O. Senatosu B : 29

advertisement
O. Senatosu
B : 29
7 . 2 . 1973
O : 2
re, toptan eşya fiyatları endeksi 1971 ortalaması
168,9 iken, 1972'nin son iki ayım da Ekime gö­
re değerlendirirsek elde edilen rakamın 199,8
olduğunu ögrürüz. Arada 21 puvanlık ıbir artış
mevcuttur. İstanbul Ticaret Odası yayınlarında
fark, 24,1'ye kadar yükselmektedir. Fiyatların ar­
tış hızının kesildiği hakkında Hükümet çevrelerin­
den verilen teminatı, bu yayınlar karşısında ye­
terli (bulmaya imkân yoktur.
% 30,8'ine karşı, 1972'de % 33,5'a yükselmiş ise
de, Avrupa memleketleri içinde nüfus başına dü­
şen ihracat oranı bakımından yine de yeterli de­
ğildir. Tasnifte memleketimiz son sıralardan kur­
tulamamıştır.
Bu seviyeye varmak için bile, Eylül sonuna
kadar 1971'in 252 milyon lirasına karşılık, 1972'
nin aynı döneminde 480 milyon liralık vergi ia­
desi yapmak mecburiyetinde kalınmıştır.
Geçinme endekslerine gelince; İki yıl ortala­
maları arasındaki fark, puvan olarak Ankara'd'a
26,6, İstanbul'da 28,2'dir. 1970 ile 1972 ara­
sındaki fark ise, her iki şehirde de 58,6 civarın­
dadır.
1971 ve 1972 fiyat artışları devam ettiği tak­
dirde, ihracatımız -bundan önemli ölçüde etkilene­
cektir. Çünkü, fiyatların artış seyri normalin çek
üstündedir. Bu oranda bir fiyat artışına iktisat
dilinde enflâsyondan 'başka 'bir ad verilemez. Sı­
naî üretimin geniş ölçüde ithalâta bağlı olması
da, ayrıca olumsuz etkiler ve yeni meseleler geti­
recektir. İhracatımızın % 70'ini yaptığımız Or­
tak Pazar ülkelerinde fiyat, artışı % 6 civarında­
dır, Bunu ve bundan pek az ilerisini bile enflâs­
yon sayan ülkeler vardır ve AET'de müşterek
tedbirler alınması önerilmektedir..
İhracatımızda birinci sırayı tarım ürünleri
muhafaza etmektedir. Sezona anaihraç ürünle­
rinde stoksuz girilmiştir. Diğer yandan, her ne­
dense memnunluk yaratması gereken fazla üretim,
memleketimizde daima problem ve endişe kayna­
ğı olmuştur. Yetkililerimiz meselâ, muayyen mah­
sullerimiz için 1 milyar liralık bir alış - satış ve
finansmanı, üstesinden gelinemeyecek bir sorun
olarak almaktadırlar. Halbuki, iç ve dış üretim
ve tüketim şartları değişmiş, bilhassa Avrupa
memleketlerinde büyük tüketici kitleler doğmuş­
tur. Bu suretle ölçülerin ve hesapların geniş tu­
tulması zamam gelmiş, hattâ geçmiştir. Artık nu­
munelik satışlar yüzlerce tondan başlamaktadır.
Bu talebe yetişmemiz 'gerekil'.
Saym senatörler, dış ticaretin önemini Ame­
rika Ticaret Bakam son hafta içinde şu sözlerle
•belirtti; «İster içeride, ister dışarıda olsun dış ti­
caret, ülkemizin 'bütün siyasî hareketlerini etki­
liyor. Bu nedenle de, dış ticaret konularım siya­
sî ve savunma problemleriyle ilişik şekilde ve ona
en yüksek siyasî öncelik tanıyarak ele almak ge­
reklidir.» Dış ticaretin önemini kundan daha iyi
-bir şekilde belirten sözler bulunabilir mi? Temen­
nimiz aynı görüşün bizim memleketimizde de hâ­
kim olmasıdır.
Dış ticaret işlerimiz Bakanlıkta, «Dış Ticaret
Genel Sekreterliği» adı altında ve değerli eleman­
larla altı genel müdürlük halinde yeniden teşki­
latlandırılmıştır. İsabetli ve yerinde olmuştur. Bu
suretle dış piyasalar ve dış ekonomik olaylar da­
ha yakından izlenebilmektedir.
Dış ticaret hacmi 1971 yılındaki 1 milyar 562
milyon dolardan, 1972"de 2 milyar 651 bin dolara
yükselmiştir. Bunun içinde ihracat 885 milyon,
ithalât ise, 1 milyar 563 milyon dolardır. Fark,
1971'deki 412 milyon dolardan 677 milyon dolara
yükselmiştir. İhracatta artış hızı bir evvelki yılın
1972 yılı, tarım ürünleri üretimi ve talebi ba­
kımından bir altın yıl sayilabilir.se de, bunların
değerlendirilmesi bakımından, harcanan bir yıl
olarak nitelendirilebilir. Konunun önemi, Meclis
içinde ve dışında büyük tartışmalar davet etmiş­
ti.1.
Bakanlık enflâsyon İs t baskıları azaltmak ve iş­
tira gücünü kontrol altında tutmak gayesiyle ta­
rım ürünleri taban fiyatlarını bir evvelki yılın se­
viyesinde tutmaya karar vererek, bunu ilk defa
hububatta uygulamaya başlamıştır. Sonuç ne ol­
muştur? Kilosu 92 kuruş olarak tespit edilen buğ­
day seıbest piyasada yükselerek bugün 130, hat­
tâ 140 kuruşa çıkmış, yalnız mahsulünü elinde
tutmak imkânına bir türlü kavuşamamış olan kü­
çük çiftçi, ofis fiyatı ile iktifa etmek zorunda bı­
rakılmış; ama satamayanlar kazanmıştır.
İç fiyatlar endişesiyle büyük kitlenin talep gü­
cünü kısıtlama politikası, dış fiyatların müsait
konjonktüründen üreticinin yararlanmasını önle­
miş. ve başlıca ihraç mimlerimizden kuru üzüm
için, bugün giderek 750 kuruşa kaelar yükselen
fiyat, Bakanlıkça anlaşılmaz bir görüşün altında
292 kuruşta sabit tutulmuştur. O kadar ki, dış
piyasaların di.i.--ürülmemesi konusundaki Yunan
352 —
Download