Krediyi Yeniden Yapılandırmada Değişiklik

advertisement
Krediyi
Yeniden
Yapılandırmada Değişiklik
Sanayi Bakanlığı tüketiciden kredinin yeniden
yapılandırılmasında ek ücret talep edilemeyeceğine
dair
ifadeyi
tebliğden
çıkardı.
Kredi
yapılandırmasında taraflar anlaşabilirse ek bir
maliyetle borcun kalan vadesi uzatılabilecek, kredinin faiz
türü veya para cinsi değişebilecek.
Sanayi Bakanlığı’nın 29 Eylül 2007’de açıkladığı tebliğin
taslağında yer alan, “kredisini yeniden yapılandırmak isteyen
tüketicinin herhangi bir ücret ödemeyeceği” ifadesi,
bankaların talebi üzerine metinden çıkartıldı.
Buna göre bankalar konut kredisini yeni bir ödeme planına göre
şekillendirmek isteyen müşterisinden, mevcut krediyi kapatması
için yüzde 2 erken ödeme cezasının yanında yeni açacağı kredi
için ek masraflar isteyebilecek. Akbank Bireysel Kredileri
Grup Başkanı Cem Muratoğlu, bankaların kredi yapılandırmasında
bir maliyetle karşılaştığı için bu masrafları talep etmesi
gerektiğini belirterek “Daha önce de pek çok banka bu masrafı
tüketiciden alıyordu, tebliğle beraber bu netlik kazanmış
oldu” dedi.
Sanayi
Bakanlığı’nın
konut
kredilerinin
yeniden
yapılandırılmasına ilişkin tebliği, konut kredisi kullanan
tüketicinin dilediği takdirde kendi bankası veya bir başka
finans kuruluşu ile anlaşıp, kullanmış olduğu konut kredisinin
vade yapısını, faiz oranını, faiz türünü, döviz kurunu
değiştirmesine imkân tanıyor. Buna göre sabit faizden kredi
kullanmış olan bir tüketici değişken faize geçebilir veya YTL
cinsi kredisini dolar kredisine döndürebilir. Faizlerin
düştüğünü görenler de daha önce aldığı yüksek faizli kredinin
yenilenmesini isteyebilir.
Vadeler uzatılabilecek
Tebliğ kalan vadeyi uzatmaya da imkân tanıyor, örneğin 6
yıllık bir kredisi olan tüketici, daha az taksit ödemek için
bunu 10 yıla yayabilir. Daha önce gerçekleştirilen
yapılandırmalarda sadece faiz oranı değiştirilebiliyordu,
tebliğ yeni alternatifleri sundu ama bunların da tüketiciye ek
bir maliyeti olacak. Bu maliyetler kredi tutarına, faiz
farkına ve kalan vadeye göre banka tarafından hesaplanacak.
Cem Muratoğlu’na göre komisyon oranı kredi tutarının yüzde
2’sini bulabilir. Muratoğlu, “Türkiye’de ortalama borçlanma
vadesi 6 yıl. Bu vadedeki bir kredide 0,10 puanlık faiz
düşüşleri için krediye yapılandırmaya kalkışmak, tüketicinin
aleyhine olur. Bir başka bankaya da gitse, krediyi alırken
masraf ödediği ilk bankasına hem kapatma cezası verecek hem de
yeni bankasına bu ek masrafları ödeyecek” dedi.
Finansbank Bireysel Bankacılık Bölüm Başkanı Tunç Akyurt ise
tebliğin ilk halindeki bu masrafların talep edilemeyeceği
ifadesine Bankalar Birliği olarak itiraz ettiklerini söyledi.
Akyurt, “Bizler de kullandırdığımız krediye göre uluslararası
alanlarda fonlama yapıyoruz, her istediğimizde faizi
değiştiremeyiz diye anlattık, onlar da haklı bulup o maddeyi
metinden çıkardı” dedi. Yapılandırmanın tüketiciye eğer
0,40-0,50 puan gibi bir faiz düşüşü sağlamıyorsa avantaj
sağlamayacağını anlatan Akyurt, “Eğer faizinizi 0.50 puan
düşürebiliyor ve vadeyi de uzatabiliyorsanız o zaman
refinansman yapmanın bir anlamı olur” dedi.
Sorumluluk orijinal bankada
Bu arada 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun,
konutun zamanında teslim edilememesi veya ayıplı olması
halinde bankayı kredi miktarı kadar ve 1 yıl süre ile
tüketiciye karşı sorumlu tutuyor.
Aynı kanunda kredinin yeniden yapılandırılarak başka finansman
kuruluşuna devrolduğu zaman bile, kredi veren konut finansman
kuruluşunun sorumluluğunun devam edeceği de hükme bağlanıyor.
Buna göre krediyi devralan yeni kuruluş veya banka, ayıplı
maldan dolayı sorumluluk taşımıyor ama krediyi tüketiciye ilk
sağlayan orijinal bankanın sorumluluğu ise sürüyor.
Sanayi Bakanlığı’nın yeniden yapılandırılma tebliğinde bu
hususa ilişkin hiçbir ifade bulunmadığı için Tüketici
Kanunu’ndaki bu maddenin uygulanmaya devam edeceği
belirtiliyor. Ancak bu madde bankacıların tepkisini çekiyor.
Tunç Akyurt kredinin yapılandırılmasında orijinal bankanın
elinde yaşayan hiçbir kredi olmamasına rağmen ayıplı mala
ilişkin sorumluluğun devam etmesinin çok anlamlı olmadığını
ifade ediyor. Cem Muratoğlu da “Bankalar müteahhit şirketlerle
bazen kampanyalar düzenleyerek tüketicinin karar almasında
yönlendirici olabildiği için bu düzenleme yapılmış olabilir
ama ortada borç veya devam eden bir ilişki kalmadığı halde
sorumluluğu devam ettirmek desteklenecek bir durum değil”
dedi.
Kredi yapılandırılmasındaki sorunlar
1- Kredinin bir bankadan diğerine devrolabilmesi için tapunun
da devrolması gerekiyor. Ama bunun için her iki bankanın
yetkilisinin aynı gün aynı saatte tapu dairesinde olması gibi
zorunluluklar süreci zahmetli bir hale getiriyor.
2- Kredi yapılandırıldığında, ilk bankanın ayıplı maldan
sorumluluğu devam ediyor ama krediyi sürdürecek olan yeni
bankanın sorumluluğu bulunmuyor.
3- Kredi yapılandırılmasına getirilen cezalar nedeniyle küçük
çaplı faiz düşüşleri için yapılandırma talep etmek anlamlı
olmuyor.
4- Yapılandırmanın gerçekleşmesi için iki tarafın da şartlar
üzerinde karşılıklı anlaşması gerekiyor. Banka krediyi yeni
ödeme planına bağlamak zorunda değil. Bu durumda tüketici de
başka banka ile anlaşma yoluna gidebilir.
5- Vadeyi uzatarak aylık taksitleri düşürmek için de kredi
yapılandırılabilir ama bu durumda tüketicinin toplamda daha
fazla borç ödeyeceğini de hesaba katması gerekiyor.
6- Şu anda düşen döviz kuru nedeniyle tüketiciler isterse YTL
kredisini dövize çevirebilir. Ama kredinin kalan kısmında
dövizin hep düşeceğinin garantisi yok. Yükseldiğinde tekrar
kredi yapılandırmasına yönelmek de ekstra bir masraf
gerektirir.
7- Tüketici sabit faizden vazgeçip değişken faizi seçebilir.
Ama o zaman da kriz zamanlarında yükselen faizden dolayı
maliyetlerin otomatik olarak artacağını hesaplaması gerekir.
Faiz düşüp vade uzarsa aylık ödemeler azalır
Krediyi yeniden yapılandırmada aylık taksitlerin azalması için
faizin düşmesi ile birlikte vadenin de uzaması gerekiyor.
Örneğin; 100 bin YTL’lik 10 yıl vadeli bir kredinin faizi
yüzde 1,28 olursa aylık taksiti 1635 YTL’ye denk geliyor. Aynı
kredinin faizi yüzde 1,48 olursa o zaman aylık taksit 1786
YTL’ye çıkıyor. İki kredi arasındaki aylık taksit farkı sadece
153 YTL’yi buluyor. 6 yıl gibi daha kısa bir vadede ise yüzde
1,28’den kullandırılan kredinin taksiti 2134 YTL, yüzde
1,48’den kullandırılan kredinin taksiti 2267 YTL’yi buluyor.
Aradaki taksit farkı ise 134 YTL’ye iniyor. Ama vade 20 yıl
olursa, yüzde 1,28’lik kredinin taksiti 1343 YTL, yüzde 1,48
olursa 1524 YTL olarak hesaplanıyor. 0.20 puanlık faiz düşüşü
20 yıl vadede aylık taksitlerin 181 YTL düşmesini
sağlayabiliyor. Ancak söz konusu hesaplamalara kredi
yapılandırmasından dolayı eklenecek masraflar dahil değil. Bu
nedenle tüketicinin ek masrafa karşılık ne kadar avantaj elde
edeceğine dikkat etmesi gerekiyor.
HABER – SELMA ŞENOL
Download