m M ● TÜRMOB AYLIK YAYIN ORGANI ● SAYI : 1113 ● MART 2 0 0 6 3.50 YTL Çarpık vergi sistemi ● Dört kişiden biri yoksul ● Kırsal kalkınma stratejisi ● Sermaye girişi hızlandı ● KDV’de uluslararası uygulamalar Ekonomik Rapor m M BİLANÇO Yetkiler ve sınırlar Sahibi Mehmet TİMUR İ nsan doğası gereği güç ve yetkiye sahip olmak ister. İnsanlar gibi kurum ve kuruluşlarda güçlü ve yetkili olmayı arzular. Genel Yayın Yönetmeni Nail SANLI Kurumlar kendilerine verilen görev ve yetkilerinin dışına çıkıp başkalarının alanlarına müdahale ettiklerinde ise doğal olarak bir Sorumlu Yazı İşleri Müdürü çatışma yaşanır. Görev ve yetkilerini genişletmek isteyenler, Ali Ekber DOĞANOĞLU başkalarının görev ve yetki alanlarına müdahale etmemelidir. Her şeyi ben bilirim, en iyisini ben yaparım anlayışı artık çok Yayın Kurulu gerilerde kaldı. Günümüzde, paylaşımla, dayanışmayla gelişim elde Nail SANLI Ali E. DOĞANOĞLU ediliyor. Kurumlar birbirleriyle dayanışıp, birlikte üretebildikleri ve Ahmet FETTAHOĞLU kendileri dışındakilerin görev alanlarına müdahale etmedikçe daha Yıldız ÖZTÜRK fazla saygınlık kazanır. Aksi halde çıkacak kargaşa ve çatışma ortamı hiç kimseye fayda sağlamaz. TÜRMOB Basın Yayın Dağıtım İşletmesi tarafından yayınlanmaktadır Yayın Türü : Yaygın süreli Kendi görev alanlarının dışına çıkanlar, her şeyin belirleyicisi olmak isteyenler, hem kendilerine hem de kurumlarına zarar vermekten öte bir sonuç elde edemezler. Adres Meslek örgütümüz, kurulduğu günden bu yana önemli çalışmalar Gençlik Caddesi No:107 yapmış ve önemli başarılar elde etmiştir. Bu başarılı çalışmaların 06570 Anıttepe - ANKARA Tel: (0.312) 232 50 60 (10 Hat) Fax: (0.312) 232 50 73 altında yatan özelliğimiz ise dayanışma, paylaşım ve karşılıklı saygı çerçevesinde yürüttüğümüz politikaların sonucudur. htpp: www.turmob.org.tr e-mail:[email protected] Meslek örgütümüz, yetkilerini 3568 sayılı Yasadan almaktadır. Yetki alanına başkalarının müdahale etmesine bugüne kadar izin vermedi Baskı Fersa Matbaası (0.312) 278 43 56 bugünden sonra da vermeyecektir. Dergimizin bu sayısında da ilgi ile okuyacağınızı umduğumuz haber ve araştırmalara yer verdik. Gelecek sayımızda buluşmak dileğiyle... Dergide yayınlanan yazıların yayın hakkı Bilanço Dergisi’ne aittir. Kaynak gösterilmeden bir bölümü veya tamamı alıntı yapılamaz Nail SANLI Genel Sekreter BİLANÇO Çarp›k vergi sistemi 2005 yılında dolaylı vergiler yüzde 70 paya sahip oldu. Bir asgari ücretli ay lık 62 YTL gelir vergisi öderken, basit usule tabi mükellefler 11 YTL vergi ödedi. Asgari ücretliler milyon YTL’lık işletmelere sahip olanların altı katı vergi ödemiş oldu. 005 yılında 106 milyar 952 2 de 2 ve mülkiyet üzerinden alınan milyon YTL’lik bölümünü gelir milyon YTL vergi geliri vergiler yüzde 2 paya sahip oldu. vergisi tevkifatı oluşturdu. Beya- elde edildi. Bu verginin en Buna göre vergi gelirlerinin yüz- na dayanın gelir vergisi tahsilatı önemli kalemini dolaylı vergiler de 30’u gelir, kar ve sermaye ka- ise 1 milyar 139 milyon YTL ol- oluşturdu. Gelir kar ve sermaye zançları ile mülkiyet üzerinden du. kazançları üzerinden alınan ver- alınan vergiler olurken, yüzde geler 30.3 milyar YTL oldu. Red ve iadeler dahil gelir vergisi- 70’i dolaylı vergilerden elde edil- ni incelediğimizde basit usule ta- Genel bütçe vergi gelirlerinin di. bi gelir vergisi mükellefleri 2005 yüzdelik dağılımına baktığımızda Genel bütçe vergi gelirlerinin daen büyük kalemi yüzde 47 ile da- ğılımındaki bu çarpık yapı vergi yılında 107 milyon 622 bin lira hilde alınan mal ve hizmet vergi- bariyle 792 bin 706 adet basit leri oluşturdu. Gelir, kar ve sermaye kazançları üzerinden alınan vergiler 30.3 milyar YTL ile yüzde 28 paya sahip oldu. Uluslararası ticaret ve muamelelerden alınan vergiler 19.2 milyar YTL ile yüzde 18 paya sahip oldu. İdari kalemleri tek tek incelendiğinde daha fazla kendini gösteriyor. Adaletsiz dolaylı vergilerin vergi gelirlerini yüzde 70’ini oluşturmasının yanı sıra beyana dayanan vergilerde de büyük çarpıklık ortaya çıkıyor. vergi ödediler. 2005 yılı sonu itiusule tabi mükellef bulunuyor. Bu mükelleflerin yıllık ödedikleri vergi 135 YTL. Basit usule tabi mükellefler aylık 11 YTL vergi ödediler. Milyarlık plakalara sahip taksi, dolmuş gibi birçok ticari faaliyet yürüten esnafta bu ka- harçlar ve ücretler, sanayi dışı 2005 yılında 20 milyar 457 mil- tagoride yer alıyor. Bir asgari üc- arazi satışları vergi gelirleri içeri- yon YTL gelir vergisi tahsilatı retli aylık 62.31 YTL gelir vergisi sinde yüzde 3, diğer vergiler yüz- gerçekleşti. Bunun 18 milyar 423 ödedi. Basit usule tabi bir mükel- 2 BİLANÇO Gelir Vergisi red ve iadeler dahil tahsilatı Vergi türü Vergi tutarı (Bin YTL) Mükellef sayısı Mükellef başına ortalama vergi (YTL) Basit Usul 107.622 792.706 135 Beyana Dayanan Gelir Vergisi 2.072.995 1.691.499 1.225 Kurumlar Vergisi 11.401.985 593.166 19.222 lefin neredeyse altı katı fazla ver- kellefleri aylık 100 YTL civarında Kurumlar vergisinde de çarpık gi ödedi. bir vergi ödediler. Buda gelirleri- tablo yine kendini gösterdi. 593 ni yıllık beyan ile bildiren çok sa- bin 166 kurumlar vergisi mükel- yıda kişinin asgari ücretlinin bi- lefi 11 milyar 401 milyon YTL raz üzerinde vergi ödediği anla- vergi ödedi. Mükellef başına dü- mına geliyor. şen vergi ise 19 bin 222 YTL ol- gisi mükellef sayısı 1 milyon 691 22 milyon 817 bin YTL’lik gelir du. Ancak bu rakam bizleri ol- bin 499. Bunlar 2005 yılında red vergisinin 20 milyon 636 bin dukça yanıltıyor. Çünkü kurumlar ve iadeler dahil 2 milyar 72 mil- YTL’lik bölümü ise ücretliler vergisinin yüzde 90’ını ilk yüz yon 995 bin YTL vergi ödediler. ödedi. Vergisini hiç bir şekilde mükellef ödüyor. Bu durum gö- Mükellef başına yıllık ödenen kaçırma şansı olmayan çalışanlar zönüne alındığında kurumlar ver- vergi ise bin 225 YTL oldu. Yani 2005 yılında gelir vergisinin yüz- gisinde de yaşanan adaletsizlik beyana dayanan gelir vergisi mü- de 90’ını ödediler. daha net ortaya çıkıyor. Beyana dayanan gelir vergisi mükelleflerinde de benzer bir tablo ortaya çıkıyor. 2005 yılı sonu itibariyle beyana dayanan gelir ver- Genel Bütçe Gelirlerinin Tahakkuk ve Tahsilatı, Tahsilatın Tahakkuka ve Bütçe Hedefine Oranı, Tahsilatın Geçen Yıl Tahsilatına Değişim Oranı (Kümülatif) 2004 Aralık Genel Bütçe Gelirleri I-Vergi Gelirleri Gelir, Kar ve Sermaye Kazançları Üz. Al. Vergiler Gelir Vergisi Beyana Dayanan Gelir Vergisi Basit Usulde Gelir Vergisi Gelir Vergisi Tevkifatı Gelir Geçici Vergisi Kurumlar Vergisi Beyana Dayanan Kurumlar Ver. Kurumlar Vergisi Tevkifatı Kurumlar Geçici Vergisi 2005 Aralık (5) (1) Tahakkuk (2) Tahsilat (3) Tahakkuk (4) Tahsilat 2005 Bütçe Hedefi 136,703,895 120,089,244 166,786,547 145,140,232 136,845,000 108,691,848 101,038,904 129,563,115 119,253,669 118,950,000 32,809,653 29,309,187 38,558,022 34,219,694 30,060,000 22,344,562 19,689,593 26,097,462 22,817,425 21,170,000 1,599,355 1,151,282 1,890,168 1,263,442 0 103,860 63,892 169,028 107,622 0 19,716,233 17,753,506 22,995,415 20,636,808 0 925,114 720,913 1,042,851 809,553 0 10,463,913 9,619,359 12,458,958 11,401,985 8,890,000 1,357,397 918,574 1,246,359 634,890 0 170,244 134,920 169,335 130,277 0 8,936,272 8,565,865 11,043,264 10,636,818 0 3 BİLANÇO Dört kifliden biri yoksul Türkiye’de yaşayan her dört kişiden biri yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Nüfusun yüzde 1,29’u sadece gıda harcamalarını içeren açlık sınırının, yüzde 25,6’sı ise gıda ve gıda dışı harcamaları içeren yoksul luk sınırının altında yaşıyor. T ürkiye İstatistik Kurumu tarafından yapılan yoksulluk çalışması sonuçları çok çarpıcı bir tabloyu ortaya çıkardı. Türkiye’de yaşayan her yüz kişi den 27’si yoksulluk içinde yaşamını sürdürüyor. Kırsal yerleşim yerlerinde yaşayanların yoksulluk riski kentsel yerlerde yaşayanların yoksulluk riskinden fazla. Hanehalkı büyüklüğü arttıkça yoksulluk riski de artıyor. Eğitim durumu yükseldikçe yoksul olma riski azalıyor. Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yapılan çalışmaya göre, nüfusun yüzde 1,19’u gıda yoksulluğu çekiyor. Bu rakam 2002 yılında 1,35 idi ve 2003 yılında 1,29 oldu. 2004 yılı için ise seviyesini korudu. Gıda yoksulluğu çekenlerin sıyısı kentlerde, gerileme eğilim içinde. Gıda ve gıda dışı yoksulluk çekenlerin oranı ise ülke genelinde 2004 yılında yüzde 25,60 oldu. Bu oran 2002 yılında 26,96 ve 2003 yılında 28,12 olarak gerçekleşmişti. Gıda ve gıda dışı yoksulluk çekenlerin oranı kentlerde düşüş eğilimi gösterirken, kırsal kesimde hızlı bir artış trendi sergiliyor. Ülke nüfusunun yüzde 23,30’u günlük 4,3 doların altında yaşamlarını sürdürmeye çalışıyor. 4 Türkiye İstatistik Kurumu yaptığı çalışmada 2004 yılı için açlık sınırını bir kişi için aylık 81 YTL ve yoksulluk sınırını 190YTL olarak belirleyerek bu sonuca ulaştı. Bu rakamların daha gerçekci seviyelere yükseltilmesi durumunda ise tablo çok daha kararıyor. Kurum 2005 yılı için açlık sınırını aylık 85 YTL ve yoksulluk sınırını 206YTL olarak gösterdi. 2004 yılında yüzde 20,67 olarak gerçekleşen yoksulluk oranı hane halkı sayısı arttıkça yükseliş gösterdi. 1,2 kişiden oluşan hanelerde yoksulluk oranı yüzde 14,49, 3-4 kişinin yaşadığı hanelerde yüzde 13,71, 5-6 kişinin yaşadığı hanelerde yüzde 27,40 ve 7 ila üzeri kişinin yaşadığı hanelerde ise yüzde 51,06 olarak saptandı. Ataerkil veya geniş ailelerde yoksulluk oranı yüzde 28,16’lık paya sahip olurken, tek yetişkinli ailelerde yüzde 20,40, çekirdek ailelerde yüzde 18,86 paya sahip oldu. İstihdam edilenler içinde yoksulluk yaşayanlar olarak kendi hesabına çalışmalar ilk sırada yer aldı. Bunu ücretsiz aile işçileri takip etti. Yine istihdam edilenler içerisinde hizmetler sektöründe çalışanların yüzde 13,32’si yoksulluk içinde yaşıyor. Tarım kesiminde ise yüzde 11,29’u ve sanayi kesiminde 7,54’ü yoksulluk katagorisinde yer alıyor. Yoksulluk cinsiyete göre önemli bir farklılık göstermezken, eğitim durumunun düşmesiyle yoksulluk oranının arttığı sonucu ortaya çıkıyor. Yoksulluk sınırı yöntemlerine gör e fert yoksulluk oranları Yöntemler 2002 2003 2004 Gıda Yoksulluğu (açlık 1,35 1,29 1,29 Yoksulluk (gıda+gıda dışı) 26,96 28,12 25,60 Kişi başı günlük 1 $’ın altı 0,20 0,01 0,02 Kişi başı günlük 2,15 $’ın altı 3,04 2,39 2,49 Kişi başı günlük 4,3 $’ın altı 30,30 23,75 20,89 Göreli yoksulluk 14,74 15,51 14,18 BİLANÇO K›rsal kalk›nma stratejisi Türkiye’nin en sorunlu sektörü olan tarım kesiminin kalkındırılması amacıyla orta vadeli strateji hazırlandı. Strateji, kırsal ekonominin geliş tirilmesi, iş imkanlarının artırılmasını hedefliyor. Tarım ve gıda sektörü nün rekabetçi bir yapıya kavuşturulması için çeşitli tedbir ve teşvikler uy gulanacak. D evlet Planlama Teşkilatı, köyleri terk etme eğiliminin öne- nomisine katkısının artırılması ve kırsal kalkınma stratejisi mini koruduğu görülüyor. kırsal toplumun yaşam kalitesinin hazırladı. Strateji kırsal kesimin güçlendirilmesi, tarım ekonomisinin rekabetçi bir düzeye ulaşabilmesini amaçlıyor. T ü r k iye’de 1950’li yıllarda nüfusun yüzde 75’i köylerde yaşamaktayken, bu oran 1980’de yüzde 56’ya, 2000 yılında ise yüzde 35’e geriledi. Ancak, nüfus yapısındaki bu hızlı değişime rağmen halen ülke nüfusunun önemli bir bölümü oluşturan 23,7 milyon kişi köy sta tüsündeki yerleşimlerde yaşamak ta. 1995-2000 döneminde, 19801990 dönemine göre köylerden şehirlere gerçekleşen göçün ivmesi Yayınlanan, strateji belgesinde kırsal kalkınma; kırsal alanda, sürdürülebilir doğal kaynak kullanımını esas alarak, bir taraftan kırsal kesimin gelir düzeyinin ve yaşam kalitesinin yükseltilmesi yoluyla gelişmişlik farklarının azaltılmasını amaçlıyor. Ayrıca, çevresel ve kültürel değerlerin korunmasını ve geliştirilmesini gözeten, yerelde farklılaşan sosyal, kültürel ve ekonomik özellikleri, ihtiyaçları, potansiyelleri ve dinamikleri dikkate alarak çok sektörlü yaklaşımla planlanan faaliyetler bütünü olarak yükseltilmesi suretiyle bölgeler ve kır-kent arasındaki gelişmişlik farklarının azaltılması, temel önceliği oluşturuyor. Hedeflere ulaşılmasıyla, göç eğilimlerinin istikrarlı bir dinamiğe kavuşturulması dengeli ve sürdürülebilir kalkınma hedefiyle uyumlu bir nüfus yapısına ulaşılması. Tarımın yeniden yapılandırılması sürecinde ortaya çıkabilecek sosyo-ekonomik ve çevresel olumsuzlukların azaltılması. Çevrenin ve doğal kaynakların korunması, geliştirilmesi ve sürdürülebilir kullanımı. AB ile ekonomik ve sosyal yakınsamanın ve mükte- yavaşlamakla beraber, çalışma çağı kabul edildi. sebat uyumunun sağlanması gibi yaş grubunda bulunan fertlerin Stratejiyle, kırsal alanın ülke eko- sonuçlar elde edilecek. 5 BİLANÇO Raporun, ekonominin geliştirilme- bunları geliştirerek, sahip olduğu bazında belirlenmesi ve bu kap- si ve iş imkanlarının artırılmasına varlıkları, yenilikçi yöresel ürünle- samda kamunun (merkezi ve yerel ilişkin bölümünde şu görüşlere yer re dönüştürmesi ve dış pazarlara düzeyde); bilgiye, hammaddeye ve verildi; Temelde pazara yönelme açılması önem arz etmekte. pazarlara erişim, kalite ve stan- ve rekabetçi yapıya ulaşmaya yö- Yüksek kaliteli yöresel ve organik dartlara uyum gibi konularda des- nelik tarımdaki yeniden yapılanma ürünlere giderek artan talep, tüke- tek sağlaması, kooperatifleşmeyi süreci; tarımsal işletmelerin rasyo- ticinin çevre, gıda kalitesi ve gü- ve kolektif rekabeti güçlendirecek nel ekonomik birimlere dönüşme- venliği konularında artan duyarlılı- ortamları ve destekleri temin etme- sini, üretimde verimlilik artışını, ğı, gelişen kentsel ekonomiler, si gerekmektedir. örgütlü bir tarım sektörünü, piyasa kentsel ve kırsal alanlar arasındaki Tarım ve tarım dışı sektörlerde, ge- mekanizmalarının ve kurumlarının ilişkilerin güçlenmesi, kırsal tu- lişen pazar koşullarına ve eğilimle- etkin işleyişini ve kırsal ekonomi- rizm çeşitlerine ve rekreasyon rine uygun yöresel ürünlerin pazar leri doğrudan etkileyen gıda sana- alanlarına artan ilgi kırsal alanlara araştırmaları da yapılmak suretiyle yii sektörünün gelişimini zorunlu varlıklarını değere çevirme konu- tespit edilmesi, üretilmesi, tanıtımı kılmakta. sunda yeni fırsatlar sunmaktadır. ve pazarlanmasına özel önem veri- Diğer taraftan, tarımın yeniden ya- Bu kapsamda, geliştirilecek ye- lecektir. Söz konusu ürünlerden pılanması ve tarımsal işletmelerin rel/bölgesel ürünler tarımsal ürün- gerekli koşulları sağlayanların coğ- uygun ölçeğe ulaşması durumunda ler olabileceği gibi; tarımsal ürün- rafi işaretler kapsamında kayıt altı- iş letme sayılarının azalacağı ve lerin çeşitli şekillerde işlenmesi na alınması konusunda çalışmalar önemli bir işgücünün tarım sektö- suretiyle oluşturulabilecek gıda yapılacak, bu yöndeki girişimler ründen ayrılacağı tahmin edilmek- ürünleri, tıbbi, aromatik ve süs bit- desteklenecek. te. Bu nedenle, tarımda yeniden kisi ürünleri, odun ve odun dışı or- Tarım ve gıda sektörlerinin re- yapılanma süreci ancak tarım dışı iş man ürünleri, turizm ve rekreasyon kabetçi bir yapıya kavuşturul- imkanları ve gelir kaynakları geliş- imkanları, el sanatları ve bazı sana- ması tirilebildiği ölçüde amacına ulaşa- yi ürünleri olabilecektir. bilecek. Yerel bilgi, beceri ve diğer yerel yönünde en önemli müdahaleler; Kırsal ekonominin güçlenmesinde kaynakların sürdürülebilir kullanı- verimliliğin ve ürün kalitesinin ar- temel kaynak, kırsal alanın yerelde mına dayalı olarak kırsal ekonomi- tırılması, tarım-sanayi ilişkilerinin sahip olduğu varlıklardır. Kırsal lerin güçlenmesi ve tarım sektö- güçlendirilmesi ve işleme sanayii- alanın sahip olduğu temel varlıklar ründen ayrılan işgücüne iş ve istih- nin ihtiyaçlarına uygun ve kaliteli arasında; tarımsal ürün çeşitliliği, dam olanakları sunabilmesi yönün- hammaddenin sağlanması, tarım ve temiz çevre, doğal kaynaklar, do- deki öncelikler doğrultusunda; ta- gıda sektörünün piyasa koşullarına ğal güzellikler, tarihi ve kültürel rım ve gıda sektörlerinin rekabetçi ve tüketici beklentilerine uygun varlıklar yer almaktadır. Kırsal eko- bir yapıya kavuşturulması, tarım dı- üretime yönelmesi olacaktır. Bu nominin, hızla değişen pazarlarda şı ekonomik faaliyetlerin geliştiril- müdahalelerin, tüm unsurlarının rekabet gücü kazanabilmesi için mesi ve çeşitlendirilmesi suretiyle hayata geçirilmesinde; sektörün tarımsal verimliliği sağlamanın ya- kırsal alanda yaratılan iş imkanları, bilgi ve örgütlenme düzeyinin yük- nında, karşılaştırmalı üstünlükleri- katma değer ve gelirin artırılması seltilmesine, ileri tarım teknolojile- nin olduğu alanlarda, yerel ayırt amaçlanmakta. ri ve bilgi teknolojilerinin sektörün edici özelliklerini belirleyerek ve Bu tür konuların köy-yöre-bölge gelişmesine katkısının artırılması- 6 Sektörün rekabet gücünün artması BİLANÇO na, yenilikçilik ve AR-GE kapasi- tekler, Tarım Stratejisinde belirti- sal ormancılık politikaları çerçeve- tesinin geliştirilmesine önem veri- len Desteği sinde özel ormancılık işletmeleri- lecektir. (DGD), Fark Ödeme Uygulaması, nin desteklenmesine devam edile- Parçalı tarım arazilerinin birleştiri- Telafi Edici Ödemeler ve Çevre cek. Tarım ürünlerinin; üretildiği Amaçlı Tarımsal Arazilerin Kulla- alana en yakın yerde katma değeri- nılması destekleri ile; hayvancılık, nin artırılması, tarım ürünleri çiftlik su ürünleri ve bunların işlenmesi çıkış fiyatlarında istikrar sağlanma- ve pazarlanmasına yönelik destek- sı suretiyle kırsal ekonomilere daha ler Tarım Stratejisinde belirtilen fazla katkıda bulunulması, üyelik Hayvancılık Destekleri ile müker- sürecinde gıda sektörünün AB’ye lerek altyapı, yatırım ve üretim maliyetlerinin düşürülmesi, uygun teknoloji ve üretim tekniklerinin kullanımının mümkün kılınması, verimliliğin artırılması ve çiftçi gelirlerinin yükseltilmesi amacıyla, Doğrudan Gelir uyumunun sağlanması ama- kadastro ve arazi kayıt ça- cıyla tarım ürünlerini işleyen lışmaları tamamlanarak ve pazarlayan işletmelere arazi toplulaştırma faali- sağlanacak yatırım destekleri; yetleri, sulamaya açılmış ya da açılacak tarım alan- Ürünün çiftlikten nihai tüketi- larına öncelik verilmek ciye ulaştırılmasına kadar kat- suretiyle hızlandırılacaktır. ma değer zincirinin etkinleştirilmesi, üretim teknolojisinin Tarımın yeniden yapılan- geliştirilmesi ve verimliliğin ması ve AB ile bütünleş- artırılması, me sürecinde artan reka- Gıda sanayiinin hammadde bet koşullarının, işletme- ihtiyaçlarının zamanında ve lerin önemli bir bölümü- belirli standartlarda sağlan- nü oluşturan geçimlik ve ması, yarı geçimlik tarımsal işletmeleri olumsuz yönde İç ve AB piyasa beklentileri- etkileyebileceği öngörül- nin ve standartlarının karşıla- mektedir. Bu süreçte; pa- narak gıda sanayii potansiyelinin değerlendirilmesi, zara yönelik üretimi sınırlı ve ekonomik potansiye- Yenilikçilik, ürün çeşitlendir- li düşük olan söz konusu me ve ürün çeşitliliğine bağlı işletmelerin yapısal dönüşümü ko- rerlik yaratmayacak şekilde sağla- olarak geniş pazar imkanlarını de- laylaştırmak, mali gücünü ve karlı- nacak. ğerlendirme, Diğer taraftan, kırsal toplumun en Toplama, depolama, taşıma, amba- mesini engellemek, alternatif gelir yoksul kesimini oluşturan orman lajlama, etiketleme, tanıtım ve pa- elde etmelerine imkan vermek üze- köylülerinin gelir ve istihdam im- re, üretici örgütlenmelerine üye kanlarının artırılması, devlet or- üreticilerin ortak girişimlerine ön- manları dışında orman ürünleri üre- Kurulu kapasitenin kaliteli ve uy- celik verilmek kaydıyla, gerekli timi suretiyle orman varlıkları üze- gun standartlarda üretime yönlen- tedbirler alınacaktır. rindeki baskının azaltılması, çevre- dirilerek etkinleştirilmesi, Bitkisel üretimde sağlanacak des- nin geliştirilmesi amaçlarıyla ulu- önceliklerine yönelecek. lıklarını artırmak, gelirlerinin düş- zarlama faaliyetlerinde etkinliğin artırılması, 7 BİLANÇO D›fl ticaret ve cari ifllemlerde rekor aç›k 2005 yılında, bir önceki yıla göre dış ticaret açığının yüzde 24.9 oranında bir artışla 42.9 milyar dolara ve cari işlemler hesabı açığının da yüzde 46.4 oranında bir büyüme ile 22.9 milyar dolara yükselmesi, ekonomik alanda hemen tüm dikkatlerin aşırı değer kazanmış Türk Lirasına ve bu çaptaki makro dengesizliklerin sürdürülebilirliği ile kriz riski oluşturup, oluşturmadıkları konularına yoğunlaştırılmasına neden oldu. 005 yılında dış ticaret geliş- 2 yavaşlamadan sonra üçüncü çey- yılı Ocak ayı itibariyle 172.4 ve melerini belirleyen başlıca rekte GSMH yüzde 7.3 oranında 149.1 düzeylerine tırmanmıştır. faktörleri, ekonomik büyü- büyümüş ve ilk dokuz aylık dö- 2005 yılında dış ticaret ve cari iş- menin devam ediyor ve yatırımla- nemde ekonomik büyüme yüzde lemler hesabı açıklarını olumsuz rın canlılığını koruyor olması, 5.5 düzeyinde gerçekleşmiş tir. yönde etkileyen bir diğer önemli YTL.’nin aşırı değerli konumunu, 2005 yılının tamamı itibariyle unsur ise petrol fiyatlarındaki aşırı giderek güçlenecek biçimde sürdü- GSMH büyümesinin yüzde 5,5 – yükselme olmuştur. 2005 yılı Ara- rüyor olması, petrol, doğalgaz fi- 6.0 aralığında gerçekleşmesi bek- lık ayı itibariyle 35.4 dolar/varil yatlarının ağırlaşan faturası ve yük- lenmektedir. 2005 yılı üçüncü çey- olan petrol ithal fiyatı kasım 2006 sek seyreden metal fiyatları olarak reğinde toplam sabit sermaye yatı- ayı itibariyle 49.9 dolar/varile yük- özetlemek olanaklıdır. Bu unsurla- rımları önceki yılın aynı dönemine selirken, 2005 yılında 34.5 do- ra Dünya Ticaret Örgütü Uruguay göre yüzde 27.8 oranında büyümüş lar/varil olan ortalama petrol ithal ve Doha turu görüşmeleri çerçeve- ve ilk dokuz aylık büyüme yüzde maliyeti, 2006 yılı Kasım ayı sonu sinde uluslararası ticaret üzerinde- 18.1 olmuştur. Diğer taraftan 2005 itibariyle yüzde 44.6 oranında bir ki gümrük ve eş etkili vergiler ile yılında TL. değer kazanımını karar- artışla 49.9 dolar/varile yükselmiş- miktar kısıtlamalarının belirli bir lı bir biçimde sürdürmüş ve 2005 tir. Bu olumsuz gelişme etkisini süreç içinde kaldırılmasının etkile- yılı Ocak ayı itibariyle sırasıyla madeni yakıt, yağ ve destilasyon rini eklemek de gerekir. 150.7 ve 136.0 olan TÜFE ve ÜFE ürünleri ithalatı için ödenen tutar Gerçekten yılın ikinci çeyreğindeki bazlı reel efektif döviz kurları 2006 üzerinde de göstermiş ve bu ürün- 8 BİLANÇO ler için yapılan toplam ödeme yüz- dolara yükselmiş ve 2001 yılında veren hizmetler dengesi ve (+) 1 de 46.9 oranında bir genişleme ile rekor denilebilecek bir düzeye, milyar 468 milyon dolar bakiye bir önceki yıldaki 14 milyar 407 yüzde 75.7’ye ulaşan ihracatın it- veren cari transferler azaltırken, (-) milyon dolardan, 2005 yılında 21 halatı karşılama oranında (1994 yı- 5 milyar 748 milyar bakiye veren milyar 165 milyon dolara tırman- lında bu oran son yirmi yılın en yatırım geliri dengesi ağırlaştırmış- mış, daha açık deyişle ithalat ve ca- yüksek rakamı olan yüzde 77.8 tır. ri işlemler açığındaki artışın 6 mil- olarak gerçekleşmişti), o yıldan Bir önceki yıla göre yüzde 14.3 yar 758 milyon doları petrol fiyat buyana gözlemlenen gerileme eği- oranında artarak 15 milyar 280 artışından kaynaklanmıştır. limi devam ederek, sözkonusu milyon dolara yükselen net turizm Elde edilen geçici verilere göre oran yüzde 63.0’e düşmüştür. gelirleri ile yüzde 20.7 oranında 2005 yılında ihracat yüzde 15.8 2005 yılında dış ticaret açığında büyümeyle net 874 milyon dolara oranında bir artışla geçen yıla iliş- meydana gelen bu önemli genişle- yükselen yurtdışı inşaat hizmetleri kin 63 167 milyon dolardan 73 122 me, cari işlemler hesabı açığının bir geliri, 14 milyar dolar tutarındaki milyon dolara yükselirken, ithalat önceki yıla göre yüzde 46.4 oranın- net hizmet gelirlerine olumlu kat- yüzde 19.0 oranında bir genişleme da bir büyüme ile 22.9 milyar do- kıda bulunan başlıca kalemler olur- ile 97 540 milyon dolardan 116 lara yükselmesinde etkili olmuştur. ken, ithalat hacmindeki büyümeye 048 milyon dolara tırmanmıştır. Bu 22 milyar 852 milyon dolar tutarın- paralel olarak genişleyen ve net (-) şekilde dış ticaret açığı yüzde 24.9 daki cari açığın oluşmasında (-) 32 1 milyar 297 milyon dolar bakiye oranında çarpıcı bir genişleme ile milyar 576 milyon dolar tutarında- veren taşımacılık hizmet dengesi geçen yıla ait 34 373 milyon dolar- ki dış ticaret açığının yükünü, (+) olumsuz katkıda bulunan en önem- dan, 2005 yılında 42 926 milyon 14 milyar 4 milyon dolar bakiye li kalem olmuştur. Dış Ticaret Açığı ve Cari İşlemler Hesabı (Milyon Dolar) 10000 0 -10000 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 -20000 -30000 -40000 -50000 Yıllar Cari İşlemler Hesabı Dış Tic. Açığı (TCMB) Dış Tic. Açığı (TÜİK) Not: Dış ticaret açığında TC Merkez Bankası ile Türkiye İstatistik Kurumu değerleri arasındaki fark, ithalattaki navlun ve sigorta bedeli ile ihracat kapsamında yer alan ‘bavul ticareti’nden kaynaklanmaktadır. 9 BİLANÇO 2004 yılına göre fazlaca değişme- ödemesinde kullanılmıştır. Gerçek- nansmanı, netice itibariyle (sıfırdan yerek yüzde 2.0 oranında bir artış- leşen net 44 milyar 69 milyon do- başlanılan ‘grassroots’ yatırımlar la (-) 5 748 milyon dolar düzeyin- lar tutarındaki net sermaye girişin- dışında) ulusal varlık satışına ve de gerçekleşen yatırım geliri hesa- den IMF’ye yapılan geri ödeme tu- borçlanmaya dayanmaktadır. Geç- bını, (-) 817 milyon dolar bakiye tarı düşüldükten sonra kalan 38 mişte yaşandığı gibi ani sermaye veren doğrudan yatırımlar, (-) 924 milyar 716 milyon dolarlık tutarın, hareketleriyle finans kesiminde milyon dolar bakiye veren portföy 8 milyar 603 milyon dolarını ‘doğ- başlayıp daha sonra reel ekonomi- yatırımları ile faiz gelir ve giderle- rudan yatırımlar’, 13 milyar 709 yi derinden sarsan ekonomik kriz rini kapsayan ve (-) 4 milyar 7 mil- milyon dolarını ‘portföy yatırımla- riski yaratmasının yanısıra, bu du- yon dolar bakiye veren diğer yatı- rı’, 16 milyar 404 milyon dolarını rum kar ve faiz geliri transferi yo- rımlar kalemi oluşturmuştur. ticari ve nakit krediler ile mevduat- luyla ulusal gelirin dışarıya transfe- 2005 yılında önceki yıla göre yüzde lardan meydana gelen ‘diğer yatı- ri anlamına gelmektedir. 30.3 oranında artarak 1 milyar 468 rımlar’ kalemleri oluşturmuştur. GSMH’nın yüzde 12’sine ulaşan milyon dolar olarak gerçekleşen 2005 yılında GSMH’nın yaklaşık bir dış ticaret açığı, ekonomik bü- cari transferlerin, 851 milyon do- 360 milyar dolar düzeyinde ger- yümenin yerli üretim artışına da- larlık bölümünü işçi döviz gelirle- çekleşmiş olduğu varsayılırsa, 22 yanmadığının bir göstergesidir. İt- ri, kalan 617 milyon dolar bölümü- 852 milyon dolar düzeyinde ger- halatı çekici kılan, yerli üreticilerin nü resmi transferler oluşturmuştur. çekleşen cari işlemler açığının mil- hem iç hem dış piyasalarda yaban- Cari işlemler hesabı açığından esas li gelire oranı yüzde 6.3’ü aşmak- cı üreticiler karşısında rekabet gü- itibariyle kayıt dışı ihracat gelirleri- tadır ve bu gerçekten yüksek bir cünü olumsuz yönde etkileyen, gi- ni yansıtan “net hata ve noksan” tu- orandır. Üstelik ulusal paranın aşırı derek yerli kuruluşların yaşama tarı olan 1 983 milyon doların çıka- değerli olduğu dikkate alınarak ya- şansını zedeleyen bir para ve tica- rılması ile bulunan ve dış finans- pılacak bir dolar cinsi milli gelir ra- ret politikasının istihdam düzeyi ve man açığının finansmanı için gerek- kamına göre bu oran çok daha yük- sosyal yapı üzerinde de çok olum- li olan net sermaye girişi 20 milyar sek bir düzeyde çıkacaktır. Özel suz etkileri bulunmaktadır. İhracata 869 milyon dolar olarak gerçekleş- kesim tasarruf açığı ile kamu kesi- ve üretim artışına değil de, önemli miştir. mi açığı toplamını veren cari dış ölçüde borçlanmaya dayalı tüketim Sermaye hesaplarında 2005 yılında açığın [(özel kesim tasarruf toplamı artışından kaynaklanan bir ekono- 49 milyar 121 milyon dolar tutarın- – özel kesim yatırım harcamaları) + mik büyümenin, sürdürülebilirliği da giriş, 5 milyar 52 milyon dolar (yatırım dahil kamu harcaması + bir yana, faydası dahi tartışılabilir. tutarında çıkış gerçekleşmiş ve net transfer harcamaları – vergiler top- Ülkenin sahip olduğu kıyaslamalı 44 milyar 69 milyon dolar sermaye lamı) = Dış açık] bu boyutta yük- avantajlardan istifade edilmesine girişi olmuştur. Bundan 20 milyar sek olması tutarlı bir ekonomik po- yönelik yatırım malları ithalatına 869 milyon dolar tutarındaki dış fi- litika ile bağdaştırılamaz. Uluslara- dayanmayan ve doğrudan yabancı nansman ihtiyacı çıkarıldıktan son- rası düzeydeki likidite bolluğu so- yatırımlarla finanse edilmeyen bir ra kalan 23 milyar 200 milyon do- nucu halihazırda finansmanı için, dış açıkla sürdürülen refah, gelecek ların 17 milyar 847 milyon doları (yüksek reel getiriler sağlamak su- nesillerin refah düzeyi üzerine ya- uluslararası rezerv artışına yönelir- retiyle) fazla sıkıntı çekilmeyen bu bancılar adına konulmuş bir ipo- ken geri kalan kısım IMF’ye borç boyuttaki cari işlemler açığının fi- tektir. 10 BİLANÇO Sermaye girifli h›zland› Sermaye girişi 2005 yılında yüzde 56 oranında artarak 21 milyar do lara yükseldi. Yabancılar tarafından yapılan doğrudan yatırımlar 2004 yılına göre 3,4 katına çıkarak 9,7 milyar dolar olarak gerçekleş ti. 2 004 yılında 13,3 milyar doğrudan yatırımlar kaleminde oluştururken, 3,4 milyar dolarını dolar olarak gerçekleşen 8,6 milyar dolar tutarında net ser- genel hükümetin yurtdışı piyasa- net sermaye girişi rezerv maye girişi gerçekleşti. lara tahvil ihracı yoluyla net değişimleri dahil 2005 yılında 2005 yılında portföy yatırımların- borçlanması oluşturdu. yüzde 56,5 oranında artarak 20,9 da net sermaye girişi, yıllık yüzde İhracat karşılığı yurtdışına açılan milyar dolar oldu. 70,9 oranında artarak 13,7 milyar kredileri gösteren ve diğer yatı- 2005 yılında yurt içine yabancılar dolara ulaştı. Portföy yatırımları rımlar kaleminde varlıklar altında tarafından yapılan doğrudan yatı- başlığı altında yer alan varlıklar yer alan ticari kredilere ilişkin, rımlar 2004 yılına göre 3,4 katına kaleminde, söz konusu dönemde 2005 yılında 2004 yılındaki sevi- çıkarak 9,7 milyar dolar olarak net 961 milyon dolar sermaye çı- yeden 739 milyon daha az olarak gerçekleşti. Bu miktarın 1,8 mil- kışı yaşanırken, yükümlülükler 38,4 milyar dolar kredi kullandı- yar dolarlık kısmını yabancıların kaleminde 2004 yılına göre yüzde rıldı. Öte yandan 2004 yılında yü- yurt içinden aldıkları gayrimen- 55,9 oranında artışla, net 14,7 kümlülükler kaleminde yer alan kuller oluşturdu. Yurtiçi yerleşik- milyar dolarlık sermaye girişi ithalata ilişkin ticari kredi olarak, lerin yurtdışında yaptıkları doğru- gerçekleşti. Bu miktarın 5,7 mil- 35,2 milyar dolar tutarında kısa dan yatırımlar ise 2005 yılında yar dolarını yabancıların hisse se- vadeli kredi kullanılırken, 2005 yıllık yüzde 21,9 oranında artarak nedi alımları, 5,9 milyar dolarını yılında 49,3 milyar dolar tutarın- net 1 milyar dolara yükseldi. yabancılar tarafından satın alınan da kısa vadeli kredi kullanıldı. Böylece, söz konusu dönemde devlet iç borçlanma senetleri 2005 yılında Genel Hükümet, 11 BİLANÇO IMF kredileri dahil 8,2 milyar lında bu tutar net 194 milyon do- 2005 yılında 787 milyon dolar çı- dolar kredi geri ödemesinde bu- lar oldu. Diğer taraftan, bankalar kış gerçekleşti. Bankaların yurt- lunurken, toplam 3,5 milyar do- 2004 yılında yurt dışından net 5,7 dışından topladıkları mevduat ise larlık kredi kullanmıştı. Ayrıca milyar dolar kredi kullanırken toplamda 1,3 milyar dolar arttı. söz konusu dönemde Merkez 2005 yılında 9,1 milyar dolar kre- Böylece 2004 yılında 647 milyon Bankası tarafından IMF’ye 2,9 di kullandı. Bu tutarın net 6,4 dolar mevduat girişi gözlenirken, milyar dolarlık kredi geri ödeme- milyar dolarını uzun vadeli kredi- 2005 yılında 489 milyon dolar sinde bulunuldu. ler oluşturmakta. Diğer sektörler mevduat girişi yaşandı. Diğer yatırımlar varlıklar krediler aynı dönemde yurt dışından 20,8 2004 yılında 824 milyon dolar ar- kaleminin altında yer alan banka- milyar dolar uzun vadeli kredi tan resmi rezervler, 2005 yılında lar hesabı Türkiye’de yerleşik kullanırken, 11 milyar dolar uzun 17,8 milyar dolar arttı. 2004 yılın- bankaların yurt dışına kullandır- vadeli kredi geri ödemesinde bu- da 2,3 milyar dolar olan net hata dıkları kredileri gösterirken bu lundular. Ayrıca, aynı dönemde ve noksan kalemi, 2005 yılında 2 kalemin pozitif değerler alması diğer sektörler net 359 milyon milyar dolar olarak gerçekleşti. bankaların net olarak daha önce dolar kısa vadeli kredi kullandı- verdikleri kredileri geri aldıkları- lar. nı göstermekte. 2004 yılında bu Yurt dışında çalışan işçilerin Bankası brüt rezervleri, geçici kaleme göre yabancılar tarafın- Merkez Bankasında açtıkları kre- verilere göre yüzde 40,3 oranında dan net 641 milyon dolarlık kredi di mektuplu döviz tevdiat hesap- artarak 2005 yılı sonunda 50,5 geri ödemesi yapılırken, 2005 yı- ları ile süper döviz hesaplarında milyar dolara çıktı. 2004 yılı sonunda 36 milyar dolar seviyesinde bulunan Merkez Sermaye Hareketleri (Milyon Dolar) Sermaye ve Finans Hesapları 1. Doğrudan Yatırımlar (net) -Yurtdışında -Yurtiçinde 2. Portföy Yatırımları (net) -Hisse Senetleri -Borç Senetleri 3. Diğer Yatırımlar (net) Ticari Krediler (Yükümlülükler) Krediler (Yükümlülükler) 2005 Ocak-Aralık 2004 2.105 5.822 13.337 20.869 60 2.153 1.988 8.603 -71 131 -109 2.262 -859 2.847 -1.047 9.650 2.077 2.561 8.023 13.709 474 196 1.427 5.669 1.659 2.108 7.984 9.001 133 3.605 4.150 16.404 755 -4 356 4.460 4.201 6.099 3.434 11.678 2005 -Merkez Bankası -479 -325 -4.414 -2.881 -Genel Hükümet -225 1.249 -267 -4.637 334 1.385 5.708 9.116 366 -165 2.151 -2.497 5.072 -824 10.080 -17.847 805 -2.254 2.267 1.983 -Bankalar -Diğer Sektörler 4. Rezerv Varlıklar Net Hata Noksan 12 Aralık 2004 BİLANÇO KDV’de uluslararas› uygulamalar IMF tarafından yapılan araştırma Katma Değer Vergisi alanında vergi ida relerince karşı karşıya kalınmakta olan yolsuzluk ve vergi kaçırma olayla rının nitelik itibariyle ülkeler arasında benzerlik gösterdiğini, bununla be raber her bir ülkenin bu sorunlarla mücadele ederken değişik yöntemler kullandıklarını ortaya koymakta. KDV iadesi sisteminde yolsuzluk ve istis mar olaylarının azaltılabilmesi için iyi tasarlanmış bir denetim sisteminin uygulamaya konulmasının kritik öneme sahip olduğunu vurgulamakta. luslararası Para Fonu U belirli süreler içinde KDV iadesini iadelerinin ödenmesi ile ilgili ola- (IMF) uzmanları Gra- gerçekleştirme yükümlülüğü altın- rak yasal zaman sınırlamaları ve ham Harrison ve Russell da olduğunu belirtmişlerdir. Öde- idari performans standartları geti- Krelove tarafından “KDV İadesi” me için en yaygın yasal süre, ülke- rilmiş olsa da, bu önlemler, öde- konusunda hazırlanan ve adı geçen lerin yüzde 40’ında olduğu gibi 30 melerin zamanında yapılmasını ga- kuruluş tarafından 2005 yılı Kasım günlük süredir. Vergi idaresi yetki- ranti etmekte yetersiz kalmaktadır. ayında yayınlanmış olan ‘çalışma lileri iade taleplerini işleme tabi Bu durum daha ziyade iade talep- tebliği’nde çeşitli ülkelerde yürür- tutmak ve şüpheli durumlarda ge- lerinin işleme konulma sürecinde- lükte olan uygulamalarla ilgili ola- rekli ispat, doğrulama işlerini ya- ki zayıflıktan veya hazinedeki nakit rak aşağıda başlıcaları verilen sap- pabilmek için yeterli zamana ihti- sıkıntılarından kaynaklanmaktadır. tamalar yapılmaktadır. yaç duyduklarını, bu nedenle öde- Vergi mükelleflerine, gecikmeyle Birçok ülkede KDV iadelerinin me için yasal sürenin kısa tutuldu- yapılan iadelerden ötürü genel- mükellefe ödenmesi ile ilgili ola- ğu durumlarda vergi kaçırma ve likle faiz tahakkuku talebinde rak zaman sınırlamaları getiril - yolsuzluk olayları ile karşı karşıya bulunma miştir. Araştırmaya katılan ülkele- kaldıklarında sıkıntıya düştüklerini Gözlem yapılan ülkelerin yüzde rin yüzde 90’ı, vergi idarelerinin, ifade etmektedirler. 40’ında KDV Yasaları, iadelerin 24 saatten (talep sahibi tarafından Ödeme için getirilen zaman sı- gecikmeyle, öngörülen zaman sı- teminat verilen Peru’da olduğu gi- nırlamalarına genellikle uyul- nırlaması ihlal edilerek yapılması bi) 90 güne (Fransa) kadar değişen mamaktadır. Birçok ülkede KDV halinde faiz tahakkuk ettirilmesini hakkı tanınmıştır. 13 BİLANÇO öngörmektedir. Singapur ve İngil- kapatmaya yeterli olacağı bir dö- tutarın, diğer vergi yükümlülük- tere’de faiz tahakkuk ettirilebilme- nem izleyecektir. Bu iade talepleri- leri tutarından düşürülmesine si için, tahakkuk ettirilecek faiz tu- ni ileri taşıma, biriktirme dönemi- cevaz vermektedir. Gözlemlenen tarının, belirli bir sınırın üstünde ol- nin süresi ülkeler itibariyle 30 gün- ülkelerin yüzde 80’inde KDV ya- ması gerekmektedir. den başlamakta ve bir yılı aşabil- saları, vergi idarelerine, iade tutar- KDV sistemlerinin çoğu, iade ta- mektedir. Mamafih ülkelerin ço- larını mükellefin diğer vergi borç- leplerinin belirli bir süre boyun- ğunda bu süre üç ay ile altı ay ara- larından (gelir vergisi gibi) mahsup ca etme olanağını ver- biriktirilip, toplu iade talebin- mektedirler. de bulunulmasını ülkelerde mahsu- gerekli kılmakta- bun yapılabilmesi, dır. İade talepleri- mükellefin nin sayısının azal- yükümlülüğünün tılması ve sistemin doğmuş ve öden- kötüye kullanılma- mesi gereken duru- sı olanaklarının kı- ma gelmiş olması sıtlanması amacıyla koşuluna bağlı kılı- araştırmaya katılan nırken, diğer bazı ülkelerin yüzde ülkelerde mükellef 60’ında, özellikle açısından vergi öde- ihracat sektörü dı- me şındaki alanlarda henüz v e rgi mükellefle- olsa dahi mahsup rinden iade taleple- yapılabilmektedir. rini belirli bir süre Bazı ülkelerde dü- boyunca ileri taşı- şük tutarlı iade ta- yarak biriktirmele- lepleri kabul edil- ri, ancak ondan memektedir. Vergi sonra idaresi üzerindeki başvuruda Bazı verg i yükümlülüğü doğmamış bulunmaları talep yükü edilmektedir. Bu amacıyla üç ülkede, ileri taşıma, birik- İtalya, Fransa ve tirme süresinin so- Peru’da, iade tale- nunda hala iade hafifletmek binde bulunulan tu- edilecek bir tutar kalmış ise ödeme sındadır. Avrupa Birliği Komisyo- tarın belirli bir eşiğin altında olma- yapılmaktadır. Zira ihracat sektörü nu’nca yayınlanmış olan VI. Yö- sı halinde, iade talebi işleme ko- dışında, genellikle, iade durumu- nerge bu sürenin saptanmasını üye- nulmamaktadır. nun ortaya çıktığı bir vergi dönemi- lerin inisiyatifine bırakmaktadır. ni, mükellefçe tahsil edilen KDV Ülkelerin birçoğunda KDV siste- ve Russell Krelove tarafından yapı- tutarının biriktirilen iade tutarını mi, iade edilmeye hak kazanılan lan araştırma Katma Değer Vergisi 14 IMF uzmanları Graham Harrison BİLANÇO alanında vergi idarelerince karşı Yolsuzluk girişiminde bulunan • KDV iade ödemesi öncesi yapı- karşıya kalınmakta olan yolsuzluk kişi bir AB ülkesinde KDV mü- lan denetimler sadece yüksek ve vergi kaçırma olaylarının nitelik kellefi olmak üzere başvuruda riskli durumlarla sınırlandırılır- itibariyle ülkeler arasında benzer- bulunur, bir diğer AB üyesi ül- ken, (örneğin yeni KDV mükel- lik gösterdiğini, bununla beraber keden KDV’den muaf olarak it- lefi olmuş bir vergi mükellefi- her bir ülkenin bu sorunlarla müca- hal ettiği malları KDV içeren fi- nin ilk iade talebinde veya iade dele ederken değişik yöntemler yatlarla satar ve yoğun bir satış taleplerinin, yerleşik iade kalıp kullandıklarını ortaya koymaktadır. döneminin ardından adına ta- ve eğilimlerine önemli ölçüde KDV uygulaması alanında gözlem- hakkuk eden KDV tutarını öde- ters düştüğü durumlarda) düşük lenen başlıca yolsuzluk ve vergi meden işini bırakır ve kayıplara risk taşıyan iade taleplerinin ise, kaçırma yöntemleri aşağıdaki şe- karışır. seçilen bazı belirli olaylarla ilgi- kilde sıralanabilir: IMF’nin söz konusu araştırması li olarak ödeme sonrası yapılan - Şişirilmiş iade talepleri. En ba - KDV iadesi sisteminde yolsuzluk denetimlere tabi tutulması; sit yöntem hiç yapılmamış alım- ve istismar olaylarının azaltılabil- • KDV denetimlerinin kısa sürede lar için sahte fatura düzenlen- mesi için iyi tasarlanmış bir dene- sonuçlandırılabilir ve belli so- mesidir. Organize suç örgütleri- tim sisteminin uygulamaya konul- runlara yönelik (örneğin vergi- nin bu yola başvurmak isteyen masının kritik öneme sahip olduğu- den muaf faaliyetlere sağlanan mükelleflere satılmak üzere sah- nu vurgulamaktadır. Rapora göre vergiye tabi girdiler veya kişisel te fatura üretimine yönelik iş- en etkin denetim programları, aşa- satın almalar için yapılan iade yerleri tesis ettikleri bilinmekte- ğıda sıralanan özellik ve prensiple- talepleri) olması ve bir veya iki dir. ri bünyesinde barındıracak şekilde vergi dönemi ile sınırlı tutulma- genel bir risk yönetimi çerçevesin- sı; - Satışların olduğundan eksik gösterilmesi KDV kaçırmak için de geliştirilmiş olanlardır: en yaygın usulü oluşturmakta- • Mükellef gruplarının, büyüklük- mükelleflerle ilgili olarak mu- leri ve içinde yer aldıkları sek- hasebe işlemlerini teker teker - KDV mükellefi olmak üzere kı- törler ile vergi mevzuatına denetimden geçirmek yerine, sa ömürlü, mal ve hizmet ticare- uyum sorunları itibariyle geniş muhasebe sisteminin denetimi- ti yapıyormuş izlenimi veren bir dökümü; nin yapılması; dır. hayali ticaret işletmeleri kurul- • Özellikle yüksek vergi ödeyen • Ödeme öncesi yapılan KDV ia- • KDV denetim programı ile özel- de taleplerinin doğruluklarının likle gelir vergisi olmak üzere saptanması işine ölçüsüz, orantı- diğer vergilerin denetim prog- sız bir ağırlık verilmesinin (araş- ramları arasında sıkı bir koordi- tırma konusu ülkelerin bir ço- nasyon sağlanılması (uygulama- - İç piyasaya yapılan satışların ih- ğunda gözlemlendiği gibi) ön- da bu yaklaşım, bir vergi mükel- racat satışıymış gibi gösterilerek lenmesini güvence altına alacak lefinin tüm vergilerle ilgili yü- sahte ihraç faturalarıyla KDV şekilde, denetim işine tahsis kümlülüklerinin birkaç verg i iadesi talebinde bulunulması. edilen kaynakların programı dönemi boyunca ayrıntılı bir de- - Avrupa Birliği üyeleri arası ka- oluşturan tüm unsurlara uygun netime tabi tutulmasını içere- biçimde dağıtılması; cektir); ması ve sahih olmayan KDV iadesi taleplerinde kullanılmak üzere sahte ihraç faturaları düzenlenmesi. yıp ticaret erbabı yolsuzluğu. 15 BİLANÇO • Yasaların ihlali durumunda ge- Bu kontroller KDV ve gelir vergisi Olası iade tutarının tahmini için uy- rekli görülen uygun yaptırım ve hasılatlarının incelenmesini, seçili gun projeksiyon ve gözetim sis- cezaların tutarlı bir biçimde uy- olaylarla ilgili olarak karşılıklı kı- temleri olmalı ve iade talepleri gulanması; yaslamalar yapılmasını ve oransal alındığında yasal olanların hepsini analizleri içerir. gecikmeden ödeyebilecek şekilde şılaşıldığında olayların, ceza hu- Tek amaçlı denetimler; Bunlar yeterli fon tesis edilmelidir. kuku çerçevesinde kovuşturul- tek tür vergiye veya belirli bir ver- İade talepleri makul bir süre içinde ması doğrultusunda araştırılma- gi dönemine yoğunlaşan denetim- işlemden geçirilmelidir. sı. lerdir. • Ciddi yolsuzluk olayları ile kar- Araştırma raporunda, benimsenecek denetim türleri de tanımlanmakta ve görev türüne dayalı bir vergi idaresinde, denetim programının aşağıda sıralanan denetimleri içereceği belirtilmektedir. Kayıt kontrolleri; Hızlı yapılan bu kontrol, işletmelerin tüm vergi mükellefiyetleri için doğru biçimde kayıt edilmiş olup olmadıklarını tespit etmektedir. KDV iade denetimleri; Bunlar iade yapılmazdan önce bir vergi mükellefinin iadeye hak kazanıp, ka- Gecikerek ödenen iadeler için faiz tahakkuk ettirilmelidir. Fazla gelen KDV iadeleri, KDV ve zanmadığını saptamak amacıyla ya- diğer vergi yükümlülüklerinden pılırlar. düşürülebilmelidir. Denetim projeleri; Denetimler bir Tahakkuk eden fazla KDV iade proje bazında belirli bir grup vergi alacakları ihracatçılara daima der- mükellefini kapsayacak şekilde hal ödenmelidir. yönetilir. KDV iade taleplerinin doğrulan- Tam kapsamlı denetimler; Bu ması işi geniş denetim programla- denetimler tek amaca yönelik ola- rının bir bileşeni olmalıdır. rak yürütülen denetim sonuçları Geçmişte yasalara uyum göstermiş Danışmanlık denetimler i; Bura- arasında bir fark, uyumsuzluk gö- da denetim elemanları, mükellefin rülmesi halinde birden fazla vergi işyerini, mükellefi dosyalama, dönemini ve vergi alanındaki tüm ödemeler, iade talepleri, kayıt tut- yükümlülükleri kapsayacak şekil- ma, denetim riski ve yasa ihlali du- de yürütülür. rumunda karşılaşacakları yaptırım- Yolsuzluk araştırmaları; Bunlar lar konusunda aydınlatmak üzere ceza hukuku ihlali niteliği taşıyan uymayan mükellefler için uygun ziyaret ederler. çok ciddi olaylarla ilgili olarak ya- cezai yaptırımlar tutarlı bir biçimde Kayıt-tutma denetimleri; Bunlar pılır. uygulanmalıdır. vergi mükellefinin işyerlerine, ge- Rapor KDV iadesi sistemiyle ilgili Vergi idaresinin bir iade talebini rekli kayıtların tutulup, tutulmadı- olarak aşağıdaki hususları öner- geri çevirmesi halinde sağlam bir ğını ve KDV faturalarının kesilip, mektedir: gerekçesi olması durumunda mü- kesilmediğini kontrol etmek üzere KDV mükelleflerinin sayısı vergi kellefe temyize gitme hakkı tanın- yapılan önceden habersiz ziyaretler idaresince gerçekçi bir biçimde yö- malıdır. şeklinde yürütülür. netilebilecek bir düzeyde tutulma- Vergi idaresi vergi mükelleflerine Masa başı denetimleri; Bu dene- lıdır. hakları ve yükümlülükleri ile bir timler genelde saha ziyareti gerek- KDV’nde mükellefiyet kaydı için iade talebinde nasıl bulunacakları tirir, mamafih vergi dairesinde de kimlik ispatı ve diğer temel kon- konusunda açık seçik bilgi sağla- bazı temel kontroller yapılabilir. troller yapılmalıdır. malıdır. 16 düzenli ihracatçılar için daha uygun, tercihli muameleyi içeren yöntem benimsenmelidir. Sahih olmayan iade talebinde bulunan veya kayıt tutma gereklerine BİLANÇO Yenilikçi yaklafl›mlar ekonomik büyümeyi destekliyor Araştırma ve geliştirme faaliyetlerine verilen önem ve destek, sosyal yaşamdan ekonomik gelişmeye kadar ülkelerin kalkınmasına büyük katkı sağlıyor. Yenilikçi yaklaşımları destekleyen ülkeler bunların karşılığını oldukça yüksek oranlarda geri alıyorlar. S on yirmi yıl içerisinde başta Japonya ve bazı Avrupa Anakarası ülkeleri olmak üzere bir dizi OECD ülkesinde yaşam standartları performansı en yüksek ülkelerin daha da gerisine düştü. Aynı zamanda, diğer OECD ülkelerinin büyüme potansiyeli de arttı. Bu performans farklılığı yaşam standartlarının sürekli bir şekilde gelişmesinin en iyi nasıl teşvik edilebileceğine dair politik dersler içeriyor. OECD tarafından yayınlanan Büyümeye Geçiş raporunda, her OECD üyesi için beş politik tavsiyede bulunuluyor. Geçen yılki basımda, ağırlıkla emek ve ürün pazarlarına odaklanılmıştı. İkinci sayıda ise bu alanlarda sağlanan ilerleme izleniyor. Ayrıca, yapısal gözlem çalışmasına temel oluşturan göstergelerin kap- samı genişletilerek uzun bir süredir büyümenin başlıca itici güçlerinden biri olarak kabul edilen yaratıcı yenilikçiliği teşvik eden politikalar da hesaba katılıyor. Aynı ruhla, ancak o kadar kesin olmamakla beraber, Büyümeye Geçiş’in bu sayısında bu alandaki faaliyetlerin düzenlenmesinin ekonomik büyümeyi nasıl etkilediği de araştırılıyor. Son olarak, birkaç adım geriye gidilerek başarın ölçülmesi için gözlem sürecinde kullanılan ölçüt değerlendiriliyor. den geçirilerek temel bulgular şöyle özetleniyor: Çalışmanın birinci bölümünde ülkelerin 2005 basımı Büyümeye Geçiş’te belirlenen politik önceliklerle uyumlu önlemler alınmasında geçen yıl sağladıkları ilerleme özetleniyor. Emek verimliliğindeki performansın ve emek kullanımının arttırılmasına yönelik politik reformlarda sağlanan ilerleme göz- Emek kullanımının arttırılmasına yönelik politik öncelikler bakımından, özellikle Avrupa Anakara ülkeleri için belirlenen politik önceliklere paralel reformlar çoğu durumda henüz gerçekleştirilmediği gibi, daha planlama aşamasında da değil. Örneğin, belirli yaşların üzerinde çalışma konusunda hâlâ yük- Emek verimliliğinin arttırılmasına yönelik politik öncelikler bakımından, emek pazarlarına giriş üzerindeki kontrollerin ve rekabeti kısıtlayıcı diğer düzenlemelerin gevşetilmesi, insan sermayesi oluşumunun güçlendirilmesi ve emek verimliliğini olumsuz etkileyen diğer politik alanlarda reformlara gidilmesi doğrultusunda, belirlenen politik önceliklere uygun adımlar atılmakta ya da atılmış bulunuyor. 17 BİLANÇO sek olan dolaylı vergilerin, vergi takozlarının (yüklerinin) ve emek maliyeti tabanlarının azaltılmasına yönelik olarak atılmakta olan adımlar çok sınırlı. Engelliler ve hastalık yardım sistemleri alanında ise daha fazla reform eğilimi gözlemleniyor. Özette her bir OECD ülkesine (ve bir bütün olarak Avrupa Birliği’ne) yönelik notlar esas alınarak beş somut önceliğin her birinde sağlanan ilerleme hakkında daha ayrıntılı bilgiler veriliyor. Reformların uygulanması doğrultusundaki yasaların ve diğer kararların geçirilmesine ek olarak, tek tek ülkeler hakkındaki notlarda hükümet bildirileri ve parlamentolara sunulan yasa tasarıları gibi reformların ilk aşamaları belgeleniyor. Üçüncü bölümde ülkeler arasında yaratıcı yenilik çabaları ve sonuçlarının yanı sıra bu sonuçlar üzerinde etkisi olan ve diğer politik alanları kapsayan bir karşılaştırma yapılıyor. Yaratıcı yenilikçilik uzun süredir maddi yaşam standartlarında başlıca ilerleme kaynağını oluşturuyor. Bununla birlikte, yaratıcı yenilik çabalarının sonuçları genellikle son derece belirsiz olup bir bütün olarak topluma yararı özel firmalara olan yarardan daha fazla olabilir. Dolayısıyla yaratıcı yenilikçiliği teşvik için hükümetler özel sektör Ar-Ge projelerine mali destek ve kamu kurumlarında araştırmalara fon sağlanması gibi çeşitli önlemler uygulamaya koydular. Ayrıca, patent yasaları ve benzeri hukuki yaptırımlar yenilikçilere geliştirdikleri yeniliklerin değerlendirilmesi üzerinde süreli ve özel haklar sağlıyor. Son yıllarda politik olarak en çok yenilikçilik sistemlerinin etkinliği- 18 nin arttırılmasına yönelik bu ve diğer önlemlerin etkinliğinin güçlendirilmesine dikkat gösterildi. Bunun sonucunda Ar-Ge çalışmalarının finansmanına yönelik enstrümanlar sadece geliştirilmekle kalmayıp, aynı zamanda kamu araştırma kuruluşları ile sanayi arasındaki etkileşimlerin güçlendirilmesine yönelik politikalar uygulamaya konuldu. Yenilikçiliği harekete geçiren başlıca unsurların analizinden yararlanılarak her bir ülke için yenilikçiliğin desteklenmesine yönelik politika tavsiyeleri belirlendi. Tüm OECD ülkelerine yönelik bu tavsiyeler tek tek ülkeler hakkındaki notlarda yer alıyor. Burada emek ve ürün pazarları için de aynı yaklaşım benimsendi: Politik yapılarda belirlenen zayıflıklar ile birlikte yaratıcı yenilikçilik performansında yetersizlik ya da yenilikçilik alanındaki, beceriler ya da mali koşullar gibi en belirleyici faktörlerdeki zayıflıklar ele alınıp en iyi uygulamaya daha yaklaşmak için reformlar gerektiği öneriliyor. Yaratıcı yenilikçiliğin sonuçları ve belirlenen politik tavsiyelere bakıldığında ortaya çıkan ülke grupları şunlar: Yenilikçilik alanında İskandinavya, ABD ve Japonya başı çekiyor. Bunların çoğunda Japonya istisna olmak üzere son on yıl içerisinde güçlü bir verimlilik artışı yaşandı. Ve çoğunda üçüncü kademe eğitimden mezun olma oranlarının yüksek olduğu görüldü. Ancak birkaç ülke hizmet alanında yenilikçiliğin geliştirilmesi sorunuyla karşı karşıya bulunuyor. Yenilikçilik alanındaki performans yelpazesinin diğer ucunda, Güney Avrupa’da eğitim alanında iyileş- tirmeler, Orta Avrupa’da ürün pazarında daha güçlü bir rekabet sağlanması gerekiyor. Orta kademelerde ise verimlilik konusunda performansın genel olarak iyi olduğu ABD dışındaki İngilizce konuşulan ülkeler yer alıyor. Bu ülkelerin ortak sorununu kamu araştırmaları ile sanayi arasındaki bağların güçlendirilmesi oluşturuyor. Başta Fransa ve Almanya olmak üzere diğer ülkeler ise yenilikçilik alanında ortalamanın üzerinde bir performans gösterme eğilimindeler; ancak üçüncü kademe eğitimin güçlendirilmesi gerekiyor. Bunların çoğu özel sektör Ar-Ge çalışmalarını desteklemeye dönük mali önlemlerin maliyet etkinliğini de geliştirebilirler. Raporda ayrıca, mali piyasa düzenlemeleri ile ekonomik büyüme arasındaki bağa biraz ışık tutuluyor. OECD ülkeleri arasında mali sistemlerin genel büyüklüğü, yapısı ve aynı zamanda bankacılık ve menkul kıymet piyasalarındaki rekabet baskılarının derecesi bakımından önemli farklılıklar olduğu görülüyor. Bu farklılıkların altında, bir ölçüde, düzenlemeler alanındaki farklılıklar yatıyor. Özellikle, bankacılık alanında rekabet önünde büyük engellerin korunduğu ya da menkul kıymetler piyasasında yatırımcılar için çok az koruma getirilen düzenlemeler mali sistemlerin gelişmesini sekteye uğratarak ekonomik büyümenin daha zayıf olmasına yol açıyor. Gerçekten de, bu bölümde sunulan ampirik analiz sonuçları düzenlemelerin mali gelişme için daha elverişli olduğu ül kelerde dış finansmana daha bağımlı olan sektörlerin daha hızlı büyüdüğünü gösteriyor. BİLANÇO Ekonomik büyüme göstergeleri yeterli mi? Kişi başına GSYİH, bir ülkenin başarısını ölçmede en çok kullanılan araç, buna rağmen bir ulusun ekonomik refahı için bir rehber olarak çok eksik bulunuyor. Bir ülke ekonomisinin gelişimi ya da gösterdiği perfor mans gayri safi yurt içi hasıla ile yeterince saptanamıyor. Ü lkelerin gelişmişlik dü - Büyümeye Geçiş raporundaki yeni GSYİH hayat standartlarının para- zeylerini, ekonomide ya- bir çalışma bu konuda bazı alterna- sal taraflarının en iyi ölçüsü de ol- şanan gelişmeleri en iyi tifler sunmakta. madı. GSYİH, bir ülkede ikamet görme yollarından birisi gayri safi milli hasılada meydana gelen değişimlerdir. İyi bir ekonomi fotografı çekebilmek için bu göstergelerde yeterince net olmuyor. Economist D e rgisinde yer alan makalede OECD’nin 2006 Büyümeye Geçiş Ekonomistler, GSYİH büyümesinin nasıl destekleneceği konusunu tartışmaya çok fazla zaman harcamakta. OECD’nin kendisi Amerika ve Avrupa’nın kişi başına GSYİH’sı arasındaki giderek artan raporunda yer alan GSYİH’nın ge- boşluğa dikkatleri çekmekte. Oysa nel refah düzeyini etkilemesi ele bir ulusun refahı GSYİH tarafından alındı. yok sayılan pek çok faktöre dayan- Amerika’da kurumsal muhasebe makta, örneğin boş zaman, gelir kısmı, ikamet edenler yurt dışından gelir elde ederken, ikamet etmeyenlere ödendiği söylenmekte. Yurt dışından net gelirler GSYİH’ya eklenerek, bir ulusun refahı için daha önemli olan gayri safi milli hasıla (GSMH) olarak da bilinen gayri safi milli gelire ulaşılmaktadır. Pek çok ülkenin kişi başına GSMH düzeyi GSYİH ile vaşının büyük üretim çabasına kıla- olan düzeyi ile benzerlik göster- gözetimi hükümetlerin kendi ulu- vuzluk etmesi amacıyla bir planla- mekte. Bunun tek istisnası İrlanda. sal rakamlarında gizlenmiş durum- ma aracı olarak geliştirildi. Hiç bir İrlanda’nın kişi başına GSYİH’sı da. Kişi başına GSYİH, bir ülkenin zaman ekonomik refahın kesin kıs- OECD ülkeleri içindeki en yüksek başarısını ölçmede en çok kullanı- tası olma niyetinde olmadı. Zaman olanlardan bir tanesi, fakat yatırım lan araç, buna rağmen bir ulusun içerisinde başka bir gösterge ülke- gelirlerinin büyük net dışa akışları ekonomik refahı için bir rehber lerin ve onların göreli performansı- nedeniyle, kişi başına GSMH’sı olarak çok eksik. OECD’nin 2006 nın sıralanmasını değiştirecek mi? ancak OECD ortalaması kadar. İr- zamanların en büyük muhasebe çevre İngiltere’de elde edilen gelirin bir GSYİH, öncelikle ikinci dünya sa- şa bulunmakta, ancak belki de tüm ve metlerin değerini ölçmekte. Fakat kalitesi. oyunları hakkında oldukça karma- eşitsizliği edenlerin ürettikleri mal ve hiz- 19 BİLANÇO landa’nın geçen yıllar boyunca or- çok hoşlanmazlarsa, gelirin çok dığında Amerika’dan sadece yüzde talama GSMH büyüme oranı, daha eşit dağıtıldığıAmerika ve di- 6 daha düşük. Pek çok Avrupa ül- GSYİH temelinden yaklaşık sade- ğer pek çok zengin ülke arasındaki kesinin boş zamana göre ayarlan- ce yüzde bir daha az. boşluğun büyük ölçüde azaltılması mış GSYİH’sı geçen birkaç on yıl Diğer bir eksiklik, GSYİH’nın öz gerekeceğini ileri sürmekte. Bu he- boyunca standart ölçüden daha hız- sermaye amortismanına izin ver- saba göre, ayarlanmış kişi başına lı büyümekte çünkü çalışma saatler memesi. Bunun GSMH’dan (gayri gelir Fransa’da Amerika’dan daha düşmekte. safi milli gelir) çıkarılması ile muh- yüksek. temelen refahın en iyi ulusal hesap Eşitsizlik son yıllarda pek çok ül- göstergesi olan Net Ulusal Gelire kede artmakta. Eşitsizlikten büyük (NNI) ulaşılmakta. Rakamların ül- bir kaçınma varsayıldığında, ayar- iyi göstergesi değil, fakat OECD, kelere ve zamana karşı karşılaştırıl- lanmış kişi başına gelir ortalaması, bunun pek çok amaç için uygun te- ması zor kılınarak elde edilmesi da- 1985 ve 2002 yılları arasında melde geçerli en iyi gösterge oldu- ha zordur. OECD ülkelerinde yılda sadece ğunu Fakat Net Ulusal Gelir (NNI) bile yüzde 0.6’ya kadar büyürken, kişi GSYİH’nın tam bir görüntüsünü insanların refahını ölçmede mü- başına GSYİH yüzde 1.4 büyüdü. vermek için diğer ölçüler tarafın- kemmel bir ölçü değildir: boş za- Fakat bu gibi tahminler ciddi ka- dan tamamlanmaları gerekmekte. man, eşitsizlik ve çevre gibi önem- rarlarda hassas. Bunun yerine in- OECD, pek çok alternatif ölçünün, li konuların değerini dikkate al- sanlar eşitsizliği çok az umursar- kişi başına GSYİH için benzer maz. GSYİH, ideal olarak kirliliği larsa, o zaman düzenleme çok da- uluslararası öncelikler sağladığı ve yeniden kullanılamayan kay- ha küçülecek. gerçeğinden teselli buldu. Ne eşit- nakların kullanılmasını dikkate al- Daha uzun tatiller ve daha kısa ça- sizlik ne de boş zaman için yapılan mak amacıyla azaltılmalı, ancak lışma saatleri bireyin refahını artır- düzenlemenin tek başına Amerika- bunu gerçekleştirecek geçerli bir makta, ancak geleneksel ulusal he- nın üstünlüğünü yıkmayacağı bir standart hesap henüz bulunma- saplar bu gibi faydaları tamamen gerçek. Ancak her iki düzenleme makta. dikkate almamakta. Amerika dün- yapılırsa o zaman belli varsayımlar Diğer yandan, OECD, gelir dağılı- yanın en zengin ülkelerinden bir üzerinde, ABD ve pek çok Avrupa mı için GSYİH’yı ayarlamak ama- tanesi, ancak buradaki çalışanlar ülkesi arasındaki farklar ortadan cıyla cesur bir girişimde bulundu. başka yerlerdekilerden daha uzun kalkabilir. Pek çok gözlemciye göre, büyük saatler çalışmakta. Bunun sonucu servete sahibi çok az ailenin bulun- olarak, boş zaman için GSYİH’yı duğu fakat çoğunluğun yokluk ayarlamak da Amerika ve Avrupa içinde yaşadığı bir ülke, aynı arasındaki fark daraltmakta. OECD GSYİH’ya sahip fakat daha az boş zaman üzerine bir değer koy- yoksulluğun olduğu ülkeden daha mak için üç farklı yöntem kullan- maaşlarını ödemeyecek. Yine de, düşük düzeyde bir refah seviyesine makta. En yüksek değerlemeyi OECD geleneksel GSYİH rakam- sahip olacak. Her ne kadar sadece kullanarak (saat başına çalışılan ları ile mücadeleye davet eden ilk eşitsizliğe yönelik yaklaşımlara GSYİH ortalamasına dayanan), Al- ana kuruluş olmasından dolayı teb- fazlasıyla dayansa da, bir dolarlık manya’nın kişi başına boş zamana rik edilmeli. Şimdiki görevi hükü- gelir bile aslında yoksulların elinde göre ayarlanmış GSYİH’sı gele- metleri daha uygun istatistikler daha çok eder. OECD hesaplama- neksel kiş i başına GSYİH’daki üretmeye başlamaları için destek- ları, insanlar eşitsizlikten ne kadar yüzde 26’lık düşüş ile karşılaştırıl- lemek. 20 Avrupalılar, rahatlamayın GSYİH açık bir biçimde refahın en belirtmekte. Ancak, Bu, Avrupa’nın gücünün ekonomik reformları terk etmeye yetebileceği anlamına gelmemekte. Boş zaman değerlidir, fakat gelecek emeklilik BİLANÇO Küresel dengesizlik derinlefliyor Küresel cari hesap dengesizlikleri giderek artarken, açığın finansmanı konusunda endişelerde yoğunluk kazanmaya başladı. Küresel ekonomi nin temel riskleri arasında petrol fiyatlarındaki artış ve kuş gribi yeralı yor. luslararası Para Fonu U ulaştı, 2005’te küresel reel GSYİH nin finansal sistemlerinin esnekliği (IMF) Genel Müdürü büyümenin yüzde 4 civarında ol- güçlendi. Rodrigo de Rato Kali- ması beklendi. Yüksek petrol fiyat- Bu noktada bu işlerin sürüp sürme- forniya Üniversitesinde yaptığı ko- ları da dahil olmak üzere son za- yeceği veya bunu sonlandırma ka- nuşmada dünyadaki küresel den- manlarda yaşanan şoklara rağmen pasitesine sahip olma konusunda gesizlikleri ele aldı. büyümenin 2006’da da devam et- altı çizili baskıların olup olmadığı Ülkeler arasındaki ekonomik den- mesi beklenmekte. Büyümenin en sorulabilir. Cevap, risk varsa bun- gesizlikler görünümü yeni değil. büyük motorları ise ABD ve lar yönetilebilir. Önemli oyuncular Fakat küreselleşme bu gibi denge- 2005’te neredeyse yüzde 7 büyü- bir takım riskleri almak ve bu prob- sizlikleri hem boyut hem de nitelik mesi tahmin edilen gelişmekte lemleri, özellikle de küresel denge- itibariyle etkilemekte. Örneğin kü- olan Asya ülkeleri. Çin’de yaşanan sizlikleri belirtmek için harekete reselleşme olmadan, ABD cari iş- büyüme pek çok kişinin bildiği gi- geçerse küresel ekonomi iyi bir lem açığının bugünkü seviyesi fi- bi çok güçlüydü: geçen yıl yaklaşık hızda büyüyebilir. nanse edilemeyebilirdi. Bu proble- yüzde 10. min çözümünde dünya ekonomi- Bu güçlü küresel büyüme, petrol larındaki artış ve kuş gribi yer al- sinde Asya ekonomilerinin ve fiyatlarındaki artışa rağmen enflas- makta. Ekonomi politikaları ya- ABD’nin rolü üzerinde durmak yonda önemli bir yükseliş olmadan panların kısa dönemde dünyadaki mümkün. gerçekleşti. Önemli sanayi ülkeleri petrol fiyatlarını etkilemek için çok Geçen bir kaç yıl, küresel ekono- ve pek çok gelişmekte olan piyasa- fazla yapacakları bir şey yok. Fa- mide iyi zamanlardı. 2004’te Dün- da enflasyon beklentileri genellikle kat orta dönemde atacakları adım- ya üretim artışı, yaklaşık yüzde 5 iyi saptandı. Uluslararası finansal lar bulunmakta. Petrol üreten ülke- ile son 30 yılın en yüksek rakamına piyasa koşulları yakın zamana göre ler yeni alanlarda yatırımlarını artı- Riskler kategorisinde petrol fiyat- oldukça tehlikesiz; pek çok ülke- 21 BİLANÇO rarak işe başlayabilir. Petrol tüke- tan, Japonya, Asya’nın yükselen gatif hanehalkı tasarruf oranı sür- ten ülkeler ise rafine kapasitesini ekonomileri ve özellikle Çin gibi dürülebilir değil. Fakat hızlı bir ya- artırabilir ve korumayı ve enerji ve- petrol ihraç eden ülkelerin sahip vaşlama, diğer destekler yerleşme- rimliliğini artırmak gibi petrol tale- olduğu fazla ile karşılaştırıldığında den dünya talebinin önemli deste- bini sınırlayacak önlemler alabilir. küresel dengesizliklerin en görü- ğini alıp götürebilir. Bu gibi bir dü- Yüksek petrol fiyatlarına fiyat ar- nür tarafı. Bu ülkelerin pek çoğun- şüş diğer ülke, örneğin Avrupa ve tırmak yerine sübvansiyonları artı- da özellikle de Çin’de cari işlem Çin, ekonomilerinin yurt içi talebi- rarak tepki gösteren ülkeler, bunun fazlaları, merkez bankaları tarafın- nin azalmasına yol açabilir çünkü fakirler üzerindeki etkisini azalt- dan rezervlerin çok fazla biriktiril- onların ihraç mallarına olan talep mak için daha etkin bir yol bulma- mesine eşlik etmekte. ABD’de tek- düşer. Bu senaryo, küresel talebin lı. Kuş gribine gelince uluslararası rar eden cari işlem açıkları büyü- daralmasının cari işlem dengesiz- topluluk haklı olarak riski azaltma- yen dış borçlanma ile sonuçlan- liklerinde ılımlı düzeltme ile olacak ya çalışmakta. Fakat ekonomi poli- makta. olması. tikaları yapanlar için yayılmanın Cari hesap ve finansal dengesizlik- Diğer bir olasılık, bu düzenlemenin ekonomik uygulamalarını dikkate ler hikayenin sadece bir tarafı. Bu- finansal tarafların zorlanması. Çün- almaları da yararlı olacak. Özellik- nun temelinde ABD ve yükselen kü gerçek tarafın kendini düzenle- le ticaret, finansal ve ödemeler sis- Asya’daki tasarruf ve yatırımın mesi olasılığı yok gibi gözükmekte. temleri için bir kriz esnasında ne farklı modelleri yer almakta. Tasar- Yatırımcılar ABD artan finansal yapılabileceği üzerinde düşünme- ruflar ABD’de çok düşük olmasına varlık miktarını tutmakta isteksiz leri gerekmekte. IMF de bu konu rağmen yükselen Asya’da oldukça ve daha yüksek faiz oranları ve hakkında aktif çalışmalar yürüt- yüksek. ABD’nin tasarruf oranı ABD dolarının değer kaybetmesini mekte. son yıllarda düşme eğilimindeydi, talep etmekte. Yine eğer bu durum Küresel cari hesap dengesizlikleri fakat son yıllarda artan konut yapı- da ani olarak gerçekleşirse, talepte artarken, bunların şimdiye kadar mının etkisi ile artmaya başladı. ve üretim çıktılarında bir yavaşla- kolayca finanse edilebilmeleri ger- Diğer yandan pek çok Asya ülkesi ma gerçekleşir. Buradaki senaryo, çeği politikacılar arasında gönül ra- son yıllarda bir yatırım sıkıntısı çek - ekonomik zararın korumacılıktaki hatlığı hissine sebep olacak gibi mekte iken Çin’de son yıllarda ya- artış ile daha da kötü olacağı riski- görünmekte. Ancak daha kaygılı tırım ve tasarruflarda çok büyük ar- nin bulunması. olmaları gerektiği düşünülmekte. tış yaşanmakta. Çin’de görece dü- Asıl zorluk küresel dengesizlikleri Çünkü problem giderek büyümek- şük tüketime yol açan yüksek ihti- aşamalı olarak gidermek. Bunun te ve düzensiz bir düzenleme yapı- yati tasarruflar, Çin’in neden öde- gerçekleştirilmesi için küresel den- lırsa bu durum dünya ekonomisi meler dengesinde çok yüksek cari gesizliklerin kendi kendini tedavi için çok maliyetli ve yıkıcı olacak. işlem fazlasını yürüttüğünün temel edebileceği iddiasından kaçınmak Bunun olabilirliğini azaltmayı nedeni. çok önemli. Dengesizliklerin bü- amaçlayan politikalar katılan ülke- Küresel dengesizliklerin hızlı bir yük kısmı hükümet faaliyetlerin- lerin orta dönemli çıkarlarında yer biçimde yatıştırılacağı iki yol bu- den özellikle de ABD maliye poli- almakta. Bu nedenle IMF uluslara- lunmakta. Bunlardan bir tanesi tikası ve Asya’daki döviz kuru ve rası politika için duyarlı bir risk yö- dünya etkileyen yapısal politikalardan kaynaklan- netimi yaklaşımını desteklemekte. ABD’deki tüketim artışı oranının makta. Dengesizlikleri kendi ken- ABD’nin ödemeler dengesindeki aniden düşürülmesi. ABD’deki tü- dini tedavi etmeye bırakmak, daha büyük açık, Rusya, Suudi Arabis- ketim artışı yavaşlamalı çünkü ne- ciddi problemlere neden olan ani 22 ekonomisini BİLANÇO ve düzensiz düzenlemelere büyük problemine sahip. Fakat her ikisi tirmeyi, iş gücüne katılımı artırma- olasılıkla yol açmakta. de rekabet etmeyen işgücü ve ürün yı ve artan rekabet aracılılığıyla Ayrıca küresel dengesizliklerin sis- piyasaları gibi büyümeyi aksatacak üretkenliği artırmayı amaçlayan bir temik olarak önemli hükümetler olan yapısal katılıklara sahip. Bu ikna edici plan oluşturmak. problemleri ele almak için yapılan Aynı zamanda büyük cari hesap faaliyetler kendi ekonomilerine ya- fazlasına sahip olan petrol üreten tarafından paylaşılmış bir sorumluluk olarak görülmesi önemli. Bu durum gerekli ha- ülkelerin makro eko- reketlerin hem nomik durumları ye- politik olarak da- terince güçlü oldu- ha kolay hem de ğundan özel alanlar- ekonomik olarak da verimli harcama- daha etkili ger- ları hatta bazı durum- çekleştirilmesini larda sosyal harca- sağlayacak. Eko- maları artırarak bu nomik olarak da- duruma yardımcı ola- ha kolay çünkü bileceği ABD’den mekte. talep düşünül- çekilirse Avrupa ABD’nin kendi cari ve Asya’ya ekle- işlem açığını yurt içi nir. Politik olarak tasarrufları artırarak daha kolay çünkü ele alması önemli ve karşılıklı şikayet giderek artan aciliye- yerine karşılıklı te sahip. Burada fi- destek ve yükün nansal açığın azaltıl- paylaşılması sağ- ması önemli bir rol lanmakta. oynamakta. ABD yö- Küresel dengesiz- netimi açık azalma liklerde ABD ve ihtiyacını kabul et- yükselen mekte, fakat planları As- ya’nın yanı sıra harcamalarda bek- Avrupa ve Japonya da önemli rol rarlı olacak ve talep ile arz toplaya- lenmeyen kesinti teklifleri üzerine oynamakta. Her ikisinin de kendi rak küresel büyümeyi destekleye- neredeyse tamamen odaklanmakta. problemleri var. Japonya deflasyon cek. Bir dizi Avrupa ülkesinde de Ancak Irak ve Afganistan operas- tarafından kuşatılmış durumda ve mali problemleri ele alma ihtiyacı yonlarının ve Körfez Sahilinin maliye politikası açısından yapabi- bulunmakta. Pek çok ülke, çok dü- (Gulf Coast) yeniden yapılandırıl- leceklerini kısıtlayan yaşlanma nü- şük işgücü kullanımına ve verimli- ması maliyetlerindeki belirsizlik ve fusunun ekonomik etkilerini şim- lik büyümesine aynı zamanda çok izinli harcamaların aşağı çekilme- diden tecrübe etmekte. Avrupa ise yüksek kamu açıklarına ve borca sindeki zorluk hali hazırdaki cari genel olarak dengelenmiş olan cari sahip olarak yaşlanma nüfusu için açığın azaltılması planının gerçekle- işlem durumuna ve kendi mali sı- hazırlıksız bulunmakta. Yapılması şebileceği konusunda daha fazla nırlamaları ve yükselen yaşlanma gereken kamu finansmanını geliş- şüphe yaratmakta. 23 BİLANÇO Çin ise pek çok alanda harekete kalmayacağı konusunda şüpheleri te. IMF’ye göre gerektiği zaman geçmekte. Birkaç ay önce daha bü- var. Bu şüphelerin ortadan kaldırıl- IMF’den destek almak Asya ülke- yük döviz kuru esnekliğine yönelik ması hem kamu hizmeti hem de tü- leri için önemli olmaya devam adım attı. Orta vadede esnekliği ar- ketimin artırılmasını teşvik yoluyla edecek gibi, bu nedenle Asya ülke- tıracak adımları attı. IMF de döviz olabilir. lerinden destek almak ve bunun kuru rejiminin liberalizasyonu için IMF’in Asya ülkeleri ile rolü Asya IMF üyelerinin ihtiyaçlarının karşı- Çin’e tavsiyede bulunmakta. Ge- krizinden sonra renklendi. IMF landığı şekilde sağlanması önemli. çen yıl bu doğrultuda yapılan bir Asya krizleri boyunca pek çok ça- Bu, IMF’nin orta dönemdeki stra- değişimin para kurunun değerlen- lışmalarda bulundu. Kimilerine gö- tejisinin bir parçası olarak yükse- mesine ve Çin’in cari işlem fazla- re bu çalışmalar gereksiz ve izinsiz len piyasalarda IMF’nin rolü hak- sının azaltılmasına yol açacağına yapılmış. Ancak, IMF çalışmaları- kındaki çalışmalardaki önemli dü- inanılmakta ancak yine de niha- nın Asya üye kuruluşları için yarar- şünce. i kararı Çin otoriteleri verecek. Dö- lı ve hatta yapıcı olduğuna inan- Asya ülkelerinin dünya ekonomi- viz kurlarını daha esnek olmasını makta. sinde giderek artan önemi kabul Asya ülkeleri ile ilişkiler pek çok edildiğinde IMF’nin karar alma sü- nedenle önemli. IMF, diğer üyeler- recinde bir role sahip olmaları deki gibi küresel deneyime daya- önem kazanmakta. Üyelerini tem- narak tavsiyelerde bulunmakta. sil eden uluslararası bir kuruluş Gerektiği zaman mali destek olası- olarak IMF’in ülkelerin büyüyen lığı ve vaadi Asya ülkeleri için çok ekonomik önemini yeterli derece- yararlı. Pek çok yükselen piyasa de temsil etmeye çalışmakta oldu- ülkesi, Asya krizinden bu yana ğu belirtilmekte. Bu nedenle yük- Çin diğer Asya ülkelerinden farklı- kendi kendini güvence altına alma selen piyasa ekonomilerinin özel- lık göstermekte çünkü Çin’in yatı- yapısında önemli dış rezerv topla- likle de Asya ülkelerinin oy kullan- rım oranı yüksek. Ancak burada so- yamadı. Özellikle Asya’da kriz ma gücünde bir artış olması ihtiya- rulması gereken soru Çin’deki yatı- anında daha ileri son çare bulmak cı vurgulanmakta. rımların yeteri kadar verimli olup amacıyla bölgesel finansal ortaklığı Oy kullanma paylarının belirlediği olmadığı. Küresel dengesizliklerle geliştirme çabaları bulunmakta. IMF kotaları, üyeliklerin politik mücadelede Çin’in yapacağı en iyi Ancak büyük rezevler tutmanın konsensusa ulaşmaları gereken bir katkı ihtiyati tasarrufları azaltarak maliyeti ve bölgesel finansal dü- konu. Bu konu dikkate alındığında, tüketimi artırmak. Çin otoriteleri- zenlemelerin limitleri bulunmakta. üyelerin hem kuruluşun çıkarları nin bunu gerçekleştireceği iki yol, Ülkeler piyasa finansmanına eri- hem de ulusal çıkarlar üzerinde sağlık ve eğitim üzerinde daha faz- şim kazanması nedeniyle finansal durması germekte. Bu iki durumun la harcamaya yönelik kamu harca- akışlardaki onaylıklara ve diğer ül- kesin olduğu belirtilmekte. Bazı ül- masını yeniden dengelemek ve kelerdeki finansal olayların kötü keler pastadan daha büyük bir pay emeklilik maaşı sisteminde reform etkilerinin bulaşmasına daha eği- alırken diğerler daha küçük bir pay gerçekleştirmek. Çin’deki pek çok limli hale geldi. Asya’da dünya almak zorunda. IMF’nin meşrulu- birey ve aile çok fazla tasarrufta sermaye piyasalarına entegre ol- ğu konusunda genel bir kabul olur- bulunmakta çünkü sağlık ve emek- manın görece ilk aşamasında olan sa, bundan hem kuruluş hem de lilik maaşlarının gerektiğinde ken- pek çok ülke bulunmakta. Ufukta üyeleri fayda göreceği düşünül- dilerini korumakta yeterli kalıp herhangi bir ani kriz görünmemek- mekte. kabul eden diğer Asya ülkelerinin de bunu sürdürmesi çok önemli. Ancak döviz kuru oralarında yapılan düzenlemeler tek başına yeterli değil. Asya’da yurt içi talebin hızlı artışını cesaretlendirmeyi amaçlayan yapısal reformlar da düzenleme sürecinin bir parçası olmalı. 24 BİLANÇO Dünya ekonomisi Dünyan›n derdi iflsizlik İstihdam dünyanın ortak derdi haline geldi. 2005 yılında dünya genelinde ki işsiz sayısı bir önceki yıla göre 2.2 milyon artarak 192 milyona yükseldi. Küresel bir istihdam krizi yavaş yavaş tüm dünyayı etkisi altına alıyor. Uluslararası Çalışma Örgütü önlem alınmazsa, kriz uyarısında bulundu. U luslararası Çalışma Ör- 191.8 milyon olduğu bildirilen ra- dışındaki bütün bölgelerde son 10 gütü’nün (ILO) Küresel porda, bu rakamın, işsiz sayısında yıl içinde önemli ölçüde arttığı vur- İstihdam Eğilimleri Ra- bir önceki yıla göre 2.2, 1995’e gö- gulanan raporda, “Hizmetler sek- işsizliğin re ise 34.4 milyonluk bir artış anla- törünün son on yıl içinde sergiledi- 2005’te de yükselmeye devam etti- mına geldiği ifade edildi. Geçen yıl ği gelişmenin aynen sürmesi halin- ğini açıkladı. Küresel ekonomide dünyadaki yüzde 4.3’lük Gayrisafi de, bu sektör en fazla istihdam sağ- yaşanan canlılığın, iş arayanların Yurtiçi Hasıla (GSYH) artışına kar- lama açısından kısa sürede tarımın sayısının artmasını önleyemediği şın, tüm dünyada aşırı yoksulluk yerini alacaktır” denildi. bildirilen raporda, dünyadaki işsiz- içindeki 500 milyonu aşkın insan- ABD’de dış açık 725.8 milyar lerin yarısının gençlerden oluştuğu- dan yalnızca 14.5 milyonunun, kişi dolara na ve genç işsizlerin sayısının gide- başına günde 1 dolarlık kazançla rek arttığına dikkat çekildi. Rapor- belirlenen yoksulluk sınırının üstü- da, birçok ekonomideki büyüme- ne çıkabildiği raporda ifade edildi. nin yeni işlere veya ücret artışları- Raporda, dünyadaki işsizlerin he- na dönüştürmede başarısızlığı ile kırdı. ABD Ticaret Bakanlığı’nın men hemen yarısını 15-24 yaş arası doğal felaketler ve artan enerji fi- açıklamasına göre, 2005 yılı dış ti- kişilerin oluşturduğuna ve gençler caret açığı 2004 yılına göre yüzde yatlarının, özellikle yoksulları ağır arasında işsiz kalma olasılığının, 17.5 artarak 725.8 milyar dolar ol- biçimde etkilediği anlatıldı. yetişkinlere göre üç kat daha fazla du. ABD’nin önemli partnerleriyle Uluslararası çalışma örg ü t ü n ü n olduğuna işaret edildi. Hizmetler ikili ticaretinde verdiği açıklarda yaptığı tahmine göre, geçen yıl so- sektörünün toplam istihdamdaki da 2005 yılında yeni rekorlar kay- nu itibarıyla toplam işsiz sayısının payının, Ortadoğu ve Kuzey Afrika dedildi. poru’nda, küresel ABD, ekonomisinin en büyük sorunları arasında sayılan dış ticaret açığında, geçen yıl yeni bir rekor 25 BİLANÇO ABD’nin son yıllardaki dış politika re göre, 2005’te tarım sektörünün verdi. Bu rakam, 2004 yılına göre gündeminin en önemli maddelerin- katma değeri 281 milyar doları bu- 69.9 milyar dolar artışı ifade edi- den biri olan Çin ile ticaretinde lurken bu sektör yüzde 5.2 büyüdü. yor. Çin’in dış ticareti geçen yıl bir verdiği açık, yüzde 24.5 artışla Sanayinin katma değeri ise 1 tril- önceki yıla göre yüzde 23.2 arta- 201.6 milyar dolarla rekor kırdı. yon dolara çıktı ve bu sektör de rak, 1,4 trilyon doları geçti. Dış ti- ABD, 2005 yılında Avrupa Birliği, yüzde 11.4 büyüme gerçekleştirdi. caretin 762 milyar dolarlık kısmını Japonya, Kanada, Meksika ile tica- Hizmet sektöründe de 90.1 milyar yüzde 28.4 artış gösteren ihracat, retinde de rekor açıklar verirken, dolar katma değerle yüzde 9.6 bü- 660.12 milyar dolarlık kısmını da petrol fiyatların- yüzde 17.6 artış daki artış nede- gösteren niyle Petrol İhraç Eden Ülkeler Ör- oluşturdu. gütü (OPEC) üye- nılan dış si ülkelerle ticare- 2005’te 60.3 milyar tindeki açıkların- doları bulurken, bu da rekor kırıldı. rakam bir önceki yı- ABD faiz oranını la göre yüzde 0.5 0,25 oranında artı- düşüş rarak yüzde 4,5’e Çin’in döviz rezer- çıkardı. ABD Merkez Bankası vi de geçen yılın başına göre 208.9 mil- 19 ay boyunca yar dolarartarak yıl 14. kez banka faiz sonunda 818,9 mil- oranını 0,25 ora- yar dolara ulaştı. nında Arjantin IMF olan ithalat Çin’de fiilen kulla- artırarak yüzde 4,5’e çıkar- yatırım kaydetti. borçlarını ödedi dı. Arjantin hükümeti, Çin ekonomisi soğumuyor 15 Aralık’ta döviz Çin milyar dolara ulaş- rezervlerinin Hükümeti, ülke ekonomisi- tığını 27 bildirerek, nin 2005’te beklentilerin üzerinde yüme görüldü. Li Deşui, basın top- IMF’ye olan 9.8 milyar dolarlık yüzde 9.9 büyüdüğünü açıkladı. lantısında geçen yıl gerçekleştirilen borcunu kapatacağını ilan etmişti. Çin ekonomisinde arzulanan soğu- Geri ödeme, 2001 yılında düştüğü ma bir türlü gerçekleşmiyor. Çin büyümenin dengeli olduğunu savundu. Çin, 2004 yılında yüzde 2005 yılında artan verimlilik, dü- 10.1 büyüme sağlamıştı. Çin’in tü- sında neredeyse iflas durumuna ge- şük enflasyon ve canlılık ortamında yüzde 9.9 oranında büyüdü. Devlet ketici fiyat endeksinin 2005’t e yüzde 1.8, sabit yatırımların yüzde len ve IMF gibi uluslararası mali kurumlarla ağır şartlarla anlaşmak İstatistik Dairesi Müdürü Li Deşu- 25.7 ve perakende satışların da zorunda kalan Arjantin’in ekono- i, ilk hesaplamalara göre geçen yıl yüzde 12.9 arttığı açıklandı. mik bağımsızlığını geri kazanma ulusal gelirin 2,26 trilyon dolara ulaştığını söyledi.Açıklanan verile- 26 Bu arada, Çin ekonomisi 2005’te 101.9 milyar dolarlık ticaret fazlası ağır ekonomik ve mali kriz sonra- yolunda önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. BİLANÇO Enflasyon beklentilerin altında Şubat ayında Üretici Fiyatları Genel Endeksinde bir önceki aya göre yüzde 0,26 bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 2,22, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,26 ve oniki aylık ortalamalara göre yüzde 5,04 artış gerçekleştirdi. Endekste kapsanan toplam 762 maddeden, 247 maddenin ortalama fiyatlarında değişim olmazken, 278 maddenin ortalama fiyatlarında artış, 237 maddenin ortalama fiyatlarında ise düşüş gerçekleşti. Sektörlere göre en yüksek artış ham petrol ve doğalgaz çıkarımında yaşandı. En büyük gerileme ise mobilya imalatında görüldü. Şubat ayında Tüketici Fiyatları Genel Endeksi bir önceki aya göre yüzde 0,22, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 0,97, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 8,15 ve oniki aylık ortalamalara göre yüzde 8,03 artış gerçekleştirdi. Endekste kapsanan toplam 442 maddeden, 57 maddenin ortalama fiyatlarında değişim olmazken, 240 maddenin ortalama fiyatlarında artış, 145 maddenin ortalama fiyatlarında ise düşüş gerçekleşti. Ana harcama gruplarına göre en yüksek artış gıda ve alkolsüz içeceklerde görülürken, giyim ve ayakkabı grubunda düşüş yaşandı. ŞUBAT 2006 (2003=100) ÜFE ŞUBAT 2005 (2003=100) Bir önceki aya göre değişim oranı (%) 0,26 0,11 Bir önceki yılın Aralık ayına göre değişim oranı (%) 2,22 -0,30 Bir önceki yılın aynı ayına göre değişim oranı (%) 5,26 10,58 (01.03.2005-28.02.2006) - (01.03.2004-28.02.2005) 12 aylık ortalamalara göre değişim oranı(%) 5,04 14,70 ŞUBAT 2006 (2003=100) TÜFE ŞUBAT 2005 (2003=100) Bir önceki aya göre değişim oranı (%) 0,22 0,02 Bir önceki yılın Aralık ayına göre değişim oranı (%) 0,97 0,57 Bir önceki yılın aynı ayına göre değişim oranı (%) 8,15 8,69 (01.03.2005-28.02.2006) - (01.03.2004-28.02.2005) 12 aylık ortalamalara göre değişim oranı(%) 8,03 8,44 2006 2005 Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Bir önceki aya göre değişim 1,96 0,26 1,26 1,21 0,20 -0,48 -0,74 1,04 0,78 0,68 - 0,95 Bir önceki yılın Aralık ayına göre değişim 1,96 2,22 0,96 2,18 2,38 1,89 1,14 2,18 2,98 3,69 2,71 2,66 Bir önceki aya göre değişim 0,75 0,22 0,26 0,71 0,92 0,10 -0,57 0,85 1,02 1,79 1,40 0,42 Bir önceki yılın Aralık ayına göre değişim 0,75 0,97 0,83 1,55 2,49 2,59 2,00 2,87 3,93 5,79 7,27 7,72 -0,04 27 BİLANÇO Merkezi Yönetim Bütçe Gerçekleşmeleri 2006 Yılı Bütçe Hedefi Ocak - Ocak (Milyon YTL) Bazı Konsolide Bütçe Gelirleri Kümülatif Gerçekleşmeleri 2005 Konsolide Bütçe 2006 Merkezi Bütçe Artış (yüzde) Gelirler 10.186 13.619 25.2 160.326 Genel Bütçe Gelirleri 10.072 13.477 25.2 156.214 Vergi Gelirleri 7.591 10.134 25.0 132.199 Gelir, Kar ve Ser. Kazanç üzerinden Alınan Vergiler 1.666 2.417 31.0 38.982 Gelir Vergisi 1.614 2.280 29.2 26.090 Gelir Vergisi Tevkifatı 1.595 2.258 29.3 Kurumlar Vergisi 51 137 62.7 KVK Göre Alınan Geçici Vergi 22 40 45.0 Mülkiyet Üzerinden Alınan Vergiler 171 847 79.2 4.947 Motorlu Taşıtlar Vergisi 447 612 26.9 3.042 Dahilde Mal ve Hizmetlerden Alınan Vergiler 4.301 4.820 10.7 57.601 Dahilde Alınan KDV 1.395 1.875 25.6 16.337 Özel Tüketim Vergisi 2.157 2.620 17.6 37.276 Banka ve Sigorta Muameleleri Vergileri 174 233 25.3 1.806 Mal ve Hizmetlerden Alınan Diğer Vergiler 447 325 -37.5 3.988 1.071 1.446 25.9 24.253 981 1.342 26.9 22.398 2.121 3.289 35.5 21.372 11.187 11.604 3.59 174.322 Dış Ticaretten Alınan Vergiler İthalat Vergileri Vergi Dışı Gelirler Harcamalar 28 12.892 BİLANÇO EKONOMİK VERİLER 2005 2004 2003 2002 2001 2000 GSMH (Cari fiyatlarla Trilyon TL) 428.932 356.681 275.032 176.484 125.596 GSMH (milyon/dolar) 299.475 239.235 179.898 145.693 200.002 9.9 5.9 7.9 -9.5 6.3 4.172 3.383 2.598 2.123 2.965 130.1 123.4 112.4 103.3 94.4 103.4 Toplam İhracat (milyon/dolar) 73.122 63.167 47.253 36.059 31.334 27.775 Toplam ithalat (milyon/dolar) 116.048 97.540 -22.087 51.584 41.399 54.503 Dış Ticaret Dengesi (milyon/dolar) -42.926 -34.373 69.340 -15.495 -10.065 -26.728 63.0 64.8 68.1 69.9 75.7 51.0 10.3 10.5 10.6 8.5 6.6 GSMH (Değişim Hızı 1987 fiyatlarıyla %) Kişibaşına GSMH (ABD Doları) Üretim Endeksi İhracatın İthalatı Karşılama Oranı % İşsizlik Oranı (%) Kamu Net Borç Stoku (milyon/dolar) 267.330 272.161 251.106 216.037 159.752 71.688 İç Borç Stoku (milyon YTL) 254.330 233.864 201.319 154.798 125.458 54.152 91.860 98.182 96.094 102.499 64.303 31.549 246.9 235.8 202.6 148.5 123.6 94.7 -22.852 -15.604 -6.808 -1.789 3.390 -9.819 Dış Borç Stoku (milyon/dolar) Konsolide Bütçe Borç Stoku (milyar/dolar) Cari İşlemler Dengesi (milyon/dolar) 2006 (Bin YTL) 2005 10 Şubat 3 Şubat 11 Şubat 31 Aralık 19.089.909 19.437.409 19.612.019 13.486.403 13.465.237 - M1 37.356.855 37.471.173 41.758.872 26.821.416 29.469.070 - M2 151.601.452 150.886.520 153.146.146 108.168.035 109.344.449 - M3 165.052.073 167.471.006 164.443.074 115.301.766 116.597.637 Yurtiçi Kaynaklı YTL Mevduat 141.942.732 140.428.703 145.191.416 101.944.416 103.240.239 95.794.681 95.439.842 91.839.161 68.248.453 66.705.794 Emisyon 30 Aralık 2004 Para Arzı - Vadeli Tasarruf - Vadesiz Tasarruf 9.845.192 10.249.915 11.509.544 7.077.301 8.348.626 18.449.916 17.975.505 19.548.113 13.061.766 13.169.585 - Vadesiz Ticari 9.258.706 8.732.460 11.972.114 7.153.632 8.671.897 - Resmi Mevduat 8.594.237 8.030.9/81 10.322.484 6.366.864 6.344.337 Kredi Stoku 125.189.816 125.516.684 126.491.125 82.800.563 82.514.275 - Tüm Banka Kredileri 125.189.816 125.516.684 126.491.125 82.507.339 82.211.975 0 0 0 293.224 302.300 131.516.292 129.910.572 113.440.044 113.944.740 - Vadeli Ticari - M.B. Kredileri Bank. El. Tah. ve Bono 130.632.1091 29 BİLANÇO Mevzuat Değişiklikleri 04 Şubat 2006 - Elektronik İmza Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik - Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanunla İlgili Genel Tebliğ (Seri No:67) - Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No:355) 07 Şubat 2006 - 5452 Maliye BakanlığınınTeşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun - 2006 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Uygulama Talimatı (Sıra No:2) 09 Şubat 2006 - Gelir İdaresi Başkanlığı Sicil Amirleri Yönetmeliği - Gelir İdaresi Başkanlığı Disiplin Amirleri Yönetmeliği - Devlet Muhasebesi Standartları Kurulunun Yapısı ve Çalışma Usul ve Esasları Hakkındaki Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik 15 Şubat 2006 - 5454 T.C. Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu ve Bağ-Kur’dan Aylık veya Gelir Almakta Olanlara Ek Ödeme Yapılması ile Sosyal Sigortalar Kurumu ve BağKur’dan Aylık veya Gelir Almakta Olanlara Ödenen Gelir ve Aylıklarda 2006 Yılında Yapılacak Artışlar ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun 19 Şubat 2006 - Yabancı Para Net Genel Pozisyon/Özkaynak Standart Oranının Bankalarca Konsolide ve Konsolide Olmayan Bazda Hesaplanması ve Uygulanması HakkındaYönetmelik 23 Şubat 2006 - Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No:356) 24 Şubat 2006 - Kiralama İşlemlerine İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı (TMS 17) Hakkında Tebliğ (Sıra No:21) - Tarımsal Faaliyetlere İlişkin Türkiye Muhasebe Standardı (TMS 41) Hakkında Tebliğ (Sıra No:22) 26 Şubat 2006 30 - 2006 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Uygulama Tebliği (Sıra No:3) BİLANÇO 07.03.2006 - Şubat 2006 Dönemi Çeklere Ait Değerli Kağıtlar Vergisi Bildirimi ve Ödenmesi 10.03.2006 - 16-28 Şubat Dönemine Ait Noterlerce Yapılan Makbuz KarşılığıTahsilatlara Ait Bildirimlerin Verilmesi ve Ödenmesi 10.03.2006 - 16-28 Şubat Dönemine Ait Petrol ve Doğalgaz Ürünlerine İlişkin Özel Tüketim Vergisi Beyanı ve Ödenmesi 15.03.2006 - Gelir Vergisi Beyanı 15.03.2006 - Şubat 2006 Dönemi Özel İletişim Vergisi Beyanı ve Ödemesi 15.03.2006 - Şubat 2006 Dönemine Ait Gider Vergilerinin (BSMV) Beyanı ve Ödenmesi 15.03.2006 - Şubat 2006 Dönemine ait Kolalı Gazoz, Alkollü İçecekler ve Tütün Mamüllerine İlişkin Özel Tüketim Vergisi Beyanı ve Ödenmesi 15.03.2006 - Şubat 2006 Dönemine ait Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu Kesintisi Bildirimi ve Ödenmesi 15.03.2006 - Şubat 2006 Dönemine ait Motorlu Taşıt Araçlarına İlişkin Özel Tüketim Vergisi (Tescile Tabi Olmayanlar) Beyanı ve Ödenmesi 15.03.2006 - Şubat 2006 Dönemine ait Dayanıklı Tüketim ve Diğer Mallara İlişkin Özel Tüketim Vergisi Beyanı ve Ödenmesi 20.03.2006 - Şubat 2006 Dönemine ait Kurumlar Vergisi Stopajı'nın Beyanı 20.03.2006 - Şubat 2006 Dönemine Ait Gelir Vergisi Stopajı'nın Beyanı 20.03.2006 - Şubat 2006 Dönemine ait Katma Değer Vergisinin Beyanı 20.03.2006 - İlan ve Reklam Vergisinin Beyanı ve Ödenmesi 20.03.2006 - Yarışma ve Çekilişler ile Futbol Müsabakalarına ait Müşterek Bahislerle İlgili Veraset ve İntikal Vergisinin Beyanı ve Ödenmesi 20.03.2006 - Şubat 2006 Dönemine ait Damga Vergisinin Beyanı 27.03.2006 - 1-15 Mart Dönemine ait Petrol ve Doğalgaz Ürünlerine İlişkin Özel Tüketim Vergisi Beyanı ve Ödenmesi 27.03.2006 - 1-15 Mart Dönemine Ait Noterlerce Yapılan Makbuz KarşılığıTahsilatlara Ait Bildirimlerin Verilmesi ve Ödenmesi 27.03.2006 - Şubat 2006 Dönemine ait Damga Vergisinin Ödenmesi 27.03.2006 - Şubat 2006 Dönemine ait Kurumlar Vergisi Stopajı'nın Ödenmesi 27.03.2006 - Şubat 2006 Dönemine Ait Gelir Vergisi Stopajı'nın Ödemesi 27.03.2006 - Şubat 2006 Dönemine ait Katma Değer Vergisinin Ödemesi 31.03.2006 - Gelir Vergisi 1.Taksit Ödemesi 31 BİLANÇO 01 Şubat Kredi kartı borçlarında, yıllık yüzde 22 faizle anaparayı 12 ayda ödeme imkanı getiren düzenleme TBMM Komisyonu’nda kabul edildi. 02 Şubat Danıştay yüzde 51’i Koç-Shell ortaklığına satılan TÜPRAŞ’ın özelleştirmesinin yürütmesini durdurdu. 03 Şubat Suudi Arabistan’dan yola çıkan Mısırlı bir şirkete ait 1400 kişi taşıyan feribot Kızıldeniz’de battı. 284 kişi kur- 16 Şubat Hamas lideri Meşal, Ankara’ya geldi ve AKP binasında Dış işleri yetkilileri ile temaslarda bulundu. 17 Şubat Hazine uluslararası piyasalara yüzde 5.05 faizle 750 milyon euro tutarında 10 yıllık tahvil ihraç etti. 18 Şubat Filistin’de 10 yıl aradan sonra oluşan ulusal meclis yemin ederek göreve başladı. 19 Şubat İspanya’nın Katalonya bölgesinde bir milyon Katalon bağımsızlık için yürüdü. tarılabildi. 20 Şubat Dışişleri Bakanlığı’nın Hamas ziyareti konusunda 04 Şubat Suriye’de, Danimarka’da bir gazetede yayımlanan Hz.Muhammed karikatürlerini protesto eden binlerce kişi İsrail Büyükelçisi Avivi’yi bilgilendirme talebi, Büyükelçi Danimarka ve Norveç elçiliklerini ateşe verdi. tarafından reddedildi. 21 Şubat Ankara’daki çete operasyonunda emniyet üst dü- 05 Şubat Trabzon’da Santa Maria Katolik Kilesisi’nin İtalyan Rahibi Andrea Sentore pazar ayini sonrası öldürüldü. zey görevlilerinin yanı sıra özel kuvvetlerde görevli bir yüz- 06 Şubat CHP, Maliye Bakanı Unakıtan hakkında gensoru 22 Şubat Irak’ta şiilerin en kutsal türbelerinden biri havaya önergesi verdi. uçuruldu. Şiiler, 80 sünni camisini yaktı, 3 sünni imamı öl- 07 Şubat FIFA Disiplin Kurulu, Türkiye - İsviçre maçında dürdü. çıkan olaylar nedeniyle Türkiye’ye 6 maç tarafsız sahada seyircisiz oynama cezası verdi. Ayrıca futbolcularada çeşitli ce- 23 Şubat Şiilerin Askeriye Türbesinin bombalanmasının ar- zalar verildi. rında ölü sayısı 170’i aştı. 08 Şubat Fransa lideri Chirac ve Rusya lideri Putin, Hz. Muhammed karikatürlerinin ifade özgürlüğünü aştığını ve provokasyon olduğunu açıkladı. 09 Şubat İngiltere Dışişleri Bakanı Strow, Kıbrıs Rum kesimini eleştirerek, KKTC’nin tanınabileceğini vurguladı. 10 Şubat Devlet Planlama Teşkilatı 2008 yılında elektrik arz açığının ortaya çıkacağını belirterek önlem alınmasını istedi. 11 Şubat Mersin’de temaslarda bulunan Başbakan Erdoğan çeşitli gruplarca protesto edildi. 12 Şubat İngiliz askerlerinin Irak’lı çocukları öldüresiye dövdüğü görüntüler dünya televizyonlarında yayınlandı. başı da tutuklandı. dından, Şiilerin Sünnilere karşı düzenlediği intikam saldırıla- 24 Şubat Kredi kartı borçlularının borçlarıTBMM’de kabul edilen düzenlemeyle yeniden yapılandırılacak. 25 Şubat Sarıkamış’ta düzenlenen Kış-2006 Tatbikatı’nı Başbakan Erdoğan, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ile Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök ve kuvvet komutanları birlikte izledi. 26 Şubat Dünya Bankası Türkiye Direktörü Vorkink, dalgalı kur sisteminin sabit kura göre daha etkili olduğunu savunarak sistem devam etmeli dedi. 27 Şubat OYAK ile Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) arasında, ERDEMİR’in yüzde 46.12’lik ÖİB hissesi ile yüz- 13 Şubat Danıştay, türbanlı öğretmenle ilgili kararı eleştiren hükümete sert bir bildiriyle yanıt verdi. de 3.17’lik Türkiye Kalkınma Bankası hissesine ilişkin hisse 14 Şubat Jitem’in karanlık cineyetlerinin arkasındaki Yeşil dolarlık ihale bedelini peşin ödedi. kod adlı Mahmut Yıldırım, İstanbul’da düzenlenen bir operasyondan son anda kaçarak kurtuldu. 28 Şubat SPK Başkanı Cansızlar, Cumhurbaşkanlığı ve Baş- 15 Şubat ABD’li askerlerin Irak’ın Ebu Garib cezaevinde atanan beş üyenin hukuka aykırı girişimleri nedeniyle kurulu yaptıkları işkencelerin yeni fotoğrafları yayınlandı. çalışamaz hale getirdiğini belirtti. 32 devir sözleşmeleri imzalandı. OYAK 2 milyar 960 milyon bakanlık’a gönderdiği mektupta, AKP iktidarı döneminde