SEMPOZYUMU

advertisement
ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ
iLAHiYAT FAKÜLTESi
·
Yayın Noı3'5
YÜKSEKÖÖRETİMDE
DiN BiLiMLERİ ÖÖRETİMİ
SEMPOZYUMU
21-23
Ekirtı
1
~
SAMSUN .
1988
1987 .
İLAHİYAT FAKÜLTELERİNDE OKUTULAN
"İSLAM DİNİ ·ESASLARI, İSLAM HUKUKU VE.
İSLAM HUKUKU USULÜ" DERSLERİYLE İLGİLİ
TEKLiFLER
Yard. Doç. Dr. Hasan GÜLEÇ
Dokuz Eylül Üniversitesi
İlahiyat
Fakültesi
Din ilimlerinin birbirinden ayrı ve irtibatsız düşünülmesi mümkün olmuyor. Bilhassa İslam hukukun~n yani
fıkhın Arapça, tefsir ve.hadis gibi dallarlayakın ilgisi
var. Ayrıca örf ve adeti bilmek, çeşitli durumlarda insanların
ihtiyaçlarını
karşılayabilmek
için sosyoloji,
din sosyolojisi, psikoloji, din psikolojisi gibi bilgilerin de çok iyi öğrenilerek hazmedilmesi gerekmektedir.
/
Fıkha ait bilgiler kuru ve nazari olarak değil,
hayata bağlı, uygulamalı bir şekilde canlı olarak verilmeye çalışılmalıdır. Öğrencinin bir yerde, halkın içinde
uzun zaman· kalarak fıkıhla ilgili sorulara muhatap olması,
problemleri ve hal çarelerini öğrenmesi, insanların
durumunu yakından müşahede etmesi, müftülerle diğer din
görevlilerine sorulan soruları derleyerek tasnife tabi
tutması, bunlara cevaplar bulmaya çalışması, öğrendikle­
rini nazari ve kuru olmaktan kurtaracaktır kanaatindeyim.
Mezhepler
meselelerdeki
farklı uygulamaları o mezhep mensuplarının içinde kalarak
ve onlarla birlikte yaşayarak öğrenmek yine bilgiye nayatiyet kazandıracaktır. Bu sebeple bilhassa y~ksek lisans
seviyesindeki öğrencilerin farklı bölge ve ülkelerdeki
bu. uygulamaları gözleyebilme .imkanları sağlanmalıdır.
arasında
bulunan
287
fer'i
Böylece mezhepler arasında ~arşılıklı anlayış ve müsamaha
havası hakim olur. Mezhepler arasında bulunmaması gereken
ve hiç beğenilmeyen taassup ortadan kalkar.
Fıkıhla ilgili t_zler hazırlanırken hayatla irtiolan konulara ağırlık verilmeli, problemler üzerinde
durulmalı, bunlara hal çareleri. aranmalıdır. Fıkıh öğre­
nene analiz ve sentez yapabilme melekesi kazandırılmalı­
batı
dır.
Beşeri
hukuk sistemlerinden farklı olarak İslam
hukukunun konusuna ibadetler ile bugün ahlak içinde yer
alan bazı konular da dahildir. Bundan anlaşılıyor ki İs­
lam hukukunda inanç ve ahlaki davranışlar arasında sıkı
bir münasebet vardır. Zaten inanç ve ahlaktan kopmuş bir
fıkhın başarılı olması düşünülemez. Fıkıhla inanç-ahlak
.. münasebetine Hz. Ömer' in kaza konus~.ındaki mektubunda ve
İmam Yusuf'un Kitabü'l-Harac'ının mukkadimesinde güzel
örnekler bulmaktayız. Bütün bunların yanısıra fıkıh hükmünde yine objektif olarak kalmakta ve bu özellik şu kaideyle ifade edilmektedir : "Biz görünene göre hüküm veririz; görünmeyen ve gizli kalan şeyl~ri en iyi Allah bilir."
Hz. _Peygamber devrinde "fıkıh" denilince bundan,
diğer ilim dallarıyla arasına bariz çizgiler çekmiş b~­
günkü manadaki fıkıh anlaşılmıyordu. Hz. Peygamber, Abdullah b. Abbas 1 ı kucaklay ıp "Allah' ım onu dinde fakih
.- kıl ve ona tev 1 ili - tefsiri öğret" diye dua ederken ;
"Allah kim hakkınaa iyilik dilerse onu dinde fakih kılar"
huyururken, yine Abdullah b. Amr, "fıkıh, kişiye ihsan
edilip verilen en. hayırlı şeydir" derken çok geniş manadaki dini bilgiyi kasdediyorlardı. Bunlardan anlıyoruz
ki, fıkıh öğrenilip öğretilirken diğer ilim dallarıyla
arasında bulunan sun 1 i sınırlar aşıımalı ve kaldırılmalı­
dır.
Bilgiyi hazmetme ve
öğrenilen şeylerden
288
zevk alma,
eğitimde
likte
çok önemli bir yer tutar. Her ilim dalı ile birda bu husus her zaman gözönünde bulundurul-
fıkıhta
malıdır.
Arşivlerdeki fı~ha 8it belgelerin, şerıiyye sicillerinin incelenmesi; Türk tarihi, Türk hukuk tarihi, tarih sosyolojisi gibi ilimlerin karanlık sayfalarını aydınlatacaktır. Bu da fıkhın yan faydalarındandır.
;
sebep olmuş­
tur tarzındaki bir iddia doğru değildir. Çünkü geri kalışta asli unsur, ·bizatihi insanın kendisidir. Zihni faaliyetlerdeki durgunluk, donukluk ve cılızlık, bil~i üretrnede kısırlaşma demektir. Şu halde ~sanda bulunan bu kusuru, bir ilim olan fıkha yüklememelidir. Belki şöyle bir
ifade doğru olabilir
Fıkıh insanı değil,
insan fıkhı
geri b~rakmıştır.
Fıkıh,
müslümanların
/
kalmalarına
sevjyede fı­
bir ideal olarak kalacaktır; Tahakkuku 1mk8nsız böyle bir arzudan vazgeçilerek
gerçekçi olmada fayda var. Genel olarak öğrencilerin tamamına verilecek fıkıh bilgileriyle, bu dalda ihtisas yapacaklara veril~cek bilgiler belirli ve müşahhas hale getirilmelidir. Ancak buna riayet edilerek yapılan bir fı­
kıh eğitim ve öğretiminden başarılı sonuçlar elde edilebilir.
Dini bilgi
kıh
öğretmek,
öğrenen
geri
ulaşılması
her
öğrenciye aynı
imk8nsız
İsl8m
dininin kendinden olmayan ve kendine uygun
düşmeyen şeyleri ayıklama, temizleme özelliği vardır. Bunu yaparken fıkhı ölçü. olarak kullanır. Doğruyu-eğriyi
bununla tartar, sonunda değerlendirmesini yaparak hükmünü
verir.
Halife Harunu ı r-Reşid, oğulları Emin ve Me ı mun ı a
hocalık etmesi için saraya, huzura gelm~sini,İmam M8likı­
ten istedi. İmam M8lik şu cevabı verdi : "Muhterem halife; ilme değer verirseniz yücelir; i lerler. İlmi hakir
289
görürseniz geriler. İl im ay:ağa gelmez. Onun ayağına geli'
nir". Bütün diğer bilgiler.gibi
fıkıh için de bu geçerlidir. Fıkha değer vermeli, fakih itibar görmelidir.
Bu düşüncelerin ışığı altında, Ilahiyat Fakül tele-·
rinde okutulmakta olan ···islam Dini Esasları, İslam Hukı;ıku
ve İslam Hukuku . Usulü" _dersleriyle ilgili tekliflerimi
şu şekilde arzediyorum :
ı
- Birinci
Dini Esasları" der·si, uygulamada yarı yarıya İslam ~nançları ve İslam ibadetleri şeklind~ okutulmaktadır. Bu ders ikiye ayrılarak
iki saati kelama, iki saati de İslam hukukuna dahil edilmelidir.
yılda
yarıyıldaki "İslam
2 - Aynı derslerin aynı mikdarlarda ikinci
da verilmesi uygun olacaktır.
yarı
3 - İslam. hukukunun ikişer saati beşinci ve altın­
alınarak üçüncü ve dördüncü yarıyıllarda
okutulmalıdır. Böylece tedricilik ve unutmayı önlemek için .~evamlılık kaidelerine uygun hareket edilmiş olacakcı yarıyıllardan
tır.
4 - Halen beşinci yarıyılda okutulan "İslam Huku.ku
'Usulü" dersi, İslam hukuku öğrenildikten sonra yani yedinci yarıyılda verilmelidir. Çünkü İslam hukuku bilinmeden, usulünü öğrenmek pek kolay olmamaktadır.
5 - İmam-Hatip Liselerinde okutulmakta olan fıkıh
derslerinin müfredatı genellikle iyidir. Fakat bu müfredata göre yazılmış kitaplar yeniden gözd~n geçirilmeli,
öğrencilerin yaşıarına ve zeka seviyeler:lne uygun hale
getirilmelidir.
6 - İlahiyat Fakültelerinde İslam hukuku dersi okutulurken öğretilecek bilgilerle ansiklopedi mahiyetindeki kaynaklarda bulunması ve gerektiğinde başvurulması
290
ge.ı;-ekenler birbirinden ayrılmalıdır.
Bu konuda bilgisayardan faydalanılmalıdır. Diğer detay yanında mesela f~­
raiz' bilgisayara yüklendiği takdirde büyük kolaylıklar
elde edilir.
7 - Yeni olaylar ve i_lk defa ortaya çıkan probiemler karşısında verilecek fetvalar ve görüşleri belirtecek
merciler arasında koordine ve haberleşme sağlanmalıdır.
Bu fetva ve görüşlerin dayandığı deliller müzakere edilmeli, tenkide ve tahlile tabi tutulmalıdır.
8
koordine ve
İctih'ad
konusunda da
haberleşme
İslam
ülkeleri
arasında
sağlanmalıdır.
9
İslam hukukunun kaynak eserleri tanıtılırken
sadece müellifi, e.serinin adı, doğum ve ölüm tarihi söylenerek yetinilmemeli; eserin özelliği ve farklı yönleri
öğretilerek öğrencilere, ilgi duyacakları konulardan örnekler verilmelidir.
.
10 - Sırayla her yıl bir İlahiyat Fakültesinin organize etmesiyle mUfredat programları için müzakere toplantıları yapılmalı; uygulamalar, tecrübelerin ışığı altında tenkide tabi tutulmalıdır.
Müfredat, ders ve konularla yakından ilgilenecek fakülte ler arası bir kurul oluşturulmalı; bilgi ve
tecrübe alış-verişinde bulunuımalı ve gelişme devam ettirilmelidir.
ll -
/
*
*
291
*
Download