T.B.M.M. B : 49 Mevcut kadro, büyük fedakârlıklarla, ar­ tan ve çeşitlenen iş hacminin üstesinden gelmeye çalışmaktadır. Bu nedenle, Dışişleri Bakanlığının, bina, personel, kadro, maaş ve lojman so­ runlarına öncelikle çözüm getirilmesinin zorunlu olduğu inancındayım. Bu alanda yapılacak çalışmaların marjinal yararları­ nın çok yüksek olduğu ve devletimizin yurt dışındaki etkinliği ile doğrudan bağ­ lantılı olacağı takdir edilecektir. Faaliyet­ leri, ülkemizin güvenliği, ekonomik kal­ kınması uluslararası menfaatleri ve itiba­ rı bakımından hayatî önem taşıyan Dışiş­ leri Bakanlığımızın, acil ihtiyaçlarının kar­ şılanmasının ve personelinin yabancı mes­ lektaşlarıyla uyumlu çalışma ve yaşam ko­ şullarına kavuşturulmalarının, devletin uzun vadeli bir yatırımı şeklinde değerlen­ dirilmesi gerektiğine inanıyorum. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; uluslararası ilişkilerin karmaşıklığı ve yo­ ğunluğu, Dışişlerine ayrı bir özen göste­ rilmesini zorunlu kılmaktadır. Teknolojik devrimin yaşandığı ve üretim araçlarının hızla geliştiği dünyamızda, devletlerin ve milletlerin birbirlerini etkileme olanakla­ rı artmıştır. Bu koşullar altında, hiçbir devletin, salt içe yönelik bir düzen .sürdür­ mesinin, başka bir deyişle, kendisini dış dünyanın dinamizminden soyutlamasının mümkün olmadığı ortaya çıkmıştır. Sağ­ duyu ve akla dayanan, çok boyutlu, olay­ ların gerisinde kalmayan dinamik bir dış politika izlenmesini gerekli kılmaktadır. Nitekim, Anavatan Partisi İktidarının iz­ lediği çok yönlü dış politika, bu gerçekle­ rin ışığında başarıyla şekillenmiş ve uygu­ lanmıştır. Gerçekten, Anavatan Partisinin iktidar olduğu 1983 yılından itibaren, dış politikamızın, Türkiye'nin jeostratejik ko­ numundan ve tarihî birikiminden ve köklü devlet geleneğinden kaynaklanan gelenek­ sel temel ilkeleri titizlikle muhafaza edi­ lirken, ülkemizin çıkarlarını ilgilendiren 21 . 12 . 1988 O : 1 konularda gerekli inisiyatifler alınmış, de­ ğişen dünya koşullarına ayak uydurabil­ mek bakımından, olaylara zamanlı bir bi­ çimde, sağduyu ve dinamik bir yaklaşım­ la tepki gösterilmiştir. iktidara geldiğimiz günden itibaren, Yunanistan ile aramızda karşılıklı menfa­ atleri gözeten bir itimat, dostluk ve işbir­ liği ortamının oluşturulması için gösteri­ len samimi gayretleri, bu çerçevede Sayın Başbakanımızın kişisel çabalarıyla Davos sürecinin başlatılmasını, Bulgaristan'ın 1,5 milyonu aşktn Müslüman Türk azın­ lığa karşı takınılan kararlı tutumu ve soy­ daşlarımızın ikili ve çok taraflı anlaşma­ larla sahip oldukları hakları kazanmaları amacıyla, anılan ülkeyle diyalogu; Avru­ pa Topluluğuna tam üyelik başvurumuzu, Batı Avrupa Birliğine üyelik yönünde ya­ pılan niyet beyanını, Irak - İran Savaşı­ nın sona erdirilmesi, bölgede barışın ve kalıcı bir istikrar ile güven ortamının oluş­ turulması yönünde izlenen basiretli poli­ tikayla, aktif tarafsızlık ilkeleri çerçevesin­ de sürdürülen çabaları; ayrıca, bağımsız Filistin Devletinin, ilan edildiği günden itibaren tanınmasını; izlenen akılcı, dina­ mik ve çok boyutlu dış politikanın somut uygulamaları olarak değerlendirmek gerekir. Türk dış politikası, son yıllarda, gö­ ğüs kabartıcı ve onur verici örneklere ta­ nık olmuştur. Bu örneklerin en çarpıcısı, 15 Kasım 1988 tarihinde ilan edilen ba­ ğımsız Filistin Devletini ilk tanıyan altı ül­ ke arasında Türkiye'nin de yer almasıdır. Türkiye, bu hareketiyle, birçok Arap dev­ letinden daha atak davranarak, yıllardır tayin edici uluslararası gelişmelerin geri­ sinde kalındığı eleştirilerinin yarattığı ezik­ liği Türk Milletinin üzerinden atmıştır. Muhalefetin de onayladığı ve destekledi­ ği bu karar, dış politikamızın tespitindeki uzak görüşlülüğü de ortaya koymuştur. Nitekim, Bağımsız Filistin Devletini tanı-