu vatandaşın hakikat hilâfına beyan­ name verdiği sabit olursa sahtekârlık sayılaca­ ğından esasen mahkûm olacaktır. Suçu işlediği tahakkuk ederse esasen mahkûmiyetle neticele­ necektir. O vakit bunun mahkemelere mevdu olması gayet tabiîdir. Beyannameye vasfın ya­ zılması mecburi olmadığına göre 12 nci madde de tadad olunan vasıfların mevcut olmadığı hal­ lerde de idari makamların kapatma yetkisi pek tabiî olarak (mevcuttur. Bu husus hakkında 17 ve 18 nci maddeler tereddüdü mucip olmaz, ka­ naatindeyim. HUkKt KARAGÜLLE (Konya) — Arkadaş­ lar bendeniz, idari makamlarea gazetenin, bu mahiyeteki gazetenin kapatılmasının doğru olmryacağı mütalâasına kıs-aeık. cevap vermek için söz almış bulunuyorum. Arkadaşlar;, prensip olarak gazete kapat­ mak hakkı bu kanunun kabul ettiği esaslara göre, mahkemelere aittir. Fakat ne için bu mevzudaki gazete kapatma hakkı idare âmirle­ rine verilebiliyor? Bundaki hâkim maksat şu­ dur arkadaşlar: Bir defa Medeni Kanunda ve ona müsteniden yakında Meclisten çıkan Dernerler Kanununda da buna benziyen bir hüküm vardır. Denmektedir ki: Beyanname verilme­ den cemiyet kurulursa bunu idari makamlar, der­ hal kanun dışı sayarak meneder. Amma hiçbir cemiyet beyannameyi verdikten sonra hukuki teşekkülü için ayrıca bir ruhsatname almağa mecbur değildir. Tıpkı, matbuat da bir âmme müessesesi telâkki edildiği için,, bunda da ruh­ satname esası kabul edilmemekle beraber, Hü­ kümete beyanı malûmat etmek, âmme menfaat­ leri bakımından lüzumlu ve zaruri görülmüş­ tür. Şimdi, öyle bir beyanname vermişse ve be­ yannamede bir noksan yoksa neşriyatına devam edip gidecek gazete. Fakat, beyanname ver­ memiş ise arkadaşlar, hukuki bünye, Türk ka­ nunlarına göre, tekevvün etmemiştir ki bunun hukuki mahiyet ve hüviyetini tanıyalım. Böy­ le bir şeye mezun değiliz, Bunun içindir ki hu­ kuki hüviyet iktisap etmediği için, işin mah­ kemeye intikâline hiç hacet kalmadan idare âmirlerine bu gazeteyi kapatmak hakkının ve­ rilmesi pek tabiîdir. Bunun için burada ne hu- — 361 —