Kampanyalar - Content Management Slow Food

advertisement
Kampanyalar
Slow Food, GDO, sürdürülebilir balık tüketimi ve arazi gaspı sorunlarına yönelik 'iyi, temiz ve adil'
düşüncesine dayalı kampanyalarıyla, kültürel, sosyal, ekonomik, çevresel ve gastronomik
alanlarda farkındalığı artırmayı hedeflemektedir. Tabandan gelen bir organizasyon olan Slow
Food'un bu kampanyaları yerelden hareketle binlerce kişiyi içeren uluslararası bir düzeye
yöneliktir.
Slow Avrupa: Slow Food, yerel ürünlere, toplumun ihtiyaçlarına ve kendi topraklarına karşı daha
duyarlı tarım-gıda sistemine sahip bir Avrupanın var olabileceğini öngörür. Avrupa Birliği, tarım ve
gıda sistemindeki gelişmeler ve birlik üyesi vatandaşların yaşamları üzerinde belirleyici bir etkiye
sahiptir. İşte bu nedenle Slow Food Avrupa'daki çeşitli kurumlarla sürekli görüşme içindedir ve
Ortak Tarım Politikaları, Tarımsal Biyoçeşitlilik, İklim Değişikliği ve Ortak Balıkçılık Politikalarına
yönelik bir dizi yayın çıkartmaktadır. Bu alandaki sorunlar hakkında bilinç geliştirmek ve çözüm
oluşturmak için Avrupa'daki Slow Food birlikleri düzenli olarak çalışmaktadır.
Slow Fish: Uluslararası Slow Fish kampanyası geleneksel balıkçılığı ve sorumlu balık tüketimini
teşvik eder. Slow Food balıkçılık dünyasının zenginliğine ve çeşitliliğine dikkat çeker. Böylece aşırı
avlanan popüler türlerin dışındaki türlerin de mutfağa girmesini sağlar. Bu kampanya, yerel
çözümler bulmaya ve sucul kaynakların iyi yönetilmesine destek vermeye insanları davet eder.
Slow Food sürdürülebilir balıkçılık alanında; Slow Fish Bienali (Cenova-İtalya), dünyanın her
yerindeki yerel inisiyatifler ve sorumlu balıkçılık birliklerini destekleyen projelere katkıda bulunarak
çalışmalarını sürdürür.
Daha detaylı bilgi için http://slowfood.com /slowfish sitesini ziyaret ediniz.
Slow Cheese. Slow Food, 2001 yılında çiğ sütten yapılan peynirleri korumak için bir kampanya
başlattı. Bu kampanya, hijyen yasalarının aşırıya kaçtığı ve çiğ sütten yapılan peynir üretiminin
tehlikeye girdiği ülkelerdeki peynir üreticilerinin haklarını korumaya yönelikti ve kampanyada
çerçevesinde 20.000'i aşkın imza toplandı. Kampanyanın başarısıyla çiğ sütten üretilen peynirlerin
olağanüstü lezzet niteliklerinin yanı sıra kültürel değeri de vurgulanarak dünya genelindeki çiğ
peynir üreticilerine yeniden güven ve itibar kazandırıldı. Tüm Slow Food Presidia peynirleri çiğ
sütten yapılmıştır. Özellikle Amerika, İrlanda, Büyük Britanya ve Avustralya gibi ülkelerdeki
uygulamalar çok katı olmasına rağmen Slow Food peynir üreticilerinin haklarını desteklemeye
devam etmek için karar almıştır.
Çiğ sütten yapılan peynirlerin özverili üreticileri ve tüketicileri için bir
platform olan -www.slowfood.com /rawm ilk - www.slowfood.com /slowcheesesitesini ziyaret ediniz.
Dünyanın küçük ölçekli artizan peynir üretimine odaklanan uluslararası bienal İtalya'nın kuzeyinde
yapılmaktadır. Bienal, peynir üreticileri ve artizan üreticilerin bir araya gelip ürünlerini sundukları ve
türeticiyle (tüketici) karşılaştıkları, ticaretin ve pazarın bakış açısıyla fırsatları tartışıp, çözüm
paylaştıkları uluslararası bir organizasyondur.
GDO'lar: Slow Food, genetiği değiştirilmiş ürünlerin (GDO) ticari ekimine karşıdır ve GDO
içermeyen gıda ve yemi teşvik etmektedir. Monokültür çiftliklerinin üretim maliyetlerini düşürmek
adına GDO ekimi yapması, hem biyoçeşitliliğin yoksullaşmasına neden olmakta, hem de yerel
çiftçileri topraklarını terk etmeye zorlamaktadır. Bunun sonucu ise geleneksel bilginin yok olması
demektir. Tohum piyasasının GDO’lu tohum üreten patent sahibi çokuluslu şirketlerin kontrolü
altında olması, toplumların gıda özerkliğini tehdit etmekte ve GDO’lu ürünle organik yerel ürünün
kontaminasyonu açısından büyük risk oluşturmaktadır. Uluslararası düzeydeki etiketleme yasaları
da (regülasyonları) ciddi derece yetersiz kalmakta, bu da tüketicilerin özgür seçimini
engellemektedir. Dünyanın her yanındaki Slow Food üyeleri, yerel ve uluslararası düzeydeki
aktiviteleriyle, GDO’ya karşı bilinç uyandırmaya kendilerini adamışlardır.
Arazi Gaspı: Arazilerin büyük şirketler tarafından yok pahasına satın alınması, ilhakı, yani kısacası
'arazi gaspı'; biyoçeşitliliği ve o bölgelerde yaşayan yerli halkların gelecek yaşamlarını tehdit eden
önemli bir meseledir. Afrika'da, Güney Amerika'da, Asya'da, Doğu Avrupa'da ve Avustralya'da
gözlemlenen tarım alanlarını, su ve balık kaynaklarını ele geçirme yarışı ki artık vahşet
düzeyindedir, yerli halkları tüm haklarından mahrum bırakarak arazilerini terk etmeye
zorlamaktadır. Slow Food bundan birkaç yıl önce, bu konudaki farkındalığı artırmak için genel
kamuya yönelik bir kampanya başlattı ve çeşitli projelerle bu durumdan etkilenen halklara da ulaştı.
Slow Food aynı zamanda, arazi gaspını kınayan ve doğurduğu korkutucu sonuçlara dikkat çeken
kuruluşların oluşturduğu uluslararası koalisyonun da bir parçasıdır.
Daha detaylı bilgi için
http://slowfood.com /international/14/cam paigns sitesini ziyaret ediniz.
Download