benliğin bütünleşme süreci ve psikanalitik açıdan sanat • Benliği, bütünsel bir bakışla nasıl tanımlayabileceğimizi anlamaya çalışmak, asıl konumuz olan sanatla terapi alanında benliğin işlevi ve işleyişi hakkında düşünme yollarına tanıklık amaçlı olacak. [email protected] benliğin bütünleşme süreci ve psikanalitik açıdan sanat • Ruh sağlığı, ruhsal süreçlerin dinamik etkileşimleri üzerine kurulu, karmaşık bir alandır. • biyolojik, psikolojik ve sosyal gelişiminin paralelliği, sağlık alanında olan prıfesyonellerin iyi bildiği, ya da bilinmesi gerekli bir süreçtir. • Süreç kavramı ile, aynı zamanda sürekliliği ve dinamizmi/hareketliliği içeren bir etkileşimden söz etmekteyiz. [email protected] benliğin bütünleşme süreci ve psikanalitik açıdan sanat • Benliğin oluşumunda sanatsal eylemlerin yerini görmek bakımından Özellikle Winnicott, Bion, Anzieu ve Scharfetter’in tanımlamalrıyla düşünmek sanat terapilerinde bizim için aydınlatıcı bir yol açmaktadır. Psikoterapinin temel hedefi insanın olabilecek düzeyde iyi hissetmesi, acıya tahammül edebilmesi, kaliteli yaşam ve kısaca “iyi”leşme olarak düşünülürse ,benliğin oluşumu sırasında uğranılmış olan engeller ve sonradan olan yıkılmalar/gerilemeler, sanatın onarıcı gücü ile bir miktar telafi edilebilir diye umut verebiliyor. [email protected] benliğin bütünleşme süreci ve psikanalitik açıdan sanat • psikodrama tekniğinin yaratıcısı Moreno; bireyi en baştan itibaren bir sosyal atom metaforu içinde tanımlamaktadır. Doğumla ve hatta daha önce başlayan somatik rol, canlı varlık olma ve canlılığı sürdürme kapasitesine sahip! Yaratıcı güç buradan geliyor. • Moreno sahnelemenin ve oyunun; spontanlığı ve yaratıcılığı geri kazanma yönünde iyileştirici gücünü keşfediyor. Sanat terapileri bakımından bu bağlamın önemine işaret etmek gerektiğini düşünebiliriz. [email protected] benliğin bütünleşme süreci ve psikanalitik açıdan sanat • Freud; benliği id ego süper ego yapılarıyla tanımlıyor. İdin biyolojik düzeydeki ihtiyaçları içeren bir yapısı var. Ego ve süper ego insanın sosyal bir varlık olması, uzun bir süre bakım ve desteğe ihtiyacının olması ile ilgili yapılanmalara işaret ediyor. [email protected] benliğin bütünleşme süreci ve psikanalitik açıdan sanat • Klein benliğin gelişimini erken dönemde şizoid –paranoid yapıdan depresif duruma geçiş ve nesne kaybına tahammül edebilme ile tanımlıyor. • Melanie Klein’ın Freud’un yapıtına kattığı bu zenginlik, ödipal gelişimden önceki dönemin ve preödipal kavramının daha çok düşünülmeye başlandığı bir dönüm noktasıdır. [email protected] benliğin bütünleşme süreci ve psikanalitik açıdan sanat • Winnicott: benliğin oluşumunda geçiş sürecini keşfediyor. Klein’ın proödipal döneme çektiği dikkat, Winnicott’un özellikle ilk bir yılda anne bebek arasında oluşan geçiş alanı tanımlamasıyla yenileniyor. Sanatın ve yaratıcılığın kökleri geçiş alanında! • Winnicott’a göre yaşamdan aldığımız keyif, estetik ve sanatsal haz bu alanda yeşermektedir. [email protected] benliğin bütünleşme süreci ve psikanalitik açıdan sanat • Bion, “ben” in oluşumunu beta ve alfa fonksiyonlarıyla tanımlıyor. Bebeğin henüz simgeleşmemiş ilksel dışavurumlarını (sesler, hareketler, bakışlar) beta unsurları olarak tanımlıyor. • Kapsayan ve dönüştüren olarak annenin işlevi alfa. [email protected] benliğin bütünleşme süreci ve psikanalitik açıdan sanat • Anzieu; deri ben kavramıyla iç ve dış etkileşimini fiziksel gelişimin evreleriyle bağlantılandırıyor. Ruhsal gelişimin bedenle,beden duyumlarıyla bağları hakkında ip uçları veriyor. • Müzik terapisi ya da terapide müzik kullanımı, ses ile nasıl çalışacağı konusu, ses ritm ve ezgi arasındaki bağlar ve geçişler, beden duyumlarının oluşum süreçleriyle bağlantılı soruları dikkate almayı gerektiriyor.. [email protected] benliğin bütünleşme süreci ve psikanalitik açıdan sanat • Scharfetter ; psikotik hastaların tedavileriyle uğraşıyor. Scharfetter, benlik gelişiminde beş katmandan söz ediyor: canlılık, sınırlılık, bütünlük, eylemlilik ve kimlik. • Sanat terapilerinde yer alan uygulamaların bu katmanları onarma anlamındaki işlevleri hakkında düşünebiliyoruz. [email protected] benliğin bütünleşme süreci ve psikanalitik açıdan sanat • Freud’un sanat hakkındaki görüşleri; temelde cinsel arzulara dayanır ve bu arzuların yüceltilmesiyle gelişir diye özetlenebilir. • Freud; sanat alanını arzuların engellendiği gerçeklik ile arzunun gerçekleştiği hayal gücü arasında bir yüceltme süreci olarak görmektedir [email protected] benliğin bütünleşme süreci ve psikanalitik açıdan sanat • Segal ise, Klein’ın izinden gitmektedir. Sanatı depresif kaygılar ve onarım çerçevesinde düşünür • Freud sanatın neredeyse sadece fikirsel içeriğine odaklanırken,Hanna Segal sanatsal olguda onarıcı süreçlerin rolü üzerinde durur.Böylece sanat pratiğinde saldırganlığı hem dolaylı olarak-onarımı tetikleyen bir öğe olarak görür, hem de biçimsel estetik özelliklerin önemini ve ruhsal anlamını vurgular. [email protected] benliğin bütünleşme süreci ve psikanalitik açıdan sanat • Bu betimleme ve karşılaştırmalardan sonra şöyle bir önermeye ulaşabiliriz. Yüceltme gelişimsel olarak oedipal dönemden beslenirken, onarım preoedipal döneme ait derin acıya tahammülü sağlayan oluşumların bir türevidir. • Böylece diyebiliriz ki sanat, içe atılmış yaşantıların iyi öğrenilmiş (içe alınmış)sanatsal bir dil ile dışa vurumu/ifadesidir. [email protected] benliğin bütünleşme süreci ve psikanalitik açıdan sanat • Özellikle sözlü dilin yetmediği, sözel simgeleşmenin olmadığı, olamadığı, ya da çok sınırlı olduğu hastalarımızla çalışma yolunda sanat terapileri neredeyse vazgeçilmez bir imkan sağlıyor. Bu durum bazen regresyon/gerileme, bazen de progresyon ilerlemede/psikodinamik/psikososyal gelişimde aksama nedeniyle olmaktadır. Bu iki durum oluş dinamikleri açısından tabi ki farklı çalışma teknikleri gerektirmektedir. [email protected] [email protected] A.D.ile yapılan bireysel çalışma: sanrıların resimleri [email protected] [email protected] [email protected] [email protected]