vıı. kutlu dogum sempozyumu

advertisement
T.C.
SÜLEYMAN DEMiREL ÜNİVERSİTESİ
İLAHİYAT FAKÜLTESi
İslam Felsefesi Anabilim Dalı
...,
VII. KUTLU DOGUM
SEMPOZYUMU
(TEBLİGLER)
19 NİSAN 2004
ISPARTA
S.D.Ü. İLAHİYAT FAKÜLTESi
İslam Felsefesi Anabilim Dalı Başkanlığı
Bilimsel Toplantılar Yayın No: 2
TERTİP HEYETi
S.D.Ü. iLAHiYATFAKÜLTESi
İslam Felsefesi Anabilim Dalı Başkanlığı
Prof. Dr. İsmail YAKIT (Başkan)
Doç. Dr. Kemal SÖZEN
Dr. Nejdet DURAK
Bilgehan Bengli TORTUK
EDiTÖR
Prof. Dr. İsmail YAKIT
ISBN 975-7929-92-1
Kapak ve İç Düzen
Nejdet DURAK
BASKI
Tuğra Matbaası,
;
::
. ·.
(0246) 22414 68 ,
·:·
·.;
,,
'.
:,.:::
;
Yayınlanan tebliğierin
dil, üslilp ve ilmi sorumluluğu yazariarına aittir.
Yayınlanan tebliğler kaynak gösterilmek şartıyla iktihas ve atıf şeklinde
·
kullanılabilir.:
·
©SDÜ ilahiyat HtkUlt~sil~I~ Fei;~f~si Ana Bilim Dalı-2006
iSTEME ADRESi
S.D.Ü. ilahiyat Fakültesi ISPARTA
Tel: (0246) 211 45 50
DİNİ İLETişiM VE LiDERLİK AÇlSINDAN Hz.PEYGAMBER'İN
SlFATLARI
Hüseyin CERTEL
Giriş
İslam'ın peygamber ve vahiy inancı, Allah ile kullan arasında karşılıklı
bir iletişimin varlığı düşüncesine dayanır. Buna göre kullai dua, tevbe, istiğfar,
zikir ve tesbihatlan esnasında telaffuz ettikleri sözleri ve bunlan dilleri ile
söylerken gösterdikleri el açma, boyun bükme, göz yaşı dökme vb. davranışlan
ve yine namazlannda okuduklan ayet, dua, tekbir, tesbih, hamd vb. sözlü erkanı
oluşturan
insan diline has kelimeleri ve kıyam, rükfr ve secde gibi beden diline
özgü ifade biçimlerini bu iletişimde sembol olarak kullanırlar. Allah da semi' ve
basir yani her şeyi hakkıyla işiten ve gören bir ilah olarak kullannın, kendisine
yönelik sözlerini duyar, beden dilinin ifade biçimleri olan davranışlannı görür.
Böylece Allah'la kullan
arasında
insandan Allah'a ya da
aşağıdan
yukanya
doğru gerçekleşen iletişim doğrudan
ve vasıtasız bir iletişim olup, burada asla
bir aracıya gerek olmadığı gibi, araya Allah katında hatırlı olduğu düşünülen
aracı ya da şefaatçilerin konulması tevhidi zedeleyip giderek şirke yol açan
başlıca sebeptir.
Aynı şekilde
aşağıya 'doğru
Allah ile kullan
kurulan
iletişim
arasında,
Allah'tan insana ya da yukardan
de, insan dilindeki kelimelerin ortak semboller
sözlü olarak gerçekleştiği gibi, başta görme olmak üzere
insamn bütün duyulanyla algılayabileceği ve Allah'ın varlığının ve yaratıcı
kudretinin delilleri olan tabiat olaylan ya da insanın kendi yaratılışındaki
hikmetler de dahil olmak üzere alemdeki bütün varlık ve olaylar vasıtasıyla
olarak
kullanılmasıyla
sözsüz olarak da gerçekleşir. Kur'an-ı Kerim, Allah'ın kullanna mesajlannı
ifade aracı olarak kullandığı sözlü sembollere de, sözsüz sembollere yani
duyulada müşahede edilen fiziki alemdeki varlık ve olaylara da ayet
demektedir 1•
Allah ile kullan arasında yukandan aşağı doğru kurulan dikey ve sözlü
iletişimde vahyin doğrudan Allah'tan insanlara ulaşması şeklinde bir haberleşme
söz konusu değildir. Zira ontolojik uyuşmazlık sebebiyle Allah ile insan
arasında lisan1 bir konuşma mümkün değildir. Çünkü Allah ile insan birbirinden
çok farklı varlıklar olup, onlann aynı düzeyde varlıklar olarak tasavvur edilmesi
mümkün değildir. Halbuki doğrudan karşılıklı konuşma şeklinde sözlü bir
iletişirnin kurulabilmesinin
temel şartlanndan biri, ortak sembollerin
kullanılması, diğeri de kaynak ile alıcının aynı kategoriye mensup, aynı düzeyde
varlıklar olmasıdır. 2 Oysa Allah duyularla algılanıp kavramlması mümkün
olmayan, ezeli, ebed1, sonsuz ve mutlak bir varlık olarak en .yüksek varlık
düzeyinde bulunurken; insan eksik, aciz, tani ve varlığı başkasının varlığına
bağlı bulunan bir varlık düzeyini temsil etmektedir. Bu durum, Allah ile kullar
arasında vahiy yoluyla kurulan sözlü iletişimde, mesajın insanlara doğrudan
değil dolaylı olarak ulaştınlmasını gerektirmektedir. Yani vahiy ya da mesajın ,
önce vahiy meleği vasıtasıyla vahyi almaya müsait birşekilde yaratılıp
hazırlanılmış
olan peygambere ~aştınlması, sonra da peygamberin kendisine
ulaşmış bulun~n ilahi mesajlan diğer insanlara tebliğ etmesi gerekmektedir.
Buna göre Allah ile kullan arasında yukardan
gerçekleşen sözlü iletişim iki aşamalı olup, bunun ilk
vasıtasıyla gerçekleşen dolaylı;
aşağıya doğru
(dikey)
aşaması
meleği
vahiy
ise Hz. Peygamberle diğer
insanlar arasında gerçekleşen doğrudan ve yatay iletişimdir. Bu iletişim ya da
haberleşmenin ilk aşamasında mesajın çıktığı kaynak Allah, bitiş noktası ya da
alıcı Hz. Peygamber, iletişimde kullanılan vasıta, araç ya da kanal ise vahiy
meleği Cebrail'dir. Ancak iletişimde mesajın (vahyin) ulaşması gerektiği son
nokta Hz. Peygamber değildir. İlahi bildirinin onu da aşıp diğer insanlara
ulaşması hedeflenmektedir. Bunun için iletişirnin ikinci aşaması, aynı kategori
ya da varlık düzeyinde bulunan peygamberle diğer insanlar arasında doğrudan
ve yatay olarak sürdürülecektir. Bu aşamada Hz. Peygamber, dini iletişimde
Allah'tan gelen mesajın kendisinde toplanıp diğer insanlara aktanldığı kaynak
olarak değerlendirilebileceği gibi, Allah ile kullan arasındaki iletişirnin bütünü
ikinci
aşaması
el-Bakara, 164; Al-i İmran, 190; er-Ra'd, 4; enNahl, 12; Yfinus,6,67; er-Rfun, 21,23,24,37;
el-Ankebüt,24.
2
Izutsu, Toshihiko, Kur'an'da Allah ve İnsan, Çev.: Süleyman Ateş, Kevser Yayınlan,
Ankaratrsz., s. 155-157.
1
246
-~:--
içinde ise
iletişim
aynı
kendisi ile
ulaştıran seçilmiş
Şu
zincirinde vahiy
meleğinden
,aynı varlık
kategoriye mensup
bir elçi ve
sonraki halkada yer
alıp, mesajı
düzeyinde bulunan kullara
tebliğcidir.
halde dindeki konumu Allah'a elçilik olan Hz. Peygamberin en
önemli ve öncelikli görevi
tebliğ
yani, vahyin
diğer
ulaştırılrnasıdır.
insanlara
"Ey peygamber! Rabbinden sana indiriZeni tebliğ et, eğer bunu yapmazsan,
O'nun elçiliğini yapmamış olursun3" ayetinde bu husus açıkça ifade edilmiştir.
Ancak Kur'an ayetlerine bakıldığında onun dini iletişimle ilgili görevinin sadece
kendisine vahyedilen
tebliğde bulunduğu
mesajı tebliğden
kimseleri,
tebliğe
ibaret
olmadığı
konu olan
aynı
görülür. O
mesajın muhtevasında
zamanda
yer alan
hakikatleri ve talepleri kabul etmeye davet edecek; onları hak dinin inanç
4
esaslarını
kabul etmeye, arneli konularla ilgili ilahi emirleri yerine getirip
yasaklananlardan
sakınmaya çağıracaktır.
Bu
çağrı
karşılık
olumlu
bulup,
insanlar Allah'ın dinini kabul ettikten sonra onun görevi daha da çeşitlenecektir.
Bu
çerçevede,
kulları
Allah'la
semboller(kelimeler)den
oluşan
arasındaki
iletişimde
bir mesaj olan vahye herkesin
sözlü
aynı anlamı
yüklernesi ve mesajın Allah'ın kastettiği manada anlaşılınasını sağlamak üzere,
Kur'an ayetlerini açıklamak yani beyan
5
,
Hz. Peygamber'in görevlerinden
biridir.
"Biz size ô:yetlerimizi okuyacak, sizi her kötülükten antacak, size
Kitabı,hikmeti
ve
bilmediklerinizi
öğretecek
bir
peygamber
6
gönderdik. "ayetinden ve "Allah beni m~allim olarak gönderdl" hadisinden
anlaşılacağı üzere, kendilerine ulaşan mesaja olumlu cevap vererek iman
edenlere yönelik olarak Hz. Peygamber'in bir diğer görevi de ta 'Ilm yani,onlara
dini
öğretmektir. Aynı
zamanda ilahi mesajın
görevini her
şeyden
önce vahyin
yani, örnek
alınacak
mükemmel
muhtevasını
dindarlık
muhataplarından
bizzat kendi
modeli
biri olarak o, bu
şahsında yaşayarak
oluşturmak
getireceJc ve böylece ümmeti için o, tüm zamanlarda örnek
suretiyle yerine
alınması
gereken
kamil bir dindarlık modeli olmaya devam edecektii.
Hz. Peygamber vahyi
kabule
3
çağırmak,farklı
tebliğ
etmek, onun itikadi ve amell taleplerini
idrak düzeyindeki
insanların anlayışına
sunmak üzere
4
el-Maide, 67.
en-Nahl,l25; el-Hacc,67; el- Ankebil.t,87; el-Ahzab,45,46; eş-Şu'ara,I5; el-Ahkaf,31,32.
5
İbrahlm,4.
6
el-Bakara,I51.
7
İbn Hanbel, 3/328.
8 Bkz. el-Ahzab,21.
"
247
onun muhtevasını şerh ve izah (beyan) etmek, mü'minlere eğitim-öğretim
hizmeti sunmak, onlara örnek alacal.<ları davranış modelleri oluşturmakve bütün
bunları
en etkili ve verimli bir
şekilde
yerine getirebilmek için gerekli metot ve
yöntemler geliştirip uygulamakla görevlidir. Bütün bu etkinlikler ise,
Peygamber'in
diğer
iletişim
insanlarla sürekli ve etkili bir
HZ.
faaliyeti içinde
bulunmasını gerekli kılmaktadır. Öte yandan Hz. Peygamber, aynı zamanda
zikri geçen bu görevleriyle topluında köklü bir değişimi 9 gerçekleştirmek üzere
Allah
tarafından seçilmiş
kurarak
onları
büyük bir lider olarak da, hem insanlarla etkili iletişim
ortak amaçlar
etrafında
toplama, örgütleme ve harekete geçirme
becerisiyle, hem de sahip
olduğu kişisel
yaşadığı
etmiş
toplumda tebaruz
itibarla Hz. Peygamber'in
öğelerini,
onun dini
gerçekleştirmekle
özellikleri ve yetenekleriyle içinde
şahsiyet
büyük bir
hayatındaki
bütün
olayları
iletişimde mesajın çıktığı
görevli büyük bir lider
durumundadır.
olmak
ve onun
kişiliğini~
kaynak ve toplumsal
Bu
tüm
değişimi
oluşu açısından değerlendirmek
gerekir. Biz burada İslam kültür çevresinde peygamberin sıfatları olarak genel
kabul görüp, inanç konusu olmuş özellikleri bu çerçevede değerlendirmeye
çalışacağız.
Hz. Peygamberle
insanıar-arasında tebliğ,
davet ve ta'llm yoluyla
kurulan ve öncelikle onların din konusunda bilgilendirilmelerini, bu bilgilerin
kabul ve tasdik edilip
değiştirilmesini
olmayıp,
içselleştirilmesiyle
hedefleyen bu dini
ondan sonra da din
iletişim,
eğitimcileri,
de ,dini tutum ve
davranışlarının
Hz. Peygamber'in
hayatıyla sınırlı
din görevlileri ve dini yaymak ve
yaşatmak için samirniyetle çalışanlar tarafından sürdürülecek bir faaliyettirı 0 •
Hz. Peygamber'in Sıfatlan
Bilindiği
gibi peygamberlerin
emanet, ismet, fetanet ve
tebliğ
yer
sıfatları
almaktadır.
olarak akaid
kitaplarında sıdk,
Biz bunlardan
tebliği,
insanlara
ilahı" mesajı taşıma görevi ve bu çerçevede gerçekleştirdiği tüm etkinlikler olarak
Hz. Peygamber'in
görmekteyiz. Bu
kişisel
bir
bakımdan
özelliği (sıfatı)
olarak
değil,
onun
burada Hz. Peygamber'in
özellikleri olup, pek çok olumlu
kişilik
davranışı
kişiliğinin
olarak
belirgin
özelliklerinin kendisinde birbiriyle
Hz. Peygamber'in gerçekleştirdiği sosyal ve kültürel değişmeler hakkında bkz. Efe, Adem,
"Karivnatik Bir Lider Olarak Hz. Peygamber'in Gerçekleştirdiği Bazı Sosyal ve Kültürel
Değişmeler", SDÜ İlah. Fak. IV. Kutlu Doğum Sempozyumu, Isparta 2001,s.358-367.
10
Dini iletişim hakkında geniş bilgi için bkz. Kaya, Mevlüt, Din Eğitiminde İletişim ve Dinf
Tutum, Etüt Yayınlan, Samsun 1998; Mustafa Köylü, Psiko-Sosyal Açıdan Dinf İletişim,
Ankara Okulu Yayınlan, Ankara 2003.
9
248
uyumlu ve tutarlı bir biçimde bir araya gelmesinin sonucu olarak ortaya
olan diğer dört sıfat üzerinde duracağız.
çıkmış
Emanet
Peygamberin
sıfatlarından
biri
inanılan
olarak
emanet,
Hz.
Peygamber'in her bakımdan kendisine güvenilen emin bir insan olması ve
kendisinde asla ihanet ve hıyanet bulunmaması demektir11 • Gerçekten de Hz.
Peygamber'in, peygamberlik görevine
başlamadan
önceki
kırk yıllık hayatıyla
ilgili olarak bilinenler içinde en bariz olanı,onun içinde yaşadığı toplumdaki
herkes tarafından çok yüksek bir ahlaki duyarlılığa sahip, dürüst ve güvenilir bir
insan olarak tanınmış olmasıdır 12 .0, henüz peygamberlikle görevlendirilmeden
önce,
sergilediği
örnek
davranışları
ve sahip
olduğu
ahlaki erdemleriyle, üyesi
olduğu toplumun saygın bir bireyi olarak tanınıyar ve "Muhamınedü'l-Emin 13 "
Emin ya da güvenilir olmak ise, kişinin ancak pek çok üstün
kişilik özelliklerine sahip olmakla başkaları üzerinde bıraktığı olumlu izienimler
sonucu elde edebileceği bir imajdır. Bir başka ifadeyle güvenilirlik, kişide
diye
anılıyordu.
birbiriyle uyumlu ve tutarlı bir biçimde bütünleşmiş bulunan şahsiyet
özelliklerinin bütününden · bağımsız olarak sahip olunabilecek bir özellik
değildir.
Dini iletişimde mesajın söz ya da davranış olarak kendisinden çıktığı
kaynak ve aynı zamanda yürüttüğü tebliğ ve davet faaliyetleriyle cahiliye inanç
toplumsal değişime önderlik eden bir lider olarak
Hz. Peygamber'in insanlarla iyi ilişkiler kurabilen üstün iletişim yeteneğine
sahip, güvenilir bir insan olarak tanınmış olması tabiidir. Çünkü güvenilirlik ve
ve geleneklerini
değiştirerek
iletişim
kurma becerisi, hem iletişirnin amacına ulaşabilmesi için kaynağin sahip
olması hem de çevresindeki insanları etkileyen, yönlendiren bir kişi olarak
liderde bulunması gereken kişisel özelliklerdendir14•
.Peygamberlik söz konusu olunca, etkileyici bir iletişim kaynağı olarak
Hz. Peygamber'in iletişim yapmaktaki maksadının doğru anlaşılması açısından
11
Gölcük, $erafettin-Toprak, Süleyman, Keliim, 3. bas.,Tekin Kitabevi, Konya 1996, s. 314315.
12
Fazlur Rahman, İslam, Çev.: M. Dağ-M. Aydın, 3. bas., Selçuk Yay., İstanbul 1993, s. 14.
13
İbn İshak, Muhammed, Sfret, Rabat 1396, c.I, s. 57-59; İbn Hişam, Muhammed
Abdulmelik, Hz. Muhammed'in Hayatı (Siretu'n-Nebl), Çev.: İzzet Hasan-Neşet Çağatay,
Ank. Üni. ilahiyat Fak. Yay., Ankara 1971, s. 122; İbn Sa'd, Muhammed, et-Tabak!itu'lKubrii, Beyrut trsz, c.I,s.146; İbn Seyyidinnas, 'Uyilnu'-Eser fi'l-Megiizf ve's-Siyer, Beyrut
trsz, c.I, s.52; Watt, V.M., Hz. Muhammed, Çev.:Hayrullah Örs, İstanbul 1963, s.16.
14
Krş.Eren, Erol, Örgütsel Davramş ve Yönetim Psikolojisi, 5.bas., Beta Yayıncılık, İstanbul
1998, s.348.
249
tarafından kaynağın
güvenilirlik son derece önemlidir. Çünkü muhataplar
güvenilir
olduğunun
bilinmesi, onun
doğru anlaşılınasına yardım
tarafından,
dinleyicileri
ulaşmak istediği amacın
inamlırlığını artırır.
kandırmak
Nitekim etkileyici bir
maksadı, iletişime
kurmaktaki
dinleyenler üzerinde fazla etkili
dinleyici
kurmakla
eder ve dolayısıyla dini iletişimde, alıcı ya da
dinleyiciler üzerindeki etkisini ve
iletişim kaynağının iletişim
iletişim
yorumlanırsa, kaynağın alıcı
olarak
olmadığı
tarafından iletişim kaynağının,
muhatap olanlar
bilinmektedir. Bir
o
başka
ya da
ifadeyle,
iletişimle kişisel çıkar sağlamayı
amaçlamarlığına inanılırsa, bu durum o iletişimin etkisini artırmaktadırı 5 • Çünkü
kaynağın iletişim
sağlamak
emin
veya
kurmaktaki niyet ve
muhatapları
olmaları,
mesaja
maksadının,
aldatmak yahut onlara
olumlu
cevap
zaı:ar
kendisi için menfaat
vermek
vermeleri
olmadığından
konusunda
alıcıları
6
etkilemektedir. Bu dakaynağın güvenilir (emin) olmasıyla ilgilidirı •
Risaletin
başlangıcında
tebliğ
onları
ayetlerini
edip
amacının onları kandırarak
imiina
çağırırken,
para, mal, mülk,
sağlamak olmadığını açıkça
Kureyşli müşrikler,
Hz. Peygamber Mekkeli
gösteren
insanlarla
kadın
şöyle
müşriklere Allah'ın
kurduğu
ve makam gibi
bir olay
bu
kişisel ·çıkar
yaşanmıştır:
Hz. Peygamber'i himaye etmekte olan
amcası
iletişimin
Bir gün
Ebu Tiilib'e
bir heyet göndererek ya yeğeni Muhammed'in yapmakta olduğu dini tebliğ işine
kendisinin
ıniini olmasım
halde onu kendi
ya da onu kendilerine teslim etmesini teklif edip, aksi
atalarının
dinine ihanet etmiş
EbU
eli altında
tutan Allah'a yemin ederim ki, şu ilahf tebliğ vazifemi terk etmem için güneşi
sağ elime, ayı da sol elime verip bana bağzşlasalar, sen bile beni terk edip
bırakmış olsan, onlann bu dediklerini yapmam ... Rabbim Allah bana yeter"
demiştir 17 • Bu yolla sonuca ulaşamayan Mekkeliler "Şehir Meclisi"nde konuyu
yeniden müzakere ederek, Hz. Peygamber'le doğrudan temas kurup, onu
davasından vazgeçmeye ikna etmek üzere aralarından bu işe ehil gördükleri
Utbe'yi seçtiler. Utbe Rasfilullah'ın yanına gelip şöyle konuştu:
Tiilib bu teklifi kendisine
15
16
17
bildirdiğinde
sayacaklarını söylemişlerdir.
Hz. Peygamber,
"Canımı
Kağıçıbaşı, Çiğdern, İnsan ve İnsanlar, 7.bas., Evrim Basım Yayım Dağıum, İstanbul1988,
s.170.
Krş. Tekarslan, Erdal ve diğerleri, Sosyal Psikoloji, Filiz Kitabevi, İstanbul 1989, s. 140141; Freedman,D.O. ve diğerleri,Sosyal Psikoloji, Çev.: Ali Dörunez, 3. bas., imge
Kitabevi, Ankara 1998, s.351.
İbn Hişam, Hz. Muhammed'in Hayatı, s.165; Hamidullah, Muhammed, İslam Peygamberi,
Çev.: Salih Tuğ, İrfan Yayımcılık, İstanbull990, s. 100-101.
250
"Seni her zaman akıllı, iyilik sever ve kalbeyakın bir kimse olarak tanır,
biliriz. Senin hiç kimseye kötülük yaptığını gönnedik. Şehir ahfılisi üzerinde
senin gaybdan
tekrar edecek
verdiğin
değilim.
haberlerin ne kadar heyecan ve kargaşa yarattığını sana
Bana samirniyetle söyle! Bütün bunlardaki maksat ve
niyetin nedir? Eğer para arzu ediyorsan, sana teminat veriyorum ki şehir halkı
sana istediğin kadannı toplayıp verecektir. Eğer kadın istiyorsan, şehrin en
güzel
kızlannı
kendine zevce olarak seç al!. Emin ol ki seni memnun etmek için
her şeyi yapma konusunda ittifak ettik.
istiyorsan, yine biz seni en ulu
Eğer şu
hükümet işlerinin başına geçmek
başkanımız
olarak seçmeye hazznz. Ancak bir
şartla: Sahip olduğumuz dinf hassasiyete ve sosyal alandaki değerierimize
hücum edip, bunlan sarsma! Bundan böyle eskiden atalanmızm taptığı ve bizim
de şimdi tapmakta olduğumuz putlann ebedf cehennem ateşine atılacaklannı
söyleme!"
Bu
konuşma
üzerine Hz. Peygamber, Kur'an'dan
Mekkelilerin tekliflerini reddetrnekle, yapmakta
kendisine maddi veya rr..anevi
olduğu
bazı
din!
ayetler okuyarak
tebliğ
çıkar sağlama amacı gütrnediğini
faaliyeti ile
ispat
etmiş
8
olduı •
Netice olarak Allah RasUlü, sahip
sosyal statü ve
itibarı
ve örnek
toplumda zaten sevilen,
sayılan,
risalet döneminde de din!
ve
haskılara
güvenilir bir kimse olarak
yapılan rüşvet
rağmen
ahiili erdemleri,
ilaili
zekası,
ile peygamberlik öncesi dönemde
iletişimde mesajın çıktığı
vazgeçmesi için kendisine
haksızlık
şahsiyeti
olduğu
tanınmakta
kaynak olarak
iken;
davasından
tekliflerini reddederek, her türlü
mesajı
tebliğ
vazifesini sürdürerek,
samirniyet ve güvenilirliğini bir kez daha ispat etmiştir.
Sıdk
İslam inancına göre Peygamber, insanların en doğru ve dürüst olanıdır.
O asla yalan söylemez.
Doğru
ve dürüst olmak, bütün insanlarda
istenen 'ahllli erdemlerden biridir. Peygamberde ise bu
zorunlu(vacip)dur. Peygamberin sözleri
doğrudur,
bulunması
özelliğin bulunması
hak ve gerçektir. Onun
getirdiği
vahyin kabul edilebilmesi için asla yalan söylemeyen doğru bir insan
olarak bilinmesi şarttır 19 • Hz. Peygamber'in bu özelliği ile ilgili olarak
Kur'an'da şöyle denilmektedir:
18 İbn Hişam,.Hz.
19
Muhammed'in Hayatı, s.l85-186; Hanıfdullah, İslam Peygamberi,c.I,s. 101.
Gölcük-Toprak, Keliinı, s.314-315.
251
üzeceğini
"Ey Muhammed! Onlann söylediklerinin seni
biliyoruz; doğrusu onlar seni yalancı
ayetlerini bile bile inkar ediyorlar20 ".
"Eğer
Peygamber bize atfen
saymıyorlar,
bazı
sözler
kuvvetle yakalar; sonra onun can damannı kopanrdık
21
Bu ayetlerde Hz. Peygamber'in,
kendisine
söylediği,
içinde
indirdiği
mesaja kendisinden hiçbir
".
kullanna
tebliğ
şey katmadığı
etmek üzere
yani,
doğru
ve esasen
toplumun , onun yalan söylemeyen dürüst bir insan
olduğunu
açıktan tebliğ
Kureyşlilere
elbette onu
verilmeyeceği edilmeyeceği
kabul ettikleri ve onu
dini
davranışa
bunun aksi bir
yaşadığı
Allah'ın
Allah'ın
fakat zalimler
uydurmuş olsaydı,
elbette
izin
yalancı saymadıklan açıkça
etmeye
başladığı sırada
teyit_ edilmektedir. Nitekim o,
bir gün Safa tepesine
çıkarak
tepenin arkasında bir düşman ordusunun
bulunduğunu haber versem bana inanır mısınız?" diye sormuş, onlar da
"Evet,inanınz, çünkü senin hiç yalan söylediğini duymadık" demişlerdir22 • Yine
hitaben "Size
Kabe'nin yeniden
etmek için
şu
inşası esnasında
anlaşmazlığa düşüp,
Hacerü'l-Esved'i yerine koyma
şerefini
elde
ertesi gün mabede ilk giren kimseyi bu sorunun
çözümü konusunda hakem tayin etmek üzere
anlaştıklannda,
ertesi gün mabede
ilk giren kişiniri Hz. Muhammed ~lduğunu görünce, farklı kabileleri temsilen
orada bulunaİı herkesin
"İşte doğru adam (el-Emfn),
razı olduk, bu
23
Muhammed' dir" diyerek memnuniyet ifade etmeleri , Hz. Peygamber'in henüz
peygamber olmadan önce bile toplumunun dürüstlüğü ile tanınmış güvenilir ve
saygın
bir ferdi
Sıdk,
olarak
olduğunu
gösteren örneklerden biridir.
Hz. Peygamber'in dini
yürüttüğü tebliğ
sıfattır.
Çünkü
kaynak
doğruluğundan
söyleyebileceği düşünülen
inanılırlık özelliği
ile çok
yakın
kökleşmiş
hedefleniyorsa,
bir haber kaynağı
inanılır
dini inanç, tutum ve
kaynağın
kanaatİn oluşmuş olması
20
ve güvenilir değildir. Böyle
dürüst ve
252
davranışlannın
inanılır olduğu
iletişimle
değiştirilmesi
konusunda çok güçlü bir
gerekir ki, Hz. Peygamber
el-En'am, 33.
el-Hakka, 44-45.
22
Hamidullah, İslam Peygamberi,c.I,s. 90.
23
İbn Hişam, Hz. Muhammed'in Hayatı, s. 121-122.
21
ilgisi olan
emin olunmayan ya da yalan söyleyen yahut
bir kaynaktan gelen mesajiann kabul görmesi beklenemez. Hele bu
insaniann
kişi
ve davet faaliyetlerinin, muhataplar üzerinde beklenen
etkiyi yapabilmesi için gerekli olan
bir
iletişimde mesajın çıktığı
hakkında
henüz risaletle
görevlendirilmeden önce bile toplumda böyle bir kanaatin
olarak oluştuğu
yaygın
ve belirgin
anlaşılmaktadır.
Isınet
Dini açıdan 'ısmet, Allah'ın peygamberlerini günah işlemekten, isyan
etmekten, yasak ve haram sayılan davranışları irtikap etmekten koruması,
bunları
onlardan uzaklaştırması demektir. 'Ismet, Allah'ın, peygamberlerine
ilahi bir lütfu olup, bir bakıma onları gözetim altında tutarak günah sayılan
davranışlardan korumasıdır. İslam inancına göre iman, ahlak, amel, tutum ve
davranışlar
bakımından
insanlara model ve rehber olan peygamberler
günahlardan masumdurlar, Allah'ın emirlerine asla muhalefet etmez, yasaklarını
da çiğnemezler24 • Onların insanlar nazarında değer ve itibarlarını düşürecek,
güvenilirliklerini sarsacak hatalara düşmekten vahiy ya da bir başka ilah!
müdahale yoluyla Allah tarafından uyanlmak suretiyle korunmuş olmaları irade
ve sorumluluklarını ortadan kaldırmaz25 •
İslam alimlerinin çoğunluğu, peygamberlerin peygamberlik döneminde
ve öncesinde küfürden
korunmuş oldukları görüşünde birleşrnişlerdir.
Ancak
Hancilerin Fudayliye kolu, günah sayılan her fiili küfür kabul ettiklerinden,
peygaberlerin küfürden korunmuş olduklannı kabul etmezler26 •
Şu
bir gerçek ki, insanlar genellikle sahip olduklan değerler ve kişisel
meziyetler bakımından kendilerinden üstün gördükleri kimseleri kendilerine
yakın hisseder, onlara sevgi, saygı. ve hayranlık gibi olumlu duygular besler,
müspet tutum takınırlar ve dolayısıyla onlarla olan iletişimlerinde onlardan
etkilenmeye, onlara inanıp güvenıneye daha hazır ve yatkındırlar.Çünkü
bireylere ilişkin kanaat,bilgi ve duygular sonucu oluşan tutumlar, kişiler
arasındaki iletişim ve etkileşim sürecini doğrudan etkiler. Bu sebepledir ki,
toplumu ile din! iletişim kurarak insanların din! inanç, tutum ve davranışlannı
ilah! mesajın talepleri doğrultusunda değiştirmekle görevli olan Hz.
Peygamber' in, bu görevini etkili ve başarılı bir biçimde yerine getirebilmesi için
zekası, özel yetenekleri, sosyal statüsü27 ve fiziksel özellikleriyle olduğu kadar,
tutum ve
davranışlarındaki
istikrar ve
tutarlılıkla
da
diğer
insanlar içerisinde
24
Gölcük-Toprak, Keliim, s.309.
Sabfull, Nureddin, Miitun"diyye Akiiidi, (Neşr.:Bekir Topaloğlu), Diyanet İşleri
Bru;kanlığıYayınlan, Ankara 1979, s. 53-54.
26
Sabilni, Nureddin, Miitun"diyye Akiiidi, s.54.
27
Statü, aynı zamanda liderliğin önemli belirleyicilerinden biridir. Aynntılı bilgi için bkz.
Freedman ve Diğerleri, Sosyal Psikoloji, s.518-519.
25
253
etmiş olması
tebfuiiz
davranışlarını
gerekir.Gerçekten de
hak dinin ilkeleri istikametinde
iletişim kaynağı
ve
aynı
olarak dini ve ahlaki
zamanda bu çok yönlü
yaşantısı
gösterilen kusursuz bir
güvenilirlik ve inanılırlığını
Bizzat kendi
ilk
muhatabı
olması
insanların
şahsiyet
değiştirmeyi
değişime
davranışlarıyla
ve
dini inanç, tutum ve
amaçlayan. bir
önderlik eden bir lider
da takdir edilip, örnek
olarak toplumda kabul görmesi, onun
artırmıştır.
şahsında yaşamak
ve
başkalarına ulaştırmak
üzere vahyin
olan Hz. Peygamber'in, ona muhalif davranarak günah
işlemiş
davranışlarının
olduğu
ya da onun inanç ve
birbiriyle
çelişkili
düşünülemez. Zira böyle bir durum, hem dini iletişim kaynağı ve inananların
lideri olarak onun güvenilirlik ve inanılırlığını sarsıp, yürüttüğü iletişimin
etkisini
azaltır,
hem de inananlar için bütün zamanlarda örnek
alınması
gereken
ideal dindarlık modeli oluşturma misyonu ile bağdaşmaz. Çünkü günah işleyen
bir kimse, dinde örnek alınması gereken bir model olamayacağı gibi, insanların,
tebliğ ettiği
ilahi emir ve yasaklara kendisi karşı gelerek günah işleyen bir
peygamberlik · iddiasına da, kendilerine ulaştirdığı · mesajın
kimsenin
muhtevasına da inanlllı!yacakları açıktır.Özellikle Hz. Peygamberin kendileri
gibi yiyip içen/ çarşıda dolaşan -bir insan olmasım bile kabullenmekte
zorlanarak, peygamberin melek ya da insan üstü bir
düşünen
bir toplumun, - günahkar ve ahlaki
peygamberliğini
Şu
söyleyip
varlık olması gerektiğini
zaafları
kabul etmeleri beklenemez.
halde Hz. Peygamber'in sadece iyi, güzel,
tebliğ
olan bir kimsenin
etmesi, onun
Allah'ın
doğru
elçisi olarak kabul edilip
ve hak olam
tebliğine
kulak
verilmesi ve getirdiği ilahi düstfuların hayata geçmesi için yeterli olamaz. Onun
bunları bizzat kendi şahsında kusursuz yaşamış olması gerekir. Bu itibarla Hz.
Peygamberin
'ısmet sıfatım,
olarak onun sahip
olduğu
özellikler çerçevesinde
tutarlı tavır
ve
etkili bir dini
güvenilirlik,
düşünmek
davranışlarıyla,
iletişim kaynağı
inamlırlık,
sevilebilirlik, yeterlilik vb.
gerekir. Nitekim o,
sahip
olduğu
ve büyük bir lider
istikrarlı
ve birbiriyle
ahlaki erdemleriyle gerek risalet
öncesi ve gerekse risalet döneminde insanlar üzerinde olumlu intiba uyandırıp,
onların güvenini kazanmış bir insan olup, bu amaçla Allah tarafından gözetilip
zaman zaman ilahi müdahale ile günahlardan
korunmuştur.
Kaynaklar, onun
henüz peygamber olmadan önce bu tür müdahalelerle korunduğuna dair bilgiler
254
Risalet döneminde ise vahiy yoluyla ikazlar yapılarak hataya
düşmekten korunduğunu gösteren ayetler bulunmaktadır29 •
28
vermektedir
•
Fetanet
Fetanet, zeki ve hikmet sahibi olmak demektir. İslam inancına göre Hz.
Peygamber insanların en zekisi ve hikmet sahibi olanı dır. Kur' an-ı Keıim' de
peygamberlerin zihinsel kapasitesi ve sezgi gücü yüksek, zeki,akıllı ve feraset
sahibi insanlar olduklannı gösteren pek çok olay nakledilir30 • Allah, kendilerine
verdiği elçilik görevini başarabiimelen için bütün peygamberlerine üstün zeka,
anlayış
gücü ve hikmet vermiş, onlar bu özellikleriyle
kendilerini göstermişlerdir3 ı.
toplumları
içerisinde
insanlarla en uygun ve etkili yöntemlerle iletişim kurup onlarda inanç,
tutum ve davranış değişikliği meydana getirerek toplumlarına önderlik etmek
üzere
seçilmiş
birer lider ve dini
iletişim kaynağı
olarak peygamberler, güzel
konuşma,
güven verme, yüksek düzeyde cesaret ve özgüven, sosyal statü ve
etkileme gücü vb özelliklere sahip, daha da önemlisi zihin gücü yüksek, akıllı ve
dışa
dönük insanlardır.Onlar yürüttükleri iletişimle toplumlarında yeni bir inanç
ve hayat nizarnını yerleştiren ve insanlık· tarihinde kalıcı izler bırakan büyük
lider
şahsiyetler
olarak
aynı
zamanda boy,
ağırlık,
güç,
yaş,
fizyonomik
görünüm, sağlık vb fiziksel özellikleriyle de kusursuz olmak durumundadırlar.
Çünkü onların, Allah'ın elçisi olma konumları ve kendilerine yüklenen, ilahi
32
mesajı tebliğ
ve ta'lim edip, bizzat kendileri yaşayarak model olmak suretiyle
toplumlarında çok zor ve köklü bir değişimi gerçekleştirme görevleri bunu
gerektirir.
Şu
iletişimde
28
halde peygamberliği süresince yürüttüğü tebliğ faaliyetlerinde dini
bilgi, tutum ve davranış olarak mesajın çıktığı kaynak ve aynı
Aynntılı bilgi için bkz. İbri Kesir, el-Bidiiye ve'n-Nihiiye, Daru'J-Kutubu'I-'Ilmiyye, Beyrut
trsz., c.II, S.266-267; el-Askalfuli,İbn Hacer Ahmet b. Ali, el-Metiilibu'l-iiliye, Daru'lMa'rife~ Beyrut trsz.,c.IV, S.178; el-Heysemi, Nureddin Ali b. Ebubekr, Mecme'u'zZevrud ve Menbeu'I- Fevrud, Daru'r-Reyyan, Kahire 1987, c.XII, S.226; el-Buhan,
Menakibu'l-Ensar 25, Hacc 2, Müslim, Hayz 76-77; Ahmed b. Hanbel, III/295,
. 310,333,380.
29
el-Enffil,67-69; Abese, 1-10; et-Tevbe, 44-46,80; el-Kehf, 28; el-En'am, 52; el-Ahzab, 37;
et-Tahrim, 1-3.
30
Bkz. el-Enbiyıi,51-67; el-Bakara, 258.
31
Gölcük-Toprak, Keliim, s. 315.
32
Liderin özellikleri hakkında geniş bilgi için bk. Freedman,D.O. ve diğerleri,Sosyal
Psikoloji,, s.517-522; Tekarslan ve diğerleri, Sosyal Psikoloji, s.l06-107; Kağıçıbaşı, İnsan
ve İnsanlar, 7.bas., s.229-230; Eren, Örgütsel Davranış, s.347-348; Şimşek, Şerif ve
Diğerleri, Davranış Bilimlerine Giriş ve Örgütlerde Davranış, Nobel Yayın Dağıtım,Ankara
1998, s.142~143.
255
~
zamanda yeni bir inanç sistemini
yerleştirerek
bir peygamber ve bugün bir buçuk milyan
topluma düzen getirip yön veren
aşkın insanın
kendisine örnek
model olarak Hz. Muhammed(sav)in, bu konum ve misyonuna uygun
aldığı
düşen
fiziksel ve kişisel özelliklere ve bunlardan biri olarak yüksek zihin gücüne sahip
olduğu gerçeğini
kabul etmek ve peygamberlerin fetanet
metafizik alemle
iletişim
ayrıcalık
sağlayan
kurmalanna imkan
sıfatını,
onlann
ruhi bir özellik ve
olarak düşünmek gerekir.
Sonuç:
sıfatlan,
Hz. Peygamber'in
onlarda ilahi iradenin
gerçekleştirmek
değişime
insanlarla en etkili biçimde
isteği doğrultusunda
üzere Allah
tutum ve
tarafından seçilmiş
iletişim
kurarak
davranış değişikliği
bir elçi ve toplumda köklü bir
önderlik eden mükemmel bir lider olarak kendisine yüklenen görevi
yapabilmesi için onun, gerek doğuştan kendisine verilen ve gerekse takdir edilen
hayat tecrübeleriyle Rabbi
belirgin ve temel
kişilik
tarafından
eğitilmesi
sonucu
aynı
özellikleri olup, bunlar
kazanınış
zamanda
olduğu
diğer
birçok
olumlu özelliğe de sahip olmayı gerektirir.Nitekim o, dini, ahlaki, ruhsal ve
fiziki
açıdan
dindeki konum ve
lJ!İsyonuna
uygun
düşen
her türlü insani
özelliklere sahip :\<arnil bir insandı ..
1
iletişim
Bugün dini
faaliyetlerini yürütmekte olanlann, bu
özelliklerine sahip olma düzeyi
bakıtnından
kişilik
Hz. Peygamber' e denk olmalan
elbette beklenemez. Ancak onlann başanlı olmalan, alan bilgisi ve mesleki
formasyon
birbiriyle
açısından
tutarlı
iletişim kaynağı
ve
yeterli olmalan kadar, dini
istikrarlı
tutum ve
davranışlanyla,
olan Hz. Peygamber'e
Çünkü Hz. Peygamber her konuda
kişilik
olduğu
olarnamalannın
gelişmiş
ve toplumda
olarak
merak ediyorsak, onlann bir dini
en büyük lider ve dini
yaklaşmalanna bağlıdır.
bir yere sahip
iletişim kaynağı
alınması
görevini yürütenlerin, sahip
iletişim imkanlarına
saygın
ve ahlaki erdemleriyle,
gibi bu konuda da örnek
iletişim
gereken bir modeldir. Günümüzde dini
olduklan oldukça
yaşantı
rağmen,
yeterince etkili
olarnamalannın
sebeplerini
olarak sahip olmalan gereken
kişilik özelliklerine ne ölçüde malik olduklan yani, iletişime muhatap olan
insaniann zihinlerindeki
imajlannın
ne
olduğu
konusu üzerinde ciddi olarak
düşünmemiz gerekir. Özellikle geniş halk kitlelerine hitap eden radyo ve
televizyon prograrnlan,gazetelerdeki dini
köşeler,dini
iletişim
bulunanlann, söz konusu etkinlikleri
araçlan
vasıtasıyla
dini
iletişimde
yapmaktaki amaç ve niyetlerinin ne
256
olduğunun,
ve ilmi
toplantılar,
vb.
bu kimselerin ne kadar dini ve
ahiili hassasiyet sahibi
konuyla ilgili alan
olduklannın,
karakter yapılannın, üzerinde
hakkında uzmanlaşmış
tarafından bilinmesinin,iletişirnin
olmadıklannın
olup
sonucu üzerinde etkili
konuştuklan
muhataplar
olacağı muhakkaktır.
Çünkü insanlar, kendileriyle iletişim kurarak, son derece hassas oldukları din
konusunda farklı şeyler söyleyen, kirnselerin, bunu, kişisel çıkar sağlamak,
popüler olmak,sivrilmek,
da
çarpık
din
muhataplarının inançlannı
anlayışianna
zarar vermek amacıyla
güvenmek isterler.
ifsat ederek din
karşıtı
ya
sahip odaklara hizmet etmek suretiyle dindarlara
yapmadıklarından
eınln
olmak, bu konuda onlara
257
Download