If clause ve zaman zarflarının (when, after, as soon as, once…) bağlı bulundugu cumlede “will/would/going to/shall” yapıları gelmez. Svo when SVO ……1960, when…. Özne/nesne…..N:C I dont know when she will come Zaman zarfı……………… , …………………….have/has V3 %80 If clause’un ana cümlesinde aşağıdaki yapılar gelmez Have / has V3 – have /has been Ving V2 – was /were / was-were Ving Had V3 / had been Ving Zaman zarfları (when, after, as soon as, once…) %100 uyum ister… ana cümlede ve yan cümlede işaretleyince hangi olayın daha önce olduguna mutlaka bakınız. Hardly Barely Scarcely Almost never Rarely Seldom Sometimes At times Occasionally Now and then Now and again Now At the moment Currently For the time being At present Presently “Hemen hemen hiç, nadiren” “Bazen” simdi, şu anda : am is are Ving At that moment At that time Once: bir zamanlar The day Nowadays Thesedays gradually more and more day by day step by step V2 bugünlerde : am is are Ving aşama aşama : : Ving (present: am-is-are Ving) (past: was-were Ving) V2 / had V3 pointed time in the past : V2 Yesterday, Two days/weeks/months… ago, Last night/week/month/year…., In 1960, in the 1960s, during the 1960s, Between 1960 and 1990, From 1990 to 2000, During WW II, etc. At the time, At that time, once (bir zamanlar), at that moment V2 kullanılmasına rağmen present/future anlam veren yapılar It is time + subject + V2 : -nın vakti geldi I wish + subject + V2 : present / future wish As if / as though + subj + V2 : unreality , -mış gibi, sanki If clause type II : present unreal (If…V2…..) Would you mind + if + subj + V2 : polite request Would rather + subj + V2”” : tercih ederim Was-were Ving / V2 dizilimi seçeneklerde varsa muhtemelen doğru yanıt olabiliyor Bu dizilim zaman ifadesi verilmeden de sorulabiliyor…bir olay devam ederken diğer bir olayın devam eden olayı kesmesi, araya girmesi durumunda kullanılır. When / while / as : yapıları zaman zarfı olarak “-iken” anlamında kullanıldığında devamlarında genellikle “have / has V3” yapısı kullanılmaz.Böyle bir dizilim gördüğünüzde “while” yapısı “whereas” gibi kullanılan ve zıtlık anlamı veren yapıdır. “As” yapısı ise “dığı için” anlamında kullanılan ve “neden-sonuç” ilişkisi veren yapıdır. While/As…………have/has V3 have / has V3……..isteyen yapılar Cümlede herhangi bir zaman ifadesi yoksa, eylemin sadece yapıldığından bahsediliyorsa: Up to now Up till now So far To date Lately Recently (until recently : V2) All my life (all his life (ölmüşse : V2) For 10 years Since 1990 For 10 days now *her “for” lu yapıda “have has V3” e gitmeyin…eğer “now” noktası ile ilişki varsa kullanılır. Farklı zaman ifadelerine dikkat ediniz: For 2 weeks last summer : V2 For 10 years before I came here : had V3 / had been Ving…. Since + V2 ………….. , have/has V3 - have/has been Ving have/has V3 - have/has been Ving …. since …………..+ V2 9 9 In within During Over For In During Over For last the week/month/year/decade/century 1 past last the few/two weeks/months/years/decades/centuries past “last” ve “past” kelimelerinin önünde “the” varsa ve oncesındekı prep lere de dikkat ediniz : have / has V3 – have/has been Ving sadece “the last weekend”: V2 Sıra sayı sıfatları (first, second, etc.) ile, “only” sıfatı ile veya “superlative” ile nitelenen bir ismin devamında Present Perfect kullanılır This is the first time I have been abroad By the time ……… Vo/V1 ……… , ………..will have V3.. (will…) By the time ………..V2………….., …………had V3 (V2)……. By 1960, …………. Had V3 (V2)…. By 2060……………will have v3 (will…) Until : süreklilik By : herhangi bir arada HAD V3 YAPISININ BIRLIKTE KULLANILDIGI OZEL YAPILAR I wish / if only + Subject + had V3……………… PAST WISH As if/As though + Subject + had V3……………. UNREALITY IN THE PAST-MIŞ GİBİ Would rather + Subject + had V3 …………TERCİH EDERDİM If Clause Type 3……… UNREALITY IN THE PAST If clause mixed type…. I hope I expect I think I am sure……………..will/would I am confident I am certain Foresee Forecast…………….will/would Predict Estimate When Once As soon as…………present…., ……….will………………. If (type I) Unless (type I) When I graduate, I will start a job… Unless………………. , ………cannot/won’t Asagıdakı yapılara cloze test ıcınde dıkkat ediniz…1940 yılında savas basladı. Next year …. gibi bir cümlede yine V2 kullanmak lazımdır…yani past olan bir paragrafta future zaman ifadeleri yanıltıcı olmasın!!! Tomorrow, tomorrow morning, etc. Two weeks later; in 2050, shortly, briefly, soon, next year, before long, in/within two weeks, etc. “Be about to V0”; “Be on the verge of “Be on the edge of “ “Be on the point of “Be on the brink of -e üzere olmak”, “-nın eşiğinde olmak, at this time tomorrow…………..will be Ving:-yor olacak this time next year at this time yesterday………was/were Ving this time last year by next friday…………….will have V3: *mış olacak by 2030……………………will have V3 by the time ……….Vo/V1……. , ………will have V3 in 10 years time ……….will have V3 will have V3 yerine “will…” ile başka yapı da olabilir. Present yapılar past yapılar Am-is-are Am-is-are Ving Vo/V1 Have/has V3 Have/has been Ving Future time yapıları was-were was-were Ving V2 had V3 had been Ving Bir cümlede zaman zarfı varsa, zaman zarfları %100 uyum ister kuralı doğrultusunda present yapılar kendi içerisinde ve past yapılar kendi içerisinde değerlendirilmelidir. Bu iki gruptan have/has V3 ve V2 yapılarını yanyana getiren yapı since yapısıdır. Genellikle işaretlemekten kaçınmanız gereken dizilimler: Had V3 / have/has V3 Had V3 / am-is –are Had V3 / will Vo Was/were Ving / have/has V3 Am-is-are / would… Would …/would… Cümle tamamlama sorularında da bu yapıları ana cümlede ve yan cümlede kullanmamaya .çalışın ayrıca cümle tamamlamada “had v3/had v3” diziliminden de kaçınabilirsiniz. modals Can: am-is-are able to Could : was-were able to Could yapısı sadece ability anlamında past anlam verir. Was-were able to : managed to Vo : uğraş sonucu elde edilen başarı Olasılık anlamı veren yapılar May-might-couldCould-can may well-might well-could wellbe likely to- be unlikely to- be bound to- probably may as well might as well………….bari şunu yapalım… (olasılıkla alakası yok) could as well zorunluluk anlamı veren yapılar must have to/has to have got to/has got to zorunda değilsin, gerek yok anlamı veren yapılar: don’t have to doesnt have to needn’t don’t need to had to : zorunda kaldım didn’t have to Vo:yapmama gerek kalmadı, yapmak zorunda kalmadım didn’t need to Vo: tavsiye should ought to had better must should have v3 ought to have v3 meliydin, malıydın ama yapmadın am/is/are used to Ving get used to Ving : alışkın olmak : alışmak used to Vo would Vo past habit, action, state “used to” anlamı mevcutsa ancak seceneklerde yoksa “would” kullanılabilir. Eger ikisi de varsa tercihimiz “used to” olmalı. “would” yapısı “used to” yerine “past” olarak kullanılabilir “would” yapısı “noun clause” içinde ana fiil past ise “past” anlam verir. “I will go”….he said that he would go… Bu iki kullanım dışında gördüğümüz “would” yapıları “present-future” olarak değerlendirilmeli. Would rather Vo Would sooner Vo Would just as soon Vo Would prefer To Vo tercih ederim Would rather Vo : would rather + subj + V2 : tercih ederim Would rather have V3 : would rather + subj + had V3 : tercih ederdim Would rather + be Ving : -yor olmayı tercih ederim : konusma anı Be + Ving : konuşma anı olarak dusunulebilir. Be supposed to Vo Be about to Be likely to Be to : -mesi / ması lazım : -mek üzere : muhtemelen : beklenti, görevlendirme devamında Vo alıp past anlam veren modallar Could Vo Was / were able to Vo Had to Vo Was were supposed to Vo Used to Vo Would Vo Bunun dısındakıler : modal + have + V3 Should have V3 Ought to have V3 : -meliydi : -meliydi May have V3 Might have V3 Could have V3 : -mış olabilir : -mış olabilir : -mış olabilir Could have V3 Couldn’t have V3 : -ebilirdin : -mezdim Must have V3 Can’t have V3 Couldn’t have V3 : -mış olmalı : -mış olamaz : -mış olamaz MUST TABLOSU 1. ZORUNLULUK + MUST - PAST + PAST - DONT HAVE TO DONT NEED TO HAD TO DIDNT HAVE TO DIDNT NEED TO 2. TAVSİYE MUST MUSTNT 3. ÇIKARIM MUST CAN’T SHOULD / OUGHT TO HAVE V3 SHOULDN’T HAVE V3 MUST HAVE V3 CANT HAVE V3 COULDN’ T HAVE V3 SORU KOKUNDE EYLEMIN GERCEKLESMEDIGINI ANLARSANIZ SHOULD HAVE V3 : melıydı / malıydı ama yapmadı OUGHT TO HAVE V3 : melıydı / malıydı ama yapmadı COULD HAVE V3 : -ebilirdim ama olmadı WAS/WERE SUPPOSED TO Vo : -mesi/ması lazımdı ama olmadı WAS/WERE GOING TO Vo : -ecektim /acaktım ama yapamadım WOULD HAVE V3 : -erdim/ardım (genelde if type III) *herhangi bir soruda seçeneklerde “aktif/pasif dizilimler varsa önceliği aktif/pasif elemesine vermekde fayda vardır be V3 being V3 been V3 bu dizilimler pasiftir need + Ving Need to be V3 devamında Ving alarak pasif anlam verir. *İngilizce’de dış kaynaklı olaylar pasiftir. *Genellikle duygular ve hisler pasiftir *Boşluğun devamında prep varsa ve bu prep secenekteki fiile ait olan prep değilse genellikle doğru yanıt pasif olabilir boşluğun öncesindeki dizilim pasif ise (…is said ____) devamındaki yapı To Vo / to have V3 eş zamanlı bir olaysa “To Vo”, farklı zamanlı bir olaysa “to have V3” kullanılır. Bu kuralı bozan 3 yapı … bunlar dışındaki pasif yapılar To… ile devam ederler Is seen Is caught + Is found Ving Have Get sth sth V3 V3 Have Get smb smb Vo To Vo Make smb Vo Have smb Vo Let smb Vo Help smb Vo See/hear smb Vo-Ving X + smb + To Vo: %90 Persuaded her ____ Prep + Ving….being V3 Be used to Get used to Be accustomed to Get accustomed to Look forward to Feel like Be opposed to Object to Can’t help Can’t bear Can’t stand It’s worth It’s no use It’s no good There is no point in In the habit of : “-e alışkın olmak” : “-e alışmak” : “-e alışkın olmak” : “-e alışmak” : “-i dört gözle beklemek” : “-i istemek” : “-e karşı olmak” : “-e karşı olmak, -e itiraz etmek” : “-den kendini alamamak” : “-e dayanamamak, tahammül edememek” : “-e dayanamamak, tahammül edememek” : “-e değer” : “-nın faydası/yararı yok” : “-nın faydası/yararı yok” : “-nın anlamı yok” : “-e alışkın my, your, his, her, its, our, their, Jack’s + Ving Ving (aktif) : being V3(pasif) Adjective + To Vo Adjective + for smb/sth + To Vo Too …adj/adv……….to ..adj / adv + enough TO Vo how/what/when…To Vo… 5 The first/second … 5 The only… 5 The best/most… + to V0: Purpose : to Vo / so as to Vo / in order to Vo- with a view to + Ving to Vo (aktif) : to be V3 (pasif) ------er …….than more…………….than comp. comp. as……adj/adv……………..as so……adj/adv……………..as such …adj+noun………….as the same …..noun………..as : kadar : kadar ( negatif cümlelerde tercih edelim) : kadar : aynı Cümlede anlamca kıyaslama varsa yukarıdaki yapılardan birisi doğrudur. the + comp………….. , the + comp……….. : ne kadar……..o kadar the former : 1.si……..the latter………..2.si …….the ….est the most…………… much-far-a lot-rather of all – by far superlative superlative : comparative yapılarına vurgu :superlative yapılarına vurgu too……………adj/adv……………..to Vo adj / adv ………. Enough + To Vo *yapılar içine “many, much, few” gibi miktar yapıları gelirse bunlardan sonra “+ noun” kullanılmalı ……. ( as many + noun + as) as much……noun………….as too many ……noun…………to so ……..adj/adv………….that such ….adj + noun………that + SVO + SVO o kadar……..ki Seçenekte so/that ya da such /that varsa soru kökünde ikinci boşluktan sonrasının tam cümle olup olmadığına mutlaka bakınız, eğer tam cümle ise “that” li yapılar doğrudur, eğer tam cümle değilse bu yapıları eleyebilirsiniz. Eğer tam cümle varsa ve ikisi arasında kalırsanız that yapısının hemen öncesinde isim varsa “such”…yoksa “so…” yapısı doğrudur. such + noun such + adj + noun + as such + adj + noun + that + SVO ……..such as ….+ n Such + noun + as Such as : cümle basında yok!!! : bu tür, böyle : ikame sözcüğü : kadar : o kadar …ki : gibi, örnekleme (like) : gibi, örnekleme Like + noun As + noun : gibi (örnekleme, benzetme) : olarak As + SVO : (dığı için) neden-sonuç anlamı verir : ( -iken) zaman zarfı olarak As you see in the picture, As : -dığı gibi / dikçe, dıkça ADJECTIVE CLAUSE ___________Y.FİİL/FİİL WHO/WHICH __________ÖZNE WHOM/WHICH ______ + NOUN WHOSE YER . _________IT: WHICH _________ITS: WHOSE _________...THERE: WHERE : PREP+ WHICH ZAMAN _____SVO WHEN : PREP + WHICH ____SV WHICH PREP + WHOM/WHOSE + N / WHICH . “whose” yapısından sonra “a-an-the-many-most” gibi yapılar gelmez, sadece “isim” ya da “sıfat + isim” kullanılabilir. WHOSE + NOUN – ADJ+NOUN Preposition’ dan sonra “whom, which, whose” gelebilir. Adj.clause sorularında boşlupun devamında boşta kalan hiçbir şeyi nitelemeyen preposition olup olmadıgına dıkkat edınız Adj clasue kısaltma NOUN ______ Ving /V3 Superlative ….to Vo / to be V3 Boşluktan önce tanımlanması gereken isim varsa “which/that/who…” gibi yapılarla, ancak seçeneklerde fiil çekimleri mevcutsa bu soru “adj.clause kısaltma sorusu olabilir ve Ving ile V3” yapılarına yönelin, anlam aktifse Ving, pasifse V3” Superlative bir dizilim varsa ise “to Vo” ya da pasif anlam varsa “to be V3” yapısına gidiniz. Noun clause Bir dizilimde nesne eksikliği tespit ettiyseniz bu yapı “noun clause” oluşturur ve That/ the fact that………..whether/if…………wh-/how… yapılarına gidiniz. Boşluktan sonra that SVO varsa, seceneklerde nesnesi eksik yapılar aranmalıdır. S+V S + y.fiil It + pasif ……sıfat …soyut isim + that SVO + that SVO + that SVO + that SVO + that SVO opinion- idea-fact-observation-fear…. SVO yapıları elenir It hariç pasif ler elenir. Tense uyumuna bakılır. He says that ……present/ future He said that…….past Istisnalar 1. 2. 3. 4. It …ile başlayanlar tense uyumu istemez He explained that …….fact anlam veren cümle olursa present he claims that …………olayın gercek zamanını verirse past he says that if…….., …….. (if clause kuralları geçerli) İngilizce’de 2 tane “if” var, 2 tane “whether” var.. eğer bu dizilimler cümlede özne ya da nesneyi oluşturuyorsa “noun clause” olurlar. “if” yapısı “whether” yerine sadece fiilden sonra ve devamında “or not” almadan kullanılır. Noun clause dizilimlerinde “or/or not” paranteze alınabilir. Cümle başında, preposition dan sonra ve “or not” dan önce “if” kullanılmaz. Cümle başında “if” varsa bu yapı “if clause” olur. I don’t know whether she will come (or not) I will love him forever whether he loves me or not. SUBJUNCTIVE in NOUN CLAUSES: Eğer ana cümlede gereklilik, zorunluluk veya öneri bildiren bir sıfat, fiil ya da isim kullanılmışsa That Sentence yapısında özne ne olursa olsun fiil yalın haliyle hiçbir şeye göre çekimlenmeden (V0) gelir. Aslında bu tür cümlelerde bir “should” yapısı gizlidir ve bu “should” yapısı kullanılmadığı için etken (active) cümlelerde “V0”, edilgen (passive) cümlelerde ise “be V3” yapıları kullanılır. e.g. I recommend that you (should) take this pill twice a day. (active) (Bu ilacı günde iki kez almanı tavsiye ederim.) It is essential that the contract (should) be signed before Monday. (passive) (Kontratın Pazartesi’nden önce imzalanması gereklidir.) It is the doctor’s advice that he (should) rest for a week. (active) (Onun bir hafta dinlenmesi doktorun tavsiyesidir.) Subjunctive yapı ile devam eden ve yaygın kullanılan kelimeler: Verbs: Advise Prefer Ask Propose Require Demand Insist Recommend Order Urge Suggest Adjectives: Advisable Mandatory Urgent Crucial Obligatory Vital Essential Necessary Imperative Recommendable Significant Important Nouns: Advice Suggestion Demand Insistence Order Proposal Recommendation ........................pozitif anlam +……………. . ...............pozitif.....+……………. , too/as well ........................negatif anlam -……………. . ...............negatif anlam.....-……………. , either …..either …………..or…………… : ya …….ya da …. I liked either : her ikisi de …+……so ... --……neither/nor + bir önceki cümlenin yardımcı fiili + özne …………..neither……………nor : ne….ne de neither of the students: 2 öğrenciden hiçbirisi ……………….. , nor + inversion inversion : “…değil mi…” sorularında I öznesi ile başladığında dikkat… She thinks that his father will forgive her, doesn’t she? They know what she can do with that bomb, don’t they? I think that she is the murderer, isn’t she? I don’t think that she can get the visa, can she? She will not use this dicitonary after she buys another, will she? “IF CLAUSE” yapılarını ve kullanımlarını inceledikten sonra aşağıdaki tabloda “If Clause” ve “Result Clause” içinde kullanılabilen yapıların genel bir özetini bulabilirsiniz: TYPE I If + V1 , Am/Is/Are Ving Have/Has V3 Am/is/are to V0 Can Must, have to Should, ought to …etc. will / shall May, Might, Could Can Must, have to …etc. Imperatives (emir cümleleri) TYPE II If + V2 , Was/Were Ving Was/were to V0 Could (Past ability) Had to Should would V0 / would be Ving Might V0 / might be Ving, Could V0 / could be Ving TYPE III If + had V3 , Had been Ving Could have V3 would have V3 Might have V3, Could have V3 MIXED TYPE If + had V3 , Had been Ving Could have V3 would V0 / would be Ving (now, today, etc.) Might V0 / might be Ving, Could V0 / could be Ving Aşağıdaki tabloda ise Type ne olursa olsun “If Clause” ve “Result Clause” içinde kullanılamayacak yapıları görebiliriz: If + will , shall sınavlarda test edilmiyor.) may, might, could (possibility) would have/has V3 V2 (KPDS, ÜDS v.b. was / were had V3, Inversion : Type I : should Type II : were Type III : had Provided (that), Providing (that): “… koşuluyla/şartıyla” As long as, So long as: “-dığı sürece / …şartıyla” Only if: “ancak …-sa” ana cümlede inversion ister!!! Even if: “-se bile; -e rağmen” Unless: “-mezse; -medikçe” ana cümlesi genelde olumsuzdur Suppose that, Supposing that: “varsayalım ki…/diyelim ki…” genelde type II ile What if … ?: “Ya …-sa/-saydı” On condition that: “…şartıyla/koşuluyla” (Just) In case: “…-e ihtimaline karşılık”, “nolur nolmaz diye…” If it weren’t for: “…masa” If it hadn’t been for: “…masaydı” But for: “…olmasa; …olmasaydı” Whether …or / or not : “olsa da…olmasa da” ( cümlede özne ya da nesne oluşturursa Noun clause olarak yorumlanacak ve “ıp, -ıpmadığı” şeklinde çevrilecektir ve “or/or not” yapıları paranteze alınabilir, eğer özne ya da nesneyi oluşturmazsa “ister…ister….” Şeklinde çevrilmelidir ve “or/or not” yapıları paranteze alınamaz. IMPLIED CONDITIONALS: ¾ But: “…ama…” ¾ Otherwise / or else: “…yoksa…; …aksi takdirde…” ¾ Without: “…-sız; …-meden” ¾ Then: “o zaman” Bu yapıalar da gizli if clause gibi düşünülebilir ve bazı type ları ima ederler… Otherwise, or, or else yapısında sonra genellikle “will, would, would have V3” gelir Otherwise, or, or else yapısında sonra if clause’ un ana cümlesine gelmeyen yapılar “have/has V3, V2, had V3” yapıları ve Ving şeklinde açılımları (have been Ving…) gelmez. Wish clause’da present/future yapılar kullanılmaz Aynı özne için “would” kullanılmaz “I wish I would” yanlıştır… Present/future wish Past wish : V2, could/ would : had V3/ could have V3/would have V3 ADVERBIAL CLAUSE For And Nor Then But Or Yet So : : : : : : : : “çünkü” “ve” “..ne de..”……..inversion ister…. “sonra, daha sonra” “ama, fakat” “veya; yoksa” or else, otherwise “ama, yine de” “bundan dolayı, dolayısıyla, bu yüzden Paralel yapılar a) Not only…but (also): “Sadece…değil, aynı zamanda …” Not only……………………. , but (also)……………………. Simply………………….., but ………………………….as well / too Merely Just Solely Bu yapı cümle başında devrik kullanılabilir. b) Both…and: “hem… hem…” c) Either…or: “ya… ya…” d) Neither…nor: “ne… ne…” Seçeneklerde bu paralel yapıları görünce soru kökünde boşlukların devamına bakınız, eğer paralelse yapılar doğru yanıt bu 4 yapıdan biridir…eğer paralel ise bu yapılardan biri mutlaka doğrudur. Bir de her zaman paralel kullanılmayan ………….not……………but…………yapısı mevcuttur. Bu yapıyı “not only………..but also………” ile karıştırmayın. “not……..but……” yapısında sadece “but” ın devamındaki eylem gerçekleşir. She went abroad NOT to have a vacation BUT to improve her language… CONTRAST : ZITLIK • Although / Though / Even Though / Much as / Even if/ While / Despite the fact that / In spite of the fact that X…………… , ………………. ……………. X ………………. Despite / In spite of + NP : X…………… , ………………. ……………. X ………………. -e rağmen sa da / sa bile “though” yapısı ekstra olarak noktalama işaretleri ile kullanılabilir. ………SVO…………. . ………SVO……. , though. Although grubu genellikle cümle başı ve ortasında kullanılır. • + SVO sa da / sa bile , -e rağmen Devamında “the fact that” alırsa SVO • However + Adverb / Adjective:….. ne kadar …….sa…….sın…. “However” yapısı kendisinden sonra bir sıfat ya da zarf alarak cümleye devam edip devamında bir ana cümle getirildiğinde “-e rağmen, -dığı halde, -e karşın, se de” anlamına gelir • No matter how + Adverb / Adjective: ….. ne kadar …….sa…….sın…. Bu yapı yukarıdaki “however + adjective/adverb” yapısı ile aynı anlam ve aynı kullanıma sahiptir. Bu yapı oluşturulurken yukarıdakinden farklı olarak yapılan tek şey “however” yerine “no matter how” yapısının kullanılmasıdır. No matter + How / whDirect Contrast Whereas / While: + SVO • X…………… , ………………. ……………. , X ………………. Özne zıtlığı…. Reason : neden-sonuç • As / Because / Since / Seeing as / Seeing that / Inasmuch as: + SVO “-den dolayı, -dığı için, çünkü” X…………… , ………………. ……………. X ………………. • • Now (that): “-diğine göre; madem ki” : bu yapı devamıda “past” yapı almaz, genellikle de “have/has V3” ile kullanılır. Because of / Due to / Owing to / On account of / Thanks to / In view of yüzünden, -den dolayı, sayesinde + NP : X…………… , ………………. ……………. X ………………. Devamında “the fact that” alırlarsa SVO • In that + SVO -mesi-ması bakımından / açısından Genellikle similar in that, differ in that, alike in that, unusual in that….şeklinde kullanılır -mesi-ması bakımından / açısından • In terms of + NP PURPOSE : AMAÇ • • • • SO THAT -sın diye, -mek/mak için… IN ORDER THAT LEST + SVO (amaç bildiren yapılardan sonra gelen cümlede genellikle modal vardır. FOR FEAR THAT -mesin diye, korkusuyla X…………… , ………………. ……………. X ………………. IN ORDER TO SO AS TO TO + Vo -mek/mak için WITH A VIEW TO +Ving -mek/mak için Cümle ortasında virgül varsa anlam değişir!!! …………so that………….. : amaç bildirir ……….. , so (that ) ………. : neden-sonuç bildirir (that) paranteze alınabilir : bu yüzden…. …………so ………………that + SVO ……… o kadar …ki.. ZAMAN ZARFLARI : % 100 UYUM İSTER 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5 5 After : “sonra” Before : “-meden önce As soon as: “-r –mez” When: “-diğinde, -diği zaman” While: “-ken” (tam zıtlıkta da kullanılır (whereas)gibi) Once: “bir –se; -r -mez” The moment (that) : (=As soon as) “-r -mez” Until/Till: “-e kadar, -e değin” süreklilik arz eder …………………… By the time: “-e kadar” süreklilik yoktur ….x….x……..x…. (Just) As: “-ken; -dikçe; -diğinde” (“-dığı gibi” anlamı da vardır) (The) Last Time: “son -dığında” (The) Next Time: “gelecek sefer -dığında” No sooner…than: “–er –mez; –mıştıki –di; –mesiyle –mesi bir oldu” Hardly/Barely/Scarcely…when/before: “–er –mez; –mıştıki –di; –mesiyle –mesi bir oldu” Whenever / Every time: “her –diğinde, ne zaman -se” Prior to + NP: “-meden önce Afterwards : daha sonra From ….onward….-den itibaren No sooner…. ………than Hardly……………...when Scarcely…………...when Barely …………...when bu yapılar cümle başında “inversion” ister. çevirileri “as soon as” gibi yapılabilir. DURUM ZARFLARI 5 (Just) As : “-dığı gibi” The results of the election were just as he had predicted. (Just) As children are fond of playing games, so do adults love watching TV. 5 As if / As though: “gibi; sanki -mış gibi” Bu yapıalrdan sonra present yapılar varsa “reality” vardır ve “gibi” diye çevrilir, eğer past yapılar varsa “unreality” vardır ve “one tense back” kuralı uygulanır ve “-mış gibi” diye çevrilir. As if / as though “dan sonra “had been “ gelmez!!! Were …. Adverbial clause kısaltmaları __________________ , özne ____________________ . virgüle kadar özne yoksa ve virgülden hemen sonra özne ortaya çıkıyorsa cümle başında : Ving : eş zaman aktif …..Walking down the street, he saw me. V3 / Being V3 : eş zaman pasif Properly used, the computer will last at least three years Having V3 : farklı zaman aktif Having finished his hw, he went out Having been V3 : farklı zaman pasif Having been edited, the book was sent to publishing. ………….. , and ortak özne + fiil…………. ……………. , Ving …………. SENTENCE ADVERBS ……………… . X , ………SVO………. ……………... ; X , ……SVO………….. ……………… . Özne , X , ……… …………….. . ……………….. , X 1) CONTRAST: “zıtlık” • • • • • However On the other hand Nevertheless Nonetheless Even so : : : : : “ancak, ama yine de” “ama; diğer yandan” “ama yine de” “ama yine de” “yine de; böyle olsa bile” 2) RESULT: “sonuç” • • • • • • • • Therefore Thus Hence Accordingly Consequently As a consequence As a result Thereby : “bu yüzden, bundan dolayı, dolayısıyla” “bu yüzden, bundan dolayı, dolayısıyla” “bu yüzden, bundan dolayı, dolayısıyla” “bu yüzden, bundan dolayı, dolayısıyla” “bu yüzden, sonuç olarak, dolayısıyla” : “sonuç olarak” : “sonuç olarak” : “öylelikle, o suretle, böylece” : : : : Thereby’dan sonra SVO gelmez. And thus : ve böylece/ bu yüzden Therefore Hence Therby So consequently , thus + Ving 3. ADDITION: “ekleme” • • • • • • • Also Besides Further Moreover Furthermore In addition What’s more : : : : : : : “dahası, üstelik” “dahası, üstelik”; “-e ilaveten” “dahası, üstelik” “dahası, üstelik” “dahası, üstelik” “dahası, üstelik” “dahası, üstelik” Besides yapısının iki kullanımı var, eger noktalama işareti ile kullanılırsa devamında cümle almalı. Besides As well as In addition to + NP………………………..also… Apart from 4. TIME: • • • • • • “zaman” At first : “ilk olarak” Afterwards : “daha sonra” Later : “sonra” Then : “sonra” In the meantime : “bu süre içinde, bu arada” Meanwhile : “bu arada” 5. EXEMPLIFICATION: “örneklendirme” • • • • • • For instance For example To illustrate As an example As an illustration To exemplify : : : : : : “mesela, örneğin” “mesela, örneğin” “mesela, örneğin” “mesela, örneğin” “mesela, örneğin” “mesela, örneğin” ………..such as + NP ………..like + NP : gibi : gibi örneklendirme örneklendirme 6. PARTICULARIZATION: “özele indirgeme” • • • • • In particular Particularly Specifically Especially Notably : “özellikle” : “özellikle” : “özellikle” : “özellikle” : “özellikle” : -nın yanı sıra 7. EXPLANATION: “açıklama” Açıklama bildirirken kullandığımız yapılar aşağıda listelenmiştir. • • • • That is Namely In other words That is to say : “yani” : “yani” : “başka bir deyişle” : “yani” 8. SIMILARITY: “benzerlik” Benzerlik bildiren yapılar aşağıda listelenmiştir. • • • • • Likewise Similarly Correspondingly By the same token In the same way : “aynı şekilde” : “aynı şekilde” : “aynı şekilde” : “aynı şekilde” : “aynı şekilde” Like + NP : gibi : benzetme *unlike *in contrast to +NP +NP -nın aksine -nın aksine 9. EMPHASIS: “vurgulama” • • • • • In fact Indeed As a matter of fact Actually As such : “aslında, gerçekte” : “gerçekten, doğrusu, hatta” : “aslında” : “aslında, gerçekten :aslında, gerçekten 10. REFUTATION: “çürütme” • • • On the contrary : “aksine” In contrast : “aksine” By contrast : “aksine” 11. TRANSITION: -ile ilgili: -e gelince • • • • • • with regard to with respect to as for in the case of when it comes to… as regards regarding concerning as to about pertaining to olarak görmek/değerlendirmek • regard as • view as • consider as • cite as 12. SUMMATION / CONCLUSION • • • • • • • In summary In brief In short In conclusion To be brief To sum up All in all : “özet olarak, kısacası” : “kısacası” : “kısaca” : “sonuç olarak” : “kısacası” : “özet olarak” : “özet olarak; her şeyi hesaba kattığımızda” 13. EXCEPTION • • • • • • • Except that Except for Save that Saving Apart from But But for : “…bir yana” : “-den başka, …dışında” : “…ancak” : “-den başka, …dışında” : “-den başka, …dışında” : : 15. Irrespective of Regardless of : bakılmaksızın, gözetmeksizin :..kaideye almadan Bu yapıların çevirisi “-ever” kelimeleri gibi yapılabilir. Regardless of what he says : whatever he says 16. whereby : by means of which by means of via through with the help of by + SVO + NP : aracılığıyla, vasıtasıyla : aracılığıyla, vasıtasıyla through through : içinden geçerek, arasından geçerek through the canal… : aracılığıyla, yardımıyla throughout :boyunca, tüm Turkey… INVERSION A) NEGATIVE INVERSION: Negatif anlam veren kelime ile ya da negatif kelimenin içinde yer aldığı bir kalıpla başlayan cümleler devrik olabilirler.. Only ile başlayan cümlelerde devrik dizilim genellikle ana cümlede olur. Little does she know what surprises we have in store for her. No sooner had I opened the door than the phone started ringing. Hardly had I gone to the bed when there was a knock at the door. Not only did he resign from the post but he also left home. Not a single word did she say. Not until I finish this project will I have a holiday. Nowhere have I seen a more beautifully decorated room so far. On no account will he accept the project offered by the union. Under no circumstances will he accept the project offered by the union. Never has she experienced such an emotion. At no time have I seen her talking to anyone. Seldom have I seen him looking so miserable. Only when the government stops interfering will we see any improvement in our schools. Adams was not invited, and neither were any of his friends. Adams was not invited, and nor were any of his friends. B) POSITIVE INVERSION: So hot was the road surface that the asphalt melted. Such an efficient secretary is she that you don’t need to do anything on your own. I would like to know what’s happening out there. So would my friends. To be able to be promoted, you should work hard as does your father. (– dığı gibi) No one could have worked harder than did she. Simon isn’t as tall as is his brother. On the new classroom management procedures is there so much concentration. If clause type I : should If clause type II : were If clause type III : had 1- A lot of, Lots of, Plenty of: (hem +, hem -) Çoğul isimler ya da sayılamayan tekil isimlerle beraber ‘çok; birçok’ anlamında kullanılan bu yapılar genellikle olumlu cümlelerde tercih edilirler. 2- A number of, A good many, Quite a few, A good few, (sadece +) A great many, A large number of, Scores of, Large numbers of: Kendilerinden sonra sadece çoğul isim alarak kullanılan bu yapıların hepsi ‘birçok’ anlamına sahiptirler ve özne olarak kullanıldıklarında fiil çoğul özneye göre çekimlenir. Içinde “number, few, many” geçen yapılar … ***“The number of” yapısı “-nın sayısı” anlamında kullanılır ve devamındaki yardımcı fiil tekil özneye göre çekimlenir. e.g. “The number of students is … “ / “A number of students are…” 3- A good deal of, A great deal of, A vast amount of, A large amount of, A great quantity of: (sadece -) İçinde “amount, deal, quantity” geçen yapılar … Kendilerinden sonra sadece sayılamayan tekil isim alarak kullanılan bu yapıların hepsi ‘çok’ anlamı taşımaktadırlar. Bir cümlede özneyi nitelediklerinde fiil tekil özneye göre çekimlenir 4- Many, Several, Few, A few: (sadece +) Kendilerinden sonra sadece çoğul isim alarak kullanılan bu yapılardan “many” yapısı ‘birçok’; “several” yapısı “birkaç”; “a few” ve “few” yapıları “az” diye çevrilir. Ancak, “a few” yapısı sayıca “few” yapısından fazlalık ifade eder A few : az ama yeterli (enough) Few : yok denecek kadar az (not enough) 5- Much, A little, Little: (sadece -) Kendilerinden sonra sadece sayılamayan tekil isim alarak kullanılan bu yapılardan “a little” ve “little” yapıları “biraz” diye çevrilir. Ancak, “a little” yapısı miktar bakımından “little” yapısından fazlalık ifade eder. Bir başka deyişle “little” yapısı “az” diye de çevrilebilir. “Much” yapısı ise “çok” anlamında kullanılan bir yapıdır A little Little Only + a few Only + a little : az ama yeterli (enough) : yok denecek kadar az (not enough) : few : little 6- Most, Any, Some, No: : (hem +, hem -) Kendilerinden sonra hem çoğul hem de sayılamaz isimlerle kullanılabilen bu yapılardan “most” yapısı “çoğu, pek çok”; “any” yapısı “herhangi; hiç”; “some” yapısı “biraz; birkaç”; ve “no” yapısı “hiç” anlamında kullanılır “any” yapısı olumlu cümlede “her, herhangi bir, tüm” şeklinde de çevrilebilir. 7- Both, Either, Neither: 2 Sadece iki şeyden bahsederken kullandığımız bu yapılardan “both” yapısı “her ikisi”; “either” yapısı “ikisinden biri”; ve “neither” yapısı “ikisinden hiçbiri” anlamına gelmektedir. Şimdi bu yapıları ayrı ayrı inceleyelim: *** Either reaction is regarded as a rude attitude. (Both reactions are …) (Her iki tepki de kaba bir tutum olarak değerlendirilir.) neither of the students : 2 öğrenciden hiçbirisi none of the students : öğrencilerin hiçbirisi 8- Each or Every? Bu iki yapı da kendilerinden sonra sayılabilen tekil isim alarak kullanılırlar ve her zaman tekil olarak değerlendirilirler Each Every : one by one : seperately : as a whole (all) • Each of …… Every of xxx dizilimi yoktur… Each of the students is… • Each : zamir Every : zamir xxx kullanılmaz Each is… • Nearly / almost + every… Nearly every student is … : Nearly all students are… • Every 5 weeks, every 2 years… 9- All or Whole? All my life All the money : my whole life : the whole Money “my” ve “the” yapılarının yerlerine dikakt ediniz. 5 All yapısı ayrıca Noun Clause yapılarında “the only thing” anlamında kullanılabilir. Bu kullanımda “All” özne pozisyonunda ise yardımcı fiil tekil olur. e.g. All (that) I want you to do is to be quite. (Yapmanı istediğim tek şey sessiz olman.) 10- NO or NONE? • • • No + isim ….no people, no money…. None of + isim…. None of the students…. None : zamir … “I liked none.” 11 – • another : bir diğeri / tekil isim / limit yok / zamir de olabilir. …………..One……………..another…………….(limit yok) Turkey has lots of problems... One is inflation..Another problem is ……Another is..Another is… • the other : diğeri / iki şeyden diğeri ya da grupta en sonda kalan/ zamir de olabilir …………..One……………..the other…………….(2 şey var) I have 2 brothers. One lives in Ankara. The other lives in İstanbul. • Others : diğerleri …………..Some……………..others……………. Some experts claim that ………… , while others (other experts) think that………… • The others : belli grup içinde kalan diğerleri There are 40 students in the class. 25 of them are female. The others (the other 15 students) are male Some other Many other Any other : başka… Eachother : 2 kişi One another : 2 ‘den fazla kişi My + noun Your His Her Its Our Your Their we need some other methods…. : birbirine : birbirine Mine Yours His Hers Its Ours Yours Theirs Subject Pronouns Reflexive Pronouns I You He She It We You They Myself Yourself Himself Herself Itself Ourselves Yourselves Themselves She blames herself, whereas they blame themselves 5 “On + posessive adjective + own” (on my own, on his own, on your own, …etc.) yapısını kullanarak By + reflexive pronoun kullanarak verdiğimiz “yalnız” ya da “kendi başına, yardım almadan” anlamlarını verebiliriz. On my own On his own : by myself : by himself DİKKAT ETMENIZ GEREKEN KELIMELER, YAPILAR VE ESANLAMLILARI Evidence for (-nın kanıtı) Evidence of (-nın kanıtı) However rich he is, he isn’t happy. (“However” yapısı kendisinden sonra sıfat ya da zarf alıp yan cümlecik ve ana cümleciği bağlayabilir.) Ayşe is not at home, but at work. (“…değil, …” anlamı veren “not…, but…” kalıbı parallel bir kalıptır ve “not” yerine olumsuzluk veren başka yapılar da kullanılabilir.) Consecutively Subsequently Successively (ard arda; bunun ardından…) respectively Rather than: -den ziyade genellikle + Ving Instead of In place of (-nın yerine; -den ziyade; -dense) _____ I could. I like. (Boşluktan sonra bu şekilde kısa ifadeler varsa çok büyük ihtimalle orada bir “as..as” ya da “more than…” yapısı gibi bir kısaylama ifadesi kullanılır.) as …as ______. (“as…as” yapısının devamına aşağıdaki yapılar getirilebilir.) me I I do. (SVO) . do I. (Devrik cümle) Ayşe spend as much as I earn on a day Ayşe spend as much as do I earn on a day. At the expense of = -nın zararına, -nın sırtından __________. Indeed, In fact, As a matter of fact, ____. Actually (Bu zarflar bir önceki cümlenin daha vurgulu bir ifadesinin olduğu bir cümleye geçiş sağlarlar) I don’t need money whatsoever. (“whatsoever” yapısı olumsuz cümlede bir ismin ardından gelir ve Türkçe’deki “Paraya maraya ihtiyacım yok” anlamındaki ikilemeyi sağlar) Drawback Shortcoming Pitfall Defect Flaw Disadvantage (Bu kelimeler “eksiklik”, “kusur”, “dezavantaj” anlamı verirler) Put into effect/use/market (-yı uygulamay koymak, piyasaya sürmek) Go into effect Come into effect (uygulamaya girmek) Distinct Different from (-den farklı) Distinguish between … Effect on Impact on Influence on I am of the opinion that….. (Görüşüm ….) ___ you know, she is student. As (-dığı gibi) As far as (-dığı kadarıyla) So far as (Nesnesi eksik bir yan cümlecik bu üç bağlaç kullanılarak bir ana cümlecğe bağlanabilir.) All the students but Ahmet failed. (“But” bağlacı bu tür kullanımda “hariç” anlamı verip “except” ya da “except for” gibi bir kullanıma sahiptir.) Make up for = compensate for = “telafi etmek”, “karşılamak”… Eradicate Wipe out Stamp out Clear out (kökünü kazımak, yok etmek) To ……….extent/degree To some extent (kısmen) To what extent (hangi oranda) To a large extent (büyük oranda) To a little extent (azıcık) (“to…extent” ya da “to …degree” kalıbı araya çeşitli yapılar alarak kullanılabilir. As yet = şimdilik Instead of Rather than In place of (-nın yerine; -den ziyade; -dense) Whereby = by means of which (-...yoluyla; …aracılığıyla; …vasıtasıyla) This is the method whereby you can treat malaria. (“whereby” yapısı Adjective Clause yapar ve bir ismi niteler.) I wanted Ahmet to sleep, but he did otherwise. (“Otherwise” yapısı bir zarftır ve “yoksa, aksi takdirde” anlamının yanı sıra “aksi, tersi” anlamı da vardır) Clockwise (saat yönü) Anti-clockwise (saat yönünün tersi) From …. to (hem “zaman” hem “yer” ifadelerinde) From ….until (sadece “zaman” ifadelerinde) From …..till (sadece “zaman” ifadelerinde) As you know, _________. As far as So far as (Bu şekilde nesnesi eksik olan bir ifadenin yan cümlecik olmasını “as”, “as far as” ve “so far as” bağlaçları sağlayabilir. Bu durmda devamlarına tam cümle (ana cümlecik) getirilir. ) Ayşe, if she studies hard, can pass the exam. (“Bağlaç+yan cümlecik” bu şekilde ana cümleciğin içine yerleştirilebilir) I am of the opinion that ……… (görüşüm….) All students but Ahmet failed the exam. (“But” bağlacı bu tür kullanımda “hariç” anlamı verip “except” ya da “except for” gibi bir kullanıma sahiptir.) I have no option but to study. (“But” bağlacı genelde devamına bir fiil alacaksa fiilin “to Vo” halini alır) Spot Point where SVO Process by which SVO Situation Condition Disease in which SVO Environment Circumstance Be subject to Be exposed to -e maruz kalmış Play Take an important part/role in Under the terms of …(-nın şartlarına göre) Under the orders of (-nın komutasında) Under the supervision of (-nın denetiminde) Under the rule of (-nın idaresinde) Parity with (ile eşitlik) Take into consideration (göz önüne almak) Take into account (hesaba katmak) Regardless of Irrespective of (-yı dikkate almadan, -yı hesaba katmadan) However rich he is, he isn’t happy. (However + adj/adv +S V, SVO) However you will design your room is up to you. (However “Noun Clause” yapmıştır….) However we travel, it is going to be a long journey. (However Yan cümlecik, Ana cümlecik. “sadece vasıta bildirirken”) (“However” yapısı bu üç durum dışında öncesinde bir cümle olmaksızın cümle başında kullanılamaz.) Cooperation with = ..ile işbirliği On a basis (“on a regular basis” = düzenli olarak) On a level (“on a high level” = yüksek seviyede) On a scale (“on a large scale” = büyük ölçekli) In the wake of = -nın ardından In its wake = onun ardından What I want to know is where she was yesterday. (Bu cümlede hem özneyi hem de tamamlayıcıyı Noun Clause yapıalrı oluşturmuştur) Whereby = by means of which (-...yoluyla; …aracılığıyla; …vasıtasıyla) This is the method whereby you can treat malaria. (“whereby” yapısı Adjective Clause yapar ve bir ismi niteler.) To ……….extent/degree To some extent (kısmen) To what extent (hangi oranda) To a large extent (büyük oranda) To a little extent (azıcık) (“to…extent” ya da “to …degree” kalıbı araya çeşitli yapılar alarak kullanılabilir. Replace …with (..ile değiştirme) Subsititute …with (ile değiştirme) Apprehensive = anxious, worried (endişeli) Comprehensive = thorough = exhaustive (kapsamlı) Charge …with (ile suçlamak) Accuse …of (ile suçlamak) Blame … for (ile suçlamak) Appeal for = ask for (talep etmek, istemek) Appeal to = attract (cezbetmek) Appeal = temyize gitme Otherwise ____, _____. (olmaz) (“Otherwise” yapısı bir bağlaç değil zarftır. Bu yüzden yan cümlecik ve ana cümlecik şeklinde iki cümleciği bağlayamaz. Aşağıdaki gibi birbirinden ayrılan iki cümleciğin arasında kullanılabilir. _____; /./ Otherwise, ______. Therefore However Instead In spite On the contrary On the other hand Even So (Bu yapıların hepsi zarftır, ve devamlarına cümle alırlar, ayrıca öncelerinde de mutlaka bir cümle olmalıdır.) 1980 is a notorious year for Turkey. (Özne geçmişi gösteren bir zaman ifadesi olsa da zaman Present olabilir) Such adj+noun as (kıyaslama) Such noun as (örnekleme) Seem Appear to V0 prove Replacement = subsititute Particularly In particular Especially Notably (Some countries, especially Turkey,…) (Bu zarflar bir grubun içinden bir ögeyi ön plana çıkarmak için kullanılırlar) Malaria is a disease _in which__ SVO. disorder ailment illness impairment infirmity condition environment situation circumstance Cleft Sentence: It was by studying hard that Ahmet passed the exam last year. (“That” yapısından sonra Tam cümle gelmesine rağmen Noun Clause değil Cleft sentence yapılmıştır. Bu tür durumlarda “It…that…” uyumuna dikkat etmek gerekir) It was the Romans who / that built this bridge. It was this bridge that was built by the Romans Pertaining to = related to With regard to As regards Regarding “-e gelince, söz konusu … olunca” As for As to Teem with “ile dolu olmak) Abound in Be full with Be stuck with Frankly, Honestly, To be honest, To be frank, (dürüst olmak gerekirse) Agree with smb Agree on/about smt As well as Besides NP, ___________. (prep) In addition to Apart from (Bu yapılar Prep oldukları için devamların Noun Phrase (NP) alırlar.) If not necessary, __SVO__. (zorunlu olmasa da.) (“If not…,” yapısı bu şekilde kullanıldığında “-olmasa da” ya da “…-e rağmen” anlamı verir. ______, and therefore _____ thus hence thereby (Bu durumda “and” bağlacının özellikleri geçerlidir) I first saw her in the concert. (“First” yapısı zarf olduğunda “ilk kez” anlamı verir ve genelde Past ifade eder) The first man to leave the building was…. (“The first/second”; “The best/most”; ve “The only” yapıları devamlarına fiili “to Vo” şeklinde alırlar.) Make something known = introduce (tanıtmak, piyasaya sürmek) That is In other words Namely To put it differently = başka bir deyişle Within the reach of… X Range from ….to Vary from …to As for As regards As to Regarding With regard to Out of reach = keep this out of children’s reach. (-den ….-e çeşitlik gösteren) -e gelince söz konusu … olunca Whether or / Whether or not Hem “olup olmadığı N.C.” yapar Hem de “olsa da olmasa da/Adv.Cl.“ yapar Whether = sadece “olup olmadığı” N.C …..so that …can/could…. …..in order that ………… (-sın diye: devamlarına genelde “modal” alırlar) Research on Study in/into Inquiry (spesifik olursa “on) (genel alan olursa “in” ya da “into) Search for (-bir şeyin araştırması) That is In other words Namely “yani, bir başka deyişle” They were surprised/amazed/shocked at/by ….. __Much_ to their surprise/amazement, __Much___ to the surprise of them, particularly = in particular (özellikle) accordingly = in accord (buna uygun olarak) My doctor gave me a recipe. And I eat everything accordingly. Resident (bir yerde ikamet eden) Dweller Settler Inhabitant In place of = instead of = Rather than Be Composed of “-den oluşmak” Consist of Include Be made of Prevail (v) “hüküm sürmek” In Turkey common sense prevails. Prevelance (n) “yaygınlık” Remarkable (dikkate değer oranda, önemli) Significant Considerable Important Seep into = -e sızmak Abolish = revoke = annul = repeal (geçersiz kılmak, yürürlükten kaldırmak) Sensitive to Susceptible to Vulnerable to -e karşı savunmasız olma -e hassas She is like my mother. (“like” benzetme yapar) Occur = take place = come about (olmak, meydana gelmek) Null and void = invalid Convert Turn Transform Change to/into Should have V3 Ought to have V3 Was/were supposed to Vo -meliydin Point Spot where.. Process by which Situation Condition Disease Circumstance Environment in which Be exposed to -e maruz kalmış Be subject to He resorted to violence to get his money back. (-e başvurmak) As a last resort, ……. (Son çare olarak) Can you write in English? (Bir “dilde” bir şey yazmak … “in” edatı olur) Stray off –den sapmak Adapt = adapte etmek Adopt = benimsemek Appease Soothe “sakinleştirmek, yatıştırmak” Sedate Tranquilize There has been a decrease in prices by 10 %. By 10 % = at the rate of 10%. Irrespective of = regardless of (-yı dikkate almadan, -yı hesaba katmadan) He won the lottery thereby becoming the richest man in the town. (kendisinden sonra Ving) He won the lottery. He was thereby chosen the leader of the team… (pasif yapının içinde) He married and thereby lost touch with us. (Bu cümlede “and” kuralları geçerli) As it is stated in the passage, As is stated in the passage, As stated in the passage, As in the passage, …………………. Result from = stem from Result in = lead to = cause = bring about = give rise to = contribute to Found – founded- founded / establish (kurmak) Find – found – found (bulmak) Abolish = revoke = annul = repeal (yürürlükten kaldırmak) Expand into …. Develop into … (büyüyerek) …-e haline gelmek Osmanlı Beyliği expanded into an empire. Under the orders of = -nın yönetimi altında Under the supervision of = -nın denetimi altında Under the terms of = -nın şartlarına göre Soothe = appease = sedate = tranquilize sakinleştirmek Subsequently Successively Consecutively …ardından Successor = halef Predecessor = selef Irrespective of = regardless of = …maksızın Comply with = Abide by = stick to = “e bağlı kalma” Generosity Attitude to / towards Sensitivity From 1920 onward, As of 1920, As from 1920, Wipe out Stamp out Eradicate Clear out As regards Regarding As for As to With regard to “-e gelince, söz konusu …olunca” Carry out = conduct = perform = do Exhaustive = comprehensive = thorough = “kapsamlı, etraflı” go on strike = greve gitmek such adj+noun as (kıyaslama) such noun as (örnekleme) effect on impact on influence on play take a role / a part in date back - geçmişe (-e dayanmak) date from - günümüze (-den kalmak) He is known to posterity by this book. (..tarafından bilinmek) “by” yerine “to” He is known for this book. (ile tanınmak, ile ünlü olmak) He is known as the best player. (…olarak görülmek) Compensate for == Make up for “tazmine tmek, telafi etmek, karşılamak” I don’t love you any more I don’t love you any longer. (artık) I no longer love you. Do you have any more questions? (daha fazla…) No, sir. I have no more questions. (daha fazla yok) Ayşe, if she studies hard, can pass the exam. (“bağlaç+yan cümlecik” kısmı ana cümleciğin içine konulabilir) Have ….... to do with = -ile alakası olmak something nothing little … It is necessary for me to pass the exam. (for smb. to Vo) Commonplace = widespread “yaygın” May well Might well = may / might / could Could well May as well Might as well = had better Be composed of be made up of consist of contain include rely on / upon depend on / upon count on / upon account for make up constitute comprise “oluşturmak” considerable “ciddi miktarda; önemli” remarkable significant important considerate = thoughtful but She is at home and is cooking. and or so “Bu bağlaçlar paraleldir. Bu yüzden ortak özne tekrar etmeyebilir.” two-thirds (2/3) one-third (1/3) one-sixth (1/6) One of my friends = a friend of mine I no longer love you. I don’t love you any longer. any more. Do you have any more questions? No, I have no more questions. Only a few = few (“only few” olmaz) Only a little = little (“only little” olmaz) Suggest Suspect that Imply Ask/wonder that (olmaz) Ask/wonder wh-/how/whether (olur) I need to go. My shirt needs to be ironed / ironing. The + noun + of + noun The leg of the table It was not Ali but Hüseyin who broke the window. Ayşe is not at home but (she is) at work. “not…but” kalıbı paraleldir…” But And Or So (paralel bağlaçlar. Aynı özne ve fiili tekrar etmesende olur.) This is the method whereby you can treat malaria. by means of which put emphasis on put importance on am/is/are Ving for two weeks (olmaz) was/were Ving will be Ving bu yapıların perfect halleri olur . Deal Amount sayılamayan göbek kelimeleri Quantity A ……… deal of money/water ______. In contrast, ___ (bunun aksine) Instead (bunun yerine) In contrast to/with NP, ___. (-nın aksine) In spite of (-e rağmen) Instead of (-nın yerine) Long-lasting product (uzun ömürlü) Consecutively (ard arda) Subsequently Successively Respectively Instead of Rather than In place of …….____ you like/ I can / I could. “gibi kısa cümlecik varsa genelde As…as More than So… as …vb. kıyaslama yapıları doğru olur. …………… the other students passed. the other student passed. (the other yapısı devamına hem tekil isim alabilir hem çoğul isim alabiklir hem de tekil bir ismin yerine ikame olur. “the others” ise çoğul ismin yerine ikame olur) I did it myself. (özne ile reflexive uyumlu olmalı) I saw Ahmet himself. (reflexive nesneyi vurgulayabilir) By + reflexive - yardım almadan - yalnız I answered the question by myself = on my own. He is at home by himself = on his own. I am at home alone. I am lonely. For + reflexive = birinci elden tanıklık See it for yourself. (Kendin gör…) One of my friends = A friend of mine Situation Condition in which Disease Book All students but Ahmet failed the test. “But” bu cümlede “hariç” anlamındadır. “except” ya da “except for” olabilirdi. He is known to the posterity by this book. (Gençlik tarafından …tanınıyor) Compensate for Make up for Detrimental to Harmful to Rather than Instead of In place of He learned that RTE was the PM then. Be regarded as be known as be cited as be recognized as be acknowledged as Wipe out Eradicate Stamp out clear out appalling staggering stunning lead to cause bring about give rise to result in contribute to result from stem from arise from irrespective of regardless of with a view to = -nın amacıyla He won the lottery, thereby becoming the richest man in the town. He won the elections. He was thereby chosen the president. He is a good player, and thereby knows how to play. (“thereby” bu üç şekilde kullanılabilir) I don’t need money whatsoever. (whatsoever olumsuz cümlede bir isimden sonra gelir ve onu pekiştirir) He is rich. he isn’t happy though. He though isn’t happy (“though” zarf olunca cümle başı hariç her yerde kullanılabilir) Regard…as…. (aktif) Be regarded as (pasif) Be known as Be acknowledged as (olarak bilinmek) Be counted as Be cited as I did this myself. (özne ve reflexive uyumlu) I did this by myself / on my own. I saw Ahmet himself. (reflexive nesneyi vurguluyor) I myself saw Ahmet. (reflexive özneyi vurguluyor) See it for yourself. (birinci elden tanıklık) In particular Especially Notably Particularly (özellikle) Convert … into/in Turn Change transform point spot where As it is in the others, ….. As in the others, …….. (kısaltılmış hali) The + noun …”of ”… + noun In the light of … I am surprised at/by I am dissappointed with/by She answered the question herself. itself (her iki reflexive de kullanılabilir ama analam farklıdır) on a level on a scale on a basis pertaining to = related to turn out to V0 stamp out wipe out eradicate clear out clear away at birth by birth spend …on on display = gösterimde olan date back date from ail = halt ailment impairment infirmity One …. Another… (2).. One…. The other… To a/an …… extent degree acquire (v) (edinmek) acquisition (n) (edinim) Prior to (prep) = before Priority = privilege Unparalleled Unprecedented unique I was surprised by / at __much___ To their surprise/amazement ___much___To the surprise of them process by which SVO point spot where SVO at present presently currently = now make use of take advantage of utilize exploit goods commodity tool device appliance equipment instrument -den faydalanmak = meta, eşya = alet, cihaz, aygıt if not necessary = zorunlu olmasa da subject = citizen perpetual permanent constant continuous perennial = sürekli, kalıcı resist to resistant to = -e direnç… resistance to Such countries as Turkey….. (örnekleme) Regardless of Irrespective of = -e bakmaksızın This income which is thereby made available to them is….. (pasif yapının içinde kullanılmış) Flagging Staggering = bocalayan, sendeleyen Stunning Effect on Impact on Influence on Stare at Gaze at = -e dik dik bakmak Tend to Be liable to = -e eğilimi olmak Be inclined to Be predisposed to Be prone to That is In other words Namely = Başka bir deyişle May well Might well = may / might / could Could well May as well Might as well = had better Some countries, such as Turkey, are…. like ….. For example, …… Common sense should prevail. Prevalance (n) Prevalant / dominant (adj) Leak (v) sızdırmak Leakage (n) sızdırma, sızıntı Seep into -e sızmak She is at home and is sleeping. (“and” bağlacı paralel olduğu için ikinci cümlenin öznesi kullanılmadı) It lasted for 3 years It lasted until 1990. Put emphasis on importance pressure attach significance to importance attack on assault on from 1950 onward (-den bu yana) backward sideward upward…. Turn out to V0 As for As regards söz konusu … olunca As to -e gelince Regarding With regard to Rather than Instead of In place of Stamp out Wipe out Eradicate Clear out -nın yerine / -den ziyade -mektense - kökünü kazımak - silmek Extinguish - söndürmek Put out Lucrative Profitable (adj) “kârlı” As OF 1970, ….itibariyle… As FROM 1970, From 1970 onwards, In charge of (-nın sorumluluğunda) Reponsible for When he graduated from university, … On / Upon graduating from university, ….. On / Upon his graduation, ……… (“when” bağlacı “on” ve “upon” edatları ile de kısaltılabilir) I am like my father. (“be like” benzemek anlamındadır) Occur Take place (olmak, meydana gelmek) Come about Only few (yanlış) only a few (olur) = few Only little (yanlış) only a little (olur) = little leave out = not include keep up with = aynı seviyede kalmak catch up with = aynı seviyeye gelmek sort out figure out = çözümlemek; anlamak work out make out stand for = symbolize in charge of = responsible for take up with make up for = compensate for with the weather being rainy, we stayed .. (farklı özneler olduğunda “with” ile kısaltma yapılır. Bağlaç yerine “with” yazılır ve fiil normal şeklinde kısaltılır) growth in (-da büyüme) growth of (-nın büyümesi) draw up (tasarlamak, hazırlamak) be affiliated with (ile bağlantılı) lucrative = profitable at a low ebb = çok kötü durumda vulnerable susceptible to “-e karşı savunmasız/hassas” sensitive by means of via by through = yoluyla, aracılığıyla thorough = kapsamlı throughout = boyunca wrap …up = sarmak; sonlandırmak be wrapped into = -e sarılı ____. In comparison, _______. In comparison to / with NP, _______. This job offers lots of opportunities. This book offers …. (“offer” fiili “sunmak” anlamında genelde V1 olur) “Alike” yapısı 3 şekilde kullanılır. They are alike / similar. (adj) They behave alike / similarly. (adv) Girls and boys alike = Both girls and boys Be regarded as Be known as Be acknowledged as “..olarak görülmek” Be recognized as Be cited as Be viewed as Get over Recover from Pull through Get rid of “iyileşmek” The number of students is… (“the number” yapısı “-nın sayısı” anlamındadır ve tekildir) Generosity Attitude Sensitivity Swing = to / toward Arise from Result from “-den kaynaklanmak” Stem from Eradicate Stamp out “kökünü kazımak” Wipe out Clear out Transform Convert Turn Change into / to To …. extent / degree As yet = şimdilik Whose is this book? Whose book is this? (iki şekil de olur) Rather than Instead of In place of = -mektense / -den ziyade I wanted him to stay at home, but he did otherwise. (“otherwise” bir zarftır ve her yere gelir) Clockwise / anti-clockwise Depend on / upon Rely on / upon Pay attention to Come up with (solution, idea, proposal…) produce from 1920 to/till/until 1930 (zaman) from Ankara to Istanbul (yer) She, if she studies hard, can pass the exam. (yan cümlecik araya girebilir) As you know, As far as I know, So far as I know, __ Main Clause____. (bu cümlede “know” fiilinin nesnesi olmasa da devamına Noun Clause değil Main Clause gelir, çünkü bu yapılar bağlaçtır) Pitfall Flaw Shortcoming “eksiklik; kusur” Defect Drawback Disadvantage Over For During In Within the last/past …(have/has V3) Disease Situation __in which__ SVO. Condition where (olabilir ama kullanma) However rich he is, he isn’t happy. (“-e rağmen” anlamında) He is rich; however, he isn’t happy. nevertheless nonetheless “ama yine de” Under the terms of Under the orders of Under the supervision of …. Under consideration Under construction Parity with = “ile eşit” Regardless of “-e bakmaksızın” Irrespective of Arise from Result from “-den kaynaklanmak” Stem from Get rid of “den kurtulmak” Get out of At the expense of …. –nın zararına each other = one another _____. In fact, Indeed, As a matter of fact, _______. (bu yapılar bir önceki cümleyi vurgular) Shortcoming Pitfall Drawback Flaw Disadvantage defect “eksiklik, kusur” I have no problem whatsoever with you. (“whatsoever” yapıs olumsuz cümlede bir isimin ardından gelir ve onu pekiştirir) Effect on Influence on Impact on I am of the opinion that …SVO… Under consideration = düşünce aşamasında Take into consideration = göz önüne almak Take into account = hesaba katmak Put into effect Put into use Put into/onto market Go into effect Come into effect ____ you know, I am a teacher. (bu cümlede “know” fiilinin nesnesi olmasa day an cümlecik yapabilen “as”, “just as”, “as far as” ve so far as” bağlaçları olabilir) Some countries, such as / like Turkey, are… (örnekleme) In charge of = -den sorumlu Responsible for In advance = önceden beforehand in confidence = confidential = gizli in secrecy exploit = sömürmek; sonuna kadar kullanmak expose (v) maruz bırakmak Rather than Instead of In place of -nın yerine/-den ziyade Ailment Disease illness infirmity If you have finished the task, you can leave. (belli bir eylem varsa “have/has V3 olabilir) I have just recognized how much is at stake. (pabucun pahalı olduğunu anladım) On a level On a scale On a basis Lucrative = profitable Patrol (v) = gezinmek, dolaşmak The table the leg of which is broken is in my room. (“of which” aitlik ifade etcekse önünde bu şekilde aralarında aitlik olan iki Noun phrase olur) I am like my father.. I look like my father. (gibi gözükmek, -e benzemek) Leave out = not include As of 1920, As from 1920, From 1920 onwards, Ankara is ….itibariyle centered (yer ifade ederken) located placed situated stand for = symbolize in charge of = responsible for When he graduated from univeristy, … On/Upon graduating…., On/Upon his graduation, (“when” bağlacı “on/upon” edatları ile de kısaltılbailir) Put …. into force/market/use Come Go into use/market/force Take something for granted = önemsememek; = bir şeyi görmezden gelmek; grant (v) bahşetmek, vermek grant (n) burs, yardım play take a …role/part in I am of the opinion that… Be of…. –e haiz olmak; -e sahip olmak This agreement is of importance. Make out Figure out Find out Work out Sort out anlamak, çözümlemek Take up = hobiye başlamak/ zaman & yer doldurmak take up with = zaman & yer doldurmak look down on = disdain = despise = scorn make up for = compensate for employ (v) employer (n) employee (n) employment (n) unemployment (N) From 1920 onwards, As of 1920, As from 1920, …………….. itibariyle Ban on Prohibition on Teem with “ile dolu olmak” Abound in Be full with Be made up of Be composed of Be comprised of “-den oluşmak” Consist of Include Make up = : Uydurmak : Makyaj yapmak : oluşturmak send off = give off = emit = release One ….. . Another …. Two….. One … The other … …… and thus ………………… and therefore and hence and thereby and so and consequently (bu durumda “and” bağlacının özellikleri geçerli olur) seem appear to V0 prove comply with conform with “-e bağlı olmak” abide by stick to turn out to V0 for this reason for a variety of reasons fall into disrepute = gözden düşmek fall into disfavour She is sure that ….. (Adj + that) Comprehensive Exhaustive thorough = etraflı, kapsamlı compulsory obligatory mandatory keep out = not enter leave out = not include wrap up = finish / sarmak The Sun rises… (doğar…) Be superior to (-e üstün olmak) Be inferior to (-den aşağı olmak) “Alike” yapısı 3 şekilde kullanılabilir. 1) We are alike/similar. 2) Treat them alike/similarly. 3) Girls and boys alike = both girls and boys Put up with = tolerate = katlanmak; tolerans tanımak Catch up with = aynı seviyeyi yakalamak Keep up with = ayak uydurmak, aynı seviyede olmak Make out Figure out “anlamk; çözümlemek” Work out Sort out Find out Take after = resemble, look like Let down = dissappoint Work out Come up with “üretmek” Produce Involuntary= impulsive = unintentional Bring about Cause -“ile sonuçlanmak” Lead to Result in On a level On a basis On a scale To a large extent… = largely = büyük oranda Instead of Rather than In place of Astounding Staggering Stunning “şaşırtıcı” appalling at …pace (…hızında) Apart from Besides In addition to As well as killing germs, this vaccine also does harm to the surrounding tissues. Conclusive = convincing = persuasive Deal with Cope with Tackle Handle Trivial = unimportant = insignificant Medium, media Be made up of Be comprised of Consist of Include… -den oluşmak Be subject to Be exposed to Impact on Influence on Effect on Be regarded as Be recognized as = olarak görülmek Be cited as Be known as Be acknowledged as Take care of = look after Make up for = compensate for Keep up with =-e ayak uydurmak, aynı seviyede kalmak Catch up with = -i yakalamak Keep in touch with = irtibat halinde kalmak Get in touch with = irtibata geçmek This job offers lots of opportunities. (“offer” fiili “sunmak” anlamında genelde V1 olur) At the rate of… “-nın oranında” __________. Thus, _____. Therefore Hence …..and thus…….. therefore hence ** thereby (bu kullanımda “and” kuralları geçerlidir) concur with =aynı zamana denk düşmek coincide with fall into disfavor = gözden düşmek fall into disrepute Ahmet went out and called her. but or so (paralel bağlaçlar) Ahmet didn’t study hard so failed the exam. Account for Make up Consititute My students differ in/in terms of age. vary range attitude generosity sensitivity sympathy towards / to Recover from Get over = iyileşmek Pull through Carry out Do an experiment, a research …. perform make out work out figure out find out sort out “çözümlemek, anlamak” settle down = sakinleşmek; yerleşik düzen bring about lead to cause result in give rise to contribute to “-e sebep olmak” convert into transform into “-e dönüştürmek” change into turn into in excess of more than = –nın fazlası; -den fazla significant important remarkable considerable outstanding drastic = dikkate değer To the detriment of = -nın zararına Detrimental to = -e zararlı apparently seemingly it seems that = görünüşe göre be happy with be pleased with drastic stringent… strict measure step precaution in danger of = -nın tehlikesinde at the rate of = -nın oranında at temperature as a result of as a consequence of because of due to owing to thanks to on account of over for during in = -den dolayı = -nın sayesinde the last/past …have/has V3.. sert önlemler abate decrease “azalmak” diminish fall She likes tea. I do, too. (olumlu katılım) Quantity Deal of ….+ “sayılamayan isimler) amount the noun of noun the leg of the table differ in size/colour vary in / in terms of …….. suggest suspect imply that wonder “that” almaz ask (sormak) susceptible to vulnerable to “-e karşı savunmasız” sensitive to take into account = hesaba katmak take into consideration = dikkate almak _______. Indeed In fact As a matter of fact, _______. (bu yapılar bir önceki cümleyi vurgularlar) Depend on / upon Rely on/upon Trust / count on Tend to Be liable to Be prone to -e yatkın, -e eğilimli Be predisposed to Successive Consecutive = ard arda Subsequent Keep up with = aynı seviyede kalmak Catch up with = aynı seviyeyi yakalamak Each student learns at a different pace. In the course of = -nın esnasında Be compatible with… = ile uyumlu Make use of Take advantage of Utilize -den faydalanmak Incident = olay, vaka Incidence = görülme sıklığı, insidans Subsititution = replacement Respond to (v) Response to (n) In response to = -e cevap olarak Keep Involve Consider Ving alırlar Appreciate Enjoy………. Intend Tend Claim Decide Seem Appear Prove to V0 alırlar By means of By = vasıtasıyla Through Via With the help of Fall into disrepute = gözden düşmek Fall into disfavour Proportinate to = ile orantılı Be addicted to = -e bağımlı Difficulty Trouble (in) Ving Beyond borders… “sınırlar ötesinde” Beyond recognition … tanınamayacak kadar One ……another Range from ….to… Vary from …to… = -den …..-e Place emphasis/importance on Put emphasis/importance on = -nın önemini artırmak Rather than Instead of In place of -den ziyade/ -mektense / On behalf of In behalf of = -nın adına In the wake of In the aftermath of = -nın ardından Be of = -e haiz olmak; -e sahip olmak This is of importance = This is important Be regarded as Be cited as Be known as Be acknowledged as Be recognized as Be prone to Be liable to Tend to Be disposed to Stamp out = olarak görülmek “-e yatkın” Wipe out Eradicate Clear out “kökünü kazımak” Evidence of / for Particularly Especially Notably In particular Put on weight Put/Place pressure on Put/Place importance on Put/Place emphasis on Come across Run into Bump into Meet by chance “şans eseri karşılaşmak” Keep in touch with “ile temasta kalmak” Get in touch with “ile temasa geçmek” Be exposed to “-e maruz kalmış” Be subject to Be disposed to Tend to Be prone to Be Liable to Affluent Rich Prosperous Developed well-off wealthy “-e yatkın” “zengin” lead to cause bring about give rise to result in accumulate in… contribute to = -e sebep olmak disorder ailment disease illness defect impairment “hastalık, bozukluk” offer fiili“sunmak” anlamında genelde V1 olur. This job offers lots of oppportunities…. Unmistakably = istisnasız Seem Appear Prove “to V0” alır As to As for As regards = -e gelince, söz konusu ...olunca Regarding With regard to Result from Stem from “-den kaynaklanmak” Arise from Emerge from Develope out of have something to do with = alaka var nothing = alaka yok Turkey is getting more and more populated. (bu yapıda genelde “be Ving” kullanılır) She has the same problems that I have with my parents. (“the same…as” yerine “the same …that” yapısı da olabilir ama “that” yapısından sonra cümle gelir.) This is too difficult a quesiton. (“Too” yapısı devamına sıfat ya da zarf alır. İsim alması için bu şekilde “a/an” araya gelmelidir) This city is supposed to have been founded in 1920. (pasif yapıdan sonra fiil “to Vo” olur. “To have V3” ise eylem daha once olmuşsa kullanılır.) Differ in / in terms of “…bakımından farklılık göstermek Vary Range Die of Die from -den ölmek Rampant = commonplace = yaygın Be confined to Be limited to =ile sınırlı Be restricted to On a basis On a level On a scale In the course of…..= -nın esnasında The course of our life…. = hayatımızın gidişatı My aim is to be a successful business man. being (“be” fiilinden sonra tamamlayıcı olarak “to Vo” ya da “Ving” gelebilir) Evidence of -nın kanıtı Evidence for Within reach Out of reach Due to Thanks to Because of Owing to -den dolayıo On account of As a result of As a consequence of Irrespective of Regardless of Condition Disease Situation -yı dikkate almadan in which …….. In order to So as to V0 to property characteristics feature “-mek için” “özellik” in proportion to proportinate to “-e oranla” proportion to “-e oranlı” proportion of… “-nın oranı” rank first “birinci sırada” rank second “ikinci sırada” light up = enlighten = aydınlatmak make do with = ile yetinmek priority =privilege work out = geliştirmek (yol, yöntem..) help to Vo Vo Considerable Remarkable Significant “dikkate değer oranda” Important Sensitive to “-e karşı savunmasız/hassas” Vulnerable to Susceptible to Make … available to “ulaşılabilir kılmak” Make … accessible to Alleviate Diminish Decrease Abate Fall “azaltmak; azalmak” Recover from Get over Pull through “-den iyileşmek” Look over = look through = göz gezdirmek Make do with = ile idare etmek Keep up with = aynı seviyede kalmak Catch up with = aynı seviyeyi yakalamak Decrease in Fall in “-de düşüş” Increase in….. Disease Situation Condition Infection in which SVO An increase in prices by 5%... Carry out Conduct a research/a survey/an experiment… Do Perform Spot Point where SVO Process by which / whereby / through which Wonder (bu fiilller “that” almaz) Ask Comprehensive = exhaustive = thorough As to As for “-e gelince, söz konusu …olunca” As regards Regarding With regard to Be inclined to Tend to Be prone to Be liable to Be disposed to “-e yatkın” 2002 MAYIS SINAVI ÖNEMLİ KELİMELER VE YAPILAR: 1. C Soru gramer olarak adverbial clause ve passive (edilgen) yapılarını içermektedir. Now that = “-dığına göre, madem ki” anlamında çevrilebilir. Cümlenin anlamına bakılacak olursa, “Hükümet tarafından resmi _____ verildiğine göre, proje ekibi oluşturulabilir.” anlamı elde edilir. Tüm seçenekler isim halinde verilmiştir, bu kelimeler; A) reference : referans B) apprehension : anlayış, endişe Apprehensive: endişeli Apprehend: anlamak: comprehend: understand C) approval : onay D) expression : ifade E) determination : kararlılık anlamına gelmektedir ve anlam olarak cümleye en uygun olan kelime C şıkkında “onay” anlamına gelen “approval” kelimesidir. APPROVE: CONFIRM, PROVE TO BE TRUE Recruited: İŞE ALMAK, OLUŞTURMAK Employ X sack, dismiss, fire, make redundant DETERMINE: BELİRLEMEK, KARAR VERMEK DETERMINE WHETHER/IF… RELUCTANT: UNWILLING: NOT EAGER: NOT VOLUNTEER 2. D Bu soruda “buzağı” anlamına gelen “calve” kelimesinin anlamını bilmek soruyu çözmeye yardımcı olacaktır. Anlam olarak, “küçük buzağılar ile yaşlı sığırlar karşılaştırılmaktadır” ve “küçük buzağıların daha _____ olduğu” belirtilmektedir. Seçeneklerin hepsi sıfat halinde verilmiştir, bu kelimeler; A) B) C) D) reluctant : gönülsüz, isteksiz hazardous : tehlikeli, DANGEROUS intimate : samimi, SINCERE susceptible : korunmasız, hassas; SENSITIVE, FRAGILE,VULNERABLE…TO X FORMIDABLE, STRONG, STANDABLE, ENDURING E) relative : göreceli anlamına gelmektedir ve en uygun yanıt D şıkkında “korunmasız” anlamına gelen “susceptible” kelimesidir. 3. A Cümlede geçen “internal combustion machine” ifadesi “içten yanmalı motor” anlamına gelmektedir ve “çevre kirliliğini artırdığı” anlamdan çıkarılabilir. Ayrıca, “Green movement” isim tümceciğinin çevrecilere ait ya da çevreyi koruma lehine olan bir grup olduğu düşünülürse, bu iki düşünce çelişmektedir. Seçeneklerin hepsi isim halinde verilmiştir, bu kelimeler; A) B) C) D) E) disaster rejection admission denial illusion : felaket calamity : reddetme : kabul, giriş : inkâr : yanılsama REGARD AS: VIEW AS : CONSIDER AS, CITE AS : OLARAK GORMEK, OLARAK DUSUNMEK COMBUSTION: YANMA INTERNAL X EXTERNAL anlamına gelmektedir ve çevreye kirlilik yayan bir makineyi, çevreciler “felaket” olarak değerlendirmektedirler. En uygun anlamı veren seçenek A seçeneğidir. 4. B Soruda tüm şıklar adverb (zarf) olarak verilmiştir. Şıklardaki kelimeler; A) precisely : belirgin şeklide, kesinlikle EXACTLY, ABSOLUTELY, CERTAINLY, SURELY GRAMMAR: MUST Vo, must have V3 Jack passed the exam, he must have studied hard. B) C) D) E) notoriously compulsively suitably flexibly : açıklanması zor, sıkıntı verici : zorlayarak : uygun şekilde ,APPROPRIATELY : esnek şekilde anlamına gelmektedir. Cümlenin anlamına bakıldığında, “bir dil ile diyalekt arasındaki farkın açıklanmasının zor ve sıkıntı verici olduğu” belirtilmiştir. Anlama en uygun kelime B şıkkındaki “notoriously” kelimesidir. 5. E Cümlede genel olarak, “Japonya, ulusal savunmaya yönelik olan sektörünü (sanayisini) yabancıların sahip olduğu şirketlerden tamamıyla ayrı olarak devam ettirebilen bir ülke” olarak _____ „ şeklinde tamamlanması gereken bir ifade sorulmaktadır. Şıklardaki kelimeler fiil olarak verilmiştir ve; A) B) C) D) E) deduce delay deceive withdraw cite (FROM) : sonuç çıkarmak : ertelemek : aldatmak : geri çekilmek : belirtmek, göstermek anlamına gelmektedir . Cümlenin anlamına en uygun kelime E şıkkındaki “cite” kelimesidir. ENTIRE : BUTUN, ENTIRELY (ADV) : WHOLE 6. B Cümlenin anlamına bakıldığında, genel olarak dâvâyı etkileyebilecek bilginin tanıklar tarafından _____” imâ edilmektedir”. şeklinde tamamlanması gereken bir ifade bulunmaktadır. Şıklardaki kelimeler fiil olarak verilmiştir ve A) B) C) D) E) express withold avoid disrupt decline (IN) : ifade etmek... EXPRESS FEELINGS : tutmak, saklamak : kaçınmak : aksatmak, bozmak, DISRUPT THE PEACE : azalmak, düşmek DIMINISH, REDUCE, LESSEN, FALL DOWN, DECREASE, ALLAY, ALLEVIATE, SUBSIDE:abate COURT :MAHKEME / TRIAL / DAVA MAHKEME… BEAR: İLE İLGİSİ OLMAK BEAR UPON/ON: -İ ETKİLEMEK CAN’T BEAR / CAN’T STAND/ CAN’T HELP: DAYANAMAMAK anlamına gelmektedir. Anlamca en uygun olan seçenek B seçeneğidir. 7. A Bu soruda phrasal verb sorulmuştur. Seçeneklere bakarsak, fiiller; A) keep up with: yakalamak, aynı seviyeye gelmek, CATCH UP WITH B) look out for : aramak LOOK OUT:/ WATCH OUT / KEEP OUT : BE CAREFUL C) make sure of : emin olmak D) bring up : büyütmek, değinmek, GUNDEME GETIRMEK E) sort out : çözmek, SOLVE, RESOLVE anlamına gelmektedir ve anlam olarak “tarımsal faaliyetlerin artan talebi karşılayamadığı” belirtilmektedir. Buna göre, en uygun anlam A seçeneğindedir. DEMAND : TALEP PROGRESS: ILERLEMEK, AŞAMA KAYDETMEK 8. C Bu soruda da phrasal verb sorulmuştur. Anlamlarına bakarsak, fiiller; A) hold up : beklemek/bekletmek B) come along : beraber gelmek, ilerlemek ALONG WITH: İLE BİRLİKTE…TOGETHER WITH C) deal with : -ile uğraşmak, BAŞA ÇIKMAK COPE WITH, HANDLE, TACKLE D) pay for : ödemek E) take over : üstlenmek, DEVRALMAK anlamına gelmektedir. Cümlede, “Yeni Zelanda’da her bir toplumun, suçla (cinayetlerle) uğraşmak, başa çıkmak için kendilerine has yöntemler geliştirdiği” belirtilmiştir. Anlam olarak cümleyi en iyi şekilde tamamlayan ifade C seçeneğinde verilmiştir.. 9. …… “…HAVE/HAS V3… MY WHOLE LIFE.” HE SAID THAT …..HAD v3 HE CLAIMS THAT…………GERCEK ZAMANI PAST HE CLAIMS THAT THE WAR STARTED IN 1940. HE SAID THAT……FACT: PRESENT He ınsisted that the coffee grows in Brazil.. 10. judge: yargılamak, hukum surmek (v) trıbunal: court: mahkeme trial: case: dava issue: mesele charge : suclama ACCUSE OF: BLAME FOR: CHARGED WITH:C İLE SUCLANMAK RELATING TO: AS TO : ABOUT: PERTAINING TO: CONCERNING: REGARDING: AS REGARDS İLE İLGİLİ, HAKKINDA WITH REGARD TO: WITH RESPECT TO: AS FOR: IN THE CASE OF…. -E GELINCE contemporaries: ÇAĞDAŞLARI, AYNI DONEMDE YAŞAYANLAR.. THOSE OF THAT OF : NIN KILER : NIN Kİ My HOUSE IS BETTER THAN THAT OF JACK’S MY CARS ARE BETTER THAN THOSE OF JACK’S 13. STATE OF MIND: RUH HALİ 14. THE + ISIM + OF + ISIM 14. THE CRADLE OF: -NIN BEŞİĞİ primeval s. tarihöncesi çaglara ait MODIFY : CHANGE : SHIFT : AMEND : ALTER : TRANSFORM …..(INTO) 15: NATURALLY: IT IS HARDLY SURPRISING : UNDERSTANDABLY DISAPPOINTED: DISILLUSIONED SURPRISED AT/ BY …TO..MY SURPRISE / AMAZEMENT ARE ACCUSED OF___ 16. SCHEDULE: PLAN BELOW STANDARDS… ILL WILL: HUZURSUZLUK: UNEASE WILL (N) : İRADE, İSTEK, VASİYET 17: ONLY RECENTLY: DAHA YENİi UNTİL RECENTLY: v2 RECENTLY: HAVE HAS V3 18. DESERVE : HAKETMEK SEND AWAY: FIRE : DISMISS : SACK: LAY OFF, MAKE REDUNDANT : KOVMAK, ATMAK 19. PUBLISH: BRING OUT: RELEASE RELEASE: SEND OUT: EMIT : GIVE OFF RELEASE FROM PRISON: SALIVERMEK RELEASE AN ARTICLE: YAYINLAMAK 20. CHERISH: SEVGIYLE ANILAN 21. SIMPLY, ONLY, JUST, MERELY, SOLELY UP TO: TILL : UNTIL …: -E KADAR 22: YOU SAY FIRMLY: SERT SEKILDE.. FAIRLY : RATHER: QUITE… CONDITIONALLY: ŞARTLI OLARAK 25. LARGE-SCALE: BUYUK ÖLÇEKLİ ON A LARGE SCALE RETAIL: PARAKENDE at close quarters: YAKINDAN ASSESS: EVALUATE: DEĞERLENDİRMEK CARRY OUT: YAPMAK, YONETMEK: PERFORM SURVEY: RESEARCH: POLL SEEK SOUGHT SOUGHT : SEARCH FOR: LOOK FOR: INVESTIGATE: LOOK INTO 26: EXHAUSTIVE RESEARCH DETAILED… INTERN: STAJ, EĞITIM 27. GO ON STRIKE: GREV YAPMAK THREATEN : İF… Adequate: ENOUGH: SUFFİCİENT İNADEQUATE: INSUFFICIENT: NOT ENOUGH GRANT: BAGIŞLAMAK, VERMEK, YETKI VERMEK, HAK VERMEK BRIBERY: CORRUPT: RÜŞVET THE BABY İS DUE (TO) NEXT MONTH THE HW IS DUE (TO) TUESDAY MESI /MASI BEKLENIO… THE ILLNESS IS DUE TO + NOUN / Ving 28. evacuation: tahliye, boşaltma excavation: kazı core: çekirdek beyond: ötesinde melt: erimek water*proof: su gecırmez proof: kanıt: evidence install: kurmak vacate: boşatlamak…vacancy: vacant position 29: obviously: clearly: simply worthless: değersiz priceless. Paha bicilemez: valuable attitude towards… proud of you.. too proud to Vo: 30. concern : kaygı, ilgi concerned with: ile ilgili concerned about: hakkında worried about it was the concern of the employers comprehensive : kapsamlı.. vigorous: hareketli , şiddetli launched (started) a vigorous campaign notion: idea: 31. crop : ekin, ürün : yield, harvest:… offset : karşılamak, dengelemek yield clue: ipucu vermek 32: I have no money whatsoever…: param maram yok Substantially: büyük ölçüde 53: predict, forecast, foresee, guess, estimate (at) freed from : serbest kalmak, manner :durum ,tavır make decisions :karar vermek particularly : especially, notably, in particular necessary : essential, required rapidly: fast Meanwhile:in the meantime: bu süre içinde 54. Autonomous: kendisi çalışan equipped with :ile donatılmıs quest: merak konusu, araştırma observations:gözlem vents:menfez reasonable: makul, mantıklı, acceptable, logical, plausible obtain:get: elde etmek dull: boring : sıkıcı towed:-den bağlamak prospect: probability, likelihood: olasılık crisscrossing: taramak.. 55. capture : elde etmek, yakalamak skills :gift, knack, ability, talent alliances :müttefik “Ambitious :hırslı, azımlı counted on :rely on, depend on in terms of : bakımından, açısından overheads :genel masraf : expenditure: expenses identifying :tanımlamak competence: ability, capability; adequacy; adequate salary; qualification: opportunities,” fırsat, imkan 56. Proposals : suggestions: öneriler Ban :prohibit, forbid, not allowed pesticide :bocek oldurucu likely : probably adverse effect :negatif etki suitable appropriate uygu spread :yayılmak harmful :dangerous, hazardous eventually :finally, at last, in the end persistent :ısrarcı, sürekli olan pollutants : kirletici insecticides :bocek öldürücü draining :akıtmak, temızlemek, rafine etmek breeding :çiftleşme, üreme negotiating :görüşme, müzakere 57. Non-lethal Prospect Violent :olumcul olmayan : lethal: fatal: mortal :olasılık : şiddetli last resort :son çare…resort TO:-e başvurmak objections :itiraz mislead : yanlıs yonlendırme rubber-coated bullets: kaucuk kaplı mermi marble :mermer accurate correct demonstrations:gosterıler swiftly : hızlıca, fast, rapidly dissent :kabul etmemek military :askeri 58. confronted (with) :face, karşılaşmak, yüzleşmek avalanche çığ institutions :kurum precedence :üstünlük competitors :rekabet edenler overcoming :üstesinden gelmek overwhelming :ezici, yoğun olan utterly :tamamıyla, entirely ignore :önemsememek alienates :yabanmcılaştırmak, uzaklaştırmak range from ……to.. :………den --- e kadar extinction :yok olma gaining :kazanma 77. I suppose :Presumably: PRESUME: ASSUME: IMAGINE long to:look forward eagerly to 78. it’s hardly surprising :naturally and consequently:and so she is so popular:she is in great demand. 79. obviously:simply doesn’t have the resources :cannot meet their needs. The normal school :the average school 80. I’m not sure I could be wrong a nasty feeling I’m afraid 81. massive increases:vast increases largely because :The main reason on account of: because 2002 KASIM KPDS KELIMELER VE ONEMLI YAPILAR 1. E Bu soruda “asit yağmurlarının 1980’li yıllarda _____ bir çevresel sorun haline geldiğinden” bahsedilmektedir. Seçeneklerdeki tüm kelimeler sıfat halinde verilmiştir. Bu kelimeler; A) B) C) D) E) previous deceitful reckless destructive prominent : bir önceki : aldatıcı : dikkatsiz , CARELESS : yıkıcı, zarar verici : göze çarpan, önemli , EMINENT, FAMOUS PROMINENT ISSUE: ÖNEMLİ MESELE anlamına gelmektedir ve anlam olarak en uygun kelime E şıkkındadır. 2. C Bu soruda anlam olarak “enerji üretmek için baraj kullanılmasının komşu ülkeyle olan anlaşmayı _____” ifade edilmektedir. Yanıtların hepsi fiil halinde verilmiştir. Bu kelimeler; A) B) C) D) E) intimidate betray violate convert fetch : korkutmak FRIGHTEN : ihanet etmek BETRAY SMB : ihlal etmek, bozmak VIOLATE THE RULES (INTO) : değiştirmek : alıp getirmek anlamına gelmektedir, ve bu olayın “anlaşmayı bozmayacağı” cümle için en uygun ifadedir. GENERATE: PRODUCE: MANUFACTURE DIVERT: YONUNU DEĞİŞTİRMEK COMPLY WITH THE TREATY X VIOLATE THE TREATY STICK TO OBEY ABIDE BY CONFORM TO , PRETEND: ACT LIKE IMITATE INTIMATE: SINCERE : İÇTEN SAMIMI 3. B Bu soruda “teröristlerin, onları finanse eden bölgelerden istedikleri ülkeye paralarını götürmek için kullandığı _____’ın suç örgütlerinin uyguladıklarıyla aynı olduğu” anlamı vardır. Seçeneklerdeki kelimeler isim halinde verilmiştir ve; A) B) C) D) E) regulations methods provisions laws admissions : düzenlemeler : yöntemler : hazırlıklar : yasalar : kabul, giriş anlamına gelmektedir. Cümlenin anlamına en uygun kelime ise B şıkkındaki “yöntemler” anlamına gelen “methods” kelimesidir. 4. D Bu soruda anlam olarak “finansal bir skandalın varlığından ve muhasebecinin _____’nı müdüre verdiğinden” bahsedilmektedir. Seçenekler isim halinde verilmiştir ve; A) retirement B) redundancy C) promotion : emeklilik : gereksizlik, FAZLALIK : terfi D) resignation E) vacancy : istifa STEP DOWN : boş pozisyon anlamına gelmektedir. Anlam olarak skandal kelimesiyle ilişkili olan kelime D seçeneğindeki “istifa” anlamına gelen “resignation” kelimesidir. ANNUAL LEAVE ... PERMISSION: İZİN In the wake of: -NIN ARDINDAN…: FOLLOWING IN PURSUIT OF: -NIN PEŞİNDE HAND IN: SUBMIT: TESLIM ETMEK, SUNMAK SUMMIT: ZİRVE NEGOTIATION… 5. D Bu soruyu daha iyi anlamak için önce cümlenin öznesi bulunmalıdır. Cümlede yardımcı fiil gibi düşünebileceğimiz “can” yapısına kadar olan kısım cümlenin öznesidir ve gramer olarak “reduction of relative clause” (kısaltılmış bir sıfat tümceciği) vardır. Yanıtlar “Amerikan anayasasını tanımlamaktadır ve bunların genel anlamda suç oranını azaltmak için _____’dan” bahsedilmektedir. Seçeneklerdeki kelimeler; A) B) C) D) E) discovered complained persuaded designed displayed : keşfedilmiş FIND OUT : şikayet edilmiş : ikna edilmiş CONVINCE : tasarlanmış, hazırlanmış : gösterilmiş anlamına gelmektedir ve en uygun yanıt D seçeneğindeki “designed” kelimesidir. Constitution: ANAYASA INSTUTITION: KURUM Constraints: SHORTCOMING, DRAWBACK,DEFECT,DISADVANTAGE, PITFALL, LIMITATIONS SHIELD: PROTECT…DEFEND 6. A Bu soruda phrasal verbs sorulmuştur. Soruda “işçi başının herkese istediği her şeyi yaptırdığı ancak yeni müdürle nasıl _____’ndan bahsedilmektedir. Yanıtlara bakarsak; A) B) C) D) E) get around make up for turn over keep up with rule out : başa çıkmak,KAFAYA ALMAK : telafi etmek COMPENSATE FOR : teslim etmek SUBMIT, HAND IN : aynı seviyeye gelmek : saf dışı bırakmak anlamına gelmektedir ve en uygun yanıt A seçeneğidir. 7. B Bu soruda da phrasal verbs sorulmuştur. Anlam olarak “ilk bilgisayar virüsünü bulan kişinin 20 yıl hapis cezasına çarptırıldığı ve genel olarak az cezayla _____ düşünülmektedir”. Seçeneklerdeki kelimeler; A) show up : ortaya çıkmak, APPEAR, STAND OUT B) C) D) E) let smb off lightly take down give up bring in : hak ettiğinden daha az ceza vermek : parçalamak : bırakmak, vazgeçmek : kazanç sağlamak anlamına gelmektedir ve anlamca en uygunu B seçeneğidir. NOT: “Let somebody off lightly” ifadesi “to give someone a less serious punishment than they deserve” anlamında kullanılan bir “phrasal verb” yapısıdır. sentenced to: CEZALANDIRILMAK, PUNISH 8. APPOINT : ATAMAK on a regular basis: DÜZENLİ OLARAK AT REGULAR INTERVALS: DÜZENLİ ARALIKLARLA 9.TURN OUT TO BE: OLARAK ORTAYA CIKMAK, -E DONUSMEK 10. besides in addition to AS WELL AS NIN YANI SIRA… 11. implement : UYGULAMAK 17. AIL: PROBLEM YARATMAK AILMENT : ILLNESS: DISORDER : 18. OBJECTIVE : AIM: GOAL: TARGET…AMBITION 19. I AGREE WITH YOU TO AN EXTENT SOON, IN THE NEXT YEAR : CLOZE TESTLERDE DIKKKAT THE WAR STARTED IN 1950. SOON (THE NEXT YEAR)…v2.. 23: ACQUİSİTİON:ACQUIRE: ELDE ETMEK in the hunt for: İN SEARCH OF: IN PURSUIT OF: NIN PESINDE SEARCH FOR 25. was sustained sustained: sürdürmek, ayakta tutmak 26. indicted by: suçlu bulundu IF Only: I wish Only if……………inversion 37. IS OUT OF THE QUESTION: IMPOSSIBLE IMKANSIZDIR, TARTISILMAZ KPDS 2003 MAYIS ÇÖZÜMLERİ 1. C Sorudaki ifadeden, “yeni araştırmacının birkaç başka araştırmacıyla yakın bir ______ içinde çalışacağı ve bu yüzden uyumlu bir kişilik yapısına sahip olan birisinin seçilmesi gerektiği” anlamı çıkarılmaktadır. Verilen boşluğu dolduracak ifadelere bakıldığında, karşımıza çıkan tüm yapıların noun (isim) olduğu ve anlamlarının da; A) B) C) D) E) uniformity : birbirine benzerlik, aynılık UNITED suspicion : şüphe, kuşku collaboration : iş birliği discretion : sır saklama productivity : verimlilik FERTİLE: VERIMLI (TARIM) PROLIFIC WRITER: ÜRETKEN.. olduğu görülmektedir. Verilen seçeneklerden, cümlenin anlamını en iyi şekilde tamamlayanın C seçeneğindeki kelime olduğu açıktır. 2. D Soruda, “sponsorluğun, eğitim müfredatıyla ______ olması koşuluyla okullarda artarak uygulandığı” anlatılmaktadır. Seçeneklerdeki kelimelerin hepsi adjective (sıfat) olup; A) B) C) D) E) considerate : düşünceli, saygılı predictable : tahmin edilebilir..FORESEE FORECAST GUESS ESTIMATE decisive : kesin, kati CONCLUSIVE compatible : uyumlu provocative : kışkırtıcı, tahrik edici CONSIDERABLE: OLDUKÇA, ÇOK, ÖNEMLİ DERECEDE anlamına gelmektedir. Seçeneklerdeki kelimelerden yola çıkılarak, boşluğu en uygun şekilde tamamlayan ifadenin D seçeneği olduğunu anlamaktayız. Ayrıca, bu seçenekteki kelimenin boşluktan sonra verilen “with” edatı ile kullanılması da doğru yanıtı bulmada yol gösterici olabilir. CURRICULUM DATUM : CURRICULA : DATA JEWISH EN..SOFTEN -İTY …………………………..THEY…. A) DATA 3. A Bu sorudan, “yiyeceklerde ... gibi ________ kanser yapıcı maddelerin bulunmasının gazete manşetlerine yansımasıyla tüm dünyada şok etkisi yarattığı” anlamı çıkarılmaktadır. Seçeneklerdeki kelimelerin hepsini zarflar oluşturmaktadır. Bu zarflar; A) potentially : potansiyel olarak, muhtemelen B) remarkably : dikkate değer bir şekilde C) controversially : tartışmalı şekilde DILEMMA D) memorably : anmaya değecek şekilde E) concisely : kesin olarak, AÇIK ŞEKİLDE 4. B anlamlarına gelmektedir. Seçeneklere dikkatli bakıldığında, boş bırakılan kısmı en iyi tamamlayan kelimenin A seçeneğindeki “potentially” olduğu kolayca anlaşılabilir. Soruda, “her yıl otomobiller ve fabrikaların atmosfere çok miktarda karbondioksit _______,” söylenmektedir. Soruda passive (edilgen) bir ifade kullanılmış ve seçeneklerde verilen fiiller yapı olarak buna uygun seçilmişlerdir. Ancak, anlamlarına bakıldığında; A) absorbed İN : emmek, içine çekmek, TAKE IN, SUCK B) emitted : yaymak, dağıtmak GİVE OFF, RELEASE, SEND OUT C) exchanged : değiştirmek D) repulsed : reddetmek REJECT, REFUSE,TURN DOWN, declıne E) compelled : zorlamak, etkilemek FORCE.. en uygun seçeneğin B olduğu anlaşılmaktadır. A seçeneğindeki “absorb” fiilinin “in” veya “into” edatlarıyla kullanılması çeldirici olabilir, ancak anlamlara bakıldığında bu karışıklık ortadan kalkar. 5. A Bu soru tipik bir phrasal verb sorusu olup, tek yapılacak şey seçeneklerdeki ifadelerin anlamlarını bulmaktır. Soru kökünden, “ilk iki paragrafın dijital ortamın belli gereksinimlerini _______,” anlamı çıkarılmaktadır. Seçeneklerdeki yapılar; A) lay emphasis on : vurgulamak, üzerinde durmak FOCUS ON CENTER ON B) run out of : tükenmek, bitmek FINISH, USE UP, CONSUME, DEPLETE, EXPEND C) break through : yarıp geçmek (cephe vb.) BREAKTHROUGH: ÇIĞIR AÇMA, ÖNEMLİ GELİŞME… D) stop short of : birdenbire durmak STOP SUDDENLY/ABRUPTLY E) look down on : hor görmek, aşağılamak HUMILIATE anlamına gelmektedir; ve boşluğu, cümlenin anlamına göre en uygun şekilde tamamlayan ifadenin A seçeneğinde verildiği görülmektedir. 7. DISPUTE: QUARREL. ARGUMENT..DEBATE..DISCUSSION at stake at risk, in danger of being lost 9. DOGG: DİRETMEK PRIOR TO + np : ÖNCE real estate: EMLAK allegations: SUÇLAMALAR, İDDİALAR 10. unprecedented : UNFORESEEN : TAHMIN EDILEMEYEN ON A SCALE: BELLİ BOYUTTA, BELLİ ÖLÇEKDE 11. turned out to be: OLARAK ORTAYA ÇIKMAK, -E DONUSMEK remains: KALINTI tombs: MEZAR 12. infected with 14. IN THAT + Sentence In terms of + NP bakımından, açısından 15. the process the method by which the situation the condition society in which the stage the point THE SPOT BY THROUGH VIA BY MEANS OF WITH THE HELP OF WHERE BY 1960…BY THE TEACHER…BY THE RIVER aracılığıyla, yardımıyla + NP ……..WHEREBY + sentence : ARACILIĞIYLA, VASITASIYLA james I and Charles I were golf enthusisats, whereby the game came to be known as the ancient game …. 16. A) B) C) D) E) coincide with : ile çakışmak, aynı ana rasgelmek agree with smb/ on/ over sth: TALK ON/over TALK TO/WITH SMB augment : artırmak, (increase, enhance) compete with: ile rekabet etmek comply with : uymak Vıolate the treaty X comply with treaty Struggle: mücadele, çaba……. strive for, thrive for staggering: dengesizlik 18. SEEK : SEARCH FOR: LOOK FOR IT SEEMS THAT: SEEMINGLY: APPAER CLEARLY: OBVIOUSLY 21. a) In place of : B) In return C) In practice D) In case E) In excess of nın yerıne: INSTEAD OF : karsılıgında : uygulamada ın theory : nolur nolmaz die :-I geçince Practically: almost, virtually, roughly, nearly, about… In theory / ın practice PUT THE THEORY INTO PRACTICE PUT INTO EFFECT IMPLEMENT 22. A) B) C) D) E) distinctions competitions departures delays resources A) B) C) D) E) reversal exchange comparison expression appreciation : fark, ayrım FROM dıstınct from : rekabet :ayrılma, yola cıkma : gecıkmeker : kaynaklar : tersıni yapma, aksını yapma : : : ifade : takdir, begenme Generous towards….: e dogru.. karsı Sympathetic towards… Attitude towards…. Her attitude towards me… 29. urban rural counterparts. : city :country: kırsal :rakibi, eşdeğeri tend to : apt to, inclined to: eğiliminde olmak nutrition: beslenme malnutrition: kotu beslenme 30.. IT + PASSIVE + THAT %90… 32. possess: own : belong to 33. underway : başlanmış, yapılmakta 34. the number of people IS a number of people ARE negligible: İHMAL EDİLEBİLİR NEGLECT İHMAL ETMEK 46. at a low ebb: kotu, basarısız, alcak seyrettı 47. a spate of: a lot of untapped: kullanılmamış 48. …-……. Instead, + …+……. Instead – 50. ensure: sağlamak, temin etmek irrigation: sulama coral reefs: mercan kayaları arable land: ekilebilir arazı CULTİVABLE LAND: EKİLEBİLİR CRUCİAL: IMPORTANT: VITAL: SIGNIFICANT 64. might well : It’s quite likely we need more than three weeks three weeks won’t be sufficient for us to complete:to finalize a report of this kind:such a report. 65. Frankly: To be honest in my opinion….(no) :I don’t think the girl’s musical talents the girl’s musical ağabeylities 66. For many years now for a long time now directly directly 67. A) Even those in the know even the experts took SMB by surprise: BİRİNİ ŞAŞIRTMAK KPDS 2003 KASIM ÇÖZÜMLERİ 1. D Bu soruda anlam olarak, “John Kennedy’nin başkanlığının son aylarına bakıldığında, ikinci Kennedy döneminde Küba ile bir uzlaşmanın olabileceğinin görüldüğü” belirtilmektedir. Seçeneklerdeki kelimeler fiil halinde verilmiştir ve; A) B) C) D) E) MAKE promise describe inflict indicate involve : söz vermek : tarif etmek : ceza vermek, suçlamak : göstermek : içermek rapprochement with: uzlaşma, agreement compromise: uzlaşma anlamına gelmektedir. Cümleler “that” yapısı ile “gösteriyor ki...” şeklinde bağlanmıştır. Anlam olarak en uygun seçenek D seçeneğidir. 2. C Bu soruda anlam olarak, “ılımlı bir iş pazarlığının ya da anlaşmasının tüm sektördeki _____’i değiştirebileceğinden” bahsedilmektedir. Seçeneklerdeki kelimeler isim halinde verilmiştir ve; A) B) C) D) E) expansion expression course relapse vitality : genişleme : ifade : istikamet, yön, gidişat : kötü duruma düşme : canlılık anlamına gelmektedir. Bu soruda “expansion” ve “course” kelimeleri çelişki yaratabilir; ancak “change course” ifadesi anlam olarak “change expansion” ifadesinden daha uygundur. Bu nedenle, doğru cevap C seçeneğidir. 3. B Soruda anlam olarak, “kişinin görevinden istifa edeceğinden ve bunun nedeninden” bahsedilmektedir. Ayrıca, “çalıştığı işin yapısına uymadığını kendi yapısını da tarif ederek” açıklamaktadır. Soru kökünde geçen “combative” kelimesi “savaşçı, yılmayan” anlamına gelmektedir; boşluktaki kelimeyle uyumlu olmalıdır ve “elements of his nature” ifadesini de nitelemelidir. Seçeneklerdeki kelimeler sıfat halinde verilmiştir ve; A) B) C) D) E) 4. E introverted : içe kapanık self-assertive: kendini ifade edebilen,iddiacı reserved : çekingen self-contained : kendi kendine yeten, başkasına bağlı olmayan submissive : itaatkar anlamına gelmektedir. Doğru yanıt B seçeneğidir. Bu soruda anlam olarak, “eğer sözleşme yapmak istiyorsa, Perşembe’ye kadar bize haber vermesi gerekiyor; teklifi _____ geçerli kılamayız” ifadesini çıkarabiliriz. Bu cümlede “by Thursday” ifadesi zaman açısından bir sınırlama getirmektedir. Seçeneklerin hepsi zarf olarak verilmiştir ve; A) B) C) D) E) infinitely decisively conclusively reluctantly indefinitely : son derece, çok : kararlı şekilde, kesin olarak CONCLUSIVELY : kesinlikle : isteksiz bir şekilde : süresiz olarak anlamına gelmektedir. Bu soruda A ve E seçenekleri çelişkili olabilir. “Infinite” kelimesi sıfat halinde “sonsuz” anlamına gelir; ancak zarf (adverb) olarak kullanıldığında anlamı değişmektedir. Anlam olarak boşluğu en uygun şekilde dolduran seçenek E seçeneğidir. 5. D Soru kökünde, “çoğu Afrika ülkesindeki hükümetlerin ekonomik olarak çöküşün _____ olduğu ve uluslararası organizasyonların bağış ve yardımlarıyla idare ettikleri” anlamı vardır. Seçeneklerin hepsi complex preposition’lardan oluşmaktadır ve; A) in line with : paralel olarak B) in the case of : -e gelince In case of: durumunda C) in excess of : üzerinde, aşırı D) on the verge of : eşiğinde, kıyısında On the edge of On the brink of On the point of Be about to Vo: -mek uzere E) in place of : -NIN yerine anlamına gelmektedir. Anlamlar incelendiğinde en uygun olanın A seçeneğindeki “on the verge of” ifadesi olduğu görülmektedir. 6. exploiting: sömürmek, suistimal etmek, kullanmak WORRY ABOUT : ANXIOUS ABOUT: CONCERNED ABOUT: ENDİŞELİ CONCERNED WITH: İLE İLGİLİ 8. and thus and therefore and hence and thereby otherwise dan sonra have has v3, v2, had v3 gelmesin.. …………….., and thus…V2, sEntence,Ving..…… ………….. , thus + Vİng ………………. , and ………. ………….. , Ving he went out of the class, and he slammed the door he went out of the class, slamming the door 9. without either….. or: neither …nor 10. A) B) C) D) on account in addition on condition in competition : krediyle : ek olarak : şartlı :rekabet içinde E) in comparison 11. D :kıyaslandığında Soruda anlam olarak, “çoğu kişinin beklemediği şekilde, işçiler birliğinin devir olayını desteklediği ve _____ üyelerinin maaş haklarını koruyabilmeyi başardığı” anlamı vardır. Soru da bu hakların nasıl korunduğuyla ilgilidir ve verilen seçeneklerdeki ifadeler; A) B) C) D) E) in the process as it happened in its place in accord on a level : süreç içinde : olduğu gibi : yerinde : böylece, buna bağlı olarak, anlaşmalı olarak : bir seviyede anlamına gelmektedir. Buna göre, en uygun seçenek D seçeneğidir. 15. 16. C make use of take advantage of utilize faydalanmak Bu soruda anlam olarak, “bağışıklık (aşı) kampanyalarının çocuk felci gibi felaketleri yok ettiğinden” bahsedilmektedir. Seçeneklerdeki kelimeler incelendiğinde anlamca en uygun yanıt C seçeneğidir. A) B) C) D) E) committing pull down wipe out interefere with expose : karışmak, işlemek : aşağı çekmek : silip süpürmek, yok etmek : karışmak, -e müdahale etmek : maruz bırakmak die out: extinct: yok olmak Scourge: disaster. Calamity : felaket Exposed to: subject to: -e maruz kalmak Expose: kazı yaparak yer ustune cıkarmak Measure, step, precaution önlem Drastic, strict, stringent measures...katı onlemler v: measure..: ÖLÇMEK WHETHER (OR / OR NOT) : N.C NESNE EKSIK OLMALI.. WHETHER OR/OR NOT… ISTER…ISTER…. WHETHER YOU DRIVE OR GO BY BUS, IT WILL BE A LONG JOURNEY 2004 MAYIS 1. D Bu soruda kelime bilgisi ölçülmektedir. Soru kökünde anlam olarak “Başbakan’ın, hükümet içinde ilişkilerini _____ için son yıllarda daha saldırgan davranabildiğinden” bahsedilmektedir. Seçeneklerdeki kelimelerin hepsi fiil halinde verilmiştir ve bu kelimeler; A) recommend : tavsiye etmek, önermek SUGGEST, PROPOSE, ADVICE Put forward B) reduce : azaltmak ABATE, REDUCE, DIMINISH, LESSEN, ALLEVIATE, DECREASE, SUBSIDE, ALLAY, DECLINE (IN) DECLINE THE OFFER: REFUSE, REJECT, TURN DOWN C) compel D) consolidate E) impair : zorlamak, mecbur etmek FORCE, IMPEL : sağlamlaştırmak REINFORCE, STRENGHTEN : bozmak, zayıflatmak anlamına gelmektedir. Seçenekler arasında anlam olarak cümleyi en uygun şekilde tamamlayan kelime D seçeneğindeki “sağlamlaştırmak” anlamına gelen “consolidate” kelimesidir. Bu nedenle doğru seçenek D seçeneğidir. 2. E Soruda anlam olarak “Pakistan, sulama ihtiyacının neredeyse yarısı için Indus Nehri ve O’nun kollarına _____” ifadesi verilmektedir. Seçeneklerdeki kelimelerin hepsi fiil halinde verilmiştir ve bu kelimeler; A) turn back : geri dönmek, geri çevirmek B) wait for : beklemek C) take to/ TAKE UP : bir yere gitmek, bir şeye başlamak D) pull up : sökmek, çekmek E) rely on : -e bağlı olmak, -e bel bağlamak depend on/upon anlamına gelmektedir. Seçenekler arasında anlam olarak cümleyi en uygun şekilde tamamlayan kelime E seçeneğindeki “rely on” kelimesidir. Bu nedenle doğru seçenek E seçeneğidir. 3. C Bu soruda da kelime bilgisi ölçülmektedir. Soruda boşluktan sonra gelen “with” edatı da, edatlarla beraber kullanılan fiilleri düşündüğümüzde doğru yanıtı bulmaya yardımcı olabilir. Soruda anlam olarak ‘’geceleri gökyüzünde görülen ay biçiminde renkli ışıkların (hale) atmosferdeki gazlarla rüzgarların _____’den meydana geldiğinden” bahsedilmektedir. Seçeneklerdeki tüm kelimeler isim halindedir ve bu kelimeler; A) B) C) D) E) 4. D intersection completion interaction perception distraction : kesişme : tamamlanma complete (v) COMPETITION: YARIŞMA : etkileşim : algılama PERCEIVE : dikkatini dağıtma anlamına gelmektedir. Seçenekler arasında anlam olarak cümleyi en uygun şekilde tamamlayan kelime C seçeneğindeki “interaction” kelimesidir. Ayrıca bu fiilin “interact with sth” olarak bilinmesi ipucu olabilir. Doğru yanıt C seçeneğidir. Soruda anlam olarak “maden işçilerinin ve tehlikeli işlerde çalışan işçilerin _____ başlık koşulunu talep etmemelerinin tuhaf olduğundan” bahsedilmektedir. Soruda boşluktan sonra bir isim gelmektedir ve seçeneklerde ise bu ismi niteleyecek olan sıfatlar verilmiştir. Bu kelimeler; A) forceful : güçlü POWERFUL B) obstructive : engelleyici obstacle, OBSTRUCT, PREVENT FROM, HAMPER, HINDER C) relentless : acımasız HARSH permanent D) protective : koruyucu E) intensive : yoğun anlamına gelmektedir. Cümlenin anlamına en uygun kelime D seçeneğinde “koruyucu” anlamına gelen “protective” kelimesidir ve “koruyucu başlık” ibaresi anlam bütünlüğünü sağlamaktadır. Bu nedenle doğru yanıt D seçeneğidir. 5. A Son kelime sorusu olan bu soruda anlam olarak “son 30 yıl içinde yeni bulunan yazılı belgelerin sayesinde Maya medeniyeti ile ilgili bilgilerin ______ arttığından” bahsedilmektedir. Seçeneklerdeki kelimelerin hepsi zarf halinde verilmiştir ve bu kelimeler; A) significantly : önemli derecede CONSIDERABLY CONSIDERATE : DÜŞÜNCELİ B) alternatively : başka şekilde C) suspiciously : şüpheli durumda SCEPTIC D) persuasively : ikna edici şekilde CONVINCE E) conditionally : şartlı olarak anlamına gelmektedir. Cümlenin anlamına en uygun kelime A seçeneğindeki “önemli şekilde” anlamına gelen “significantly” kelimesidir. Bu nedenle doğru yanıt A seçeneğidir. 6. E Bu soruda “complex prepositions” olarak adlandırabileceğimiz yapılar sorulmuştur. Soruda, boşluktan sonra Ving alan bir fiil bulunmaktadır; bu nedenle seçeneklerde kendisinden sonra Ving alan yapıları aramak durumundayız. Bu bir ipucu olabilir. Soruda “beş yıldızlı bir otelin her seviyede lüks bir ortam sağlamasının yanı sıra tamamıyla müşterileri şaşırttığı” anlamı vardır. Soru kökü içerisindeki “also” ifadesi otelle ilgili belirtilen iki ifadenin paralel olarak anlam bütünlüğü içinde olduğuna dair bir ipucu olabilir. Seçenekler; A) with a view to : -nın amacıyla, -ile ilgili olarak İN ORDER TO SO AS TO TO WITH A VIEW TO + VİNG/NP vO SO THAT IN ORDER THAT SVO B) in excess of : aşırı, -den fazla Exceed/ excessive C) consequent on : sonucunda D) in need of : -nın ihtiyacında, gereğinde E) in addition to : ek olarak IN ADDITION BESIDES AS WELL AS APART FROM ….., …………ALSO PROVIDE SMB WITH STH PROVIDE STH FOR SMB ON A LEVEL 7. D anlamına gelmektedir. Cümleyi anlam ve yapı olarak en iyi tamamlayan seçenek E seçeneğidir. Bu soruda bir önceki soruya benzer bir sorudur ve “adverbial clause”, yani zarf tümceciği ve “complex prepositions” içeren bir sorudur. Soruda anlam olarak “Peru’daki dokumaların, ülkenin kuru hava koşulları _____ mükemmel bir durumda olduğundan” bahsedilmektedir. Seçenekler; A) with regard to : -ile ilgili olarak WITH RESPECT TO, AS FOR…E GELINCE AS REGARDS, REGARDING, CONCERNING, AS TO, PERTAINING TO, ABOUT: İLE İLGİLİ IN TERMS OF : BAKIMINDAN ACISINDAN + np IN THAT + SVO B) in comparison with : -ile karşılaştırıldığında COMPARED TO/WITH C) in case of : durumunda IN THE CASE OF: … -E GELINCE D) owing to : yüzünden, sayesinde E) in opposition to : -nın aksine anlamına gelmektedir. “Owing to, due to...” gibi yapılar genellikle “yüzünden, -den dolayı” olarak bilinmektedir; ancak bu soruda “sayesinde” anlamında ölçülmüştür. Cümlenin anlamına en uygun seçenek D seçeneğidir. 10..NOUN CLAUSE ICERISINDE THAT SONRASINDA IF CLAUSE VARSA TENSE UYUMUNU UNUTUN, IF CLAUSE A BAKINIZ… 15. before…v2……… , had v3 until V2…………, had v3 to date: have has v3 26. he is a versatile man: çok yonlu 27. stick to abide by obey comply with conform to confirm : approve: prove to be true : affirm 29. Although he is hardworking, his brother is more hardworking. + ++ “who is absent” “what do you like” the teacher asks who is absent he is responsible __TO__ his boss .FOR Ving responsible to smb for doing sth HE CLAIMS THAT THE WAR STARTED IN 1940. HE EXPLAINED THAT COFFEE GROWS IN BRAZIL IT IS BELIEVED THAT HE STOLE THE MONEY. 32. PREP + OBJ…NOUN CLAUSE 2004 KASIM KELIMELERI VE ONEMLI YAPILAR 1-E Bu soruda anlam olarak, ‘bu romanlar, yazarın genç insanların mücadelesine ve onlara yapılması gereken yardıma olan .....-sini yansıtmaktadır’ ifadesi yer almaktadır. Seçeneklerdeki kelimeler isim halinde verilmiştir ve; A) B) C) D) E) deceit : aldatma, hile DECEIVE obligation TO : zorunluluk, yükümlülük BE OBLIGED TO alteration : değiştirme, değişiklik CHANGE disturbance : rahatsızlık, kargaşa concern : ilgi, kaygı, MERAK CONCERNED WITH: ILE ILGILI CONCERNED ABOUT: ENDISELI WORRY ABOUT anlamına gelmektedir. Anlam uygunluğunun yanı sıra boş bırakılan kısımdan sonra gelen ‘for’ edatından da yardım alarak seçeneklerdeki kelimeleri incelediğimiz zaman doğru yanıtın E seçeneği olduğunu görmekteyiz. 2-A Bu soruda anlam olarak, ‘Mozart’ın dörtlük yorumu ....iyi, ama ben Schubert’in eserleri hakkında kararsızım’ ifadesi yer almaktadır. Seçeneklerdeki kelimeler zarf halinde verilmiştir ve; A) exceptionally : aşırı derecede, olağanüstü B) sensitively : duygulu/hassas bir şekilde C) preferably : tercihen D) impulsively : düşünmeden, birdenbire E) impartially : tarafsızca, önyargı olmadan UNBIASED, OBJECTIVE, UNPREJUDICED anlamına gelmektedir. Anlam olarak uygun olan kelime ‘iyi’ sıfatının derecesini artıran ‘exceptionally’ ifadesidir. Doğru yanıt A seçeneğidir. 3-C Bu soruda anlam olarak, ‘kitap oldukça anlaşılır ve tartışmalı bir konu olan evrim psikolojisini okura ..... kılmayı başarıyor’ ifadesi yer almaktadır. Seçeneklerdeki kelimeler sıfat olarak verilmiştir ve; A) susceptible : kolay etkilenen, hassas, kırılgan, VULNERABLE, SENSITIVE B) conducive : uygun, müsait C) available : mevcut, elde edilebilir D) indulgent : düşkün, yüz veren, müsamahakar E) exclusive : özel, seçkin anlamına gelmektedir. Anlam olarak en uygun seçenek C seçeneğidir. 4-D Bu soruda anlam olarak, ‘Amerika’nın pamuk çiftçilerine yaptığı para yardımı zengin ülkelerin para yardımlarının fakir kesimi ... zararın dikkate değer bir örneğidir’ ifadesi yer almaktadır. Seçeneklerdeki kelimeler fiil şeklinde verilmiştir ve; A) enforce : uygulamak, tatbik etmek B) provide : sağlamak, temin etmek C) exceed : aşmak, geçmek İN EXCESS OF D) inflict (on) : (birini) kötü bir şeye uğratmak (inflict harm/pain on smt.) E) employ : kullanmak, istihdam etmek anlamına gelmektedir. Soru kökündeki boşluktan sonra kullanılan ‘on’ edatını da dikkate alarak seçenekleri incelediğimizde D seçeneğindeki ‘inflict’ fiilinin ‘on’ edatı ile beraber kullanılan bir fiil olduğunu ve boş bırakılan kısma uygun bir anlam taşıdığını görmekteyiz. Doğru yanıt D seçeneğidir. PROVIDE STH FOR SMB PROVIDE SMB WITH STH 5-B Bu soruda anlam olarak, ‘Mısır en büyük sulama projesine .... için, Firavunların krallıklarını çölün iç kısımlarına yayma hayalleri gerçekleşiyor’ ifadesi yer almaktadır. Seçeneklerin hepsi ‘phrasal verb’lerden oluşmaktadır ve; A) puts off : vazgeçirmek, başından savmak, ertelemek POSTPONE B) embarks on : -e girişmek, -e başlamak START DEMIR ATMAK C) breaks up : bozuşmak, ayrılmak, dağıtmak D) tries on : prova etmek, giyip denemek E) shows up : çıkagelmek, göstermek STAND OUT anlamına gelmektedir. Anlamca en uygun olan phrasal verb ‘embarks on’ olup doğru yanıt B seçeneğidir. 7. ADJ + FOR SMB/STH + to vo I HOPE I EXPECT I THINK WILL… I AM SURE 9. SHOULD/MIGHT…NOUN CLAUSE ICINDE PAST KABUL EDELIM “HE SHOULD GO” HE SAID THAT HE SHOULD GO. 1O. THE MAN WHO HAS GLASSES THE MAN WITH GLASSES 11. ON A LEVEL…. TAKE INTO CONSIDERATION UNDER CONSIDERATION UNDER CONSTRUCTION UNDER DISCUSSION 14. impact on AFFECT ON INFLUENCE ON 16. GREENHOUSE EFFECT: SERA ETKİSİ MANY MUCH 17. A) B) C) D) E) At times At present Eventually Hardly At first MORE THEN THE MOST : SOMETIMES : NOW, AT THE MOMENT, CURRENTLY, FOR THE TIME BEING PRESENTLY : AT LAST, FINALLY, IN THE END :SCARCELY ,BARELY :INITIALLY HARDLY……INV……….WHEN…. …..BEFORE LONG: KISA SURE ICINDE…WILL.. IN A SHORT TIME EVERYTHING WILL BE BETTER BEFORE LONG NEXT YEAR…………….WILL IN 1960 THE WAR STARTED. NEXT YEAR/ BEFORE LONG, ……v2 ANYMORE ARTIK NEGTIF CUMLEDE KULLANILIR SHE DOESNT SMOKE ANYMORE SHE SMOKES NO MORE 35. LETHAL, MORTAL, FATAL: OLUMCUL LETHAL DISEASE FATAL DISEASE MORTAL COMBAT NON LETHAL… 2005 mayıs 1. D Bu soruda cümlenin ilk kısmında “kullanmak” anlamına gelen “use” fiilini nitelemesi gereken bir “adverb” yani “zarf” sorulmuştur. Anlam olarak “bilgisayarınızı _____ kullanmadıkça, onun düzgün bir şekilde çalışmasını bekleyemezsiniz” ifadesi yer almaktadır. Seçeneklerdeki kelimeler zarf halinde verilmiştir ve bu kelimeler; A) surely : kesinlikle, emin bir şekilde …MUST HAVE V3 ABSOLUTELY, PRECISELY, EXACTLY B) particularly : özellikle : ESPECIALLY, NOTABLY, IN PARTICULAR C) recently : son zamanlarda LATELY D) properly : düzgün bir şekilde APPROPRIATELY uygun şekilde E) soundly : sağlam bir şekilde, MANTIKLI, GUVENILIR anlamına gelmektedir. Seçeneklerdeki kelimeleri cümledeki boşluğa getirerek incelediğimizde en uygun seçeneğin D olduğunu görmekteyiz. This iş not a sound company 2. E Bu soruda cümlenin anlamıyla bütünlük sağlayan en uygun “phrasal verb” sorulmaktadır. Anlam olarak “Çin’in en büyük psikiyatri tesisinde ciddi anlamda kaynak eksikliği olduğu; ancak orada çalışanların hastaların tedavisi konusunda bu eksikliği _____ için çok çaba sarfettikleri” ifadesi yer almaktadır. Seçeneklerdeki kelimeler: A) come up with : öne sürmek, SUNMAK, ORTAYA ATMAK He came up with some solutions CATCH UP WITH, KEEP UP WITH: YETISMEK, YAKALAMAK B) go in for : katılmak, yer almak PARTICIPATE IN C) put up with : katlanmak, tahammül etmek TOLERATE, ENDURE D) set out for : yola çıkmak SET OFF, SET OUT, LEAVE, DEPART E) make up for : telafi etmek COMPENSATE FOR anlamına gelmektedir. Seçeneklerdeki kelimeleri cümledeki boşluğa getirerek incelediğimizde en uygun seçeneğin E olduğunu görmekteyiz. 3. A 4. E Soruda “kişinin son senelerde, ürünlerin inişe geçme eğilimleriyle ilgili yaptığı _____ tek olmadığının hatırlamaya değer” olduğundan bahsedilmektedir. Seçeneklerdeki kelimelerin hepsi “isim” olarak verilmiştir ve; A) interpretation : yorum, değerlendirme COMMENT B) departure : ayrılma, hareket etme set out C) compliance : uyum içinde olma COMPLY WITH D) discretion : gizlilik IN SECRECY E) intention : niyet anlamına gelmektedir. Seçeneklerdeki kelimeleri cümledeki boşluğa getirerek incelediğimizde en uygun seçeneğin A olduğunu görmekteyiz. Bu soruda cümlenin anlamını tamamlayacak ve zaman ifadesiyle uyumlu olması gereken “edatlar” yani “prepositions” sorulmaktadır. Anlam olarak “körfez ülkelerinin son 20 yılı aşkın bir süredir bölgesel bütünlüğe doğru önemli derecede ilerleme kaydettikleri” anlamı vardır. Seçeneklerde bu anlamı doğrulayan ve uyum içinde olan edatlar E seçeneğindeki “-e doğru” anlamına gelen “towards” ve “aşkın, üzerinde” anlamına gelen “over” edatlarıdır. ● The Gulf countries have achieved substantial progress towards regional integration over the past 20 years. OVER / IN / WITHIN/ DURING/for THE LAST FEW YEARS THE PAST Achieved progress: İLERLEME KAYDETMEK Progress towards… 5. E Bu soruda anlam olarak “opera izlerken koltuğunuzun rahatlığının keyfini çıkarabilmenin çok _____” olduğundan bahsedilmektedir. Seçeneklerdeki kelimelerin hepsi sıfat olarak verilmiştir ve; A) subtle : gizli, sezdirmeden, SİNSİ B) demonstrative : gösteren, belli eden C) deliberate : kasıtlı, ON PURPOSE, INTENTIONALLY D) excessive : aşırı E) attractive : çekici, etkileyici anlamına gelmektedir. Seçeneklerdeki kelimeleri cümledeki boşluğa getirerek incelediğimizde en uygun seçeneğin E olduğunu görmekteyiz. ● 7. B In the case of opera, the benefits of being able to experience the whole production from the comfort of your armchair are very attractive. Bu soruda anlam olarak “ineklerdeki ölümcül beyin hastalığının kontrol edilmesi için Kanada’da takibin artırılacağından ancak Amerika’nın riski _____ amacıyla çoktan yeteri kadar ineği test ettiğini iddia ettiğinden” bahsedilmektedir. Seçeneklerdeki kelimelerin hepsi fiil olarak verilmiştir ve; A) assert : iddia etmek CLAIM B) assess : değerlendirmek (evaluate) C) consult : danışmak D) exceed : aşmak E) discourage : caydırmak, cesaretini kırmak PUT OFF anlamına gelmektedir. Seçeneklerdeki kelimeleri cümledeki boşluğa getirerek incelediğimizde en uygun seçeneğin B olduğunu görmekteyiz. ASSESS THE RISK Surveillance: FOLLOW gozetım altında tutmak STEP UP: ARTIRMAK STEP DOWN: RESIGN, LEAVE THE POST 6. AT İSSUE: GUNDEMDE, KONU OLAN THROUGH/ BY/ VIA/ BY MEANS OF / WITH THE HELP OF: ARACILIĞIYLA 8. LITTLE OR NO: YOK DENECEK KADAR AZ MORE OR LESS: AŞAĞI YUKARI 10. ENGAGE IN: INVOLVE IN: BIRSEY ILE ILGILENMEK GET ENGAGED: NİŞANLANMAK SO LONG AS: DIGI SURECE, EĞER SO…ADJ/ ADV AS…NEGATIFLIK ARAYALIM COME TU FRUITION: İŞE YARARSA…PLANLAR TUTARSA 17. D Paragrafın bu kısmında “programda seyircilerin yanlış zamanda alkışladıklarından” bahsedilmektedir. Boşluğun bulunduğu cümlede kullanılan “a good ... of” yapısını en uygun şekilde tamamlayacak ve ‘seyirciler’ ile ilgili bilgi verecek yapıyı bulmak için seçenekleri incelediğimizde seçenekteki ifadelerin; A) impression : izlenim B) supply : tedarik, destek SUPPLY THE NEED C) example : örnek, numune...AN EXAMPLE OF.. D) proportion : oran, miktar A LARGE PROPORTION OF A GOOD DEAL OF A GREAT DEAL OF A good deal of, A great deal of, A vast amount of, A large amount of, of: 18. C E) quality : kalite anlamına geldiğini görmekteyiz. Buna göre ‘-nın büyük bölümü’ anlamını veren ‘a good proportion of’ yapısı doğru olacaktır. Doğru yanıt D seçeneğidir. Boşluğun olduğu cümledeki anlam “bunu (seyircilerin alkışlama olayını) kötü haber_____ iyi bir haber olarak değerlendiriyorum” şeklindedir. Seçeneklerdeki yapılar değerlendirildiğinde; A) apart from : -den ayrı olarak, -den başka B) so long as : -dığı sürece C) rather than : -den ziyade D) in addition to : ek olarak, -nın yanı sıra E) except : hariç anlamları çıkarılmaktadır. Bu yapıları anlam olarak boşlukta değerlendirdiğimizde en uygun olanının C seçeneğindeki “rather than” yapısı olduğu açıktır. Bu nedenle doğru yanıt C seçeneğidir. 20. VALUE THE EXPERIENCE.. DENEYIMIN BIR PARCASI OLMAK TECRUBEDEN FAYDALANMAK DEGER VERMEK A) B) C) D) E) A great quantity discerned : PERCEIVE : MAKE OUT, FIGURE OUT, SORT OUT: ANLAMAK abandoned : GIVE UP, LEAVE, DESERT, FORSAKE preferred : sensed : valued : VALUE THE EXPERIENCE 22. INTERFERE WITH / IN: BIR SEYE MUDAHALE ETMEK, BURNUNU SOKMAK THE INTERFERENCE OF SMB IN /WITH STH 24. B Bu soruda cümleyi en uygun şekilde tamamlayan kelime sorulmaktadır. Anlam olarak «Joyce’un devam ettiği okullarda ne _____ bahsedilmektedir». Verilen cümleden çıkarılan sonuç Joyce’un üniversitede modern Avrupa dilleri okuduğu yönündedir. Cümle ...College Dublin, where he (24) _____ modern European languages şeklindedir. Seçeneklerdeki kelimeler fiil şeklinde verilmiştir ve; A) assumed : varsaymak PRESUME, ASSUME A ROLE, ÜSTLENMEK B) studied : okumak, çalışmak C) involved : katılmak, yer almak IN D) established : kurmak, oluşturmak SET UP, FOUND E) affirmed : onaylamak, CONFIRM, PROVE TO BE TRUE, APPROVE anlamına gelmektedir. En uygun kelime B seçeneğindeki studied kelimesidir. Cümle past tense’de devam ettiği için fiilin ikinci hali kullanılmıştır. HE STAYED IN PARIS FOR A SHORT WHILE WHILE HE WAS ON VACATION CLEFT SENTENCE IT WAS THE ROMANS WHO/THAT BUILT THIS BRIDGE CLEFT SENTENCES: Bir cümlenin fiil hariç herhangi bir ögesini vurgulamak için o ögeyi içinde bulunduğu cümleden çıkarıp “It” öznesi ile başlayan bir yapının ardından getirme işlemi “Cleft Sentence” yapma diye adlandırılır. e.g. Stuart answered the question easily because he had studied hard enough. (Stuart yeterince çok çalıştından dolayı soruyu kolaylıkla yanıtladı.) a) It was Stuart who answered the question easily because he had studied hard enough. (Yeterince çalıştığı için soruyu kolaylıkla yanıtlayan Stuart’tı.) b) It was the question that Stuart answered easily because he had studied hard enough. (Stuart’ın yeterince çalıştığı için kolaylıkla yanıtladığı şey soruydu.) c) It was because he had studied hard enough that Stuart answered the question easily. (Stuart’ın soruyu kolaylıkla yanıtlaması çok çalışmasındandı.) Yukarıdaki örneklerde görüldüğü üzere vurgulanmak istenen öge “It” öznesinden sonra getirilip cümle ondan sonra devam ettirilmektedir. Bu şekilde kullanıldığında cümledeki vurgu “it” yapısından sonra kullanılan ögeye yüklenmektedir. Mesela, a örneğinde vurgu “Stuart” isminde; b örneğinde vurgu “the question” isminde; c örneğinde ise “because he had studied hard enough” ifadesindedir. 51. + ADVANTAGES PROS STRENGth DISADVANTAGES CONS WEAKNESS BENIGN credıt PLUS MALIGN DEBIT SIDE MINUS made great strides huge strides atılım yapmak, aşama kaydetmek 2005 KASIM 1. B Bu soruda kelime bilgisi ölçülmektedir. Soru kökünde “Bir hava taşıtında, kalkış ve iniş sırasında yolculara acil bir durumda kendilerini karanlığa ….. –a yardımcı olmak için kabin ışıkları kapatılır.” anlamına gelen bir cümle verilmiştir. Seçeneklerdeki kelimelerin hepsi fiil halinde verilmiştir ve bu kelimeler; A) modify : değiştirmek; nitelemek (dilbilgisi) CHANGE, SHIFT, ALTER,TRANSFORM AMEND B) accustom : alıştırmak BE ACCUSTOMED TO C) resume : yeniden başlamak; geri almak D) associate : ilişkilendirmek WITH E) relate :TO …arasında bağlantı kurmak; anlatmak, nakletmek anlamına gelmektedir. Seçenekler arasında anlam olarak cümleyi en uygun şekilde tamamlayan kelime B seçeneğindeki “alıştırmak” anlamına gelen “accustom” kelimesidir. Ayrıca, soru kökünde geçen “…to darkness…” yapısındaki “to” edatı “accustome” fiilinin beraber kullanıldığı edattır. Bu nedenle doğru seçenek B seçeneğidir. 2. A Bu soruda Phrasal Verb bilgisi test edimektedir ve soru kökündeki cümlede anlam olarak “Jean Chrétien’in on yıllı aşkın Kanada başbakanlığından sonra ….”den bahsedilmektedir. Seçeneklerdeki Phrasal Verb’ler; A) steps down : istifa etmek B) makes out : anlamak FİGURE OUT, SORT OUT, FIND OUT:DISCOVER C) runs out : bitirmek, USE UP, RUN OUT OF, CONSUME D) holds up : geciktirmek E) points out : işaret etmek, belirtmek; vurgulamak anlamına gelmektedir. Seçenekler arasında anlam olarak cümleyi en uygun şekilde tamamlayan Phrasal Verb yapısı A seçeneğindeki “step down” kelimesidir. Buna göre, doğru yanıt A seçeneğidir. 3. 4. C Bu soruda da kelime bilgisi ölçülmektedir. Soruda anlam olarak “İşgücünün (insanların) kayda değer bir kısmının evlerinden çalıştığı ve bunun bilgisayarlar sayesinde mümkün kılınan bir …. olduğu” ifadesi verilmiştir. Seçeneklerdeki tüm kelimeler isim halindedir ve bu kelimeler; A) disturbance : rahatsızlık B) destination : gidilecek yer, varış; hedef C) circumstance : durum UNDER THESE CIRCUMSTANCES D) support : destek BACK UP E) denial : inkâr; yalanlama DENY anlamına gelmektedir. Seçenekler arasında anlam olarak cümleyi en uygun şekilde tamamlayan kelime C seçeneğindeki “circumstance” kelimesidir. Buna göre doğru yanıt C seçeneğidir. D Soruda anlam olarak “Kuzey Kore’nin Amerika’nın belli güvenlik garantileri olmadan ve çok fazla yardım sözlerini almadan nükleer çalışmalarından vazgeçmesinin ….”dan bahsedilmektedir. Seçeneklerdeki kelimelerin hepsi sıfat olarak verilmiştir ve bu kelimeler; A) sincere : içten, samimi INTIMATE B) nasty : kötü, çirkin; ahlaksız C) boastful : böbürlenen, kendini beğenmiş D) unlikely : olası olmayan PROBABLY NOT E) provisional : geçici TEMPORARY BE LIKELY TO / MAY / MIGHT / COULD / MAY WELL(… anlamına gelmektedir. Cümlenin anlamına en uygun kelime D seçeneğinde “olası olmayan, (most probably not)” anlamında kullanılan “unlikely” sıfatıdır. Bu nedenle doğru yanıt D seçeneğidir. 5. C Soruda anlam olarak “İlaç firmalarının, hedef mikropların dayanıklılıklarındaki gelişmeyle satışları …. sınırlanabilecek olan yeni antibiyotiklere para yatırma konusunda temkinli oldukların”dan bahsedilmektedir. Seçeneklerdeki kelimelerin hepsi zarf olarak verilmiştir ve bu kelimeler; A) accurately : doğru olarak; kusursuzca CORRECTLY ADEQUATELY: ENOUGH: SUFFICIENT B) adequately : layikiyla, yeterli biçimde C) severely : ciddi şekilde SERIOUSLY D) complacently : rehavet içinde E) confidently : güvenle, güvenli bir şekilde anlamına gelmektedir. Cümlenin anlamına en uygun kelime C seçeneğinde “ciddi şekilde” anlamında kullanılan “severely” sıfatıdır. Bu nedenle doğru yanıt C seçeneğidir. BE WARY OF: BE CAUTIOUS : TEDBİRLİ DIKKATLI OLMAK 7.AS WELL AS IN ADDITION TO BESIDES NI YANI SIRA…….ALSO ALMOST VIRTUALLY NEARLY ROUGHLY ABOUT APPROXİMATELY PRACTICALLY SAYI/ISTATISTIK HE PLAYS GOLF AS WELL AS SOME PROF. GOOD…WELL KADAR İYİ…FİİLİ NİTELEMESİ LAZIM AS……ADJ ADV…..AS AS MANY…NOUN………..AS AS MUCH…..N………..AS MAKE HELP HAVE LET SMB SEE / HEAR SMB vo Vo /Ving If had V3……, would Vo Responsıble TO SMB FOR STH 17. ımplied restatement It was not until 1970 that the real advances were made.. The first real advances were made in 1970. 17. B Cloze Test bölümünde kelime bilgisinin ölçüldüğü bu soruda seçeneklere baktığımızda verilen kelimelerin hepsinin fiil olduğunu görmekteyiz. Sorunun sorulduğu cümle dikkatle okunduğunda “Pinel’in, hastaları …. an zincirleri çıkarmayı denediği” anlamının var olduğunu görmekteyiz. Seçeneklerdeki fiiler, A) compelled : zorlamak FORCE, IMPEL B) restrained : tutmak, kontrol etmek C) overloaded : aşırı yüklemek D) withdrew : geri çekmek, çıkarmak E) sustained : sürdürmek, devam ettirmek anlamlarına gelmektedirler. Verilen cümleyi paragrafa anlamca en uygun şekilde tamamlayan ifade “tutmak, kontrol etmek” anlamına gelen “restrain” fiilidir. “Pinel’in, hastaları tutan/kontrol eden zincirleri çıkarmayı denediği” anlamı çıkmaktadır. Buna göre doğru yanıt B seçeneğidir DEAL WİTH PROBLEMS DEAL WITH CRIME EACH CHILD WAS EXAMINED BY THE DOCTOR EVERY CHILD LIKES ICE CREAM ADJ + FOR SMB + To Vo 26. INSTEAD OF …………….. , SHOULD/OUGHT TO/HAD BETTER RATHER THAN sought-after: PEŞİNDEN KOŞULAN, ÇOK ARANAN, RAĞBET GÖREN seek: look for: search CELEBRATION : KUTLAMA CELEBRITY: FAMOUS PERSON REFUGEE: -EE, -OR- -ER- IST- -ANT CELEBRITY...INSAN EKLERI Cıde: olum Pesticide Herbicide Suicide 56. shan’t shall not wıll wıll not take for granted. : assume : that… take for granted: gormezden gelmek result so…adj/adv……that: o kadar ….ki such………that the exam was so dıffıcult. that almost all failed. KPDS 2006 MAYIS ÇÖZÜMLERİ 1. B Bu soruda kelime bilginiz ölçülmektedir. Soru kökünde “araştırmalar için hayvanların çiftleştirilmesi ile ilgili yasaların tıbbi araştırmaların _____ -a/e sonuçlanabileceği” anlamı vardır. Seçeneklerdeki kelimeler isim olarak verilmiştir. Boşluktan sonraki “of” edatı da dikkate alınarak kelimeler incelendiğinde; A) admission : kabul, giriş ADMIT B) detriment : zarar, ziyan DETRIMENTAL: ZARARLI, DANGEROUS To the detriment of: nın zararına C) exclusion : hariç tutma EXCLUDE FROM D) preference : tercih E) cohesion : bütünlük, yapışma COHESIVE adj anlamına gelmektedir. Cümleyi en uygun şekilde tamamlayan ifade B seçeneğindeki “detriment”, kelimesidir. Bu kelimeyi cümleye yerleştirdiğimizde “yeni yasaların tıbbi araştırmaların zararına/aleyhine olabileceği” anlamı vardır. Doğru yanıt B seçeneğidir. 2. E Kelime bilgisinin test edildiği ikinci soruda, cümlede “şu anda faiz oranları geçmişe kıyasla _____; umarız ki hep bu şekilde kalır” anlamı vardır. Seçeneklerdeki kelimeler sıfat olarak verilmiştir ve; A) frequent : sık B) uneasy : huzursuz AT EASE: RAHAT, WITH EASE: KOLAYLIKLA C) : ardı ardına consecutive Consecutively Respectively Subsequently successively D) comprehensive : geniş, kapsamlı Comprehend: understand: apprehend E) steady : sabit, İSTİKRARLI anlamına gelmektedir. Cümleyi en uygun şekilde tamamlayan ifade E seçeneğindeki “steady”, kelimesidir. Anlamca “faizlerin sabit kalmasından, değişmemesinden” bahsedilmektedir; bu nedenle doğru yanıt E seçeneğidir. 3. 4. C Kelime bilgisinin test edildiği üçüncü soruda, cümlede “Batı Avrupa’nın bazı bölgelerinde, _____ Fransa, Danimarka ve İsveç’de birlikte yaşamak hemen hemen evlilik kadar yaygın hale gelmiştir.” Anlamı mevcuttur. Seçeneklerdeki kelimeler zarf olarak verilmiştir ve; A) completely : tamamıyla ENTIRELY, UTTERLY B) deceptively : yanıltıcı şekilde DECEIVE DECEPTION C) notably : özellikle ESPECIALLY PARTICULARLY IN PARTICULAR D) voluntarily : gönüllü şekilde EAGERLY, WILLINGLY, E) relatively : göreceli şekilde anlamına gelmektedir. Cümleyi en uygun şekilde tamamlayan ifade E seçeneğindeki “notably”, kelimesidir. Anlamca “… özellikle Fransa, Danimarka ve İsveç’te…” anlamı çıkartılabilir; bu nedenle doğru yanıt C seçeneğidir. D Kelime bilgisinin test edildiği dördüncü soruda cümlede “kardeşleri farklı şekilde etkileyen ve başarılarını ya da başarısızlıklarını _____e yardım eden bazı şeyler nelerdir?” anlamını veren soru sorulmuştur. Seçeneklerdeki kelimeler fiil halinde verilmiştir ve; A) pursue : kovalamak, peşinden koşmak FOLLOW IN PURSUIT OF: NIN PEŞİNDE B) recognize : tanımak C) recreate : yeniden yaratmak, canlandırmak D) determine : belirlemek, karar vermek DETERMINED: KARARLI / SET ON: PHR.V. DETERMINE WHETHER… E) reinstate : -i geri getirmek anlamına gelmektedir. Cümleyi en uygun şekilde tamamlayan ifade D seçeneğindeki “determine” kelimesidir. Cümlede “başarıları ya da başarısızlıkları belirlemeye yardımcı olan…” anlamı çıkartılabilir; bu nedenle doğru yanıt D seçeneğidir. 5. A Bu soruda phrasal verbs bilginiz ölçülmektedir. Cümlede “Güneş ışığıyla ısınma maliyeti nedeniyle ve çoğu bölgedeki kısıtlı kış güneşinden dolayı Amerika’da hiç _____.” anlamı mevcuttur. Seçeneklerdeki phrasal verb’ler; A) caught on : gündeme gelmek (become popular) B) played up : oynamak, oyalanmak C) turned over : ciro sağlamak D) waited on : hizmet etmek SERVE E) looked back : geçmişi düşünmek, geriye bakmak anlamına gelmektedir. Cümleyi en uygun şekilde tamamlayan ifade A seçeneğindeki “catch on” fiilidir ve “güneş ışığı kullanılarak ısınmanın hiç kullanılmadığından ve gündeme gelmediğinden” bahsedilmektedir; bu nedenle doğru yanıt A seçeneğidir. 10. COME UP WITH SOME PROPOSALS/ SOLUTIONS ORTAYA ATMAK SUNMAK : PUT FORWARD 13. AS: DIĞI GİBİ ANLAMINDA INVERSION YAPABILIRSINIZ WORK AS DOES YOUR FATHER…. WORK AS YOUR FATHER DOES.. DEVELOPE OUT OF: EMERGE FROM ARISE FROM RESULT FROM STEM FROM DERIVE FROM DEN ORTAYA CIKMAK LEAD TO RESULT IN CAUSE BRING ABOUT e sebep olmak GIVE RISE TO Contrıbute to (KATKIDA BULUNMAK) 23. ALLOT ALLOCATE SEATS… TAHSIS ETMEK AYIRMAK 26. ……………………… , ___________ , ……………. …………ADJ CLAUSE ….WHICH:::: 33. PEN AN ACCOUNT: BIR OLAYI KALEME ALMAK 38. ESTIMATED THAT: TAHMIN ETMEK HESAPLAMAK 46. ONE………….ANOTHER….LIMIT YOK ONE COUNTRY SHOULD HELP ANOTHER. ONE ……….THE OTHER……….2 SHE HAS ONE BROTHER. One helps the other SOME………..OTHERS Some scientists claim that…………Others assert that… SOME……..THE OTHERS……(GRUP İÇİNE GONDERME YAPAR) There are 8 countries who signed the contract. Some of them were willing but the others … 2006 KASIM 6. B Bu soruda kelime bilgisi ölçülmektedir. Soru kökünde “Bir ülkenin zenginliği ve vatandaşlarına sağladığı özgürlük arasında güçlü bir _____ vardır.” anlamına gelen bir cümle verilmiştir. Seçeneklerdeki kelimelerin hepsi isim halinde verilmiştir ve bu kelimeler; A) coincidence : rastlantı, tesadüf B) correlation : karşılıklı ilişki, korelasyon C) consideration : düşünce,saygı; önem; göz önüne alma D) determination : kararlılık, azim E) interpretation : yorum, açıklama; sözlü çevirme anlamına gelmektedir. Seçenekler arasında anlam olarak cümleyi en uygun şekilde tamamlayan kelime B seçeneğindeki “karşılıklı ilişki” anlamına gelen “correlation” kelimesidir. Ayrıca, soru kökünde geçen “between” edatı “correlation” ismi ile yaygın olarak kullanılır. Bu nedenle doğru seçenek B seçeneğidir. 7. D Kelime bilgisinin test edildiği ikinci soruda, cümlede “Uydu televizyonu şimdilerde olayları diğer ülkelerde ortaya çıktıklarında izlemeyi bizler için _____ hale getirdi” anlamı vardır. Seçeneklerdeki kelimeler sıfat olarak verilmiştir ve; A) worldwide : dünya çapında B) substantial : büyük; sağlam, dayanıklı; doyurucu, tatmin edici C) aware : farkında, haberdar D) commonplace : sıradan, bayağı, olağan, YAYGIN E) liable : sorumlu, mesul; eğilimli liability: duyarlılıık anlamına gelmektedir. Cümleyi en uygun şekilde tamamlayan ifade D seçeneğindeki “commonplace” kelimesidir. Bu nedenle doğru yanıt D seçeneğidir. 8. A Kelime bilgisinin test edildiği üçüncü soruda, cümlede “Latin Amerika ülkeleri ürünlerinin sadece ortalama yaklaşık %10’unu diğer Latin Amerika ülkelerine ihraç etmektedirler, ama _____ %20’sini Amerika’ya ihraç etmektedirler.” anlamı mevcuttur. Seçeneklerdeki kelimeler zarf olarak verilmiştir ve; A) almost : neredeyse, hemen hemen B) fairly : yeterli; oldukça C) respectively : sırasıyla D) initially : başlangıçta : at first E) extensively : geniş ölçüde anlamına gelmektedir. Cümleyi en uygun şekilde tamamlayan ifade A seçeneğindeki “almost” kelimesidir. Bu nedenle doğru yanıt A seçeneğidir. 9. C Kelime bilgisinin test edildiği dördüncü soruda cümlede “İlk uluslar arası posta anlaşmasının _____ 16. yüzyıla kadar, bugün bildiğimiz şekliyle bir posta sistemi yoktu” şeklinde bir anlam verilmiştir. Seçeneklerdeki kelimeler fiil halinde verilmiştir ve; A) assign : tahsis etmek, ayırmak; atamak APPOINT B) maintain : sürdürmek, devam ettirmek; SAVUNMAK HE MAINTAINS THAT… C) enact : yasalaştırmak, YASAL HALE GETİRMEK LEGISLATE D) seize : tutmak, yakalamak; el koymak, zaptetmek SEIZE THE OPPURTUNITY E) conduct : yürütmek, yönetmek, idare etmek anlamına gelmektedir. Cümleyi en uygun şekilde tamamlayan ifade C seçeneğindeki “enact” kelimesidir. Cümlede “ilk posta anlaşmasının yasalaştğı 16. yüzyıla kadar …” anlamı çıkartılabilir; bu nedenle doğru yanıt C seçeneğidir. 10. D Bu soruda phrasal verbs bilginiz ölçülmektedir. Cümlede “Amerika’da dış yardımlara ayrılan fon miktarını _____ ve bunun yerine fonları iç ekonomiyi düzeltmek üzere kullanmak için artan bir baskı var” şeklinde bir anlam mevcuttur. Seçeneklerdeki phrasal verb’ler; A) make up for : telafi etmek, tazmin etmek, gidermek COMPENSATE FOR B) point out : -e dikkat çekmek, -i işaret etmek C) keep up with : -e yetişmek, -den geri kalmamak, -e ayak uydurmak D) cut down on : azaltmak E) take up with : -ile meşgul olmak; -ile arkadaş olmak anlamına gelmektedir. Cümleyi en uygun şekilde tamamlayan ifade D seçeneğindeki “cut down on” fiilidir. Bu nedenle doğru yanıt D seçeneğidir. 11. B Bu soruda Complex Preposition bilgisi test edilmektedir. Seçeneklerdeki yapılar incelendiğinde, A) contrary to : -nın aksine B) in spite of : -e rağmen C) by means of : -nın yoluyla, -nın vasıtasıyla D) since : -den beri E) as regards : -e gelince, …konusunda anlamlarına gelen yapılar verildiğini görmekteyiz. Soru kökündeki cümlede genel olarak “E-mail ve faks iletilerindeki artış _____, çoğu iletişim halen en iyi olarak yüzyüze ve konuşarak yapılmaktadır.” şeklinde bir anlam mevcuttur ve bu cümleyi en iyi tamamlayan ifade B seçeneğinde verilen “-e rağmen” anlamı veren “in spite of” yapısıdır. Buna göre doğru yanıt B seçeneğidir. 9. RANGE FROM…………..TO/TILL / UNTIL VARY FROM………TO THE PROBLEMS OF THE COUNTRY RANGE FROM UNEMPLOYMENT TO OVERPOPULATION. 10. FAMILIAR WITH SMB/ : AŞİNA OLMAK, TANIDIK OLMAK 12. 13. C Bu soruda kelime bilgisi test edilmektedir ve boşluktan sonra verilen “outer shell” (dış kabuk) isim öbeğini niteleyen bir sıfat sorulmaktadır. Seçeneklerdeki kelimeler, A) intense : yoğun, şiddetli, gergin B) approachable : yaklaşılabilir, yanaşılabilir C) indestructible : çok dayanıklı, yıkılmaz: THAT CAN SURVIVE D) abundant : bol, bereketli E) unsteady : değişken, sabit olmayan; titrek A Bu soruda Complex Preposition bilgisi ölçülmektedir. Soru kökündeki cümlede “Polen analizinde, bitkilerin dış kabukları topraktan çıkarılır, mikroskop altında incelenir ve farklı dış kabuk şekillerine … tanımlanır” şeklinde bir anlam verilmiştir. Seçeneklerdeki yapılar, A) according to : -e göre B) ahead of : -nın önünde, -nın ilerisinde C) with a view to : -nın amacıyla + vİNG IN ORDER TO SO AS TO TO D) on behalf of : -nın namına, -nın adına E) in place of : -nın yerine 14. anlamlarına gelmektedir. Soru kökündeki cümleyi en iyi şekilde tamamlayan Complex Preposition yapısı A seçeneğinde verilen “according to” yapısıdır. Buna göre doğru yanıt A seçeneğidir. A Kelime bilgisinin ölçüldüğü bu soruda dikkat edilmesi gereken şey boşluğun “whale oil” ismi ile ilgili ek bilgi veren ara bir ifadede verildiğidir. Buna göre ek bilgi veren kısımda “whale oil” (balina yapı) ile ilgili olarak “önemli bir …” şeklinde tamamlanması gereken bir ifade bulunmaktadır. Seçeneklerdeki kelimeler, A) commodity : ürün, mal, eşya GOOD B) refinement : arıtma, rafine etme, C) artifact : el yapımı eser D) hardship : sıkıntı, zorluk, darlık E) settlement : yerleşme; oturma; mesken anlamlarına gelmektedir. Soru kökündeki cümleyi en iyi şekilde tamamlayan kelime A seçeneğinde verilen “commodity” ismidir. Buna göre doğru yanıt A seçeneğidir. RAW MATERIAL : HAM MADDE 15. D Bu soruda Sentence Adverb bilgisi ölçülmektedir. Boşluğun verildiği cümlenin öncesinde “1977 yılında olan bir olaydan” bahsedilmiş ve boşluğun verildiği cümle ile “1978 yılında olmuş bir durumdan” bahsedilmektedir. Seçeneklerdeki zarflar, A) on the contrary : aksine B) frequently : sık sık C) otherwise : yoksa, aksi takdirde D) subsequently : sonradan, ARDINDAN RESPECTIVELY SUCCESSIVELY CONSECUTIVELY E) conclusively : kesin olarak; ikna edici şekilde anlamlarına gelmektedir. Soru kökündeki cümleyi en iyi şekilde tamamlayan zarf D seçeneğinde verilen “1977 ve 1978 arasında sıralama yapan” “subsequently” zarfıdır. Buna göre doğru yanıt D seçeneğidir. 26. EXPAND: GENİŞLEME EXPEND: CONSUME, USE UP, RUN OUT OF, SPEND 26.. ZAMAN ZARFLARININ ANA CUMLESINDE “HAVE HAS V3” KULLANMAKTAN KACININ WHEN.. BEFORE…………….. , ……….HAVE /HAS V3( KULLANMAYALIM %80) AFTER…. RUN COURSE : BITMEK, TAMAMLAMAK BY THE TIME THE 21ST CENTURY IS COMPLETED, ……..WILL HAVE V3 WILL VO CHANGE…..THE COURSE OF AN INDUSTRY 48: CALL FOR : GEREKTIRMEK 2007 MAYIS … 16. A) B) C) D) E) A Bu soruda kelime bilgisi ölçülmektedir. Soru kökünde “Volkanlar, lav, kül akışları , havadan gelen kül ve tozlar gibi kendi patlamalarının sonuçları olan şeylerin _____-siyle oluşurlar.” anlamına gelen bir cümle verilmiştir. Seçeneklerdeki kelimelerin hepsi isim halinde verilmiştir ve bu kelimeler; accumulation destruction explosion instability growth : birikme, birikinti : yıkım, yok etme : patlama : istikrarsızlık, kararsızlık; dayanıksızlık : büyüme anlamına gelmektedir. Seçenekler arasında anlam olarak cümleyi en uygun şekilde tamamlayan kelime A seçeneğindeki “birikme” anlamına gelen “accumulation” kelimesidir. Bu nedenle doğru seçenek A seçeneğidir. 17. A) B) C) D) E) E Kelime bilgisinin test edildiği ikinci soruda, cümlede “Çin ve Hindistan’ın yaşadıkları, _____ ekonomik ve siyasi transformasyonu nasıl başaracakları bakımından gelişmekte olan ülkeler için dersler içerdiğinden, bu ülkeler Afrika için model oluşturmaktadırlar.” anlamı vardır. Seçeneklerdeki kelimeler sıfat olarak verilmiştir ve; deceitful persuasive accessible irregular gradual : aldatıcı, hilekâr DECEIVE : ikna edici : ulaşılabilir TO : düzensiz : kademeli, tedrici, basamaklı, aşamalı, yavaş anlamına gelmektedir. Cümleyi en uygun şekilde tamamlayan ifade E seçeneğindeki “kademeli, aşamalı” kelimesidir. Bu nedenle doğru yanıt E seçeneğidir. 18. A) B) C) D) E) C Kelime bilgisinin test edildiği üçüncü soruda, cümlede “Körfez bölgesinin büyük oranda kapalı ekonomilerinde, kamu fonlarının yanı sıra özel fonlarda _____gayrimenkule ve hisse senetlerine yöneldi, ki bu tehlikeli bir spekülatif artışa sebep oldu.” anlamı mevcuttur. Seçeneklerdeki kelimeler zarf olarak verilmiştir ve; unlikely nominally rapidly still tightly : kesin olmayacak şekilde (zarf); olası olmayan (sıfat) : ismen, ÖNEMSİZCE : hızla, süratle FAST : hala, YİNE DE : sıkıca TIGHT SCHEDULE anlamına gelmektedir. Cümleyi en uygun şekilde tamamlayan ifade C seçeneğindeki “rapidly” kelimesidir. Bu nedenle doğru yanıt C seçeneğidir. B Kelime bilgisinin test edildiği dördüncü soruda cümlede “Bazı ülkeler, doğmamış bir çocuğun cinsiyetini seçmek için doğum öncesi teşhis tekniklerini _____, ancak rüşvet ve insanın yaratıcılığı müstakbel annebabaların yasaya takılmamalarını kolaylaştırıyor.” şeklinde bir anlam verilmiştir. Seçeneklerdeki kelimeler fiil halinde verilmiştir ve; A) remove : çıkarmak; ortadan kaldırmak B) outlaw : yasaklamak, yasadışı ilan etmek C) explore : araştırmak, incelemek; keşfetmek D) sustain : sürdürmek; ayakta tutmak, çökmesine engel olmak E) retain : alıkoymak; kaybetmemek, sürdürmek anlamına gelmektedir. Cümleyi en uygun şekilde tamamlayan ifade B seçeneğindeki “outlaw” kelimesidir. Bu nedenle doğru yanıt B seçeneğidir. 19. D Bu soruda phrasal verb bilginiz ölçülmektedir. Cümlede “Hücreler enerjiyi bir formdan diğerine dönüştürür ve o enerjiyi, mekanik işten kimyasal senteze değin çeşitli aktiviteleri _____ için kullanır.” şeklinde bir anlam mevcuttur. Seçeneklerdeki phrasal verb’ler; A) turn off : kapamak; -den sapmak B) use up : kullanıp bitirmek C) take in : almak (gıda, vb); daraltmak (elbise, vb); aldatmak ABSORB, SUCK D) carry out : gerçekleştirmek, yerine getirmek; yürütmek, devam ettirmek E) pick up : toplamak; birini bir yerden almak; pratik olarak öğrenmek anlamına gelmektedir. Cümleyi en uygun şekilde tamamlayan ifade D seçeneğindeki “carry out” phrasal verb’idir. Bu nedenle doğru yanıt D seçeneğidir. 20. 21. A Bu soruda Tense bilginizin yanı sıra Sentence Adverbs (cümleyi niteleyen zarflar) bilgisi de ölçülmektedir. Soru kökündeki ikinci boşluktan önce verilen “sonuç” bildiren “thus” zarfının kullanılışı bu sorunun çözümünde belirleyici olacaktır. Normalde, “thus”, “therefore” ve “hence” zarfları kendilerinden sonra tam bir cümle alarak devam ederler, ama aynı zamanda “and thus/therefore/hence” şeklinde “and” bağlacı ile kullanıldıklarında özneler aynı ise kendilerinden sonraki cümlenin öznesini tekrar etmeden normal çekimli fiil ile de devam edebilirler. Ayrıca, bu iki kullanıma ek olarak, bu yapılar “thereby” yapısında olduğu gibi “Ving” alarak da devam edebilirler. Şimdi bu kullanımları örnek cümlelerde görelim: a) He studied hard. Thus, he passed the exam easily. b) He studied hard, and thus passed/VİNG/Svo the exam easily. c) He studied hard, thus passing the exam easily. 22. A) B) C) D) E) A Bir paragraf içinde gramer ve kelime bilginizin ölçüldüğü Cloze Test’in bu ilk sorusunda kelime bilgisi test edilmektedir. Boşluğun verildiği cümlede “Oyunun zekamızı beslediği ve öz saygımızı _____-dığı söyleniyor” şeklinde bir anlam vardır. Boş kısmı tamamlayacak bir fiile ihtiyacımızın olduğu bu sorunun seçeneklerinde, raise appreciate afflict represent provoke : yükseltmek, artırmak : beğenmek, takdir etmek : acı vermek, zarar vermek : temsil etmek : kışkırtmak, tahrik etmek; -e yol açmak anlamlarına gelmektedir. Cümleyi en uygun şekilde tamamlayan fiil “yükseltmek, artırmak” anlamlarında kullanılan “raise” fiilidir. Buna göre doğru yanıt A seçeneğidir. 23. B Bu soruda zarf bilgisi ölçülmektedir. Soru kökündeki cümlede “İngiltere tarihi, çoğu _____ devam eden çok çeşitli müzik gelenekleri oluşturdu” şeklinde bir anlam verilmiştir. Seçeneklerdeki yapılar, A) B) C) D) E) then still thus almost too : sonra; öyleyse; o zaman : halâ : böylece; bu yüzden : hemen hemen : çok (negatif anlamda); de, da anlamlarına gelmektedir. Soru kökündeki cümleyi en iyi şekilde B seçeneğinde verilen “still” zarfı tamamlamaktadır. Buna göre doğru yanıt B seçeneğidir. 13. VANISH : DISAPPEAR A) B) C) D) E) raise appreciate afflict represent provoke : yükseltmek, artırmak : beğenmek, takdir etmek : acı vermek, zarar vermek : temsil etmek : kışkırtmak, tahrik etmek; -e yol açmak A) B) C) D) E) contribution : katkı, yardım; makale, yazı exclusion : hariç bırakma, ihraç obscurity : çapraşıklık; belirsizlik; karanlık; gizlilik acquisition : edinme, elde etme continuation : devam, devam etme, sürme WONDER : MUCİZE 7 WONDERS OF THE WORLD IT IS A WONDER THAT svo İSİM…SOYUT İSİM + THAT svo FİİL OLAN WONDER DAN SONRA ASLA THAT YOK 66. THE ROOT CAUSE: BASIC… FUNDAMENTAL AN ARRAY OF A SURGE OF….: BİR DİZİ…