َبَعْضُهُمَْ َ وَالْمُؤْمِنَاتَُ َ وَالْمُؤْمِنُونََ َ بِالْمَعْرُ

advertisement
Eylül-1998
İSLAM'DA KADIN HAKLARI
َ‫ضهُ َْم‬
َُ َ‫ونَ َو ْال ُم ْؤ ِمن‬
ََ ُ‫َو ْال ُم ْؤ ِمن‬
ُ ‫اتَبَ ْع‬
َ‫ُوف‬
َِ ‫ُونَبِ ْال َم ْعر‬
ََ ‫اَ ْولِ َٓيَا َُءَبَعْضََيَأْ ُمر‬
ََ‫ونَالص َّٰلو َة‬
ََ ‫نَ ْال ُم ْن َك َِرَ َوي ُ۪قي ُم‬
َِ ‫نَ َع‬
ََ ‫َويَ ْنهَ ْو‬
َّ ٰ َ‫ُون‬
ََ ‫ونَال َّز ٰكو َةََ َوي ُ۪طيع‬
ََ ُ‫َوي ُْؤت‬
ُ‫للاََ َو َرسُولَ َه‬
Muhterem Mü'minler!
İnsan neslinin yaratılmasındaki asıl
hikmet, Allah'a kulluk ve onun yeryüzünde
halifeliğini yapmaktır. Bu hedefe ulaşmanın
temel şartı ise, kadın ve erkeğin sağlıklı bir
toplum teşkil etmeleriyle mümkündür.
Kur'an bu hususu şöyle açıklamıştır. "Ey
insanlar, biz sizi bir erkek ve dişiden yarattık,
birbirinizi tanımanız için sizi milletlere ve
kabilelere ayırdık. Allah katında en üstün
olanınız, (günahlardan) en çok korunanınızdır."
"' Görülüyor ki Cenab-ı Hak insanı tanışmak,
millet ve devlet halinde yaşamak ve yasaklardan kaçınmak maksadıyla bir erkek ve bir
kadından yaratmıştır. Biri olmadan diğerinin
geleceğinden söz edilemez. Her iki cinsin de
yaratılıştan itibaren bazı temel hak ve
sorumluluğu vardır. Mutlak cinsiyetlerinden
dolayı biri diğerine göre daha faziletli kılınmış
değildir.
Değerli Mü'minler!
Tarih içinde kadının toplumdaki rolü,
kişilik
hakkı
ve sorumluluğu
daima
tartışılmıştır. Bazıları, İslam'ın kadın haklarını
kısıtladığını, dört duvar arasına hapsederek
dışladığını maksatlı bir biçimde gündemde
tutmaya çalışmışlardır. Biz bu iddiaları iftira
sınırına kadar götüren insanların niyetleri ve
cehaletleri üzerinde durmak yerine; kadının
tarih içinde nasıl bir muameleye tabi
tutulduğunu özetle sunmaya çalışacağız.
islam öncesi toplumlarda, kadının hiçbir
sosyal hak ve güvenceye sahip olmadığı yaygın
bir görüştür. Yahudilerde, kadının bir varlık
olarak toplumun üyesi olup olamayacağı
tartışılmıştır. Onlar, her sabah şu dua ile işe
başlıyorlardı. "Ezeli ilahımız ve kainatın kralı I
Beni kadın yaratmadığın için sana hamd
olsun." Hristiyanlar da kadını aşağılama ve
sosyal haklardan mahrum bırakma konusunda
Yahudilerden geri kalmamışlardır. Çünkü
onlara göre kadın-, haram meyveyi Hz. Adem
(a.s.)'e yedirerek cennetten kov-durmuştur.
Böylece insan neslinin günahkar olmasına
kadın sebep olmuştur. Çinlilerde ise kadın,
kocasının kölesi olarak kabul edilmiş-, eski
Yunanlılarda, Roma'da, İran ve Arapların
cahiliyye döneminde ise kadının mağduriyeti,
çaresizliği ve erkeğin sofrasına oturup
oturamayacağı tartışma konusu olmuştur.
Değerli Kardeşlerim!
Kadını, iffet, şeref, düşünce, inanç, ferdi
ve sosyal haklarıyla toplumun içinde saygı ve
şefkat gösterilmeye layık ailenin ve toplumun
saygılı bir üyesi olarak tanıyan tek din
islam'dır. Onun bütün maddi ve manevi
haklarını teminat altına almıştır. Biyolojik ve
psikolojik yaratılışına uygun olarak hakkını
veren, mülk edinmesini sağlayan, eğitim,
sağlık, ekonomi, ziraat, ticaret gibi meslek
alanları başta olmak üzere toplumun
kalkınmasına
yönelik
bütün
alanlarda
çalışmasına fırsat veren yine İslam'dır. Nitekim
kadın da erkek gibi seçme, seçilme, düşünme,
öğrenme, öğretme, din ve inanç hürriyetine
sahiptir. Miras alır, miras bırakır. Malını
dilediği gibi tasarruf eder, şahid olur, vekil
olur, ortak olur, dava açar. Kısaca ailenin ve
ülkenin bütünlüğü ve kalkınması için erkeğin
ehil olduğu her şeye o da ehildir. Cenab-ı Hak,
iman, ibadet, ahlâk, muamelat ve toplumun
genel huzurunu sağlamak yönünden kadın ve
erkeğe ortak sorumluluklar vermiştir. Kur'an bu
hususu şöyle açıklamaktadır. "Mü'min erkekler
ve mü'min kadınlar birbirlerinin velileridir.
Ma'rufu emreder, münkerden alıkoriar, namazı
kılarlar, zekat verirler. Allah'a ve peygambere
itaat ederler."01
İlk İslam toplumunu oluşturan Hz.
Peygamber (s.a.s.) erkeklerin bey'atını kabulü
ile birlikte kadınların da, Allah'a şirk koşmama,
haksızlık yapmama, zina etmeme, çocuklarını
öldürmeme, iftirada bulunmama ve iyi işlere
karşı gelmeme gibi temel konuları da
hatırlatarak, bey'atını almıştır. Ayrıca "Sizin
hayırlınız kadınlarına hayırlı olandır."131
hadisi de kadının hak ve değerini göstermek
bakımından önemlidir.
veda
Hutbesinde
de,
Sevgili
Peygamberimiz (s.a.s)-, 'Sizin kadınlar
üzerinde hakkınız, onların da sizin üzerinizde
haklan vardır.""" buyurarak kadın ve erkeğin
karşılıklı sorumluluğunu veciz bir şekilde ifade
etmiştir. Böylece İslam'ın sıcak ikliminde ve
adalet terazisinde kadın ve erkek, Allah'a
kulluk ve insanlık değeri bakımından eşit
sayılmıştır, ikisinin arasındaki fark ve üstünlük
sadece Takva'dadır. Ne mutlu İslam'ı gerçek
anlamda bilenlere-, hak ve hukukuna riayet
ederek, gerçek anlamda yaşayanlara.
***
1) Hucurat 13.
2)Tevbe 71.
3) Feyzü'l Kadir, 3/467.
4) S. Buhari Tec Sarih Tere. C.10 S. 392/396.
Download