economıc agenda

advertisement
24 Mayıs 2013
TÜRKİYE’DE BU HAFTA
Son
ekonomik
gelişmeler...
Hazine Müsteşarlığı merkezi yönetim brüt borç stokunun Nisan sonu itibariyle
540.4 milyar lira olduğunu açıkladı. Hazine açıklamasına göre, borç stokunun
393.6 milyar TL tutarındaki kısmı Türk Lirası cinsi, 146.8 milyar TL tutarındaki
kısmı döviz cinsi borçlardan oluştu.
JCR,
Türkiye'nin Japon kredi derecelendirme kuruluşu JCR, Türkiye'nin kredi notunu iki kademe artırarak,
kredi notunu iki BB'den yatırım yapılabilir seviye olan BBB-'ye yükseltti, görünüm durağan olarak
kademe artırdı...
belirlendi. Böylece Fitch ve Moody's ile birlikte Türkiye'nin kredi notu üç kuruluş
tarafından yatırım yapılabilir seviyeye yükseltilmiş oldu. JCR tarafından yapılan
açıklamada, Türkiye'nin olumsuz uluslararası ekonomik ortamın zorlukları ile başarılı bir
şekilde başa çıktığı belirtildi. Açıklamada finansal sistemde önemli bir kırılganlık
olmadığı belirtildi. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, not artışı sonrası yaptığı
açıklamada, "Bugün yapılan not artışı, ülkemizin başta Japonya olmak üzere pek çok
piyasaya erişimini kolaylaştıracak ve ülkemize olan yatırımcı ilgisini artıracaktır" dedi.
Kanadalı
rating
kuruluşu
DBRS
Türkiye'nin
kredi
notunu
yatırım
yapılabilir
seviye
olarak belirledi...
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan Kanadalı uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu
Dominion Bond Rating Services'in (DBRS) Türkiye'nin uzun vadeli yabancı para birimi
cinsinden kredi notunu yatırım yapılabilir seviye olan "BBB-" olarak belirlediğini açıkladı.
Babacan'ın makamından yapılan yazılı açıklamada "Bu, piyasalar tarafından yakından
takip edilen DBRS'in ülkemize verdiği ilk kredi notudur. Kuruluş aldığı kararda, ülkemizin
güçlü ekonomisi, olumlu büyüme beklentileri, istikrarlı kamu maliyesi, olumlu borç
göstergeleri, güçlü ve derinleşen finansal sisteminin etkili olduğunu vurgulamıştır"
denildi. Geçen hafta Moody's, bu hafta JCR tarafından Türkiye'ye yatırım yapılabilir kredi
notu verildiğini hatırlatan Babacan, "Ülkemizin kredi notunun DBRS tarafından da
yatırım derecesi olarak belirlenmesi, uyguladığımız ekonomi politikalarının başarısının
teyididir" dedi.
İhracatçıların
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ihracatçıların Eximbank'tan sağlayacakları
Eximbank'tan
finansman kredilerinde maliyetleri düşürdüklerini belirterek, TL cinsi ihracat nakit
sağlayacağı
kredilerinde, vadelerine bağlı olarak, faizlerin 0.75-2.25 puan arasında indirimle yüzde
finansman
4.0-5.5 arasında olacağını söyledi. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile birlikte
kredilerinde
Eximbank'ın uygulamaları ve alınan yeni kararlarla ilgili açıklamalarda bulunan
maliyetler
Babacan'ın verdiği bilgiye göre, söz konusu kredilerde 120 gün vadede faiz oranı yüzde
düşürüldü...
4, 540 günde ise yüzde 5.5 olacak. Bir yılı geri ödemesiz beş yıl vadeli ihracata yönelik
TL olarak kullanılan işletme sermayesi ve yatırım kredisinde ise faiz yüzde 6.25 olacak.
Döviz reeskont kredileri 120 gün için Libor+yüzde 0.75, 540 gün için Libor+yüzde 2.50,
beş yıl vadeli bir yılı geri ödemesiz ihracata yönelik işletme sermayesi ve yatırım
kredisinde ise faiz Libor+yüzde 3 olacak. Babacan, iki yılı geri ödemesiz yedi yıl vadeli
marka kredisinde faiz oranının Libor+yüzde 2.75 olacağını bildirdi.
Bankacılık
Bankacılık sektörü kredileri 10 Mayıs itibarıyla 867.2 milyar lira ile yıllık bazda yüzde 20,
sektöründe krediler haftalık bazda yüzde 0.74 arttı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK)
867.2 milyar TL verilerine göre, kredilerde geçen yıl sonuna göre artış ise yüzde 7.63 oldu. Bankacılık
oldu...
sektöründe kredi toplamı, bir önceki hafta 860.8 milyar lira, geçen yıl sonunda da 805.7
milyar lira seviyesindeydi.
1
Alkollü içki satışına
yasak
ve
kısıtlamalar
getirildi...
Alkollü içkilerin satışı, reklamı, tanıtımı ve pazarlamasına çeşitli yasak ve sınırlamalar
getiren kanun teklifi TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilirken, alkollü içkilerin saat 22.0006.00 arasında perakende satışı yasaklandı. Alkollü içkilerin satışı, reklamı, tanıtımı ve
pazarlamasına çeşitli yasak-sınırlamalar getiren düzenleme nedeniyle, bu yıl bütçede 6
milyar lira ÖTV tahsilatı beklenen alkollü içkiler kaleminden tüketime bağlı olarak daha
düşük gelir elde edilebilir. Ekonomi yetkilileri, bu yıl Ocak-Nisan döneminde alkollü
içkilerden elde edilen Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) tahsilatı 1.6 milyar lira olurken, yılın
tamamında 6 milyar liralık tahsilat öngörüldüğünü bildirdi. Bu yıl bütçede toplam 318
milyar liralık vergi geliri ve bu kaleminde içinde yer alacak şekilde 83.2 milyar liralık ÖTV
tahsilatı öngörülüyor. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, alkollü içeceklerden alınan
verginin 2012'de 4.6 milyar lira olduğunu, buna diğer vergiler eklendiğinde yaklaşık 8
milyar liraya ulaşıldığını belirterek, son yapılan düzenleme eğer alkol tüketimini olumsuz
yönde etkilerse, vergilerde erozyon söz konusu olabilir dedi. Hükümet geçen yıl Eylül
ayında otomotiv, akaryakıt ve alkollü içeceklerdeki özel tüketim vergisi (ÖTV) ile tapu
harçlarını artırmış, ekonomi yönetimi buradan gelecek kaynağı 8.5-9 milyar lira olarak
hesaplamıştı.
İstanbul'a
3. Cengiz-Kolin-Limak-Mapa-Kalyon Ortak Girişim Grubu'nun (OGG) 25 yıllığına 22.152
havalimanının ön milyar euro kira teklifiyle kazandığı İstanbul Yeni Havalimanı projesinin uygulama
imzaları atıldı...
sözleşmesi ön imzaları atıldı; Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın onayının ardından
OGG'nin kuracağı yeni şirket ile uygulama sözleşmesi imzalanacak. Uygulama
sözleşmesinin imzalanmasının ardından şirket bir ay içinde yer teslimi isteyecek; yer
tesliminin yapılmasıyla 42 aylık ilk etap yatırım süresi; birinci etabın işletmeye
alınmasıyla da 25 yıllık işletme süresi başlayacak.
DÜNYA’DA BU HAFTA
ABD ekonomisinde
gelişmeler...
ABD Başkanı Barack Obama, 1 Mart'ta devreye giren otomatik harcama
kesintilerinin sonucunda ekonomi ve istihdam piyasasının düşüş
kaydedebileceğini belirtti. Zorunlu harcama kesintileri gibi Washington'daki bazı
politikalardan ötürü büyümenin yavaşlayabileceğini söyleyen Obama, "İstihdam
piyasasında yeniden duraklama yaşayabiliriz" dedi.
ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Ben Bernanke, parasal gevşemenin ülke
ekonomisinin toparlanmasına yardımcı olduğunu ve varlık alımlarını azaltmadan
önce ekonominin iyileştiğine dair daha güçlü belirtiler görülmesi gerektiğini
söyledi. ABD Kongresi'nin ekonomi komitesine yaptığı açıklamada tahvil
alımlarını azaltmaya hazır olduğuna dair herhangi bir atıfta bulunmayan
Bernanke, işsizliğin getirdiği yüksek maliyet ve Fed'in hedeflerinin altında kalan
enflasyona dikkat çekti. Bernanke, komiteye yapacağı konuşma için hazırlanan
açıklama metninde tüketicilerin otomotiv ve konut harcamalarının güçlü olduğuna
dikkat çekerek "Para politikası belirgin faydalar sağlıyor" dedi. "Para politikası
deflasyon baskısını telafi ettiği gibi, enflasyonun (Fed'in) yüzde 2 olan uzun
vadeli hedefinin daha da altına inmesini engelledi" diyen Bernanke, düşük
enflasyonun başlıca sebeplerinden birinin düşen enerji fiyatları olduğuna da
dikkat çekti. Bernanke, buna karşılık "Diğer tüketici ürün ve hizmetlerinde fiyat
enflasyonu zayıf" diyerek geniş tabanlı dezenflasyon olduğuna dair belirtiler
olduğunu da belirtti. Bernanke, 1 Mayıs'taki son para politikası kurulunda da
ifade edildiği gibi ekonominin içinde bulunduğu koşullara göre Fed'in tahvil alım
miktarının artırılabileceğini ya da azaltılabileceğini ifade etti. Fed Başkanı Ben
2
Bernanke, konuşmanın ardından soru cevap bölümünde "İşgücü piyasasında
iyileşmenin sürmesi ve iyileşmenin devam edeceğine inanmamız halinde
gelecek birkaç toplantıda tahvil alım hızını azaltmak yönünde adım
atabiliriz" dedi.
Fed’in bu hafta açıklanan tutanakları, bankanın pek çok yetkilisinin tahvil
alımlarının azaltılabilmesi için ekonominin toparlandığı yönünde daha fazla
işaret görmek istediklerini gösterdi. Fed'in 30 Nisan-1 Mayıs tarihli toplantısının
tutanaklarında, "Bankanın çok sayıda yetkilisi tahvil alımlarının hızının
düşürülmesinden önce ilerlemenin devam etmesi, görünüme daha fazla güven
duyulması ve aşağı yönlü risklerin azalması gerektiği görüşünde olduklarını
belirttiler" denildi. Para politikası kurulu içindeki görüş ayrılıklarına bağlı olarak
alımlarının ne zaman azaltılacağı konusunda yoğun tartışma yaşandığı belirtilen
tutanaklarda ayrıca, "Bazı üyeler alımların hızındaki ayarlamanın, o dönemdeki
verilerin güçlü ve sürdürülebilir büyümeye işaret etmesi halinde Haziran toplantısı
kadar yakın bir zamanda yapılabileceğini söylediler" şeklinde bir ifade de yer aldı.
Tutanaklarda ABD'de son dönemde açıklanan ekonomik verilerden karmaşık
işaretler geldiği, Fed'in izlediği enflasyon göstergesinin bankanın yüzde 2 olan
hedefinin altında yer aldığı da belirtildi.
Fed yetkililerinden Richard Fisher, uygulanmakta olan genişlemeci para
politikalarının borsayı yükseltip zenginlere destek olduğunu, ancak ABD
ekonomisinin geneli için yeterli katkıyı sağlayıp sağlamadığının belirsiz olduğunu
söyledi. Fed'in tahvil alım programına uzun süredir muhalefet eden ve alımların
azaltılmasını isteyen Fisher, yıl sonu itibarıyla reel GSYH'de artışın yüzde 2.5'in
üzerinde olmasını beklediğini de belirtti.
Fed yetkililerinden Charles Evans bankanın tahvil alımlarını yaz ayları
boyunca bütün hızıyla devam ettirip, istihdam görünümündeki iyileşmeye güven
duyması halinde sonbaharda aniden sonlandırabileceğini söyledi.
Fed’in iki yetkilisinin yaptıkları açıklamalar, bankanın gelecek ay tahvil alımlarının
azaltılmasına hazır olduğu işaretini verebileceği söylentisini zayıflattı. Fed'in para
politikası kararları üzerinde 18-19 Haziran'da yapılacak toplantıda oy hakkı
bulunan New York Fed Başkanı William Dudley ve St. Louis Fed Başkanı
James Bullard, tahvil alımlarının azaltılmasını destekleyebilmeleri için
ekonomide yeni ilerlemeler gerektiğini belirttiler. James Bullard, ekonominin
iyileşme kaydettiğini, fakat buna rağmen Fed'in tahvil alımlarını azaltmadan önce
enflasyonun hedef seviyeye doğru yükseleceğinden emin olmak istediğini
söyledi. Merkez bankasının Açık Piyasa Komitesi'nde oy hakkı bulunan ve aynı
zamanda St Louis Fed'in başında olan Bullard, "Fed başkanı verilere bağlı
olduğunu ifade ederek her zamanki gibi doğru olanı söyledi" dedi. Bullard, Fed'in
ekonomiye sağladığı desteği geri çekme sürecine çok da yakın olduğunu
düşünmediğini söyledi.
ABD’nin bütçe açığını azaltma hamlelerini sert ifadelerle eleştiren Uluslararası
Para Fonu (IMF), ABD'nin kemer sıkma hamlelerinin baş döndürdüğünü
söyledi. IMF'nin mali işler birimi müdürü Carlo Cottarelli, bunun çok fazla
bulduklarını söyledi. Avrupa'daki borç krizinin benzeri bir senaryonun yakın
zamanda ABD için geçerli olmadığını savunan Cottarelli, enflasyon hesaba
katıldığında dahi ABD'de faizlerin düşük seyrederek, kreditörlerin Amerikan
hükümetinin borçlarını ödeme yeteneğine güvendiklerini gösterdiğine dikkat
çekti. Cottarelli, ABD'nin mali sıkılaştırılmasına, borçların uzun vadede
sürdürülebilir seviyeye çekilmesi planının eşlik etmesinin gerektiğini söyledi.
Cotarelli, zorunlu kesintilerin büyümeyi gereksiz yere yavaşlattığını savunuyor.
ABD'de ikinci el konut satışları Nisan'da yıllık bazda 4.97 milyon adete
yükselerek neredeyse 3.5 yılın zirvesini gördü. İkinci el konut satışlarının 4.99
3
milyon adet olması bekleniyordu. Daha önce 4.92 milyon adet olduğu açıklanan
Mart ayı satışları 4.94 milyona revize edildi.
ABD'de işsizlik maaşı başvuruları 18 Mayıs'ta sona eren haftada 340,000'e
gerileyerek beklentilerin altında açıklandı. İşsizlik maaşı başvurularının 345,000
olması bekleniyordu. Önceki hafta için 360,000 olarak açıklanan işsizlik maaş
başvuruları 363,000'e revize edildi.
ABD'de yeni konut satışları Nisan ayında yıllık bazda 454,000 adete yükselerek
beklentilerin üzerinde açıklandı. Yeni konut satışlarının 425,000 olması
bekleniyordu. Daha önce 417,000 olduğu açıklanan Mart ayı yeni konut satışları
ise 444,000'e revize edildi.
ABD'de dayanıklı mal siparişleri Nisan'da yüzde 3.3 ile beklentilerin üzerinde
artış kaydetti.
Dayanıklı mal siparişlerinin Nisan'da yüzde 1.5 artması
bekleniyordu.
Daha önce yüzde 6.9 olarak açıklanan Mart ayı dayanıklı mal
siparişlerindeki düşüş ise yüzde 5.9'a revize edildi.
AB ekonomilerinde AB:
Euro bölgesinde açıklanan Mayıs ayı imalat ve hizmetler PMI öncü verileri beklentilerin
gelişmeler...
üzerinde yer aldı, ancak veriler ekonominin ikinci çeyrekte de daralacağına işaret etti.
Markit'in hazırladığı euro bölgesi imalat sanayi satın alma yöneticisi endeksi (PMI)
Mayıs'ta 47.8 seviyesinde açıklandı. Endeks Nisan'da nihai 46.7 değerini almıştı. Euro
bölgesi imalat PMI endeksinin Mayıs'ta 47 seviyesinde açıklanması bekleniyordu.
Euro bölgesi hizmetler PMI ise, Mayıs'ta beklentilerin üzerinde 47.5 değerini aldı.
Nisan'da 47 seviyesinde açıklanan hizmetler PMI'ın Mayıs'ta 47.2 seviyesinde geleceği
tahmin ediliyordu.
Almanya:
Almanya Merkez Bankası (Bundesbank), Almanya'nın dış talepte artışa bağlı
olarak güçlü toparlanma yolunda olduğunu açıkladı. Bundesbank'ın hazırladığı
aylık raporda, yılın ikinci çeyreğinde ekonominin daha da güç kazanmasının
beklendiği belirtildi. Bundesbank euro bölgesinin büyük bölümündeki zayıf
ekonomik durum ve borç krizinden kaynaklanan sorunlar nedeniyle ekonomiye
ilişkin risklerin yüksek olmaya devam ettiğine de dikkat çekti.
Almanya'da Mayıs'ta imalat PMI beklentilerin üzerinde bir değer alırken, öncü
veriler hizmetler PMI'ın beklentilerin altında kaldığını gösterdi. Markit'in
hazırladığı Almanya imalat sanayi satın alma yöneticileri (PMI) öncü endeksi
Mayıs'ta beklentilerin üzerinde 49 olarak açıklandı. Nisan'da 48.1 nihai değerini
alan imalat sanayi PMI endeksinin Mayıs'ta 48.5 olarak açıklanmasını
bekleniyordu. Almanya hizmetler PMI öncü endeksi Mayıs'ta beklentilerin altında
49.8 olarak açıklandı. Nisan'da nihai 49.6 seviyesinde açıklanan endeksin
Mayıs'ta 50 değerini alacağı tahmin ediliyordu.
Almanya'da gayrı safi yurtiçi hasılanın yılın birinci çeyreğinde bir önceki
çeyreğe göre yüzde 0.1 büyüdüğü teyit edildi. GSYH'nin birinci çeyrekte geçen
yılın aynı dönemine göre yüzde 1.4 azaldığı da teyit edildi. Almanya
ekonomisinin 2012'de yüzde 0.7'lik büyüme kaydettiği açıklanmıştı.
Ekonomik araştırma kuruluşu Ifo'nun verilerine göre, Alman iş dünyası eğilim
endeksi Mayıs'ta 105.7'ye yükselerek beklentilerin üzerinde bir değer aldı. İş
dünyası eğilim endeksinin Mayıs'ta 104.5 değerini alması bekleniyordu.
İngiltere:
İngiltere Merkez Bankası (BOE) Başkanı Mervyn King, parasal genişlemeyi
artırma çabalarında üst üste dördüncü ayda da politika yapıcılar tarafından
4
reddedilirken, bunun nedeni olarak enflasyon beklentilerinin yükselmesi
gösterildi. İngiltere merkez bankasından bu hafta açıklanan 8-9 Mayıs toplantı
tutanaklarında, 6 Para Politikası Komitesi üyesinin parasal genişlemeyi bu ay
375 milyar poundda (568 milyar dolar) tutmayı kararlaştırdığı belirtildi. King,
David Miles ve Paul Fisher ise genişlemeyi 25 milyar pound daha artırmak
konusundaki girişimlerinden sonuç alamadılar. Tutanaklara göre politika
yapıcıların çoğunluğu "Orta vadeli enflasyon beklentilerinin kısa dönemde
açıklanan enflasyon haberlerine daha hassas geldiğine dair elle tutulur
göstergeler var" dedi. BOE üyeleri, "Finansal piyasalar şu noktada herhangi bir
varlık alımı artışı beklemiyorlar ve daha fazla parasal teşvik enjekte edilmesi
durumunda komitenin yükselen enflasyona tolerasyonu konusunu yeniden
gözden geçirebilirler" dedi. Merkez bankasının çeyrek dönemlik Enflasyon
Raporu geçtiğimiz hafta yayınlanırken, yetkililer ilk çeyrekte yüzde 0.3 büyüyen
ekonominin bu çeyrekte yüzde 0.5 büyüyebileceğini belirttiler. İngiltere ekonomisi
için toparlanmanın ufukta göründüğünü belirten King, yine de işgücü piyasasının
toparlanmasını hızlandırmak için teşvik artışına ihtiyaç olduğunu savunmuştu.
İngiltere'de tüketici fiyatlarındaki artış Nisan'da yıllık bazda yüzde 2.4 ile
beklentilerin altında açıklandı. Tüketici fiyatlarında aylık bazda ise, yüzde 0.2 ile
yine beklentilerin altında artış gerçekleşti. Enflasyonun Nisan'da yıllık bazda
yüzde 2.6, aylık bazda da yüzde 0.4 artması bekleniyordu. İngiltere'de tüketici
fiyatları Mart'ta da yıllık bazda yüzde 2.8 artmıştı.
İngiltere'de perakende satışlar Nisan'da yüzde 1.3 düşüş kaydetti. Perakende
satışların Nisan'da değişim kaydetmemesi bekleniyordu. Mart'ta yüzde 0.7 olarak
açıklanan perakende satışlardaki düşüş ise yüzde 0.6'ya revize edildi.
İngiltere'de gayri safi yurtiçi hasıladaki (GSYH) artış bu yılın birinci çeyreğinde
yüzde 0.3 olarak teyit edildi. İngiltere'de GSYH geçen yılın son çeyreğinde
yüzde 0.3'lük daralma kaydetmişti.
İspanya:
İspanya üç ve dokuz ay vadeli bono ihaleleriyle 3.5 milyar euro borçlanırken
borçlanma maliyeti hafif yükseldi. İspanya'nın 892 milyon euro borçlandığı üç ay
vadeli bono ihalesinde ortalama getiri yüzde 0.120'den yüzde 0.331'e yükseldi.
İspanya'nın 2.6 milyar euro borçlandığı dokuz ay vadeli bono ihalesinde ise
ortalama getiri Nisan'daki ihalede oluşan yüzde 0.787'ye yakın seviyede yer
alarak yüzde 0.789 oldu.
İspanya düzenlediği üç tahvil ihracıyla 4 milyar euro borçlanırken, orta vadede
getiriler Şubat başından bu yana ilk defa yükseldi. İspanya'nın 1.6 milyar euro
borçlandığı 2016 vadeli tahvil ihalesinde ortalama getiri, bir önceki ihaledeki
yüzde 2.247 seviyesinden yüzde 2.442'ye yükseldi. İspanya'nın 1.3 milyar euro
borçlandığı 2018 vadeli tahvil ihalesinde ortalama getiri yüzde 2.789'dan yüzde
3.001'e yükseldi.
İspanya'nın 1.2 milyar euro borçlandığı 2026 vadeli tahvil
ihalesinde oluşan getiri ise yüzde 4.336'dan yüzde 4.540'a yükseldi.
Diğer ekonomilerde Japonya:
gelişmeler...
Japonya Merkez Bankası (BOJ), son dönemde tahvil piyasasında görülen
volatilitenin yarattığı kaygıya rağmen para politikasında değişiklik yapmadı.
Ekonominin görünümüne ilişkin değerlendirmesini yükselten banka, küresel
görünümdeki belirsizlikten kaynaklanan risklere rağmen "büyümenin hız
kazanmaya başladığını" açıkladı. Para politikası kurulu toplantısının ardından
bir açıklama yapan BOJ, yüzde 2'lik enflasyon hedefinin iki yıl içinde
tutturulabilmesi amacıyla Nisan'da yeni ve kapsamlı destek önlemleri açıklamıştı.
5
Yendeki aşırı değer kaybının hanehalkına zarar verebileceğini söyleyerek yenin
güçlenmesine neden olan Japonya Ekonomi Bakanı Akira Amari, kura ilişkin
yorum yapmadığını, kurun piyasa tarafından belirlendiğini söylediğini savundu.
Daha önceden aşırı güçlü yenin düzeltme aşamasında olduğunu söylediğini
aktaran Amari, "Düzeltildiğini ya da nerede sonlanacağını söyleyemeyeceğim.
Sadece bir noktada kurun Japonya'nın ekonomik temellerine uygun seviyelerde
dengelenmesini ve piyasanın ithalat ve ihracatın dengelendiği bir noktayı
bulabileceğini umuyorum" dedi. Amari ayrıca Japonya'nın mali durumundan
ötürü kurumsal vergileri aşağı çekmenin zor olabileceğini söyledi.
Japonya'nın ihracatı Nisan'da beklentinin altında kalırken, dış ticaret açığı da
genişleyerek küresel ekonomideki zayıflığın ülkenin yeniden canlandırma
çabaları üzerindeki baskıya işaret etti. Maliye Bakanlığı ihracatın yıllık bazda
yüzde 3.8 artış kaydettiğini açıkladı. Ülke 879.9 milyar yen (8.6 milyar dolar) ile
1979'dan bu yana en yüksek dış ticaret açığını verdi.
Japonya'nın Nikkei endeksi, Perşembe günü Çin imalat sanayinin yedi aydır ilk
defa daraldığına işaret eden imalat PMI verisinin ardından yüzde 7.3 ile iki yılın
en sert düşüşünü kaydetti. Japonya Merkez Bankası'nın (BOJ) parasal gevşeme
politikasının etkisiyle birkaç haftadır sert yükselişler kaydeden endekste seans
başlangıcında 5.5 yılın en yüksek seviyesini görmüştü.
Çin:
Çin'de imalat sektörü Mayıs ayında yeni siparişlerdeki düşüşün etkisiyle yedi aydır ilk
defa daralma kaydederek, ekonomik toparlanmanın durduğuna dair kaygıları
güçlendirdi. Markit tarafından HSBC için hazırlanan imalat sanayi satın alma yöneticisi
endeksi (PMI) Mayıs ayında 49.6 öncü değerini alarak sektörün daraldığını gösterdi.
Endeks geçen ay 50.4 değerini almıştı.
Avustralya:
Para birimindeki güçlenmenin zayıflattığı iş ortamını desteklemek için harekete geçen
Avustralya Merkez Bankası bu ay politika faizini rekor düşüğe indirdi. 7 Mayıs'taki
toplantının tutanaklarında "anketlerin iş dünyasındaki şartların, büyük ihtimalle para
birimindeki yüksekliğe bağlı olarak ortalamanın altında kaldığına işaret ettiğini" söyleyen
RBA, genel olarak hanehalkı sektörünün düşük faizlere daha fazla yanıt verdiğini belirtti.
RBA Başkanı Glenn Stevens ve ekibi 19 ay içinde politika faizinde yüzde 2'lik indirim
yaparak yüzde 2.75'e çekti. Avustralya dolarının, birçok para birimi karşısında
zayıflamasına rağmen tarihi standartların üzerinde seyretmeyi sürdürdüğünün belirtildiği
tutanaklarda, şirketlerin işe alımlar konusunda ihtiyatlı davranmayı sürdürdüğü belirtildi.
BU HAFTA PİYASALAR
TCMB’nin
faiz
indirimi ve Fed’den
gelen açıklamalarla
kur
ve
faiz
yükselişte..
Hafta başında Pazartesi günü sepet bazında TL, gelişmekte olan piyasalardan çıkış,
Moody's'in geçen haftaki not artırım kararı ardından başlayan kâr realizasyonlarının
sürmesi ve TCMB'nin faiz indirimlerinin devam edeceği beklentisiyle Mart 2012'den bu
yana en yüksek olan 2.11 seviyesini aştı. Sepet bazında TL 2.1127'ye, dolar/TL ise
1.8485'e kadar yükseldi. 13 Mayıs 2015 itfalı gösterge tahvilin bileşik faizi ise hafta
başında %4.90’ın üzerine çıktı. Dolar/TL, Salı günü Haziran 2012'den bu yana en
yüksek olan 1.8520'ye kadar yükseldi. Sepet bazında TL ise en son Mart 2012'de
6
gördüğü 2.1170 seviyesine kadar yükseldi. Hafta içinde doların küresel olarak değer
kazancı, TCMB'nin faiz indirimleri sonrası TL'nin cazibesinin azalması, not artış
beklentisinin realize olması ardından gelen kâr satışları ve opsiyon seviyelerinin
tetiklenmesiyle kur yükselirken, kurdaki değer kaybına paralel faiz de yönünü yukarı
çevirdi. Gösterge tahvilin bileşik faizi %5 düzeyini aştı. Fed yetkililerinden gelen ve
bankanın tahvil alım programını sürdüreceği yönünde ipucu veren açıklamaların
ardından euro/dolar paritesindeki yükselişe paralel kur hafif geriledi. Ancak Fed'in tahvil
alım hızının azaltılabileceği yönünde yaptığı açıklamalarının gelişmekte olan
piyasalardan çıkışları tetiklemesiyle dolar/TL Perşembe günü tekrar 1.85'in üzerine
çıktı. Gelişmekte olan piyasalardan çıkışlar ve ABD tahvil faizlerindeki yükselişle
gösterge faiz de yönünü yukarı çevirdi. Gösterge tahvilin bileşik faizi %5.28'e kadar
yükseldi. Fed tarafından gelen açıklamalar, ABD tahvil faizlerindeki yükseliş ve Çin'den
gelen verilerin piyasalara olumsuz yansımasıyla Perşembe günü sert yükselen kur ve
faizde haftanın son gününde ise yatay bir seyir izlendi.
Öte
yandan,
Hazine
bu
hafta
düzenlediği ihale ile Mayıs ayı
borçlanma programını tamamlarken, 6
%
25
Ağustos 2014 itfalı kuponsuz tahvilin ilk
22
ihracında rekabetçi olmayan teklifler
19
(ROT) dahil piyasadan beklentilerin
16
altında 705.2 milyon TL borçlandı,
13
ortalama bileşik faiz beklentilerin
10
üzerinde oluştu. Kuponsuz tahvilde
7
ROT'ta 243.3 milyon TL, ihalede 461.9
4
milyon TL olmak üzere piyasaya net
satış 705.2 milyon TL oldu. İhalede
bileşik faiz %4.98 olan beklentilerin
üzerinde %5.07 seviyesinde oluştu.
Hazine geçen hafta düzenlediği beş ihale ve kullanılan opsiyonlar ile 12.2 milyar TL'si
piyasadan toplam 14.1 milyar TL borçlanma gerçekleştirmişti. Hazine, bu ihale ile Mayıs
ayı borçlanma programını öngörüsünün üzerinde tamamlamış oldu. Hazine'nin,
programı öngörüsü çerçevesinde tamamlaması için bu ihale ve opsiyonlar dahil
piyasadan 420.1 milyon TL borçlanması gerekiyordu. Hazine Mayıs ayında toplam 16.7
milyar TL'lik iç borç servisine karşılık 12.6 milyar TL'si piyasadan toplam 14.5 milyar
TL'lik iç borçlanma programlamıştı.
15.04.2013
18.02.2013
21.12.2012
23.10.2012
27.08.2012
28.06.2012
15.11.2011
03.05.2012
06.03.2012
15.09.2011
10.01.2012
18.07.2011
23.05.2011
28.03.2011
01.02.2011
11.06.2010
07.12.2010
05.10.2010
05.08.2010
14.04.2010
19.02.2010
25.12.2009
27.10.2009
28.08.2009
03.07.2009
11.11.2008
07.05.2009
10.03.2009
13.01.2009
10.09.2008
16.07.2008
21.05.2008
28.11.2007
24.03.2008
28.01.2008
11.04.2007
01.10.2007
03.08.2007
08.06.2007
14.02.2007
15.12.2006
17.10.2006
21.08.2006
26.06.2006
28.04.2006
03.03.2006
02.01.2006
Tahvil/bono piyasası gösterge faiz oranları
(13.05.15 tahvili, % bileşik)
Sonuçta 17 Mayıs’ta Merkez Bankası kurlarıyla 1.8376 olan dolar/TL paritesi, Cuma
günü itibariyle 1.8466 TL’ye çıktı; 2.3639 TL düzeyinde olan euro/TL paritesi 2.3934
TL’ye yükseldi. 17 Mayıs’ta %4.67 olan gösterge tahvilin ortalama bileşik faizi ise bu
haftanın son günü %5.27’ye yükseldi.
Döviz, petrol
altın fiyatları...
ve Döviz:
Japon yeni, Japonya Ekonomi Bakanı Akira Amari'nin hükümetin, son altı aydır düşüş
yaşayan para birimindeki mevcut seviyeden memnun olabileceğini belirtmesinin
ardından hafta başında dolar karşısında bulunduğu 4.5 yılın en düşük seviyesinden
yükseldi ve dolar 103 yenin altına geldi. Euro/dolar paritesi ise hafta başında 1.28’in
üzerindeydi. Salı günü ise dolar, Amari'nin yen konusundaki açıklamalarını netleştirerek
döviz piyasasının dengesini bulmasını umduğunu belirtmesinin ardından yen karşısında
yükseldi. Hafta içinde ise euro dolar karşısında hafif yükseldi ve euro/dolar paritesi
1.29’u geçti. Bu arada Fed Başkanı Bernanke yaptığı açıklamalarda, bankanın tahvil
alımlarını gelecek aylarda azaltma yoluna gidebileceğini belirterek, faiz oranlarının uzun
7
süre çok düşük tutulmasının da riskleri olduğu uyarısında bulundu. Bu da doların
değerini güçlendirdi. Dolar, Hazine tahvillerinin getirisinin Fed'in uygulamakta olduğu
destek programını bu yıl küçültmeye başlayabileceği beklentisiyle yükselmesinin
ardından Asya'da para birimleri sepeti karşısında son üç yılın en yüksek seviyesine
ulaştı. Euro ise dolar karşısında düşüşle 1.2844 seviyesinde işlem gördü. Haftanın son
gününde ise Japon yeni dolar karşısında hafif yükseldi ve dolar/yen paritesi 101’e doğru
geriledi. Euro ise olumlu gelen Alman verileri sonrası dolar karşısında yükseldi ve
1.2950’yi aştı, ancak daha sonra tekrar geriledi. Cuma günü itibariyle Euro/dolar
paritesi 1.2930; Dolar/yen paritesi 101.30 düzeyindedir.
Petrol:
Hafta başında Brent ham petrolünün varil fiyatı güçlü ekonomik veriler ve borsalardaki
yükselişin sağladığı destekle 105 dolar seviyesinde işlem gördü. .Petrol talebine ilişkin
ılımlı görünüm ve arzın bol miktarda olması ise fiyatlar üzerinde baskı oluşturdu. ABD
hafif petrolü ise 96 dolar civarındaydı. Ortadoğu'da artan gerginliğin taleple ilgili
endişeleri bastırmasıyla fiyatlar dar bir aralıkta işlem gördü. Lübnanlı Hizbullah
gerillalarının Suriye'deki çatışmalarda yer aldıkları yönündeki haberler petrol fiyatlarına
destek sağladı. Hafta içinde ise Brent ham petrolünün varil fiyatı, ABD'de açıklanan
verinin petrol stoklarında beklenenin üzerinde artış olduğunu göstermesinin ardından
yaz aylarında talebin azalabileceğine ilişkin endişelerle 104 doların altına geriledi.
Ayrıca, Çin'de açıklanan zayıf PMI verisinin ardından ülkedeki toparlanmaya ilişkin
endişeler petrol fiyatlarını olumsuz etkiledi. Brent petrolü 102 doların altına düşerken,
ABD petrolü de 94 doların altına indi. Haftanın son gününde ise fiyatlar çok değişmedi.
Cuma günü itibariyle Brent ham petrolünün varili 102.10 dolar düzeyinde; ABD hafif
ham petrolünün varili 93.60 dolar civarında seyretmektedir.
Altın:
Altın hafta başında bazı Fed yetkililerinin sağlanan desteklerin sonlandırılması
konusundaki açıklamalarının ardından doların yükselmesi sonrası geriledi. ABD'deki
güçlü tüketici güveni verisi ve borsalardaki yükseliş de altın üzerinde baskı oluşturdu.
Altının ons fiyatı 1345 dolara düştü. Hafta içinde ise altın Çin'deki güçlü talebin etkisi ve
Fed yetkililerinden gelen açıklamaların, tahvil alımlarından çıkış konusundaki yatırımcı
endişelerini gidermesiyle yükseldi ve 1390 dolara çıktı. Buna karşılık, Fed Başkanı Ben
Bernanke'nin aylık 85 milyar dolar olarak yürütülen tahvil alım programının hızının
azaltılabileceğinin işaretini vermesinin ardından altın fiyatları tekrar düşüşe geçti ve 1374
dolara geriledi. Çin'de açıklanan veri ise dünyanın ikinci büyük altın tüketicisindeki
toparlanmaya dair endişeye neden oldu. Daha sonra ise altın fiyatları tekrar yükselerek
1393 dolara ulaştı. Fed yetkililerinden St. Louis Fed'in Başkanı James Bullard'ın parasal
gevşemeden çıkışta acele edilmeyeceği yönündeki açıklaması fiyatları olumlu etkiledi.
Haftanın son gününde ise fiyatlar yatay seyretti. Cuma günü itibariyle altının spot fiyatı
ons başına 1390 dolar civarındadır.
DÖVİZ KURLARINDAKİ GELİŞMELER
(1)
31.12.12
ABD doları/TL*
Euro/TL*
Döviz Sepeti **
Euro-dolar
paritesi
(2)
30.04.13
(3)
24.05.13
1,8466
2,3934
2,1200
(2)/(1)
%
değişim
0,7
-0,2
0,2
(2)/(1)
reel %
değişim
-2,2
-3,1
-2,7
(3)/(2)
%
değişim
2,6
1,7
2,1
1,7862
2,3565
2,0714
1,7995
2,3528
2,0762
1,3193
1,3075
1,2961
-0,9
-
-0,9
* TCMB döviz satış kuru. ** 0,5 dolar + 0.5 euro. *** Reel % değişim için tüketici fiyat endeksi kullanılmıştır.
8
PARA PİYASALARINDA GELECEK HAFTA
Küresel piyasalar
izlenmeye devam
edilecek;
Merkez
Bankası’nın tepkisi
merak konusu...
Bu hafta olumlu ABD verileri ve Fed Başkanı Bernanke’nin açıklamaları ABD dolarının
diğer para birimleri karşısında değer kazanmasına yol açtı. Özellikle Bernanke’nin Fed’in
varlık alım programının hızını yakın vadede azaltabileceğini açıklaması, doların
güçlenmesine ve ABD’de faizlerin yükselmesine yol açtı. Bu açıklamalardan sonra
gelişmekte olan ülkelere yönelik risk iştahı da azaldı. Dünya borsalar olumsuz etkilendi.
Bu da aralarında Türkiye gibi ülkelerin para birimlerinin değer kaybetmesine ve bu
ülkelerde de ikinci el faizlerin yükselmesine neden oldu. Ancak bugün itibariyle dolardaki
çıkış biraz durulmuş gözükmekte. Euro ve Japon yeni bir miktar değer kazanmış
durumda. Diğer taraftan, Euro Bölgesinin durumunda fazla değişiklik yok. Ancak son
açıklanan Alman verileri beklentilerden daha iyi ve yılın ikinci yarısında Almanya’da
toparlanmanın güçlenebileceğini göstermekte. İspanya ve İtalya’daki ihale faiz
oranlarında ise bu hafta bir miktar yükselme kaydedildi. Öte yandan, bu hafta Japon
Merkez Bankası para politikasında değişikliğe gitmezken, Japon borsaları ABD’deki
açıklamalardan, Çin ekonomisindeki olumsuz verilerden ve ülke ekonomisindeki belirsiz
ortamdan kötü etkilendi. Çin imalat sanayiinde ise yedi aydır ilk defa daralma görüldü ve
bu da Asya piyasalarını olumsuz etkiledi. Sonuçta bu hafta petrol fiyatları bir miktar
gerilerken, altın fiyatlarında fazla değişme olmadı. Euro/dolar paritesi 1.2930 civarında
seyrederken; dolar/yen paritesi 101.30 dolaylarında. Altının onsu 1390 dolar düzeyinde.
Brent ham petrolünün varili 102.1, ABD hafif ham petrolünün varili ise 93.60 dolar
civarında.
Türkiye’de de piyasalar bu gelişmelerden etkilendi. Önemli ekonomik verilerin
açıklanmadığı bu hafta, Japon ve Kanada derecelendirme kuruluşlarından gelen yeni
not artırımlarına rağmen; küresel gelişmeler, TCMB’nin yüklü faiz indirimleri ve kar
realizasyonları nedeniyle kurlar önemli oranda artış gösterdi. Faizler de rekor düşük
seviyelerden tekrar %5’in üzerine çıktı. Borsa haftanın ilk günlerinde sert düşüş gösterdi
Bugün itibariyle piyasalar biraz daha sakin. Döviz kurlarındaki ve sepet bazında TL’nin
düzeyi şu an için Merkez Bankası’nı rahatsız etmemekte. Ancak daha fazla değer kaybı
halinde bankanın müdahale etmesi mümkün olabilir. Küresel piyasalarda biraz
rahatlama olması halinde, yakın zamanda 3 kuruluştan “yatırım yapılabilir ülke” konumu
alan Türkiye ekonomisinde kurlarda biraz geriye dönüş yaşanması beklenebilir. Özellikle
yaz aylarında artabilecek döviz girişlerinin de buna destek olacağını tahmin etmekteyiz.
Diğer taraftan, faizlerde bir normalizasyon süreci yaşamaktayız ve faiz düzeyi küresel
piyasalardaki olumsuz ortam ve Türkiye’den hızlı fon çıkışı nedeniyle hızlı yükseldi. Bu
da bizce Merkez Bankası’nın faiz indirimlerinde daha temkinli olması gereğinin bir sinyali
olarak algılanmalı. Merkez Bankası’nın, Fed’in parasal genişlemeden çıkış sinyalleri
verdiği bir ortamda kur ve faizlerdeki yükselmeye karşı çok daha dikkatli adım atmasının
gereğine inanmaktayız. Küresel piyasalarda tedirginliğin artması, parasal genişleme
politikalarında tersine dönüş ve bununla beraber faizlerde yükselme eğiliminin
hızlanması; yavaş büyüme sürecini devam ettiren Türkiye ekonomisi ve piyasalarındaki
mevcut durumun kısa zamanda negatif olarak değişmesine yol açabilir. Ayrıca Suriye,
Irak ve Ortadoğu’daki gelişmeler, barış sürecindeki kritik aşamalar ve seçim ile anayasa
referandumu süreçlerinin yaklaşması, orta ve uzun vadede ekonominin olumsuz
etkilenmesine neden olabilir. Bu arada haftaya Mayıs ayına ilişkin imalat sanayii
kapasite kullanım oranları ve Nisan ayı dış ticaret verileri açıklanacak.
9
Önümüzdeki hafta para piyasalarının özellikle küresel piyasalardaki gelişmelere bağlı
olarak hareket edebileceğini öngörmekteyiz. Küresel piyasalarda oluşabilecek bir
rahatlama kur ve faizlerin bir miktar gerilemesine yol açabilir. Mevcut durumun sürmesi
ve Fed’in parasal genişlemeden çıkış uygulamasına dönük her veri ve açıklama ise
küresel piyasalarda dalgalanmaya neden olabilecektir. Bu da gelişmekte olan ülkelere
ve Türkiye’ye dönük risk iştahındaki azalmanın devam etmesine ve kur ve faizlerde
yukarı yönlü harekete yol açabilecektir. Türkiye’nin yatırım yapılabilir ülke konumunun
güçlenmesi ise orta vadede TL’deki değer kaybını sınırlayabilir ve faizlerdeki
hareketlerin daha sınırlı kalmasını temin edebilir.
Daha fazla bilgi için:
Dr. M.Veyis Fertekligil,
Baş Ekonomist
e-posta: [email protected]
Tel: 0212 – 368 35 20
UYARI NOTU: Bu rapor Turkland Bank A.Ş. (T-Bank) tarafından güvenilir olduğuna inanılan kamuya açık kaynaklardan elde edilen bilgiler
kullanılmak suretiyle, sadece bilgilendirme amacıyla hazırlanmış olup, hiçbir şekilde finansal enstrümanların alım veya satımı konusunda tavsiye
veya finansal danışmanlık hizmeti sağlanması olarak yorumlanmamalıdır. T-Bank bu raporda yer alan bilgilerin doğru ve tam olması konusunda
herhangi bir şekilde garanti vermemektedir. T-Bank bu raporda yer alan bilgilerde herhangi bir bildirimde bulunmaksızın değişiklik yapma hakkına
sahiptir. Bu rapor ve içindeki bilgilerin kullanılması nedeniyle doğrudan veya dolaylı olarak oluşacak zararlardan T-Bank hiçbir şekilde sorumluluk
kabul etmemektedir.
10
Download