T.C. BAŞBAKANLIK HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI REASÜRANS DENETİMİ: ÜLKE ÖRNEKLERİ ve TÜRKİYE UYGULAMASI UZMANLIK TEZİ Zerrin KELEŞ ([email protected]) Sigortacılık Genel Müdürlüğü ANKARA Haziran 2007 ÖZET REASÜRANS DENETİMİ: ÜLKE ÖRNEKLERİ VE TÜRKİYE UYGULAMASI Uzmanlık Tezi KELEŞ, Zerrin Haziran 2007, 163 Sayfa Finansal etkisiyle, piyasalardaki hızlanarak devam entegrasyon süreci, etmektedir. Finansal küreselleşmenin piyasaların de önemli öğelerinden olan sigorta ve reasürans piyasaları da küreselleşmenin getirdiği bütünleşme ve dışa açılım trendlerinden payını almakta; iş hacimlerinin de artması sonucunda, rekabetin ve istikrarın sağlanması ve piyasa belirsizliklerine karşı tüketicilerin korunması için bu piyasalarda denetimin gerekliliği giderek artmaktadır. Sigorta ve reasürans piyasalarındaki denetimin en önemli unsurlarından biri ise reasürans denetimidir. Reasürans denetiminde ise, sigorta şirketleri üzerinden yapılan dolaylı reasürans denetimi ve reasürans şirketleri üzerinden yapılan direkt reasürans denetimi olmak üzere iki yaklaşım öne çıkmaktadır. Bu çalışmada, reasürans denetimi, ülke örnekleri ve Avrupa Birliği düzenlemeleri çerçevesinde incelenerek; Türkiye’de reasürans denetiminin unsurlarının belirlenmesine yönelik önerilerin oluşturulması amaçlanmıştır. i Bu çerçevede, öncelikle reasürans ve reasürans denetimi ile ilgili genel kavramlar hakkında ve reasürans şirketlerinin maruz kaldıkları risklere ilişkin bilgi verilerek, sigorta ve reasürans şirketlerinde reasürans denetiminin gerekliliği sunulacak; daha sonra dünyanın çeşitli ülkeleri ile Avrupa Birliği ülkelerinde ve Birlik mevzuatında reasürans denetimine ilişkin uygulamalar ve düzenlemeler incelenecek; yapılan bu incelemelerin ardından da Türkiye’de reasürans denetimi alanındaki mevcut durum yansıtılarak, ülkeler bazında yapılan analizler sonucu oluşturulan teorik çerçevede Türkiye’de reasürans denetimine ilişkin öneriler geliştirilecektir. ANAHTAR SÖZCÜKLER: Reasürans, Reasürans Şirketleri, Reasürans Denetimi, Reasüransın Dolaylı ve Direkt Denetimi. ii ABSTRACT REINSURANCE SUPERVISION: COUNTRY CASES AND TURKISH PRACTICE Thesis KELEŞ, Zerrin June 2007, 163 Pages The integration process within the financial markets is perpetuated and accelerated with the impact of globalization. The process of opening-up and integration brought by globalization also affects insurance and reinsurance markets, which are vital elements of financial markets; and at the same time, the increase in volume of operations necessitates the need for inspection and supervision of these markets in order to provide competition and stability and protect customers against market uncertainties. Regarding the reinsurance supervision, it could be claimed that, there are two approaches, which are the indirect reinsurance supervision over insurance companies and the direct reinsurance supervision over reinsurance companies. Broadly speaking, departing from several country cases and European Union regulations, this study aims to present suggestions on the features of reinsurance supervision in Turkey. iii In this respect, first of all, some preliminary information on reinsurance, reinsurance supervision and the risks that reinsurance companies face will be given to substantiate the necessity and vitality of reinsurance supervision. Secondly, reinsurance supervision in different country cases, EU member states and EU acquis communitaire will be investigated. Lastly, the current situation of the reinsurance supervision in Turkey will be shown in order to present suggestions within the theoretical framework formed by analyzing the country cases. KEYWORDS: Reinsurance, Reinsurance Companies, Supervision, Direct and Indirect Reinsurance Supervision. iv Reinsurance İÇİNDEKİLER ÖZET ............................................................................................... i ABSTRACT ............................................................................................. iii İÇİNDEKİLER .............................................................................................. v TABLO, GRAFİK ve ŞEKİL LİSTESİ......................................................... viii EK LİSTESİ ............................................................................................. ix BÖLÜM 1. GİRİŞ .................................................................................... 1 BÖLÜM 2. REASÜRANS, REASÜRANSIN TARİHÇESİ VE REASÜRANS YÖNTEMLERİ............................................... 4 2.1. Reasüransın Tanımı ve Tarihçesi...............................................................4 2.1.1. Sigorta ve Reasürans .................................................................................... 4 2.1.2. Reasüransın Tarihçesi ................................................................................... 5 2.2. Reasüransla İlgili Genel Bilgiler ..................................................................6 2.2.1. Reasüransın Fonksiyonları ............................................................................ 6 2.2.2. Koasürans ve Retrosesyon............................................................................ 7 2.3. Reasürans Metotları ...................................................................................8 2.3.1. Bölüşmeli Reasürans Anlaşmaları ................................................................. 9 2.3.2. Bölüşmesiz Reasürans Anlaşmaları ............................................................ 16 2.3.3. Diğer Reasürans Metotları ........................................................................... 19 BÖLÜM 3. SİGORTA VE REASÜRANS ŞİRKETLERİNDE REASÜRANS DENETİMİ ................................................... 22 3.1. Sigorta Şirketlerinde Saklama Payının ve Reasürans Stratejilerinin Belirlenmesi ..............................................................................................22 3.1.1. Sigorta Şirketlerince Saklama Payının Belirlenmesi.................................... 22 3.1.2. Sigorta Şirketlerinin Reasürans Korumaları İçin Stratejileri ......................... 23 3.2. Reasürans Şirketlerinin Maruz Kaldıkları Riskler......................................24 3.2.1. Reasürans Şirketlerinin Bireysel Olarak Maruz Kaldıkları Riskler ............... 25 3.2.2. Reasürans Piyasasının Maruz Kaldığı Sistematik Riskler ........................... 27 3.2.3. Bölgesel ya da Global Ekonomiden Kaynaklanan Sistemik Riskler ............ 27 3.3. Reasürans Şirketlerinin Denetlenmesinin Gerekliliği ................................28 3.4. Dolaylı ve Doğrudan Reasürans Denetiminin Unsurları ...........................32 3.4.1. Dolaylı Reasürans Denetimi ........................................................................ 32 3.4.2. Reasürans Şirketlerinin Doğrudan Denetimi................................................ 33 v BÖLÜM 4. ÇEŞİTLİ DÜNYA ÜLKELERİ VE AVRUPA BİRLİĞİ’NDE REASÜRANS DENETİMİ ................................................... 39 4.1. Dünyada Reasürans Piyasası ..................................................................40 4.2. AB’de Reasürans Denetimi.......................................................................43 4.2.1. AB Ülkelerindeki Reasürans Denetimine Genel Bir Bakış........................... 43 4.2.2. AB’nin 2005/68/EC Sayılı Reasürans Direktifi ............................................. 44 4.3. Reasürans Sektörünün ve Denetiminin Ülke Örnekleri Bazında İncelenmesi...............................................................................................53 4.3.1. Portekiz ........................................................................................................ 53 4.3.2. Almanya ....................................................................................................... 59 4.3.3. Çek Cumhuriyeti........................................................................................... 63 4.3.4. Norveç.......................................................................................................... 68 4.3.5. Avustralya .................................................................................................... 72 4.3.6. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ................................................................ 78 BÖLÜM 5. TÜRKİYE REASÜRANS PİYASASI VE REASÜRANS DENETİMİNE İLİŞKİN MEVZUAT VE DÜZENLEMELER.. 82 5.1. Türkiye’de Reasüransın Tarihçesi ............................................................82 5.1.1. Cumhuriyet Öncesi Dönem.......................................................................... 82 5.1.2. Milli Reasürans T.A.Ş.’nin Kuruluşu............................................................. 82 5.1.3. Türkiye’de Kurulmuş Diğer Reasürans Şirketleri ......................................... 85 5.2. Türkiye Reasürans Piyasasının İncelenmesi............................................86 5.2.1. Sigorta Şirketlerinin Saklama Payları ve Reasürans Korumaları ................ 86 5.2.2. Reasürans Şirketlerinin Bazı Göstergeleri ................................................... 88 5.2.3. Türkiye Reasürans Piyasasındaki Diğer Yapılar ......................................... 89 5.3. Türkiye’deki Reasürans Faaliyetlerinin Düzenlenmesi ve Denetimi .........91 5.3.1. Reasüransın Dolaylı Denetimine İlişkin Mevzuat ve Düzenlemeler ............ 92 5.3.2. Reasürans Şirketlerinin Faaliyetlerinin Direkt Olarak Denetlenmesine ve Düzenlenmesine İlişkin Mevzuat.................................................................. 93 BÖLÜM 6. TÜRKİYE İÇİN REASÜRANS DENETİMİNİN UNSURLARININ BELİRLENMESİ ....................................102 6.1. Sigorta Şirketlerinin Reasürans Politikalarının Düzenlenmesi ve Denetlenmesine İlişkin Öneriler ..............................................................102 6.2. Reasürans Şirketlerinin Faaliyetlerinin Düzenlenmesi ve Denetlenmesine İlişkin Öneriler .........................................................................................106 6.2.1. Reasürans Şirketlerinin Kuruluşu, Yetkilendirilmesi, Ruhsat Alması ve Ruhsat İptali ............................................................................................... 107 6.2.2. Hisse Edinim ve Devri İşlemleri ................................................................. 110 6.2.3. Kurumsal Yönetişim ................................................................................... 111 vi 6.2.4. Grup İçi İlişkilerin ve İşlemlerin Denetimi ................................................... 116 6.2.5. Teknik Karşılıklara İlişkin Düzenlemeler .................................................... 116 6.2.6. Yatırım Politikasına İlişkin Düzenlemeler................................................... 119 6.2.7. Sermaye Yeterliliğine ve Minimum Garanti Fonuna İlişkin Düzenlemeler . 120 6.2.8. Mali Bünyenin Güçlendirilmesine İlişkin Tedbirler ..................................... 121 6.2.9. ART Mekanizmasına (Özel Amaçlı Araçlar ve Finansal Reasüransa) İlişkin Düzenlemeler ............................................................................................. 123 6.2.10. AB’ye Üye Ülkeler ile İletişim ve Bilgi Alışverişi ......................................... 126 BÖLÜM 7. SONUÇ ..............................................................................127 KAYNAKLAR ...........................................................................................134 EKLER ...........................................................................................140 vii TABLO, GRAFİK ve ŞEKİL LİSTESİ ŞEKİL 2.1: Sigorta, Reasürans ve Retrosesyon İşlemlerinde Riskin Devri ve Paylaşımı ......................................................................... 8 ŞEKİL 2.2: Reasürans Metotları.............................................................. 9 ŞEKİL 3.1: Reasürans Şirketlerinin Maruz Kaldıkları Riskler ................ 25 ŞEKİL 3.2: Özel Amaçlı Aracın (SPV) İşleyiş Mekanizması.................. 37 TABLO 4.1: İlk 15 Global Reasürans Şirketinin/Grubunun Net Yazılan Reasürans Primine Göre Sıralanması ................................ 41 GRAFİK 4.1: İlk 5 Global Reasürans Şirketinin/Grubunun Net Yazılan Reasürans Primine Göre Dağılımı (%)................................ 41 GRAFİK 4.2: Hayat-Dışı Sesyon Dağılımı................................................ 42 GRAFİK 4.3: Hayat Sesyon Dağılımı ....................................................... 43 GRAFİK 5.1: Sigorta Şirketlerinin Saklama Payı Oranları (%) (1996-2005) ........................................................................ 87 GRAFİK 5.2: Sigorta Şirketlerinin Sigorta Dalları İtibariyle Saklama Payı Oranları (%) (2005) ............................................................. 87 TABLO 5.1: Türkiye’de Faaliyet Gösteren 17 Hayat-dışı Sigorta Şirketinin Reasürans Korumalarında Tercih Ettiği Şirketler ................ 88 viii EK LİSTESİ EK-1: Reasürans Terimleri Sözlüğü.............................................141 EK-2: Ülkelere Gönderilen Reasürans Düzenleme ve Denetleme Anketi.................................................................................144 EK-3: Bazı Ülkelerdeki Reasürans Şirketlerine İlişkin Veriler (2003) ...........................................................................................145 EK-4: OECD Ülkelerinin Saklama Payı Oranları (Hayat&Hayat-Dışı) (%) .....................................................................................146 EK-5: Türkiye’de Faaliyette Bulunan Sigorta Şirketlerinin Saklama Payı Oranları (%) (1986-2005)...........................................147 EK-6: Reasürans Şirketlerinin Kâr-Zarar Tablosu ........................148 EK-7: Türk Reasürans Şirketlerinin Bilanço Büyüklükleri.............149 EK-8: Saklama Payına İlişkin Tablo .............................................150 EK-9: Şirket Riskinin Değerlendirilmesine İlişkin Tablo................151 EK-10: Reasürans Şirketi Kuruluş Ön İzni Başvurusu Sırasında İstenen Bilgi ve Belgeler ....................................................152 EK-11: Reasürans Şirketlerinden Faaliyet Ruhsatı Başvurusunda İstenen Bilgi ve Belgeler ....................................................155 EK-12: Reasürans Şirketi Hisse Devri Başvurusunda İstenen Bilgi ve Belgeler..............................................................................157 EK-13: Sermaye Yeterliliği Tablosu ...............................................158 EK-14: Reasürans Şirketlerinin Değerlendirilmesine İlişkin Rehber ...........................................................................................161 ix BÖLÜM 1. GİRİŞ Son yıllarda, ilerleyen teknoloji, gelişen ekonomi ve sosyal yaşamdaki değişimlerin de etkisiyle sigortacılık piyasası giderek büyümüş ve gelişmiştir. Bu değişimler sonucunda, sigortalanan risk grupları çeşitlenerek, sigorta şirketlerinin iş hacimlerinin artması ve dolayısıyla da sigorta şirketlerinin aldıkları riskler itibariyle kapasitelerinin yetersiz kalması gündeme gelmiştir. Bu aşamada, reasürans, önemli bir risk transferi mekanizması olarak, sigorta şirketlerinin ihtiyaç duydukları korumayı sağlamak amacıyla devreye girmiştir. Bununla birlikte, küreselleşmenin de etkisiyle, sigorta ve reasürans piyasasında reasürans işlemleri ve faaliyetlerinin hacmi giderek arttığı ve geliştiği için, bu piyasalarda reasürans denetiminin gerekliliği artmıştır. Reasürans denetimi, hem sigorta şirketlerinin reasürans stratejilerinin ve politikalarının denetimini (dolaylı reasürans denetimi), hem de reasürans şirketlerinin faaliyetlerinin denetimini (direkt reasürans denetimi) kapsadığından, oldukça geniş bir kavramdır. Geçmiş dönemlerde, dolaylı reasürans denetiminde, denetim otoriteleri sigorta şirketlerinin uyguladıkları reasürans stratejilerini ve politikalarını inceleyerek, sigorta şirketleri üzerinden, şirketlerin çalıştıkları reasürans şirketleri hakkında bilgi sahibi olabilmekteydi. Ancak, reasürans piyasasının, şirket sayısının ve iş hacimlerinin artması sonucu giderek büyümesi, ürünlerin çeşitlenmesi ve portföylerin globalleşmesi sonucunda karmaşık bir hal alması nedeniyle; düzenleyici ve denetleyici otoriteler için sigorta şirketleri üzerinden yapılan dolaylı reasürans denetimi yetersiz kalmaya ve reasürans şirketlerinin de, sigorta şirketlerinde olduğu gibi, ayrı bir denetime tabi olması gerektiği görüşü ağırlık kazanmaya başlamıştır. Reasürans şirketlerinin denetimi ise, 2000’li yıllara kadar Avrupa’da sadece İngiltere ile sınırlı iken, son yıllarda, özellikle de bölgesel tek pazarın 1 gelişmesiyle, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde önem kazanmaya başlamıştır. Özellikle de AB’de, üye ülkeler arasında standart bir mevzuat oluşturulması ve tek pazarın tam ve etkin işlemesi için finansal piyasaların önemli unsurlarından biri olan reasürans piyasasına dair çıkarılan 2005/68/EC sayılı Reasürans Direktifi ile reasürans denetimine farklı bir boyut getirilmiştir. Türkiye’de ise bugüne kadar reasürans piyasası, piyasa koşulları ve uygulanan politikalar nedeniyle yeterince gelişmemiş olduğundan, reasürans şirketleri ile sigorta şirketlerinin faaliyetleri ortak olarak düzenlenmiş ve denetlenmiştir. Ne var ki, reasürans şirketlerinin denetimine yönelik bir mevzuatın bulunmaması, hem global reasürans piyasasına entegrasyon, hem de AB mevzuatına uyum açısından bir eksiklik olarak ortaya çıkmaya başlamıştır. Nitekim, bahse konu mevzuat eksikliği, Avrupa Komisyonu’nun 08.11.2006 tarihinde yayımladığı 2006 Türkiye İlerleme Raporunda da vurgulanan noktalardan biri olmuştur. Gelinen noktada, Türkiye’de reasürans denetiminin bir bütün olarak tam ve etkin yapılabilmesi için, reasürans şirketlerinin direkt denetiminin yanı sıra, uygulamada gelişen piyasa koşullarının gerisinde kalan ve etkin bir şekilde yapılamayan reasüransın dolaylı denetimine ilişkin de düzenlemeler yapılması gerekmektedir. Bu bilgiler ışığında, bu çalışmanın konusu, reasürans denetiminin, ülke örnekleri ve AB düzenlemeleri çerçevesinde incelenerek; Türkiye’de reasürans denetiminin unsurlarının belirlenmesine yönelik önerilerin oluşturulmasını içermektedir. Bu kapsamda, çalışma giriş ve sonuç bölümleri hariç olmak üzere beş ana bölümden oluşmaktadır. İkinci bölümde, reasüransın tanımı ve reasüransa ilişkin bilgilerin yanı sıra, reasüransın fonksiyonları ve tarihçesi ile uygulamadaki reasürans metotlarına ilişkin bilgilere yer verilecektir. Üçüncü bölümde, reasürans denetimine ilişkin teorik çerçevenin oluşturulması amacıyla, ilk olarak sigorta şirketlerinin saklama paylarına ve reasürans stratejilerine ilişkin genel bilgi verildikten sonra, reasürans şirketlerinin maruz kaldıkları riskler kapsamında, reasürans şirketlerinde 2 denetim ihtiyacı incelenecek olup, dolaylı ve direkt reasürans denetiminin unsurları analiz edilecektir. Dördüncü bölümde, öncelikle dünya reasürans piyasası hakkında genel bir bilgi verilecek ve çalışmanın temelini oluşturan unsurlardan biri olan 2005/68/EC sayılı AB Reasürans Direktifi incelenecektir. Bunun ardından, reasürans denetimi açısından daha geniş bir perspektife ve analiz gücüne sahip olmak amacıyla, 33 ülkeye gönderilen anket formu ve çeşitli ülke mevzuatlarının yardımıyla, AB ülkesi olup reasürans şirketlerinin denetiminin daha ayrıntılı yapıldığı Portekiz ve Almanya’nın, AB’ye yeni üye olan Çek Cumhuriyeti’nin, Avrupa ülkesi olup AB üyesi olmayan ancak reasürans şirketlerinin denetimine ilişkin ayrıntılı düzenlemeleri olan Norveç’in ve reasürans piyasaları oldukça gelişmiş olan ABD ve Avustralya’nın reasürans denetimine ilişkin düzenlemeleri analiz edilecektir. Beşinci bölümde, Türkiye’de reasüransın tarihçesi ve Türk reasürans piyasası hakkında istatistiklerden yararlanılarak bilgi verildikten sonra, Türkiye’de reasürans faaliyetlerinin dolaylı ve doğrudan denetlenmesine ilişkin mevzuat incelenerek, mevcut durum açıklanacaktır. Altıncı bölümde, Türkiye’de reasürans denetimine ilişkin mevzuattan kaynaklanan eksiklikler ve uygulamada oluşabilecek sorunlar ve olumsuzluklar tespit edilerek, AB mevzuatı ve incelenen ülke örnekleri çerçevesinde, reasürans denetiminin daha etkin bir şekilde yapılmasına yönelik olarak, hem sigorta şirketlerinin reasürans politikalarının, hem de reasürans şirketlerinin faaliyetlerinin denetlenmesine ilişkin öneriler geliştirilecektir. Reasürans şirketlerinin denetiminin geçmişi diğer ülkelerde de oldukça yeni olduğundan, uygulamaya dönük önerilerde, sigorta denetimiyle ilgili deneyimlerden de esinlenilecektir. Sonuç bölümünde ise, çalışmanın genel bir değerlendirmesi yapılarak, tespit ve öneriler bir bütün halinde özetlenecektir. Bununla birlikte, söz konusu önerilerin uygulamaya yönelik muhtemel etkilerinin analizi ayrı bir çalışma konusu olduğundan, sonuç değinilecektir. 3 bölümünde bu konuya kısaca BÖLÜM 2. REASÜRANS, REASÜRANSIN TARİHÇESİ VE REASÜRANS YÖNTEMLERİ 2.1. 2.1.1. Reasüransın Tanımı ve Tarihçesi Sigorta ve Reasürans “Reasürans nedir?” sorusuna cevap vermeden önce sigortanın ne olduğunu açıklamakta fayda vardır. Sigorta; bireyler grubunun eşit katılımlar sistemi yoluyla, bütün grubun karşılayabileceği belirli ölçülebilir riskleri azaltma ya da ortadan kaldırma olanağını veren bir mekanizmadır. (Gökşan, 1993) Bir diğer tanıma göre ise sigorta; aynı türden tehlike ve/veya riskle karşı karşıya olan kişilerin belirli bir miktar para ödemesi yoluyla toplanan tutarın, sadece o tehlikenin gerçekleşmesi sonucu bilfiil zarara uğrayanların zararını karşılamada kullanıldığı ekonomik bir düzendir. (Nomer ve Yunak, 2000, 14) Sanayileşme ve katastrofik risklerin artmasıyla birlikte sigorta şirketleri daha büyük riskler için teminat vermeye başlamış, ancak bu risklerin tümünü taşımaya tek başına pek çok sigorta şirketinin kapasitesi yetmemiştir. Hatta, bu riskleri karşılamaya bölgesel sigorta piyasalarının toplam gücünün de yetmeyeceği söylenebilir. Bu aşamada reasürans, sigorta şirketlerine ihtiyaç duydukları korumayı sağlamak için devreye girmiştir. Reasürans, en kısa ve öz tanımları ile “sigortacının sigortalanması” veya “sigortacının yüklenmiş olduğu riskin sigortalanması”dır. Reasürans, sigorta şirketlerinin kabul ettikleri riskleri sigortalamaları, yani teminat veren sigortacının üzerindeki sorumluluğun bir kısmını ya da tamamını belirli bir oranda reasüröre devretmesi işlemidir. Reasüransın en önemli fonksiyonu olan risk transferi, sigorta şirketlerinin (sedan) kendi 4 yazdıkları her bir işi ya da bu işlerin bir bölümünü reasüröre devretmesi ile gerçekleşir. 2.1.2. Reasüransın Tarihçesi Sigorta olmadan reasürans düşünülemeyeceğine göre, reasürans tarihinden önce sigortacılığın tarihinin incelenmesi faydalı olacaktır. Bugünkü uygulamaya pek benzemese de, sigortanın başlangıcına M.Ö. 4500 yıllarında Mısır’da rastlanmaktadır. Mısır’da bazı esnaf gruplarının bir sandık meydana getirerek içlerinden ölenlerin ailesine bu sandıktan para yardımı yaptıklarına dair kanıtlar bulunmuştur. (Acinan, 1998, 13) Modern anlamda ilk sigorta poliçesinin ise, 1347 yılında İtalya’nın Cenova limanından hareket eden “Santa Clara” adlı geminin taşıdığı yükü sigortalamak için yapıldığı söylenmektedir. Reasürans uygulamasına ilişkin bilinen en eski kayıt ise, 1370 yılında Cenova’dan Kuzey Avrupa’daki Flanders Kontluğu’na ait Sluys limanına giden bir geminin tümünün sigortacısı tarafından nakliyat sigortası yani reasürans yaptırılması olayına aittir. (Acinan, 2005, 6) Dolayısıyla sigortacılık ile reasüransın tarihçelerinin birbirine paralel gittiğini söylemek doğru olur. 18. yüzyılda sıkça kullanılmaya başlanan reasürans, 19. yüzyıla gelindiğinde sigortacılığın ayrılmaz bir parçası olmuştur. Reasürans yeni gelişmeye başladığından, önceleri risklerin teker teker koruma altına alındığı “ihtiyari reasürans” metodu kullanılmıştır. Ancak, daha sonraları sanayileşmenin getirdiği gelişmeler sonucu sigortacıların iş hacimlerinin büyümesi ve risk gruplarının çeşitlenmesi üzerine, sigortacının otomatik olarak yararlanabileceği “trete” reasüransının kullanımı yaygınlaşmaya başlamıştır. İlk reasürans tretesi 1821 yılında Fransa’da “Compagnie Royal” ile Brüksel’deki “Compagnie des Proprietaires Reunis” arasında akdedilmiştir. (Alanya, 1993, 13) 19. yüzyılda trete reasüransı gelişerek kullanım alanı artsa da, ihtiyari reasüransın kullanım ağırlığını sürdürdüğü görülmüştür. Ne var ki, 20. yüzyılın başlarında ilerleyen teknoloji, gelişen ekonomi ve sosyal yaşamdaki 5 değişimler sigortacılığı derinden etkilemiştir. Bu gelişmeler sonucu büyük kapsamlı korumalara duyulan ihtiyacın artması ve ihtiyari reasüransın ihtiyaca cevap veremeyecek duruma gelmesi, hasar fazlası (excess of loss) ve daha sonra hasar oranı fazlası (stop loss) reasüransı ile havuz (pool) yöntemlerinin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Özellikle, 1906 San Francisco depreminden sonra büyük afetlere karşı korunmak için, hasar fazlası reasüransı geniş uygulama alanı bularak gelişmiş ve bugün trete reasüransında en çok kullanılan metotlardan biri olarak yerini almıştır. Reasürans tarihçesinin önemli bir parçası olan reasürans şirketleri ise, 18. yüzyılın ikinci yarısından itibaren gerek sigorta şirketlerinin kapasitelerini aşan risklerin artması, gerekse rekabet ve reasüransa olan ihtiyacı arttıran diğer nedenlerle, kurulmaya başlamıştır. Reasürans şirketlerine ilk örnekler, 1843 yılında Almanya’da kurulan Weseler Rückversicherungverein ve İsviçre’de kurulan Swiss Reinsurance Company’dir. İlk bağımsız reasürans şirketi 1852’de Almanya’nın Rückversicherungs Köln Gesellschaft’dır. kentinde İngiltere’de kurulan ise Kölnischer 1764-1864 yılları arasında reasüransa getirilen yasak nedeniyle koasürans yaygınlaşmış ve Kıta Avrupasına göre reasürans şirketlerinin kurulup faaliyete başlaması geciktiğinden, ilk reasürans şirketi Mercantile Genera adı ile 1907 yılında kurulabilmiştir. (Nomer ve Yunak, 2003, 11) Ülkemizde kurulan reasürans şirketlerinin başında ise, 1929 yılında kurulan Milli Reasürans T.A.Ş gelmektedir. Onu, 1945 yılında kurulan Destek Reasürans T.A.Ş, 1979 yılında kurulan İstanbul Reasürans A.Ş. ve 1980 yılında kurulan Halk Reasürans A.Ş. izlemiştir. 2.2. 2.2.1. Reasüransla İlgili Genel Bilgiler Reasüransın Fonksiyonları “Sigortacı kendini neden sigortalar?”, veya diğer bir deyişle “Sigortacılar neden reasüransa ihtiyaç duyar?” sorularına cevap vermek üzere, sigortacının reasürans korumasına ihtiyaç duymasının başlıca 6 nedenleri ve bu bağlamda reasüransın işlevleri aşağıda belirtilmiştir. Sigorta şirketi; - Sermayesini ve hissedarlarının katılım paylarını korumak, - Hasarlardaki ani dalgalanmalardan ya da dengesizliklerden korunmak, - Sorumluluğunun bir kısmını reasüröre devrederek bazı branşlarda iş alma kapasitesini arttırmak (kapasite artınca daha büyük risklere teminat verebilir), - Kanuni ve gerekli minimum yeterlilikleri sağlamak ve daha çok teminat verebilmek, - Risklerini değişik coğrafi alanlara dağıtarak, hasar gerçekleşmelerinde kendisine ve ülke ekonomisine zarar gelmesini önlemek için reasüransa başvurmaktadır. 2.2.2. Koasürans ve Retrosesyon 2.2.2.1. Koasürans Sigorta sözleşmeleri ile reasürans anlaşmaları arasındaki farklar anlatılırken de söz edildiği üzere, reasürans anlaşması sigortacı ile reasürör arasında geliştiğinden, sigortalının reasürans akdinden doğan herhangi bir hak ya da yükümlülüğü bulunmamaktadır. Bu özellik koasürans ile reasürans arasındaki farkı da açıkça ortaya koymaktadır. Koasüransta (birincil risk paylaşımı), birden fazla sigortacı aynı sigorta poliçesi üzerinde birleşerek sigortalıya teminat verir. Her koasürör kendi sorumluluğu ölçüsünde sigortalıya karşı doğrudan sorumludur ve jeran (lider) şirkete işi yönetmesi için bazı yetkiler verir. Bu yetkiler genellikle diğer sigortacılar adına primin toplanması ve bazı duyuruları yapma yetkisidir. Koasüransta, her bir sigortacı sigortalı ile doğrudan hukuki ilişki içindedir. Koasürans riskin birincil (primary) paylaşımı, reasürans ise ikincil (secondary) paylaşımıdır. Ancak uygulamada reasürans koasüranstan çok daha önemli bir yere sahiptir. (Alanya, 1993, 8; Pfiffer, 1992, 18) 7 2.2.2.2. Retrosesyon Reasürör, sigortacının sorumluluğunu paylaştığı bazı yüksek riskli işlerde, almış olduğu yükümlülüğün kapasitesini aşması halinde retrosesyona başvurabilir. Retrosesyon; reasürans yolu ile devir alınan sorumluluğun reasürörce kısmen veya tamamen başka bir şirkete devredilmesi işlemidir. (Nomer ve Yunak, 2003, 7) Bu yolla reasürör riskini azaltarak portföyünün daha dengeli olmasını sağlar. Retrosesyona “ikinci kademe reasürans” (secondary reinsurance) da denebilir. Sigorta, reasürans ve retrosesyon işlemlerinde riskin devri ve paylaşımı ŞEKİL 2.1’de net olarak görülebilmektedir. ŞEKİL 2.1: Sigorta, Reasürans ve Retrosesyon İşlemlerinde Riskin Devri ve Paylaşımı SİGORTALI Riskini devrediyor. SİGORTA ŞİRKETİ (Sedan) SİGORTA Riskinin bir kısmını devrediyor. REASÜRANS REASÜRANS ŞİRKETİ (Reasürör) Riskinin bir kısmını devrediyor. SİGORTA veya REASÜRANS ŞİRKETİ RETROSESYON RİSK Diğer taraftan, yukarıda tanımlanan veya çalışmanın devam eden kısımlarında bahsi geçecek olan reasürans kavramlarının ve terimlerinin açıklamalarına ilişkin olarak oluşturulan Reasürans Terimleri Sözlüğü EK1’de yer almaktadır. 2.3. Reasürans Metotları Reasürans metotları temelde bölüşmeli reasürans anlaşmaları ve bölüşmesiz reasürans anlaşmaları olmak üzere 2’ye ayrılmaktadır. 8 ŞEKİL 2.2: Reasürans Metotları REASÜRANS METOTLARI BÖLÜŞMELİ REASÜRANS Bölüşmeli İhtiyari Reasürans 2.3.1. BÖLÜŞMESİZ REASÜRANS Bölüşmeli Trete Reasüransı Bölüşmesiz İhtiyari Reasürans Kotpar Trete Reasüransı Eksedan Trete Reasüransı Eksedan/Kotpar Kombinasyonları İhtiyari/Mecburi Trete Reasüransı Açık Kuvertür Bölüşmesiz Trete Reasüransı Hasar Fazlası Trete Reasüransı Toplam Hasar Fazlası Reasüransı Bölüşmeli Reasürans Anlaşmaları Bölüşmeli Reasürans Anlaşmalarında, sedan şirket1, üzerine almış olduğu risklerin saklama payını2 aşan kısımlarını önceden belirlenmiş oranlar dahilinde reasüröre devreder. Bu durumda primler ve hasarlar da, sigorta şirketinin toplam sigorta bedeli üzerindeki saklama payı (konservasyon) ve reasürörün katılım payı ile aynı oranlarda sigortacı ile reasürör arasında bölüşülür. Risk gerçekleştiğinde, sedan şirket hasarlara saklama payı oranında iştirak ederken, reasürör de hasar tazminine devraldığı sorumluluk oranında katılır. (Özer, 1997, 27) 1 Sigortalıya karşı üstlendiği sigortanın bir kısmını veya tamamını reasürans yoluyla devreden şirkettir. 2 Şirketin, üstlendiği teminat için kendi üzerinde tuttuğu net kısımdır. 9 Bölüşmeli Reasürans Anlaşmaları, İhtiyari Reasürans Anlaşmaları ve Trete Reasürans Anlaşmaları olmak üzere 2 ana alt başlık altında incelenebilir: 2.3.1.1. Bölüşmeli İhtiyari (Facultative) Reasürans Anlaşmaları İhtiyari reasürans anlaşmasının en önemli özelliği, ihtiyaç duyulduğu zaman her bir poliçe için ayrı ayrı ve tamamen sedanın isteğine bağlı olarak yapılabilir olmasıdır. Bu yöntemde, sedan şirket dilediği reasüröre iş verebilir. Sedan şirketin herhangi bir risk üzerinden devir zorunluluğu olmadığı gibi, reasürörün de kabul zorunluluğu yoktur. Anlaşılacağı üzere, her iki taraf için de kabul veya red konularında bir mecburiyet yoktur. Bu reasürans metoduna daha çok trete kapasitelerinin yeterli olmadığı durumlarda başvurulur. Bir bölüşmeli ihtiyari reasürans işlemi yapılırken, sedan ile reasürörün sorumluluk payları, prim hesaplaması ve hasar halinde hasarın paylaşımına dair bir örnek vermekte fayda vardır: Örnek 2.1: Sedan şirket sigorta bedeli 5 Milyon YTL olan bir sanayi kuruluşunu yangına karşı sigortalamaktadır. Sedan şirketin üzerinde tuttuğu risk (saklama payı) 250.000 YTL’dir. Saklama Payı (YTL) 250.000 İhtiyari Reasürans (YTL) 4.750.000 Toplam Sigorta Bedeli (YTL) 5.000.000 Sorumluluğun Paylaşımı (%) Sedan Şirketin Sorumluluğu (%) Reasürörün Sorumluluğu (%) %5 %95 Toplam teminat olan 5 Milyon YTL’nin 250.000 YTL’lik kısmı sedana, geri kalan 4.750.000 YTL’lik kısmı ise reasüröre aittir. Sedan bu riski A, B ve C gibi üç reasürör arasında sırasıyla %35, %40 ve %20 oranında paylaştırabilir. Sigortalının ödeyeceği primin 5.000 YTL olduğu ve poliçenin yürürlük süresince 30.000 YTL’lik bir hasar meydana geldiği varsayılırsa; riskin reasürans, prim ve hasar dağılımları aşağıdaki tabloda gösterilmiştir: 10 Dağılım (YTL) Reasürans Prim Hasar 2.3.1.2. Sedan (%5) Reasürör A (%35) Reasürör B (%40) Reasürör C (%20) 250.000 1.750.000 2.000.000 1.000.000 5.000.000 250 1.750 2.000 1.000 5.000 1.500 10.500 12.000 6.000 30.000 TOPLAM Bölüşmeli Trete (Treaty) Reasüransı / Mecburi (Obligatory) Reasürans / Otomatik Reasürans Anlaşmaları Bölüşmeli trete reasüransı anlaşmalarında, sedan şirket sesyon3 vermek, reasürör de trete (anlaşma) esasları çerçevesinde reasüransı yapılan riskten pay kabul etmek zorundadır. Bu tür reasürans anlaşmaları, sedanın, reasürör ile başlangıçta anlaşmaya vardığı şartlar çerçevesinde, belli bir branştaki tüm işlerinin saklama payını aşan kısımlarını belli bir limite kadar bir veya birden fazla reasüröre otomatik olarak devretmesini öngörmektedir. (Gediz, 1995, 10) Bölüşmeli trete reasüransında sigorta bedeli üzerinden bir sorumluluk paylaşımı söz konusudur ve sedan ile reasürör sigorta konusu üzerindeki hisseleri oranında prim ve hasarı da bölüşürler. Bölüşmeli Trete Reasüransı Anlaşmaları; Kotpar (Quota Share) Trete Reasüransı, Eksedan (Surplus) Trete Reasüransı, Eksedan/Kotpar Kombinasyonları, İhtiyari/Mecburi (Facultative/Obligatory) Trete Reasüransı / Açık Kuvertür (Open Cover) olmak üzere 4 ana grupta toplanmaktadır. 2.3.1.2.1. Kotpar (Quota Share) Trete Reasüransı Kotpar trete reasürans anlaşmasının en belirgin özelliği, belli bir sigorta dalında ve belirli bir sürede yazılan tüm primlerin (kesilen her bir sigorta poliçesinin) -trete kapsamına girmesi koşuluyla- önceden tespit edilmiş belirli bir oranının reasüröre devredilmesi ve reasürörün de devredilen bu hisseyi kabul etmek zorunda olmasıdır. (Kiln, 1991, 33) 3 Reasürans yoluyla devredilen iş miktarıdır. 11 Kotpar trete reasürans anlaşmasının işleyiş biçimi, sayısal bir örnekle daha açık bir biçimde görülebilir: Örnek 2.2: Bir kotpar trete reasürans anlaşmasında; - Tretenin azami limiti her bir poliçede 2 Milyon YTL’dir. - Sedan Şirketin saklama payı her bir poliçede %30’dur. - Geri kalan %70, Reasürör A (%45) ve Reasürör B (%25) olmak üzere reasürörler arasında paylaştırılacaktır. Bu verilere ek olarak, sigorta bedeli 1 Milyon YTL, poliçenin primi 8.000 YTL ve poliçe hasarı da 500.000 YTL olduğunda sorumluluk, prim ve hasarın sedan ve reasürörler arasındaki bölüşümü aşağıdaki tablodaki gibi olacaktır: Dağılım (YTL) Sorumluluk Prim Hasar Sedan (%30) Reasürör A (%45) Reasürör B (%25) TOPLAM 300.000 450.000 250.000 1.000.000 2.400 3.600 2.000 8.000 150.000 225.000 125.000 500.000 Yukarıda da görüldüğü gibi; sorumluluk, prim ve hasar taraflar arasında tretede belirtilen oranlar dahilinde paylaşılmaktadır. Ancak, bazen hasarın azami trete limitini geçtiği durumlar ortaya çıkabilir. Bu gibi gelişmelerde ihtiyari reasüransa başvurularak azami trete limitini geçen miktar da koruma altına alınabilir. 2.3.1.2.2. Eksedan (Surplus) Trete Reasüransı Kotpar reasürans tretelerinde olduğu gibi bu reasürans türünde de belli bir oran dahilinde sorumluluk, prim ve hasarlar sedan ile reasürör arasında paylaşılmaktadır. Ancak, kotpar tretelerinde her bir poliçe üzerinden devir mecburiyeti varken, eksedan tretelerinde devirler sedanın saklama payını aşan kısım üzerinden yapılmaktadır. Kısacası, sedan şirket sigortalılardan almış olduğu her riski reasüröre devretmek zorunda değildir. Eksedan trete reasüransında, sedan şirket mali gücüne ve teknik birikimine dayanarak 12 üzerine almış olduğu risklerin ağırlığına göre saklama payını belirler ve anlaşma kapsamına giren tüm işlerin saklama payını aşan kısmını trete limitine kadar reasüröre devreder. (Riley, 1997, 15) Diğer taraftan, bu tretenin işleyişinde azami kapasite unsuru çok önemlidir. Bir eksedan tretesinin azami kapasitesi sedanın saklama payına eşit meblağların adedi ile ölçülür. Buna “dilim” ya da “plen” adı verilir ve reasürörlere yüklenebilecek azami sorumluluk miktarı, bu plenin katları olarak ifade edilir. Örneğin, nakliyat sigortasında sedan risk başına azami saklama payını (konservasyon) 5.000 YTL olarak belirlemiş ve eksedan tretesinin kapasitesi 15 plen olarak tespit edilmiş ise; tretenin bir risdeki azami kapasitesi 5.000*15= 75.000 YTL’dir. Eksedan trete anlaşmasının işleyiş biçimi, aşağıdaki örnekte daha açık bir biçimde görülebilmektedir: Örnek 2.3: Bir eksedan tretesinde belli başlı unsurlar şunlardır: - Sedanın saklama payı 20 Milyon YTL - Tretenin azami limiti 20 plen - Reasürörlerin payları : 10 plen Reasürör X : 5 plen Reasürör Y : 5 plen Reasürör Z - Sigorta bedeli: 100 Milyon YTL - Poliçe primi: 250.000 YTL - Poliçenin yürürlük süresince 60 Milyon YTL’lik hasar meydana geliyor. Görüldüğü üzere trete üç reasürör arasında paylaştırılmıştır. Buna göre Reasürör X’in tretedeki hissesi %50 (10/20), Reasürör Y’ninki %25 (5/20) ve Reasürör Z’ninki de %25’tir (5/20). Sorumluluğun, primin ve hasarın paylaşımı aşağıdaki tablolarda gösterilmiştir: 13 Toplam Sigorta Bedeli (YTL) 100.000.000 Sedanın Saklama Payı (YTL) 20.000.000 Reasürör X (%50*80.000.000 YTL) 40.000.000 Reasürör Y (%25*80.000.000 YTL) 20.000.000 Reasürör Z (%25*80.000.000 YTL) 20.000.000 Sorumluluğun Paylaşımı (%) Sedan Şirket (20.000.000YTL/100.000.000 YTL) %20 Reasürör X (40.000.000YTL/100.000.000 YTL) %40 Reasürör Y (20.000.000YTL/100.000.000 YTL) %20 Reasürör Z (20.000.000YTL/100.000.000 YTL) %20 Dağılım (YTL) Sedan (%20) 2.3.1.2.3. Reasürör Y (%20) Reasürör Z (%20) TOPLAM 50.000 100.000 50.000 50.000 250.000 12.000.000 24.000.000 12.000.000 12.000.000 60.000.000 Prim Hasar Reasürör X (%40) Eksedan/Kotpar Kombinasyonları Yüksek sigorta bedelli riskleri sigortalayabilme imkanına sahip olmak isteyen, ancak yeni ve/veya küçük olmaları nedeniyle bu işleri tek başlarına üstlenemeyen şirketler için son derece uygun bir reasürans metodudur. (Swiss Re, 1986, 76) Bir başka deyişle, düşük saklama payı tutabilen ve bu nedenle kotpara başvuran, ancak portföyünün gelişmesi için büyük risklerin de sorumluluğunu almak isteyen sigorta şirketlerince kullanılır. Kotpar trete limiti bir brüt dilim olarak kabul edilerek bunun birkaç misli eksedan tretesi düzenlenir. Sigorta şirketleri kotpar anlaşmasına devir yaptığı zaman saklama payını saptar. Bu pay da eksedan anlaşmasına yapılacak devirlerin tutarını belirlemektedir. Sonuçta, her reasürans anlaşması için ayrı ayrı saklama payı hesaplanmaz. Eksedan/kotpar kombinasyonunun nasıl işlediğini bir örnekle açıklamakta fayda vardır: Örnek 2.4: Azami limiti 700 Milyon YTL olan bir kotpar tretesinde şirketin saklama payını %25, reasürörün payını %75; 700 Milyon YTL’yi aşan riskler 14 için ise ihtiyaca göre plen adedini 12 olarak saptamak koşuluyla bir eksedan/kotpar tretesinin işleyişi aşağıdaki tablodaki gibidir: Risk Sigorta Bedeli (YTL) Saklama Payı (YTL) Kotpar (YTL) Eksedan (YTL) 1 500.000.000 125.000.000 375.000.000 - 2 1.000.000.000 175.000.000 525.000.000 300.000.000 3 8.000.000.000 175.000.000 525.000.000 7.300.000.000 Görüleceği üzere, 500 Milyon YTL’lik ilk poliçe kotpar tretesinin kapsamında kaldığından, paylaşım esasına göre 500 Milyon YTL’nin %25’i olan 125 Milyon YTL sedanın ve %75’i olan 375 Milyon YTL’si de kotpar reasüröründür. 1 Milyar YTL’lik ikinci sigorta bedelinde, 700 Milyon YTL’lik kotpar tretesi yine %25 ve %75 oranında bölüştürülmüş ve geri kalan 300 Milyon YTL eksedan tretesine devredilmiştir. Son poliçenin bedeli 8 Milyar YTL olduğu için bunun 700 Milyon YTL’si yine belirlenen oranlar çerçevesinde sedan ve kotpara, kalan 7,3 Milyar YTL’si de eksedan tretesine devredilmiştir. (Bu örnekte, eksedan tretesinin kapasitesi 700.000.000 YTL * 12 = 8.400.000.000 YTL’dir.) 2.3.1.2.4. İhtiyari/Mecburi (Facultative/Obligatory) Trete Reasüransı ve Açık Kuvertür (Open Cover) Günümüzde uygulamasına pek rastlanmayan bu reasürans metodunda; sedan açısından böyle bir treteye devir yapmak ihtiyari iken, reasürör için bu treteye yapılan devirleri kabul etmek mecburidir. İhtiyari/Mecburi trete anlaşmalarına genellikle sedanın mevcut eksedan anlaşmalarından sonra başvurulmaktadır. Bu tür reasürans anlaşmaları eksedan tretesinin kapsamına girmeyen bazı riskli işlerde yardımcı bir unsur olarak ortaya çıkmaktadır. Sedan şirket, masraflı ve zaman gerektiren ihtiyari reasürans yerine bu tür anlaşmaları tercih eder. İhtiyari/Mecburi tretelere verilebilecek azami miktar, eksedan tretesinde olduğu gibi, sedanın 15 konservasyonunun katları, yani dilim adedi olarak veya parasal bir limit olarak ifade edilir. Sedanın hiç konservasyon tutmadığı işler treteye yüklenmiş ise o trete “açık kuvertür (open cover)” olarak adlandırılır. (Özer, 1997, 39) Açık kuvertürün bir başka özelliği ise, azami limitinin miktar ya da parasal olarak ifade edilmesidir. 2.3.2. Bölüşmesiz Reasürans Anlaşmaları Bölüşmesiz reasürans anlaşmalarının ana konusu tek tek risklerin ya da primlerin oransal bölüşümü yerine hasarların bölüşümüdür. Poliçelerin uğrayabilecekleri hasarların önceden belirlenmiş bir miktarı veya oranı aşması halinde reasürörün sorumluluğa katılması söz konusudur. Sorumluluk ve hasar miktarları arasında orantılı bir paylaşım olmadığı gibi, primlerin paylaşılması da önceden tespit edilmiş bir orana göre yapılmamaktadır. (Özer, 1997, 44) Sorumluluk, prim ve hasar, “hasar bedeli” üzerinden paylaşılmaktadır. Bölüşmesiz ihtiyari reasürans anlaşmalarının, Bölüşmesiz İhtiyari Reasürans ve Bölüşmesiz Trete Reasüransı olmak üzere 2 türü bulunmaktadır. 2.3.2.1. Bölüşmesiz İhtiyari Reasürans Anlaşmaları/İhtiyari Hasar Fazlası (Facultative Excess Of Loss Reinsurance) Bu yöntemde ihtiyari reasürans ile bölüşmesiz reasürans anlaşmalarının özellikleri birleştirilmiştir. Sedan reasüransa iş vermekte serbest, reasürör de kendisine verilen işi kabul edip etmemekte serbesttir. Bütün bölüşmesiz reasürans anlaşmalarında olduğu gibi, ihtiyari hasar fazlasında da sorumluluk, prim ve hasarın paylaşımı belli bir orana göre belirlenmemektedir. 16 2.3.2.2. Bölüşmesiz Trete (Treaty) Reasüransı / Mecburi (Obligatory) Reasürans / Otomatik Reasürans Anlaşmaları Bölüşmeli reasüransta olduğu gibi, her iki taraf için de mecburi nitelik taşıyan bu tür reasürans sözleşmesinde, sedan anlaşma konusuna giren tüm işlerden pay vermeyi, reasürör de anlaşmada belirtilen limitleri aşan bir hasar olması durumunda, aşan kısmı teminat limitine kadar otomatik olarak karşılamayı taahhüt eder. Bölüşmesiz trete reasürans anlaşmaları, Hasar Fazlası Trete Reasürans (Excess of Loss) ve Toplam Hasar Fazlası Trete Reasürans (Stop Loss) anlaşmaları olmak üzere 2 ana gruba ayrılmaktadır. 2.3.2.2.1. Hasar Fazlası Trete Reasüransı (Excess of Loss - X/L) Hasar fazlası anlaşmaları, ihtiyari reasürans metotları ile eksedan ve kotpar gibi reasürans anlaşmalarının yeterli olmadığı işlerde, sigorta şirketlerinin ihtiyaçlarına daha iyi cevap verdiği için yaygınlaşmıştır. Bu tür reasürans anlaşmalarında, reasürörün sorumluluğu, meydana gelecek hasarların önceden tespit edilmiş bir alt limiti geçmesi halinde devreye girer ve reasürör payına düşen kısmı anlaşmada kararlaştırılan üst limite kadar ödemekle yükümlüdür. Diğer bir deyişle, reasürörün hasarla ilgisi ancak hasarın belli bir miktarı (sedanın hasardaki saklama payını) aşması halinde başlar ve reasürör tretede belirlenmiş olan alt ve üst limit arasında kalan hasarlardan sorumludur. (Acinan, 2005, 72) Hasar Fazlası reasürans anlaşmasının işleyişi aşağıdaki örnekte gösterilmektedir: Örnek 2.5: Sedanın saklama payının 400 Milyon YTL olduğu varsayılarak dilimler aşağıdaki gibi sıralanabilir: 1. Dilim: 400 Milyon YTL üzeri 800 Milyon YTL 2. Dilim: 1.200 Milyon YTL üzeri 2.000 Milyon YTL 3. Dilim: 3.200 Milyon YTL üzeri 4.800 Milyon YTL 17 4. Dilim: 8.000 Milyon YTL üzeri 18.000 Milyon YTL Önce dilimlerin izahını yapalım: Birinci dilimde reasürörün sorumluluğu 400 Milyon YTL üzerinden başlamakta ve 800 Milyon YTL’lik bir kapasite görülmekte, ikinci dilim 1.200 Milyon YTL’den başlayarak onun üzerinden 2.000 Milyon YTL’ye kadar, üçüncü dilim 3.200 Milyon YTL’den başlayarak onun üzerinden 4.800 Milyon YTL’ye kadar ve nihayet son dilimdeki duruma gelince, 8.000 Milyon YTL’den başlayarak 18.000 Milyon YTL’ye kadar çıkmakta, toplam kapasite de 26.000 Milyon YTL olmaktadır. Hasar Hasar Tutarı (YTL) Sedanın Net Saklama Payı (YTL) 1. Dilim (YTL) 2. Dilim (YTL) 3. Dilim (YTL) 4. Dilim (YTL) 1 300 Milyon 400 Milyon - - - - 2 600 Milyon 4.500 Milyon 9.000 Milyon 400 Milyon 200 Milyon 800 Milyon 400 Milyon 800 Milyon 1.300 Milyon 4.800 Milyon - 400 Milyon 2.000 Milyon 2.000 Milyon 3 4 1.000 Milyon Yukarıda da görüleceği üzere, 300 Milyon YTL’lik ilk hasarın tamamı net saklama payında kalmış; 600 Milyon YTL’lik ikinci hasarın 400 Milyon YTL’si sedanda 200 Milyon YTL’si ilk dilimde absorbe edilmiş; 4.500 Milyon YTL’lik hasar da yine ilk iki dilimin kapasitesini aştığından 3. dilime 1.300 Milyon YTL’lik hasar düşmüş; 9.000 Milyon YTL’lik hasarda ise ilk üç dilimin kapasitesi aşıldığından 4. dilime 1000 Milyon YTL düşmüştür. 2.3.2.2.2. Toplam Hasar Fazlası Trete Reasüransı (Aggregate Excess of Loss / Stop Loss / Excess of Loss Ratio) Toplam hasar fazlası anlaşması, sedanın belli bir zaman dilimi (genellikle 1 yıl) içinde uğrayacağı hasarların oranının, önceden tretede tespit edilmiş bir oranı (limiti) aşması halinde, aşan kısmın belli bir orana kadar reasürör tarafından karşılanmasıdır. (Pfeiffer, 1992, 63) Hasar fazlası reasüransından farkı, hem belli bir süre zarfında vuku bulan hasarları kapsaması, hem de belirlenmiş bir limit yerine belli bir yüzdenin 18 kullanılmasıdır. Toplam hasar fazlası reasüransının işleyişini sayısal bir örnekle somutlaştırmak faydalı olacaktır: Örnek 2.6: Bir toplam hasar fazlası reasüransı anlaşmasında, reasürör, hasar oranının %65’i aşması halinde, hasarın %100’üne kadar %80 oranında teminat sağlamaktadır. İlgili yıl primi 2.000.000 YTL, hasarı da 2.800.000 YTL’dir. Hasarın sedan ve reasürör arasındaki paylaşımı şöyle olacaktır: Hasar 2.800.000 YTL -------- = ---------------------- = %140 Prim 2.000.000 YTL Hasar (YTL) Sedan (YTL) Reasürör (YTL) Toplam (YTL) %65*2.000.000 1.300.000 - 1.300.000 %35*2.000.000 140.000 560.000 700.000 %40*2.000.000 800.000 - 800.000 140% 2.240.000 560.000 2.800.000 Yukarıda da görüleceği üzere, hasar oranının %65’lik kısmı için reasürans anlaşması devreye girmeyeceğinden, bu orana karşılık gelen 1.300.000 YTL’lik kısım sedanın üzerinde kalmaktadır. Teminatın üst limiti olan %100’e kadarki %35’lik bölümü oluşturan 700.000 YTL tutarındaki hasarın %80’i olan 560.000 YTL reasürör tarafından karşılanırken, %20’si olan 140.000 YTL sedan tarafından üstlenilmektedir. Teminat üst limitini aşan 800.000 YTL tutarındaki hasar ise tümüyle sedanın sorumluluğundadır. Sonuçta, 2.800.000 YTL’lik hasarın 560.000 YTL’si reasürör, 2.240.000 YTL’si ise sedan tarafından karşılanacaktır. 2.3.3. Diğer Reasürans Metotları Bölüşmeli ve bölüşmesiz reasürans metotları dışında Karşılıklı İş Alış- Verişi (Reciprocity), Havuz (Pool-Pooling) anlaşmaları Reasürans da uygulanan diğer reasürans teknikleridir. 19 ve Finansal 2.3.3.1. Karşılıklı İş Alış-Verişi (Reciprocity) Sedanın reasüröre verdiği reasürans işi karşılığında reasürörden aldığı reasürans veya retrosesyon işidir. Diğer bir deyişle, bir şirketin reasürans yoluyla devrettiği işe karşılık aynı hacim ve nitelikte iş istemesi sonucu karşılıklı iş alış-verişi doğar. Burada amaç, bir portföydeki kötü sonuçların bir diğer portföydeki iyi sonuçlarla dengelenmesidir. Riskin etkin bir biçimde yayılması için bu iş alış-verişlerinin farklı piyasalarda çalışan ve farklı portföylere sahip şirketler arasında yapılması gerekmektedir. (Nomer ve Yunak, 2003, 122) 2.3.3.2. Havuz (Pool-Pooling) Yöntemi Havuz (pool) anlaşmaları da iş alış-verişi esasına dayalı olmalarına rağmen, hem amaç hem de organizasyon yapısı yönünden karşılıklı iş alışverişlerinden farklıdır. Sigortacılar ve reasürörler belirgin tehlike gösteren büyük risklerde, anlaşma konusu işlerini bir merkezde toplayarak paylaşırlar ve risklerini azaltmak amacıyla birlik ya da havuz (pool) anlaşmaları yaparlar. (Pfeiffer, 1992, 81) Bu anlaşmalar bölgesel ve uluslararası olabileceği gibi ulusal da olabilir. Ülkemizde bulunan Tarım Sigortaları Havuzu ulusal havuza bir örnektir. 2.3.3.3. Finansal Reasürans (Financial-Finite Reinsurance) Finansal Reasürans alanındaki ürünler çok çeşitli olduğundan, bu reasürans türünü tanımlamak zorlaşmaktadır. Ancak, en genel hatlarıyla finansal reasürans “paranın zaman değeri” üzerinden tanımlanabilir. (IAIS, 2005a) Belirli bir meblağın zaman içinde işletilerek sağlayacağı yatırım getirisinden hareket edilerek, finansal reasürans, zararları zamana yayarak sedana yıllar itibariyle mali istikrar kazandırma işlevini gerçekleştirmektedir. (http://www.gillroeser.com) Finansal reasürans; sedanın reasüröre ödediği ve reasürans primini oluşturan meblağın, devredilen sorumluluklar karşılanana kadar reasüröre yatırım geliri kazandırması esasına dayanır. Reasürör, hasar ödenene kadar, 20 yatırım gelirinden yararlanacağı için, başlangıçta sedanın finansal reasürans primi olarak ödediği tutar devrettiği sorumluluktan daha düşük miktarda olacaktır. Böylece, sedana mali açıdan bir ferahlık sağlanmış olur. Finansal reasürans anlaşmaları bir yıldan uzun bir süreyi kapsayan sözleşmelerdir ve sedanın hasar portföyünün dengelenmesi için genelde 3-5 yıllık süreler için yapılır. Bu reasürans türünde, prim daha yüksektir ve primin belirlenmesinde yatırım geliri beklentisi büyük önem taşır. 1970’li yılların sonlarında başlayan ve özellikle ABD’de mahkemelerin sorumluluk davalarında çok yüksek tazminat tutarlarına hükmetmeleriyle kendini gösteren gelişmeler, hasarın tasfiyesinin uzun zaman aldığı (long-tail) işlerde geleneksel reasüransın yetersiz kalmasına ve finansal reasürans araçlarının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Daha sonra, 1980’li yılların ikinci yarısında doğal afetlere bağlı hasarların hızlı bir artış göstermesi, geleneksel reasürans piyasalarının kapasite ve fiyat düzeyi bakımından istikrarsız bir görünüm kazanmasına neden olmuştur. Sedan şirketlerin istikrar arayışları, alternatif bir seçenek olarak ortaya çıkan finansal reasürans ürünlerinin gelişmesi, için uygun bir ortam yaratmıştır. (Nomer ve Yunak, 2003, 172) 21 BÖLÜM 3. SİGORTA VE REASÜRANS ŞİRKETLERİNDE REASÜRANS DENETİMİ Reasürans denetimi denince akla ilk olarak sigorta şirketlerinin reasürans politikalarını ve saklama paylarını belirlemelerine yönelik çalışmalarının denetimi gelmektedir. Halbuki, reasürans denetiminin en önemli unsurlarından biri, sigorta şirketlerinin reasürans işlemlerinin denetiminin yanı sıra reasürans şirketlerinin doğrudan denetimidir. Zira, reasürans ve sigorta piyasasının birbirine entegre tek bir piyasa gibi çalıştığı düşünüldüğünde, denetim unsurlarından birinin eksik olması diğer denetim unsurlarının da etkin şekilde çalışmasını engelleyebilecektir. Dolayısıyla, sigorta şirketlerinin reasürans politikalarının denetiminin (dolaylı reasürans denetimi) etkin bir şekilde yapılabilmesi için reasürans şirketlerinin denetiminin (direkt reasürans denetimi) de bir o kadar iyi yapılması gerekmektedir. Bu bölümde, ilk olarak sigorta şirketlerinin saklama paylarını nasıl belirledikleri ve reasürans korumalarında dikkat edecekleri unsurlardan bahsedilecektir. Daha sonra, reasürans şirketlerinin neden denetlenmesi gerektiği açıklanacak; ardından da reasürans şirketlerinin maruz kaldıkları riskler bağlamında, reasürans şirketlerinin denetiminde üzerinde durulması gereken unsurlara ve reasüransın dolaylı denetimine değinilecektir. 3.1. Sigorta Şirketlerinde Saklama Payının ve Reasürans Stratejilerinin Belirlenmesi 3.1.1. Sigorta Şirketlerince Saklama Payının Belirlenmesi Sigorta şirketleri yapmış oldukları sigorta akitleri nedeniyle üzerlerine aldıkları yükümlülüklerin bir kısmını bazı aktüeryal hesaplar dahilinde kendi 22 bünyelerinde tutmakta ve kapasitelerini aşan kısımları da reasürans yoluyla başka şirketlere devretmektedirler. Sigortacının üzerinde tutacağı risk miktarına saklama payı ya da konservasyon (retention) denilmektedir. Bir sedan şirketin saklama payını tespit ederken göz önüne alması gereken faktörler; - Portföyün büyüklüğü, prim geliri ve portföy karlılığı, - Portföy yapısı, portföy dağılımı, hasar ihtimali ve hasar tecrübesi, - Hasar büyüklüğü, hasarların sıklığı ve sigortacının hasar içindeki payı, - Sermaye ve rezervler ile bunların gelirleri ve sermayenin alternatif maliyeti4, - Şirketin likit varlıkları, - Şirketin kabul edebileceği iflas noktası, - Reasürans maliyeti, - Yatırım politikası, - Reasürans politikası ile ilgili uzun vadeli planlar olarak sıralanabilir. (Nomer ve Yunak, 2003, 156; Alanya, 1993, 123) Tüm bu parametrelerin ağırlıkları şirketten şirkete değiştiğinden, saklama payı (konservasyon) rakamını herkes tarafından kabul edilebilen bir formül yardımıyla tespit etmek kolay değildir. Ancak, sigortacının fon ve rezervi fazlaysa, prim oranlarının genel seviyesinde bir artış gözleniyorsa ve portföy içinde büyük hasarların ağırlığı az ise saklama payı miktarı da o kadar büyük olmaktadır. 3.1.2. Sigorta Şirketlerinin Reasürans Korumaları İçin Stratejileri Düzgün işleyen bir sigorta şirketinde reasürans stratejisi şirketin iş kabul politikasının bir parçasıdır ve yönetim kurulunca her yıl onaylanır. 4 Şirket açısından özkaynak ve serbest rezervleri korumak ve sermayeden beklenen karı elde etmek en önemli amaçlardan olduğundan, özkaynaklardan elde edilen gelir ile alınan primler ve ödenen hasarlar arasında bir denge kurulması gerekmektedir. 23 Ayrıca, şirketin reasürans analizlerini ve kabullerini sistematik bir şekilde yapabilmesi için bir reasürans politikası bulunur. (IAIS, 2002a, 5) Diğer taraftan, şirket yönetim kurulu da, bütün hukuki ve düzenleyici gerekliliklerin sağlanması için şirketin reasürans nedeniyle alacağı net risk ve anlaşılan reasürörden sağlanacak öngörülebilir maksimum reasürans korumasına bazı limitler koyabilmektedir. Bu şekilde oluşturulan stratejinin işleyip işlemediğinin ve aksaklıklar olup olmadığının incelenmesi için de, şirket bünyesinde bir iç kontrol mekanizması bulunmaktadır. Ayrıca, iyi bir sigortacı, reasürörü ile anlaşmaları devam ettiği sürece ve yükümlülükler tamamlanana kadar reasürörünün faaliyetlerini yakından izler. Eğer reasürörün mali durumu anlaşma süresi içinde kötüleşirse, sigortacı yarı dönemli bir iptale gidebilir. Bu yüzden sigortacı, reasürörünün reytingini, kâr fazlasını, varlıklarını, rezervlerini, prim hacmini, ortaklık yapısını, yönetimini, şirket hakkındaki raporları, hasar ödeme performansını ve diğer bilgileri takip eder. 3.2. Reasürans Şirketlerinin Maruz Kaldıkları Riskler Reasürans şirketlerinin maruz kaldığı riskler; şirketlerin bireysel olarak maruz kaldıkları riskler, reasürans piyasasının maruz kaldığı sistematik riskler ve bölgesel ya da global ekonomiden kaynaklanan sistemik riskler olarak 3 başlık altında incelenebilir: 24 ŞEKİL 3.1: Reasürans Şirketlerinin Maruz Kaldıkları Riskler İş Kabul Riski Retrosesyon Riski Kredi Riski Reasürans Şirketlerinin Bireysel Olarak Maruz Kaldıkları Riskler Yatırım Riski Piyasadaki Fiyatlama Trendi Büyük Bir Reasürörün Hata Yapması Ekonomik Durgunluk Politik İstikrarsızlık 3.2.1. Reasürans Piyasasının Maruz Kaldığı Sistematik Riskler Bölgesel ya da Global Ekonomiden Kaynaklanan Sistemik Riskler Global Portföy Riskleri Döviz Kuru Riski Zamanlama Riski Reasürans ile Sigortacılık Piyasası Arasındaki Etkileşimler Faizlerdeki Değişimler Ekonomik Dalgalanmalar Reasürans Şirketlerinin Bireysel Olarak Maruz Kaldıkları Riskler Reasürans şirketlerinin bireysel olarak maruz kaldıkları riskler; iş kabul riski (underwriting risk), retrosesyon riski, kredi riski, yatırım riski, global portföy riskleri (globalised risk portfolios), döviz riski ve zamanlama (timing) riskidir. • İş Kabul Riski (Underwriting Risk): Reasürörün maruz kalabileceği en temel risktir. Reasürans sözleşmesinden doğan hasarların, sözleşme yürürlüğe girip fiyatlandırıldıktan sonra beklenen tutardan fazla olarak gerçekleşmesi riskidir. İş alma politikasındaki bu sorun, reasürörün hem az prim almasından, hem de yatırım yapacak ve hasar ödemelerini karşılayacak kadar yeterli fonunun olmamasından kaynaklanmaktadır. Reasürans şirketi iş kabul riskini; iş kabul politikasının kontrolü ve kalitesi, şirket teknik kadrosunun uzmanlığı ve portföyde uygulanacak havuz yöntemi ile ya da riskleri farklılaştırarak azaltabilmektedir. 25 • Retrosesyon Riski: Reasürör, kendi açısından risk paylaşımının bir parçası olarak retrosesyon ile reasürans hizmeti alır, ancak şartları düzgün ve uygun olmayan bir retrosesyon programı kendisi için büyük risk teşkil edecektir. • Kredi Riski: Retrosesyon sözleşmesinden olan alacakların, iflas ya da geri ödeyememe durumunda reasürans şirketi tarafından retrosesörden geri alınamaması, kredi riskini oluşturur. • Yatırım Riski: Reasürörün varlıklarına etki eden bir risktir ve bu riskin önemli faktörlerinden biri piyasa riskidir. Piyasada oluşan olumsuz koşullar nedeniyle reasürörün varlık ve yükümlülüklerinde değer değişikliği olabilir. Yatırım riskine sebep olan unsurlar; beklenenden daha az faiz getirisi, varlık kayıpları (sistemik risklerden dolayı yatırımların değerinde düşüş olması), nakit akımı ve finansman riskleridir. • Global Portföy Riskleri: Reasürans global bir iş olduğundan, reasürör dünyanın çeşitli coğrafi bölgelerinden risk kabul etmektedir. Reasürörler bu riski dağıtmak için portföylerindeki riskleri çeşitlendirme yoluna gitseler bile, farklı coğrafi bölgelerde oluşabilecek yüksek hacimli felaketlerden olumsuz etkilenebilmektedirler. • Döviz Kuru Riski (Currency Risk): Reasürörler genellikle global portföylere sahip yapmaktadırlar. olduklarından, Portföylerinin bu çeşitli döviz çeşitliliğinden cinslerinden dolayı işlem reasürörler yükümlülüklerini karşılayabilmek için aynı para biriminden yatırım yapmak zorunda kalmaktadırlar. Dolayısıyla, reasürans şirketleri yatırımlarını farklı para birimleriyle yaptıklarından ve para birimlerindeki değişimlerden aynı değer karşılığını sağlayamayabildiklerinden, döviz riskine maruz kalmaktadırlar. • Zamanlama (Timing) Riski: Zamanlama riski hem iş kabul riski, hem de yatırım riski ile bağlantılıdır. Yatırımların dönüşü ile hasar ödeme süreleri arasındaki zamanlamanın iyi yapılmaması ödemelerde gecikmeye yol açarak şirketi zor durumda bırakabilir. (EC, 2002) 26 3.2.2. Reasürans Piyasasının Maruz Kaldığı Sistematik Riskler Sistematik risk bütün piyasayı etkileyen riskleri içermektedir. Reasürans piyasası için sistematik riskler; piyasadaki fiyatlama trendi, reasürans ile sigortacılık piyasası arasındaki etkileşimler ve piyasadaki büyük bir reasürörün hata yapması gibi gelişmeler sonucu oluşabilmektedir. • Piyasadaki Fiyatlama Trendi (Market Pricing Trends): Reasürans piyasasında, zaman zaman arz ve talep değişimlerinden dolayı fiyatlarda dalgalanmalar olmaktadır. Özellikle de katastrofik reasürans fiyatları, esnek olmadıkları için, piyasada oluşan arz ve talep hareketliliklerinden çok etkilenmektedirler. • Reasürans ile Sigortacılık Piyasası Arasındaki Etkileşimler: Sigorta piyasasında, sigortacı aleyhine olabilecek tazminat ödemelerindeki bir gelişme, reasürans piyasası için de bir kayıp demektir. Zira, herhangi bir hasar nedeniyle oluşabilecek aşırı bir dalgalanmanın sigortacı tarafından tanınması reasürans piyasası tarafından da kabul edilmesini gerektirir. • Büyük Bir Reasürörün Hata Yapması: Reasürans şirketlerinin global yönü nedeniyle, büyük bir reasürörün mali bir hatası sonucu oluşabilecek olumsuz şartlar bütün reasürans piyasasını, hatta sigorta piyasasını etkileyebilmektedir. 3.2.3. Bölgesel ya da Global Ekonomiden Kaynaklanan Sistemik Riskler Sistematik risk bir piyasa ile sınırlı iken, sistemik risk bütün ekonomiyi ilgilendiren bir risk olduğundan, bütün piyasa elemanlarını etkileyebilmektedir. Dolayısıyla sistemik riskten, hem sigorta hem de reasürans piyasası olumsuz etkilenebilmektedir. Sistemik riskler aşağıda özetlenmiştir: • Ekonomik Durgunluk: İktisadi durgunluk sonucu oluşan olumsuz ortamda reasürans ve sigorta gerçekleşir. 27 ürünlerine olan taleplerde düşüş • Politik İstikrarsızlık: Politik istikrar, satın alma gücü için önemli bir faktör olarak ekonominin genel performansını etkilemektedir. Ekonomi istikrarlı olduğu zaman satın alma gücü artar; ülke zenginleştikçe de sigortaya ve dolaylı olarak reasürans piyasasına talep artmaktadır. • Faizlerdeki Değişimler: Faizlerdeki hareketlilikler reasürans şirketlerinin yatırım gelirlerinden gelen kazançlarını etkilemektedir. • Ekonomik Dalgalanmalar: Büyük bankaların veya sigorta şirketlerinin iflas etmeleri sonucu mali sektörün çökmesi ve ekonomide dalgalanmalar oluşması da sistemik riskler arasındadır. (TSRSB, 2005, 50) 3.3. Reasürans Şirketlerinin Denetlenmesinin Gerekliliği Reasürans, sigorta şirketlerinin kabul ettikleri risklerin ya da sorumlulukların büyük bir kısmını ya da tamamını dünya çapında dağıtılarak sigorta şirketinin kapasitelerini arttırdığı, şirketlerin hasarlardaki ani dalgalanmalardan ya da dengesizliklerden korunmasını sağladığı ve sermaye kayıplarını engelleyip sigorta sektörünün dengeleyicisi konumunda olduğundan, reasüransın finansal istikrar anlamında büyük bir rolü bulunmaktadır. Diğer taraftan, 11 Eylül 2001’de Dünya Ticaret Merkezine yapılan terörist saldırılar sonucu uğranılan kayıplardan dolayı5 Standart&Poor’s ve Moody’s bazı reasürans şirketlerinin notlarını düşürmüş, ülkemizde de önemli bir varlığa sahip olan ve özellikle bölüşmeli reasürans kapasitesi sunan bazı uluslararası reasürans şirketleri (Copenhagen Re, Royalsunalliance’ın reasürans bölümü ve en son olarak da Gerling) faaliyetlerine son vermişlerdir. Bu gelişmeler, sigorta fiyatlarının artmasına ve geçici bir dönem de olsa kapasitelerin yetersiz kalmasına neden olduğundan reasürans piyasasının kırılganlığını ön plana çıkarmış ve reasürans şirketlerinin faaliyetleri mercek altına alınmıştır. Ayrıyeten, doğal afetlerin yaşanmasındaki sıklığın giderek artacağı beklentisi ve risk altındaki 5 Terörist saldırılar New York’ta 70 Milyar ABD Dolarına mal olmuştur. 28 değerlerin, sadece şehirleşme ve alt yapıdaki gelişmelerden değil, aynı zamanda sigorta ürünlerinin yaygınlaşmasına bağlı olarak da artması, reasürans şirketlerinin daha şeffaf ve analitik portföy ve kümül kontrolü taleplerini gündeme getirmektedir. Sonuç olarak, dünyanın birçok ülkesinde reasürans faaliyetleri dolaylı olarak denetlenirken, son yıllarda yukarıda sayılan nedenlerden dolayı, reasürans faaliyetlerinin önemi giderek artmış ve reasürans şirketlerinin aynı sigorta şirketleri gibi ayrı bir düzenleme ve denetime tabi olması gerektiği görüşü ağırlık kazanmıştır. Bu konuda özellikle AB bünyesinde birçok çalışma yapılmış olup, 2005 yılında reasürans şirketlerinin faaliyetlerini düzenleyen 2005/68/EC sayılı Reasürans Direktifi yayımlanmıştır. Reasürans şirketlerinin faaliyetlerinin düzenlemesi ve denetlenmesine neden gerek duyulduğu aşağıda başlıklar altında ayrıntılı olarak incelenmiştir: • Sistematik Risklerin Varlığı: Büyük bir reasürans şirketinin hatasının bir domino etkisi yaratarak bütün reasürans ve hatta sigorta piyasasını etkileyip istikrarı bozduğuna dair yaşanmış bir örnek olay bulunmadığından, bu yönde bir sistematik risk bulunduğuna dair bir kanıt da yoktur. (Nebel, 2002, 116) Ancak, benzer bir akıl yürütmeyle, bunun tersinin de söylenmesi mümkündür. Nitekim, ülkemizde yaşanan 2001 krizi nedeniyle birçok bankanın ve onlarla aynı grupta bulunan birçok sigorta şirketinin iflas ederek piyasadan çıkmasının sektörde yarattığı dalgalanmalar sistematik krize en güzel örnektir. • Piyasa Belirsizlikleri (Market Imperfection): Özellikle küçük sigorta piyasalarına sahip gelişmekte olan ülkelerde, sigortacılar ile reasürörleri arasında veri akışının düzgün bir şekilde yapılmadığı bir gerçektir. Her ne kadar bu sigorta şirketleri çoğu zaman tanınmış ve güvenilir reasürans şirketlerini tercih etseler de, zaman zaman maliyetleri düşük olan deneyimsiz veya off-shore merkezlerde bulunan reasürans şirketleri de tercih edilebilmektedir. Bu durum reasürans faaliyetleri hakkında teknik bilgisi az olan bir sigorta şirketi için birtakım olumsuzlukların gelişmesine neden olabilmektedir. Aynı şey retrosesyon anlaşmaları için de geçerlidir. 29 • Tüketicilerin Korunması: Sigortalılar, sigorta sözleşmelerindekinin aksine, reasürans anlaşmalarında doğrudan bir taraf konumunda değildir. Ancak, reasürans işlemlerinde reasürörler ile sigortalılar arasında sigortacılar aracılığıyla kurulan dolaylı ilişki nedeniyle, genel anlamda sigortalıların menfaatlerinin korunmasını amaçlayan kamu otoritelerince reasürans şirketlerinin denetlenmesi önem taşımaktadır. (Nebel, 2002, 117) • İtibar ve Güven: Devlet denetimi ile belli standartlar dahilinde çalışan iyi bir reasürans piyasasının itibarının artacağı bir gerçektir. Sigorta şirketleri, reasürans şirketlerinin denetlendiği ve izlendiği bir piyasayı kendi güvenlikleri için daha çok tercih edeceklerdir. Bu şekildeki düzenlemelerin getirdiği uygun bir ortamda reasürans şirketlerinin daha karlı çıkmaları beklenebilir. • Serbest ve Adil Rekabet: Yeni yapılanan ve oligopolistik yapıya sahip piyasalarda devlet denetimi ve kontrolünün olması hem destekleyici hem de küçük şirketlerin aşırı rekabetten zarar görmelerini önleyici bir unsurdur. Ancak, düzenleme ve denetim unsurlarında dikkat edilecek nokta, düzenlemelerin hem iç hem de uluslararası piyasada rekabet üstünde olumsuz etki yapmaması ve ticari engel oluşturmamasıdır. • AB Tek Pazarı: AB’de finansal entegrasyonun etkin işlemesini sağlayan prensip, çok taraflı birbirini tanımadır. Bu özelliğinden dolayı AB sigorta ve reasürans piyasası, hem AB hem de 3. ülkelere açık olmakla beraber, reasürörlerin sınır ötesi işlemlerine de izin vermektedir. AB, reasürans işlemlerin bir standarda oturtulması ve tek pazar anlayışının daha etkin bir şekilde işleyebilmesi amacıyla 2005/68/EC sayılı Reasürans Direktifini 2005 yılında yayımlamıştır. Direktifin amacı, hem AB içinde hem de uluslararası alanda reasürans faaliyetlerinin düzenlenmesi ve denetlenmesi için birtakım standart düzenlemeler getirerek, rekabetin daha adil bir şekilde yapılmasını sağlamak ve maliyetlerin daha az olduğu off-shore piyasalarına olan ilgiyi on-shore piyasalara kaydırmaktır. (Alisse, 2001, 1) AB’nin dışında reasürans şirketleri için düzenleyici bir çerçevenin oluşturulması için Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (The Organization for Economic Cooperation and Development - OECD), 30 Dünya Bankası (World Bank) ve Uluslararası Sigorta Denetçileri Birliği (International Association of Insurance Supervisors - IAIS) gibi kuruluşlar da çalışmalar yapmaktadır. • Finansal Bütünleşme (Financial Convergence): Finansal bütünleşmenin en büyük meyvesi büyük holding ya da şirket gruplarının oluşmasıdır. Diğer yandan, grup şirketlerinin en büyük dezavantajı, şirketlerin mali yapılarının birbirlerine bağlı olması ve bir şirketin riskinden bütün grubun etkilenmesidir. Günümüzde bir gruba ya da holdinge bağlı birçok reasürans şirketi bulunduğundan, reasürans şirketleri de grup içi şirketlerden birinin maruz kalabileceği risklere açık olmaktadır. Ayrıca, reasürans şirketlerinde sermaye hareketleri ile yatırım ve kredi politikalarının çok önemli olması ve genellikle grup içi işlemlerle yürütülmesi nedeniyle, denetim otoritelerince direkt olarak hem reasürans şirketlerinin faaliyetlerinin hem de şirketin grupla olan işlemlerin yakından izlenmesinde fayda vardır. • Finansal Reasürans ile Alternatif Risk Transferi (ART) Metotlarının Kullanımındaki Artış: Denetleme olgusunu öne çıkaran diğer bir unsur da, finansal reasürans ile Alternatif Risk Transferi6 (ART) metotlarının kullanımının sigortacılık faaliyetlerini düzenleyenlere karşı bir meydan okuma aracı haline gelmesidir. Finansal sektördeki çeşitlilik ve küreselleşmenin getirdiği dezavantajlar nedeniyle finansal reasürans ve ART ürünlerinin takibi ve denetimi, denetim otoritelerince tam olarak yapılamamaktadır. (Rossi ve Lowe, 2002, 124) Dolayısıyla, düzenleme ve denetimin olmadığı ART piyasasında, bazı risklerin hatta yolsuzlukların yaşanması olasıdır. Bu nedenle, denetim otoritelerinin finansal reasürans 6 Sigorta, teknik olarak, risklerin belli bir miktar para ödemesi (prim) karşılığında, bu risklerle karşı karşıya olan kişilerden, sigortacıya transfer edilmesi sistemidir. Ancak, zaman içinde kişilerin (sigortalılar) karşı karşıya oldukları risklerin muhtemel mali sonuçlarına karşı sigortanın dışında ve ona alternatif bazı sistemler geliştirilmiştir. Alternatif Risk Transferi Sistemi, genel olarak, gerçekleşebilecek risklerin klasik sigorta sisteminden farklı bir şekilde teminat altına alınmasıdır. Bu yöntem, bağlı bir sigorta şirketi kurmak olabildiği gibi, çeşitli mali araçlar kullanılarak da yapılabilmektedir. 31 ve ART ürünleriyle ilgili gelişmeleri daha yakından takip etmeleri gerekmektedir. 3.4. Dolaylı ve Doğrudan Reasürans Denetiminin Unsurları Günümüzde, reasürans piyasası giderek büyüdüğü ve geliştiği için, reasürans şirketlerinin sigorta şirketleri üzerinden dolaylı denetimi yetersiz kalmaya ve reasürans şirketleri için direkt denetim unsurları da uygulanmaya başlanmıştır. Ne var ki, dolaylı denetim de bazı unsurları ile halen etkinliğini sürdürmeye devam etmektedir. 3.4.1. Dolaylı Reasürans Denetimi Dolaylı reasürans denetimi, sigorta şirketleri üzerinden yapıldığından, daha çok sigorta şirketlerinin reasürans programlarının incelenmesi ve reasürans devirlerine sınırlamalar getirilmesi gibi unsurları içermektedir. Dolaylı denetimin etkin bir şekilde yapılabilmesi için bazı parametreler kullanılmaktadır. Bu parametreler aşağıda ayrıntılı olarak incelenmiştir: • Sigorta Şirketlerinin Reasürans Programlarının ve Anlaşmalarının İncelenmesi: Denetim otoritelerinin, sigorta şirketlerinin reasürans anlaşmalarının içeriklerini analiz etmeye ve bu anlaşmalarla sağlanan korumalara sigorta şirketinin ne kadar güvendiğini ve anlaşmaların güvenirliliğini sorgulayabilecek donanım ve yetkilere sahip olmasıdır. (IAIS, 2003a) • Maksimum Korumaların Sınırlandırılması: Denetim otoritelerince, sedan şirketin reasürans korumasının güvenliğinin sağlanması için, şirketin maksimum korumalarına sınırlama uygulanmasıdır. Örneğin; şirketin üstünde kalan riskin (teminatın) şirket özkaynaklarının %5’ini, likit varlıklarının %20’sini ve bir branştaki prim üretiminin %10’unu geçmemesine dair sınırlandırmalar getirilebilmektedir. • Reasürör Varlıklarının Sigortacının Güvenliği İçin Kabul Edilebilirliği ve Yeterliliği: Sedan şirketin reasürans yoluyla devrettiği riskle ilgili 32 olarak, reasürörden alacağı hasar miktarını tahmin etmek kolay olmadığından, reasürörün hasarları ödeyebilme kabiliyetini sağlayan sermayesini ve sahip olduğu varlıkları takip etmek güçleşmektedir. Finansal piyasalar ve yatırım koşulları çok esnek olduğundan, getirilerin uzun vadede ne olacağını tahmin etmek de zorlaşmaktadır. Ancak, reasürans şirketlerinin yatırım politikalarının sedan şirket tarafından iyi izlenip denetim otoritelerine bilgi verilmesi yoluyla, sedan için zamanlamadan kaynaklanan olumsuzlukların etkileri azaltılabilmektedir. (IAIS, 2002a, 7) • Reasürans Korumaları İçin Farklılaştırma Gerekliliği: Denetim otoriteleri, reasüransın temerrüt riskini önlemek için tek bir reasürörden alınacak teminata sınırlamalar getirebilmektedir. Reasürans korumaları farklı reasürörler arasında paylaştırılarak hem risk dağıtılabilmekte, hem de tek reasüröre bağımlı olunması engellenebilmektedir. • Reyting Kuruluşlarının Analizlerinin Kullanılması: Denetim otoriteleri, sigorta şirketlerinin uygun reasürörlerle çalışıp çalışmadıklarını analiz etmek için reyting kuruluşlarının derecelendirmelerine başvurabilmektedirler. (EC, 2002) • Denetlenmeyen ve Yetkisiz Reasürörlerin Kullanımına Kısıtlama Getirilmesi: Denetim otoriteleri, sigorta şirketlerinin güvenliğini sağlamak için şirketlerin denetlenemeyen reasürörlerle çalışmalarına, ABD’de olduğu gibi, sınırlama getirebilmektedir. Reasürans Şirketlerinin Doğrudan Denetimi 3.4.2. Reasürans şirketlerinin muhatap oldukları kişiler poliçe sahipleri yerine sigorta şirketleri olduğu için, faaliyetlerinin denetlenmesi sigorta şirketlerininkinden farklıdır. Reasürans şirketlerinin denetim modeli aşağıda özetlenecek olan unsurları içermektedir: • Ruhsatlama: Ruhsatlama yöntemi ile denetim otoriteleri şirketin reasürans faaliyetlerini ve minimum sermaye ve yönetim gerekliliklerini sağlayıp sağlamadığını inceler. Böylelikle reasürans faaliyetleri açısından 33 direkt bilgi alma yetkisi sağlanmış olur. Bu prosedür, piyasadaki güvenilirliği arttırmakta ve dolayısıyla da piyasada etkinliğin ve istikrarın sağlanmasına katkıda bulunmaktadır. • Kontrol Değişimleri ve Grup İşlemleri: Denetim otoriteleri, sermayedarların şirketi kişisel çıkarları ve reasürans faaliyetleri dışında kullanmasını engellemek için, hisse değişimlerini onaylama yetkisini kullanarak bazı kriterler getirebilir. Bu kriterler; yeni ortakların ve yöneticilerin uygunluğu ve yeni iş planının güvenilirliğidir. Diğer taraftan, sayıları giderek artan bağlı reasürans şirketleri7 (captive reinsurance companies) ve bu şirketlerin grup içi işlemleri de reasürans şirketleri için risk arz ettiğinden, denetim otoriteleri grup bazında ek denetim fonksiyonlarını kullanarak, grubun sermaye analizini ve grup içi işlemlerden kaynaklanan risk transferini denetleme yoluna gidebilmektedir. (IAIS, 2002b, 8) • Kurumsal Yönetişim, Risk Yönetimi ve İç Kontrol: OECD’ye göre kurumsal yönetişim; şirketin yöneticileri, hissedarları ve diğer paydaşları arasındaki ilişkiler bütünüdür. Reasürans şirketi de kurumsal yönetişim ilkeleri doğrultusunda işini bilen, profesyonel ve deneyimli kişilerce yönetilmelidir. Denetim otoritesi, şirket faaliyetlerinin mevzuata uygun yapılıp yapılmadığını ve şirket yöneticilerinin şirketi kendi menfaatleri için reasürans faaliyetleri dışında kullanıp kullanmadıklarını incelemek için yönetim kurulundan kurumsal yönetişimin uygulanmasına, uygulanan prosedürün şirketin stratejik amaçlarına uyup uymadığına ve şirketin 7 Büyük ölçekli şirketlerin ya da holdinglerin kendi sigorta veya reasürans ihtiyaçlarını, kendilerine ait sigorta veya reasürans şirketi kanalıyla teminat altına alma düşüncesinden doğmuş sigorta veya reasürans şirketidir. Bazı durumlarda, birden fazla büyük ticari grup tarafından da kurulabilmektedir. Bu tür bir sigorta veya reasürans şirketi kurmaktaki amaç, grubun tamamen kendi hasar tecrübesini esas alan sigorta veya reasürans primi ödemek ve sigorta veya reasürans şirketinin idare ve diğer masraflarına katılmamaktır. 34 kendine özgü bir risk yönetimi prosedürünün olup olmadığına dair bir rapor isteyebilir. Diğer taraftan, reasürans şirketlerinde reasüransın, sınır ötesi işlemleri ve sözleşme çeşitliliğinden dolayı kompleks olması, reasürans alanında her geçen gün ürün çeşitliliğinin artması ve reasürörlerin farklı operasyonel faaliyetlerinden kaynaklanan risklerinin fazla olması ve mali bünyelerinin kırılganlıklara açık olması gibi nedenlerden dolayı, denetim otoriteleri, reasürans şirketlerinin kendi risk analizlerini ve risk yönetimi değerlendirmelerini yapan ve şirketin devamlılığını inceleyen bir iç kontrol8 mekanizmalarının bulunmasını zorunlu tutmaktadır. • Yatırım ve Likidite (Varlıklarda İhtiyatlı Kurallar): Reasürans şirketleri, global çalışmaları nedeniyle iş aldıkları farklı coğrafi bölgelerde yükümlülüklerini karşılamak amacıyla yatırımlarını farklı para cinslerinden yaptıkları için döviz riski ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu bağlamda, reasürans şirketleri için varlık-yükümlülük yönetimi çok önemlidir. (IAIS, 2005b, 6) Dolayısıyla, denetim otoriteleri yatırımların farklılaştırılması gerekliliği ile şirketlerin tek yatırıma yönlenmesini ya da gerekli bir yüzdeden fazlasını tek varlığa yatırmasını engelleyebilmek için, reasürörlerin yatırım politikalarına müdahalede bulunabilmektedirler. • Teknik Karşılıklar (Yükümlülüklerde İhtiyatlı Kurallar): Teknik karşılıklar konusunda reasürans şirketlerinin durumu sigortacılardan farklıdır. Reasürörlerin portföyleri homojen olmadığından, riskler uzun vadeli teminat altına alındığından ve sigortacıdan gelen bilgi akışında ertelemeler olduğundan, reasürörlerin teknik karşılıklarını izlemek çok önemlidir. Bu nedenlerle, denetim otoriteleri düzenleme ve denetim unsurlarını belirlerken; şirketlerin gerçekleşmiş ancak bildirilmemiş 8 İç kontrol; sigorta ve reasürans şirketinin tüm iş ve işlemlerinin, özellikle yürürlükteki kanun, yönetmelik, tebliğ, tarife ve talimatlar, genel şartlar ile diğer mevzuata, şirketin iç yönergeleri ile yönetim stratejisi ve politikalarına uygunluğunun sürekli kontrol edilmesi, denetlenmesi ve hata, hile ve usulsüzlüklerin önlenmesi ve tespiti amacıyla oluşturulan sistemi ifade eder. 35 (Incurred but not reported-IBNR)9 muallak hasar karşılıklarını ayırırken aktüeryal hesaplamalar yapmasını ve hasar rezervi analizleri yapılması için aktüer bulundurulmasını isteyebilmektedir. (IAIS, 2003b) • Sermaye İhtiyacı: Denetim otoriteleri, sermaye ihtiyacı belirlenirken, reasürans şirketlerinin iş kapasitesi ve sermayenin farklılaşmasından kaynaklanan risk profilini göz önünde bulundururlar. Eğer bir şirketin belli risklere karşı duyarlılığı fazla ise, daha iyi bir risk yönetimi analizi yapılarak şirketin finansal yapısı güçlendirilir. Örnek olarak, hayat branşında teknik karşılıklar yatırım ile koruma altına alındığından, faizlerdeki herhangi bir artış ile ekonomik risk arttığında, sermayenin ona göre yeterli olması sağlanır. Diğer taraftan, özellikle hayat-dışı işlerde uzun dönemli karşılıkların yetersizliğinin önlenmesi ve riske duyarlılığı azaltmak için, dinamik finansal analiz metotları ile belirlenen risk odaklı sermayenin10 kullanılması uygun görülebilir. (EC, 2002) • Alternatif Risk Transferi (ART) Mekanizmaları ve Finansal Reasürans: Finansal sektördeki dinamiklik ve çeşitlilik nedeniyle, denetim otoriteleri açısından, finansal reasürans ve ART mekanizmasının ürünlerinin takibi ve denetimi zor yapıldığından, düzenleyiciler özellikle ART ürünlerini daha iyi tanıyıp, bu tekniklerin mekanizmalarını daha iyi analiz etmeye çalışmaktadırlar. Günümüzde, bazı ülkelerde reasürans şirketlerinin kullandıkları ART metotları denetim otoritelerince periyodik olarak denetlenerek; işlemlerin mevzuata uygun olarak ve menfaat karıştırılmadan yapılıp yapılmadığı incelenmektedir. Diğer taraftan, İngiltere ve ABD gibi ülkelerde ise, ART metotlarından olan ve yatırımcılara borç senedi ihraç ederek, reasürörün alternatif sermaye kaynaklarına erişmesini sağlayan ve ŞEKİL 3.2’de işleyişi gösterilen özel 9 Hesap döneminin sonunda, sigorta şirketinin portföyünde bulunan poliçeler kapsamı içinde meydana gelmiş birtakım hasarlar söz konusu olmakta; ancak, bu hasarların varlığı ve maliyeti konusunda sigorta şirketinin herhangi bir bilgisi bulunmamaktadır. Sigorta şirketi, meydana gelmiş ancak kendisine bildirilmemiş olan bu hasarlar için dönem sonunda belli bir karşılık ayırmaktadır. 10 Şirketin faaliyetlerine devam edebilmesi için gerekli minimum sermayedir. 36 amaçlı reasürans araçlarında11 (Special Purpose Vehicle - SPV) devlet kontrolünün güçlendirilmesi için yatırım ilişkilerinin bağımsız finans kuruluşlarınca yapılması öngörülmektedir. Böylelikle ihraç edilen borç ile alacak arasındaki dengeyi reasürans şirketi yerine bağımsız bir kuruluş gözetecek, dolayısıyla da reasürörün yatırımcılara geri ödemesinde sorun çıkması engellenmiş ve ihraç işlemlerinde gerçekleşen prosedür de denetim otoritesince kontrol edilmiş olacaktır. ŞEKİL 3.2: Özel Amaçlı Aracın (SPV) İşleyiş Mekanizması Para Sigorta ya da Reasürans Şirketi Sigorta bağlantılı senetler (Securities) Özel Amaçlı Araç (SPV) Hasarları ödeme taahhüdü Yatırımcılar Para Sigorta Bağlantılı Senet ve Hasarlar İçin Teminat Olarak Tutulan Fonlar • Finansal Raporlama: Reasürans şirketleri belli periyotlarla mali tablolarını ve raporlarını denetim otoritelerine sunmaktadırlar. Bu raporlar ve tablolar denetim otoritesinin şirketin mali yeterliliğini analiz etmesi ve herhangi bir olumsuzlukta erken müdahale etmesi için çok önemlidir. • Denetim Otoritesince Yerinde Denetim ve Bağımsız Dış Denetim: Yerinde denetim, denetim parametrelerinden biri değil, denetimin daha üst bir seviyesidir. Denetim otoriteleri, yerinde denetim fonksiyonu ile reasürans şirketinin faaliyetlerini, yönetimini, iç kontrol mekanizmalarını, 11 Özel amaçlı araçların temel rolü sigortalanabilir riski yatırım riskine dönüştürmektir. Ayrıca bu araçlar sigorta veya reasürans şirketlerinden ve yatırımcılardan aldıkları paraları faiz ödemesi ve hasar ödemeleri için teminat olarak tutarlar. 37 faaliyetlerine dair tüm teknik altyapısını ve mali durumunu mevzuat açısından ayrıntılı bir şekilde denetleyebilmektedir. (IAIS, 2002b, 9) Diğer taraftan, denetim otoritelerince, yerinde denetim fonksiyonunun tamamlanması için dışarıdan bağımsız denetim firmalarından da destek alınmaktadır. 38 BÖLÜM 4. ÇEŞİTLİ DÜNYA ÜLKELERİ VE AVRUPA BİRLİĞİ’NDE REASÜRANS DENETİMİ Bu bölümde, ilk olarak dünya reasürans piyasası ele alınacak, daha sonra getirdiği düzenlemeler çerçevesinde araştırmada önerilerin geliştirilmesinde önemli bir yeri olan Avrupa Birliği’nin 2005 yılında yayımladığı 2005/68/EC sayılı Reasürans Direktifi incelenecektir. Bu direktif, özellikle AB içinde bir standart yakalanması ve reasürans şirketlerinin faaliyetlerinin denetlenmesi için AB’ye üye ülkeler ve Türkiye gibi aday ülkeler için oluşturulmuş en kapsamlı kurallar bütünüdür. Bu nedenlerle, söz konusu Direktife neden ihtiyaç duyulduğu, Direktifle nelerin amaçlandığı ve Direktifin ne gibi yeni unsurları kapsadığı soruları detaylı bir biçimde irdelenecektir. Daha sonra, reasürans denetimi, AB ülkeleri ağırlıklı olmak üzere, çeşitli ülkeler bazında analiz edilecektir. Mevzuatın diğer dillere tercüme edilmemiş olması ve diğer birtakım faktörlerden dolayı ülke mevzuatlarına erişimde zorluklar yaşandığından, detaylı bilgilerin elde edilebilmesi için EK2’de yer alan standart bir anket formu düzenlenmiştir. Söz konusu anket, AB ülkelerinden Belçika, Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda, Danimarka, İrlanda, İngiltere, Yunanistan, Portekiz, İspanya, Avusturya, Finlandiya, İsveç, Estonya, Litvanya, Letonya, Çek Cumhuriyeti, Polonya, Slovakya, Slovenya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan; Avrupa ülkesi olup AB üyesi olmayan Norveç, İzlanda, İsviçre ve Avrupa dışından Avustralya, Kanada, ABD, Meksika, Japonya, Malezya olmak üzere toplam 33 ülkedeki finansal piyasaları düzenlemek ve denetlemekle görevli kurumlara gönderilmiştir. Ancak, gönderilen anketteki sorulara Almanya, Norveç, İtalya, İsveç ve Avustralya’dan eksiksiz; Letonya, Macaristan, Kanada, Meksika, İrlanda ve Estonya’dan ise sınırlı yanıt alınabilmiştir. 39 Bu çerçevede, araştırmada incelenen ülkelerden Almanya, Norveç ve Avustralya’nın reasürans denetimlerine ilişkin başlıca unsurlar bu anket sonucu gelen cevaplar ile; ABD, Çek Cumhuriyeti ve Portekiz’in reasürans denetimine ilişkin düzenlemeleriyle ilgili bilgiler ise internet yoluyla elde edilen kaynakların incelenmesi ile oluşturulmuştur. 4.1. Dünyada Reasürans Piyasası Dünya reasürans piyasasının yakın dönemi incelendiğinde; 1999 sonrası reasürans piyasası performansının birçok olumsuz olay nedeniyle ciddi anlamda bozulduğu görülmektedir. Bu olumsuzluklar arasında; piyasalardaki olumsuz gelişmelerin iş kabulleri üzerindeki negatif etkileri, yatırım getirilerindeki düşüşler, sermaye piyasalarındaki dalgalanmalar ve 2000 yılından sonra gerçekleşen terörist saldırılar (11 Eylül 2001 vd.) bulunmaktadır. Ancak, 2002 sonrasında, bu olumsuzluklar şirketlerin kapasitelerini arttırmalarını, prim tarifelerini güçlendirmelerini, yeni sermaye akımları yaratmalarını ve iş kabul performanslarını düzeltmelerini sağlamıştır. 2005 yılına gelindiğinde ise, şirketlerin performansı, toplamda 55-85 Milyar ABD Doları maliyet yarattığı tahmin edilen Karayipler’deki ve Meksika Körfezi’ndeki büyük kasırgalardan (Katrina, Rita ve Wilma) olumsuz etkilenmiştir. (Swiss Re, 2006, 3) Dünya reasürans piyasasına ilişkin 2005 yılı istatistiklerine göre; dünya çapında aktif olarak çalışan 220 reasürans şirketi bulunmaktadır ve bu şirketler primlerin (net reinsurance premium written) yaklaşık olarak 149,4 Milyar ABD Dolarını yazmaktadırlar. Bu primlerin %90’ı da, reasürans merkezleri olan Bermuda, Fransa, Almanya, İrlanda, Japonya, İsviçre, İngiltere ve ABD’de yazılmaktadır. (Standard&Poors, 2006, 24-46) TABLO 4.1’de görüleceği üzere, 2005 yılı itibariyle dünyadaki ilk 15 reasürans şirketi/grubunun yazdığı prim tutarı 105 Milyar Dolara ve bu şirketlerin toplam prim içindeki payları %71 gibi büyük bir orana ulaşmaktadır. 40 TABLO 4.1: İlk 15 Global Reasürans Şirketinin/Grubunun Net Yazılan Reasürans Primine Göre Sıralanması Net Yazılan Reasürans Primi (Milyon USD) Şirket/Grup Net Yazılan Reasürans Primi (%) Munich Re 22.602 %15 Swiss Re 21.203 %14 Berkshire Hathaway Re 10.041 %7 Hannover Re 9.190 %6 GE Insurance Solutions 6.697 %4 İlk 5 Toplam 69.733 %47 İlk 15 Toplam 105.954 %71 43.466 %29 149.420 %100 Diğer TOPLAM Kaynak: Standard&Poor's, Global Reinsurance Highlights 2006 Edition. Prim üretiminde ilk 5 şirket olan Munich Re, Swiss Re, Berkshire Hathaway Re, Hannover Re ve GE Insurance Solutions adlı reasürans şirketleri/gruplarının toplam prim içindeki payını gösteren GRAFİK 4.1’e göre, bu 5 şirketin toplam primin yaklaşık %47’sini ürettiği görülmektedir. Özellikle Munich Re, Swiss Re ve Hannover Re’nin Avrupa şirketleri olduğu göz önüne alınırsa, toplam prim üretiminin 1/3’ü Avrupalı şirketler tarafından yazılmaktadır. GRAFİK 4.1: İlk 5 Global Reasürans Şirketinin/Grubunun Net Yazılan Reasürans Primine Göre Dağılımı (%) Net Yazılan Reasürans Primi (%) 15% 30% 14% 4% 6% 24% 7% Munich Re Sw iss Re Berkshire Hathaw ay Re Hannover Re GE Insurance Solutions İlk 6-15 Diğer Kaynak: Standard&Poor's, Global Reinsurance Highlights 2006 Edition. 41 Diğer taraftan, reasürans sesyonlarının hayat ve hayat-dışı arasındaki dağılımı incelendiğinde; hayat-dışı reasürans sesyonları toplam sesyon içindeki %80’lik payı ile bütün reasürans piyasasına hakim görünmektedir. Hayat reasüransının payı ise hayat-dışına göre azdır. Bunun sebebi, hayat sigortalarının meblağ sigortaları olması nedeniyle reasüransa göreceli olarak daha az başvurulmasıdır. GRAFİK 4.2’deki hayat-dışı sesyon primlerinin bölgesel dağılımına bakıldığında, sesyonların yarısının Kuzey Amerika kaynaklı olduğu, Batı Avrupa’nın sesyonların %34’üne sahip olduğu, kalan %17’lik payın çoğunun ise Asya’dan geldiği görülmektedir. GRAFİK 4.2: Hayat-Dışı Sesyon Dağılımı Hayat-Dışı Sesyon Dağılımı (%) 9% 5% 49% 34% 3% Kuzey Amerika Latin Amerika Batı Avrupa Asya Diğer Kaynak: Swiss Re Economic Research&Consulting. Hayat reasüransında ise devredilen primlerin yaklaşık üçte ikisi (%67) Kuzey Amerika kaynaklı iken, Batı Avrupa’nın payı %25’lerde kalmaktadır. Kuzey Amerika’nın hayat-dışı reasüransta bu kadar baskın olmasının nedeni doğal afetlere daha çok maruz kalması ve önemli ölçüde üçüncü şahıs sorumluluk sigortasının (third party liability insurance) Amerika’da ağırlıklı olarak reasüre edilmesinden kaynaklanmaktadır. 42 GRAFİK 4.3: Hayat Sesyon Dağılımı Hayat Sesyon Dağılımı (%) 3% 4% 25% 1% 67% Kuzey Amerika Latin Amerika Batı Avrupa Asya Diğer Kaynak: Swiss Re Economic Research&Consulting. 4.2. 4.2.1. AB’de Reasürans Denetimi AB Ülkelerindeki Reasürans Denetimine Genel Bir Bakış AB ülkelerinin reasürans düzenlemelerine ilişkin ulusal mevzuatları incelendiğinde, bazı ülkelerin reasürans şirketlerini sigorta şirketlerinden ayrı olarak detaylı bir düzenlemeye tabi tuttuğu, bazılarının reasürans şirketleri için ruhsat prosedürünü dahi içermeyen basitleştirilmiş düzenlemeleri seçtiği ve son olarak bazı ülkelerin reasürans faaliyetlerine dair hiçbir denetleyici unsurunun olmadığı görülmüştür. AB ülkelerinin reasürans düzenlemelerindeki seviyelerine göre sınıflandırılması aşağıda ayrıntılı olarak görülmektedir: - Reasürans şirketlerini sigortacılara uyguladıkları gibi ayrı bir düzenlemeye tabi tutan ülkeler: İngiltere, Danimarka, Finlandiya, Portekiz ve Fransa. - Reasürans şirketleri için, sigorta şirketlerine uygulanan düzenlemelere göre daha sınırlı kurallar uygulayan ülkeler: Almanya ve Hollanda. 43 - Reasürans şirketleri için, basit yetkilendirme ve sermaye yeterliliği düzenlemeleri olan ülkeler: Avusturya, İtalya, İspanya ve İsveç (son iki ülkede sermaye yeterliliği düzenlemeleri bulunmaktadır.) - Reasürans denetimi olmayan ülkeler: Belçika ve Yunanistan. (Alisse, 2001, 2) 4.2.2. AB’nin 2005/68/EC Sayılı Reasürans Direktifi Avrupa Topluluğu’nda reasürans faaliyetlerine ilişkin ilk düzenleme 64/225/EEC sayılı Reasürans ve Retrosesyon Alanlarında Yerleşme ve Hizmet Sunma Serbestisine Yönelik Kısıtlamaların Kaldırılmasına İlişkin 25.02.1964 tarihli Konsey Direktifidir. Bu direktif, hem reasürans faaliyetinde bulunan sigorta şirketlerini, hem de reasürörleri kapsamaktaydı. 1964 yılındaki bu düzenlemeden sonra reasürans faaliyetlerinin düzenlenmesine ilişkin herhangi bir gelişme yaşanmamıştır. Ancak, Aralık 1998’de tek pazarın tam ve etkin işlemesi için finansal piyasaların ihmal edilmiş unsurlarından biri olan reasürans piyasasında bütünlüğü sağlamak, reasürans güvenliğini arttırmak ve reasürörler için tek pasaport uygulamasına yönelik bir standart oluşturulmasını sağlamak amacıyla, İngiliz ve Alman sigorta birliklerinin de teşvikiyle, Avrupa Komisyonu Sigorta Komitesi, reasürans faaliyetlerinin AB bünyesinde düzenlenmesi gerektiğine karar vermiştir. Komisyon ilk olarak, reasürans faaliyetleri ile uğraşan kişilerin deneyimlerinden yararlanmak için Eylül 2000’de bir seminer düzenlemiştir. Birçok katılımcı tarafından bildirilen görüşlerde ortak nokta, uyumlaştırılmış bir reasürans denetimi modeli ile reasüransın AB ve hatta dünya çapında daha büyük bir faaliyet alanı olabileceği yönünde olmuştur. 2001 yılı Ocak ayında düzenlenen Komisyon toplantısında da, Komisyon ve üye ülkeler bu karışık ve ayrıntılı sürecin incelenmesi ve Sigorta Komitesi Reasürans Alt Komitesine bir öngörü sağlanması amacıyla KPMG12 şirketi ile anlaşarak bir araştırma yapılması için ilk adımları atmışlardır. KPMG raporundan çıkan 12 Çok uluslu bir danışmanlık şirketidir. 44 olumlu sonuçlar doğrultusunda Avrupa Komisyonu tarafından gerekli altyapı çalışmaları başlatılmıştır. Yapılan çalışmalar sonucunda, Avrupa Parlamentosu tarafından 2005 yılı Haziran ayında onaylanan Reasürans Direktifi 17.10.2005 tarihinde Konsey tarafından benimsenmiş ve 09.12.2005 tarihinde AB Resmi Gazetesi’nde yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu tarihten itibaren Birliğe üye ülkelerin Direktifin gereklerini yerine getirmeleri için iki yıl süreleri bulunmaktadır. Direktifle ilk kez, 30 Avrupa ülkesini kapsayan (AB üyesi ülkeler ile İzlanda, Norveç ve Liechtenstein) ve reasürans işlemlerini yasal bir çerçeveye oturtan bir düzenleme yapılmaktadır. Direktifin, reasürans şirketleri ve bağlı (captive) reasürans şirketlerinin faaliyetlerini yasal bir düzenlemeye oturtarak, reasürans piyasasına ve dolayısıyla da sigorta piyasasına belli bir oranda istikrar getireceği ve sigorta şirketlerinin iflası ya da mali açıdan zor duruma düşmesiyle çok yakından ilgili olan sigortalıların zarara uğrama ihtimalini azaltacağı düşünülmektedir. (Çuhacı, 2006, 10) Diğer yandan, Direktif ile topluluk hukukunun sigortacılık kısmı harmonize edilerek; topluluk bünyesinde tek yetkilendirme ile ülkelerin denetim yapabilme prensibi getirilmektedir. Direktif, yetkili otoritelerin denetim gücünü ve denetim araçlarını netleştirmektedir. 2005/68/EC sayılı Reasürans Direktifi, 1964 tarihli Reasürans Direktifi’ne göre oldukça uzun ve kapsamlı nitelikte olup, 10 başlık altında 66 maddeden oluşmaktadır. Direktifin içeriği aşağıda başlıklar halinde incelenmiştir: 4.2.2.1. Kapsam ve Tanımlar Direktifin uygulama alanı reasürans şirketlerini ve bağlı (captive) reasürans şirketlerini kapsamaktadır. Doğrudan sigorta faaliyetleri ile uğraşan hayat ve hayat-dışı sigorta şirketleri kapsam dışındadır. Ayrıca, reasürans 45 alanındaki faaliyet hacimleri büyük olan sigorta şirketleri Direktifin uygulama alanına girmektedirler. 4.2.2.2. Reasürans Şirketlerinin Kuruluşu ve Yetkilendirilmesi Direktifte, reasürans şirketlerinin yetkilendirilmesine dair aşağıdaki unsurlar belirlenmiştir. Bunlar: - Şirketlerin resmi olarak yetkilendirileceği, - Yetkilendirmenin başvuru yapan şirketin bulunduğu ya da kurulduğu ülke (home member state13) tarafından yapılacağı, - Verilen yetkinin tüm topluluk içinde geçerli olacağı (tek pasaport sistemi), - Şirketin, reasürans yetkisini alırken üye ülkenin ya da AB’nin belirlediği unsurlar çerçevesinde değerlendirileceği, - Yetkili merci tarafından yetkilendirme aşamasında istenen iş planının; reasürans şirketinin üstlendiği riskin niteliğini, reasürans anlaşmalarını, retrosesyon için rehber prensipleri, minimum garanti fonunu oluşturan öğeleri, şirketin idari giderlerini ve bu giderleri karşılamak için yaratılan kaynakları içermesi ve ayrıca, iş planının ilk 3 mali yıldaki yönetim giderlerini, prim, katkı payı ve hasar tazminatı tahminlerini, öngörülen bilançoyu ve son olarak mali kaynaklar ile taahhütlerin yerine getirilmesi için gerekli sermayeyi kapsaması gerektiği, - Faaliyet izni verilirken reasürans şirketinin diğer gerçek ve tüzel kişilerle olan ilişkisinin denetim fonksiyonlarını etkilememesi gerektiği, - Üye ülkelerin yetkili mercilerinin kuruluş için izin verirken şirketlerin hissedarları ya da ortakları hakkında iyi bilgi edinmesi gerektiği, - Üye ülkelerin yetkilendirme ve faaliyet izni verme konularında birbirlerine danışıp fikir alışverişi yapabileceğidir. 13 Başvurunun yapıldığı ve başvuran şirketin genel müdürlüğünün bulunduğu menşe ülkedir. 46 4.2.2.3. Reasürans Faaliyetlerini Düzenleyen Esaslar Direktifte reasürans faaliyetlerini düzenleyen esaslar 4 kısımdan oluşmaktadır: 4.2.2.3.1. Mali Denetim Metotları ve Prensipleri Direktife göre, reasürans şirketinin faaliyetlerinin denetiminden, o şirketin bulunduğu üye ülke sorumludur. Üye ülke denetim otoriteleri, mali denetimde, şirketin sermaye yeterliliğine, teknik karşılıklarının yeterli olup olmadığına, yönetim kadrosunun iyi olup olmadığına, muhasebe prosedürlerine uyulup uyulmadığına ve iç denetim mekanizmasının verimli çalışıp çalışmadığına bakmakla yükümlüdürler. Ayrıca, mali denetimde, reasürans şirketlerinin yetkili mercilere yıllık hesaplarını, mali durumlarını ve sermaye yeterliliklerine ilişkin bilgileri göndermeleri gerekmektedir. Mali Denetim Metotları ve Prensipleri içinde bulunan diğer bir husus da reasürans şirketlerinin yetkilendirildikleri ülkelerin denetim otoritelerine portföy transferlerini onaylatma yükümlülükleridir. Hisse devri işlemlerine ilişkin olarak, devir ve satışlarda %20, %33 ve %50’yi aşan kısımlar denetim otoritesinin onayına tabi olup, yetkili mercinin hisse devri ve edinim başvurularını en fazla 3 ay içinde değerlendirip onay vermesi gerekmektedir. Bu kısımda yer alan diğer bir husus da, diğer üye ülkeler ve 3. ülkelerin denetim birimleri ile profesyonel gizlilik esaslarına uyulmak kaydıyla bilgi alışverişi yapılabileceğine dair düzenlemelerdir. 47 4.2.2.3.2. Teknik Karşılıklarla İlgili Kurallar Direktife göre, reasürans şirketlerinin 91/674/EEC sayılı Direktif ile düzenlenen kazanılmamış prim karşılığı14, muallak hasar karşılığı15, bonus ve indirimler karşılığı16 ve hayat matematik karşılığı17nı ayırmaları gerekmektedir. Diğer taraftan, üye ülkeler reasürans şirketlerinin 73/239/EEC sayılı Direktifte belirtilen kredi sigortası (kredi ihracı, mortgage, tarım kredisi ve kısmi ödeme kredisi) ve katastrofik riskler için dengeleme rezervi ayırmalarını zorunlu kılmaktadır. Ancak, kredi reasüransında alınan primler toplam primlerin %4’ünden az ise -ya da 2.500.000 Euro’dan az ise- üye ülke, reasürans şirketini dengeleme rezervi ayırmaktan muaf tutabilmektedir. Teknik karşılıklarla ilgili diğer bir önemli unsur da karşılıkların yatırılacağı varlıklardır. Direktife göre, üye ülke denetim otoritesi; reasürans şirketinin teknik karşılıkları karşılayabilecek aktif yapısının, şirketin faaliyet unsurları ile ilgili yatırımlara yönlendirilmiş likit, güvenli ve karlı yatırımlar ile ekonomik koşullara uyabilen farklılaştırılmış varlıklardan oluşmasını ve yatırım riskini azaltan araçları kullanabildiği bir yapıya sahip olmasını gerekli kılmalıdır. Diğer taraftan, reasürans şirketinin teknik karşılıkları karşılayan varlıklarına belli oranlarda sınırlamalar getirebilmektedir. Bu sınırlamalar aşağıda belirtilmiştir: - Brüt teknik karşılıkların en fazla %30’u teknik karşılıkların düzenlendiği diğer bir para cinsinden varlıklara yatırılabilir. 14 Şirketlerin yıl içerisinde çeşitli tarihlerde yazmış veya yenilemiş olduğu poliçelere ait, henüz kazanılmamış olduğu kabul edilen primlere karşılık olmak üzere ayrılmış rezervdir. 15 Şirket tarafından dönem sonu itibariyle henüz tasfiye edilmemiş, ancak eldeki bilgilere göre ödenmesi muhtemel hasar miktarını yaklaşık olarak yansıtacak şekilde ayrılmış karşılıktır. 16 Şirketlerin ikramiye ve indirim uygulamasına gitmesi durumunda cari yılın teknik sonuçlarına göre ayrılan karşılıktır. 17 Hayat sigortaları gibi uzun vadeli sigorta sözleşmelerinde, aktüeryal hesaplamalara göre meydana gelmesi muhtemel sorumlulukları karşılamak üzere ayrılan karşılıktır. 48 - Teknik karşılıkların en fazla %30’u düzenlenmiş bir piyasada işlem görmeyen sırasıyla hisse senedi, tahvil ve bonoya yatırılabilir. - Yatırımların en fazla %5’i aynı işletmeye ait hisse senedi, bono ve sermaye piyasası enstrümanlarına ve en fazla %10’u aynı yatırım grubuna ait hisse senedi, bono ve sermaye piyasası enstrümanlarına yatırılabilir. 4.2.2.3.3. Sermaye Yeterliliği ve Garanti Fonuna İlişkin Kurallar Sermaye yeterliliği, sağlık ve ferdi kaza branşları da dahil olmak üzere hayat-dışı branşlarda, yıllık prim ya da son 3 yılda gerçekleşen hasarların ortalamasına dayanılarak hesaplanır ve bunlardan büyük olanı kabul edilir. Ancak, kredi ve tarım (fırtına, dolu, don) sigortaları için hesaplamada son 7 yılda gerçekleşen hasarların ortalaması esas alınmaktadır. Prim esasına göre hesaplamada; uçak sorumluluk, gemi sorumluluk ve genel sorumluluk branşlarında prim %50 oranında arttırılabilmektedir. Direktifte düzenlenen diğer bir unsur da, garanti fonudur. Reasürans şirketleri, 3.000.000 Euro’dan az olmamak kaydıyla sermaye yeterliğinin 1/3’ü kadar garanti fonu ayırmalıdırlar. Sermaye yeterliliğinin prim ve hasar esaslarına göre hesaplaması aşağıdaki şekilde yapılmaktadır: • Prim Esasına Göre: Son bir yıllık süre içinde net yazılan primlerden (vergi ve harçlar hariç) fesih ve iptaller düşüldükten sonra kalan tutarın 50 Milyon Euro’ya kadar olan kısmının 0,18, geri kalan kısmının ise 0,16 ile çarpılmasından sonra bulunan sonuçların toplamının; son üç yıllık süre içinde şirket üstünde kalan hasar tutarının brüt hasara oranı %50’den aşağı ise 0,5, büyükse bulunan oranla çarpılması sonucunda bulunan tutardır. • Hasar Esasına Göre: Son üç yıllık sürede net ödenen hasarlara son yıl muallak hasarlar karşılığı (direkt ve endirekt işler için ayrılan dahil) eklenerek, bir önceki yıl ayrılan muallak hasar karşılıkları düşüldükten sonra tespit edilecek miktarın, yukarıda üç ve yedi yıl olarak belirtilen risk 49 gruplarına göre 1/3’ü veya 1/7’si ayrılarak ilk 35 Milyon Euro’ya kadar olan kısmının 0,26, kalan kısmının ise 0,23 ile çarpılması sonucu bulunan tutarlar toplamının son üç yıllık sürede şirket üzerindeki net hasar tutarının brüt hasar tutarına oranı %50’den küçükse 0,5, büyükse bulunan oranla çarpılması sonucunda bulunan tutardır. Hayat branşında gerekli sermaye yeterliliği hesaplamasında öngörülen yöntemler hayat-dışında öngörülen kurallarla aynıdır. Ancak, hayat reasüransında, yaşam ve vefat sigortası, evlilik sigortası ve doğum sigortası yatırım fonları ile yakından ilişkili olduğundan, sermaye yeterliliği hesaplamasında hayat-dışında uygulanan teknik yerine, hayat sigorta şirketleri için uygulanan teknik kullanılabilmektedir. 4.2.2.3.4. Zor Durumda Olan Reasürans Şirketlerine İlişkin Tedbirler ve Şirketlerin Yetkilerinin Geri Alınması Durumu Direktife göre, eğer bir şirketin gerekli sermaye yeterliliği garanti fonunun altına düşüyor ve şirket finansal zorluğa giriyorsa, üye ülkenin yetkili mercii gerekli önlemleri almalı ve şirketten bir finansal yapılanma planı sunmasını istemelidir. Finansal yapılanma planı, en az üç yıllık süreyi kapsayacak şekilde hazırlanarak, yönetim gideri tahminleri, karlılık-sermaye tahminleri, bilanço tahminleri, finansal kaynak yaratma çalışmaları ve retrosesyon politikalarına ilişkin bilgileri içermelidir. Şirketin durumu daha da kötüye giderse, yetkili otoritelerin şirketten daha yüksek sermaye yeterliliği istemeye, şirketin retrosesyon politikasına müdahale etmeye ve şirketin varlıklarının serbest kullanımını yasaklayıp, durumdan diğer üye ülkeleri haberdar etmeye yetkisi bulunmaktadır. Eğer şirket, faaliyetinin devamı için gerekli koşulları yerine getiremez ve istenilen sürede gerekli tedbirleri alamazsa, denetim otoritesi şirketin yetkisini iptal edebilmektedir. 50 4.2.2.3.5. Finansal Reasürans (Finite Reinsurance) ve Özel Amaçlı Araçlar (Special Purpose Vehicles) ile İlgili Şartlar Direktife göre, üye ülke, aşağıda ifade edilen hususların temininin sağlanması amacıyla, finansal reasürans faaliyetleriyle ilgili bazı koşulların sağlanmasını şart koşabilmektedir. Bunlar: - Bütün sözleşmelerde yer alacak bazı zorunlu koşullar, - Güçlü yönetim ve muhasebe süreçlerinin temini, - Yeterli iç denetim mekanizmasının ve risk yönetim koşullarının yerine getirilmesi, - Muhasebe, ihtiyatlılık ve istatistiksel bilgi koşullarına uyum sağlanması, - Yeterli, güvenilir ve objektif teknik karşılıkların tesisi, - Yapılan reasürans faaliyetine ve hasar işlemlerine göre likiditenin ve karlılığın korunmasını teminen teknik karşılıkların yatırılacağı varlıkların uygun olması, - Reasürans şirketlerinin finansal reasürans işlemlerinde gerekli sermaye ve garanti fonu gereksinimlerini karşılamasıdır. Direktifte bahsedilen diğer yeni bir unsur da hem sigorta hem de reasürans piyasasında sıkça kullanılmaya başlayan Özel Amaçlı Araçlardır (Special Purpose Vehicle-SPV). Direktife göre, üye ülkeler kendi ülkesinde Özel Amaçlı Araçların oluşturulmasına izin verebilir, ancak bu araçların düzenlenmesi ve denetlenmesi için üye devletin aşağıdaki hususlara ilişkin koşulları belirlemesi gerekmektedir: - Yetkilendirmenin kapsamı, - Bu araçları yönetecek olan kişilerin itibar ve deneyimleri, - Hissedarların ve üyelerin yeterlilik düzeyleri, - Güçlü yönetim ve muhasebe süreçlerinin temini, - Yeterli iç denetim mekanizmasının ve risk yönetim koşullarının yerine getirilme düzeyi, - Muhasebe, ihtiyatlılık ve istatistiksel bilgi koşullarına uyum derecesi, - Özel Amaçlı Araçlar için sermaye yeterliliği. 51 4.2.2.3.6. Yerleşme Hakkı ve Hizmet Sağlama Özgürlüğü ile İlgili Şartlar Ev sahibi üye devletin (host member state)18 denetim otoriteleri, reasürans şirketinin o ülkede geçerli olan yasal hükümlere uymadığını tespit ederlerse, bu durumun giderilmesini talep edebilmektedir. Eğer alınan önlemlerin yetersiz kaldığı görülürse, yetkiyi veren üye ülkeye haber verildikten sonra şirket nezdinde daha sıkı önlemler alınabilmektedir. 4.2.2.3.7. Genel Merkezleri Bölge Dışında Kurulmuş Olup Bölge İçinde Faaliyet Gösteren Reasürans Teşebbüsleri Direktife göre, AB dışındaki ülkelerde yetkilendirilmiş ve AB’de faaliyette bulunan reasürörlere, ayrımcılık yapılmaması ve bu reasürörlere diğerleri ile aynı hüküm ve şartların uygulanması gerekmektedir. Sonuç olarak, 2005/68/EC sayılı Reasürans Direktifi ile, finansal hizmetlere ilişkin yasal düzenlemelerde reasürans açısından mevcut olan eksikliği gidermek amacıyla, reasürans şirketlerinin faaliyetlerinin düzenlenmesine ilişkin asgari şartlar oluşturularak, uyumlu bir reasürans piyasası öngörülmüştür. uyumlaştırılmış denetim Nitekim, Direktif unsurlarını reasürans tanıtarak, piyasası uluslararası için muhasebe standartlarının uygulamasına yönelik olarak ülkeler arasında belli bir standart yakalanmasını sağlayacak ve reasürans piyasasında işlem bazında şeffaflığı arttıracaktır. Direktif ayrıca, ülkeler arasında ayrımcı uygulamaları azaltarak, ticari engellerin aşılmasına ve AB’nin sigorta ve reasürans birliklerinin diğer ülkelere karşı pazarlık gücünün artmasına yardımcı olacaktır. 18 Reasürans şirketinin şubesinin bulunduğu ya da hizmet sağladığı üye ülkedir. 52 4.3. Reasürans Sektörünün ve Denetiminin Ülke Örnekleri Bazında İncelenmesi Çalışmanın bu kısmında, AB üyesi olan ve reasürans denetiminin daha ayrıntılı ve sigorta şirketlerine yakın yapıldığı ülkelerden Portekiz ve Almanya, AB’ye yeni üye olan eski Doğu Bloku ülkelerinden Çek Cumhuriyeti, Avrupa ülkesi olup AB üyesi olmayan, ancak sigorta ve reasürans şirketlerine ilişkin ayrıntılı düzenlemeleri bulunan Norveç ile reasürans piyasaları oldukça gelişmiş olan Avustralya ve ABD ülke örneği olarak incelenecektir. 4.3.1. Portekiz Portekiz’de 2003 yılı itibariyle sigorta şirketlerinin saklama payları EK- 3’teki tablodan görüleceği üzere %91,44 (hayat&hayat-dışı) civarındadır. Devredilen primler hayat branşında 106 Milyon Euro19 ve hayat-dışında 706 Milyon Euro olmak üzere toplam 812 Milyon Euro’dur. Diğer taraftan, 2003 yıl sonu itibariyle 1 reasürans şirketi faaliyet göstermektedir. Portekiz’de reasürans şirketleri sigorta şirketleri ile aynı düzenlemelere tabidirler. Sigorta ve reasürans şirketlerinin faaliyetleri Maliye Bakanlığı ve Portekiz Sigorta Enstitüsü (Instituto de Seguros de Portugal - ISP) tarafından, hem sigorta hem de reasürans şirketleri için uygulanan Sigortacılık Faaliyetlerini Düzenleyen Kanun tarafından düzenlenmekte ve denetlenmektedir. (http://www.isp.pt) 4.3.1.1. Sigorta Şirketlerinin Reasürans Politikalarının Denetlenmesi Portekiz Sigortacılık Faaliyetlerini Düzenleyen Kanun’da dolaylı reasürans denetimine ilişkin doğrudan bir hüküm bulunmamaktadır. 19 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 2006 yıl sonu döviz satış kurlarına göre, 1 Euro 1,8604 YTL’ye karşılık gelmektedir. 53 4.3.1.2. Reasürans Şirketlerinin Faaliyetlerinin Düzenlenmesi ve Denetlenmesi 4.3.1.2.1. Reasürans Şirketlerinin Kuruluşu ve Yetkilendirilmesi Portekiz mevzuatına göre, reasürans şirketlerinin faaliyette bulunmak için yetki izni almaları gerekmektedir. Yetkilendirme süreci iki aşamadan oluşmaktadır. Yetki almak için öncelikle şirketlerin aşağıda belirtilen şartları sağlıyor olmaları gerekmektedir: - Şirketler anonim şirket statüsünde olmalıdır. - Sermayenin; sadece hukuki sorumluluk branşında faaliyet gösterilecekse 500 Milyon Esküdo20’dan (~2,5 Milyon Euro), hem hukuki sorumluluk hem de başka bir hayat-dışı branşta faaliyet gösterilecekse 1.500 Milyon Esküdo’dan (~7,5 Milyon Euro), hayat branşında faaliyet gösterilecekse 1.500 Milyon Esküdo’dan (~7,5 Milyon Euro), hem hayat hem de hayatdışı branşlardan bir ya da daha fazlasında faaliyet gösterilecekse 3.000 Milyon Esküdo’dan (~15 Milyon Euro) fazla olması gerekmektedir. - Sermayedarlar ve yöneticiler düzgün kişiler olmalıdır. - İnsan kaynakları yapısının uygun olması gerekmektedir. - Şirketin, faaliyette bulunulacak branşlara göre hem teknik hem de mali açıdan yeterli kaynağı olması gerekmektedir. - Şirketin merkez teşkilatının Portekiz’de olması gerekmektedir. Yukarıda belirtilen şartlar sağlandığında, şirket yetkilendirme için başvurusunu Maliye Bakanlığı’na ya da Portekiz Sigorta Enstitüsü’ne gönderir. Yetkilendirme aşamasında, şirketten istenen bilgi ve belgeler; şirket ana sözleşmesi, hissedarlar ve şirketteki payları hakkında bilgi, hissedarların ve yöneticilerin adli sicilleri hakkında bilgi, hissedarların ve yöneticilerin daha önce iflas etmediklerine ve düzgün kişiler olduklarına dair bilgi ve belge, şirket eğer bir şirketler grubuna dahil ise, grubun yapısı hakkında ayrıntılı bilgi, faaliyette bulunulacak branşlar, taahhütler ve riskler, eğer hayat 20 Portekiz Esküdosu tedavülden kalkmış olup, 1 Euro 200,482 Esküdo’ya denk gelmektedir. 54 branşında faaliyette bulunulacaksa karşılıkların aktüeryal olarak hesaplanması ve teknik karşılıkların uygunluğu, minimum garanti fonunu oluşturan unsurlar, şirket organizasyon yapısı hakkında bilgi, ilk 3 mali yıl için öngörülen bilanço ve kar zarar hesapları (ödenmiş sermaye, yatırımlar, teknik karşılıklar, reasürans işleri), prim geliri, yatırım geliri, maliyetler, çalıştırılacak tahmini kişi sayısı, nakit akışı, teknik karşılıkları sağlayacak mali kaynaklar tahmini, sermaye yeterliliğini sağlayacak mali kaynaklar tahminidir. Yetkilendirmeye ilişkin bütün bilgi ve belgeler Portekiz Sigorta Enstitüsü’ne gönderildikten sonra, değerlendirme 6 ay içinde yapılmaktadır. 4.3.1.2.2. Yöneticilere İlişkin Bilgiler Portekiz mevzuatına göre, reasürans şirketlerinin yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile yöneticilerinin görevlendirilmeleri için; yeterli deneyim ve bilgi birikimine sahip olmaları, hırsızlık, yolsuzluk, görevi kötüye kullanma, çek yolsuzluğu, borsada manipülasyon gibi suçlardan ulusal ve yabancı mahkemelerde yargılanmamış ve suçlu bulunmamış olmaları ve Portekizce’ye hakim olmaları gerekmektedir. 4.3.1.2.3. Ruhsatlama ve Ruhsatın İptali Portekiz mevzuatına göre, reasürans şirketleri ruhsat almak zorunda olmayıp, faaliyet gösterecekleri iş alanında yetki almaktadırlar. Ancak, aşağıdaki hallerin gerçekleşmesi durumunda şirketlerin yetkileri geri alınmaktadır: - Şirketin faaliyetlerini 6 aydan fazla bir süre için devam ettirmemesi, - Yetkilendirmede gerekli olan unsurları artık yerine getirememesi, - Şirket yönetiminde yolsuzluklar olması ve iç kontrol sisteminin bozulması, - Sermayenin yarısından fazlasının kaybedilmesi ve sermaye yeterliliği koşullarının yerine getirilememesi, - Minimum garanti fonunda düzensizlikler oluşması, - Yönetici değişikliklerinin bildirilmemesi, - Brüt primlerin minimum %50 azalması. 55 4.3.1.2.4. Hisse Devri İşlemleri Bir reasürans şirketinde, sermayedarlardan birinin payının %20, %33 ve %50’nin üstüne çıkması veya altına düşmesi sonucunu doğuran hisse edinim ve devir işlemleri Maliye Bakanlığı’na bildirilmektedir. 4.3.1.2.5. Portföy Devri ve Tasfiye Portekiz mevzuatında, reasürans şirketlerinin portföy devri ve tasfiye işlemlerine ilişkin hüküm bulunmamaktadır. 4.3.1.2.6. Şirketlerin İç Denetim Mekanizması ve Bağımsız Dış Denetim Şirketlerin iyi işleyen iç kontrol mekanizmalarının olması gerekmektedir. Diğer taraftan, şirketlerin her yıl bağımsız dış denetim raporlarını Portekiz Sigorta Enstitüsü’ne göndermeleri gerekmektedir. Bağımsız denetçiler, denetledikleri şirketin artık yetkilendirme aşamasındaki gerekli unsurları yerine getiremediğini, faaliyetlerinin devamlılığını engelleyen durumlar oluştuğunu veya mevzuata aykırı faaliyetlerde bulunduğunu tespit ettikleri takdirde, Enstitü’yü bilgilendirmekle yükümlüdürler. 4.3.1.2.7. Teknik Karşılıklara İlişkin Düzenlemeler Şirketlerin öngörülebilir bütün taahhütleri için yeterli düzeyde teknik karşılık bulundurmaları gerekmektedir. Bunlar; kazanılmamış primler karşılığı, hayat branşları için aktüeryal yöntemlerle hesaplanan matematik karşılık ve yaşlanma karşılıkları (ageing provision) (hastalık sigortası için hesaplanır), muallak hasar karşılığı, bonus ve indirimler karşılığı ve dengeleme karşılığıdır. Kazanılmamış primler karşılığı ve muallak hasar karşılığı bazı istatistiki metotlarla hesaplanır ve şirketlerin kullandıkları metotlar açısından Enstitü’yü bilgilendirmeleri gerekmektedir. Ayrıca, şirketler Enstitü’yü her yıl Mart ayı sonuna kadar teknik karşılıklarının durumu hakkında da bilgilendirmekle yükümlüdürler. Diğer taraftan, teknik karşılıkların yatırılacağı varlıklar şirketlerin yükümlülüklerini tam ve yeterli oranda karşılamalı, bunun yanı sıra 56 karşılıkların yatırılacağı varlıkların coğrafi dağılımının AB ile sınırlı olması gerekmektedir. 4.3.1.2.8. Sermaye Yeterliliğine İlişkin Düzenlemeler ve Minimum Garanti Fonu Portekiz mevzuatına göre, hayat-dışında faaliyet gösteren reasürans şirketlerinin sermaye yeterliliği hesaplamaları, genel anlamda, önceki kısımlarda bahsedilen AB Reasürans Direktifinin hayat ve hayat-dışı reasürans şirketleri için öngördüğü prim ve hasar esasına göre sermaye yeterliliği hesaplamasına benzer bir şekilde yapılmaktadır. Ancak, Portekiz mevzuatı henüz 2005/68/EC sayılı Direktife tam olarak uyum sağlamamış olduğundan, hayat-dışı reasürans şirketlerinin sermaye yeterliliği hesaplamaları sigorta şirketlerindeki formülasyonla yapılmakta ve bu nedenle, AB Reasürans Direktifinden farklı olarak, prim esasına göre hesaplamada net yazılan primler yerine brüt yazılan primler; hasar esasına göre hesaplamada ise net ödenen hasarlar yerine brüt ödenen hasarlar dikkate alınmaktadır. Hayat branşında faaliyet gösteren reasürans şirketlerinin sermaye yeterliliği ise yükümlülüğe ve riske göre yapılan hesaplamalarda elde edilen sonuçların toplamı olup, bu hesaplamalar aşağıdaki gibi yapılmaktadır: 1- Yükümlülüğe Göre Hesaplama: Hayat matematik karşılığı (direkt ve endirekt işler dahil) ile bir yıllık hayat sigortaları için ayrılan kazanılmamış primler karşılığının toplamının %4’ünün, son bir yıl için ayrılan net matematik karşılıklar ile son bir yılda bir yıllık hayat sigortaları için ayrılan net kazanılmamış primler karşılığının toplamının brüt matematik karşılıklar ile bir yıllık hayat sigortaları için ayrılan brüt kazanılmamış primler karşılığının toplamına oranı %85’ten küçükse 0,85; büyükse bulunan oranla çarpılması sonucunda elde edilen tutardır. 2- Riske Göre Hesaplama: Ölüm halinde sigortalıya ödenecek meblağdan matematik karşılıklar ile kazanılmamış primler karşılığının düşülmesi sonucunda bulunan risk kapitalinden; 57 - Sigorta süresi azami üç yıla kadar olanların %0,1, - Sigorta süresi üç yıldan fazla beş yıldan az olanların %0,15, - Sigorta süresi beş yıldan fazla olanlar için %0,3 ile çarpılmaları sonucunda elde edilen tutarlar toplamının, son bir yıldaki reasürans devirlerinden sonraki toplam risk kapitalinin reasürans devirlerinden önceki toplam risk kapitaline oranı %50’den küçükse 0,5; büyükse bulunan oranla çarpılması sonucunda bulunan tutardır. Hesaplanan sermaye yeterliliğinin 1/3’ü kadar garanti fonu ayrılması gerekmektedir. Ayrılan garanti fonu tutarı faaliyette bulunulan branşlara göre değişmektedir. 4.3.1.2.9. Mali Bünyenin Güçlendirilmesine İlişkin Tedbirler Şirketin Enstitü’ye teknik karşılıkları yetersiz olduğu zaman bir kısa mali durum planı, sermaye yeterliliği yetersiz olduğu zaman iyileşme planı, garanti fonu yetersiz olduğunda ise mali durum planı sunması gerekmektedir. Şirketin mali durumunun kötüye gittiğinin tespit edilmesi halinde aşağıdaki önlemler uygulanmaktadır: - Şirketin teknik karşılıklarını düzeltmesi istenebilir. - Bazı reasürans faaliyetlerine, kredi kabullerine ve temettü ödemelerine kısıtlama getirilebilir. - Bazı faaliyetlerde bulunmak için Enstitü’den izin alma yükümlülüğü getirilebilir. - Şirketin yönetici kademelerinde değişiklik yapılabilir. - Şirketin faaliyetlerine son verilebilir. Mali bünye durumlarında iyileşme sağlanamayan şirketler için, şirketin varlıklarının tasarruf hakkının kısıtlanmasına ve bir sonraki tedbir olarak da şirkete geçici yönetici atanması ya da yönetim kurulunun değiştirilmesi tedbirlerine başvurulmaktadır. 58 4.3.1.2.10. Hesapların Konsolidasyonu ve Finansal Tabloların Raporlanması Portekiz mevzuatına göre, her şirketin bilanço ve gelir tablosunu, denetim komitesinin görüşlerini, muhasebe kayıtlarını, konsolide edilmiş diğer hesaplarını ve bağımsız dış denetim raporunu yıl bitiminde Enstitü’ye göndermesi gerekmektedir. 4.3.1.2.11. Grup İçi İşlemlerin Denetimi Şirket bir gruba ait ise, denetim otoritesi için önemli olan, grup yapısının denetime elverişliliğidir. Şirketlerin Enstitü’ye, bağlı bulundukları grubun organizasyonu, yapısı ve gerçekleşen grup içi işlemlere dair gerekli bilgileri bildirmeleri gerekmektedir. 4.3.2. Almanya Almanya’da 31.12.2005 tarihi itibariyle 51 reasürans şirketi faaliyette bulunmaktadır. Sigorta şirketlerinin saklama payları EK-3’te görüleceği üzere %84,13 (hayat&hayat-dışı) civarındadır. Devredilen primler hayat branşında 8.129 Milyon Euro, hayat-dışında ise 24.995 Milyon Euro olmak üzere toplam 33.124 Milyon Euro’dur. Almanya’da reasürans şirketleri, sigorta şirketlerinin aksine, daha sınırlı denetime tabidirler. Reasürans şirketlerinin faaliyetleri Federal Finansal Denetim Otoritesi (Bundesbank und Bundesanstalt für Finanzdienstleistungsaufsicht - BaFin) tarafından Sigortacılık Denetim Kanunu ile düzenlenmekte ve denetlenmektedir. Kanun, reasüransın hem dolaylı hem de direkt denetimini kapsamaktadır. (http://www.bafin.de) 4.3.2.1. Sigorta Şirketlerinin Reasürans Politikalarının Denetlenmesi Alman mevzuatına göre, sigorta şirketlerinin reasürans politikaları ve reasürans işlemleri hem yetkilendirme aşamasında hem de yerinde denetim aşamasında denetlenmektedir. Sigorta şirketleri yetkilendirme sürecinde, 59 reasürans politikaları hakkında denetim otoritesini bilgilendirmelidir. Böylelikle şirketin yeterli bir reasürans politikasının olup olmadığı anlaşılmaktadır. Şirket yönetim kurulu uygun reasürörlerin seçiminden sorumlu olduğundan, kurul üyelerinin reasürans faaliyetlerinin işleyişini anlayabilmek ve analiz etmek için yeterli bilgi ve tecrübeye sahip olmaları gerekmektedir. Yönetim kurulunun ayrıca, reasürörün yeterli bilgi ve deneyime sahip olup olmadığını, aynı şirket grubundan ise, karar almada bağımsız olup olmadığını, retrosesyonu sık kullanıp kullanmadığını, reasürörün risklerini nasıl dağıttığını, mali istikrarını ve hasar ödemeleri performansını yakından incelemesi gerekmektedir. Denetim otoritelerince sigorta şirketlerinin, denetim otoritelerince yerinde denetimi yapılırken, şirketin özellikle reasürans faaliyetlerine ilişkin muhasebe işlemleri ile reasürans politikasındaki değişimler incelenmektedir. Ayrıca, ayrıntılı denetimlerde denetim otoritesi, yukarıda yönetim kurulu için belirtilen sorumlukların yerine getirilip getirilmediğini, doğru reasüransın alınıp alınmadığını ve doğru reasürörün seçilip seçilmediğini analiz etmekte; reasürans anlaşmalarında sigortalananların menfaatlerini tehdit edecek unsurlar tespit ederse, sözleşmelerin değiştirilmesini ya da iptal edilmesini isteyebilmektedir. 4.3.2.2. Reasürans Şirketlerinin Faaliyetlerinin Düzenlenmesi ve Denetlenmesi 4.3.2.2.1. Reasürans Şirketlerinin Kuruluşu ve Yetkilendirilmesi Reasürans şirketleri halka açık limited şirket (public limited company), dayanışma birliği (mutual society), anonim şirket (corporation) ve kamu hukukuna tabi kurum (institution under public law) olarak kurulabilmektedir. Şirketlerin kuruluş ön izni başvurusunda BaFin’e aşağıdaki unsurları içeren bir çalışma planı sunmaları gerekmektedir. Bunlar; - Şirket ana sözleşmesi, - Şirketin kurulma amacı ve faaliyet gösterilecek iş alanının tanımı, 60 - İlk yıl için tahmin edilen bilanço ve gelir tablosu, - Reasürans faaliyeti ile hangi tür risklerin kabul edileceği ve reasürörün daha önce çalıştığı sigortacılar ile hangi çeşit reasürans sözleşmesi akdettiği, - Şirketin hasar ödemeleri, muhasebe prosedürü, yatırım şartları ve reasürörün varlık-yükümlülük yönetimine ilişkin bilgiler, - Retrosesyon çeşidi ve korumasına ilişkin bilgiler, - Yöneticilerin güvenilir ve deneyimli olup olmadıklarının değerlendirilmesi için gerekli bilgiler, - Şirketin hakim ortaklarının isimleri, şirketteki payları ve başka bir şirket grubuna da mensup iseler, mensup oldukları şirketin grup yapısı ve diğer iştiraklerinin son 3 yılı içeren mali tabloları ve bağımsız denetim raporları, - Reasürans şirketinin varsa diğer şirket ve gerçek kişilerle ilişkilerine dair bilgilerdir. 4.3.2.2.2. Yöneticilere İlişkin Bilgiler Alman mevzuatına göre, şirket yönetim kurulunun asıl işlevi, şirketin mevzuata uygun olarak iyi yönetilmesine özen göstermek ve şirketin dışarıya karşı iyi tanıtılmasını sağlamaktır. 4.3.2.2.3. Ruhsatlama ve Ruhsatın İptali Alman mevzuatına göre reasürans şirketleri ruhsat almak zorunda olmayıp faaliyet gösterecekleri iş alanında izin almaları yeterlidir. Diğer taraftan, reasürans şirketlerinin faaliyet gösterdikleri branşlardaki yetkileri; şirket tasfiye sürecine girerse ya da yetkiyi aldıktan sonra 12 ay içinde faaliyete geçmez veya 6 ay boyunca faaliyette bulunmazsa, yetkilendirmede gerekli olan unsurları, sigortacılara olan yükümlülüklerini, sermaye yeterliliği ile ilgili tedbirleri yerine getiremez ve mevzuata aykırı işlemlerde bulunursa iptal edilmektedir. 61 4.3.2.2.4. Hisse Devri İşlemleri Hisse devri ve edinim işlemlerine ilişkin mevzuat AB ve Portekiz’in düzenlemeleri ile aynı özellikleri taşımaktadır. 4.3.2.2.5. Portföy Devri ve Tasfiye Alman mevzuatında reasürans şirketlerinin portföy devri ve tasfiye işlemlerine ilişkin düzenleme bulunmamaktadır. 4.3.2.2.6. Bağımsız Dış Denetim ve İç Denetim Mekanizması Alman mevzuatına göre tüm şirketlerin her yıl bağımsız denetim yaptırması gerekmektedir. Ancak küçük şirketler iş hacimlerine bağlı olarak 3 yılda bir denetim yaptırabilmektedirler. Denetim otoritesi gerekli görürse, bağımsız denetim raporlarını düzenleyen denetçi ile görüşebilir ve masraflar şirket tarafından karşılanmak üzere, bazı unsurların ayrıntılı olarak denetlenmesini talep edebilmektedir. Diğer taraftan, şirketlerin etkin işleyen bir iç kontrol ve risk yönetim sistemleri olması zorunludur. 4.3.2.2.7. Aktüer Bulundurulması Hayat, hastalık ve ferdi kaza branşlarında faaliyette bulunan tüm şirketlerin aktüer bulundurma zorunluluğu vardır. 4.3.2.2.8. Teknik Karşılıklara İlişkin Düzenlemeler Reasürans şirketlerinin, sedan ve retrosesyonerlere karşı yükümlülüklerini karşılayabilmek için yeterli düzeyde teknik karşılık (muallak hasar karşılığı, matematik karşılıklar ve kazanılmamış primler karşılığı) ayırmaları gerekmektedir. Teknik karşılıkları karşılayan varlıkların “nitelikli varlıklar” olması gerekmektedir. Reasürörün mali yapısı ve grup içi ilişkileri de göz önüne 62 alınarak, yatırıma yönlendirilen varlıkların yeterli derecede dağıtılmasına ve güvenli ve likit olmalarına dikkat edilmelidir. 4.3.2.2.9. Sermaye Yeterliliği ve Minimum Garanti Fonuna İlişkin Düzenlemeler Sermaye yeterliliği ve minimum garanti fonu hesaplamasına ilişkin mevzuat AB ve Portekiz’in düzenlemeleri ile aynı özellikleri taşımaktadır. 4.3.2.2.10. Mali Bünyenin Güçlendirilmesine İlişkin Tedbirler Alman mevzuatında, reasürans şirketlerinin mali bünyesinin güçlendirilmesine ilişkin tedbirlere yönelik düzenleme bulunmamaktadır. 4.3.2.2.11. Hesapların Konsolidasyonu ve Finansal Tabloların Raporlanması Mevzuatta, reasürans şirketlerinin hesapları bireysel anlamda ayrıntılı denetime tabi değildir. Ancak, reasürans şirketi bir grup şirketine üye ise hesapları grup denetimine tabi tutulmaktadır. Bu şirketlerin muhasebe ve diğer finansal tablolarını hesap bitimlerinde, yatırım gelişmelerini ise 3 ayda bir BaFin’e sunmaları gerekmektedir. 4.3.2.2.12. Grup İçi İşlemlerin Denetimi Şirketlerin, yılda en az bir kere önem arz eden ve sermaye yeterliliğini etkileyen grup içi işlemlerine (kredi, garanti ve bilanço dışı işlemler, yatırım ve maliyetlerin paylaşılmasına dair anlaşmalar) ilişkin gelişmeleri denetim otoritesine bildirmeleri gerekmektedir. 4.3.3. Çek Cumhuriyeti 2003 yılı itibariyle, Çek Cumhuriyeti’nde faaliyet gösteren reasürans şirketi bulunmamaktadır. Sigorta şirketlerinin saklama payları EK-3’te görüleceği üzere %81,02 (hayat&hayat-dışı) civarındadır. Hayat branşında 63 devredilen primler 755 Milyon Çek Korunası21 (Czech Koruna - CZK), hayatdışında da 19.356 Milyon CZK olmak üzere toplam 20.111 Milyon CZK’dir. Çek Cumhuriyeti’nde reasürans şirketleri, sigorta şirketleri ile aynı düzenleme ve denetim kurallarına tabidirler. Reasürans şirketlerinin faaliyetleri Maliye Bakanlığı tarafından Sigortacılık Kanunu ile düzenlenmekte ve denetlenmektedir. (http://www.mfcr.cz) 4.3.3.1. Sigorta Şirketlerinin Reasürans Politikalarının Denetlenmesi Çek Cumhuriyeti Sigortacılık Kanunu’nda dolaylı reasürans denetimine ilişkin doğrudan bir hüküm bulunmamaktadır. 4.3.3.2. Reasürans Şirketlerinin Faaliyetlerinin Düzenlenmesi ve Denetlenmesi 4.3.3.2.1. Reasürans Şirketlerinin Kuruluşu ve Yetkilendirilmesi Çek Cumhuriyeti’nde reasürans faaliyetinde bulunacak reasürans şirketleri anonim şirket olarak kurulmak ve faaliyette bulunabilmeleri için de Maliye Bakanlığı’ndan yetki ve ruhsat izni almaları gerekmektedir. Yetkilendirme ve ruhsat başvurusunda aşağıdaki bilgi ve belgelerin sunulması gerekmektedir: - Şirket ana sözleşmesi, - Kayıtlı sermaye tutarı, - Hangi branşlarda faaliyette bulunulacağı, - Faaliyet planı, - Sigorta priminin hesaplanma metodu, - Hayat branşında istatistiki data bilgileri, 21 Avrupa Merkez Bankası 2006 yıl sonu kurlarına göre, 1 Euro 27,485 Çek Korunası’na karşılık gelmektedir. 2006 yıl sonu Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Euro/YTL kuru 1,8604 olduğundan, 1 YTL yaklaşık hesaplanmaktadır. 64 olarak 14,7737 Çek Korunası olarak - Teknik karşılık hesaplama metodu, - Minimum garanti fonunun bileşenleri, - İdari masraflar, satış ve dağıtım ağı harcamalarının tahmini, - İlk 3 mali yıl için; tahmin edilen gelir ve harcamalar, tahmin edilen yazılan prim ve hasar ödemeleri, teknik karşılıklar, tahmin edilen bilanço, yükümlülükleri karşılayacak tahmini mali kaynaklar, - Şirket sahipleri, kurucuları, yönetim kurulu üyeleri, yöneticileri ve aktüere ilişkin bilgiler ile yönetici ve kurucuların kredibilite koşullarını sağlayıp sağlamadığı. 4.3.3.2.2. Ruhsatın İptali ve Hisse Edinim ve Devri Ruhsat iptalini gerekli kılan koşullar ile hisse edinim ve devrine ilişkin prosedür Alman mevzuatı ile paraleldir. 4.3.3.2.3. Portföy Devri Çek mevzuatına göre, eğer bir şirket alınması gereken tedbirleri yerine getiremez, yükümlülüklerini karşılayamaz duruma gelir ve yetkisi elinden alınırsa; şirketin portföyünü devretmesi gerekli görülebilmektedir. Şirket, portföy transferi için bir öneri oluşturarak, onay için Bakanlığa sunmaktadır. 4.3.3.2.4. Faaliyete Son Verilmesi ve Tasfiye Mevzuata göre, şirket mali durumu nedeniyle faaliyetlerine devam edemeyecek duruma gelirse, iflas kararı alabilmektedir. İflasın gerçekleşmesi için de Bakanlıkça bir tasfiye memuru atanmaktadır. 4.3.3.2.5. Şirketlerin İç Denetim Mekanizması ve Bağımsız Dış Denetim Reasürans şirketlerinin iyi işleyen bir iç kontrol mekanizmasının olması gerekmektedir. İç kontrol sistemi; reasürans şirketinin faaliyetlerinin mevzuata uygun ve düzgün yürütülüp yürütülmediğini, şirketin maruz kaldığı risklerin analiz edilmesini, muhasebe ve veri sisteminin doğruluğu ve güvenilirliğini ve yönetimin faaliyetlerini incelemekle görevlidir. 65 Diğer taraftan, bağımsız denetimde denetçi tarafından şirketlerin yıllık hesapları incelenerek Bakanlığa bir rapor sunulmaktadır. Bakanlık eğer raporların güvenilirliğine dair olumsuzluklar tespit ederse, şirketin incelenmesi için Bakanlıktan bir denetçi atamaktadır. 4.3.3.2.6. Aktüer Bulundurulması Şirketler hem hayat hem de hayat-dışı faaliyetleri için aktüer bulundurmak zorundadırlar. Reasürans şirketlerinde aktüer, teknik karşılık ve sermaye yeterliliği hesaplamaları ile reasürans faaliyetlerinin aktüeryal hesaplamalarından sorumludur. 4.3.3.2.7. Teknik Karşılıklara İlişkin Düzenlemeler Reasürans şirketlerinin, reasürans anlaşmalarından doğan yükümlülükleri ile orantılı olarak, kazanılmamış primler karşılığı, muallak hasar karşılığı, hayat sigortası prim karşılığı, bonus ve indirim karşılığı, dengeleme karşılığı ve hayat-dışı prim karşılığı ayırmaları gerekmektedir. Muallak hasar karşılığı, hayat sigortası prim karşılığı ve hayat-dışı prim karşılığı aktüeryal ve istatistiki metotlar kullanılarak hesaplanmaktadır. Teknik karşılıklara karşılık olarak gösterilebilecek varlıklarda22 sınırlamalar mevcuttur. 22 Teknik karşılıkların yatırılacağı varlıklar; Çek Cumhuriyeti ya da Çek Ulusal Bankası tarafından ihraç edilen bonolar, bankalarca ya da yabancı bankaların şubelerince ihraç edilen bonolar, halka açık şirket tahvilleri (publicly negotiable corporate bonds), hazine bonoları, halka açık belediye bonoları (publicly negotiable municipal bonds), banka garantisi ile ciro edilen kambiyo senetleri, Çek Cumhuriyeti’nde bulunan gayrimenkuller, tescilli mortgage bonoları (registered mortgage bonds), halka açık ciro edilebilir ticari bonolar (publicly negotiable shares), Çek Cumhuriyeti’nde faaliyette bulunan bankalarca verilen mevduat ve mevduat sertifikaları, sanatsal ve kültürel değeri olan varlıklar, AB üye ülkelerince ya da merkez bankalarınca ihraç edilen devlet tahvilleri ile Avrupa Yatırım Bankası, Avrupa Kalkınma ve İmar Bankası ya da Uluslararası Kalkınma ve İmar Bankası tarafından ihraç edilen bonolar, AB ülkelerinin düzenlenmiş piyasalarında işlem gören yabancı senetlerdir. 66 Reasürans şirketleri, yükümlülüklerini ve hasar ödemelerini Çek parasından başka bir para birimi ile ödemeyi taahhüt ettiyse, teknik karşılıklara kaynak olarak o para cinsinden varlık ayırması gerekmektedir. Ancak, varlıklar bu karşılıkların %7’sini, o döviz cinsinden olan bütün taahhütlerin de %20’sini geçmiyor ve döviz cinsi yatırıma uygun değilse bu koşul uygulanmamaktadır. 4.3.3.2.8. Sermaye Yeterliliğine İlişkin Düzenlemeler ve Minimum Garanti Fonu Sermaye yeterliliği ve minimum garanti fonu hesaplamasına ilişkin mevzuat AB ve Almanya’nın düzenlemeleri ile aynı özellikleri taşımaktadır. 4.3.3.2.9. Mali Bünyenin Güçlendirilmesine İlişkin Tedbirler Denetim otoritesi tarafından, şirkette bazı yolsuzlukların yapıldığı ve şirketin mali durumunda olumsuzlukların olduğu tespit edilirse, şirkete belli bir süre verilerek yönetici kademelerinde değişiklik yapılması istenmektedir. Eğer şirketin mali durumundaki kötüleşme devam ederse, şirket nezdinde aşağıdaki önlemler alınmaktadır: - Şirketin faaliyetlerindeki olumsuzlukları ve bu olumsuzlukların nedenlerini içeren yeniden yapılanma planı sunulması istenebilir. - Zorunlu yönetim uygulaması ile genel müdür değiştirilebilir. - Reasürans sözleşmesi yapma yetkisi geçici olarak kaldırılabilir. - Şirketin portföyünü başka bir şirkete devretmesi istenebilir. - Şirketin yetkisi iptal edilebilir. 4.3.3.2.10. Hesapların Konsolidasyonu ve Finansal Tabloların Raporlanması Reasürans şirketlerinin yıllık hesaplarını, teknik verilerini, teknik karşılıklarının hesaplanma metotlarını ve sermaye yeterliliği tablolarını denetim otoritesine göndermeleri gerekmektedir. 67 4.3.3.2.11. Grup İçi İşlemlerin Denetimi Denetim otoritesi, grup içi işlemlerin bir grup şirketine ait reasürans şirketinin mali durumunu etkileyip etkilemediğini anlamak için tamamlayıcı denetim yapmaktadır. Bu denetim yapılırken grup içi işlemlerin bütün unsurları değerlendirilmektedir. Tamamlayıcı denetim, şirketin garanti ve bilanço dışı işlemlerini, likiditesini etkileyen faaliyetlerini, yatırımlarını, retrosesyon işlemlerini ve masrafların paylaşımı anlaşmalarını içermektedir. Ayrıca, şirketlerin bir önceki mali yılda gerçekleşen önemli işlemleri ile ilgili olarak 31 Marta kadar bir rapor sunmaları da gerekmektedir. 4.3.4. Norveç Norveç’te 2003 yılı itibariyle sigorta şirketlerinin saklama payları EK- 3’te görüleceği üzere %89,45 (hayat&hayat-dışı) civarındadır. Devredilen primler hayat branşında 1.335 Milyon Norveç Kronu23 (NOK), hayat-dışında ise 8.127 Milyon NOK olmak üzere toplam 9.462 Milyon NOK’tur. 2005 itibariyle 1 reasürans şirketi bulunmaktadır, ancak şirket 3 yıldır tasfiye sürecindedir. Norveç’te reasürans şirketleri, sigorta şirketleri ile aynı düzenleyici ve denetleyici hükümlere tabidirler. Reasürans şirketlerinin faaliyetleri Norveç Finansal Denetim Otoritesi (Kredittilsynet) tarafından Sigortacılık Faaliyetleri Kanunu, Mali Kurumlar Kanunu ve Garanti Planı Kanunu ile düzenlenmekte ve denetlenmektedir. (http://www.kredittilsynet.no) 4.3.4.1. Sigorta Şirketlerinin Reasürans Politikalarının Denetlenmesi Norveç mevzuatında, sigorta şirketlerinin reasürans politikalarına yönelik herhangi bir kısıtlama ya da sınırlama bulunmamaktadır. Ancak, 23 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 2006 yıl sonu döviz satış kurlarına göre, 1 Norveç Kronu 0,22542 YTL’ye ve 8,2351 Euro’ya karşılık gelmektedir. 68 şirketlerin yerinde denetimi esnasında reasürans korumalarını da içine alan büyük riskleri kontrol edilmektedir. 4.3.4.2. Reasürans Şirketlerinin Faaliyetlerinin Düzenlenmesi ve Denetlenmesi 4.3.4.2.1. Reasürans Şirketlerinin Kuruluşu ve Yetkilendirilmesi Reasürans şirketlerinin, özel limited şirket, halka açık limited şirket ya da mütüel şirket olarak kurulmaları gerekmektedir. Şirketler Kredittilsynet’in yetkilendirmesi olmadan faaliyette bulunamamaktadırlar. 4.3.4.2.2. Yöneticilere İlişkin Bilgiler Şirketlerin yönetim kurulunun en az 4 kişiden oluşması gerekmektedir ve genel müdür yönetim kurulunun doğal üyesidir. Yönetim kurulu üyelerinin çoğunluğunun aynı şirket grubundaki bir şirkette ya da başka bir şirkette çalışması yasaktır. Şirketlerin en az 12 kişiden oluşan temsilciler komitesinin olması gerekmektedir. Bu komite yönetim kurulundan ayrı bir oluşumdur. Temsilciler komitesi, sektörden kişilerden, paydaşlardan ve çeşitli kişilerden oluştuğundan, değişik çıkar gruplarını temsil etmektedir. Diğer taraftan, şirketlerin en az 3 kişiden oluşan bir kontrol komitesi de olması gerekmektedir. Kontrol komitesi, şirketlerin faaliyetlerinin düzgün ve mevzuata uygun olarak yapılıp yapılmadığını kontrol etmektedir. Komite raporlarını yılda en az bir kez temsilciler komitesine ve Kredittilsynet’e göndermekle yükümlüdür. 4.3.4.2.3. Ruhsatlama ve Ruhsatın İptali Norveç mevzuatına göre, şirketlerin ruhsat alabilmesi için genel merkezlerinin Norveç’te bulunması gerekmektedir. Şirketlerin ruhsat başvurusunda, ilk üç yıl için öngörülen faaliyetleri kapsayan bir faaliyet raporu, şirket ana sözleşmesi, şirket kuruluş sözleşmesinin (memorandum of 69 association) onaylanmış kopyası ve şirket genel kurul tutanağının (minutes of the statutory meeting) onaylanmış kopyasını sunmaları gerekmektedir. Diğer taraftan, şirketin ruhsatı aşağıdaki durumların gerçekleşmesi halinde iptal edilmektedir. - Yönetim kurulu ya da yöneticileri görevleri ve sorumlulukları ile ilgili olarak mevzuata karşı ihlaller gerçekleştirmesi, - Şirketin yönetim ve faaliyetlerinde kanunsuz hareketlerin olması ve şirketin kötü yönetilmesi, - Şirketin mali durumunun yeterli olmaması, - Şirketin artık reasürans faaliyetini gerçekleştiremez duruma gelmesi. 4.3.4.2.4. Hisse Devri İşlemleri Norveç mevzuatına göre hisse devri ve edinimleri Kredittilsynet’in onayına tabidir. Hisse edinim ve devirlerinde onay için alt sınır %10 ve üstüdür. Aynı şekilde, hisse edinim ve devri %20, %25, %33 ve %50’nin üzerine çıktığı ya da altına indiğinde de onay gerekmektedir. Hisse edinim ve devrine ilişkin talebe 3 ay içinde cevap verilmelidir. Diğer taraftan, %25 veya üstü hisse edinimlerinde, hisse edinen kişinin önceki iş tecrübelerinin ve mali kaynaklarının yetersiz görülmesi veya hisse devrinin şirketin ticari çıkarları açısından diğer kuruluşlarla olan bağımsızlık ilişkisini bozacağının tespit edilmesi halinde, Kredittilsynet söz konusu talebi reddedebilmektedir. 4.3.4.2.5. Portföy Devri Şirketlerin portföy devri Kredittilsynet’in onayına tabidir. Eğer portföy devri Avrupa Ekonomik Alanı içindeki şirketler arasında yapılacaksa, portföy devri, şirketin bulunduğu ülkenin yetkili otoritesi tarafından onay verilmesi halinde gerçekleşmektedir. 4.3.4.2.6. Faaliyete Son Verilmesi ve Tasfiye Şirketlerin iflas kararı Kredittilsynet tarafından onaylanmaktadır. İflas kararı onaylandığı andan itibaren, şirketin yeni reasürans sözleşmesi yapma yetkisi de iptal edilmiş olmaktadır. 70 4.3.4.2.7. Şirketlerin İç Denetim Mekanizması ve Bağımsız Dış Denetim Norveç mevzuatına göre, toplam aktifi 10 Milyar NOK (yaklaşık 1,21 Milyar Euro) olan tüm şirketler iç denetim birimi oluşturmakla yükümlüdürler. Oluşturulan iç denetim biriminin direkt olarak Kredittilsynet raporlama yapma zorunluluğu yoktur, ancak Kredittilsynet’in gerekli görürse iç denetim biriminin hazırladığı raporları inceleyebilmektedir. İç denetim mekanizmasında yönetim kurulunun görevi, uygun ve etkin bir iç kontrol biriminin oluşturulmasını sağlamaktır. Genel müdürün görevi ise, iç kontrol mekanizmasının yönetim kurulunca belirlenen çerçevede etkin işleyip işlemediğini incelemek ve bazı durumlarda gerekli önlemleri almaktır. Diğer taraftan, yıllık hesaplar kapandıktan sonraki 7 ay içinde Kredittilsynet’e şirketin bağımsız denetim raporunun sunulması gerekmektedir. 4.3.4.2.8. Aktüer Bulundurulması Norveç mevzuatına göre, şirketlerin hem hayat hem de hayat-dışı faaliyetlerine ilişkin aktüer bulundurmaları zorunludur. 4.3.4.2.9. Teknik Karşılıklara İlişkin Düzenlemeler Norveç mevzuatında hayat teknik karşılıklarına ilişkin düzenleme bulunmamaktadır. Hayat-dışı teknik karşılıklar ise sırasıyla; kazanılmamış primler karşılığı, muallak hasar karşılığı ve dalgalanma karşılığıdır24. Şirketlerin söz konusu karşılıkları temel risk metotları (basic risk theoretical methods) kullanarak hesaplamaları ve 3’er aylık periyotlar sonunda Kredittilsynet’e bildirmeleri gerekmektedir. 24 Dalgalanma karşılığı = Teknik yükümlülük (Şirketin kendi hesabında, gelecekte belli bir zaman diliminde oluşacak bütün hasarlarını ödeme olasılığı)- [ Prim yükümlülüğü (Kazanılmamış prim karşılığı) + Hasar yükümlülüğü (Muallak hasar karşılığı)] 71 4.3.4.2.10. Sermaye Yeterliliğine İlişkin Düzenlemeler Sermaye yeterliliği hesaplamasına ilişkin mevzuat AB ve Almanya’nın düzenlemeleri ile aynı özellikleri taşımaktadır. Diğer taraftan, Norveç mevzuatına göre, reasürans şirketlerinin minimum garanti fonu ayırma zorunlulukları bulunmamaktadır. 4.3.4.2.11. Mali Bünyenin Güçlendirilmesine İlişkin Tedbirler AB uygulamaları ile uyumlu olarak, şirketlerin mali bünyelerinde olumsuzluklar tespit edildiğinde, şirketlerden mali yapılandırma planı istenmektedir. Bu plan; gelecek üç yıl için öngörülen giderleri, gelirleri, şirket bilançosunu, yükümlülükleri ve gerekli sermayeyi karşılayacak finansal kaynaklar tahminini içermektedir. Şirketin mali durumunda bir düzelme kaydedilmezse, bir sonraki tedbir olarak şirketten sermaye artırımı yapması istenebileceği gibi, şirketin varlıklarının tasarrufuna da tedbir konabilmektedir. 4.3.4.2.12. Hesapların Konsolidasyonu ve Finansal Tabloların Raporlanması Şirketlerin hesaplarını her yıl konsolide ederek, bilanço ve gelir tablolarını Kredittilsynet’e sunmaları gerekmektedir. 4.3.4.2.13. Grup İçi İşlemlerin Denetimi Norveç mevzuatına göre, aynı gruba dahil şirketlerin grup içi işlemlerinin normal ticari işlemler gibi yapılması gerekmektedir. Eğer bu işlemler ticari olmaktan çıkıp özel grup içi işlemlere dönüşürse, Kredittilsynet bu işlemlere son verilmesini isteyebilir. 4.3.5. Avustralya Avustralya’da 2003 yılı itibariyle sigorta şirketlerinin saklama payları EK-3’te görüleceği üzere %83,55 (hayat&hayat-dışı) civarındadır. Hayat ve 72 hayat-dışı branşında devredilen primler toplamı 10.349 AUD25’dir. Diğer taraftan, 2003 yıl sonu itibariyle 30 reasürans şirketi faaliyet göstermektedir Avustralya’da reasürans şirketlerinin faaliyetleri aynı sigorta şirketleri gibi düzenlemektedir. Sigorta ve reasürans şirketlerinin hayat ve hayatdışındaki faaliyetleri, mali sektörü bir bütün olarak denetleyen Avustralya Düzenleme Kurumu (Australian Prudential Regulation Authority-APRA) tarafından, Sigortacılık Kanunu (Insurance Act) ve Hayat Sigortası Kanunu (Life Insurance Act) ile düzenlenmekte ve denetlenmektedir. (http://www.apra.gov.au) 4.3.5.1. Sigorta Şirketlerinin Reasürans Politikalarının Denetlenmesi Hayat-dışı sigorta şirketlerinin reasürans korumalarına ilişkin herhangi bir sınırlama ya da kısıtlama bulunmamakla birlikte, sermaye yeterliliği belirlenirken APRA, sigortacının reasürörden alacakları için ek sermaye tutmasını istemektedir. Diğer taraftan, hayat-dışı şirketlerin risk yönetimi politikalarının bir parçası olarak, belirli bir reasürans yönetimi politikası oluşturularak, reasürans işlemlerinin izlenmesi gerekmektedir. Hayat şirketlerinde ise, aktüerlerin onayı olmadan reasürans anlaşmaları gerçekleştirilemez. Diğer taraftan, şirketlerin her yıl APRA’ya bir reasürans raporu sunmaları ve bazı branşlardaki sözleşmelerde APRA’nın onayını almaları gerekmektedir. 4.3.5.2. Reasürans Şirketlerinin Faaliyetlerinin Düzenlenmesi ve Denetlenmesi Avustralya mevzuatına göre, hayat ve hayat-dışı branşlarda faaliyet gösteren reasürans şirketlerinin faaliyetleri ayrı ayrı düzenlenmekle birlikte, bazı alanlardaki uygulamalar birbiriyle paraleldir. 25 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 2006 yıl sonu döviz satış kurlarına göre, 1 Avustralya Doları (AUD) 1,1159 YTL’ye karşılık gelmektedir. 73 4.3.5.2.1. Reasürans Şirketlerinin Kuruluşu ve Yetkilendirilmesi Avustralya mevzuatına göre, reasürans şirketlerinin yetki almak için APRA’ya başvurmaları gerekmektedir. Şirketler yerel anonim şirket olarak faaliyet gösterebilecekleri gibi, yetki izni alıp yabancı reasürans şirketlerinin şubesi olarak da faaliyet gösterebilmektedirler. 4.3.5.2.2. Yöneticilere İlişkin Bilgiler Avustralya mevzuatına göre, yönetim kurulunun ve yöneticilerin reasürans faaliyetleri ile ilgili gerekli bilgi ve deneyime sahip olmaları gerekmektedir. Diğer taraftan, yönetim kurulunun etkin çalışabilmesi için kurul üyelerinin çoğunluğunun faaliyetlerinde bağımsız olması şartı da getirilmiştir. 4.3.5.2.3. Ruhsatlama ve Ruhsatın İptali Avustralya mevzuatında ruhsatlama prosedürü yerine yetkilendirme prosedürü uygulanmaktadır. Yetkilendirme için aşağıdaki bilgi ve belgelerin sunulması gerekmektedir: - Şirkete ilişkin bilgiler, - Hissedarlar, yönetim kurulu ve yöneticilere ilişkin bilgiler, - Yetkilendirme başvurusunun denetçiler ve aktüer tarafından onaylanması, - Mali projeksiyonları içeren 3 yıllık iş planı, - Retrosesyon ve reasürans politikaları hakkında bilgi, - Şirketin etkin risk yönetim mekanizması olup olmadığına dair bilgi, - Şirketin muhasebe sistemine ilişkin bilgi, - Bilgi işlem altyapısına ilişkin bilgiler. Yetkilendirilmiş bir reasürans şirketi, yetkilendirmede gerekli olan unsurları artık yerine getiremiyorsa, iflas etmiş ya da edeceği kesinleşmişse, sermayesi yetersiz hale gelmişse veya yetkiyi aldıktan sonraki 12 ay içinde faaliyet göstermez ise APRA şirketin yetkisini iptal etmektedir. 74 4.3.5.2.4. Hisse Devri İşlemleri Avustralya mevzuatına göre, %15 ve üzerindeki hisse edinim ve devirleri onaya tabi olup, talep eden kişi edinilecek/devredilecek hisse miktarını ve hisse edinim/devrine ilişkin nedenlerini bildirmekle yükümlüdürler. 4.3.5.2.5. Portföy Devri Hayat-dışı reasürans şirketlerinin portföy devri için APRA’nın onayını almaları gerekmektedir. Portföy devri için, aktüeryal değerlendirmeleri içeren bir plan sunulması gerekmektedir. Hayat işlerine dair portföy devirleri ise, mahkeme kararı olmadıkça yapılamamaktadır. Devrin gerçekleşebilmesi için mahkemeye APRA’ca onaylanmış bir planın sunulması ve bu planın mahkemece kabul edilmesi gerekmektedir. 4.3.5.2.6. Faaliyete Son Verilmesi ve Tasfiye Bir hayat-dışı reasürans şirketinin iflas kararı alabilmesi için yetkisinin veya ruhsatının APRA tarafından iptal edilmiş olması gerekmektedir. Bu da ancak şirketin yükümlülüklerinin başka bir şirkete geçtiği (portföy devri) ya da devredildiği hallerde mümkündür. Hayat reasürans şirketlerinde ise, kendi kendine iflas kararı alınamadığından, iflas kararı ancak mahkeme onayı ile verilebilmektedir. APRA, şirket hakkında bir değerlendirme yaptıktan sonra, iflası uygun görürse, mahkemeye iflas için başvurabilmektedir. 4.3.5.2.7. Şirketlerin İç Denetim Mekanizması Avustralya mevzuatına göre, bütün şirketlerin yeterli kaynağa sahip, etkin işleyen bağımsız bir iç kontrol mekanizmasının olması gerekmektedir. İç kontrolün görevi de, şirketin etkin ve yeterli bir risk yönetimi sisteminin olup olmadığını incelemek ve sonuçlarından denetim kuruluna bilgi vermektir. 75 4.3.5.2.8. Bağımsız Dış Denetim Avustralya mevzuatına göre, hayat ve hayat-dışı reasürans şirketlerinin bünyelerinde APRA tarafından görevlendirilmesi uygun görülmüş bir dış denetçi bulundurulması gerekmektedir. Denetçinin sorumluluğu objektif ve adil bir değerlendirme yapmak, yıllık hesapları incelemek, şirketin APRA’ya güvenilir veri vermesini sağlamak, denetim sonucu bulduğu hususlarla ilgili şirkete rapor sunmak, tespit ettiği aksaklıkları ve olumsuzlukları yönetim kuruluna ve üst yönetime bildirmek ve yöneticiler mevzuat dışı faaliyetlerde bulunuyorlarsa, bu durumu APRA’ya bildirmektir. Bağımsız denetim raporlarının periyodik olarak gönderilmesi gerekmektedir. Periyodik bildirimlere ek olarak, gerekli bilgiler istendiğinde ya da şirket faaliyetleri ile ilgili olarak APRA’yı ilgilendiren bir gelişme olduğunda da rapor sunulması gerekmektedir. 4.3.5.2.9. Aktüer Bulundurulması Toplam yükümlülükleri az ve kısa vadeli olan şirketler haricindeki hayat-dışı şirketlerinin ve hayat reasürans şirketlerinin aktüer bulundurmaları zorunludur. Mevzuata göre, aktüer; - Şirketle ilgili her türlü bilgiye ulaşma ve şirket çalışanlarından bilgi ve belge isteme yetkisine sahiptir. - Şirket yöneticileri toplantısına katılarak, sermaye yeterliliği durumu hakkında görüş ve önerilerde bulunabilir. - Şirketin yıllık hesaplarının ve mali durumunun değerlendirildiği genel kurul toplantılarına katılabilir. - Şirket yönetim kurulu ve yöneticileri mevzuata aykırı işlemlerde bulunuyor ve dolayısıyla da şirketin mali durumu kötüye gidiyorsa, gerekli önlemlerin alınması için APRA’yı bilgilendirmelidir. 4.3.5.2.10. Teknik Karşılıklara İlişkin Düzenlemeler Avustralya mevzuatına göre hayat-dışı şirketlerin hasar ve prim yükümlülükleri bulunmaktadır. Her iki yükümlülük değeri, istatistiksel modeller 76 kullanılarak aktüer tarafından hesaplanmaktadır. Hayat reasürans şirketlerinin ise, yükümlülükleri için ek sermaye ve fon tutmaları gerekmekte olup, yükümlülük hesaplamaları sözleşme türüne göre değişebilmektedir. Diğer taraftan, teknik karşılıkların yatırılacağı varlıklara ilişkin bir sınırlama bulunmamaktadır. 4.3.5.2.11. Sermaye Yeterliliğine İlişkin Düzenlemeler Hayat-dışı reasürans şirketlerinin minimum sermaye yeterliliği iki yöntemle hesaplanmaktadır. Bunlar, İç Modele Dayalı Metot (Internal Model Based Method) ile Öngörülen Metot (Prescribed Method)’ tur. İç modele dayalı metot hesaplamalar APRA’nın onayına tabidir. Bu modelin özü, şirketin varlık ve yükümlülüklerini etkileyecek risk faktörlerinin belirlenmesidir. Bunlar yatırım riski26, reasürans riski27, ve operasyonel riskler28dir. Şirketin sermaye ölçüm modeli bütün bu risklerin tahmini etkilerine ve riskler arasındaki ilişkilerin boyutuna bağlıdır. Şirket belli senaryolar çerçevesinde, risklere duyarlılığını analiz etmektedir. Buna “stres test” de denir. Oluşan duyarlılıklara göre sermaye ölçüm modeli oluşturulmaktadır. Sonuç olarak, minimum sermaye yeterliliği, reasürans riskinin, yatırım riskinin ve konsantrasyon riskinin sermayeye yüklediği sorumluluk toplamlarıdır. 26 Yatırım riski, varlıklarla ilgili nakit akımların zamanlamasının beklenenden farklı olmasıdır. Bu risk incelenirken, varlıkların piyasa değeri, vade yapısı, likiditesi ve faizlerin varlık nakit akımlarına etkisi göz önüne alınmalıdır. 27 Reasürans riski, yükümlülüklerle ilgili nakdi akımların zamanlamasının beklenenden farklı olmasıdır. Bu risk incelenirken; muallak hasar riski (gerçekleşen hasarların hesaplama öncesi beklenenden farklı olması), prim riski (alınan primlerin yükümlülük karşılamada yetersiz kalması), hasar projeksiyon riski (gelecek hasarların yükünün öngörülememesi), konsantrasyon riski (katastrofik olayların maliyetinin öngörülememesi), retrosesyon riski (uygun fiyatta retrosesyonerin bulunabilirliği) ve maliyet riski (maliyetlerin beklenenden farklı olması) göz önüne alınmalıdır. 28 Operasyonel risk, hatadan oluşabilecek mali kayıp, çalışanlardan kaynaklanan sorunlar, iç kontrol, kurumsal yönetişim ve dış faktörleri içermektedir. 77 Hayat reasürans şirketlerinin sermaye yeterliliği hesaplaması, hayatdışından farklı olarak, aktüeryal olarak yapılmaktadır. Yeterlilik için iki kademeli bir sistem oluşturulmuştur. Bunlar; likidite standardı (solvency standard) ile sermaye yeterliliği standardıdır. İlki şirketin likiditesini sağlarken, ikincisi şirketin mali yapısını güçlendirmektedir. Likidite standardının yükümlülüklerini amacı, karşılayacak şirketin düzeyde özkaynaklarının olmasıdır. Sermaye bütün yeterliliği standardının amacı ise, şirketin faaliyetlerini yerine getirebilmesine yönelik olarak yeterli sermayeyi sağlayacak varlıklara sahip olmasıdır. Sermaye yeterliliğini yerine getiremeyen şirketlerden ek sermaye artırımı yapmaları istenmektedir. Şirket öngörülen tedbirleri yerine getiremediğinde ise, yetkisi iptal edilmektedir. 4.3.5.2.12. Grup İçi İşlemlerin Denetimi Avustralya mevzuatına göre, hayat-dışı şirketler grup içi işlemlerde bulunuyor ya da anlaşmalar yapıyorlarsa, işlemler gerçekleştikten sonraki 20 iş günü içinde APRA’yı bilgilendirmeleri gerekmektedir. Anlaşma ve işlemler sonucunda oluşabilecek riskler ve bu risklere yönelik alınacak önlemlere ilişkin de bilgi verilmelidir. Hayat reasürans şirketlerinin grup içi işlemleri ise denetlenmemektedir. 4.3.6. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) 1980’lere kadar ABD’de reasürans düzenlemeleri eyaletler arasında büyük farklılık göstermekteydi. Bu farklılıkların azaltılması ve reasürans faaliyetlerinin düzenlenmesi ve denetlenmesine ilişkin olarak bazı hükümlerde standart yakalanması amacıyla, 1984 yılında Ulusal Sigorta Komisyonu Üyeleri Birliği’nce (National Association of Insurance Commissioners-NAIC) hazırlanan ve reasürans düzenlemelerine ilişkin ilk kanun olan Reasürans İçin Teminat Kanunu (Credit for Reinsurance Law) yürürlüğe girmiştir. Mevcut durumda, reasürans şirketlerinin denetlenmesi 78 eyaletler tarafından sigorta şirketlerindekine benzer bir şekilde yapılmaktadır. (http://www.naic.org) ABD’de 2003 yılı itibariyle sigorta şirketlerinin saklama payları EK-3’te görüleceği üzere %86,29 (hayat&hayat-dışı) civarındadır. Hayat branşında devredilen primler 93.706 Milyon USD29, hayat-dışında 93.657 Milyon USD olmak üzere toplam 187.364 Milyon USD’dir. 2003 yılı itibariyle 188 reasürans şirketi faaliyet göstermektedir. 4.3.6.1. Sigorta Şirketlerinin Reasürans Politikalarının Denetlenmesi Önceki dönemlerde, Amerikan şirketleri tarafından devredilen işlerin bir kısmı ABD’nin denetim alanı dışında olan yabancı reasürans şirketlerine gittiğinden denetim birimleri için bu işlemleri takip etmek gitgide zorlaşmıştır. NAIC bu durumu telafi etmek için yayımladığı Maddi İşlemler Modeline Dair Kanun (Disclosure of Material Transactions Model Act) ile sigortacıların bulundukları eyalete rapor sunmalarını öngörmüştür. Bu düzenlemeye göre; - Yenilenen, iptal edilen ya da revize edilen reasürans anlaşmaları hakkında bilgi verilmelidir. - Önemli ve yeni reasürans devri anlaşmaları hakkında bilgi verilmelidir. - Yetkili bir reasürörün yetkisiz bir reasürör ile değiştirilmesi ya da teminat unsurlarının azaltılması hakkında rapor sunulmalıdır. - Sedan şirketlerin düzenli olarak reasürörlerinin mali durumlarını izlemesi ve 3 aylık ya da yıllık olarak, sedanların kendi mali sonuçları ile reasürörün mali sonuçlarını ayrıntılı olarak yetkili otoritelere sunması gerekmektedir. (Iuppa, 2002a, 7) 29 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 2006 yıl sonu döviz satış kurlarına göre, 1 ABD Doları (USD) 1,4124 YTL’ye karşılık gelmektedir. 79 4.3.6.2. Reasürans Şirketlerinin Faaliyetlerinin Düzenlenmesi ve Denetlenmesi 4.3.6.2.1. Yetkilendirme ve Ruhsat Alma ABD’de reasürans şirketlerinin yetkilendirme ve ruhsat alma prosedürleri sigorta şirketleri ile aynıdır. Yetkilendirme için şirketin yönetici kadrosunun ve yönetim kurulunun düzgün kişilerden oluşması gerekmektedir. Yetkilendirilen şirketler, muhasebe kurallarına uymak, mali raporlama yapmak ve denetim otoritesine istenildiğinde bilgi vermek zorundadır. Diğer taraftan, ABD, yetkisi olan ve olmayan şirketlerin yetkilendirilmesi ve faaliyette bulunmalarına yönelik olarak reasürans için teminat mekanizması ile işleyen ve reasürans işlemlerini düzenleyen bir sistem geliştirmiştir. Bu mekanizmada, reasürör ya ruhsat alıp reasürans düzenlemesine tabi olmakta ya da sedan şirketlere karşı olan sorumluluğu çerçevesinde teminat tutmaktadır. (Hall ve Kading, 2002, 13) 4.3.6.2.2. Raporlama ve Gerekli Bilginin Sunulması Reasürans şirketleri sigorta şirketlerine göre daha az raporlamaya tabidir ve mali tabloların ve diğer hususların raporlanması şirketin bulunduğu eyalete göre değişmektedir. Reasürans şirketlerinin kendi eyaletlerindeki yetkili denetim otoritelerine, bilanço, gelir tablosu, nakit akım tablosu, branşlara göre prim üretimini gösteren teknik gelir tablosu, havuz anlaşmaları, detaylı yatırım tabloları, muallak hasar ve rezerv tabloları, retrosesyon yolu ile devredilen primler ve retrosesyona ilişkin detaylı bilgi sunmaları gerekmektedir. (EU, 2002, 65) 4.3.6.2.3. Sermaye Yeterliliği Sermaye yeterliliği hesaplaması, NAIC tarafından düzenlenen riske dayalı sermaye metodu ile yapılmaktadır. Şirketlerin sermaye yeterliliğinin denetimi bağlı olduğu eyaletteki denetim otoritesince yapılmaktadır. NAIC’in 80 geliştirdiği sermaye modeli karmaşık bir modeldir ve birçok riskin analizini bünyesinde barındırmaktadır. Ayrıca, hayat ve hayat-dışı reasürans işlemlerine ilişkin ayrı risk parametreleri kullanılmaktadır. (IAIS, 2006, 72) 4.3.6.2.4. Hesapların Konsolidasyonu ve Finansal Tabloların Raporlanması NAIC bazı çalışma grupları ve komiteler yoluyla finansal bilginin önemi hakkında hem düzenleyici birimleri hem de sektörü bilgilendirmektedir. Özellikle Muhasebe Uygulamaları ve Prosedürü Çalışma Kolu muhasebe sorunları için çözümler bulmaya ve muhasebe uygulamaları ve finansal tabloların raporlanması açısından yeknesaklığı sağlamak için bir rehber oluşturmaya çalışmaktadır. ABD’de finansal raporlama ve muhasebe standartları açısından yeni muhasebe prensipleri (Generally Accepted Accounting Principles - GAAP) uygulanmaktadır. (Iuppa, 2002a, 9) 4.3.6.2.5. Alternatif Risk Transferi Metotlarının Düzenlenmesi NAIC, on-shore menkul kıymetleştirmeyi (securitization) teşvik etmek için iki ayrı model kanun oluşturmuştur. Bunlardan ilki Korunan Birim Modeli Kanunu (Protected Cell Model Act), diğeri ise Özel Amaçlı Reasürans Aracı Modeli Kanunu’dur. (Special Purpose Reinsurance Vehicle Model Act) Korunan Birim Modeli Kanunu’nda, sigorta şirketleri “korunan birim” vasıtasıyla riskin plasmanı için menkul kıymetleştirme yapmaktadır. Korunan birim ancak sigortacının genel hesabı dahilinde yazılan riskleri kabul edebilmekte ve daha sonra bu riskleri korunan birim mekanizması ile menkul kıymetleştirmektedir. Bu sistemin, hem sigorta şirketinin yükümlülüklerini hem de yatırımcılara olan yükümlülükleri güven altına alacak şekilde dizayn edilmesi gerekmektedir. (Iuppa, 2002b, 3) Özel Amaçlı Reasürans Aracı Modeli Kanunu ise, özel amaçlı reasürans araçlarının yaratılmasını amaçlamaktadır. Sigorta riskleri bağımsız ve özel bir reasürans şirketi (special reinsurance entity) tarafından menkul kıymetleştirilmektedir. 81 BÖLÜM 5. TÜRKİYE REASÜRANS PİYASASI VE REASÜRANS DENETİMİNE İLİŞKİN MEVZUAT VE DÜZENLEMELER Bu bölümde, ilk olarak Türkiye’de reasüransın tarihçesi incelenecek olup, daha sonra istatistiki verilere dayanılarak reasürans piyasasının yapısı hakkında bilgi verilecektir. Son olarak da, Türkiye’de reasürans faaliyetlerinin hem dolaylı hem de doğrudan denetlenmesine ilişkin mevzuat incelenecektir. 5.1. 5.1.1. Türkiye’de Reasüransın Tarihçesi Cumhuriyet Öncesi Dönem Reasüransın tarihçesi kısmında, reasüransın modern sigortacılık ile paralel olarak geliştiği ve kökeninin 14. yüzyıla dayandığından bahsedilmişti. Reasüransın dünyadaki ilk örnekleri bu kadar eskiye dayanırken, Türkiye’deki gelişimi ancak 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra mümkün olabilmiştir. Cumhuriyetin ilanından önce, Türkiye’ye 1873 yılında yabancı şirketler tarafından getirilen reasüransın ne şekilde yapılacağına dair herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktaydı. Dolayısıyla, sigorta şirketlerinin yazdıkları primlerin çoğu yurtdışındaki reasürörlere aktarılıyor; bu da önemli ölçüde gelir kaybına yol açıyordu. Bu sebeple, Cumhuriyetin ilanından sonra ele alınması gereken en önemli konulardan biri sigorta ve reasürans olarak değerlendirilmiştir. 5.1.2. Milli Reasürans T.A.Ş.’nin Kuruluşu Cumhuriyetin ilanından sonra, ulusal bir sigorta piyasasının tam anlamıyla gelişmediği ve mali olanakları son derece zayıf milli sigorta 82 şirketlerinin var olduğu bir ortamda; devletin bir tekel kurarak reasürans işlemlerine müdahale etmesi gerekmekteydi.30 Reasürans tekelinin kurulması ile hem sigorta şirketlerince teminat altına alınan risklerin nasıl ve ne oranda reasüre edileceği konusundaki esaslar belirlenecek, hem de şirketlerin denetimi yoluyla yıkıcı rekabet önlenerek, ulusal sigorta pazarının gelişiminin daha sağlıklı olması sağlanacaktı. Dolayısıyla, bu amaçlar doğrultusunda, 25.06.1927 tarih ve 1160 sayılı Mükerrer Sigorta Hakkında Kanun ile “Türkiye Cumhuriyeti dahilinde faaliyette bulunan yerli ve yabancı sigorta şirketlerinin yazdıkları her nev’i sigorta miktarlarında mecburi akdedilen kısmının mükerrer sigorta altına alınması” hükme bağlanmış olup, reasürans tekelinin 25 yıl süreyle işletilmesi için 26.03.1929’da Milli Reasürans T.A.Ş. kurulmuştur. 1160 sayılı Kanun’un gerekçesinde yer alan amaçlar; sigorta şirketlerinin hasar ödemeleri, uyguladıkları tarifeler başta olmak üzere her türlü faaliyetlerinin denetimi, istatistiksel verilerin tek elde toplanması ve sigorta şirketlerinin kullanımına sunulması, yurtiçi reasürans ve saklama payı kapasitelerinin arttırılması, reasürans tekel işleticisinin ödeyeceği aidatlar ve kar payı ile Hazine’ye gelir sağlanması ve milli sigortacılık piyasasının geliştirilmesi olarak belirtilmektedir. (Elveren, 1994, 25) İlk başta, reasürans tekelinin işletilmesinin 25 yıllık31 bir süreyi kapsaması planlanmış olmasına rağmen, bu konuda yayımlanan muhtelif kararnameler ile tekelin işletilmesi 10’ar yıllık periyotlar halinde uzatılmıştır.32 16.10.1991 tarih ve 21023 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sigortacılıkta Yurtiçi Saklama Payı ve Reasürans Kapasitesini Artırma Sistemine İlişkin 30 Tekelin amaçları, sigorta şirketlerinin kapasitelerinin yetersizliği sonucunda konservasyonlarının çok düşük olması nedeniyle reasüransa devredilen önemli ölçüdeki primin ülkede tutularak döviz tasarrufu sağlanması, ülkede reasürans kapasitesi yaratılarak sektörün gelişmesinin sağlanması, sektörün kontrolü ve yönlendirilmesi, hasar ve tarife kontrolü, sigortacılığın millileştirilmesi, devlete gelir sağlanması ve teknik eğitim ve bilgi birikimi sağlanması idi. 31 Sigorta sektörünün kapasitesinin artması ve sektörün gelişmesi için öngörülen ortalama bir süredir. 32 10’ar yıllık dönemlerdeki konjonktürel gelişmeler ve ekonomik nedenlerden dolayı, sürenin uzatılması ilgili bakan tarafından uygun görülmüştür. 83 Bakanlar Kurulu Kararı ile de, 01.01.1992 tarihinden 31.12.2001 tarihine kadar sistemin işletilmesine ve yönetilmesine Milli Reasürans T.A.Ş. tarafından devam edilmesi uygun görülmüş, bu konuda hükümet adına ilgili Devlet Bakanı ile adı geçen Şirket arasında sözleşme düzenlenmiştir. Diğer taraftan, söz konusu düzenlemelere istinaden Milli Reasürans T.A.Ş.’ye yapılacak zorunlu devirler, “I. Bölüm İşlere İlişkin Devirler”33 ve “II. Bölüm İşlere İlişkin Devirler”34 olmak üzere iki kısma ayrılmıştır. Yukarıda sözü edilen 1991 yılında çıkarılan Bakanlar Kurulu Kararı’nın yürürlük süresinin 2001 yılı sonunda tamamlanması nedeniyle, tekel sisteminin tedrici olarak kaldırılmasına yönelik olarak, eski Kararın kapsamı daraltılmak suretiyle, 30.12.2001 tarih ve 24626 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2001/3480 sayılı Sigortacılıkta Yurt İçi Reasürans Havuzu Sistemine İlişkin Bakanlar Kurulu Kararında; Birinci Bölüm İşlerle ilgili devir mecburiyeti tamamen kaldırılmıştır. İkinci Bölüm İşler35 için ise devir zorunluluğu kalkmış; ancak, bir geçiş dönemi olarak 5 yıl daha devamı öngörülen İkinci Bölüm İşlerde yurtdışı reasürörlere gidilmeden 33 Milli Reasürans T.A.Ş.’ye devredilecek Birinci Bölüm Sigorta İşleri; “Türkiye’de faaliyette bulunan sigorta şirketleri ve yabancı sigorta şirketlerinin Türkiye’deki şubelerinin akdettikleri her nev’i sigorta sözleşmesinden, sermaye ve yedek akçeleri toplamına göre Hazine Müsteşarlığı’nca onaylanan saklama payı tablolarına uygun olarak kendi üzerlerinde bilfiil net olarak tuttukları kısımlardan kalanının %15’ini (eksedan) ve otomobil sigortalarında kot-par (hayat-dışı sigortalar) olarak %10’unu” oluşturmaktaydı. 34 Milli Reasürans T.A.Ş.’ye devredilecek İkinci Bölüm Sigorta İşleri; ‘‘Türkiye’de faaliyette bulunan sigorta şirketleri ve yabancı sigorta şirketlerinin Türkiye’deki şubelerinin, sermaye ve yedek akçeleri toplamına göre Hazine Müsteşarlığı’nca onaylanan saklama payı tablolarına uygun olarak kendi üzerlerinde bilfiil net olarak tuttukları miktarlarla, Sisteme devrettikleri Birinci Bölüm Sigorta İşleri dışında kalan sigortalardan, yurtdışına devir konusu olan (hayat hariç) her türlü reasürans sözleşme ve anlaşmalarının (nispi trete, nispi olmayan anlaşmalar- hasar fazlası, aşkın hasar oranlı ve benzeri-ihtiyari ve diğer) %20’sini oluşturmaktaydı. 35 İkinci Bölüm İşlerle ilgili devir sistemi şu şekilde uygulanmaktadır: Önce, sigorta şirketlerinin her biri devredeceği kısmı hesaplayarak Milli Reasürans T.A.Ş.’ye devretmekte, daha sonra Milli Reasürans T.A.Ş. devraldığı bu risklerin isteyen sigorta şirketlerine belli oranlarda devrini (retrosesyon) sağlamaktadır. 84 önce sigorta şirketlerince Milli Reasürans T.A.Ş.’ye, yurtdışına devir konusu olacak kısmın %20’si için teklifte bulunma şartı getirilmiştir. Bu çerçevede, tekel sistemi ulusal bir havuz (pool) şekline getirilerek, bir kısım primin yurtiçinde kalması sağlanmıştır. 5.1.3. Türkiye’de Kurulmuş Diğer Reasürans Şirketleri • 19.07.1945’de İş Bankası, Anadolu Ankara ve Güven Sigorta Şirketleri ve Milli Reasürans T.A.Ş.’nin iştirakiyle Destek Reasürans T.A.Ş. kurulmuştur. Destek Reasürans, kurulduğu yıllarda çeşitli ülkelerde bulunan reasürans şirketleri ve sigorta aracılarıyla iş münasebeti içinde bulunarak, Asya ve Afrika ülkeleri içinde ikinci sıraya yerleşmiştir. Sonraki yıllarda, rekabet ortamının da getirdiği olumsuz koşullar nedeniyle, Destek Reasürans T.A.Ş.’nin iş kabulleri giderek azalmış ve 07.07.2005 tarih ve 25868 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandığı üzere, şirketin T. İş Bankası A.Ş. portföyünde bulunan ve sermayesinin %98,23’ünü teşkil eden hisselerinin Milli Reasürans T.A.Ş.’ce alınmasını takiben, Hazine Müsteşarlığı’nca, Şirketin tüm hak, borç ve yükümlülükleri ile birlikte Milli Reasürans T.A.Ş.’ye devredilerek birleşmelerine izin verilmiştir. • 21.11.1979 tarihinde İstanbul Reasürans A.Ş. kurulmuştur. İstanbul Reasürans A.Ş.’nin 1997 yılından sonra, özellikle 1999 yılında iş kabulleri ve kârlılığı azaldığından, mali bünyesinde bozulmalar başlamış ve Şirket ciddi anlamda özkaynak sıkıntısına girmiştir. Şirket 2001 yılında kendi isteğiyle tasfiye kararı almıştır. • 24.01.1980 tarihinde Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. ve Halk Sigorta A.Ş.‘nin iştiraki ile Halk Reasürans A.Ş. kurulmuştur. Halk Re de rekabet ortamının getirdiği olumsuz koşullar ve kârlılık koşullarındaki yetersizlik nedeniyle 2000 yılı başında yeni iş kabulünü durdurmuştur. 2005 yılında Yapı ve Kredi Bankası’nın Koçbank A.Ş. tarafından satın alınmasıyla, Koçbank Halk Reasürans’ın %32’lik dolaylı ortaklığına sahip olmuştur. 85 5.2. 5.2.1. Türkiye Reasürans Piyasasının İncelenmesi Sigorta Şirketlerinin Saklama Payları ve Reasürans Korumaları Türkiye’de faaliyette bulunan sigorta şirketlerinin büyük bir kısmı saklama paylarına ve reasürans korumalarına ilişkin planlarını genel kabul görmüş yöntemlere göre standart olarak belirlemektedirler. EK-4’teki OECD ülkelerinin saklama payları tablosundan ve EK-5’teki Türk sigorta şirketlerinin saklama payları tablosundan görüleceği üzere, gelişmiş ülkelerde %80’lerin üzerinde seyreden hayat ve hayat-dışı branşlardaki saklama payı oranları, Türk sigortacılık sektöründe özkaynakların yetersiz olması nedeniyle, GRAFİK 5.1’den görüleceği üzere %50’yi ancak 1989 yılında aşabilmiş ve 2005 yılında %71,1 olarak gerçekleşmiştir. GRAFİK 5.1 ve GRAFİK 5.2’de gösterildiği üzere, 2005 sonu rakamlarına göre saklama payı oranı hayat-dışı branşında %66,1 ve hayat branşında %97,2 olarak gerçekleşmiştir. Dallar itibariyle saklama oranları incelendiğinde, hasar / prim oranı yüksek oranda değişim gösteren riskli branşlar ile katastrofik teminatlar içeren ve verilen teminat miktarlarının yüksek olduğu yangın, makina-montaj, dolu ve hayvan-hayat branşlarında saklama payı düşük; trafik ve kaza gibi hasar frekansının istikrarlı ve teminat tutarlarının düşük olduğu dallarda (http://www.sigortacilik.gov.tr) 86 yüksek olduğu görülmektedir. GRAFİK 5.1: Sigorta Şirketlerinin Saklama Payı Oranları (%) (1996-2005) Sigorta Şirketlerinin Saklama Payı Oranları (%) 100,0 90,0 80,0 70,0 60,0 50,0 40,0 30,0 20,0 10,0 0,0 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006I Hayat Dışı Hayat TOPLAM Kaynak: http://www.sigortacilik.gov.tr GRAFİK 5.2: Sigorta Şirketlerinin Sigorta Dalları İtibariyle Saklama Payı Oranları (%) (2005) 90,0 Saklama Payı Oranları (%) 80,0 70,0 60,0 50,0 40,0 30,0 20,0 10,0 0,0 Yangın Nakliyat Kaza Ferdi Kaza Hastalık Hukuksal Koruma Kaynak: http://www.sigortacilik.gov.tr 87 Kredi MakinaMontaj Trafik Dolu Hayvan Hayat Diğer taraftan, Türkiye’de faaliyet gösteren 17 hayat-dışı sigorta şirketinin 2006 yılı saklama payı tasdik tablolarının incelenmesinden, şirketlerin daha çok yangın, nakliyat, kaza ve mühendislik branşlarında reasürans koruması aldıkları ve reasürans korumalarında bölüşmeli reasürans ve hasar fazlası reasürans metotlarını tercih ettikleri anlaşılmıştır. Ayrıca, sigorta şirketlerinin reasürans korumalarında en çok tercih ettikleri şirketleri gösteren TABLO 5.1’den de anlaşılacağı üzere, şirketler en çok Avrupa kökenli ve iyi dereceli reasürans şirketleri ya da grupları ile çalışmaktadırlar. TABLO 5.1: Türkiye’de Faaliyet Gösteren 17 Hayat-Dışı Sigorta Şirketinin Reasürans Korumalarında Tercih Ettiği Şirketler Şirket 5.2.2. Ülke Ağustos 2006 itibariyle derecesi (Standard&Poor's) Axa Re Fransa AA- Best Re Tunus BBB Converium İsviçre BBB+ Everest Re Bermuda AA- GE Frankona Danimarka A Hannover Re Almanya AA- Korean Re Güney Kore BBB+ Labuan Re Malezya Derecelendirilmemiş (NR) Lloyd's İngiltere A Mapfre Re İspanya AA- Milli Reasürans T.A.Ş. Türkiye Derecelendirilmemiş (NR) Munich Re Almanya A+ Odyssey Re A.B.D A- Partner Re Bermuda AA- Scor Fransa A- Swiss Re İsviçre AA- Transatlantic Re A.B.D AA- Reasürans Şirketlerinin Bazı Göstergeleri 31.12.2005 itibariyle ülkemizde 1 reasürans şirketi faaliyet göstermektedir. Reasürans sektörünün prim üretimi incelendiğinde, EK-6’daki reasürans şirketlerinin kar-zarar tablosundan görüleceği üzere, 1997 yılında 88 39.086.959 YTL olan direkt prim üretimi 16 kattan fazla artış göstererek 2005 sonu itibariyle 634.689.414 YTL olarak gerçekleşmiştir. Sektörün teknik karlılığına baktığımızda, 1997’de -1.337.633 YTL olan toplam teknik kar/zarar 2000 yılında artıya geçmiş ve 2005 yılı sonu itibariyle de teknik kar 14.232.565 YTL olmuştur. EK-7’deki reasürans sektörünün bilançosu incelendiğinde, 2005 yıl sonu itibariyle, nakit değerlerin aktif içindeki payı %26,9, menkul değerlerin payı %31,5 ve sabit değerlerin payı da %12,1’dir. Reasürans şirketlerinin toplam aktifleri 31.12.2005 itibariyle 995.743.138 YTL olup, bir önceki yıla göre %60,9 artış göstermiştir. Sektörün özkaynaklarına baktığımızda, özkaynakların bilançodaki payı %46,8 olup, 2005 yıl sonu itibariyle bir önceki yıla göre %169,8 artış göstererek 465.702.249 YTL olarak gerçekleşmiştir. Türkiye Reasürans Piyasasındaki Diğer Yapılar 5.2.3. 5.2.3.1. Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) 17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen ve çok büyük can ve mal kaybına neden olan Marmara depreminden sonra, kamu otoritesince deprem zararlarının en aza indirilmesi amacıyla birçok tedbir alınmıştır. Bu tedbirlerin en önemlilerinden biri de Zorunlu Deprem Sigortası’na ilişkin düzenlemedir. 27.08.1999 tarih ve 4452 sayılı Doğal Afetlere Karşı Alınacak Önlemler ve Doğal Afetler Nedeniyle Doğan Zararların Giderilmesi İçin Yapılacak Düzenlemeler Hakkında Yetki Kanunu’nun verdiği yetkiye dayanılarak hazırlanan 587 sayılı “Zorunlu Deprem Sigortasına Dair Kanun Hükmünde Kararname" 27.12.1999 tarih ve 23919 (mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Söz konusu KHK ile 27.09.2000 tarihinden itibaren kapsamdaki meskenler için deprem sigortası yaptırmak zorunlu hale getirilmiş olup, bu sigortayı sunmak üzere kamu tüzel kişiliğini haiz Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) kurulmuş ve DASK anılan tarihten itibaren teminat sunmaya başlamıştır. Halen 27 yetkili sigorta şirketi ve bu şirketlerin 89 acenteleri DASK nam ve hesabına Zorunlu Deprem Sigortası36 yapmaktadır. (http://www.dask.gov.tr) Zorunlu Deprem Sigortası uygulaması ile; konut sahiplerine konutları ile ilgili olarak, Devletin bütçe imkanları ile ilişkili olmaksızın ve maddi kayıpları derhal telafi eden somut bir güvence temin edilmektedir. Aynı zamanda, ödenen küçük miktardaki sigorta primleri yoluyla sosyal dayanışmanın gereği en iyi şekilde gerçekleştirilmiş olmakta, ülke çapında risk paylaşımı ve dayanışma sağlanmakta, yeterli iç kaynaklar birikinceye kadar riskin belli bir kısmı reasürans yoluyla uluslararası piyasalara plase edilmektedir. Deprem gibi katastrofik riskler çok büyük boyutlarda teminat sunumunu ve bunu karşılamak üzere büyük kaynak birikimini gerektirdiği için, bu tür risklere maruz ülkelerde “Sigorta Havuzu” adı verilen teşkilatlanmalara gidilmektedir. DASK da bu anlayış esas alınarak ve dünyadaki örnekleri incelenerek, Dünya Bankası kredisi desteğiyle kurulmuş bir kurumdur. DASK'ın kendine özgü organizasyon yapısı, ülkemizde sık rastlanmayan kamu ve özel sektör işbirliğinin en somut örneklerinden birini oluşturmaktadır. 5.2.3.2. Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) Tarım sektörü, dünya nüfusu açısından kritik önem taşımaktadır. Tarımın insanlığın beslenmesindeki fonksiyonunu etkili bir şekilde yerine getirmesi; tarımsal üretimi tehdit eden risklerin yönetimiyle doğrudan ilişkilidir. Bu nedenlerle, gelişmiş ülkeler, uyguladıkları çeşitli korumacılık politikaları ve "Tarım Sigortaları Uygulamaları" ile risk paylaşımını ve transferlerini gerçekleştirmektedirler. Ülkemizde de tarım sektörünü tehdit eden risklerin teminat altına alınabilmesi amacıyla bir sigorta mekanizmasının devreye 36 Zorunlu Deprem Sigortası yeni bir vergi türü değildir. Zorunlu Deprem Sigortası, depremin yol açtığı maddi zararın karşılanmasını sağlayan ve tamamen sigorta tekniğine uygun olarak oluşturulan yeni bir sigorta ürünüdür. Aksi halde, risk paylaşımının ve uluslararası reasürans piyasalarından temin edilen büyük miktardaki reasürans korumasının sağlanması mümkün olamayacaktı. 90 sokulması düşünülmüş ve bu amaçla 14.06.2005 tarih ve 5363 sayılı "Tarım Sigortaları Kanunu" çıkarılmıştır. (http://www.tarsim.org.tr) Tarım Sigortaları Kanunu ile kapsama alınan riskler ile ilgili olarak bir Sigorta Havuzu kurulmuştur. Bu havuza ilişkin tüm iş ve işlemler, bu havuza katılan sigorta şirketlerinin eşit hisselerle ortak oldukları Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi A.Ş. tarafından yürütülmektedir. Sigorta şirketleri poliçeleri kendi adlarına düzenlemekte, ancak riskin ve primin %100’ünü zorunlu olarak havuza devretmektedirler. Devlet, bu Kanun kapsamında yapılacak sigorta sözleşmelerine münhasır olarak çiftçi adına sigorta primine destek sağlamaktadır. Havuz uygulaması ile, bir sigorta şirketinin tek başına üstlenemeyeceği kuraklık ve don gibi katastrofik risklerin teminat kapsamına alınabilmesi, reasürans katılımının teşvik edilerek reasürans kapasitesi ve kapsamının genişletilmesi, Devletin prim ve hasar fazlası desteğinin etkin şekilde kullanılması, fiyatlarda haksız rekabetin önlenmesi ve sigortaya katılımın artırılması amaçlanmıştır. Tarım Sigortaları Kanunu ile kapsama alınan devlet destekli bitkisel ürün sigortası, devlet destekli sera sigortası, devlet destekli hayvan hayat sigortası ve devlet destekli kümes hayvanları sigortasında poliçede yazılı primin %50'si Devlet tarafından karşılanmaktadır. 5.3. Türkiye’deki Reasürans Faaliyetlerinin Düzenlenmesi ve Denetimi Türk sigortacılık tarihi boyunca reasüransa özgü çıkarılan iki yasal düzenlemeden biri 25.06.1927 tarih ve 1160 sayılı Mükerrer Sigorta Hakkında Kanun, diğeri ise 13.07.1929 tarih ve 1240 sayılı Mükerrer Sigorta Murakabe Yönetmeliği’dir. Nitekim, bu düzenlemelerden sonra reasürans faaliyetlerinin düzenlenmesine ilişkin herhangi bir gelişme olmamıştır. Mevcut durumda, Türkiye’de kurulu reasürans şirketleri, sigorta şirketleri ile aynı mevzuat ve düzenlemelere tabidirler ve şirketlerin faaliyetlerini düzenleyen ve denetleyen ayrı bir mevzuat ve kurallar bütünü bulunmamaktadır. Hem sigorta şirketlerinin, hem de reasürans şirketlerinin faaliyetleri, başta 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu ve 26.12.1994 tarihli 91 Sigorta ve Reasürans Şirketlerinin Kuruluş ve Çalışma Esasları Yönetmeliği olmak üzere, yönetmelik, genelge, tebliğ ve diğer mevzuat türleriyle düzenlenmekte ve denetlenmektedir. Dolayısıyla, aşağıda belirtilecek hususlar sigorta şirketleri için de geçerlidir. 5.3.1. Reasüransın Dolaylı Denetimine İlişkin Mevzuat ve Düzenlemeler Türk sigortacılık mevzuatında sigorta şirketlerinin reasürans işlemlerini ve stratejilerini düzenleyen bir hüküm bulunmamakla birlikte, saklama paylarına ilişkin düzenlemeler mevcuttur. 26.12.1994 tarih ve 22153 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01.01.1995 tarihinde yürürlüğe giren Sigorta ve Reasürans Şirketlerinin Kuruluş ve Çalışma Esasları Yönetmeliğinin “Saklama Paylarına İlişkin Tablolar” başlıklı 31. maddesi gereğince, sigorta şirketlerinin müteakip yıl içinde branş bazında uygulayacakları EK-8’de sunulan saklama paylarına ilişkin tabloları, onaylatmak üzere Hazine Müsteşarlığı’na göndermeleri gerekmektedir. Onay sürecinde, hayat-dışı şirketlerin saklama payı tablolarında incelenen unsur, şirketin üzerinde kalan net risk tutarının (o branşta yapmış olduğu bölüşmeli devir ve hasar fazlası koruması düşüldükten sonra üzerinde kalan net risk tutarı) özkaynaklara oranıdır. Şirketin yükümlülüklerini yerine getirebilmesini teminen, bu oranın %5’in altında olması tercih edilmektedir. Hayat şirketlerinin saklama payı tablolarının onayında ise, Meidell ve Landre adı verilen iki formül kullanılmaktadır. Hayat şirketlerine ait bazı veriler bu iki formülden oluşan tablolara girilerek saklama payı için uygun aralık tespit edilmekte ve şirketin öngörmüş olduğu rakamlar söz konusu aralıkta ise tablolar tasdik edilmektedir. Diğer taraftan, sigorta şirketlerinin, yüksek riskli branşlarda yeterli miktarda ve kalitede reasürans teminatını ya da risklerini karşılayacak düzeyde özkaynağa sahip olup olmadıklarının tespit edilmesi amacıyla, şirketlerin bir sözleşmeden kaynaklanan ve özkaynaklarının %5’ini aşan miktarda üzerlerinde tutmuş oldukları risklere ilişkin bilgileri içeren EK-9’da yer alan tabloyu ve ayrıca özkaynaklarının %10’unu aşan risklere ilişkin 92 olarak, bu riski alma gerekçelerini Hazine Müsteşarlığı’na bildirmeleri gerekmektedir. 5.3.2. Reasürans Şirketlerinin Faaliyetlerinin Direkt Olarak Denetlenmesine ve Düzenlenmesine İlişkin Mevzuat Reasürans şirketlerinin faaliyetlerinin düzenlenmesine ve denetlenmesine ilişkin mevzuat aşağıda başlıklar halinde incelenmiştir: 5.3.2.1. Kuruluş İzni ve Kurucularda Aranan Nitelikler 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu uyarınca Türkiye'de bir reasürans şirketinin kurulması veya yabancı ülkelerde kurulmuş bir reasürans şirketinin Türkiye'de faaliyette bulunması Hazine Müsteşarlığı’nın iznine tabidir. Kurulacak olan reasürans şirketi için aşağıdaki koşulların yerine getirilmesi gerekmektedir. - Yalnız reasürans işleri yapmak üzere anonim ortaklık şeklinde kurulmaları, - Kurucularının hapis veya birden fazla ağır para cezasına mahkum edilmemiş, yüz kızartıcı suçlar ile resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, istimal ve istihlak kaçakçılığı dışında kalan kaçakçılık suçları, Devlet sırlarını açığa vurma, vergi kaçakçılığı veya vergi kaçakçılığına teşebbüs suçlarından dolayı hüküm giymemiş ve iflas ve konkordato ilan etmemiş olmaları, - Ödenmiş sermayelerin 10,3 Milyon YTL’den az olmaması, - Hisse senetlerinin nakit karşılığı çıkarılması ve nama yazılı olması, - Ana sözleşmelerinin Kanun hükümlerine uygun olması. Yabancı reasürans şirketleri ise, Türkiye'de ancak şube açmak suretiyle faaliyet gösterebilmektedir. Kuruluş ön izni veya şube açma izni için Hazine Müsteşarlığı’na yapılan başvuruların sonuçları, EK-10’da sunulan gerekli tüm bilgi ve 93 belgelerin tamamlanmasından itibaren 2 ay içerisinde başvuru sahiplerine bildirilmektedir. 5.3.2.2. Yöneticilere İlişkin Düzenlemeler Yürürlükteki mevzuata göre, reasürans şirketlerinin yönetim kurullarının en az beş kişiden oluşması ve şirketin en az iki denetçisinin olması gerekmektedir. Genel müdür de yönetim kurulunun doğal üyesidir. Yabancı reasürans şirketlerinin Türkiye’deki merkez şubelerinde, yönetim kurulunun yetki ve sorumluluklarını taşıyan ve şube müdürünün de dahil olduğu en az üç kişilik bir müdürler kurulu bulunmaktadır. Yönetim kurulu veya müdürler kurulu üyelerinin yarıdan bir fazlasının; genel müdür, genel müdür yardımcıları ve denetçilerin ise tümünün bilgi ve deneyim sahibi kişiler arasından seçilmesi gerekmektedir. Yönetim kurulu üyeleri, denetçiler, genel müdür ve yardımcıları ile müdürler kurulu üyeleri ve müdür yardımcıları, kurucularda aranan özelliklere sahip olmalıdır. Bu kimselerin atamaları, gerekli niteliklere sahip olduklarını gösterir belgeler ve EK-10’da sözü edilen bilgiler ile birlikte bir ay içerisinde Hazine Müsteşarlığı’na bildirilmektedir. 5.3.2.3. Ruhsat Verilmesi ve İptali Reasürans şirketlerinin, faaliyete başlamadan önce faaliyette bulunmak istedikleri branşla ilgili olarak EK-11’de toplu halde sunulan bilgi ve belgelerle Hazine Müsteşarlığı’na başvuruda bulunarak ruhsat almaları gerekmektedir. Reasürans şirketleri, faaliyet göstermek istedikleri her bir branş için ayrı ayrı ruhsat almak durumundadır. Hazine Müsteşarlığı’nca talepleri uygun bulunan şirketlere ruhsat verilmesine ilişkin onay yazılı olarak bildirilmektedir. Diğer taraftan, Sigorta Murakabe şirketlerinin; 94 Kanunu’na göre; reasürans - Aralıksız olarak bir yıldan fazla süre ile yeni reasürans sözleşmesi akdetmemeleri, - Kuruluş veya ruhsatın verilmesi için gereken şartları artık yerine getirememeleri, - Mevzuata aykırı hareketleriyle sigortalıların hak ve menfaatlerini tehlikeye düşürdüklerinin tespiti hallerinde, Hazine Müsteşarlığı’nca sürekli veya bir yıldan fazla olmamak üzere geçici olarak ilgili branşta veya tüm branşlarda ruhsatları iptal edilebilmektedir. 5.3.2.4. Hisse Edinim ve Devri İşlemleri Bir kişinin, bir reasürans şirketinin sermayesinin %10 veya daha fazlasını temsil eden payları edinmesi, bir ortağa ait payların bu Şirketin sermayesinin %10’unu, %20’sini, %33’ünü ya da %50’sini aşması sonucunu doğuran hisse edinimleri veya bir ortağa ait payların yukarıdaki oranların altına düşmesi sonucunu doğuran hisse devirleri için Hazine Müsteşarlığı’ndan izin alınmaktadır. Başvurularda, EK-12’de sunulan, işlem konusu hisselerin miktarıyla bu işlemden önceki ve sonraki durumda şirket sermayesinin ortaklara göre dağılımını gösterir bilgilerin; devir işleminin bir kişiye ait hisselerin sermayenin %10’unu aşmasına sebep olacağı hallerde ise ayrıca, bu kişilerin kurucularda aranan nitelikleri haiz olduğunu gösterir belgelerin sunulması gerekmektedir. İzin başvuruları uygun bulunduğu takdirde onay, başvuru sahibine ve hisseleri devre konu olan şirkete bildirilmektedir. 5.3.2.5. Portföy Devri Yürürlükteki mevzuata göre, bir reasürans şirketinin portföyünü kısmen veya tamamen diğer bir reasürans şirketine devretmesi için Hazine Müsteşarlığı’ndan izin alması gerekmektedir. Portföy devrine ilişkin anlaşmada, devredilecek reasürans sözleşmeleri ve bu sözleşmeler ile ilgili tüm hususlar, devredilecek varlıklar ve özellikle portföyle ilgili karşılıklar, 95 yatırım gelirleri ve teminatların tabi olacağı hükümler ve portföy devrin geçerli olacağı tarih açıkça belirtilmektedir. Portföy devri talepleri, Resmi Gazete'de ve Türkiye çapında basımı ve dağıtımı yapılan en az iki günlük gazetede birer hafta ara ile en az ikişer defa yayımlanmak suretiyle duyurulmaktadır. 5.3.2.6. Mali Bünyenin Güçlendirilmesine İlişkin Tedbirler Bir reasürans şirketinin sözleşmelerinden doğan yükümlülüklerini yerine getirememesi veya şirketin mali bünyesinin faaliyetlerini tehlikeye düşürecek şekilde zayıfladığının37 herhangi bir suretle tespit edilmesi hallerinde, uygun bir süre verilerek ilgili şirketten; - Sermayenin artırılması, - Gayrimenkul ve verimsiz iştiraklerin elden çıkarılması, - Mali bünyesinin güçlendirilmesi, - Tespit edilecek gündemle genel kurulun toplantıya çağrılması hususlarında tedbir alınması istenmekte, verilen süre içinde mali bünye durumlarında iyileşme sağlanamayan şirketlere Sigorta Murakabe Kanunu kapsamında nihai olarak, - 37 Şirket yönetim kuruluna üye atanması, Şirketin mali bünyesinin faaliyetlerini tehlikeye düşürecek şekilde zayıflaması; - Yapılan yerinde denetim sonucu düzenlenen raporla veya Hazine Müsteşarlığı’nca belirlenen finansal analiz oranlarına göre yapılan değerlendirmeler sonucunda tespit edilmesi, - Herhangi bir nedene dayanmaksızın, hasar ve tazminatlarını yasal süreleri içerisinde ödememe veya geç ödeme uygulamasını mutat ve yaygın hale getirmesi, - Özellikle riski yüksek branşlarda bu riskleri karşılayacak oranda özkaynağa sahip olmaması, - Bünyesinde, faaliyetlerinin kapsam ve yapısıyla uyumlu, değişken koşullara cevap verebilecek nitelik, yeterlilik ve etkinlikte iç denetim sistemlerinin bulunmaması, - Bilgi işlem ve veri tabanı altyapısının gözetim ve denetim için gerekli özelliklere sahip olmaması şeklinde tanımlanır. 96 - Şirketin yeni reasürans sözleşmesi yapma yetkisinin kaldırılması, - Şirket portföyünün devri gibi tedbirler uygulanmaktadır. 5.3.2.7. Faaliyete Son Verilmesi ve Tasfiye Reasürans şirketleri, faaliyetlerine son vermek ve işlemlerini tasfiye etmek istedikleri takdirde, Hazine Müsteşarlığı’ndan izin alarak durumu Türkiye çapında basım ve dağıtımı yapılan en az iki günlük gazetede ilan ve sigortalılar ile alacaklılarına tebliğ etmeleri gerekmektedir. Faaliyetlerine son vermek üzere izin alan şirketlerin ruhsatları, izin tarihinden itibaren kendiliğinden geçersiz olur ve bu husus Ticaret Sicili Gazetesinde ilan ettirilmektedir. 5.3.2.8. Şirketlerin İç Denetim Mekanizması Sigorta ve reasürans şirketlerinin iç denetim birimlerinin faaliyetleri “Sigorta ve Reasürans Şirketlerinin İç Denetim Sistemlerine İlişkin Genelge” ile düzenlenmektedir. Reasürans şirketlerinin bünyelerinde, faaliyetlerinin kapsam ve yapısıyla uyumlu, değişen koşullara cevap verebilecek nitelik, yeterlilik ve etkinlikte iç denetim sistemini kurmaları, idame ettirmeleri ve geliştirmeleri gerekmektedir. İç denetim biriminin görevleri; reasürans şirketi içinde tüm varlıkların, hesap ve kayıtların, belgelerin, personelin ve reasürans şirketinin güvenliğini etkileyebilecek diğer tüm unsurların yerinde incelenmesini; çeşitli kontrol dokümanları ve araçları üzerinden genel veya özel gözlemlere ve izlemeye dayalı kontrol ya da inceleme yapılmasını; yönetici ve personelin verilen hedeflere uyum bakımından başarılı olup olmadıklarının belirlenmesini; izledikleri, denetledikleri ve kontrol ettikleri hususlara ilişkin olarak reasürans şirketi personelinden ilave açıklama istenilmesini ve gerekli görüldüğünde reasürans şirketinde bulunan diğer kapsamaktadır. 97 birimlere uyarıda bulunulmasını 5.3.2.9. Bağımsız Dış Denetim Türkiye’de reasürans şirketlerinde bağımsız denetime ilişkin olarak, “Sigortacılık Bağımsız Denetim İlkelerine İlişkin Yönetmelik” ile “Sigorta ve Reasürans Şirketlerinde Bağımsız Denetim Yapılmasına İlişkin Yönetmelik” 08.09.2003 tarih ve 25223 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bağımsız denetim; şirketlerin hesap ve kayıtlarının kuruluşlarca Yönetmeliklerde düzenlenen denetim ilkelerine göre incelenmesi ve bu inceleme sonuçlarına dayanılarak oluşturulan hesap ve kayıtların Sigorta Murakabe Kanunu’na göre yürürlüğe konulan hesap ve kayıt düzenine ilişkin mevzuata uygunluğu hususunda oluşturulan görüş çerçevesinde rapora bağlanmasıdır. Bağımsız denetim uygulaması yıllık38 ve özel denetim39 olarak iki türlü yapılabilmektedir. 5.3.2.10. Aktüer Bulundurulması Yürürlükteki mevzuata göre reasürans şirketlerinin aktüer bulundurma zorunluluğu bulunmamaktadır. 5.3.2.11. Teknik Karşılıklara İlişkin Düzenlemeler Mevzuata göre düzenlenen teknik karşılıklar; Cari Rizikolar Karşılığı, Muallak Hasar ve Tazminat Karşılığı, Matematik Karşılıklar ve Deprem Hasar Karşılığıdır. 38 Yıllık Denetim; şirketlerin yıl sonları itibariyle düzenlenen mali tablolarının kapsamlı olarak ve gerekli tüm denetim teknikleri kullanılarak denetlenmesidir. 39 Özel Denetim; vergi mevzuatı hariç olmak üzere, şirketlerin mali tablolarının, tabi oldukları sigortacılık ve ilgili diğer mevzuat hükümleri çerçevesinde bağımsız denetim raporu düzenlenmesi zorunlu tutulan tasfiye, devir, birleşme, sermaye artırımı, menkul kıymetlerin halka arzı gibi özel hallerde, ilgili mevzuat hükümleri, bu Yönetmelikte düzenlenen denetim ilkeleri ve yetkili mercilerin taleplerinde belirtilen esaslar çerçevesinde denetlenmesidir. 98 Şirketlerin, deprem teminatı primleri, bir yıldan uzun süreli hayat sigortalarının primleri ve bir yıldan uzun süreli hayat sigortalarının birikim primleri dışındaki primler için cari rizikolar karşılığı ayırmaları gerekmektedir. Matematik karşılıklar ise, yürürlükte bulunan her bir sözleşme için tarifedeki teknik esaslara göre ayrı ayrı hesaplanan aktüeryal matematik karşılıklar40 ve kar payı karşılıkları41 toplamından oluşmaktadır. Şirketlerin, tahakkuk etmiş ve hesaben tespit edilmiş ancak daha önceki hesap dönemlerinde veya cari hesap döneminde fiilen ödenmemiş hasar ve tazminat bedelleri (veya bu bedel hesaplanamamış ise, tahmini bedelleri) ile gerçekleşmiş ancak rapor edilmemiş hasar ve tazminat bedelleri42 için muallak hasar ve tazminat karşılığı ayırmaları gerekmektedir. Ayrıyeten, şirketlerin her hesap döneminde branşlar itibariyle muallak hasar ve tazminat karşılığı yeterlilik tablosu43 hazırlamak ve diğer mali tablolarıyla birlikte yayımlatmaları gerekmektedir. Son olarak, şirketlerin, yıl sonu itibariyle yangın ve mühendislik sigorta branşlarında verdikleri deprem teminatı karşılığında yazdıkları ve kendi 40 Aktüeryal matematik karşılıklar, şirketin üstlendiği risk için aldığı primler ile sigorta ettirenler ve lehdarlara olan yükümlülüklerinin peşin değerleri arasındaki farktır. 41 Kar payı karşılıkları, şirketlerin kâr payı vermeyi taahhüt ettikleri sözleşmeler için sigorta ettirenler ve lehdarlara olan yükümlülüklerine istinaden ayrılan karşılıkların yatırıldıkları varlıkların gelirlerinden, onaylı kâr payı teknik esaslarında belirtilen kâr payı dağıtım sistemine göre hesaplanan teknik faiz geliri ile sınırlı olmak kaydıyla, garanti edilen kısmın dışında kalan miktar ile önceki yıllara ait birikmiş kâr payı karşılıklarından oluşmaktadır. 42 Gerçekleşmiş ancak rapor edilmemiş hasar ve tazminat bedellerinin hesaplanması sırasında, reasürans şirketlerinin bu bedellerle ilgili olarak en az son beş hesap dönemindeki sonuçları dikkate alınır. 43 Bu tablo, şirketlerin son beş yıl boyunca ayırdığı muallak hasar ve tazminat karşılığının, bu karşılıkların konusu olan dosyalara ilişkin olarak tüm gider payları da dahil olmak üzere fiilen ödemiş olduğu hasar ve tazminatlar bedeli toplamına oranı olan muallak hasar ve tazminat karşılığı yeterlilik oranını gösterir. Muallak hasar karşılığı yeterlilik oranının; cari hesap dönemi hariç olmak üzere, son beş yıllık ortalamasının %90’ın altında olması halinde, sigorta şirketlerince cari hesap döneminde, bu oran ile %90 oranı arasındaki fark tutarı kadar muallak hasar ve tazminat karşılığı yeterlilik farkı ilave edilir. 99 üstlerinde kalan primlerin 1/3’ünü ödenen komisyon ve diğer masraf payı olarak düştükten sonra kalan tutarın %50’sini 15 yıl süre ile deprem hasar karşılığı olarak ayırmaları gerekmektedir. Diğer taraftan, Türkiye’de kurulu reasürans şirketleri; sigorta şirketlerinden poliçe bazında bilgi alamadıklarından, muallak hasar, cari rizikolar ve hayat matematik karşılıklarını yukarıda belirtilen yöntemler ile hesaplayamamaktadırlar. Bu karşılıklar sigorta şirketlerinden alınan bilgi dahilinde derlenerek tahakkuk ettirilmektedir. Ancak, riske dayalı 1 yıldan uzun hayat poliçelerinde kar payı karşılıkları aktüeryal yöntemlere dayanılarak hesaplanabilmektedir. 5.3.2.12. Sermaye Yeterliliğine İlişkin Düzenlemeler Sigorta ve reasürans şirketleri ile emeklilik şirketlerinin mevcut ve potansiyel riskler nedeniyle oluşabilecek zararlarına karşı yeterli miktarda özsermaye bulundurmalarının sağlanması amacıyla hazırlanan Sigorta ve Reasürans ile Emeklilik Şirketlerinin Sermaye Yeterliliklerinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik 23.03.2006 tarih ve 26117 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Söz konusu Yönetmelik, AB’nin hayat ve hayat-dışı şirketler için uyguladığı sermaye yeterliliği kuralları ile esas açısından paralel olup, ek bir unsur olarak sermayenin risk odaklı hesaplanması getirilmiştir. Yönetmelik iki yöntemden oluşmaktadır ve gerekli özsermaye, EK-13’teki tabloda hesaplaması gösterilen birinci ve ikinci yöntemden elde edilen sonuçlardan yüksek olanıdır. İlk yöntem AB’nin düzenlemeleri ile paralel olan yöntemdir. İkinci yöntem olan risk odaklı sermaye hesaplamasında ise; aktif riski, reasürans riski, aşırı prim artışı riski, muallak hasar karşılığı riski, yazım riski ile faiz ve kur riski dikkate alınmaktadır. Aktif riski hesaplamasında aktif hesap kalemleri bazı risk ağırlıkları ile çarpılmaktadır. Reasürans riski hesaplaması, reasüröre devredilen toplam bölüşmeli reasürans primi ile yapılmaktadır. Aşırı prim artışı riski hesaplamasında, toplam yazılan primin bir önceki yıla göre artış oranı, sektör 100 artış oranının %50’sinden fazla ise aşan kısma 0,2 risk ağırlığı; muallak hasar karşılık riski hesabında, branşlar itibariyle net muallak hasar karşılığı tutarına belirlenen risk ağırlıkları; yazım riski hesaplamasında, branşlar itibariyle alınan primler tutarlarından varsa bölüşmeli reasürans için reasüröre devredilen primler indirilerek, kalan bakiyeye belirlenen risk ağırlıkları uygulanmaktadır. Faiz ve kur riskini karşılamak üzere, yukarıda yer alan riskler için hesaplanan toplamın 0,03 risk katsayısı ile çarpılması suretiyle bulunan tutar, gerekli sermaye hesabında dikkate alınmaktadır. Son olarak, aktif riski, reasürans riski, aşırı prim artışı riski, muallak hasar karşılığı riski, yazım riski ile faiz ve kur riski sonuçlarının toplamı ikinci yönteme göre gerekli özsermaye tutarını oluşturmaktadır. 5.3.2.13. Finansal Tabloların Raporlanması Reasürans şirketleri, bilançoları ve kar-zarar cetvellerinin denetçilerince onaylanmış birer örneğini, genel kurullarınca onaylandığı tarihten itibaren bir ay içinde yurt çapında basımı ve dağıtımı yapılan en az iki günlük gazetede ilan etmek; yönetim kurulu ve denetçi raporlarının birer örneğini ise Hazine Müsteşarlığı’na ve Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği’ne (TSRSB) göndermek zorundadırlar. Hayat sigorta şirketleri tarafından gönderilecek bilanço ve kar-zarar cetveline, yetkili bir aktüer tarafından onaylanacak matematik karşılıkları ve sigortalılara dağıtılacak kar payının özetini gösteren bir belge eklenir. Diğer taraftan, reasürans şirketleri Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenecek esaslara uygun olarak düzenledikleri üçer aylık hesap özetlerini, genel müdür ve muhasebe müdürü veya sorumlu muhasebeci tarafından imza edilmiş ve denetçiler tarafından onaylanmış olarak iki ay içinde Hazine Müsteşarlığı’na gönderirler. 101 BÖLÜM 6. TÜRKİYE İÇİN REASÜRANS DENETİMİNİN UNSURLARININ BELİRLENMESİ Bu bölümde, AB müktesebatı ve incelenen ülke örnekleri çerçevesinde, sigortacılık sektöründeki uygulamalardan edinilen deneyim ve birikimlerden de yararlanılarak, Türkiye’de reasürans denetiminin unsurlarının nasıl olması gerektiğine dair öneriler oluşturulacaktır. 6.1. Sigorta Şirketlerinin Reasürans Politikalarının Düzenlenmesi ve Denetlenmesine İlişkin Öneriler Beşinci bölümde bahsedildiği üzere; mevzuata göre, Türkiye’de faaliyette bulunan sigorta şirketleri44 reasürans politikalarının denetimi için her yıl, takip eden yılda uygulayacakları saklama paylarına ilişkin tabloları Hazine Müsteşarlığı’na göndererek tasdik ettirmekle ve yeterli miktarda ve kalitede reasürans teminatına ya da bu riskleri karşılayacak oranda özkaynağa sahip olup olmadıklarına ilişkin bilgileri bildirmekle yükümlüdürler. Yukarıda bahsedilen saklama payı tablolarının tasdik edilmesi işleminin günümüzde alındığında, yeni artık hiçbir mekanizmaların ülkede kullanılmadığı oluşturulması gerekliliği göz önüne ön plana çıkmaktadır. Özellikle de, Türkiye’de şu anda faaliyette bulunan yalnızca 1 adet reasürans şirketi olduğu ve bu nedenle de Türk sigorta şirketlerinin büyük çoğunluğunun yabancı reasürans şirketleri ile çalıştığı dikkate 44 Türkiye’de kurulmuş sigorta şirketleri ile yabancı ülkelerdeki sigorta şirketlerinin Türkiye’deki şubelerini kapsamaktadır. AB’ye üye ülke olmadığımızdan, mevzuatımız şu an için AB’nin Reasürans Direktifine uyumlu değildir. Dolayısıyla, burada sözü edilen düzenleme ve denetim unsurları sadece Türkiye’de faaliyette bulunan reasürans şirketlerini kapsamaktadır. 102 alındığında, yukarıda söz edilen eski uygulamaların etkin bir reasürans denetimi için yeterli olmadığını söylemek doğru olacaktır. Diğer taraftan, şirketlerin yüksek riskli branşlarda aldıkları yükümlülükler için yeterli kaynakları olup olmadığına ilişkin bilgi vermesi, şirketlerin reasürans risklerini analiz etmek için yeterli gözükse de, şirketlerin etkin bir reasürans stratejisinin olmaması ve stratejilerin denetiminin de bir bütün halinde yapılmaması, mekanizmanın etkin işlemesini engellemektedir. Bu nedenle, reasürans denetiminin tam anlamda, bütünleyici bir yaklaşımla yapılması gerekmektedir. Türkiye’de sigorta şirketlerinin reasürans politikalarının tam ve etkin bir şekilde denetlenebilmesi için, şirketlerin reasürans politikalarının ve reasürans işlemlerinin hem yetkilendirme aşamasında, hem de yetkilendirme sonrasındaki yerinde denetim aşamasında incelenmesi gerekmektedir. Bu çerçevede, sigorta şirketleri, yetkilendirilmeleri sürecinde, reasürans politikaları hakkında Hazine Müsteşarlığı’nı bilgilendirerek, yeterli bir reasürans politikasına sahip olduklarını kanıtlamalıdırlar. Ayrıca, şirketlerin, kuruluş aşamasından sonra, kendi bünyelerinde reasürans işlemlerinin yönetimine dair bir reasürans yönetimi stratejisi geliştirmeleri hususu ikincil mevzuat ile düzenlenmelidir. Yukarıda bahsedilen reasürans stratejisi şirketin iş kabul politikasının bir parçası olması gerektiğinden, yeterli deneyime ve tecrübeye sahip Şirket Yönetim Kurulunca her yıl onaylanması gerekmektedir. Şirketlerce, reasürans analizlerinin ve kabullerinin sistematik bir şekilde yapılabilmesini sağlamak amacıyla; - Satın alınacak reasürans, saklama payı ya da azami limit hesaplaması sonucu ihtiyaç duyulacak koruma miktarı ve doğru reasürans metodunun belirlenmesi, - İhtiyaç duyulan reasürans korumaları için reasürörlerin seçimi ve bu seçimlerde güvenilirliğin nasıl sağlanacağı, - Teminatların nasıl belirleneceği, 103 - Reasürans programının nasıl izleneceği ve denetleneceği (raporlama ve iç kontrol sistemi), - Reasürans anlaşmalarının dokümantasyonu vb. unsurları içeren reasürans yönetimine ilişkin yazılı bir prosedür oluşturulması ve şirketlerin bu reasürans stratejilerini reasürans anlaşmaları başladıktan sonraki 2 ay içinde, yıllık olarak Hazine Müsteşarlığı’na sunmaları öngörülmelidir. Reasürans denetimine ilişkin olarak, uygulamada eksik olan başka bir unsur da, yönetim kurulunun reasürans stratejisi kapsamındaki görevidir. Mevzuat kapsamında, yönetim kurulu şirketin her türlü reasürans faaliyetinden ve sonuçlarından sorumlu olmasına rağmen, stratejinin oluşturulması ve yönetimi aşamasında kurulun pasif durumda kaldığı görülmektedir. Bu nedenle, mevzuatta düzenlemeler yapılarak, yönetim kurulunun görevleri arasına; uygun reasürörlerin seçilmesi sorumluluğu ve bütün hukuki ve düzenleyici gerekliliklerin sağlanması için şirketin reasürans nedeniyle alacağı net riske ve anlaşılan reasürörden sağlanacak öngörülebilir maksimum reasürans korumasına bazı limitler koyabilme yetkisi münhasıran eklenmelidir. Ayrıca, şirket yönetim kurulu üyelerinin sigortacılık faaliyetlerini analiz edebilmek için gerekli deneyime sahip olmaları zorunlu kılınabilir ve kurulun daha aktif bir rol oynaması sağlanabilir. Yönetim kurulunca belirlenen stratejinin uygun bir şekilde izlenmesi ve yürütülmesi için de Genel Müdürün; - İş alınan sigorta branşları, bu işlerin süresi ve koşulları ile sigorta branşına göre toplam hasar tahminlerini içeren iş kabul prosedürünün belirlenmesi, - Reasürans ile koruma altına alınacak sigorta türleri ve tutarlarının sınırlandırılması (sigorta şirketleri saklama paylarını belirledikten sonra, reasürans aşamasında da bu tür sınırlamalar getirerek güvenliklerini sağlamaktadırlar), - 45 İhtiyari (fakültatif) reasürans koruması için kriterlerin belirlenmesi45 İhtiyari reasüransa genelde, bölüşmeli ve bölüşmesiz trete anlaşmalarında kapasiteyi aşan ya da koruma dışında kalan miktarlar için başvurulduğundan ve işleminde de uzun 104 gibi unsurları içeren reasürans politikasının genel hatlarının belirlenmesinden sorumlu tutulması gerekmektedir. Oluşturulan stratejinin işleyip işlemediğinin ve sistemde aksaklıklar olup olmadığının incelenmesi için şirket bünyesinde iç kontrol mekanizması oluşturulmalıdır. Halihazırda sigorta ve reasürans şirketleri bünyelerinde iç denetim birimi kurmakla yükümlüdürler; ancak, bahse konu iç denetim birimleri, görev tanımları yapıldığı halde, uygulamada pek etkin çalışmamaktadır. Dolayısıyla, bu birimlerin, sigorta şirketleri için önem arz eden reasürans stratejilerinin işleyişine dair gerekli analizleri yapıp kontrol etmeleri için sorumlulukları önemle vurgulanmalıdır. Mevzuatta yeteri kadar vurgulanmayan, iç denetim biriminin reasürans stratejisinin incelenmesine dair görev tanımı; hasarların reasüröre düzgün ve düzenli bir şekilde iletilip iletilmediğini, reasürörce hasar ödemelerinin düzgün bir şekilde yapılıp yapılmadığını, reasürans sözleşmelerinin ve faaliyetlerinin kanunlara uygun işleyip işlemediğini ve risklerin aktüeryal analizi sonucu devirlerin uygun olup olmadığının kontrol edilmesini de içerecek şekilde yeniden düzenlenmelidir. İç denetim birimince yapılan denetim sonucunda, reasürans korumasının ve hasar ödeme sisteminin etkinliğine dair ayrıntılı raporlar hazırlanarak yönetim kurulu ve Hazine Müsteşarlığı’na düzenli olarak sunulması gerekmektedir. Hazine Müsteşarlığı’nca yetkilendirilen denetçiler tarafından şirketlerin yerinde denetimi yapılırken, şirketin reasürans ile ilgili iç muhasebe işlemleri ile reasürans politikasındaki değişimler incelenmelidir. Denetçi, yukarıda yönetim kurulu için belirtilen sorumlukların yerine getirilip getirilmediğini, doğru reasüransın alınıp alınmadığını ve doğru reasürörün seçilip seçilmediğini analiz etmelidir. Hazine Müsteşarlığı, denetim sonucu çıkan tablodan reasürans anlaşmalarında sigortalananların menfaatlerini tehdit sürmesinden dolayı, şirketlerin reasürans stratejilerinde sonradan zorda kalmamaları için ihtiyari reasüransa devredilecek miktarı önceden belirlemeleri gerekmektedir. 105 edecek unsurlar tespit ederse, bu durumun düzeltilmesini istemeye yetkili olmalıdır. Ayrıca, sigorta şirketleri üzerinde yapılan analizlerde, hasar fazlası (excess of loss) reasürans anlaşmalarının sedan şirketi belli bir limiti aşan hasarlara karşı koruduğu, ancak belli bir limitin altında kalan hasarların adedinin artmasının sedana ağır yükler getirebileceği, bu reasürans sistemini kullanan şirketlerin güçlü bir mali bünye ve özkaynak yapısına sahip olmaları gerektiği sonucuna varılmıştır. Şu anki mevcut sermaye yeterliliği düzenlemesinde, riske dayalı sermaye hesabında reasürans riski mevcut olmakla beraber, bu kalem sadece bölüşmeli reasürans anlaşmaları için çalıştırıldığından, bölüşmesiz reasürans anlaşmalarından kaynaklanabilecek mali bünye üstündeki ağır riskleri içermemektedir. Dolayısıyla, mevzuatta, sigorta şirketlerinin sermaye yeterliliğini belirlerken, reasürans anlaşmalarının mahiyetine göre reasüranstan alacakları için ek bir miktar sermaye tutmalarını zorunlu kılacak bir hüküm eklenmeli ve tutulacak bu ek sermaye miktarının, reasürans korumasının boyutuna ve anlaşılan reasürörün reyting notuna dayanılarak belirleneceği ifade edilmelidir. Son olarak, yürürlükteki mevzuatta sigortacıların reasürörlerini seçerken hangi kriterleri göz önünde bulundurmaları gerektiğini açıklayan ve reasürans anlaşması yapılmadan önce sigortacıların nasıl bir prosedür izlemesi gerektiğini belirten bir rehber kılavuz bulunmamaktadır. Özellikle, büyümeye çalışan ve piyasayı yeni tanıyan küçük sigorta şirketlerinin bulunduğu Türkiye sigortacılık sektöründe, sigorta şirketlerinin reasürörlerini daha iyi değerlendirebilmeleri için içeriği EK-14’te sunulan bir rehber oluşturulabileceği düşünülmektedir. 6.2. Reasürans Şirketlerinin Faaliyetlerinin Düzenlenmesi ve Denetlenmesine İlişkin Öneriler Dünya reasürans piyasası sürekli geliştiğinden ve büyüdüğünden, düzenleyici ve denetleyici otoriteler için reasüransın dolaylı denetimi yetersiz kalmakta, dolayısıyla reasürans şirketlerinin yakından izlenmesi gerektiği 106 düşüncesi ön plana çıkmaktadır. Ülkemizde de reasürans şirketlerinin faaliyetleri düzenlenmekte ve denetlenmekte, ancak reasürörler sigorta şirketleri ile aynı mevzuata tabi tutulduğundan ve mevzuat sürekli gelişen piyasa şartlarının gerisinde kaldığından46, düzenleme ve denetim açısından eksiklikler oluşmaktadır. Tüm bunların yanı sıra, Türkiye’nin global reasürans piyasasına entegrasyonu ve AB’ye uyum çalışmaları kapsamında, reasürans şirketlerinin faaliyetlerinin ayrı bir mevzuat ile düzenlenmesi ve denetlenmesi ihtiyacı doğmaktadır. Nitekim, Avrupa Komisyonunun 08.11.2006 tarihinde yayımladığı 2006 Türkiye İlerleme Raporunda da, Türkiye’de reasürans şirketlerinin denetlenmesine yönelik özel bir mevzuatın olmadığı vurgulanarak, bu alandaki eksikliğe dikkat çekilmiştir. Beşinci bölümde, Türkiye’de reasürans şirketlerinin faaliyetlerinin düzenlenmesi ve denetlenmesine ilişkin mevzuat kısmında, reasürans şirketlerinin tabi olduğu mevzuat başlıklar halinde incelenmiştir. Dolayısıyla, bu kısımda da söz konusu başlıklar üzerinden gidilerek analiz yapılacak ve reasürans şirketlerinin faaliyetlerine ilişkin düzenleme ve denetimin mevcut düzenden ayrı olarak nasıl olması gerektiğine ilişkin öneriler getirilecektir. 6.2.1. Reasürans Şirketlerinin Kuruluşu, Yetkilendirilmesi, Ruhsat Alması ve Ruhsat İptali 6.2.1.1. Kuruluş ve Yetkilendirme Yürürlükteki mevzuatta, şirketten kuruluş aşamasında; şirkete ait bilgiler, belli bir ödenmiş sermaye ile kurulması, yapılabilirlik raporu ve kuruculara ilişkin bilgi ve belgeler istenmektedir. Söz konusu bilgi ve belgeler ile gerekli koşullar birçok AB ülkesi ile aynı standartlarda olsa da, bazı eksik ve uyumsuz faktörler bulunmaktadır. 46 Dünyanın çeşitli ülkelerinde, reasürans şirketlerinin maruz kaldıkları riskleri ve kırılganlıklarını göz önünde bulunduran daha detaylı düzenleme ve denetim unsurları uygulanırken, ülkemizde bazı alanlarda halen standartlaşmış düzenleme ve denetim unsurları bulunmaktadır. 107 İlk olarak, reasürans şirketlerinden kuruluş aşamasında minimum bir ödenmiş sermaye marjı istenmesine dair ön koşulun gözden geçirilmesi gerekmektedir. Zira, reasürans şirketlerinin sermaye yapısının kuvvetli olması beklense de, sermaye ve özkaynak koşullarının kuruluş aşaması yerine, ileride bahsedeceğimiz ruhsat alma aşamasında değerlendirmeye alınması daha doğru olacaktır. Nitekim, incelenen ülke örneklerinde ve AB’de de esas olan uygulama bu yöndedir. Faaliyette bulunulacak her bir branş için özkaynak koşullarının belirlenmesi ile şirketlerin kapasiteleri ile orantılı özkaynak tutmaları sağlanmış olacaktır. İkinci olarak; EK-10’da bir örneği sunulan kuruluş ön izni içinde yer alan yapılabilirlik raporunda (iş planı) aşağıdaki unsurların da bulunması gerekmektedir: - İnsan kaynakları yapısının uygun olması, - Reasürans faaliyeti ile hangi tür risklerin kabul edildiği ve şirketin reasürans sözleşmesi çeşitleri, - Reasürörün daha önce çalıştığı sigortacılar hakkında bilgiler, - Şirketin retrosesyon ve reasürans politikası hakkında bilgiler, - Şirketin etkin bir risk yönetim mekanizmasının olup olmadığına dair bilgiler, - Şirketin muhasebe sistemine ilişkin bilgi, - Bilgi işlem altyapısının uygunluğuna ilişkin bilgi, - Şirket eğer bir şirketler grubuna dahil ise, grubun yapısı hakkında ayrıntılı bilgi, - Minimum garanti fonunu oluşturan unsurlar hakkında bilgi, - Teknik karşılıklar için mali kaynaklar, - Sermaye yeterliliği için mali kaynaklar, - Yatırım politikası ve şirketin varlık-yükümlülük yönetimine ilişkin bilgiler. Yapılabilirlik raporuna eklenen yukarıdaki faktörlerden; risk yönetimi, bağlı şirketin (captive reinsurance) grup yapısına ilişkin bilgilendirme, minimum garanti fonunu oluşturan unsurlar ve yatırım politikası çerçevesinde varlık-yükümlülük yönetimine ilişkin bilgiler, yürürlükteki mevzuat açısından yeni olan kavramlardır. 108 6.2.1.2. Ruhsat Alma ve Ruhsat İptali Mevcut mevzuattaki reasürans şirketlerinin ruhsat alma ve ruhsat iptali prosedürleri incelendiğinde; izlenen prosedürlerin incelenen AB ülkeleri ve diğer ülke örneklerinin uygulamaları ile hemen hemen aynı standartta olduğu, ancak bazı eksikliklerin bulunduğu görülmektedir. Ruhsat alma prosedürüne ilişkin olarak, kuruluş izni ve yetkilendirme kısmında da ifade edildiği üzere, reasürans şirketleri ruhsat izni almak için başvurduklarında, şirketlerden faaliyette bulunacakları branşlara göre yeterli sermaye istenebilmeli ve reasürans şirketlerinin ödenmiş sermaye tabanları, 5 Milyon YTL’den47 az olmamak koşuluyla, kademe kademe Hazine Müsteşarlığı’nca yükseltilebilmelidir. Örneğin, sermaye tabanı; eğer tek bir hayat-dışı branşta faaliyet gösterilecekse 5 Milyon YTL’den, birden fazla hayat-dışı branşta faaliyet gösterilecekse 10 Milyon YTL’den, hayat branşında faaliyet gösterilecekse 10 Milyon YTL’den ve hem hayat hem de hayat-dışı branşlardan bir ya da daha fazlasında faaliyet gösterilecekse 15 Milyon YTL’den az olmamak üzere belirlenebilir. Nitekim, 03.06.2007 tarihinde TBMM Genel Kurulunda kabul edilen Sigortacılık Kanunu Tasarısı’nda da faaliyette bulunulacak branşlar için sermayenin 5 Milyon YTL’den az olmamak üzere Hazine Müsteşarlığı’nca belirleneceği ifade edilmiştir. Diğer taraftan, AB müktesebatına uyum çalışmaları kapsamında, reasürans prosedürün şirketlerinin ruhsat oluşturulması talebinin değerlendirilmesine gerekmektedir. Bu ilişkin prosedürde, bir ruhsat başvurusunun reddedileceği koşullar (kurucular ile yöneticilerin uygun olmaması, iş planında belirtilen yükümlülüklerin karşılanmasında yetersiz kalınması ve şirketin yeterli teknik altyapı ve insan kaynağına sahip olmaması) belirtilerek, bütün prosedürün hem şirket hem de Hazine Müsteşarlığı açısından daha şeffaf ve öngörülebilir olması sağlanmalıdır. 47 Söz konusu rakamlar AB düzenlemelerine uygun olarak belirlenmiştir. 109 İncelenen birçok AB ülkesi ve diğer ülke örneklerinde mevcut olup, yürürlükteki mevzuatta eksik olan faktörlerden biri de prosedürlere ilişkin sürelerdir. Reasürans şirketlerinin ruhsat talebinin kabulü ya da reddi için öngörülen bir sürenin belirlenmesine yönelik olarak, düzenlenecek olan mevzuatta “Şirketlere, ruhsat talebine ilişkin başvuru tarihinden itibaren 3 ay içinde cevap verilir. Bu sürenin aşılmasına rağmen herhangi bir cevap verilmemesi durumunda, talep onaylanmış kabul edilir.” şeklinde bir hükme yer verilmesi yararlı olacaktır. Son olarak, mevzuatta ruhsat iptaline ilişkin olarak birtakım maddi gerekçeler belirlenmiş olsa da, bu gerekçeler sınırlı kalmaktadır. Ruhsat iptalinin, şirkete müdahale sürecinde en son aşamalardan biri olduğu göz önüne alınırsa, iptal kararının daha ayrıntılı değerlendirilebilmesi için iptale ilişkin mevcut gerekçelere ek olarak aşağıdaki unsurlar da eklenmelidir: - Sermayenin %50’nin üzerinde azalması ve sermaye yeterliliği koşullarının artık yerine getirilememesi, - Minimum garanti fonunda düzensizlikler oluşması, - Brüt primlerin %50’sinden fazlasının kaybedilmesi, - İş planında belirtilen hedeflerden ve planlardan uzaklaşılması. 6.2.2. Hisse Edinim ve Devri İşlemleri Yürürlükteki mevzuata göre reasürans şirketlerinin hisse edinim ve devri ile portföy devri ve tasfiye işlemlerine ilişkin süreç bu çalışmada incelenen ülkelerin mevzuatları kapsamında değerlendirildiğinde, söz konusu üç mekanizmanın da AB ve diğer ülkelerdeki uygulamalar ile hemen hemen aynı olduğu görülmüştür. Ancak, hisse edinim ve devri, ilerleyen kısımlarda incelenecek olan grup içi işlemler ve bağlı reasürans şirketlerinin faaliyetleri açısından da önemli olduğundan, bu sürecin inceleme ve onay prosedürünün daha ayrıntılı olmasında fayda vardır. Özellikle, hisse edinimi ve devrine ilişkin onay verilirken EK-12’de belirtilen hisse devri için gerekli koşullara ek olarak, aşağıdaki unsurların da göz önüne alınması gerekmektedir. Bunlar; 110 - Hisse edinen kişinin önceki iş tecrübelerinin, ilişkilerinin ve mali kaynaklarının yeterli ve uygun olması, - Hisse edinenin şirket üzerindeki nüfuz ve hakimiyetini kendi çıkarı için kullanıp kullanmayacağının analizi, - Hisse edinim ve devrinin, şirketin ticari çıkarları açısından, bağımsızlığını bozup bozmayacağı, - Hisse edinim ve devrinden sonra, şirket organizasyon yapısının etkin denetim fonksiyonlarını engelleyip engellemeyeceğidir. Diğer taraftan, hisse ve portföy devri mekanizmalarında, şirketlerin geleceğe dair öngörülerde bulunulabilmesi ve mevzuatta söz konusu prosedürler için bir standardın yakalanabilmesi amacıyla, yapılan işlemlere ilişkin süre kavramı çok önemlidir. İncelemelerin ve değerlendirmelerin şirkete mevzuatta garanti edilen belli bir süre zarfında bildirilmesi, hem şeffaflık hem de sorumluluk açısından gereklidir. Bu nedenle, düzenlenecek olan mevzuatta Hazine Müsteşarlığı’nın “hisse edinim ve devri ile portföy devrine ilişkin taleplerle ilgili değerlendirmesini 3 ay içinde yapıp onay ya da red kararını şirkete bildirmesi gerektiği, aksi takdirde süre aşımında talebin onaylanmış kabul edileceği” hükmü konmalıdır. Böylelikle, hem şirketin Hazine Müsteşarlığı’na, hem de Hazine Müsteşarlığı’nın şirkete olan karşılıklı sorumlulukları taahhüt edilmiş olacaktır. 6.2.3. Kurumsal Yönetişim Kurumsal yönetişim; şirket yöneticileri, yönetim kurulu, hissedarlar, çalışanlar ve diğer paydaşlar arasındaki ilişkiler bütünüdür. Kurumsal yönetişim, şirketin amaçlarının gerçekleştirilmesi için gerekli araçların ve kaynakların sağlanmasını ve performansın izlenmesi ve devamı için etkin işleyen bir organizasyon yapısının oluşturulmasını amaçlamaktadır. Dolayısıyla, kurumsal yönetişim; disiplin, şeffaflık, bağımsızlık, sorumluluk, adalet ve sosyal sorumluluk kavramlarının yönetim aşamasında etkin kullanılmasını gerektirmektedir. Altınbaş’a (2004, 128) göre, finansal krizlerin ve şirket skandallarının arkasında yatan nedenler arasında kötü yönetim olduğu görüşü, kurumsal yönetişim kavramını öne çıkarmıştır. Bu nedenle, 111 yatırım kararlarında finansal performans kadar, kurumsal yönetişim kalitesi de dikkate alınmalıdır. Reasürans şirketleri global anlamda değişik coğrafi bölgelerde çalıştıkları ve farklı alanlardaki faaliyetleri nedeniyle riskleri çeşitli ve fazla olduğundan, şirketlerin özellikle kurumsal yönetişim mekanizmalarının etkin çalışması gerekmektedir. Mevzuatta, reasürans şirketlerinin faaliyetlerinin düzenlenmesi ve denetlenmesi kapsamında, şirket yöneticilerinin sorumluluklarına, şirket iç denetim mekanizmasına, bağımsız denetime ve şirket aktüerinin görevlerine yönelik düzenlemeler bulunmaktadır. Ancak, Hazine Müsteşarlığı’nca şirketlerin denetiminin daha etkin yapılabilmesine olanak sağlayacak kurumsal yönetişim altyapısı maalesef şirketlerce düzgün organize edilememektedir. Kurumsal yönetişimin etkin işleyebilmesi, dolayısıyla da denetim faktörlerinden maksimum derecede verim alınabilmesi için, yukarıda sayılan birimler arasında bir sinerji yaratılmasını öngören bazı düzenlemelerin mevzuatta hükme bağlanması gerekmektedir. Bu nedenle, reasürans şirketlerinde kurumsal yönetişimin geliştirilmesi için Hazine Müsteşarlığı’nca söz konusu birimlerin sorumluluklarına ilişkin tanımların açık ve net olarak yapılması gerekmektedir. Söz konusu düzenlemeler yapılırken, Hazine Müsteşarlığı kendi denetim araçlarını maksimum ve etkin bir şekilde uygulayabilmek için kurumsal yönetişimin temel unsurlarını ve birimlerin karşılıklı sorumluluklarına ilişkin asgari faktörleri belirlemelidir. Dolayısıyla, kurumsal yönetişimde, yapılacak düzenlemelere temel olacak yönetim kurulu, yöneticiler, denetim kurulu, profesyonel denetçiler ve aktüerler önemli bir yere sahiptir. Kurumsal yönetişim çerçevesinde, yönetim kurulu için; - Yönetim kurulu üyelerinin en az üçte birinin faaliyetlerinde bağımsız olması, - Kurulda finansal işlerde deneyim sahibi en az 1 bağımsız üyenin olması, - Genel Müdürün yönetim kurulunun doğal üyesi olmaması, 112 - Şirketin maruz kaldığı risklerin analiz edilmesi, uygun ve düzgün işleyen risk yönetimi ve iç denetim biriminin kurulması, - Şirkete uygun kurumsal yönetişim politikasının belirlenmesi, - Kurul üyelerinin reasürans faaliyetlerine yönelik yeterli bilgi ve tecrübelerinin olması gibi yeni sorumluluklar ve koşullar öngörülmelidir. Yukarıda bahsedildiği üzere, yönetim kurulu üyelerinin en az üçte birinin faaliyetlerinde bağımsız olması koşulu getirilerek, yönetim kurulu üyelerinin genel müdür hariç tümünün hissedarlardan oluşması şartı kaldırılmalıdır. Ülkemizdeki uygulamada, yönetim kurulu üyeleri genellikle şirkete sadece hissesi oranında katılan ve kar elde eden paydaşlar olarak gözükmektedir. Ayrıca, reasürans faaliyetleri açısından deneyimli ve tecrübeli olmadıklarından, şirket yönetimine pek bir katkıları olmadığı gibi, deneyimsizlikleri nedeniyle şirket yöneticileri tarafından da zaman zaman yanlış yönlendirilmektedirler. Diğer taraftan, bazı durumlarda, hissedarlar şirketleri kendi menfaatleri doğrultusunda, sermaye aktarımı için paravan olarak kullanmakta ve şirketin geleceği açısından olumsuz sonuçlar doğuracak işlemler gerçekleştirmektedirler. Bu nedenlerle, yönetim kurulunun en az üçte birinin reasürans işini bilen bağımsız üyeler olmasında fayda vardır. Üzerinde durulması gereken diğer bir unsur da, reasürans şirketinde yönetim ve icranın aynı birimde toplanmasının, kurumsal yönetişimin şeffaflık ve bağımsızlık felsefesine ters düşmesidir. Özellikle de icranın denetlenip faaliyetlerinin yönetim kurulunun değerlendirmesine sunulduğu hallerde, yönetimde icranın en üst düzeydeki temsilcisinin (genel müdür) de yer alması çelişki yaratmaktadır. Diğer taraftan, deneyimsiz ve bilgisiz yönetim kurulu üyelerinin karar alma sürecinde genel müdür tarafından yanlış yönlendirilmeleri de şirket çıkarlarının zedelenmesine yol açabildiğinden, yönetim ve icranın ayrılması kurumsal yönetişimin etkinliği açısından oldukça önemlidir. 113 Yönetim kurulunun görev ve sorumluluklarına eklenmesi önerilen diğer bir yeni unsur da risk yönetimi biriminin kurulması ve işletilmesidir. Risk yönetimi birimi; reasürans şirketinin maruz kaldığı iş yazma ve operasyonel risk gibi risklerin analiz edilmesi ve yönetilmesinden sorumlu birimdir. Reasürans şirketlerinin birçok farklı riske maruz kaldığı göz önüne alınarak, yürürlükteki mevzuatta reasürans şirketleri için; risklerin belirlenmesi, analiz edilmesi ve risk yönetimi mekanizmasının oluşturulması için risk yönetimi biriminin oluşturulması ve bu birimin kararlarının yönetim kurulunca onaylanması zorunlu tutulmalıdır. Kurumsal yönetişimin iyi işleyebilmesi için mevzuatta görev ve sorumlulukları sınırlı olan şirket denetçileri yerine bir şirket denetim kurulu oluşturulmalıdır. Reasürans şirketinin faaliyetlerinin işleyişinin incelenmesi amacıyla oluşturulan denetim kurulunun yapısı ile görev ve sorumlulukları da aşağıdaki gibi olmalıdır: - Denetim kurulu üyelerinin en az üçte biri faaliyetlerinde bağımsız olmalıdır. - Kurulda finansal işlerde deneyim sahibi en az bir bağımsız üye bulunmalıdır. - Denetim kurulu, yönetim kuruluna denetlenen birimlerin etkinliği ve risk yönetimi çerçevesinde yapılan analizler sonucu raporlar hazırlayarak yardımcı olmalıdır. - Kurul, iç denetim ve dış denetim raporlarını düzenli olarak inceleyerek, gerekli olan her unsurun bahsedildiğinden emin olmalıdır. - Kurul, iç ve dış denetimin bağımsızlığını incelemelidir. - Kurul tarafından muhasebe sistemi ile iç kontrol ve denetim mekanizmasının etkin çalışması için politikalar üretilmelidir. Kurumsal yönetişimin yukarıdan aşağıya doğru işleyişi çerçevesinde, genel müdürün görevi de, reasürans faaliyetlerini mevzuata uygun olarak oluşturulan amaçlar doğrultusunda yakından takip etmek ve yönlendirmek ve yönetim kuruluna amaçların gerçekleştirilmesi ve iş planının işleyişine dair önerilerde bulunmak olarak tanımlanmalıdır. 114 Mevzuatta, iç ve dış denetim mekanizmasının işleyişine ilişkin düzenlemeler AB müktesebatı ve üye ülkelerin kendi mevzuatı ile büyük oranda uyum içerisindedir. Ancak, reasürans şirketlerinin faaliyetlerinin düzenlenmesine ilişkin bir mevzuat oluşturulurken, bu birimlerden oluşan sistemin daha da güçlendirilmesine yönelik ek düzenleyici unsurlar getirilebilir. İç ve dış denetim mekanizmalarının uygulamada daha etkin ve sorumlu çalışmalarını sağlamak ve bu birimlerin gerçek anlamda bağımsız olmalarına yapılmalıdır. yönelik İç unsurların ve dış gerçekleştirilmesi denetim birimlerinin için düzenlemeler görevi, sorumlulukları çerçevesinde, objektif ve adil bir değerlendirme yapmak, hesapları incelemek, şirketin Hazine Müsteşarlığı’na güvenilir veri göndermesini sağlamak, şirketin faaliyetleri, risk yönetimi ve mali işlemleriyle ilgili özel hususları incelemek ve raporlamak olmalıdır. Ayrıca, iç ve dış kontrol mekanizmaları, şirket faaliyetlerini analiz ederlerken, yönetimin rolünü de sorumlulukları çerçevesinde sorgulamalı ve mevzuat dışı uygulamaları direkt olarak Hazine Müsteşarlığı’na raporlamalıdırlar. Diğer taraftan, kurumsal yönetişim çerçevesinde iç kontrol ve bağımsız dış denetim sistemlerinin etkin bir şekilde çalışmaları sağlanırsa, Hazine Müsteşarlığı’nca görevlendirilen denetçiler tarafından reasürans şirketlerinin periyodik olarak denetlenmesine de gerek kalmayabilir. Şirketin durumu hakkında piyasada ya da mali göstergelerde oluşabilecek herhangi bir olumsuzluk durumunda başvurulabilecektir. Ancak, denetçi reasürans görevlendirilerek şirketlerinin denetimi denetime yapılırken aktüeryal hesapların incelenmesine yönelik bir aktüerin de görevlendirilmesi gerekmektedir. Son olarak, risk yönetiminin işleyişine ilişkin olarak; reasürans şirketlerinin maruz kaldıkları riskleri analiz ederek risk yönetim modelleri geliştirmek ve ileride değinilecek olan teknik karşılıkların aktüeryal metotlarla hesaplamasını gerçekleştirmek üzere, reasürans şirketlerinin hem hayat hem de hayat-dışındaki faaliyetlerinden sorumlu aktüer bulundurmaları zorunlu tutulmalıdır. 115 6.2.4. Grup İçi İlişkilerin ve İşlemlerin Denetimi AB’de, 2005/68/EC sayılı Reasürans Direktifi ile, reasürans şirketlerinin bağlı oldukları grup şirketleri ile olan ilişkileri ve işlemleri özellikle mercek altına alınmıştır. Dolayısıyla, AB’ye uyum sağlanabilmesi açısından, düzenlenecek olan ikincil mevzuatta reasürans şirketlerinin grup içi ilişkilerinin ve işlemlerinin denetlenmesine yönelik hükümlere yer verilmesi gerekmektedir. Hazine Müsteşarlığı, bir grup şirketine ait reasürans şirketlerinin mali yapısının grup içi işlemlerden etkilenip etkilenmediğini anlamak için, tamamlayıcı denetim yapabilmelidir. Düzenlenecek olan tamamlayıcı denetim, şirketlerin bilanço dışı işlemlerini48, likiditesini etkileyen faaliyetlerini, yatırımlarını, retrosesyon işlemlerini ve masrafların paylaşım anlaşmalarının tümünü içermesi gerekmektedir. Ayrıca, şirketlerin Hazine Müsteşarlığı’na bir önceki mali yılda gerçekleşen önemli grup içi işlemleri ile ilgili olarak yılda bir kez rapor sunmasının zorunlu tutulması gerekmektedir. 6.2.5. Teknik Karşılıklara İlişkin Düzenlemeler Yürürlükteki mevzuatta, mevcut teknik karşılıklar ile AB mevzuatının öngördüğü teknik karşılıklar karşılaştırıldığında, arada bazı farklılıklar bulunduğu görülmektedir. Kazanılmamış Primler Karşılığı (Cari Rizikolar Karşılığı), Hayat Matematik Karşılığı ve Muallak Hasar Karşılığı, AB düzenlemelerinde de öngörülen uyumlu karşılıklardır. AB mevzuatında öngörülen ancak mevzuatımızda mevcut olmayan karşılıklar ise; dengeleme 48 Bilanço dışı işlemler doğrudan bilanço içinde yer almadan şirketi kar zarar hesabı aracılığıyla etkileyen işlemlerdir. Bilanço dışı işlemler genel olarak ikiye ayrılabilirler: 1) Borç araçları (kredi taahhütleri-garanti ve taahhütler), 2) Türev ürünler (Forward, futures, swap, opsiyon sözleşmeleri gibi işlemleri içerir.) 116 karşılığı49 ve ikramiyeler ve indirimler karşılığı50dır. İkramiyeler ve indirimler karşılığı, şirketlerin ikramiye ve indirim uygulamasına gitmesi durumunda cari yılın teknik sonuçlarına göre ayrılan karşılıktır. Dengeleme karşılığı ise kredi sigortası (iflas, ihracat kredisi, mortgage kredisi, tarım kredisi ve kısmi ödeme kredisi) ve katastrofik riskler için ayrılmaktadır. AB Reasürans Direktifine uyum sağlanması amacıyla, reasürans şirketlerinin sedan ve retrosesyonerlere karşı yükümlülüklerini karşılayabilmek için yeterli düzeyde teknik karşılık bulundurmaları ve AB mevzuatının öngördüğü ancak yürürlükteki mevzuatta yer almayan ikramiyeler ve indirimler karşılığı ile dengeleme karşılığı gibi teknik karşılıkları da ayırmakla yükümlü olmaları gerekmektedir. Diğer taraftan, reasürans şirketleri sigortacılara göre katastrofik risklere daha çok maruz kaldıklarından, şirketler açısından katastrofik karşılıklar büyük önem kazanmaktadır. Bu bağlamda, reasürans şirketlerinin bu tür katastrofik şokların etkilerine maruz kalmalarını önlemek için; şu an AB’de kredi sigortası ve katastrofik riskler için ve bazı ülkelerde de dolu ve don sigortaları için kullanılan dengeleme karşılığını ek bir rezerv olarak ayırmaları zorunlu kılınmalıdır. Hazine Müsteşarlığı, AB Reasürans Direktifinde öngörüldüğü üzere, reasürans şirketlerinin kredi sigortası branşı (kredi ihracı, mortgage kredisi, tarım kredisi ve kısmi ödeme kredisi) ve katastrofik risklere ilişkin dengeleme rezervi ayırmasını zorunlu tutmalıdır. Dengeleme karşılığı hesaplaması da yine 73/239/EEC sayılı AB Direktifinde belirtilen dört metottan biri olan ve 49 Şirketler açısından katastrofik olaylar veya hasar miktarındaki anormal artışlar nedeniyle ilgili şirketlerin bilançolarına yansıyan olumsuz gelişmeleri önlemek amacıyla ayrılan karşılıkları ifade eder. 50 30.12.2004 tarih ve 25686 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01.01.2005 tarihinde yürürlüğe giren Sigortacılık Hesap Planı ve İzahnamesi Hakkında Tebliğ’de hesap planı içerisinde dengeleme ve ikramiyeler ve indirimler karşılığı hesapları bulunmakla birlikte, uygulamada bu karşılıkların hesaplanma zorunluluğu ile nasıl hesaplanacağına dair bir açıklama olmadığından, bu karşılıklar şirketlerce hesaplanmamaktadır. 117 dengeleme karşılığı minimum miktarının51, son beş mali yıldaki yıllık primlerden sesyonların düşülüp, reasürans kabullerinin eklenmesi sonrasında kalan primlerin aritmetik ortalamasının %134’ü olacağı şekilde hesaplandığı yöntemdir. Bu yöntemde, ayrılan karşılık minimum miktara ulaşana kadar, her yıl teknik fazlanın (karın) %75’i karşılıklara eklenmelidir. Ancak, AB mevzuatı çerçevesinde, kredi ve katastrofik risklere ilişkin reasüransta alınan primler toplam primlerin %4’ünden veya 4.650.000 YTL52’den az ise, reasürans şirketi Hazine Müsteşarlığı’nın izni ile dengeleme rezervi ayırma sorumluluğundan muaf tutulabilmelidir. Diğer taraftan, teknik karşılıklar açısından reasürans şirketlerinin durumu sigortacılardan farklıdır. Portföyleri homojen olmadığı, riskler uzun vadeli teminat altına alındığı ve sigortacıdan gelen bilgi akışında aksamalar olduğundan, reasürörlerin teknik karşılıklarını izlemek çok önemlidir. Dolayısıyla, reasürans şirketlerinin özellikle de muallak hasar karşılıklarına yönelik denetim unsurları belirlenirken; şirketlerin gerçekleşmiş ancak rapor edilmemiş (IBNR) karşılıklarını ayırırken aktüeryal hesaplamaları kullanmaları zorunlu tutulmalıdır. Ayrıca, Hazine Müsteşarlığı’nca reasürans şirketlerinin uyguladıkları teknik karşılık metotları sıkı bir denetime tabi tutulmalı, şirketin yeterli düzeyde teknik karşılık tutup tutmadığı iyi analiz edilmeli ve şirketlerin teknik karşılıklarını hesaplarken, kredi, iş yazma, döviz kuru, yatırım ve zamanlama gibi riskleri değerlendirip değerlendirmediğine dikkat edilmelidir. Teknik karşılıklarla ilgili önemli bir başka unsur da karşılıkların yatırılacağı varlıklardır. Hazine Müsteşarlığı, AB Reasürans Direktifindeki düzenlemeye benzer bir şekilde, reasürans şirketinin teknik karşılıklarını karşılayabilmesi için, aktif yapısının şirketin faaliyet unsurları ile ilgili, likit, güvenli ve karlı yatırımlardan oluşmasını isteyebileceği gibi, ayrıca şirketin ekonomik koşullara uyabilen bir aktif yönetiminin olmasını gerekli kılmalıdır. 51 Hazine Müsteşarlığı’nca belirlenecektir. 52 2.500.000 Euro karşılığı olarak belirlenmiştir. (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 2006 yıl sonu döviz satış kurlarına göre, 1 Euro 1,8604 YTL’ye karşılık gelmektedir.) 118 Reasürans işinin global bir iş olması nedeniyle, şirketlerin teknik karşılıklarını yatıracakları varlıklara ilişkin detaylı kısıtlamalar getirilmesi fiilen etkin olmayacağından; sigorta şirketlerinin teknik karşılıklarının yatırılacağı varlıklar için reasürörlere AB sigortacılık doğrudan mevzuatında uygulanması öngörülen doğru sınırlamaların olmayacaktır. Nitekim, 2005/68/EC sayılı AB Reasürans Direktifi’nde de reasürans şirketlerinin teknik karşılıklarını yatıracakları karşılıklara ilişkin sınırlamalar minimum düzeyde tutulmuştur. Dolayısıyla, Hazine Müsteşarlığı AB mevzuatı ile paralellik yakalamak amacıyla, reasürans şirketlerinin teknik karşılıklarını karşılayan varlıklara aşağıda belirtilen belli oranlarda sınırlamalar getirebilir: - Brüt teknik karşılıkların en çok %30’unun teknik karşılıkların düzenlendiği diğer bir para cinsinden varlıklara yatırılabilmesi, - Teknik karşılıkların en çok %30’unun düzenlenmiş bir piyasada işlem görmeyen sırasıyla hisse senedi, tahvil ve bonoya yatırılabilmesi, - Varlıkların en fazla %5’inin aynı işletmeye ait hisse senedi, bono ve sermaye piyasası enstrümanlarına ve en fazla %10’unun aynı yatırım grubuna ait hisse senedi, bono ve sermaye piyasası enstrümanlarına yatırılabilmesi. 6.2.6. Yatırım Politikasına İlişkin Düzenlemeler Reasürans şirketleri global olarak çalıştıklarından, farklı coğrafi bölgelerden aldıkları risklere ilişkin yükümlülüklerini karşılamak için farklı para birimlerinden yatırım yapmakta ve döviz riski ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu nedenle, reasürans şirketleri için varlık-yükümlülük yönetimi çok önemlidir. Dolayısıyla, yapılacak mevzuat düzenlemelerinde, Hazine Müsteşarlığı’nın reasürörlerin yatırım politikalarına sınırlı müdahale etme ve politikalarını denetleme yetkisi bulunmalıdır. Reasürans şirketlerinin yatırımlarını farklılaştırmalarını sağlayabilmek için, şirketin tek yatırıma yönlenmesi ya da belirli bir yüzdeden fazlasını tek varlığa yatırması engellenmelidir. Diğer taraftan, şirketin varlık-yükümlülük dengesinin bozulmaması ve sermaye yeterliliği sıkıntısına girmemesi için, likit olmayan spekülatif varlıklara yönelik yatırımları engellenebilir. Ana hatları çizilen bu 119 düzenleyici ve denetleyici yapının etkin işlemesi için ise, reasürans şirketlerinin yatırım politikalarına ilişkin bilgilerin periyodik olarak istenmesi faydalı olacaktır. 6.2.7. Sermaye Yeterliliğine ve Minimum Garanti Fonuna İlişkin Düzenlemeler Yürürlükteki mevzuatta, hem sigorta hem de reasürans şirketlerinin sermaye yeterliliklerinin ölçülmesi için kullanılan hesaplama tekniği AB düzenlemeleriyle uyumludur. Hatta gerekli sermaye hesaplama işlemi risk esaslı faktörleri de içerdiğinden, AB düzenlemelerinin bir adım önündedir. Beşinci bölümde de bahsedildiği üzere, sermaye yeterliliği hesaplaması iki bölümden oluşmaktadır. İlk bölüm, AB’nin sermaye yeterliliği uygulamasının aynısıdır. İkinci bölümde ise şirketlerin maruz kaldıkları risklere göre gerekli sermaye hesabı yapılmaktadır. AB’nin 2005/68/EC sayılı Reasürans Direktifi ile getirdiği kurallar çerçevesinde, daha önceden hayat ve hayat-dışı sigorta şirketleri için uygulanan sermaye yeterliliği unsurları, hesaplama yöntemlerinde yapılan ufak değişikliklerle reasürans şirketlerine adapte edilmiştir. Ancak, hayat reasüransı ile uğraşan şirketlerin hayat-dışı sermaye yeterliliği hesaplamasına tabi olması öngörülmüştür. Dolayısıyla, mevzuatta yapılacak düzenlemelerle, hayat ve hayat-dışında faaliyet gösteren reasürans şirketlerinin sermaye yeterliliklerini, AB tarafından ana hatları oluşturulan ve mevzuatta mevcut olan hayat-dışı sermaye yeterliliği hesaplama metoduna uygun olarak prim ve hasar esasına göre hesaplamaları gerekli görülmelidir. Diğer taraftan, Direktifte de bahsedildiği üzere, yaşam ve vefat sigortası, evlilik sigortası ve doğum sigortası yatırım fonları ile yakından ilişkili olduğundan, hayat reasüransı sermaye yeterliliği hesaplamasında hayatdışında uygulanan teknik yerine, hayat sigorta şirketleri için uygulanan tekniğin kullanılmasına izin verilmelidir. Öte yandan, AB mevzuatından bağımsız olarak, mevcut sermaye yeterliliği hesaplamasının ikinci bölümünde, reasürans şirketlerinin maruz 120 kaldıkları riskler göz önüne alınarak, riske göre gerekli sermaye hesaplaması kısmında reasürans şirketleri için ayrı bir düzenleme oluşturulması gerekmektedir. Reasürörlerin aktif riskine sigorta şirketlerinden daha fazla maruz kalabilecekleri göz önüne alınarak, aktif riski kısmında bulunan yatırıma yönlendirilecek varlıkların ağırlıkları arttırılabilir. Ayrıca, grup içi ilişkiler reasürörler için daha riskli olduğundan, reasürans şirketinin kendi sermaye grubuna ait hisse senetlerinin katsayısı da yükseltilmelidir. Muallak hasar karşılık riskinde ise, reasürörler için önem arz eden ve yükümlülükleri diğer branşlara göre daha ağır olan; hayat, hukuksal koruma ve kredi sigortaları ile katastrofik riskleri içeren yangın ve tarım branşlarında katsayıların sigortacılara uygulanan katsayılardan daha büyük olması gerekmektedir. Yazım riski ise retrosesyon işlemlerinin riskini ölçtüğünden; yine özellikle yangın, kredi, hukuksal koruma ve tarım branşlarında katsayıların yükseltilmesi gerekmektedir. Reasürans şirketlerinin asli görevlerinden biri varlık-yükümlülük dengesinin kurulması olduğundan, bu dengeyi etkileyen faiz ve kur riski, reasürörlerin yatırım politikaları için oldukça önemlidir. Dolayısıyla, reasürans şirketleri için faiz ve kur riskinin katsayısının arttırılması daha uygun olacaktır. Son olarak, AB Reasürans Direktifi ile reasürans şirketleri için öngörülen bir diğer düzenleme de minimum garanti fonu ayrılması yükümlülüğüdür. Bu çerçevede, mevzuatımızda yapılacak düzenlemelerle, reasürans şirketlerinin gerekli sermaye yeterliğinin en az 1/3’ü kadar garanti fonu ayırmaları gerekli kılınabilir. 6.2.8. Mali Bünyenin Güçlendirilmesine İlişkin Tedbirler Yürürlükteki mevzuatta, reasürans şirketlerinin mali bünyelerinin güçlendirilmesine ilişkin aşamalı tedbirler zinciri mevcut olsa da, AB mevzuatı ile karşılaştırıldığında bazı eksiklikler göze çarpmaktadır. Mali bünyenin 121 güçlendirilmesine ilişkin tedbirler mevzuatta iki aşamadan oluşmaktadır. Ancak daha etkin bir müdahale süreci oluşturulabilmesi için, bu sürecin üç aşamadan oluşması ve aşağıda bahsedilen şekilde formüle edilmesi gerekmektedir. Yürürlükteki mevzuatta, mali bünyenin güçlendirilmesine ilişkin ilk aşama, şirketten mali bünyenin güçlendirilmesine ilişkin tedbirleri almasını içermektedir. Halbuki, bir reasürans şirketinin gerekli sermaye yeterliliği garanti fonunun altına düşer ve şirket teknik karşılıklarını ve yükümlülüklerini karşılamayacak duruma gelirse, Hazine Müsteşarlığı ilk olarak şirketten gerekli önlemlerin alınması için bir finansal plan sunmasını istemelidir. Söz konusu finansal yapılanma programı, en az üç yıllık süreyi kapsayacak şekilde hazırlanmalı ve aşağıdaki unsurları içermelidir: - Yönetim gideri tahminleri, - Öngörülen gelir ve harcamaların ayrıntılı planı, - Karlılık-sermaye tahminleri, - Bilanço tahminleri, - Yükümlülükler ve gerekli sermaye için finansal kaynak yaratma çalışmaları, - Retrosesyon politikaları. Bu plan şirketin maruz kaldığı risklere ve olumsuzluklara göre çeşitlendirilerek üç ana gruba ayrılabilir. Teknik karşılıklar yetersiz olduğu zaman şirket Hazine Müsteşarlığı’na bir kısa mali durum planı, sermaye yeterliliği yetersiz olduğu zaman iyileşme planı, garanti fonu yetersiz olduğunda ise mali durum planı sunabilir. Uygulamada, şirketlerin sermaye yetersizliği içinde oldukları tespit edildiğinde, şirketlerden bir sermaye artırım ve ödeme planı sunulması istenmektedir. Ancak, bu plan yukarıda bahsedilen finansal planın bir parçası olduğundan ve kapsamlı olmadığından, tek yönlü bir önlem gibi olmakta ve tam anlamıyla verim alınamamaktadır. Bu nedenle, mali bünyenin güçlendirilmesini teminen ilk olarak şirketten kapsamlı bir finansal plan 122 istenerek, şirketin mali bünyesini düzeltmesi ve yeniden yapılanması için olanak sağlanmalıdır. Yukarıda sayılan olumsuzlukların alınan tedbirlere rağmen devam ettiği anlaşıldığında, şirketin; - Varlıklarının serbest tasarrufu sınırlanabilir. - Mali durumunu ve likiditesini güçlendirecek önlemler alması istenebilir. - Gerekli sermaye yeterliliği için sermayesini arttırması gerekli görülebilir. - Retrosesyon politikasına müdahalede bulunulabilir. Yukarıda bahsedilen tedbirler çerçevesinde, şirkete mali bünyesindeki olumsuzlukları gidermesi için zaman tanınmalıdır. Eğer şirket gerekli tedbirleri belirlenen süre içerisinde yerine getiremez ya da getirmede isteksiz davranır, mali bünyesindeki olumsuzluklar devam eder ve ödemelerini yapamama riski oluşursa, Hazine Müsteşarlığı’nca şirketin; - Yönetici birimlerinde değişiklik yapılmasına, - Reasürans sözleşmesi yapması yetkisinin kaldırılmasına ve ruhsatının iptaline veya - Portföyünün devrinin yapılmasına karar verilmesi gerekmektedir. Mali bünyenin güçlendirilmesine ilişkin 3 aşamalı bir prosedür oluşturularak, hem standartlaşmış bir tedbir süreci tanımlanmış olacak, hem de AB mevzuatı ve AB ülkelerinin uygulamaları ile paralellik sağlanacaktır. 6.2.9. ART Mekanizmasına (Özel Amaçlı Araçlar ve Finansal Reasüransa) İlişkin Düzenlemeler 2005/68/EC sayılı Reasürans Direktifi ile yürürlükteki mevzuatta denetimi öngörülmeyen Alternatif Risk Transferi (Alternative Risk TransferART) ve finansal reasürans mekanizmalarına ilişkin standartlaştırılmış düzenleme ve denetim mekanizmalarının vurgulanmıştır. 123 oluşturulması gerektiği Mevcut durumda, ART mekanizmaları sigorta ve reasürans piyasamız için çok yeni mekanizmalardır. Ancak, finansal piyasalardaki gelişmeler sigorta ve reasürans piyasası için Alternatif Risk Transferi mekanizmalarına olanak sağlayacağından, buna ilişkin faaliyetlerin düzenlenmesi ve denetlenmesi için gerekli düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Bahse konu Direktif çerçevesinde, ART mekanizmaları arasında yer alan finansal reasürans ve Özel Amaçlı Araç (Special Purpose Vehicle SPV) faaliyetlerinin gerçekleştirilmesine ilişkin koşulların belirlenmesi reasürans şirketlerinin gerekmektedir. Finansal reasürans işlemleri yapan faaliyetlerinin denetlenmesine ilişkin olarak, şirketlerin aşağıda belirtilen gerekli unsurları yerine getirmeleri zorunlu tutulmalıdır: - Finansal Reasürans sözleşmelerinde yatırıma yönlendirilecek riske ve sözleşmenin genel hatlarına ilişkin bilgi sunulması, - Güçlü muhasebe sistemi, iç denetim mekanizması ve risk yönetimi olması, - Yeterli miktarda teknik karşılıkların ayrılması, - Yapılan reasürans işine ve hasar işlemlerine göre likiditenin ve karlılığın korunmasını teminen teknik karşılıkların yatırılacağı varlıkların uygun olması. Ayrıca, finansal reasürans işlemleri yapan reasürans şirketlerinin de, Direktif doğrultusunda gerekli sermaye yeterliliği ve garanti fonu hesaplaması yapmaları gerekmektedir. Diğer taraftan, Direktif, üye ülkelerin düzenleme ve denetim politikaları çerçevesinde, Özel Amaçlı Araç (SPV) piyasasının oluşturularak yeni bir rejimin kurulmasını hedeflemektedir. Dolayısıyla, Direktifin öngördüğü şekilde Özel Amaçlı Araç oluşturulması için Hazine Müsteşarlığı’ndan yetki izni alınmalı ve bu araçların işleyişine ilişkin koşullar Hazine Müsteşarlığı’nca belirlenmelidir. Ancak, oluşturulacak bu yeni rejimin etkili bir denetim mekanizması ile kontrol edilmesi gerekmektedir. Özel Amaçlı Araçlar için gerekli koşulların belirlenmesine geçmeden önce, bu mekanizmada devlet 124 kontrolünün güçlendirilmesi için yatırım ilişkilerinin bağımsız finans kuruluşlarınca yapılması gerektiğini vurgulamakta fayda vardır. Böylelikle, ihraç edilen borç ile alacak arasındaki dengeyi reasürans şirketi yerine bağımsız bir kuruluş ayarlayacak, dolayısıyla da reasürörün yatırımcılara geri ödemesinde sorun çıkması engellenmiş olacaktır. Direktifte belirtilen asgari koşulların sağlanması için, Hazine Müsteşarlığı’nca Özel Amaçlı Araç faaliyetinde bulunacak şirketler için bir yetki formu oluşturulmalı ve bu form ile şirketin iyi bir yönetiminin ve yeterli bir iç kontrol mekanizmasının ve risk yönetiminin olup olmadığı ile muhasebe standartlarının uygulanışı incelenmelidir. Yetkilendirmeye yönelik olarak, aşağıda ayrıntılı olarak anlatılacak esas ayrıntılar formu ile kontrol ve denetim formunun doldurulması ve iş planının hazırlanması zorunlu tutulmalıdır. Esas ayrıntılar formu; sözleşmenin detaylarına (avukat, hukuki danışman, denetçi), şirketin hukuki şekline (tüzel kişiliğinin olması), grup yapısına ve yönetim organları ile iş profiline ilişkin bilgileri içermelidir. Kontrol ve denetim formunda ise, Özel Amaçlı Aracın faaliyetlerini yönetecek ve denetleyecek kişiler hakkında bilgi verilmelidir. Son olarak, şirketin iş planı aşağıdaki unsurları içermelidir: - SPV’nin amaçları, koruma altına alınacak riskler ve şirketin yapısı ve sorumluluklarına ilişkin bilgi, - SPV’nin tam olarak fonlandığına dair mali projeksiyonlar; varlıkların, operasyonel maliyetler hesaba katıldığında öngörülebilir senaryolar dahilinde yükümlülüklerden fazla olup olmadığı, - SPV operasyonlarına bağlı anlaşmaların hukuki olarak etkin olduğuna dair bağımsız hukuki onay, - Yeterli iç kontrol mekanizmasının olması, - SPV tarafından ileride gerçekleştirilebilecek yeni iş alanlarının, yetki aşamasında geniş bir taahhüt ile önceden ortaya konması, - SPV işlemlerinden kaynaklanan risklerin detayları. 125 Özel Amaçlı Araç faaliyetinde bulunacak şirketlerin Hazine Müsteşarlığı’nca yetkilendirilme süreci kısa (maksimum 2 ay) olmalı ve yetkilendirme, şirketin denetçisi ve hukuki danışmanlarının görüşleri doğrultusunda yapılmalıdır. SPV bir sigorta ya da reasürans şirketi olmadığından, SPV için, varlıkların her zaman yükümlülüklere eşit ya da fazla olmasını zorunlu kılan basit bir sermaye yeterliliği kuralı uygulanmalıdır. Şirket eğer Türkiye’de faaliyet gösteriyor ise, SPV’nin denetimi, aynı sigorta ve reasürans şirketlerinin faaliyetlerinde olduğu gibi, Hazine Müsteşarlığı’nca yapılmalıdır. 6.2.10. AB’ye Üye Ülkeler ile İletişim ve Bilgi Alışverişi AB Reasürans Direktifi ile reasürans şirketlerinin AB sınırları içerisinde özgür ve serbestçe faaliyette bulunması için tek pasaport sistemi geliştirildiğinden, üye ülkelerin yetkili otoritelerinin reasürörlerin faaliyetlerini etkin bir şekilde izleyebilmesi için birbirleriyle bilgi alışverişinde bulunmaları gerekli kılınmıştır. Dolayısıyla, bu aşamada AB üye ülkeleri ile imzalanacak olan karşılıklı bilgi alışverişi ve işbirliği anlaşmaları çerçevesinde, AB ülkelerinin yetkili denetim otoriteleri ile iletişim ve bilgi alışverişine olanak sağlayan bir mekanizmanın oluşturulmasıyla, şirketlerin yetkilendirilme ve denetlenme aşamalarında bilgi paylaşımı yoluna gidilerek, etkin bir değerlendirme ve gözetim yapılabilecektir. 126 BÖLÜM 7. SONUÇ Reasürans, sigortacılık ve reasürans piyasası için önemli bir risk transfer yöntemi olduğundan, bu piyasalarda faaliyet gösteren şirketlerin birtakım olumsuzluklara maruz kalmalarının önlenmesini teminen, reasürans denetiminin etkin ve düzgün bir şekilde yapılması gerekmektedir. Reasürans denetiminin iki ayağı bulunmaktadır. İlki, sigorta şirketleri üzerinden yapılan reasüransın dolaylı denetimi, diğeri ise reasürans şirketlerinin direkt denetimidir. Sigorta şirketlerinde reasürans denetimi (dolaylı reasürans denetimi) kapsamında; şirketlerin reasürans programları ve reasürans devirleri incelenerek, gerekli görülürse şirketin reasürans politikasına belli ölçülerde müdahalede bulunulmaktadır. Bunların yanı sıra, dolaylı denetimde, bazı parametrelerin yardımıyla hem sigorta şirketlerinin reasürans stratejilerinin ve korumalarının yeterliliği kontrol edilebilmekte, hem de reasürör hakkında elde edilemeyen bazı bilgiler sigorta şirketleri üzerinden alınabilmektedir. Reasürans şirketlerinin faaliyetlerinin denetlenmesi (direkt reasürans denetimi) de reasürans denetiminin etkin bir şekilde yapılabilmesini sağlayan diğer bir unsurdur. Sigorta şirketlerinin bilgi yetersizlikleri yüzünden piyasa belirsizliklerinden olumsuz etkilenmelerini önlemek, sigorta ve reasürans piyasasında oluşabilecek sistemik riskleri minimuma indirmek ve piyasada güven ve itibarı arttırmak için reasürans şirketlerinin denetlenmesi gerekmektedir. Nitekim, direkt reasürans denetimine yönelik olarak yapılan çalışmalardan en önemlisi olarak görülen AB’nin reasürans faaliyetlerinin düzenlenmesi ve denetlenmesine yönelik olarak 2005 yılında çıkardığı 2005/68/EC sayılı Reasürans Direktifi ile de, topluluk hukukunun sigorta ve reasürans düzenlemeleriyle ilgili kısımları uyumlaştırılarak, düzgün işleyen bir reasürans piyasası oluşturulması amaçlanmıştır. Sonuç olarak, söz konusu 127 Direktif ve IAIS ve OECD başta olmak üzere uluslararası alanda gerçekleştirilen çalışmaların etkisi ve gelişen piyasa koşulları altında sigorta şirketleri üzerinden yapılan dolaylı reasürans denetiminin yetersiz kalması nedeniyle, reasürans şirketlerinin aynı sigorta şirketleri gibi ayrı bir düzenleme ve denetime tabi olması gerektiği görüşü giderek ağırlık kazanmıştır. Türkiye’de ise, dolaylı reasürans denetimine ilişkin olarak, sigorta şirketlerinin saklama payı tablolarının tasdik edilmesi işleminin günümüzde artık kullanılmaması, ayrıca şirketlerin aldıkları yükümlülükler için yeterli kaynakları olup olmadığına ilişkin olarak verdikleri bilgilerin denetim mekanizmasının gerektiği gibi yapılması için yetersiz kalması nedeniyle, şirketlerin reasürans politikalarının denetimine ilişkin yeni düzenlemeler yapılması gerekli hale gelmiştir. Direkt reasürans denetiminde ise, reasürans şirketlerinin faaliyetlerinin denetlenmesine ilişkin bazı uygulamalar yürütülmekle birlikte, reasürörlerin sigorta şirketleri ile aynı mevzuata tabi tutulmaları nedeniyle, uygulamada düzenleme ve denetim açısından bazı eksiklikler oluşmakta ve mevcut mevzuat yetersiz kalmaktadır. Bu nedenlerle, Türkiye’de reasürans denetimine ilişkin öneriler oluşturularak, mevzuatın yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Bu amaca yönelik olarak, bu çalışmada AB ile Almanya, Portekiz, Çek Cumhuriyeti, Norveç, Avustralya ve ABD’nin mevzuat ve düzenlemeleri incelenerek, sigortacılık sektöründe sürdürülmekte olan uygulamalardan elde edilen deneyim ve birikimlerden de yararlanılarak, Türkiye’de reasürans denetiminin nasıl olması gerektiğine dair öneriler geliştirilmiştir. Bu kapsamda, reasürans denetimi hem sigorta şirketlerinin reasürans işlemlerini hem de reasürans şirketlerinin faaliyetlerini kapsadığından, öneriler de bu iki unsuru içerecek şekilde derlenmiştir. Dolaylı reasürans denetimi kapsamında, Türkiye’de sigorta şirketlerinin reasürans politikalarının tam ve düzgün bir şekilde denetlenebilmesi için, şirketlerin reasürans politikalarının ve stratejilerinin hem kuruluş ve yetkilendirme aşamasında, hem de yetkilendirme sonrasında incelenmesi gerekmektedir. Kuruluş aşamasında talep edilen “Yapılabilirlik Raporu” 128 içerisinde reasürans stratejisine ilişkin gerekli unsurların bulunması zorunlu kılınmalıdır. Kuruluş aşamasından sonra ise; şirketler reasürans işlemlerinin yönetimine dair kendi bünyelerinde bir reasürans stratejisi yönetimi geliştirmeli, oluşturulan bu sisteme yöneticilerin aktif olarak katılmasını ve sistemin işleyip işlemediğinin periyodik olarak denetlenmesini sağlamalıdır. Direkt reasürans denetimi alanında ise, reasürans şirketlerinin faaliyetlerine ilişkin olarak; yetkilendirme, ruhsat prosedürü, hisse edinim ve devri, kurumsal yönetişim, grup içi işlemlerin denetimi, teknik karşılık ve sermaye yeterliliği hesaplaması, mali bünyenin güçlendirilmesine ilişkin prosedür ve Alternatif Risk Transferi ve finansal reasürans mekanizmalarının işleyişine yönelik düzenlemeler yapılmalıdır. Kuruluş ve yetkilendirme aşamasında reasürans şirketlerinden istenen minimum ödenmiş sermaye marjının kuruluş aşaması yerine ruhsat alma aşamasında değerlendirmeye alınması ve yine kuruluş aşamasında gerekli görülen yapılabilirlik raporunda risk yönetimi, bağlı şirketin (captive reinsurance) grup yapısı, minimum garanti fonunu oluşturan unsurlar ve yatırım politikası çerçevesinde varlık-yükümlülük yönetimine ilişkin bilgilerin sunulmasına yönelik yeni hükümlerin mevzuata adapte edilmesi gerekmektedir. Ruhsat prosedürüne ilişkin olarak, şirketler ruhsat izni almak için başvurduklarında, şirketlerden faaliyette bulunacakları branşlara göre yeterli sermaye istenebilmeli ve faaliyet alanlarına göre ödenmiş sermaye alt limitleri oluşturulmalıdır. Hisse edinim ve devri işlemleri, grup içi ilişkiler ve bağlı reasürans şirketlerinin faaliyetleri açısından önemli olduğundan, bu işlemlerin grup içi ilişkiler açısından analiz edilmesi ve etkilerinin öngörülebilmesi için, hisse edinim ve devrinin incelenmesi aşamasının daha ayrıntılı yapılması gerekmektedir. Reasürans şirketleri farklı alanlardaki faaliyetleri nedeniyle çeşitli risklere maruz kaldıklarından ve Türkiye’de şirketlerin en kronik sorunlarından biri kötü yönetim olduğundan; reasürans şirketlerinin kurumsal 129 yönetişim mekanizmalarının iyi çalışması gerekmektedir. Kurumsal yönetişim yapısının düzgün işleyebilmesi için yönetim kurulunun yapısına ilişkin düzenlemelere gidilmelidir. Yönetim Kurulu üyelerinin reasürans faaliyetleri açısından deneyimli ve tecrübeli olmadıkları ya da şirketi kendi menfaatleri doğrultusunda kullandıkları durumlarda şirketin geleceği açısından olumsuz sonuçlar oluşabileceğinden, yönetim kurulu üyelerinin en az üçte birinin faaliyetlerinde bağımsız olması koşulu getirilerek, yönetim kurulunun tamamen hissedarlardan oluşması şartı kaldırılmalıdır. Diğer taraftan, reasürans şirketinde yönetim ve icranın aynı birimde toplanması kurumsal yönetişim mekanizmasının işleyişini engelleyebileceğinden, genel müdürün yönetim kurulunda yer almamasında yarar görülmektedir. Ayrıca, kurumsal yönetişimin etkin işleyebilmesi için, reasürans şirketlerinin maruz kaldıkları riskler çerçevesinde risk yönetim birimleri oluşturmaları ve bu birimin işleyişinin şirket aktüeri ve iç ve dış denetim mekanizmaları ile desteklenmesi gerekmektedir. Grup içi işlemlerin denetimi kapsamında, bir grup şirketine ait reasürans şirketinin bilanço dışı işlemlerinin, likiditesini etkileyen faaliyetlerinin, yatırımlarının, retrosesyon işlemlerinin ve masrafların paylaşım anlaşmalarının periyodik olarak denetlenmesi uygun olacaktır. AB Reasürans Direktifine uyum sağlanması amacıyla, yürürlükteki mevzuatta yer almayan ikramiyeler ve indirimler karşılığı ile dengeleme karşılığı gibi teknik karşılıkların da karşılık olarak ayrılması öngörülmelidir. Reasürans şirketleri sigortacılara göre katastrofik risklere daha çok maruz kaldıklarından, dengeleme rezervi ayırmaları bu yönden de önem taşımaktadır. Diğer taraftan, şirketlerin kendi bünyelerinde oluşturdukları aktüeryal metotlarla teknik karşılıklarını hesaplamaları ve uygulanan bu hesaplama metotlarının sıkı bir denetime tabi tutularak sonradan oluşabilecek olumsuz koşulların minimuma indirilmesi için gerekli tedbirler alınmalıdır. Reasürans global bir iş olduğundan, şirketlerin teknik karşılıklarını yatıracakları varlıklara ilişkin sınırlandırmalar getirilmesi yerine, reasürans şirketinin teknik karşılıklarını karşılayabilmesi için, aktif yapısını likit, güvenli 130 ve kârlı yatırımlardan oluşturması gerekmektedir. Diğer taraftan, reasürans şirketleri faaliyetleri itibariyle döviz riski ile karşı karşıya kaldıklarından, varlıkyükümlülük yönetimi oluşturmaları zorunlu kılınmalıdır. Mevcut sermaye yeterliliği hesaplamasındaki “riske göre gerekli sermaye hesaplaması” yönteminde, reasürans şirketlerinin maruz kaldıkları riskler göz önüne alınarak, reasürans şirketleri için ayrı bir düzenleme oluşturulması gerekmektedir. Reasürans şirketleri sigorta şirketlerine göre aktif riski ve faiz-kur riskine karşı daha kırılgan olduklarından ve bu şirketlerin riskli branşları farklı olduğundan, muallak hasar karşılık riski ve yazım riski katsayılarının daha yüksek tutulması gerekmektedir. Yürürlükteki mevzuatta, reasürans şirketlerinin mali bünyelerinin güçlendirilmesine ilişkin tedbirler zinciri 2 aşamalı olduğundan; daha etkin bir müdahale süreci oluşturulmasını teminen, bu tedbirler zincirinin 3 aşamadan oluşacak şekilde formüle edilmesi gerekmektedir. İlk olarak şirketten gerekli önlemlerin alınması için finansal yapılanma programı istenmeli, daha sonra diğer aşamalara geçilmelidir. 2005/68/EC sayılı AB Reasürans Direktifi ile öngörülen ancak yürürlükteki mevzuatta denetimi öngörülmeyen Alternatif Risk Transferi ve finansal reasürans işlemlerine ilişkin standartlaştırılmış denetim mekanizmalarının oluşturulması için gerekli koşullar belirlenmelidir. Diğer taraftan, Türkiye’de düzgün işleyen ve etkin bir reasürans denetimi mekanizmasının oluşturulabilmesine yönelik olarak önceki bölümlerde detaylı olarak işlenen ve yukarıda kısaca özetlenen önerilerin sigorta ve reasürans şirketlerine muhtemel etkilerinin incelenmesi ayrı ve detaylı bir çalışma konusu olarak değerlendirilmektedir. Yine de, çalışmanın bu son kısmında söz konusu etkilerle ilgili genel bir değerlendirme yapılmasında fayda görülmekte olup, bu değerlendirmeler aşağıda kısaca özetlenmektedir. Sigorta şirketlerinde dolaylı reasürans denetimine ilişkin geliştirilen öneriler sonucunda, denetleneceğinden, şirketlerin şirketler reasürans reasürans 131 politikaları stratejilerine detaylı ve olarak reasürans korumalarına ilişkin kararlarında daha ihtiyatlı olacak ve reasürans stratejileri daha güçlü olacaktır. Diğer taraftan, reasürans stratejilerinin belirlenmesi sürecine yönetim kurulunun dahil edilmesi ve bu stratejilerin etkinliğinin iç kontrol mekanizması tarafından aktif bir şekilde değerlendirilmesi sonucunda, sigorta şirketleri giderek daha düzgün reasürans stratejilerine kavuşacaklardır. Reasürans şirketlerinin faaliyetlerinin denetlenmesine ilişkin geliştirilen öneriler sonucunda ise; mevcut yapının aksine, reasürans şirketlerinin yükümlülükleri daha da artacaktır. Kuruluş ve yetkilendirme aşamasındaki şartların yerine getirilmesi kapsamında, şirketlerin bünyelerinde risk yönetim mekanizmaları oluşturmaları zaman alacağından bu süreç biraz sancılı geçebilecektir. Ancak, risk yönetimi mekanizmasının oluşturulması, şirketin bireysel olarak maruz kaldığı riskleri tespit ederek, bu risklerin yönetimine ilişkin politikalar oluşturulmasına olanak sağlar ve bunun sonucunda da şirketin kurumsal ve mali yapısındaki kırılganlıklar azaltılabilir. Kurumsal yönetişim kapsamında geliştirilen öneriler sonucunda, yönetim kurulunun yapısına ilişkin düzenlemelere şirketlerin adapte olması zaman alacaktır. Yönetim kurulu üyelerinin bir kısmının bağımsızlığına ve genel müdürün yönetim kurulunun doğal üyesi olmaması gerektiğine ilişkin yapılacak düzenlemelerin ilk başlarda şirketlerin hissedarları ve yöneticileri başta olmak üzere sektörden tepki alma olasılığı yüksektir. Ancak, zamanla bu düzenlemeler yerine oturacağından, kurumsal yönetişim mekanizması daha etkin işleyecek ve kötü yönetim politikalarının olumsuz etkileri azalacaktır. Reasürans şirketlerinin teknik karşılıklarına ilişkin geliştirilen öneriler sonucunda, şirketler mevcut duruma göre bir miktar daha fazla yükümlülük altına gireceklerdir. Mevcut mevzuatta uygulaması olmayan dengeleme karşılığı kapsamında ek rezerv tutma yükü artacağından, şirketlerin mali bünyelerinin şirketlerin etkilenmesi karşılıklarını kaçınılmazdır. aktüeryal Ayrıca, olarak yapılan düzenlemeler hesaplamalarını zorunlu kılacağından, şirketlerin teknik altyapıları aktüeryal hesaplama modelleri oluşturulması için yetersiz kalacak ve şirketler zorlanacaktır. Dolayısıyla, 132 teknik karşılıklara ilişkin şirkete özgü modellerin oluşturulması zaman alacaktır. Diğer taraftan, şirketler tarafından oluşturulan karşılık hesaplamalarına ilişkin modeller Hazine Müsteşarlığı tarafından denetlenip onaylanacağından, mevcut yapıdaki çalışan sayısının azlığı ve bilgi ve deneyim yetersizliğinden dolayı denetim otoriteleri de uzun vadede zorlanacaktır. Ancak, standart yöntemler yerine, şirketlerce oluşturulacak ve uygulanacak aktüeryal teknik karşılık hesaplama metotları sayesinde şirketler kendi bünyelerindeki yükümlükleri daha doğru ve uygun tespit edeceklerinden, gerekli teknik karşılık hesaplamaları gerçeğe daha yakın olarak belirlenecektir. Sermaye yeterliliğine ilişkin geliştirilen öneriler sonucunda, reasürans şirketlerinin yükümlülükleri riske dayalı sermaye hesaplamasına göre artacağından, gerekli sermaye hesaplaması mevcut durumdan daha yüksek olabilecektir. Reasürans şirketlerinin yükümlülükleri yukarıda geliştirilen öneriler çerçevesinde artacağından, bu artışa bir de sermaye yeterliliğine ilişkin düzenlemenin etkisi eklenince, şirketlerin özkaynaklarında azalma gerçekleşmesi muhtemel olacaktır. Bunların sonucunda, şirketler sermaye kaynaklarını daha etkin kullanmak ve sermaye yaratım mekanizmalarını geliştirmek üzere gerekli önlemleri alarak, özkaynak yapılarını daha da güçlendireceklerdir. Son olarak, Alternatif Risk Transferi mekanizmalarının uygulanmasına yönelik kriterler oluşturularak, reasürans şirketleri tahvil ve bono gibi borçlanma araçları sayesinde kendilerine ek kaynak yaratma olanağı sağlayacaklarından, Türkiye’de ART mekanizmalarına yönelik talep artacak ve çeşitli risk transferi mekanizmalarının geliştirilmesi için uygun ortam oluşacaktır. Sonuç olarak, çalışmada dile getirilen önerilerin uygulamaya geçirilmesi, uzun vadede etkin, etkili, rekabetçi ve şeffaf bir reasürans piyasasının oluşturulması için gerekli olmakla birlikte; sigorta ve reasürans şirketlerine belli bir geçiş süresi tanınması yararlı olacaktır. Bu sürecin, kademeli geçiş suretiyle beş yılda tamamlanabileceği düşünülmektedir. 133 KAYNAKLAR ACINAN, H. (1998), “Sigortanın Temel Prensipleri”, İstanbul. ACINAN, H. (2005), “Reasürans”, Güneş Sigorta, İstanbul. ALANYA, Ç. (1993), “Reasürans Notları”, Türk Sigorta Enstitüsü Vakfı, İstanbul. ALISSE, J. (2001), “Heading Towards the Standardization of Reinsurance Supervision”, La Tribune de I’assurance, September 2001 p:44-50, ALTINBAŞ, M. (2004), “Sigortacılıkta Riske Dayalı Denetim”, Yayımlanmamış Uzmanlık Tezi, Hazine Müsteşarlığı, Ankara. BARAN, F. T. (1982), “Sigorta ve Reasüransa Bir Yaklaşım”, Milli Reasürans T.A.Ş. Yayınları, İstanbul. BAYDAR, V. (1965), “Türkiye’de Reasürans İnhisarı”, İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, İstanbul. ÇUHACI, K. Y. (2006), “Avrupa Birliği 2005/68/EC Sayılı Reasürans Direktifi”, Reasürör Dergisi - Temmuz 2006, İstanbul. ELVEREN, H. A. (1994), “Türkiye’de Hayat Sigortaları: Yapısı, Sorunları ve Çözüm Önerileri”, Hazine Müsteşarlığı (Yayımlanmamış Uzmanlık Tezi). European Commission, (2002), “Study into Methodologies for Prudential Supervision of Reinsurance with a View to the Possible Establishment of an EU Framework, KPMG. European Commission, (2006), “Turkey 2006 Progress Report”, Commission Staff Working Document. 134 Financial Regulator, (2005), “Guidance on Minimum Corporate Requirements for Reinsurance Undertakings”, Consultation Paper CP12. (http://www.ifsra.ie) Financial Regulator, (2006), “Consultation on Transitional Requirements for Non-life Reinsurance Undertakings”, Consultation Paper CP16. (http://www.ifsra.ie) Financial Regulator, (2006), “Transitional Requirements for Life Reinsurance Undertakings”, Consultation Paper CP20. (http://www.ifsra.ie) FSA, (2006), “Implementing the Reinsurance Directive”, Financial Services Authority Consultation Paper. (http://www.fsa.gov.uk) FSA, (2006), “Reinsurance Directive Implementation”, Financial Services Authority Insurance Standing Group. (http://www.fsa.gov.uk) GEDİZ, E. (1995), “İngiltere’de Temel Reasürans Kavramları ve Uygulamaları Hakkında Rehber Bilgiler”, Türk Sigorta Enstitüsü Vakfı Yayınları, İstanbul. GOLDING, E. C. (1987), “Golding: The Law and Practice of Reinsurance”, Edited by K.V.Louw, Witherby & Co. Ltd., London. GÖKŞAN, N. (1993), “Hayat Sigortalarında Reasürans Uygulamaları”, T.C. Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsü Sigortacılık Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul. Güven Sigorta T.A.Ş. (1990), “Dünya’da ve Türkiye’de Sigorta ve Reasürans Tarihçesine Kısa Bir Bakış”, İstanbul. HALL, D., KADING, L. B. (2000), “U.S. Alternative Risk Management Products: A Reinsurance Perspective”, The Geneva Papers on Risk and Insurance Vol:25 No.3, p:439-450, Oxford. HALL, D., KADING, L. B. (2002), “Reserves and Solvency Management of Reinsurance Companies”, OECD Technical Meeting on Reinsurance in China. 135 IAIS, (2002a), “Supervisory Standard on the Evaluation of the Reinsurance Cover of Primary Insurers and the Security of their Reinsurers”, International Association of Insurance Supervisors. (http://www.iaisweb.org) IAIS, (2002b), “Principles on Minimum Requirements for Supervision of Reinsurers”, International Association of Insurance Supervisors. (http://www.iaisweb.org) IAIS, (2003a), “Insurance Core Principles and Methodology”, International Association of Insurance Supervisors. (http://www.iaisweb.org) IAIS, (2003b), “Standard on Supervision of Reinsurers”, International Association of Insurance Supervisors. (http://www.iaisweb.org) IAIS, (2005), “Global Reinsurance Market Report 2004”, International Association of Insurance Supervisors. (http://www.iaisweb.org) IAIS, (2005a), “Guidance Paper on Risk Transfer, Disclosure and Analysis of Finite Reinsurance”, International Association of Insurance Supervisors. (http://www.iaisweb.org) IAIS, (2005b), “Standard on Disclosures Concerning Investment Risks and Performance for Insurers and Reinsurers”, International Association of Insurance Supervisors. (http://www.iaisweb.org) IAIS, (2006), “Global Reinsurance Market Report 2006”, International Association of Insurance Supervisors. (http://www.iaisweb.org) IUPPA, A. (2002a), “Direct Supervision of Reinsurance: Supervision of Reinsurance Companies”, OECD Technical Meeting on Reinsurance in China. IUPPA, A. (2002b), “Alternate Risk Transfer (ART)”, OECD Technical Meeting on Reinsurance in China. KILN, R. (1991), “Reinsurance in Practice”, Witherby & Co. Ltd., London. 136 MCISAAC, A. D., BABBEL, F. D. (1995), “The World Bank Primer on Reinsurance”, World Bank Policy Research Working Paper. (http://www.worlbank.org) NEBEL, R. (2002), “The Case for Liberal Reinsurance Regulation”, The Geneva Papers on Risk and Insurance Vol:27 No.1, p:113-121, Oxford. NOMER, C., YUNAK, H. (2000), “Sigortanın Genel Prensipleri”, Milli Reasürans T.A.Ş., İstanbul. NOMER, C., YUNAK, H. (2003), “Reasürans”, Milli Reasürans T.A.Ş., İstanbul. OECD, (2004), “Insurance Statistics Yearbook: 1994-2003” ÖZER, U. (1997), “Reasürans ve Reasürans Muhasebesi Notları”, Hazine Müsteşarlığı (Yayımlanmamış) PFEİFFER, C. (1992), “Reasürans Giriş”, Destek Reasürans A.Ş., İstanbul. RILEY, K. (1997), “The Nuts and Bolts of Reinsurance”, LLP Professional Publishing, London. ROSSI, L. M., LOWE, N. (2002), “Regulating Reinsurance in the Global Market”, The Geneva Papers on Risk and Insurance Vol:27 No.1, p:122-133, Oxford. RUGE, T. (2002), “Indirect Supervision of Reinsurance”, OECD Technical Meeting on Reinsurance in China. SERGİCİ, E. (2001), “Türklerin Tarihi ve Sigortacılık”, İstanbul. SIGMA, (2006), “World Insurance in 2005: Moderate Premium Growth, Attractive Profitability”, Swiss Re. (http://www.swissre.com) SOUSSAN, G. (2004), “EU Regulations: Drafting Directives”, Lebouef Lamb. Standard&Poor’s, (2006), “Global Reinsurance Highlights”, A Reactions Publication. (http://www.standardandpoors.com) 137 Swiss RE, ( ), “An Introduction to Reinsurance”, Swiss Re Technical Publishing. (http://www.swissre.com) Swiss RE, ( ), “Non-life Reinsurance in Germany”, Swiss Re Technical Publishing. (http://www.swissre.com) Swiss RE, ( ), “Understanding Reinsurance: How Reinsurers Create Value and Manage Risk”, Swiss Re Technical Publishing. (http://www.swissre.com) Swiss RE, (1986), “A Reinsurance Manual of the Non-life Branches”, Swiss Reinsurance Company, Zurich. Swiss RE, (2006), “Reinsurance and International Financial Markets”, Swiss Re Technical Publishing. (http://www.swissre.com) T.C. Ticaret Bakanlığı Sigorta Murakabe Kurulu, (1974), “Türkiye’de Reasürans Tekeli”, T.C. Ticaret Bakanlığı Sigorta Murakabe Kurulu Yayınları No.14, İstanbul. TİRYAKİ, T. (2004), “IAIS Prensipleri Çerçevesinde Reasürans İşlemlerinin Denetimi”, Reasürör Dergisi Temmuz 2004, İstanbul. TSRSB, (2005), “Mali Yeterlilik Açısından Risk Yönetimi”, TSRSB Sigorta Araştırma ve İnceleme Yayınları-2, İstanbul. (http://www.apra.gov.au) (http://www.bafin.de) (http://www.ec.europa.eu/internal_market/insurance/reinsurance) (http://www.fsa.gov.uk) (http://www.gillroeser.com) (http://www.iaisweb.org) (http://www.ifsra.ie) 138 (http://www.isp.pt) (http://www.kredittilsynet.no) (http://www.mfcr.cz) (http://www.naic.org) (http://www.sigortacilik.gov.tr) (http://www.standardandpoors.com) (http://www.swissre.com) (http://www.worlbank.org) 139 EKLER 140 EK-1: Reasürans Terimleri Sözlüğü Dilim (Lines, Plen): Direkt sigortacının konservasyonuna eşit miktardır. Reasürör kabulünü bunun bir nispetiyle ifade eder. Eksedan (Surplus): Aynı sigorta dalında yer almakla beraber, bünyesi veya özellikleri gereği birbirinden farklı sigorta konuları üzerinden, sedanın farklı “Saklama Payı” tutabildiği ve bu miktarları geçen kısımların reasüröre devrine imkan veren bölüşmeli otomatik bir reasürans anlaşması şeklidir. Hasar Fazlası (Excess of Loss): Belli bir miktarı geçen hasarların teminat altına alındığı bölüşmeli olmayan bir reasürans anlaşmasıdır. İhtiyari Reasürans: Her reasürans konusu teklifin reasürör tarafından tek tek incelenip kabul veya reddedilmesidir. Jeran Şirket: Sigorta veya reasüre edilecek riskin, ilk ve en büyük bölümüne teminat veren, dolayısıyla teminat koşullarını ve fiyatını belirleyen sigorta şirketidir. Kar Komisyonu: Reasürans anlaşmasının karlı sonuçlar verdiği yıllarda, reasürörün bu karı sedan ile paylaşması amacıyla sedana ödemiş olduğu ilave komisyondur. Karşılıklı İş (Reciprocity): Sedanın devrettiği işlere karşılık olarak, reasürörün de sedana iş devretmesidir. Koasürans: Birçok sigortacı tek bir poliçenin ortak sigortacıları olarak riske teminat vermesidir. Her koasürör, poliçe sahibine karşı kendi hissesi oranında sorumludur. Kotpar (Quota Share): Reasüröre kesilen her poliçeden önceden tespit edilmiş muayyen bir limit dahilinde ve sabit bir orana göre devir yapılmasına imkan veren bölüşmeli otomatik bir reasürans anlaşmasıdır. 141 Reasürans Komisyonu: Sedan şirketin istihsal giderleriyle bir kısım genel masraflarının karşılanması amacıyla reasüröre devrettiği prim tutarı üzerinden aldığı komisyon. Reasürans Primi: Sedan şirket tarafından reasüröre devredilen prim miktarıdır. Reasürans: Sigortacının üstlendiği sorumluluğun bir kısmını veya tamamını diğer bir sigortacıya devretmesi. Reasürör: Poliçeden doğan sorumluluğun bir kısmını sedandan reasürans yoluyla devralan şirkettir. Retrosesyon: Reasürans yoluyla devralınan sorumluluğun kısmen veya tamamen başka bir şirkete devredilmesidir. Risk: Gerçekleşmesi mutlak olmayan (veya ölüm gibi, gerçekleşmesi mutlak olmakla birlikte, ne zaman gerçekleşeceği belli olmayan), sigortalı ve sigortacının iradesi dışında ve ileride meydana gelebilecek bir olaydır. Saklama Payı (Konservasyon, Retansiyon): Şirketin, üstlendiği teminat üzerinden herhangi bir reasüransa başvurmaksızın, kendi üzerinde tuttuğu net kısım. Sedan Şirket: Sigortalıya karşı üstlendiği sigortanın bir kısmını veya tamamını reasürans yoluyla devreden şirkettir. Sesyon (Devir): Reasürans yoluyla devredilen ve dolayısıyla reasürör tarafından kabul edilen iş miktarıdır. Sigorta Bedeli: Sigorta sözleşmesinde belirtilmek kaydıyla, sözleşmenin taraflarınca kararlaştırılan, bir riskin gerçekleşmesi durumunda sigortacının karşılamayı taahhüt ettiği teminatın azami tutarıdır. Sigorta Değeri: Sigorta edilen kıymetin gerçek değeridir. Sigorta bedelinin sigorta değerine eşit olması prensip olmakla birlikte, uygulamada sıkça görülen, bu eşitliğin her zaman sağlanamadığıdır. 142 Sigortacı: Sigorta teminatını sigortalıya taahhüt eden ve sigortalı cephesinden sorumluluğun tamamını üstlenen sigorta şirketidir. Trete Reasüransı (Mecburi Reasürans): Direkt sigortacı ile reasürör arasında yapılan sözleşme gereği, bu anlaşmada belirtilen şartlar dahilinde sedanın tüm işlevleri devre ve reasürörün de bunları kabul etmeye mecbur olduğu reasürans türüdür. 143 EK-2: Ülkelere Gönderilen Reasürans Düzenleme ve Denetleme Anketi Country Contact Name Department Date (mm/dd/yy) (1) Insurance Companies Explanation a) Supervision of Reinsurance Policies of Insurance Companies - Are there any limitations on reinsurance cover policies of insurance companies? (How are the policies supervised? Please explain.) b) Statistical Information (last 3 years) - Retention rates by branches - Preferred reinsurance companies or groups by insurance companies c) URL for Additional Information http:// (2) Reinsurance Companies Explanation a) Legal Form of Reinsurance Companies - How are they established? (ex: joint stock company) - Are there any limitations for captive reinsurance companies? b) Please explain Registration and License Procedures (If it is granted) - Whether business plan is required, and if it is required, its contents. c) Expiry of License - How it expires and in which conditions (Please Explain) d) Revocation of License - In which conditions it is revoked (Please Explain) e) Shareholders - Which preconditions are required for being a shareholder? (Please explain) - Please explain the procedure of share transfer and in which conditions companies are obliged to ask permission. f) Transfer of Portfolio - Please explain the procedure. - In which conditions portfolio is transferred? g) Internal Audit for Companies - How internal control body of company works and is it responsible to Supervisory Authority, if it is, how? (please explain) h) External Audit - Please explain the external audit procedure of companies and the evaluation procedure of reports by Supervisory Authority. i) Responsible Actuary - Whether actuary is required for life and non-life business. j) Management and Supervisory Board - Their responsibilities to company and supervisory authority (Please explain) k) Please explain the Winding Up Procedure -In which conditions, the procedure starts? l) Solvency Margin -How it is calculated for life and non-life business? -Which measures are taken against insolvency by Supervisory Authority m) Is Guarantee Fund Required Additional to Capital? - If it is required, please indicate the amount in dollar by braches. n) General Provisions on the Technical Provisions - Indicate the name and the calculation of the technical provisions (Please explain) o) Cover of Technical Provisions - Are there any limitations on assets which cover technical provisions? Please indicate the limitations. p) How Accounts are Consolidated? q) Supervision of Intra-Group Operations - Are there any limitations? (Please explain) r) Statistical Information about Reinsurance Companies (last 3 years) - Number of reinsurance companies (domestic and foreign, separately) - Premium written - Investment portfolio - Revenues - Assets - Capital - Technical provisions s) URL for Additional Information http:// 144 EK-3: Bazı Ülkelerdeki Reasürans Şirketlerine İlişkin Veriler (2003) ABD Almanya Avustralya Çek Cum. İtalya İsveç Norveç Portekiz 188 46 30 .... 10 5 2 1 Reasüransa Devredilen Primler (Hayat&Hayatdışı) (Milyon) 187.364 (USD) 33.124 (EUR) 10.349 (AUD) 20.111 (CZK) 7.038 (EUR) 13.402 (SEK) 9.462 (NOK) 812 (EUR) Reasüransa Devredilen Primler (Hayat) (Milyon) 93.706 (USD) 8.129 (EUR) .... 755 (CZK) 2.373 (EUR) 1.664 (SEK) 1.335 (NOK) 106 (EUR) Reasüransa Devredilen Primler (Hayatdışı) (Milyon) 93.657 (USD) 24.995 (EUR) 8.284 (AUD) 19.356 (CZK) 4.665 (EUR) 1.1738 (SEK) 8.127 (NOK) 706 (EUR) Sigorta Şirketlerinin Saklama Payları (Hayat&Hayatdışı) (%) %86,29 %84,13 %83,55 %81,02 %93,22 %93,49 %89,45 %91,44 Reasürans Şirketi Sayısı Kaynak: OECD, Insurance Statistics Yearbook 1994-2003. 145 EK-4: OECD Ülkelerinin Saklama Payı Oranları (Hayat&Hayat-Dışı) (%) ÜLKELER Avustralya ABD Almanya Avusturya Belçika Çek Cumhuriyeti Danimarka Finlandiya Fransa Güney Kore Hollanda İngiltere İrlanda İspanya İsveç İsviçre İtalya İzlanda Japonya Kanada Lüksemburg Macaristan Meksika Norveç Polonya Portekiz Slovakya Türkiye Yeni Zelanda Yunanistan NAFTA AB (15) OECD 1994 .. 90,47 81,66 78,45 87,36 91,06 .. 89,91 91,60 96,27 88,37 84,95 89,03 89,54 .. .. 84,95 66,53 89,71 84,72 86,54 79,64 80,57 .. 72,68 91,01 .. 79,87 89,96 78,55 90,19 84,28 88,04 1995 .. 88,95 82,43 80,79 90,06 88,12 .. 92,05 91,57 96,53 90,28 87,64 87,91 90,11 .. .. 86,06 68,47 89,52 85,78 94,61 78,99 77,91 .. 75,22 91,61 .. 80,43 87,72 78,90 88,79 85,50 87,35 1996 91,67 89,85 82,65 80,87 91,24 86,71 94,07 94,17 92,50 96,69 91,40 89,30 88,82 90,73 .. 87,15 86,94 70,61 89,00 84,45 86,03 81,48 77,50 90,58 75,22 91,20 .. 81,36 .. 81,10 89,59 88,05 89,03 1997 92,95 92,10 82,98 78,58 92,60 85,85 .. 94,17 93,03 96,80 91,79 90,33 91,82 91,71 90,76 91,02 88,28 71,42 89,75 84,30 92,16 86,66 79,46 91,04 75,13 90,78 81,58 81,00 .. 84,13 91,79 87,28 89,94 1998 90,98 90,12 83,84 80,46 94,02 84,59 .. 94,97 92,57 97,01 91,51 90,92 92,63 91,98 91,57 88,29 90,34 73,54 95,76 84,80 94,33 83,53 83,13 89,62 81,48 90,49 81,02 65,50 .. .. 89,94 87,43 90,02 Kaynak: OECD, Insurance Statistics Yearbook 1994-2003. 146 1999 90,60 89,89 82,87 80,94 95,19 85,06 .. 95,60 92,66 96,46 92,81 91,30 90,52 92,90 .. 93,10 91,73 77,45 .. 87,65 95,47 83,12 84,83 89,00 79,83 91,69 84,57 86,73 .. 86,77 89,75 88,22 75,46 2000 2001 2002 90,37 87,94 85,97 89,57 86,82 85,31 84,02 84,14 83,69 81,06 80,25 82,49 96,36 96,43 104,56 78,43 78,58 78,94 .. 92,24 92,09 95,93 94,68 94,43 92,64 91,94 90,83 95,50 93,36 93,07 92,56 113,07 92,44 90,80 85,13 86,35 89,03 83,12 .. 93,84 92,95 92,43 93,61 94,28 .. 91,51 88,38 87,66 91,89 92,43 92,79 81,14 83,86 82,08 95,35 95,33 94,05 87,37 85,37 83,81 87,60 90,76 91,88 84,13 83,05 82,20 85,65 82,11 83,25 84,04 87,95 86,99 84,06 86,17 89,46 .. 90,38 90,48 84,69 84,75 78,88 87,36 86,68 62,18 84,23 88,86 .. 86,11 84,13 84,34 89,43 86,71 85,20 88,78 89,18 88,40 90,16 88,67 87,65 2003 83,55 86,29 84,13 79,19 96,85 81,02 .. 94,65 89,43 92,58 98,91 81,86 81,14 90,46 93,49 .. 93,22 81,21 93,02 84,13 93,26 82,49 81,59 89,45 90,10 91,44 79,54 65,68 78,26 84,06 86,14 85,59 85,50 EK-5: Türkiye’de Faaliyette Bulunan Sigorta Şirketlerinin Saklama Payı Oranları (%) (1986-2005) YIL 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 6.2006 Hayat 94,0 95,4 78,8 97,0 95,6 95,7 96,2 95,5 98,6 93,4 93,3 94,3 95,4 96,0 96,1 96,6 96,9 97,7 97,3 97,2 96,8 Hayat-Dışı* 35,6 38,5 41,5 43,4 48,6 54,2 54,1 55,5 67,6 57,1 56,8 57,8 59,6 58,9 60,6 56,2 54,3 57,6 62,7 66,1 65,4 TOPLAM 38,6 42,5 43,9 50,6 57,7 62,5 62,0 61,2 69,7 61,7 62,1 63,5 65,6 65,5 67,1 63,7 62,2 65,8 69,0 71,1 70,5 Kaynak: http://www.sigortacilik.gov.tr (*): Hayat-Dışı Branşlar: Yangın, Nakliyat, Kaza, Makina-Montaj, Dolu, Hayvan Ölümü, Hastalık, Hukuksal Koruma, Ferdi Kaza. 147 EK-6: Reasürans Şirketlerinin Kâr-Zarar Tablosu YIL DİREKT PRİM ÜRETİMİ (YTL) TEKNİK KÂR (YTL) KÂR (YTL) 1997 39.086.959 -1.337.633 2.337.691 1998 62.842.254 -2.345.375 3.719.457 1999 104.928.236 -7.591.028 4.329.285 2000 162.054.104 897.337 4.660.088 2001 255.784.187 -4.777.502 26.822.504 2002 310.861.000 12.304.011 21.496.184 2003 459.905.000 -35.897.000 3.220.000 2004 463.754.000 -13.967.899 11.700.493 2005 634.689.414 14.232.565 36.921.125 6.2006 403.856.602 219.372 21.147.584 Kaynak: http://www.sigortacilik.gov.tr 148 EK-7: Türk Reasürans Şirketlerinin Bilanço Büyüklükleri YIL AKTİF TOPLAMI (YTL) NAKİT DEĞERLER (YTL) NAKİT DEĞERLER/ AKTİF TOPLAMI (%) MENKUL DEĞERLER CÜZDANI (YTL) MENKUL DEĞERLER CÜZDANI/ AKTİF TOPLAMI (%) SABİT DEĞERLER (NET) (YTL) SABİT ÖZKAYNAKLAR DEĞERLER/ ÖZKAYNAKLAR / AKTİF (YTL) AKTİF TOPLAMI (%) TOPLAMI (%) 1997 32.660.185 4.820.645 14,8 4.554.735 13,9 4.595.695 14,1 5.384.196 16,5 1998 59.070.816 7.114.828 12,0 9.706.397 16,4 9.781.259 16,6 13.648.203 23,1 1999 116.757.977 18.709.094 16,0 28.883.004 24,7 14.951.707 12,8 18.887.028 16,2 2000 162.720.522 11.143.550 6,8 41.166.892 25,3 27.923.604 17,2 29.461.612 18,1 2001 314.669.410 35.276.959 11,2 104.408.473 33,2 46.418.395 14,8 47.433.316 15,1 2002 410.472.942 61.844.993 15,1 161.405.357 39,3 70.411.504 17,2 92.563.418 22,6 2003 553.797.000 72.265.000 13,0 300.098.000 54,2 83.386.000 15,1 137.732.000 24,9 2004 618.675.611 121.315.886 19,6 347.820.934 56,2 61.972.630 10,0 172.607.089 27,9 2005 995.743.138 267.895.204 26,9 314.034.502 31,5 120.870.743 12,1 465.702.249 46,8 1.013.018.160 311.595.564 30,8 323.608.993 31,9 119.202.474 11,8 436.986.467 43,1 6.2006 Kaynak: http://www.sigortacilik.gov.tr - Nakit Değerler: Kasa Menkul Değerler Cüzdanı: Hazine Bonosu, Devlet Tahvili, Gelir Ortaklığı Senetleri, Yatırım Fonları Katılma Belgeleri, Özel Sektör Tahvili, Finansman Bonosu, Hisse Senetleri, Emeklilik Yatırım Fonları, Diğer Menkul Değerler Sabit Değerler: Gayrimenkuller, Menkuller, Diğer Sabit Değerler (Net), İştirakler Özkaynaklar: Ödenmiş Sermaye, Kanuni Yedek Akçeler, İhtiyari Yedek Akçeler, Yeniden Değerleme Fonu, Zarar (Dönem Zararı + Geçmiş Yıl Zararları), Geçmiş Yıl Karları Teknik Karşılıklar: Cari Riskler Karşılığı, Muallak Tazminat Karşılığı, Hayat Matematik Karşılığı, Hayat Muallak Tazminat Karşılığı, Deprem Hasar Karşılığı, Bonus ve İndirimler Karşılığı 149 EK-8: Saklama Payına İlişkin Tablo ŞİRKET ADI: ÖZKAYNAKLAR: BRANŞ VEYA SİGORTA TÜRÜ: ASGARİ AZAMİ BÖLÜŞMELİ DEVİR ORANI HASAR FAZLASI KORUMA (USD) ŞİRKETİN ÜZERİNDE KALAN NET RİSK TUTARI ŞİRKETİN ÜZERİNDE KALAN NET RİSK TUTARI/ ÖZKAYNAK I.DİLİM ARALIĞI II.DİLİM ARALIĞI III.DİLİM ARALIĞI IV.DİLİM ARALIĞI V.DİLİM ARALIĞI VI.DİLİM ARALIĞI BÖLÜŞMELİ REASÜRÖRLER REASÜRÖRÜ DEĞERLENDİREN KURULUŞ ve DEĞERLEME NOTU HASAR FAZLASI KORUMA REASÜRÖRLERİ KURULUŞ ve DEĞERLEME NOTU 150 EK-9: Şirket Riskinin Değerlendirilmesine İlişkin Tablo Verilen Teminat Toplam Tutar (YTL) Hasar Fazlası Koruma (YTL) Şirketin Bölüşmeli Üstlendiği Net Devir Oranı Risk Tutarı (%) (YTL) Şirketin Özkaynak Tutarı (YTL) Şirketin Teminatın Üstlendiği Verildiği Reasürans Net Risk Tarih ile Anlaşmasının Tutarı / Branş veya Türü Özkaynak Sigorta Tutarı Türü (%) I. Dilim Aralığı II. Dilim Aralığı 1 III. Dilim Aralığı VI. Dilim Aralığı TOPLAM I. Dilim Aralığı II. Dilim Aralığı 2 III. Dilim Aralığı VI. Dilim Aralığı TOPLAM I. Dilim Aralığı II. Dilim Aralığı 3 III. Dilim Aralığı VI. Dilim Aralığı TOPLAM I. Dilim Aralığı II. Dilim Aralığı 4 III. Dilim Aralığı VI. Dilim Aralığı TOPLAM I. Dilim Aralığı II. Dilim Aralığı 5 III. Dilim Aralığı VI. Dilim Aralığı TOPLAM 151 Anlaşma Yapılan Reasürörler Reasürörün Derecesi Ve Derecelendirme Kuruluşu EK-10: Reasürans Şirketi Kuruluş Ön İzni Başvurusu Sırasında İstenen Bilgi ve Belgeler 1. KURULACAK ŞİRKETE İLİŞKİN ŞARTLAR Şirketin; - Anonim şirket veya kooperatif şirket şeklinde kurulacak olması - Ödenmiş sermayesinin asgari 10.3 Trilyon TL olması - Hisse senetlerinin nakit karşılığı çıkarılması ve nama yazılı olması - Faaliyet konusunun sadece sigortacılık ve reasüransla bağdaşan işler olması gereklidir. 2. ŞİRKET ANASÖZLEŞMESİ (Kurucu ortaklar tarafından imzalı ve noterden tasdikli 2 nüsha) 3. YAPILABİLİRLİK VE ÇALIŞMA ESASLARI RAPORU1 4. KURUCU ORTAKLARA AİT BİLGİ VE BELGELER a) Gerçek kişi kurucular için2; - Ayrıntılı özgeçmiş (eğitim durumu, iş tecrübesi ve diğer kişisel bilgiler) - Nüfus cüzdanı sureti - İkametgah belgesi - Savcılık kaydı belgesinin aslı 1 Asgari içeriği ilişik formda belirtilmektedir. 2 Nüfus cüzdanı sureti, ikametgah, savcılık kaydı, iflas etmediğine ve konkordato ilan etmediğine dair belgelerin düzenleniş tarihlerinin, başvuru tarihi itibariyle 6 aydan eski olmamaları gerekmektedir. 152 - İflas etmediğine ve konkordato ilan etmediğine dair belgelerin asılları - Gerçek kişi kuruculara ilişkin bilgi formu (Hazine Müsteşarlığından alınacak) b) Tüzel kişi kurucular için; - İştirakle ilgili Yönetim Kurulu kararının bir örneği - Ana sözleşmenin bir örneği - Faaliyet alanları, varsa son yıla ilişkin faaliyet raporu - Son üç yıla ilişkin bilanço ve kar-zarar tabloları3 - Şirketin ortaklık yapısı4 - Konkordato ilan etmediğine dair belgenin aslı - Tüzel kişi kuruculara ilişkin bilgi formu (Hazine Müsteşarlığından alınacak) 5. YÖNETİCİLERE İLİŞKİN BİLGİ VE BELGELER Yönetim kurulu üyeliği, genel müdür, genel müdür yardımcılığı ve denetçiliğe atanacaklar için ayrıntılı özgeçmiş (eğitim durumu, iş tecrübesi ve diğer kişisel bilgiler) 6. ÖN İNCELEME SONRASINDA MÜSTEŞARLIKÇA İSTENECEK DİĞER BİLGİ VE BELGELER 7. YABANCI REASÜRANS ŞİRKETİNİN TÜRKİYE’DE ŞUBE OLARAK FAALİYETTE BULANACAK OLMASI HALİNDE İLAVE OLARAK İSTENECEK DİĞER BİLGİ VE BELGELER Yabancı reasürans şirketinin; - Ana sözleşmelerinin tasdikli bir nüshası, - Türkiye’de şube açılması için, şirketin yetkili organları tarafından alınmış kararın tasdikli bir nüshası, 3 3 yıldan daha yeni şirketler için, mevcut bilanço ve kar-zarar tabloları. 4 Şirketin tüzel kişi ortakları bulunması durumunda, bunlara ilişkin ortaklık yapısını gösteren tablo da eklenir. Gerek duyulduğu takdirde, şirketin %40 veya üstünde hisselerine sahip tüzel veya gerçek kişi ortaklarına ilişkin ilave bilgi istenebilecektir. 153 - Son üç yıla ait tasdikli bilançoları ile kâr-zarar cetvelleri 8. YAPILABİLİRLİK VE ÇALIŞMA ESASLARI RAPORU (Raporda Bulunması Gereken Asgari İçerik)5 a) Amaç b) Pazar etüdü c) Beklentiler, sektöre kazandırılacak yenilikler, yeni ürün ve hizmetler d) Kurucular ve mali durumları hakkında ayrıntılı bilgiler e) Şirketin çalışma esasları ve faaliyet politikaları - Şirketin organizasyon yapısı - Yurtiçi ve yurtdışı örgütlenme şeması ve politikası - İstihdam edilecek personel ve teknik donanıma ilişkin bilgiler - Faaliyette bulunulması öngörülen branşlar ve sebepleri - Faaliyet politikaları (reasürans, tanıtım vs.) - Kaynakları değerlendirme ve yatırım politikası f) Kuruluş masrafları g) Yönetim giderleri ve genel giderlerle ilgili gerçekçi tahminler (3 yıllık) h) Yatırım türleri ve bunlara ilişkin gerçekçi gelir tahminleri (3 yıllık) i) Prim tahsilatı ve hasar ödemeleri ile ilgili gerçekçi tahminler (3 yıllık) j) Gerçekçi varsayımlara dayanan bilanço tahminleri (3 yıllık) 5 Yapılabilirlik ve çalışma esasları raporu, kuruluş ön izni değerlendirmesine esas teşkil eden en önemli faktörlerden biri olduğu için ayrıntılı ve gerçekçi bilgiler ihtiva etmesi gerekmektedir. 154 EK-11: Reasürans Şirketlerinden Faaliyet Ruhsatı Başvurusunda İstenen Bilgi ve Belgeler A. YENİ BİR BRANŞTA RUHSAT ALACAK ŞİRKETLERDEN İSTENEN BİLGİ ve BELGELER1 - Ruhsat istenen branşla ilgili pazar değerlendirmesini, şirket amacını, faaliyet politikasını, örgütlenme şemasını, 3 yıllık prim üretimi hedeflerini ve söz konusu branşta şirketçe yapılması düşünülen katkıları içeren yapılabilirlik raporu - Teknik rezervler ve fonlara ilişkin yatırımların detayını gösterir belgeler - Ruhsat istenen branşta uygulanacak özel şartlar ve poliçe örnekleri - Ruhsat istenen branşta istihdam edilecek personele ve teknik donanıma ilişkin bilgiler B. YENİ KURULAN ve İLK DEFA RUHSAT ALACAK ŞİRKETLERDEN YUKARIDAKİLERE EK OLARAK İSTENEN BİLGİ VE BELGELER - Şirketin Ticaret Siciline tescil edildiğine ilişkin sicil belgesi ile tescilin ilan edildiği T. Ticaret Sicili Gazetesi'nin birer nüshası - Asgari ödenmiş sermaye miktarının tamamının ödendiğine ilişkin belgenin tasdikli bir örneği - Ödenmiş sermayenin asgari %20'si oranındaki teminatın tesis edildiğine ilişkin belgenin tasdikli bir örneği - Yönetim kurulu üyeleri, genel müdür, genel müdür yardımcıları ve denetçiler tarafından doldurulacak “Yönetici ve Denetçilere İlişkin Bilgi Formu” ile söz konusu kişilere ait savcılık kaydı belgeleri, iflas ve konkordato kaydı belgeleri ve tasdikli diploma örnekleri2 1 Yapılacak değerlendirmede, ruhsat istenen branşa göre şirketin sermaye yeterliliği de dikkate alınacaktır. 2 Yabancı ülke okullarından alınan diplomalara tercümesi de eklenecektir. 155 C. YAPILABİLİRLİK VE ÇALIŞMA ESASLARI RAPORU (Raporda Bulunması Gereken Asgari İçerik)3 a) Amaç b) Pazar etüdü c) Beklentiler, sektöre kazandırılacak yenilikler, yeni ürün ve hizmetler d) Kurucular ve mali durumları hakkında ayrıntılı bilgiler e) Şirketin çalışma esasları ve faaliyet politikaları - Şirketin organizasyon yapısı - Yurtiçi ve yurtdışı örgütlenme şeması ve politikası - İstihdam edilecek personel ve teknik donanıma ilişkin bilgiler - Faaliyette bulunulması öngörülen branşlar ve sebepleri - Faaliyet politikaları (reasürans,tanıtım vs.) f) Kaynakları değerlendirme ve yatırım politikası g) Kuruluş masrafları h) Yönetim giderleri ve genel giderlerle ilgili gerçekçi tahminler (3 yıllık) i) Yatırım türleri ve bunlara ilişkin gerçekçi gelir tahminleri (3 yıllık) j) Prim tahsilatı ve hasar ödemeleri ile ilgili gerçekçi tahminler (3 yıllık) k) Gerçekçi varsayımlara dayanan bilanço tahminleri (3 yıllık) 3 Yapılabilirlik ve çalışma esasları raporu, kuruluş ön izni değerlendirmesine esas teşkil eden en önemli faktörlerden biri olduğu için ayrıntılı ve gerçekçi bilgiler ihtiva etmesi gerekmektedir. 156 EK-12: Reasürans Şirketi Hisse Devri Başvurusunda İstenen Bilgi ve Belgeler 1. Hisse devredecek şirketin devir talebine ilişkin yazısı 2. Hisse devralacak gerçek veya tüzel kişiler için a) Gerçek kişiler için1; - Ayrıntılı özgeçmiş (eğitim durumu, iş tecrübesi ve diğer kişisel bilgiler) - Nüfus cüzdanı sureti - İkametgah belgesi - Savcılık kaydı belgesinin aslı - İflas etmediğine ve konkordato ilan etmediğine dair belgelerin asılları - Ortağı bulunduğu diğer şirketlerin adları,faaliyet alanları ve ortaklık payı b) Tüzel kişiler için; - İştirakle ilgili Yönetim Kurulu kararının bir örneği - Ana sözleşme örneği - Faaliyet alanları, varsa son yıla ilişkin faaliyet raporu - Son üç yıla ilişkin bilanço ve kar-zarar tabloları2 - Şirketin ortaklık yapısı3 - Diğer iştirakleri - Konkordato ilan etmediğine dair belgenin aslı 3. Devir sebebine ilişkin açıklayıcı bilgi 4. Çalışma plan ve programını içeren rapor 1 Nüfus cüzdanı sureti, ikametgah, savcılık kaydı, iflas etmediğine ve konkordato ilan etmediğine dair belgelerin düzenleniş tarihlerinin, başvuru tarihi itibariyle 6 aydan eski olmamaları gerekmektedir. 2 3 yıldan daha yeni şirketler için, mevcut bilanço ve kar-zarar tabloları. 3 Şirketin tüzel kişi ortakları bulunması durumunda, bunlara ilişkin ortaklık yapısını gösteren tablo da eklenir. Gerek duyulduğu takdirde, şirketin %40 veya üstünde hisselerine sahip tüzel veya gerçek kişi ortaklarına ilişkin ilave bilgi istenebilecektir. 157 EK-13: Sermaye Yeterliliği Tablosu EK-13/A: SERMAYE YETERLİLİĞİ TABLOSU (Birinci Yönteme Göre) (YTL) PRİM (p) HASAR (h) A = Son Bir Yılda Brüt Yazılan Primlerden (Vergi ve Harçlar Hariç) Fesih ve İptaller Düşüldükten Sonra Kalan Tutar B = [Son 3 Yıllık Sürede Brüt Ödenen Hasarlar (Tarım ve Kredi Sig.da 7yıl) + Son Yıl Muallak Hasar Karşılıkları (direkt ve endirekt işler için ayrılan dahil) - Rücu Yoluyla Tahsil Edilen Tazminatlar - Bir Yıl Önce Ayrılan Muallak Hasar Karşılıkları (Tarım ve Kredi Sig.da 6.Yılda)] /3 ya da /7(Tarım ve Kredi Sig. İçin) Sonucu Çıkan Tutar I. HAYAT DIŞI BRANŞLAR (HDY ) C = Son Üç Yılda Şirket Üzerinde Kalan Hasar Tutarının Son Üç Yılda Brüt Hasar Tutarına Oranı 1- Prim Esasına Göre (HDY1) A < p ise : P = (Ax0,18) --- A => p ise : P = [(px0,18)+(A-p)x0,16] C<= 0,5 ise : HDY1 = Px0,5 --- C > 0,5 ise : HDY1 = PxC 2- Hasar Esasına Göre (HDY2) B <h ise : H = Bx0,26 B => h ise : H = [(hx0,26)+(B-h)x0,23] C< = 0,5 ise : HDY2 = Hx0,5 --- C > 0,5 ise : HDY2 = HxC I. HAYAT DIŞI BRANŞLAR İÇİN GEREKLİ ÖZSERMAYE (HDY= HDY1 => HDY2 ise : HDY = HDY1; --- HDY1 < HDY2 ise : HDY = HDY2) M =[Ayrılan Toplam Matematik Karşılıklar (direkt ve endirekt işler) ile Bir Yıllık Hayat Sigortaları İçin Ayrılan Kazanılmamış Primler Karşılığı Toplamı] Mt = Son Bir Yıl İçin Ayrılan Matematik Karşılıklar ile Bir Yıllık Hayat Sigortaları İçin Ayrılan Kazanılmamış Prim Karşılığının Toplamı Ms = Mt tutarından Reasürörler Payı Düşüldükten Sonra Kalan Miktar Ms / Mt R1 = Sigorta Süresi Azami 3 Yıla Kadar Olan (3 Yıl Dahil) Sigortalarda Ölüm Halinde Sigortalıya Ödenecek Tutardan Matematik Karşılığı ile Kazanılmamış Primler Karşılığı Düşüldükten Sonra Kalan Tutar R2 = Sigorta Süresi 3 Yıldan Fazla 5 Yıldan Az Olan (5 Yıl Dahil) Sigortalarda Ölüm Halinde Sigortalıya Ödenecek Tutardan Matematik Karşılığı ile Kazanılmamış Primler Karşılığı Düşüldükten Sonra Kalan Tutar II. HAYAT BRANŞI R3 = Sigorta Süresi 5 Yıldan Fazla Olan Sigortalarda Ölüm Halinde Sigortalıya Ödenecek Tutardan Matematik Karşılığı ile Kazanılmamış Primler Karşılığı Düşüldükten Sonra Kalan (HY) Tutar Rt = Reasürans Devirlerinden Önceki Risk Kapitali Rs = Rt tutarından Reasürörler Payı Düşüldükten Sonra Kalan Risk Kapitali Rs / Rt 1) Yükümlülüğe İlişkin Sonuç (HY1) Ms/Mt<= 0,85 ise: HY1 = Mx0,04x0,85 --- Ms/Mt > 0,85 ise: HY1 = Mx0,04x(Ms/Mt) 2) Riske İlişkin Sonuç (HY2) Rs/Rt <= 0,5 ise: HY2 = ((R1x0,001)+(R2x0,0015)+(R3x0,003))x0,5 Rs/Rt > 0,5 ise: HY2 = ((R1x0,001)+(R2x0,0015)+(R3x0,003))x (Rs/Rt) II. HAYAT BRANŞI İÇİN GEREKLİ ÖZSERMAYE (HY) = HY1+HY2 III. EMEKLİLİK B= Katılımcılara Ait Bireysel Emeklilik Hesaplarındaki Birikim Tutarı BRANŞI III. EMEKLİLİK BRANŞI İÇİN GEREKLİ ÖZSERMAYE (EY) (EY) = B*0,005 BİRİNCİ YÖNTEME GÖRE GEREKLİ ÖZSERMAYE = HDY + HY + EY 158 85.000.000 60.000.000 EK-13/B: SERMAYE YETERLİLİĞİ TABLOSU (İkinci Yönteme Göre) (YTL ) Kasa (100) Bankalar (101 + 102 + 103 + 109 + 117.08) 112.03 + 117.02+117.03 ) + 111.07 + 112.07 + 117.07) (110.01+ 112.01 + 117.01) 117.01) Özel Sektör Bonoları (110.04 + 111.04 + 112.04 + 117.04) Yatırım Fonu Katılma Belgeleri (A tipi) (110.06 + 112.06 + 117.06) Yatırım Fonu Katılma Belgeleri (B tipi) (110.06 + 112.06 + 117.06) Bağlı Menkul Kıymetler, İştirakler, Bağlı Ortaklıklar ve Müşterek Yönetime Tabi Ortaklıklar (Sigorta ve Reasürans ile Emeklilik ğ y , Şirketleri ş ,Hariç) ğ (250+251+253+255) ş ( g Reasürans ile Emeklilik Şirketleri) (250+251+253+255) I. AKTİF RİSKİ (AR) Diğer Finansal Varlıklar (110.05+110.99+111.05+111.99+112.05+112.99+117.05+117.99) Krediler(Diğer) (115+116+225+226) İkrazlar İkrazlar(Hayat) (125+126) Bankalarca Garanti Edilen Kredi Kartı Ödemeleri ve Devlet Borçlanma Senetlerinin %100'ü, Gayrımenkullerin %25'i) (120+121+127.01+127.03+127.04+127.05+128+129+220+221+227.01+227.03+227.04+227.05+228 Reasürans Faaliyetlerinden Alacaklar ve Depolar (122+123+124+222+223+224) (131+132+133+134+135+136+137+138+139+231+232+233+234+235+236+237+238+239) Diğer Alacaklar(Finansal Kiralama Alacakları, Verilen Depozito ve Teminatlar, Diğer Çeşitli Alacaklar) (141+142+145+146+147+148+149+241+242+245+246+247+248+249) Yatırım Amaçlı Gayrimenkuller (260+261+268.01) Kullanım Amaçlı Gayrimenkuller (262+268.02) Gayrimenkuller Hariç Olmak Üzere Maddi Varlıklar, Maddi Olmayan Varlıklar ve Yukarıda Sayılmayan Diğer Aktifler) (180+181+183+189+192+193+194+195+196+197+198+199+257+258+263+264+265+266+267+268 .03+268.04+268.05+ I. AKTİF RİSKİ İÇİN GEREKLİ ÖZSERMAYE (AR) Riski =Toplam Devredilen Bölüşmeli Reasürans Primi II. REASÜRANS Tarım Sigortaları Havuzu için =Toplam Devredilen Bölüşmeli Reasürans Primi RİSKİ Diğer Derecelere Sahip Reasürörler için= Toplam Devredilen Bölüşmeli Reasürans Primi (RR) III. AŞIRI PRİM ARTIŞ RİSKİ (APR) II. REASÜRANS RİSKİ İÇİN GEREKLİ ÖZSERMAYE (RR) Toplam Alınan Primin Bir Önceki Yıla Göre Artış Oranı, Sektör Artış Oranınından %50 Fazla İBir Önceki Yılın Prim Miktarı (Brüt Yazılan Prim) (600.01) Cari Yılın Prim Miktarı (Brüt Yazılan Prim) (600.01) Sektör Ortalaması III. AŞIRI PRİM ARTIŞI RİSKİ İÇİN GEREKLİ ÖZSERMAYE (APR) Net Hayat Muallak Hasar Karşılığı (-631.01.1-631.02.1) 702.02.2.2.1)+(-703.02.2.1.1-703.02.2.2.1) 711.02.2.2.1)+(-712.02.2.1.1-712.02.2.2.1) ( ğ ) ş ğ ( ) ( ) ( 720.02.2.1.1-720.02.2.2.1) + (-721.02.2.1.1-721.02.2.2.1)+(-723.02.2.1.1-723.02.2.2.1)+(724.02.2.1.1-724.02.2.2.1)+ (-725.02.2.1.1-725.02.2.2.1) +(-726.02.2.1.1-726.02.2.2.1)+(727.02.2.1.1-727.02.2.2.1)+(-728.02.2.1.1-728.02.2.2.1)+(-729.02.2.1.1-729.02.2.2.1)+ (-730.02.2.1.1730.02.2.2.1) + (-731.02.2.1.1-731.02.2.2.1)+(-732.02.2.1.1-732.02.2.2.1) Net Mühendislik Muallak Hasar Karşılığı (-765.02.2.1.1-765.02.2.2.1)+(-766.02.2.1.1-766.02.2.2.1)+ (767.02.2.1.1-767.02.2.2.1)+ (-768.02.2.1.1- 768.02.2.2.1)+ (-769.02.2.1.1-769.02.2.2.1) IV. MUALLAK HASAR KARŞILIĞI RİSKİ Net Hukuksal Koruma Muallak Hasar Karşılığı (-760.02.2.1.1-760.02.2.2.1) (MHR) Net Kredi Muallak Hasar Karşılığı (-755.02.2.1.1-755.02.2.2.1)+(-756.02.2.1.1-756.02.2.2.1) Net Ferdi Kaza Muallak Hasar Karşılığı (-750.02.2.1.1-750.02.2.2.1) 780.02.2.2.1)+(-781.02.2.1.1-781.02.2.2.1) 786.02.2.2.1) Net Kaza (Kasko) Muallak Hasar Karşılığı (-717.02.2.1.1-717.02.2.2.1) IV. MUALLAK HASAR KARŞILIĞI RİSKİ İÇİN GEREKLİ ÖZSERMAYE (MHR) V. YAZIM RİSKİ (YR) Ferdi Kaza Branşında Alınan Prim (Brüt Yazılan Prim) (750.01.1.1) (Ferdi Kaza Branşında Bölüşmeli Reasürans ile Devredilen Prim) Hayat Branşında Alınan Prim (Brüt Yazılan Prim) (620.01) (Hayat Branşında Bölüşmeli Reasürans ile Devredilen Prim) Yangın Branşında Alınan Prim (Brüt Yazılan Prim) (701.01.1.1+ 702.01.1.1+ 703.01.1.1) (Yangın Branşında Bölüşmeli Reasürans ile Devredilen Prim) Nakliyat Branşında Alınan Prim (Brüt Yazılan Prim) (710.01.1.1 + 711.01.1.1 + 712.01.1.1) (Nakliyat Branşında Bölüşmeli Reasürans ile Devredilen Prim) 720.01.1.1+ 721.01.1.1+ 723.01.1.1+ 724.01.1.1+ 725.01.1.1+ 726.01.1.1+727.01.1.1+ 728.01.1.1+ 729.01.1.1+ 730.01.1.1+ 731.01.1.1+ 732.01.1.1) (Kaza (Diğer) Branşında Bölüşmeli Reasürans ile Devredilen Prim) Trafik Branşında Alınan Prim (Brüt Yazılan Prim) (714.01.1.1+ 715.01.1.1+ 716.01.1.1) (Trafik Branşında Bölüşmeli Reasürans ile Devredilen Prim) 767.01.1.1+ 768.01.1.1+ 769.01.1.1) (Mühendislik Branşında Bölüşmeli Reasürans ile Devrdilen Prim) Hukuksal Koruma Branşında Alınan Prim (Brüt Yazılan Prim) (760.01.1.1) (Hukuksal Koruma Bölüşmeli Reasürans ile Devredilen Prim) 781.01.1.1) (Tarım(Havuz Retro) Branşında Bölüşmeli Reasürans ile Devredilen Prim) Kredi Branşında Alınan Prim (Brüt Yazılan Prim) (755.01.1.1+ 756.01.1.1) (Kredi Branşında Bölüşmeli Reasürans ile Devredilen Prim) Sağlık Branşında Alınan Prim (Brüt Yazılan Prim) (785.01.1.1+ 786.01.1.1) (Sağlık Branşında Bölüşmeli Reasürans ile Devredilen Prim) Tarım Branşında Alınan Prim (Brüt Yazılan Prim) (775.01.1.1+ 780.01.1.1+ 781.01.1.1) (Tarım Branşında Bölüşmeli Reasürans ile Devredilen Prim) Kaza(Kasko) Branşında Alınan Prim (Brüt Yazılan Prim) (717.01.1.1) (Kaza(Kasko) Branşında Bölüşmeli Reasürans ile Devredilen Prim) V. YAZIM RİSKİ İÇİN GEREKLİ ÖZSERMAYE (YR) VI. FAİZ-KUR RİSKİ (FKR) (AR + RR + APR + MHR + YR) VI. FAİZ ile KUR RİSKİ İÇİN GEREKLİ ÖZSRMAYE (FKR) İKİNCİ YÖNTEME GÖRE GEREKLİ ÖZSERMAYE = AR + RR + APR + MHR + YR + FKR 159 EK-13/C: SERMAYE YETERLİLİĞİ TABLOSU (SONUÇ) (YTL) Tablo Adı Tablo Kodu Şirket Ünvanı Şirket Kodu Yıl (YYYY) Tablonun Müsteşarlıkça Sisteme(Portala) Yüklendiği Tarih Şirketlerce Tablonun Sisteme(Portala) Yüklenebileceği Son Gün Frekans BİRİNCİ YÖNTEME GÖRE I- HAYAT DIŞI BRANŞLAR 1- Prim Esasına Göre (HDY1) 2- Hasar Esasına Göre (HDY2) I. HAYAT DIŞI BRANŞLAR İÇİN GEREKLİ ÖZSERMAYE (HDY = HDY1 => HDY2 ise: HDY = HDY1; HDY1 < HDY2 ise: HDY = HDY2) II- HAYAT BRANŞI 1- Yükümlülüğe İlişkin Sonuç (HY1) 2- Riske İlişkin Sonuç (HY2) II. HAYAT BRANŞI İÇİN GEREKLİ ÖZSERMAYE (HY1+HY2) III- EMEKLİLİK BRANŞI III. EMEKLİLİK BRANŞI İÇİN GEREKLİ ÖZSERMAYE (EY) BİRİNCİ YÖNTEME GÖRE GEREKLİ ÖZSERMAYE = HDY + HY + EY İKİNCİ YÖNTEME GÖRE 1- AKTİF RİSKİ (AR) 2- REASÜRANS RİSKİ (RR) 3- AŞIRI PRİM ARTIŞI RİSKİ (APR) 4- MUALLAK HASAR KARŞILIĞI RİSKİ (MHR) 5- YAZIM RİSKİ (YR) 6- FAİZ İLE KUR RİSKİ (FKR) İKİNCİ YÖNTEME GÖRE GEREKLİ ÖZSERMAYE = AR + RR + APR + MHR + YR + FKR ŞİRKET İÇİN GEREKLİ ÖZSERMAYE TUTARI ÖZSERMAYE (YTL) * Ödenmiş Sermaye = Ö (500+ 501) Sermaye Düzeltmesi Olumsuz Farkları = Ö ( 503) Kar Yedekleri = KY (540+ 541+ 542+ 543+ 545+ 549) Sermaye Yedekleri=SY (520+ 521+ 524+ 525+ 529) Vergi Karşılığından Sonraki Dönem Karı ile Geçmiş Yıllar Karları Toplamı = K (570 +590) Deprem Hasar karşılığı = DHK (459) Sermaye Benzeri Kredilerin %30 u = SBK Dönem Zararı ile Geçmiş Yıllar Zararları Toplamı = DZ (580+ 591) ÖZSERMAYE = Ö+KY+SY+K+DHK+SBK-DZ ÖZSERMEYE (DÜZELTME FARKLARI İLE) = Ö+KY+SY+K+DHK+SBK-DZ SERMAYE YETERLİLİĞİ SONUCU SERMAYE YETERLİLİĞİ SONUCU (DÜZELTME FARKLARI İLE) 160 SERMAYE YETERLİLİĞİ EK-14: Reasürans Şirketlerinin Değerlendirilmesine İlişkin Rehber Bu rehber, sigorta şirketlerinin reasürörlerini daha iyi değerlendirebilmelerine yardımcı olmak amacıyla oluşturulmuştur. Reasürörün Kapasitesinin ve Faaliyetlerinin İncelenmesine İlişkin Kurallar 1) Temel Prensipler i) Yayınlar Sigorta şirketi, reasürörün kapasitesini, faaliyetlerini ve güvenilirliğini inceleyip değerlendirme yapabilmesi için, şirketin mali tablolarına ve faaliyet raporlarına ulaşabilmelidir. Söz konusu düzenlemeleri mali göz tablolar önünde şirketin kendi bulundurularak ülkesindeki muhasebe incelenip, reasürörün yükümlülüklerini karşılayabilecek düzeyde olup olmadığı tespit edilebilir. ii) Diğer Bilgi Kaynakları Reasürans şirketi ile anlaşma yapılmadan önce, sigorta şirketi değerlendirmeye kaynak oluşturabilecek broker ve reyting kuruluşlarının değerlendirmelerinden yararlanabilir. iii) Değerlendirmenin Kapsamı Değerlendirmenin kapsamı reasürörden reasüröre değişmektedir. İncelemenin boyutu reasürörün faaliyette bulunduğu piyasalarda itibarının olup olmadığına göre değişmektedir. Reasürörün itibarı arttıkça ve deneyimli olursa daha az değerlendirme yapılabilir. Diğer taraftan, şirket ve şirketin bulunduğu ülkenin piyasası hakkında az bilgiye sahip olunduğu durumlarda daha ayrıntılı araştırma yapılmalıdır. Bunların yanı sıra, inceleme yapılırken bir sigorta grubuna ait reasürans şirketinin grup şirketleri ile olan ilişkisi de inceleme kapsamına alınmalıdır. 161 2) İnceleme Kriteri Bir reasürör değerlendirilirken aşağıda bahsedilecek olan alanlarda gerekli ve yeterli bilginin toplanması gerekmektedir: i) Hukuki Gereklilikler: Reasürans şirketinin şirketler hukukuna göre kurulup kurulmadığı ve şirketin yetkisinin veya ruhsatının olup olmadığından emin olunmalıdır. Yeni kurulmuş ve çok bilinmeyen yabancı reasürörler hakkında daha çok bilgi toplanmalıdır. ii) Kapasite ve Mali Kaynaklar Reasürans şirketinin mali tabloları ve yayımlanmış hesapları dışında analistlerin ve reyting kuruluşlarının şirket hakkında yayımlanan makaleleri ve değerlendirmeleri ile şirketin diğer şirketlerle karşılaştırmaları değerlendirmede kullanılabilmektedir. Diğer taraftan, reasürans şirketinin teknik karşılıkları, mevcut kaynakları ve yatırım politikası da ayrıntılı incelenmelidir. iii) Bağımsız ve Düzgün Yönetim Kurulu Sedan şirket açısından incelenecek olan diğer bir unsur da, reasürans şirketinin iş kabul politikasında ve faaliyetlerinde üçüncü kişilerin etkisinden ne kadar bağımsız olduğudur. Şirket hissedarlarının ve yöneticilerinin şirketi kendi çıkarları doğrultusunda kullanıp kullanmadığı incelenmeli, gerekirse şirkete grup içi kontrol ilişkilerinin olup olmadığına ilişkin sorular sorulabilmelidir. Eğer bu tür ilişkiler mevcut ise, şirket yöneticilerinin bilinçli ve bilgili olup olmadığına bakılmalıdır. Diğer taraftan, reasürans şirketinin yönetim kurulunun gerekli teorik, pratik ve profesyonel bilgi ve deneyime sahip güvenilir kişiler olması gerekmektedir. iv) Piyasa Davranışı Reasürörün iş hacmi ve çalıştığı sigorta şirketleri değerlendirmede kullanılmalıdır. Ayrıca, reasürörün iş yazma politikasında ne kadar ihtiyatlı 162 olduğu, risklerin ne kadarının devredildiği1 ve risklerin dağılımının da incelenmesi gerekmektedir. v) Reasürörün Bulunduğu Ülkedeki Hukuki, Ekonomik ve Politik Koşullar Reasürörün bulunduğu ülkedeki koşulların uygun olması da çok önemlidir. Reasürans faaliyetleri, sermaye akımları, yatırım serbestliği, hasar ödeme işlemleri ve sermaye kazançları üstünde kısıtlama olmaması gerekmektedir. 3) Dokümantasyon Şirketlerin çalışılacak reasürans şirketi hakkında yaptıkları araştırmayı belgelendirmeleri gerekmektedir. Böylece, yetkili bir üçüncü kişi fazla zaman harcamadan araştırmayı inceleyerek tam bir analiz yapabilecektir. 1 Retrosesyona çok başvurulması hasar ödemelerindeki gecikmeleri arttırdığından pek olumlu bir durum değildir. 163