türkiye`de kanser hastalığı ileri evrede teşhis ediliyor

advertisement
MECLİS BÜLTENİ
KANSER ARAŞTIRMA KOMİSYONU RAPORUNU VERDİ
"TÜRKİYE'DE KANSER HASTALIĞI
İLERİ EVREDE TEŞHİS EDİLİYOR"
M Alkolün Türkiye'deki tüketim miktarının diğer ülkelere oranla düşük olduğu belirtilen raporda,
ancak ülkede 15 yaş üzerindeki yetişkinler için kişi başına alkol tüketiminin artış eğiliminde
olduğu, bu nedenle alkolün zararlı etkileri konusunda Sağlık Bakanlığı tarafından
bilinçlendirmesine
yönelik projelerin uygulanması gerektiği
Kanser hastalığının araştırılarak,
alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis
Araştırma Komisyonu 4 aylık çalışma
süreci sonunda raporunu tamamladı.
Raporda, Türkiyede kanserle yaşayan
hasta sayısının yaklaşık 400 bin olduğu,
her yıl 150 bin yeni kanser vakası
teşhis edildiği belirtildi. Erkeklerde en
sık görülen kanser türünün akciğer,
kadınlarda ise meme kanseri olduğu
kaydedildi.
Raporda, Türkiyede kanser vakalarının
çoğunlukla hastalık ileri evredeyken
teşhis edildiği ve bunların önemli
bölümünün tütün ile ilişkili olduğu
belirtildi. Akciğer kanseri sıklığının,
diğer pek çok ülkeye nazaran yüksek
oranlarda seyrettiği, kaydedilen
raporda, sadece sigara kontrolü ile
yıllık 150 bin kanser vakasından 100
bininin önlenebileceğinin tahmin
edildiği vurgulandı.
Dünyada en fazla tütün ürünü
tüketilen ülkeler sıralamasında ilk 10'a
giren Türkiyede 17 milyon kişinin
sigara içtiği ifade edilen raporda, her
yıl yaklaşık 100 bin kişinin tütün
kullanımına bağlı hastalıklar nedeniyle
hayatını kaybettiği belirtildi.
Raporda, Türkiye'nin gerek dünya
ülkeleri arasında gerek AB ülkeleri
arasında kilolu nüfus oranı en yüksek
ülkelerden biri olduğuna işaret edildi.
Bu nedenle obezite ile mücadelenin,
kanser önleme konusunda Türkiye'nin
en önemli sağlık stratejilerinden birisi
olması ve Sağlık Bakanlığının başlattığı
Obezite Kontrol Programının her yönü
ile desteklenmesi gerektiği kaydedildi.
Önemli kanserojenlerden biri
olan alkolün Türkiye'deki tüketim
miktarının diğer ülkelere oranla düşük
olduğu belirtilen raporda, ancak
1
Haber
ülkede 15 yaş üzerindeki yetişkinler
için kişi başına alkol tüketiminin
artış eğiliminde olduğu, bu nedenle
alkolün zararlı etkileri konusunda
Sağlık Bakanlığı tarafından toplumun
bilinçlendirmesine yönelik projelerin
uygulanması gerektiği vurgulandı.
Raporda, cep telefonları, baz
istasyonları ve yüksek gerilim
hatlarının direkt olarak kanser yapıcı
yönde bir delil ortaya koymadığı, ancak
mevcut dolaylı veriler nedeniyle dikkat
edilmesi gerektiği belirtildi.
Mesleksel etkilenme sonucu ortaya
çıkan kanser türlerinde en fazla
akciğer, deri, mesane ve lösemi
kanserlerine rastlandığı ifade
edilen raporda, mesleki kanserlerin
oluşabileceği iş kollarının dökümünün
çıkartılması ve bunlara yönelik
denetimlerin yoğunlaştırılması
gerektiği kaydedildi.
"Onkoloji Alanında Hekim ve
Hemşire Sayısı Yeterli Değil"
Türkiye'de kanser tedavisine yönelik
teknik altyapı açısından özellikle son
yıllarda önemli gelişme sağlandığı,
kanserli hastaların dünyada kullanılan
kanser ilaçlarının yüzde 95'ine
kolaylıkla ulaştığı belirtildi.
İlaç teminindeki esas sorunun nadir
ilaçlarda değil, ucuz ancak gerekli
ilaçlarda zaman zaman ortaya çıktığı,
bu tip ilaçların temininde aksaklık
yaşanmaması için gerekirse ulusal
bir üretim merkezinin kurulmasının
zaruri olduğu ifade edildi. Tedavi
sürecinde yaşanan aksaklıklara da
değinilen raporda şunlar kaydedildi:
"Önemli konulardan biri kanserli
hastalarda randevu ve tetkik ya da
muayene için bekleme süreleridir.
Özellikle hafta sonları ya da tatillerde
toplumun
vurgulandı.
kemoterapi, radyoterapi gibi hizmetler
verilmemektedir. Aciliyet gösteren
bazı tetkiklerde haftalarca sürebilen
bekleme süreleri olabilmektedir.
Onkolojik hastaların bakımında ilgili
kalite kriterlerinin geliştirilmesi ve tüm
hastanelerde bu konuda yaptırımların
gerçekleştirilmesi önemlidir. Kanser
tanısı alan hastalar için 'öncelikli
hasta prosedürü' uygulaması
düzenlenmelidir.
İkinci sorun insan gücüdür. Ülkemizde
ne yazık ki hekim ve hemşire sayısı
yeterli değildir. Hekim ve hemşire
eksikliği özellikle onkoloji alanında
hâlen kendisini göstermektedir.
Ülkemizde mevcut medikal onkolog
sayısı sadece 180'dir. Sağlık Bakanlığına
bağlı çalışan medikal onkolog sayısı
ise sadece 42'dir. Benzer şekilde,
radyasyon onkologu, cerrahi onkolog,
hemato-onkolog sayıları da istenilenin
altındadır.
Kanser konusunun önümüzdeki
yıllarda her geçen gün etkisini daha
da artarak göstereceği düşünülürse
ve bir onkoloğun en azından 15
yıllık bir eğitimle yetiştirilebileceği
de gözönüne alındığında YÖK'ün
bu konuda acil tedbirler alması ve
zaman kaybetmeden gerekli altyapının
oluşturulması gerekmektedir."
Raporda, Türkiye'de palyatif bakım
merkezlerinin sayısının sadece 7
olduğu, morfin hammaddesinin
yüzde 95'inin Türkiye'de üretilmesine
rağmen, kişi başı morfin kullanım
oranının dünya ortalamasının çok
gerisinde bulunduğuna işaret edildi.
Hekimlerin palyatif bakım ve ağrı
yönetimi konusunda bilgi-beceri
düzeylerinin de geride olduğu
vurgulandı.
Download