O. Senatosu B : 40 3 . 2 . 1966 O : 3 Silâhlı Kuvvetlerimiz

advertisement
O. Senatosu
B : 40
Silâhlı Kuvvetlerimiz, 650 köyü kardeş köy
olarak himayesine almıştır. Kardeş köy çalış­
malarına teşekkür ederiz. Ancak, bu köylerin
daha çok okullariyle meşgul olunmalıdır. Okul­
lar meyanmda köylerin yollarının, basit su iş­
lerinin de köyün sağlık meseleleriyle birlikte
ele alınması çok hayırlı olacaktır. O kardeş
köyün tepeden tırnağa her şeyine sahip çık­
malı; çünkü rica etmiştik, bir kardeş köyün
yolu vardı da «Efendim, ordudan emir gelirse
biz bunu yaparız, ordudan emir gelmeden ya­
pamayız» diye bâzı şeyler olmuştu İstanbul ci­
varında. Böyle kardeş köy olmaz. Onun yolu,
molu her şeysi o kıtanın malıdır. Bunu umu­
mi bir emirle ve yapacağı işleri tâyinle orduya
bildirmeli, kıtalara bildirmeli.
Biliyorsunuz arkadaşlar, okuma yazma bilmiyenler, askere gelmeleriyle beraber 4 aylık
bir okuma yazma eğitimine tabi tutulmaktadır­
lar. Biz, eskiden bunu kıtalarda yapardık. Her
bölük, okuma yazma bilmiyenleri ayırır, bilenler­
den onlara hoca verir, ondan sonra da müsaba­
kalar yapardık, hangi grup daha çabuk öğrenmişse onun hocalarına izin vadederdik, ça­
buk öğrenenlere en erken izin verirdik filân.
Şimdi, bu sistem değişmiş, Amerikalıları 16 ta­
ne okul yapmışlar, 650 tane dersane yapmış­
lar, yeni birtakım masraflar başımıza atmış­
lar, 4 ay burada okuma - yazma
devam
ediyor,
4
aydan
sonra da
erler
gidi­
yorlar kıtalarına, veya eğitim merkezlerine.
Orada okuma yazma yok, 4 ayda öğrendiğini;
zaten 4 ayda ne öğrenilir bilhassa bilmiyenler
için 20 ayda unutuyor ve eski hâsıla alınmı­
yor. Başladığımız akrabalardan, veya köyden
möyden gelen partili martili erler, birşey söy­
lediğimiz zaman, askerliğinin sonuna gelmiş
veya terhis olmuş, okuyup yazamıyor. Eskiden
bizim millî sistemimizde daha iyi netice almıyor­
du. Bu maksatla, yani bu okuma - yazma mak­
sadı ile, 16 okuma - yazma okulu, 650 dersane
mevcuttur halen. Bu okullar, savunma bütçe­
sine bir masraf yüklemektedir. Parasını Ameri­
kalılar veriyorlarmış, ben o parayı bşaka yere
kullanırım, bu masrafa rağmen demin de arz
ettiğim gibi, 4 ayda okuma yazmayı öğrenen­
lerin çoğu, kıtalarda unutuyorlar. Kıtalar
devam edemiyor, besliyemiyor. Şimdi, Sayın
Savunma Bakanımızdan bir şey rica ediyorum :
Silâhlı Kuvvetlerimizde terhis sırasında okuma - J
3 . 2 . 1966
O : 3
yazma nisbeti yüzde kaça yükselmektedir? Sa­
yın Müsteşar Paşa Hazretleri bilirler, biz Mu­
hafız Alayında çalışırken % 90 a kadar netice
ile terhis ederdik. Ama birinci gelen bölüğün
kumandanına, İsmail Hakkı Bey, bizim kuman­
danımız, tabanca verir, o zamanın mebusları
elbise yaptırır bir teşvik ve gayretle % 90 la
gönderirdik. Ve o zaman da 1931 - 1932 - 1933
filân % 10 okuma yazma bilen bizim kıtaları­
mıza gelmezdi. Bugün her halde % 40 geliyor
kıtalara, memlekette okuma yazma seviyesi
yükselmiştir, 35 sene içerisinde. Binaenaleyh,
bugün daha üstün bir okuma yazma neticesi
istemek, milletin hakkıdır. Eğer biz bu işi sıkı
tutsaydık, 25 sene içinde her sene 200 bin ki­
şiye okuma yazma öğretseydik, zannediyorum
ki, bu memlekette okuma yazma nisbeti çok
üstün olurdu. Her şey unutulur, ama okuma
yazma unutulmaz. Bu çok ciddî mevzudur,
memleketin kalkınmasında ve mevcudiyetinde.
Bilmiyorum şimdi ne safhadadır?
Bugün, Silâhlı Kuvvetlerimizde 45 askerî
hastane mevcuttur. Kıta revirleri hariç, kı­
talarda ve taburda, alayda revir vardır ayrı­
ca Doktoru, yatağı vardır; 10 yatak 20 yatak
filân. Ordumuzda şayanı şükran bakım ve gı­
da seviyesinin yükselmesi dolayısiyle askerî
hastanelerde boş yatak bulunabilmektedir. 1000
yataklı bir hastanede bir arkadaşımdır Sertabibi 300 yatak meşgul, 700 ü boş, iki tane has­
tane ve yurdun içine serpilmiş, her tarafına,
Şarkına Garbına, orasına burasına. Bu hastane­
lerde sivil vatanaşlar için ayrılan yatak nis­
beti zannediyorum % 1 filân. Bursa hastaneisnde bir var. Bu nisbetin artırılması, yurt
sağlığı bakımından çok yerinde olacaktır, çok
hayırlı bir hareket olacaktır. Bunu bilhassa
rica ediyoruz. Ancak el ele vererek, bu yükü
kaldıracağız.
Askerlik vazifesinden kaçanlar, bilhassa bü­
yük şehirlerimizde geniş ölçüde, binlerce kişi
çarelerini bulup askerlik vazifesini yapma­
maktadırlar. Uyduruyorlar işlerini, bu kaçak­
ların, askerlik şubeleri nüfus daireleri, bilhassa
o nüfus daireleri, Emniyet Teşkilâtının koordine ve ciddî çalışmalariyle, (bunun için ekip­
ler yapmak lâzım arkadaşlarım, böyle olmaz.
Askerlik şubesi, nüfusa yazar, nüfus polise ya­
zar, filân işte onlar da ortada dolaşırlar, 11 tane kaçak. Özel ekipler), bu üç teşkilâtın koor-
317 —
Download