M. Meclisi B : 84 minat olabilir» diye gösterilen müessese., te­ minat olmayabiliyor. Yani, Yüksek Hâkimler Kurulu bir teminattır; fakat demokraside her teminatı tanırken onun karşısında da bir kontrolünü koyuyoruz. Demokratik bir ülke­ de hiç korunaksız, sorumsuz hiçbir müessese yoktur. Hepsinin karşısı konulmuştur. Cum­ hurbaşkanının dahi sorumluluğu vardır, Ba­ kanın, Cumhurha/Şkanının, kim olursa olsun sorumluluğu vardır. Şimdi biz meseleyi ge­ tirip de Yüksek Hâkimler Kurulu vardır, bu iş tamam olur, bunlar hata etmezler dersek yan­ lış olur. Memleketimizin gerçeklerine göre dü­ şünmek mecburiyetindeyiz. Coğrafî teminat, memleketin bugünkü gerçeklerine göre yerin­ de bir esastır. Zaten Nurettin Ardıçoğlu'nım konuşması da bunu doğrulamaktadii', ben öyle anlıyorum. «Binnetice hâkimlerin yer bakı­ mından mazhar olacakları teminatın yerine getirilmesini Yüksek Hâkimler Kurulu sağla­ yacaktır. Bu suretle yer bakımından teminatın Anayasada tenzim edilmesini isteyen fikirler de ilerideki mevzuat..» Yani, sözcü yer bakımın­ dan teminatı reddetmemiştir. Kaldı ki, sözcüle­ rin söyledikleri söz var. Bendeniz, Anayasa söz­ cülerinin diğer sözcülerin bana ifade ettikle­ ri kanaatindeyim; ama burada bu kürsülerde o sözcülerin söyledikleri sözlerin bir mana ifa­ de etmediği de söylenmiştir. Şimdi, ıbütün bunları nazarı itilbara aj:rsak; burada düşüneceğimiz şey, adalete tesninattır. Adalet teminatından herkes kendi ka­ fasına göre bir şey düşünür; şlöyle olursa böyle olur, höyle olursa höyle olur der; ama bu he­ saplar gelir bir yerde takılır. Bazan bana yarıyacak diye bunu hesaplayanların zararına iş­ ler bu müessese. Binaenaleyh, biz Parlamento olarak her zaman kendimize göre, şahsımıza veya partimize göre değil, memleketimizin şart­ larına göre meseleyi ele almalıyız. Memleketi­ mizin şartlarına göre aldığımız takdirde de coğrafî teminatın Türkiye'de bir anlamı ol­ duğunu ifade etmek zarureti vardır. Bir tanesi bu. Bir diğeri, de, benden evvel değerli arka­ daşlarımın temas ettikleri geçici 15 nci mad­ dedir. Bu geçici 15 nci madde, - teşekkürle ifa­ de etmek isterim - Sayın Komisyon Başkanı da «Doğru olabilir.» diye ifade ettiler. Komisyon­ ca evvelce bunun aksi fikri savunulmuş olma- 5 . 5 . 1972 O : 1 sına rağmen şimdi böyle ifade edilmesini biz «olur» diye anlamak mevkiindeyiz, öyle söyle­ meleri lâzım, çünkü raporlarını vermişler. Ken­ dilerine bu bakımdan teşekkür ederim. Bu konu Anayasa Komisyonumuza da geldi, - ora­ da bendenizin de bir muhalefet şerhim var orada da konuşuldu. Yargıtay'dan bir temsilci, Yüksek Hâkimler Kurulundan iki arkadaşımız ve Hükümet temsilcisi olarak da Adalet Bakanı var­ dı. Hükümet temsilcisi bunun Anayasaya aykırı olduğunu söyledi. Esas komisyonu olan Adalet Komisyonunda da Anayasaya aykırılığını ifade edilmiş, Hükümet orada da ı'srar etti. Yargıtaydan gelen temsilci, bunun Anayasaya aykırı olduğumu söyledi. Yüksek Hâkimler Kurulundan gelen iki temsilciden bir sayın temsilci, bunun Ana­ yasaya uygun olabileceğini ifade etti. Bir diğeri ise; «Biz, Yüksek Hâkimler Kurulunda, bütün Yüksek Hâkimler Kurulunu bağlayıcı bir ka­ rar almadık. Arkadaşımız kendi adına koruşmaktadlr. Ben de buraya Yüksek Hâkimler Ku­ rulundan geldim, ben Yüksek. Hâkimler Kmulunun bir üyesi olarak Anayasaya aykırı bu­ luyorum.» dedi. Böylece, bu işle ilgili adalet müesseselerinin hepsinin bir noktada birleştik­ leri ortaya çıktı. Şimdi, burada Anayasamızın 139 ncu madde­ sinin 2 nci fıkrası sarih: «Yargıtay üyeleri birinci sınıfa ayrılmış hâkim ve Cumhuriyet savcıları ile bu meslek­ lerden sayılanlar arasından Yüksek Hâkimier Kurulunca üye tam sayısının salt çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir.» Yargıtay üyeleri 1 nci sınıfa ayrılmış hâ­ kim ve Cumhuriyet savcıları ile bu meslekler­ den sayılanlar arasından olur deniyor. Şimdi, getirilen metinde ise; Yüksek Hâkimler Ku­ rulunun Yargıtaydan seçilmiş olan üyeleri dışında kalan üyelerinden bu kanunun yürür­ lüğe girdiği tarihte görevi başında olan asil ve yedek üyelerle usulü dairesinde son dö­ nem için seçilmiş olup da fiilî durumu itiba­ riyle henüz göreve başlamamış olan asil ve ye­ dek üyeler Yargıtay üyesi olurlar deniyor. Yani, Yüksek Hâkimler Kurulunda bulunup da 1 nci derecede hâkim olma niteliğini taşı­ mayan, yani Yargıtay üyesi olmak niteliğini taşımayan kimselere de bu geçici maddeyle Yüksek Hâkimler Kurulu üyeliği hakkı bah- — 414 —