T.C. SÜLEYMAN DEMiREL ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESi İslam Felsefesi Anabilim Dalı ..., VII. KUTLU DOGUM SEMPOZYUMU (TEBLİGLER) 19 NİSAN 2004 ISPARTA S.D.Ü. İLAHİYAT FAKÜLTESi İslam Felsefesi Anabilim Dalı Başkanlığı Bilimsel Toplantılar Yayın No: 2 TERTİP HEYETi S.D.Ü. iLAHiYATFAKÜLTESi İslam Felsefesi Anabilim Dalı Başkanlığı Prof. Dr. İsmail YAKIT (Başkan) Doç. Dr. Kemal SÖZEN Dr. Nejdet DURAK Bilgehan Bengli TORTUK EDiTÖR Prof. Dr. İsmail YAKIT ISBN 975-7929-92-1 Kapak ve İç Düzen Nejdet DURAK BASKI Tuğra Matbaası, ; :: . ·. (0246) 22414 68 , ·:· ·.; ,, '. :,.::: ; Yayınlanan tebliğierin dil, üslilp ve ilmi sorumluluğu yazariarına aittir. Yayınlanan tebliğler kaynak gösterilmek şartıyla iktihas ve atıf şeklinde · kullanılabilir.: · ©SDÜ ilahiyat HtkUlt~sil~I~ Fei;~f~si Ana Bilim Dalı-2006 iSTEME ADRESi S.D.Ü. ilahiyat Fakültesi ISPARTA Tel: (0246) 211 45 50 DİNİ İLETişiM VE LiDERLİK AÇlSINDAN Hz.PEYGAMBER'İN SlFATLARI Hüseyin CERTEL Giriş İslam'ın peygamber ve vahiy inancı, Allah ile kullan arasında karşılıklı bir iletişimin varlığı düşüncesine dayanır. Buna göre kullai dua, tevbe, istiğfar, zikir ve tesbihatlan esnasında telaffuz ettikleri sözleri ve bunlan dilleri ile söylerken gösterdikleri el açma, boyun bükme, göz yaşı dökme vb. davranışlan ve yine namazlannda okuduklan ayet, dua, tekbir, tesbih, hamd vb. sözlü erkanı oluşturan insan diline has kelimeleri ve kıyam, rükfr ve secde gibi beden diline özgü ifade biçimlerini bu iletişimde sembol olarak kullanırlar. Allah da semi' ve basir yani her şeyi hakkıyla işiten ve gören bir ilah olarak kullannın, kendisine yönelik sözlerini duyar, beden dilinin ifade biçimleri olan davranışlannı görür. Böylece Allah'la kullan arasında insandan Allah'a ya da aşağıdan yukanya doğru gerçekleşen iletişim doğrudan ve vasıtasız bir iletişim olup, burada asla bir aracıya gerek olmadığı gibi, araya Allah katında hatırlı olduğu düşünülen aracı ya da şefaatçilerin konulması tevhidi zedeleyip giderek şirke yol açan başlıca sebeptir. Aynı şekilde aşağıya 'doğru Allah ile kullan kurulan iletişim arasında, Allah'tan insana ya da yukardan de, insan dilindeki kelimelerin ortak semboller sözlü olarak gerçekleştiği gibi, başta görme olmak üzere insamn bütün duyulanyla algılayabileceği ve Allah'ın varlığının ve yaratıcı kudretinin delilleri olan tabiat olaylan ya da insanın kendi yaratılışındaki hikmetler de dahil olmak üzere alemdeki bütün varlık ve olaylar vasıtasıyla olarak kullanılmasıyla sözsüz olarak da gerçekleşir. Kur'an-ı Kerim, Allah'ın kullanna mesajlannı ifade aracı olarak kullandığı sözlü sembollere de, sözsüz sembollere yani duyulada müşahede edilen fiziki alemdeki varlık ve olaylara da ayet demektedir 1• Allah ile kullan arasında yukandan aşağı doğru kurulan dikey ve sözlü iletişimde vahyin doğrudan Allah'tan insanlara ulaşması şeklinde bir haberleşme söz konusu değildir. Zira ontolojik uyuşmazlık sebebiyle Allah ile insan arasında lisan1 bir konuşma mümkün değildir. Çünkü Allah ile insan birbirinden çok farklı varlıklar olup, onlann aynı düzeyde varlıklar olarak tasavvur edilmesi mümkün değildir. Halbuki doğrudan karşılıklı konuşma şeklinde sözlü bir iletişirnin kurulabilmesinin temel şartlanndan biri, ortak sembollerin kullanılması, diğeri de kaynak ile alıcının aynı kategoriye mensup, aynı düzeyde varlıklar olmasıdır. 2 Oysa Allah duyularla algılanıp kavramlması mümkün olmayan, ezeli, ebed1, sonsuz ve mutlak bir varlık olarak en .yüksek varlık düzeyinde bulunurken; insan eksik, aciz, tani ve varlığı başkasının varlığına bağlı bulunan bir varlık düzeyini temsil etmektedir. Bu durum, Allah ile kullar arasında vahiy yoluyla kurulan sözlü iletişimde, mesajın insanlara doğrudan değil dolaylı olarak ulaştınlmasını gerektirmektedir. Yani vahiy ya da mesajın , önce vahiy meleği vasıtasıyla vahyi almaya müsait birşekilde yaratılıp hazırlanılmış olan peygambere ~aştınlması, sonra da peygamberin kendisine ulaşmış bulun~n ilahi mesajlan diğer insanlara tebliğ etmesi gerekmektedir. Buna göre Allah ile kullan arasında yukardan gerçekleşen sözlü iletişim iki aşamalı olup, bunun ilk vasıtasıyla gerçekleşen dolaylı; aşağıya doğru (dikey) aşaması meleği vahiy ise Hz. Peygamberle diğer insanlar arasında gerçekleşen doğrudan ve yatay iletişimdir. Bu iletişim ya da haberleşmenin ilk aşamasında mesajın çıktığı kaynak Allah, bitiş noktası ya da alıcı Hz. Peygamber, iletişimde kullanılan vasıta, araç ya da kanal ise vahiy meleği Cebrail'dir. Ancak iletişimde mesajın (vahyin) ulaşması gerektiği son nokta Hz. Peygamber değildir. İlahi bildirinin onu da aşıp diğer insanlara ulaşması hedeflenmektedir. Bunun için iletişirnin ikinci aşaması, aynı kategori ya da varlık düzeyinde bulunan peygamberle diğer insanlar arasında doğrudan ve yatay olarak sürdürülecektir. Bu aşamada Hz. Peygamber, dini iletişimde Allah'tan gelen mesajın kendisinde toplanıp diğer insanlara aktanldığı kaynak olarak değerlendirilebileceği gibi, Allah ile kullan arasındaki iletişirnin bütünü ikinci aşaması el-Bakara, 164; Al-i İmran, 190; er-Ra'd, 4; enNahl, 12; Yfinus,6,67; er-Rfun, 21,23,24,37; el-Ankebüt,24. 2 Izutsu, Toshihiko, Kur'an'da Allah ve İnsan, Çev.: Süleyman Ateş, Kevser Yayınlan, Ankaratrsz., s. 155-157. 1 246 -~:-- içinde ise iletişim aynı kendisi ile ulaştıran seçilmiş Şu zincirinde vahiy meleğinden ,aynı varlık kategoriye mensup bir elçi ve sonraki halkada yer alıp, mesajı düzeyinde bulunan kullara tebliğcidir. halde dindeki konumu Allah'a elçilik olan Hz. Peygamberin en önemli ve öncelikli görevi tebliğ yani, vahyin diğer ulaştırılrnasıdır. insanlara "Ey peygamber! Rabbinden sana indiriZeni tebliğ et, eğer bunu yapmazsan, O'nun elçiliğini yapmamış olursun3" ayetinde bu husus açıkça ifade edilmiştir. Ancak Kur'an ayetlerine bakıldığında onun dini iletişimle ilgili görevinin sadece kendisine vahyedilen tebliğde bulunduğu mesajı tebliğden kimseleri, tebliğe ibaret olmadığı konu olan aynı görülür. O mesajın muhtevasında zamanda yer alan hakikatleri ve talepleri kabul etmeye davet edecek; onları hak dinin inanç 4 esaslarını kabul etmeye, arneli konularla ilgili ilahi emirleri yerine getirip yasaklananlardan sakınmaya çağıracaktır. Bu çağrı karşılık olumlu bulup, insanlar Allah'ın dinini kabul ettikten sonra onun görevi daha da çeşitlenecektir. Bu çerçevede, kulları Allah'la semboller(kelimeler)den oluşan arasındaki iletişimde bir mesaj olan vahye herkesin sözlü aynı anlamı yüklernesi ve mesajın Allah'ın kastettiği manada anlaşılınasını sağlamak üzere, Kur'an ayetlerini açıklamak yani beyan 5 , Hz. Peygamber'in görevlerinden biridir. "Biz size ô:yetlerimizi okuyacak, sizi her kötülükten antacak, size Kitabı,hikmeti ve bilmediklerinizi öğretecek bir peygamber 6 gönderdik. "ayetinden ve "Allah beni m~allim olarak gönderdl" hadisinden anlaşılacağı üzere, kendilerine ulaşan mesaja olumlu cevap vererek iman edenlere yönelik olarak Hz. Peygamber'in bir diğer görevi de ta 'Ilm yani,onlara dini öğretmektir. Aynı zamanda ilahi mesajın görevini her şeyden önce vahyin yani, örnek alınacak mükemmel muhtevasını dindarlık muhataplarından bizzat kendi modeli biri olarak o, bu şahsında yaşayarak oluşturmak getireceJc ve böylece ümmeti için o, tüm zamanlarda örnek suretiyle yerine alınması gereken kamil bir dindarlık modeli olmaya devam edecektii. Hz. Peygamber vahyi kabule 3 çağırmak,farklı tebliğ etmek, onun itikadi ve amell taleplerini idrak düzeyindeki insanların anlayışına sunmak üzere 4 el-Maide, 67. en-Nahl,l25; el-Hacc,67; el- Ankebil.t,87; el-Ahzab,45,46; eş-Şu'ara,I5; el-Ahkaf,31,32. 5 İbrahlm,4. 6 el-Bakara,I51. 7 İbn Hanbel, 3/328. 8 Bkz. el-Ahzab,21. " 247 onun muhtevasını şerh ve izah (beyan) etmek, mü'minlere eğitim-öğretim hizmeti sunmak, onlara örnek alacal.<ları davranış modelleri oluşturmakve bütün bunları en etkili ve verimli bir şekilde yerine getirebilmek için gerekli metot ve yöntemler geliştirip uygulamakla görevlidir. Bütün bu etkinlikler ise, Peygamber'in diğer iletişim insanlarla sürekli ve etkili bir HZ. faaliyeti içinde bulunmasını gerekli kılmaktadır. Öte yandan Hz. Peygamber, aynı zamanda zikri geçen bu görevleriyle topluında köklü bir değişimi 9 gerçekleştirmek üzere Allah tarafından seçilmiş kurarak onları büyük bir lider olarak da, hem insanlarla etkili iletişim ortak amaçlar etrafında toplama, örgütleme ve harekete geçirme becerisiyle, hem de sahip olduğu kişisel yaşadığı etmiş toplumda tebaruz itibarla Hz. Peygamber'in öğelerini, onun dini gerçekleştirmekle özellikleri ve yetenekleriyle içinde şahsiyet büyük bir hayatındaki bütün olayları iletişimde mesajın çıktığı görevli büyük bir lider durumundadır. olmak ve onun kişiliğini~ kaynak ve toplumsal Bu tüm değişimi oluşu açısından değerlendirmek gerekir. Biz burada İslam kültür çevresinde peygamberin sıfatları olarak genel kabul görüp, inanç konusu olmuş özellikleri bu çerçevede değerlendirmeye çalışacağız. Hz. Peygamberle insanıar-arasında tebliğ, davet ve ta'llm yoluyla kurulan ve öncelikle onların din konusunda bilgilendirilmelerini, bu bilgilerin kabul ve tasdik edilip değiştirilmesini olmayıp, içselleştirilmesiyle hedefleyen bu dini ondan sonra da din iletişim, eğitimcileri, de ,dini tutum ve davranışlarının Hz. Peygamber'in hayatıyla sınırlı din görevlileri ve dini yaymak ve yaşatmak için samirniyetle çalışanlar tarafından sürdürülecek bir faaliyettirı 0 • Hz. Peygamber'in Sıfatlan Bilindiği gibi peygamberlerin emanet, ismet, fetanet ve tebliğ yer sıfatları almaktadır. olarak akaid kitaplarında sıdk, Biz bunlardan tebliği, insanlara ilahı" mesajı taşıma görevi ve bu çerçevede gerçekleştirdiği tüm etkinlikler olarak Hz. Peygamber'in görmekteyiz. Bu kişisel bir bakımdan özelliği (sıfatı) olarak değil, onun burada Hz. Peygamber'in özellikleri olup, pek çok olumlu kişilik davranışı kişiliğinin olarak belirgin özelliklerinin kendisinde birbiriyle Hz. Peygamber'in gerçekleştirdiği sosyal ve kültürel değişmeler hakkında bkz. Efe, Adem, "Karivnatik Bir Lider Olarak Hz. Peygamber'in Gerçekleştirdiği Bazı Sosyal ve Kültürel Değişmeler", SDÜ İlah. Fak. IV. Kutlu Doğum Sempozyumu, Isparta 2001,s.358-367. 10 Dini iletişim hakkında geniş bilgi için bkz. Kaya, Mevlüt, Din Eğitiminde İletişim ve Dinf Tutum, Etüt Yayınlan, Samsun 1998; Mustafa Köylü, Psiko-Sosyal Açıdan Dinf İletişim, Ankara Okulu Yayınlan, Ankara 2003. 9 248 uyumlu ve tutarlı bir biçimde bir araya gelmesinin sonucu olarak ortaya olan diğer dört sıfat üzerinde duracağız. çıkmış Emanet Peygamberin sıfatlarından biri inanılan olarak emanet, Hz. Peygamber'in her bakımdan kendisine güvenilen emin bir insan olması ve kendisinde asla ihanet ve hıyanet bulunmaması demektir11 • Gerçekten de Hz. Peygamber'in, peygamberlik görevine başlamadan önceki kırk yıllık hayatıyla ilgili olarak bilinenler içinde en bariz olanı,onun içinde yaşadığı toplumdaki herkes tarafından çok yüksek bir ahlaki duyarlılığa sahip, dürüst ve güvenilir bir insan olarak tanınmış olmasıdır 12 .0, henüz peygamberlikle görevlendirilmeden önce, sergilediği örnek davranışları ve sahip olduğu ahlaki erdemleriyle, üyesi olduğu toplumun saygın bir bireyi olarak tanınıyar ve "Muhamınedü'l-Emin 13 " Emin ya da güvenilir olmak ise, kişinin ancak pek çok üstün kişilik özelliklerine sahip olmakla başkaları üzerinde bıraktığı olumlu izienimler sonucu elde edebileceği bir imajdır. Bir başka ifadeyle güvenilirlik, kişide diye anılıyordu. birbiriyle uyumlu ve tutarlı bir biçimde bütünleşmiş bulunan şahsiyet özelliklerinin bütününden · bağımsız olarak sahip olunabilecek bir özellik değildir. Dini iletişimde mesajın söz ya da davranış olarak kendisinden çıktığı kaynak ve aynı zamanda yürüttüğü tebliğ ve davet faaliyetleriyle cahiliye inanç toplumsal değişime önderlik eden bir lider olarak Hz. Peygamber'in insanlarla iyi ilişkiler kurabilen üstün iletişim yeteneğine sahip, güvenilir bir insan olarak tanınmış olması tabiidir. Çünkü güvenilirlik ve ve geleneklerini değiştirerek iletişim kurma becerisi, hem iletişirnin amacına ulaşabilmesi için kaynağin sahip olması hem de çevresindeki insanları etkileyen, yönlendiren bir kişi olarak liderde bulunması gereken kişisel özelliklerdendir14• .Peygamberlik söz konusu olunca, etkileyici bir iletişim kaynağı olarak Hz. Peygamber'in iletişim yapmaktaki maksadının doğru anlaşılması açısından 11 Gölcük, $erafettin-Toprak, Süleyman, Keliim, 3. bas.,Tekin Kitabevi, Konya 1996, s. 314315. 12 Fazlur Rahman, İslam, Çev.: M. Dağ-M. Aydın, 3. bas., Selçuk Yay., İstanbul 1993, s. 14. 13 İbn İshak, Muhammed, Sfret, Rabat 1396, c.I, s. 57-59; İbn Hişam, Muhammed Abdulmelik, Hz. Muhammed'in Hayatı (Siretu'n-Nebl), Çev.: İzzet Hasan-Neşet Çağatay, Ank. Üni. ilahiyat Fak. Yay., Ankara 1971, s. 122; İbn Sa'd, Muhammed, et-Tabak!itu'lKubrii, Beyrut trsz, c.I,s.146; İbn Seyyidinnas, 'Uyilnu'-Eser fi'l-Megiizf ve's-Siyer, Beyrut trsz, c.I, s.52; Watt, V.M., Hz. Muhammed, Çev.:Hayrullah Örs, İstanbul 1963, s.16. 14 Krş.Eren, Erol, Örgütsel Davramş ve Yönetim Psikolojisi, 5.bas., Beta Yayıncılık, İstanbul 1998, s.348. 249 tarafından kaynağın güvenilirlik son derece önemlidir. Çünkü muhataplar güvenilir olduğunun bilinmesi, onun doğru anlaşılınasına yardım tarafından, dinleyicileri ulaşmak istediği amacın inamlırlığını artırır. kandırmak Nitekim etkileyici bir maksadı, iletişime kurmaktaki dinleyenler üzerinde fazla etkili dinleyici kurmakla eder ve dolayısıyla dini iletişimde, alıcı ya da dinleyiciler üzerindeki etkisini ve iletişim kaynağının iletişim iletişim yorumlanırsa, kaynağın alıcı olarak olmadığı tarafından iletişim kaynağının, muhatap olanlar bilinmektedir. Bir o başka ya da ifadeyle, iletişimle kişisel çıkar sağlamayı amaçlamarlığına inanılırsa, bu durum o iletişimin etkisini artırmaktadırı 5 • Çünkü kaynağın iletişim sağlamak emin veya kurmaktaki niyet ve muhatapları olmaları, mesaja maksadının, aldatmak yahut onlara olumlu cevap zaı:ar kendisi için menfaat vermek vermeleri olmadığından konusunda alıcıları 6 etkilemektedir. Bu dakaynağın güvenilir (emin) olmasıyla ilgilidirı • Risaletin başlangıcında tebliğ onları ayetlerini edip amacının onları kandırarak imiina çağırırken, para, mal, mülk, sağlamak olmadığını açıkça Kureyşli müşrikler, Hz. Peygamber Mekkeli gösteren insanlarla kadın şöyle müşriklere Allah'ın kurduğu ve makam gibi bir olay bu kişisel ·çıkar yaşanmıştır: Hz. Peygamber'i himaye etmekte olan amcası iletişimin Bir gün Ebu Tiilib'e bir heyet göndererek ya yeğeni Muhammed'in yapmakta olduğu dini tebliğ işine kendisinin ıniini olmasım halde onu kendi ya da onu kendilerine teslim etmesini teklif edip, aksi atalarının dinine ihanet etmiş EbU eli altında tutan Allah'a yemin ederim ki, şu ilahf tebliğ vazifemi terk etmem için güneşi sağ elime, ayı da sol elime verip bana bağzşlasalar, sen bile beni terk edip bırakmış olsan, onlann bu dediklerini yapmam ... Rabbim Allah bana yeter" demiştir 17 • Bu yolla sonuca ulaşamayan Mekkeliler "Şehir Meclisi"nde konuyu yeniden müzakere ederek, Hz. Peygamber'le doğrudan temas kurup, onu davasından vazgeçmeye ikna etmek üzere aralarından bu işe ehil gördükleri Utbe'yi seçtiler. Utbe Rasfilullah'ın yanına gelip şöyle konuştu: Tiilib bu teklifi kendisine 15 16 17 bildirdiğinde sayacaklarını söylemişlerdir. Hz. Peygamber, "Canımı Kağıçıbaşı, Çiğdern, İnsan ve İnsanlar, 7.bas., Evrim Basım Yayım Dağıum, İstanbul1988, s.170. Krş. Tekarslan, Erdal ve diğerleri, Sosyal Psikoloji, Filiz Kitabevi, İstanbul 1989, s. 140141; Freedman,D.O. ve diğerleri,Sosyal Psikoloji, Çev.: Ali Dörunez, 3. bas., imge Kitabevi, Ankara 1998, s.351. İbn Hişam, Hz. Muhammed'in Hayatı, s.165; Hamidullah, Muhammed, İslam Peygamberi, Çev.: Salih Tuğ, İrfan Yayımcılık, İstanbull990, s. 100-101. 250 "Seni her zaman akıllı, iyilik sever ve kalbeyakın bir kimse olarak tanır, biliriz. Senin hiç kimseye kötülük yaptığını gönnedik. Şehir ahfılisi üzerinde senin gaybdan tekrar edecek verdiğin değilim. haberlerin ne kadar heyecan ve kargaşa yarattığını sana Bana samirniyetle söyle! Bütün bunlardaki maksat ve niyetin nedir? Eğer para arzu ediyorsan, sana teminat veriyorum ki şehir halkı sana istediğin kadannı toplayıp verecektir. Eğer kadın istiyorsan, şehrin en güzel kızlannı kendine zevce olarak seç al!. Emin ol ki seni memnun etmek için her şeyi yapma konusunda ittifak ettik. istiyorsan, yine biz seni en ulu Eğer şu hükümet işlerinin başına geçmek başkanımız olarak seçmeye hazznz. Ancak bir şartla: Sahip olduğumuz dinf hassasiyete ve sosyal alandaki değerierimize hücum edip, bunlan sarsma! Bundan böyle eskiden atalanmızm taptığı ve bizim de şimdi tapmakta olduğumuz putlann ebedf cehennem ateşine atılacaklannı söyleme!" Bu konuşma üzerine Hz. Peygamber, Kur'an'dan Mekkelilerin tekliflerini reddetrnekle, yapmakta kendisine maddi veya rr..anevi olduğu bazı din! ayetler okuyarak tebliğ çıkar sağlama amacı gütrnediğini faaliyeti ile ispat etmiş 8 olduı • Netice olarak Allah RasUlü, sahip sosyal statü ve itibarı ve örnek toplumda zaten sevilen, sayılan, risalet döneminde de din! ve haskılara güvenilir bir kimse olarak yapılan rüşvet rağmen ahiili erdemleri, ilaili zekası, ile peygamberlik öncesi dönemde iletişimde mesajın çıktığı vazgeçmesi için kendisine haksızlık şahsiyeti olduğu tanınmakta kaynak olarak iken; davasından tekliflerini reddederek, her türlü mesajı tebliğ vazifesini sürdürerek, samirniyet ve güvenilirliğini bir kez daha ispat etmiştir. Sıdk İslam inancına göre Peygamber, insanların en doğru ve dürüst olanıdır. O asla yalan söylemez. Doğru ve dürüst olmak, bütün insanlarda istenen 'ahllli erdemlerden biridir. Peygamberde ise bu zorunlu(vacip)dur. Peygamberin sözleri doğrudur, bulunması özelliğin bulunması hak ve gerçektir. Onun getirdiği vahyin kabul edilebilmesi için asla yalan söylemeyen doğru bir insan olarak bilinmesi şarttır 19 • Hz. Peygamber'in bu özelliği ile ilgili olarak Kur'an'da şöyle denilmektedir: 18 İbn Hişam,.Hz. 19 Muhammed'in Hayatı, s.l85-186; Hanıfdullah, İslam Peygamberi,c.I,s. 101. Gölcük-Toprak, Keliinı, s.314-315. 251 üzeceğini "Ey Muhammed! Onlann söylediklerinin seni biliyoruz; doğrusu onlar seni yalancı ayetlerini bile bile inkar ediyorlar20 ". "Eğer Peygamber bize atfen saymıyorlar, bazı sözler kuvvetle yakalar; sonra onun can damannı kopanrdık 21 Bu ayetlerde Hz. Peygamber'in, kendisine söylediği, içinde indirdiği mesaja kendisinden hiçbir ". kullanna tebliğ şey katmadığı etmek üzere yani, doğru ve esasen toplumun , onun yalan söylemeyen dürüst bir insan olduğunu açıktan tebliğ Kureyşlilere elbette onu verilmeyeceği edilmeyeceği kabul ettikleri ve onu dini davranışa bunun aksi bir yaşadığı Allah'ın Allah'ın fakat zalimler uydurmuş olsaydı, elbette izin yalancı saymadıklan açıkça etmeye başladığı sırada teyit_ edilmektedir. Nitekim o, bir gün Safa tepesine çıkarak tepenin arkasında bir düşman ordusunun bulunduğunu haber versem bana inanır mısınız?" diye sormuş, onlar da "Evet,inanınz, çünkü senin hiç yalan söylediğini duymadık" demişlerdir22 • Yine hitaben "Size Kabe'nin yeniden etmek için şu inşası esnasında anlaşmazlığa düşüp, Hacerü'l-Esved'i yerine koyma şerefini elde ertesi gün mabede ilk giren kimseyi bu sorunun çözümü konusunda hakem tayin etmek üzere anlaştıklannda, ertesi gün mabede ilk giren kişiniri Hz. Muhammed ~lduğunu görünce, farklı kabileleri temsilen orada bulunaİı herkesin "İşte doğru adam (el-Emfn), razı olduk, bu 23 Muhammed' dir" diyerek memnuniyet ifade etmeleri , Hz. Peygamber'in henüz peygamber olmadan önce bile toplumunun dürüstlüğü ile tanınmış güvenilir ve saygın bir ferdi Sıdk, olarak olduğunu gösteren örneklerden biridir. Hz. Peygamber'in dini yürüttüğü tebliğ sıfattır. Çünkü kaynak doğruluğundan söyleyebileceği düşünülen inanılırlık özelliği ile çok yakın kökleşmiş hedefleniyorsa, bir haber kaynağı inanılır dini inanç, tutum ve kaynağın kanaatİn oluşmuş olması 20 ve güvenilir değildir. Böyle dürüst ve 252 davranışlannın inanılır olduğu iletişimle değiştirilmesi konusunda çok güçlü bir gerekir ki, Hz. Peygamber el-En'am, 33. el-Hakka, 44-45. 22 Hamidullah, İslam Peygamberi,c.I,s. 90. 23 İbn Hişam, Hz. Muhammed'in Hayatı, s. 121-122. 21 ilgisi olan emin olunmayan ya da yalan söyleyen yahut bir kaynaktan gelen mesajiann kabul görmesi beklenemez. Hele bu insaniann kişi ve davet faaliyetlerinin, muhataplar üzerinde beklenen etkiyi yapabilmesi için gerekli olan bir iletişimde mesajın çıktığı hakkında henüz risaletle görevlendirilmeden önce bile toplumda böyle bir kanaatin olarak oluştuğu yaygın ve belirgin anlaşılmaktadır. Isınet Dini açıdan 'ısmet, Allah'ın peygamberlerini günah işlemekten, isyan etmekten, yasak ve haram sayılan davranışları irtikap etmekten koruması, bunları onlardan uzaklaştırması demektir. 'Ismet, Allah'ın, peygamberlerine ilahi bir lütfu olup, bir bakıma onları gözetim altında tutarak günah sayılan davranışlardan korumasıdır. İslam inancına göre iman, ahlak, amel, tutum ve davranışlar bakımından insanlara model ve rehber olan peygamberler günahlardan masumdurlar, Allah'ın emirlerine asla muhalefet etmez, yasaklarını da çiğnemezler24 • Onların insanlar nazarında değer ve itibarlarını düşürecek, güvenilirliklerini sarsacak hatalara düşmekten vahiy ya da bir başka ilah! müdahale yoluyla Allah tarafından uyanlmak suretiyle korunmuş olmaları irade ve sorumluluklarını ortadan kaldırmaz25 • İslam alimlerinin çoğunluğu, peygamberlerin peygamberlik döneminde ve öncesinde küfürden korunmuş oldukları görüşünde birleşrnişlerdir. Ancak Hancilerin Fudayliye kolu, günah sayılan her fiili küfür kabul ettiklerinden, peygaberlerin küfürden korunmuş olduklannı kabul etmezler26 • Şu bir gerçek ki, insanlar genellikle sahip olduklan değerler ve kişisel meziyetler bakımından kendilerinden üstün gördükleri kimseleri kendilerine yakın hisseder, onlara sevgi, saygı. ve hayranlık gibi olumlu duygular besler, müspet tutum takınırlar ve dolayısıyla onlarla olan iletişimlerinde onlardan etkilenmeye, onlara inanıp güvenıneye daha hazır ve yatkındırlar.Çünkü bireylere ilişkin kanaat,bilgi ve duygular sonucu oluşan tutumlar, kişiler arasındaki iletişim ve etkileşim sürecini doğrudan etkiler. Bu sebepledir ki, toplumu ile din! iletişim kurarak insanların din! inanç, tutum ve davranışlannı ilah! mesajın talepleri doğrultusunda değiştirmekle görevli olan Hz. Peygamber' in, bu görevini etkili ve başarılı bir biçimde yerine getirebilmesi için zekası, özel yetenekleri, sosyal statüsü27 ve fiziksel özellikleriyle olduğu kadar, tutum ve davranışlarındaki istikrar ve tutarlılıkla da diğer insanlar içerisinde 24 Gölcük-Toprak, Keliim, s.309. Sabfull, Nureddin, Miitun"diyye Akiiidi, (Neşr.:Bekir Topaloğlu), Diyanet İşleri Bru;kanlığıYayınlan, Ankara 1979, s. 53-54. 26 Sabilni, Nureddin, Miitun"diyye Akiiidi, s.54. 27 Statü, aynı zamanda liderliğin önemli belirleyicilerinden biridir. Aynntılı bilgi için bkz. Freedman ve Diğerleri, Sosyal Psikoloji, s.518-519. 25 253 etmiş olması tebfuiiz davranışlarını gerekir.Gerçekten de hak dinin ilkeleri istikametinde iletişim kaynağı ve aynı olarak dini ve ahlaki zamanda bu çok yönlü yaşantısı gösterilen kusursuz bir güvenilirlik ve inanılırlığını Bizzat kendi ilk muhatabı olması insanların şahsiyet değiştirmeyi değişime davranışlarıyla ve dini inanç, tutum ve amaçlayan. bir önderlik eden bir lider da takdir edilip, örnek olarak toplumda kabul görmesi, onun artırmıştır. şahsında yaşamak ve başkalarına ulaştırmak üzere vahyin olan Hz. Peygamber'in, ona muhalif davranarak günah işlemiş davranışlarının olduğu ya da onun inanç ve birbiriyle çelişkili düşünülemez. Zira böyle bir durum, hem dini iletişim kaynağı ve inananların lideri olarak onun güvenilirlik ve inanılırlığını sarsıp, yürüttüğü iletişimin etkisini azaltır, hem de inananlar için bütün zamanlarda örnek alınması gereken ideal dindarlık modeli oluşturma misyonu ile bağdaşmaz. Çünkü günah işleyen bir kimse, dinde örnek alınması gereken bir model olamayacağı gibi, insanların, tebliğ ettiği ilahi emir ve yasaklara kendisi karşı gelerek günah işleyen bir peygamberlik · iddiasına da, kendilerine ulaştirdığı · mesajın kimsenin muhtevasına da inanlllı!yacakları açıktır.Özellikle Hz. Peygamberin kendileri gibi yiyip içen/ çarşıda dolaşan -bir insan olmasım bile kabullenmekte zorlanarak, peygamberin melek ya da insan üstü bir düşünen bir toplumun, - günahkar ve ahlaki peygamberliğini Şu söyleyip varlık olması gerektiğini zaafları kabul etmeleri beklenemez. halde Hz. Peygamber'in sadece iyi, güzel, tebliğ olan bir kimsenin etmesi, onun Allah'ın doğru elçisi olarak kabul edilip ve hak olam tebliğine kulak verilmesi ve getirdiği ilahi düstfuların hayata geçmesi için yeterli olamaz. Onun bunları bizzat kendi şahsında kusursuz yaşamış olması gerekir. Bu itibarla Hz. Peygamberin 'ısmet sıfatım, olarak onun sahip olduğu özellikler çerçevesinde tutarlı tavır ve etkili bir dini güvenilirlik, düşünmek davranışlarıyla, iletişim kaynağı inamlırlık, sevilebilirlik, yeterlilik vb. gerekir. Nitekim o, sahip olduğu ve büyük bir lider istikrarlı ve birbiriyle ahlaki erdemleriyle gerek risalet öncesi ve gerekse risalet döneminde insanlar üzerinde olumlu intiba uyandırıp, onların güvenini kazanmış bir insan olup, bu amaçla Allah tarafından gözetilip zaman zaman ilahi müdahale ile günahlardan korunmuştur. Kaynaklar, onun henüz peygamber olmadan önce bu tür müdahalelerle korunduğuna dair bilgiler 254 Risalet döneminde ise vahiy yoluyla ikazlar yapılarak hataya düşmekten korunduğunu gösteren ayetler bulunmaktadır29 • 28 vermektedir • Fetanet Fetanet, zeki ve hikmet sahibi olmak demektir. İslam inancına göre Hz. Peygamber insanların en zekisi ve hikmet sahibi olanı dır. Kur' an-ı Keıim' de peygamberlerin zihinsel kapasitesi ve sezgi gücü yüksek, zeki,akıllı ve feraset sahibi insanlar olduklannı gösteren pek çok olay nakledilir30 • Allah, kendilerine verdiği elçilik görevini başarabiimelen için bütün peygamberlerine üstün zeka, anlayış gücü ve hikmet vermiş, onlar bu özellikleriyle kendilerini göstermişlerdir3 ı. toplumları içerisinde insanlarla en uygun ve etkili yöntemlerle iletişim kurup onlarda inanç, tutum ve davranış değişikliği meydana getirerek toplumlarına önderlik etmek üzere seçilmiş birer lider ve dini iletişim kaynağı olarak peygamberler, güzel konuşma, güven verme, yüksek düzeyde cesaret ve özgüven, sosyal statü ve etkileme gücü vb özelliklere sahip, daha da önemlisi zihin gücü yüksek, akıllı ve dışa dönük insanlardır.Onlar yürüttükleri iletişimle toplumlarında yeni bir inanç ve hayat nizarnını yerleştiren ve insanlık· tarihinde kalıcı izler bırakan büyük lider şahsiyetler olarak aynı zamanda boy, ağırlık, güç, yaş, fizyonomik görünüm, sağlık vb fiziksel özellikleriyle de kusursuz olmak durumundadırlar. Çünkü onların, Allah'ın elçisi olma konumları ve kendilerine yüklenen, ilahi 32 mesajı tebliğ ve ta'lim edip, bizzat kendileri yaşayarak model olmak suretiyle toplumlarında çok zor ve köklü bir değişimi gerçekleştirme görevleri bunu gerektirir. Şu iletişimde 28 halde peygamberliği süresince yürüttüğü tebliğ faaliyetlerinde dini bilgi, tutum ve davranış olarak mesajın çıktığı kaynak ve aynı Aynntılı bilgi için bkz. İbri Kesir, el-Bidiiye ve'n-Nihiiye, Daru'J-Kutubu'I-'Ilmiyye, Beyrut trsz., c.II, S.266-267; el-Askalfuli,İbn Hacer Ahmet b. Ali, el-Metiilibu'l-iiliye, Daru'lMa'rife~ Beyrut trsz.,c.IV, S.178; el-Heysemi, Nureddin Ali b. Ebubekr, Mecme'u'zZevrud ve Menbeu'I- Fevrud, Daru'r-Reyyan, Kahire 1987, c.XII, S.226; el-Buhan, Menakibu'l-Ensar 25, Hacc 2, Müslim, Hayz 76-77; Ahmed b. Hanbel, III/295, . 310,333,380. 29 el-Enffil,67-69; Abese, 1-10; et-Tevbe, 44-46,80; el-Kehf, 28; el-En'am, 52; el-Ahzab, 37; et-Tahrim, 1-3. 30 Bkz. el-Enbiyıi,51-67; el-Bakara, 258. 31 Gölcük-Toprak, Keliim, s. 315. 32 Liderin özellikleri hakkında geniş bilgi için bk. Freedman,D.O. ve diğerleri,Sosyal Psikoloji,, s.517-522; Tekarslan ve diğerleri, Sosyal Psikoloji, s.l06-107; Kağıçıbaşı, İnsan ve İnsanlar, 7.bas., s.229-230; Eren, Örgütsel Davranış, s.347-348; Şimşek, Şerif ve Diğerleri, Davranış Bilimlerine Giriş ve Örgütlerde Davranış, Nobel Yayın Dağıtım,Ankara 1998, s.142~143. 255 ~ zamanda yeni bir inanç sistemini yerleştirerek bir peygamber ve bugün bir buçuk milyan topluma düzen getirip yön veren aşkın insanın kendisine örnek model olarak Hz. Muhammed(sav)in, bu konum ve misyonuna uygun aldığı düşen fiziksel ve kişisel özelliklere ve bunlardan biri olarak yüksek zihin gücüne sahip olduğu gerçeğini kabul etmek ve peygamberlerin fetanet metafizik alemle iletişim ayrıcalık sağlayan kurmalanna imkan sıfatını, onlann ruhi bir özellik ve olarak düşünmek gerekir. Sonuç: sıfatlan, Hz. Peygamber'in onlarda ilahi iradenin gerçekleştirmek değişime insanlarla en etkili biçimde isteği doğrultusunda üzere Allah tutum ve tarafından seçilmiş iletişim kurarak davranış değişikliği bir elçi ve toplumda köklü bir önderlik eden mükemmel bir lider olarak kendisine yüklenen görevi yapabilmesi için onun, gerek doğuştan kendisine verilen ve gerekse takdir edilen hayat tecrübeleriyle Rabbi belirgin ve temel kişilik tarafından eğitilmesi sonucu aynı özellikleri olup, bunlar kazanınış zamanda olduğu diğer birçok olumlu özelliğe de sahip olmayı gerektirir.Nitekim o, dini, ahlaki, ruhsal ve fiziki açıdan dindeki konum ve lJ!İsyonuna uygun düşen her türlü insani özelliklere sahip :\<arnil bir insandı .. 1 iletişim Bugün dini faaliyetlerini yürütmekte olanlann, bu özelliklerine sahip olma düzeyi bakıtnından kişilik Hz. Peygamber' e denk olmalan elbette beklenemez. Ancak onlann başanlı olmalan, alan bilgisi ve mesleki formasyon birbiriyle açısından tutarlı iletişim kaynağı ve yeterli olmalan kadar, dini istikrarlı tutum ve davranışlanyla, olan Hz. Peygamber'e Çünkü Hz. Peygamber her konuda kişilik olduğu olarnamalannın gelişmiş ve toplumda olarak merak ediyorsak, onlann bir dini en büyük lider ve dini yaklaşmalanna bağlıdır. bir yere sahip iletişim kaynağı alınması görevini yürütenlerin, sahip iletişim imkanlarına saygın ve ahlaki erdemleriyle, gibi bu konuda da örnek iletişim gereken bir modeldir. Günümüzde dini olduklan oldukça yaşantı rağmen, yeterince etkili olarnamalannın sebeplerini olarak sahip olmalan gereken kişilik özelliklerine ne ölçüde malik olduklan yani, iletişime muhatap olan insaniann zihinlerindeki imajlannın ne olduğu konusu üzerinde ciddi olarak düşünmemiz gerekir. Özellikle geniş halk kitlelerine hitap eden radyo ve televizyon prograrnlan,gazetelerdeki dini köşeler,dini iletişim bulunanlann, söz konusu etkinlikleri araçlan vasıtasıyla dini iletişimde yapmaktaki amaç ve niyetlerinin ne 256 olduğunun, ve ilmi toplantılar, vb. bu kimselerin ne kadar dini ve ahiili hassasiyet sahibi konuyla ilgili alan olduklannın, karakter yapılannın, üzerinde hakkında uzmanlaşmış tarafından bilinmesinin,iletişirnin olmadıklannın olup sonucu üzerinde etkili konuştuklan muhataplar olacağı muhakkaktır. Çünkü insanlar, kendileriyle iletişim kurarak, son derece hassas oldukları din konusunda farklı şeyler söyleyen, kirnselerin, bunu, kişisel çıkar sağlamak, popüler olmak,sivrilmek, da çarpık din muhataplarının inançlannı anlayışianna zarar vermek amacıyla güvenmek isterler. ifsat ederek din karşıtı ya sahip odaklara hizmet etmek suretiyle dindarlara yapmadıklarından eınln olmak, bu konuda onlara 257