günlük - QNB Finansbank

advertisement
günlük
günlük
18 Eylül 2012
Para Politikası Kurulu (PPK) kararı bugün saat
14:00’te açıklanıyor. Analistlerin çoğunluğunun görüşüne
paralel olarak gecelik borç verme faizinin 100 baz puan
indirimle %10.5 olmasını bekliyoruz. Yılın sonuna kadar
ise toplam 250 baz puanlık indirim beklentimizi koruyoruz.
Tahminimizin gerçekleşmesi durumunda, faiz koridorunun
üst sınırı %9’a yani, mevcut serideki en düşük seviyenin
sadece 25 baz puan üstünde yer alan Ekim 2011’deki MB’nin koridoru genişletmeye başlamadan önceki –
seviyesine dönecektir.
Fed’in yenilenen parasal genişleme adımının ardından,
PPK açıklamasında finansal istikrar vurgusunun
artırılmasını bekliyoruz. Para politikasının odağının
sermaye akımlarını yönetmeye ve finansal istikrarın
korunmasına kayacağı yeni bir dönemin başlangıcında
olabileceğimizi düşünüyoruz.
Politika odağında gerçekleşecek böyle bir kayma, düşük
kısa vadeli faiz oranları ve daha sıkı makroihtiyati
politikaların kombinasyonunu gerektirecektir. Bu durumda
alınması beklenebilecek önlemler: faiz koridorunun alt
sınırının ve politika faizinin daha da düşürülmesi - ki bu
durum kısa vadeli faiz oranlarının daha da gerilemesine
izin verecektir-, zorunlu karşılıkların yükseltilmesi, rezerv
opsiyon katsayılarının (ROK) arttırılması ve bankalararası
döviz borçlanmasının vergilendirilmesi gibi çekirdek
olmayan banka yükümlülüklerindeki artışı sınırlamaya
yönelik politikalar olacaktır.
Yukarıda belirttiğimiz tüm bu önlemlerin önümüzdeki
aylarda para politikası gündeminde yer alacağını
düşünüyoruz. Ancak bugünkü toplantıda sadece ROK’un
arttırılmasını
bekliyoruz.
Özetle,
bugünkü
PPK
toplantısında gecelik borç verme faizinin düşürülmesi,
ROK’un arttırılması ve açıklamada finansal istikrara
yapılan vurgunun - önümüzdeki aylarda daha sıkı
makroihtiyati politika araçlarına zemin hazırlayacak
şekilde – arttırılmasını bekliyoruz.
2012 bütçe hedefleri tutmayabilir. Maliye Bakanlığı,
mali tatil nedeniyle Temmuz ve Ağustos ayları bütçe
rakamlarını bugün yayımladı. Bu iki aylık dönemde, faiz
dışı fazla geçen yılın aynı dönemine göre %4 gerileyerek
8.2 milyar TL olurken bütçe açığı ise %142’lik artışla 1.8
milyar TL oldu. Faiz dışı harcamalardaki %12.8’lik artış ve
günlük
İşsizlik oranı
Tüketici güven endeksi
vergi gelirlerindeki %9.1’lik büyümeler ise harcama ve
gelir kalemleri için belirlenen hedeflerden sapmaya
işaret ediyor.
Geçen yılın ilk sekiz ayında toplam 2.1 milyar TL fazla
veren bütçe dengesi, bu yılın aynı döneminde 8.5
milyar TL açık verdi. Aynı dönemde, faiz dışı denge
de kötüleşirken, faiz dışı fazla %18 gerileyerek 27.7
milyar TL oldu. Bütçedeki bozulmanın önemli kısmı
harcamalardaki artıştan kaynaklanıyor. Ocak –
Ağustos döneminde, faiz dışı harcamalardaki yıllık
büyüme %16.7 olarak %10.9’luk hedefin oldukça
üzerinde kaldı. Böylece geçen yılın ilk sekiz ayında yıl
sonu hedefinin %61’ine denk gelen faiz dışı giderler,
bu yılın aynı döneminde yılsonu hedefini %64’üne
karşılık
geldi.
Ayrıca,
ekonomik
aktivitedeki
zayıflamanın özellikle iç talepteki yavaşlamanın
etkisiyle, vergi gelirlerinin geçen yılın aynı dönemine
göre sadece %7.5‘lik büyüme kaydederek tüm yıl için
belirlenen %9.4’lük hedefin altında kalması bütçe
performansında belirleyici oldu.
Harcamalardaki büyümeyi yavaşlatacak ya da gelirleri
arttıracak herhangi bir önlem alınmaması durumunda,
yıllık bütçe açığının 39 milyar TL’ye ulaşacağını
öngörüyoruz. Bu rakam, bütçe açığı/GSYH oranının
%1.5 olarak belirlenen hedefi aşarak %2.7 olmasına sebep olacaktır. Belirlenen hedeften sapılmasının
ardında yatan temel neden harcama kalemindeki artış olsa da mali performanstaki bu gerileme, açığın
kapatılması için vergi artışına gidilmesi ihtimalini gündemde tutuyor.
Geçtiğimiz hafta basında yer alan Maliye Bakanlığı’nın gelir arttırıcı önlemler üzerinde çalıştığı yönündeki
haberler de vergi arttırımına ilişkin görüşü destekliyor. Olası önlemleri, özellikle enflasyonist etkilerinden
dolayı, yakından takip ediyoruz. Ancak, gerek içerde gerekse yurtdışındaki olumsuz büyüme zemini göz
önüne alındığında, bütçe hedeflerinin bir miktar altında kalınmasının tolere edilebilceği görüşündeyiz.
Dahası, bütçe açığı/GSYH oranının %2.5 civarında olduğu durumda bile, uluslararası bir karşılaştırmada
Türkiye mali performans açısından oldukça iyi bir noktada yer alacaktır. Bu nedenle, düzeltici bir takım
önlemler alınsa bile, hükümetin bu konuda çok agresif davranmasını beklemiyoruz.
Para politikası açısından ise MB’nin görüşündeki asıl belirleyicinin genişlemeci küresel para politikası
görünümü ve bu görünümün sermaye akımları üzerindeki etkileri olacağını düşünüyoruz. Bu nedenle, para
politikasına ilişkin beklentimizin merkezi yönetim bütçe verilerinden etkilenmediğini söylememiz mümkün.
Piyasa açısından ise, mali performanstaki kötüleşme, enflasyonist etki gösterecek dolaylı vergi artışlarına
ya da Hazine’nin daha yüksek miktarda tahvil ihraç etmesine sebep olabilir. Bono piyasasında son
dönemde görülen ralliyi de göz önüne bulundurduğumuzda, her iki sonucun da bu piyasa açısından olumlu
olmayacağını söyleyebiliriz.
İşsizlik oranı serinin en düşük seviyesinde. İşsizlik oranı Mayıs – Temmuz döneminde geçen yılın aynı
döneminde %9,2 olan seviyesinden %8’e geriledi. Benzer şekilde, tarım dışı işsizlik oranı da 1,7 yüzde
puanlık iyileşme ile %10,2 oldu. Hatırlanacağı gibi, gerek manşet işsizlik gerekse tarım dışı işsizlik Mayıs
ayında mevcut serilerin en düşük seviyelerindeydi. Haziran’da daha da gerileyen bu iki oran, sırasıyla, %8,2
ve %10,4’le söz konusu serilerin yeni dip noktalarını gördü.
Mevsimsel etkilerden arındırılmış işsizlik oranının Haziran’da bir önceki aya göre 0,1 yüzde puanlık düşüşle
günlük
%8,9’a gerilediğini ve yine mevcut serilerdeki en düşük seviyeye geldiğini görüyoruz. İş gücündeki düşüşün
de (12 bin kişi) düzeltilmiş işsizlik oranındaki aylık iyileşmeye katkı sağladığını belirtelim. Bu arada, Mayıs
ayına göre 13 bin kişi artan istihdam edilen kişi sayısı, işsiz sayısını 25 bin kişi aşağı çekerek 2,41 milyon
kişiye getirdi. Buna bağlı olarak, iş gücüne katılım oranı 0,1 yüzde puanlık düşüşle %49,7 olurken istihdam
oranı da serilerdeki en yüksek seviyesi olan %45,3’te değişmeden kaldı.
Yılın ilk yarısında iş piyasasına yeni girişlerin sayısı 397 bine ulaşırken ekonomi 469 bin kişiye iş sağladı.
Bu gelişmeler, 2011 yılı sonunda %9,3 olan arındırılmış işsizlik oranının %8,9’a gerilemesini açıklıyor.
Ekonomik aktivitedeki zayıflığa ve yılın ilk yarısında %3,1 seviyesinde kalan GSYH büyümesine rağmen iş
gücü piyasasında görülen bu iyileşmenin şaşırtıcı olduğunu söyleyebiliriz. Ekonomik aktivitedeki yavaşlama
sinyallerinin de artmasıyla, önümüzdeki dönemde, iş gücü piyasasında ek iyileşme göreceğimizi
düşünmüyoruz.
Tüketici güveni Ağustos’ta 91.1’e geriledi. Tüketici güven endeksi Ağustos’ta %1.8 lik düşüş ile Temmuz
ayındaki 92.8 seviyesinden 91.1’e geriledi. Hatırlanacağı gibi, endeksin Nisan’da da bulunduğu bu seviye
Aralık 2011’den bu yana endeksin aldığı en düşük değer. Bütün alt endekslerin önceki aya göre kötüleştiği
Ağustos ayında, manşet endeksteki gerilemenin temel belirleyicileri Temmuz’daki değerlerine göre sırasıyla,
%3.4 ve %2.9 düşüş kaydeden mevcut dönemin dayanıklı tüketim malları almaya uygunluğu ve genel
ekonomik duruma ilişkin beklentiler oldu.
Tüketici güvenindeki gerileme, kapasite kullanımı ve reel kesim güven endeksi gibi, ekonomik aktivitedeki
zayıflığın Ağustos’ta da sürdüğüne işaret eden, göstergelerle uyumlu.
Veri gündemi
ABD’de Eylül ayı NAHB konut piyasası endeksi (Beklenti:37) açıklanacak.
Piyasalar
Pazartesi’ye 1.7953’ten başlayan USD/TL, sabah saatlerinde 1.7935’e kadar geriledikten sonra 1.7940 –
17975 bandına döndü ve günün büyük kısmını bu aralıkta, yataya yakın bir seyir izleyerek geçirdi. Kur
kapanışta 1.7962 seviyesindeydi. USD/TL bu sabah 1.7984’ten işlem görüyor.
Geçtiğimiz haftalarda Avrupa Merkez Bankası ve Fed’den gelen ek parasal genişleme adımlarıyla, dolar
karşısında değer kazanan euro, bu adımların küresel piyasalarda yarattığı iyimserliğin yavaş yavaş etkisini
kaybetmesiyle, dün öğleden sonraya kadar aşağı yönlü seyretti. Dün sabah 1.3131’den işlem gören
EUR/USD, öğleden sonra 1.31’in altına indi. Bu seviyelerde kalıcı olmayan EUR/USD, 1.3164’e kadar
çıktıktan sonra akşam saatlerinde tekrar 1.3140 seviyesinde döndü. Bu sabah ise 1.3096 seviyesinde işlem
görüyor.
5 Mart 2014 vadeli gösterge tahvil faizi Pazartesi sabahına %7.25’ten başladı. Sabah saatlerinde daha
yatay bir seyir izleyen gösterge tahvil faizi, öğleden sonra, bütçedeki bozulmanın faizlere yukarı yönlü baskı
yapabileceği beklentisiyle bir miktar yükseldi. Bugünkü PPK toplantısına ilişkin beklentiler bu yükselişin
sınırlı kalmasına neden olurken, gösterge tahvil faizi günü %7.33’ten kapattı. Faiz bu sabah %7.33’ten
açıldı.
Avrupa Merkez Bankası ve Fed’den gelen parasal genişleme adımlarının ardından artan risk iştahının
yavaşlamasıyla 5 yıllık Türkiye CDS’i yukarı yönlü seyrederek 143’ten kapanırken 2030 vadeli gösterge
eurobond ise hafif gerilemeyle 190.775’ten kapandı.
günlük
Finansbank Hazine Araştırma ve Satış Grubu
Yeliz Ataay Arıkök
İnan Demir
Başak Karaaslan
Sevinç Özçelik
Gökçe Çelik
Ayşe Çoknaz
Mehmet Kasap
Ahmet Tugay
Onur Erdaş
Ceren Erenoğlu
Sinem Erol
Eren Harani
Cem Kavaklıoğlu
Reyhan Özdemir Tezgör
Duygu Doğan
Nur Pınar Çağlar
Enis Çakmak
(0212) 318 5901
Bu rapor, Finansbank Hazine Araştırma ve Satış Grubu tarafından müşterilerini bilgilendirmek
amacıyla düzenlenmiştir. Raporun Finansbank ile ilişkili bir kuruluşun müşterisi tarafından
kullanılabilirliği, alan kişi ve bu kuruluş arasındaki akdi ilişkiye tabi olacaktır. Bu raporda sunulan
bilgi, yorum ve tavsiyeler raporu hazırlayan Finansbank Hazine Bölümü’ne ait görüşleri yansıtmakta
olup yatırım danışmanlığı hizmeti kapsamında değildir. Mali durum ile risk ve getiri tercihlerinin
çeşitliliğini göz önünde bulundurunca sadece bu raporda yer alan görüşlere dayanarak verilecek
yatırım kararları beklentilere uygun sonuçlar doğurmayabilir. Bu rapordaki bilgilerin derlenmesinde
güvenilirliğine inanılan sağlam kaynaklardan faydalanılmıştır; ancak bilgilerin doğruluğu bağımsız
olarak teyit edilmemiştir. Finansbank bilgilerin doğruluğu ve bütünlüğü konusunda garanti
vermemekte ve doğabilecek hatalarda sorumluluk üstlenmemektedir. Raporda sunulan bilgiler
üzerinde önceden belirtilmeksizin değişiklik yapma hakkı saklıdır. Finansbank ve ilişkili kuruluşlar
ile bu kurumlarda çalışan personel araştırma raporlarında sözü edilen menkul kıymetlere yatırım
yapabilir ve zaman içerisinde pozisyonlarını değiştirebilir. Bu raporda yer alan bilgilerin bir kısmı ya
da tamamının kopyası çıkarılamaz ya da dağıtılamaz.
**USD/YTL TCMB
Download