YA ÇOCUĞUM ÜSTÜN YETENEKLİ İSE…? Son zamanlarda birçok anne babaya elinde çocuklarının üstün zekâlı olduğunu açıklayan kağıtlarla rastlıyoruz. Bu süreçte ebeveynler tarafından yinelenen, üstün, dahi gibi bilinçsizce kullanılan sözcüklerin ise çocuklar üzerinde oluşturduğu yoğun kaygı veya empoze edilen “farklısın “ düşüncesinin çocuklarda şişirilmiş bir özgüvene neden olduğunu gözden kaçırıyoruz. Çevremizde gördüğümüz birçok çocuk ailesi tarafından üstün zekâlı kabul ediliyor. Durum böyle olunca da hiç bir uzmanın yönlendirmesine veya böyle bir gerekliliğe ihtiyaç duymadan, sadece “bizim çocuk nasıl merak ettim “ gibi bir istekle çocuklarıyla birlikte soluğu test yaptırabilecekleri bir yerde alıyorlar. Eğer birde şansları varsa bu testin sonucunda ellerine çocuklarının zekâ düzeylerini gösteren bir rakam geçiyor. Çocuğun üstün zekâlı olduğu öğreniliyor, gerekli kişilere duyuruluyor, bazılarının çok başarılı olmasının sebebi bazılarının ise bu kadar huysuz olmasının sebebi üstün zekâlı olmasına bağlanıyor. Sonrasında ise hiçbir şey olmuyor, her şey kaldığı yerden devam ediyor… Yapılan testin çocuğa hiçbir katkısı olmuyor. Güçlü yönleri araştırılmıyor, yetenekli olduğu konularda hiçbir yere yönlendirilmiyor, şartlarıyla ilgili herhangi bir düzenleme yapılmıyor. Yaşıtlarına göre daha farklı düşünen, farklı gelişen çocukların bazılarında görülen adaptasyon sorunları, sosyal ilişkilerde zorlanmalar üzerinde durulmuyor, üstün zekâlı olması yetiyor. Nasıl ki çocukta yaşıtlarına göre bir zorlanma söz konusu iken müdahale ediliyorsa, gerekli ve uygun çalışma çocuğun yaşıtlarına göre üstün olması durumunda da gerçekleşmelidir. Dolayısıyla, testin sonucu ne olursa olsun aileler bir uzmandan, çocuk için neler yapılması gerektiği konusunda yardım almalılardır. Özetle, kişisel merak için değil, gerekli gözlem sonucunda eğitimciler veya ruh sağlığı uzmanları tarafından yönlendirilen çocuğa, yetkin kişiler tarafından test yapılmasına dikkat edilmelidir. Sonuç yaşıtlarına göre üstün çıktığında aileler sadece skora odaklanmayıp gerekli çalışmaların yapılmasına özen gösterilmeli ayrıca, çocuğun sosyal, iletişim gibi alanlarda yaşadığı zorluklarda gözden kaçırılmamalıdır. Klinik Psikolog Aslı KARAMUK