tmmob elektrik mühendisleri odası bilgi belge merkezi(bbm)

advertisement
TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI
BİLGİ BELGE MERKEZİ(BBM)
Döküman Bilgileri
EMO BBM Yayın Kodu
Makalenin Adı
Makalenin Yayın Tarihi
Yayın Dili
Makalenin Konusu
Makalenin Kaynağı
Anahtar Kelimeler
Yazar 1
:
:
:
:
:
:
:
:
51
Eğitimde Yaradılışçığın Tehlikeleri
26/10/2007
Türkçe
eğitimde yaradılışçılığın tehlikeleri ve ABPM raporu
Cumhuriyet Bilim Teknik, Sayı 1075 26/10/2007
yaradılışçılık, eğitim
Derleyen : Reyhan Oksay
Açıklama
Bu doküman Elektrik Mühendisleri Odası tarafından açık arşiv niteliğinde olarak bilginin
paylaşımı ve aktarımı amacı ile eklenmiştir.
Odamız üyeleri kendilerine ait her türlü çalışmayı EMOP/Üye alanında bulunan veri giriş
formu aracılığı ile bilgi belge merkezinde yer almasını sağlayabileceklerdir. Ayrıca diğer
kişiler çalışmalarını e-posta ([email protected]) yolu ile göndererek de bu işlemin
gerçekleşmesini sağlayabileceklerdir. Herhangi bir dergide yayınlanmış akademik
çalışmaların dergideki formatı ile aynen yer almaması koşulu ile telif hakları ihlali söz
konusu değildir.
Elektrik Mühendisleri Odası Bilgi Belge Merkezi’nde yer alan tüm bilgilerden kaynağı
gösterilerek yararlanılabilir.
Bilgi Belge Merkezi’nde bulunan çalışmalardan yararlanıldığında, kullanan kişinin kaynak
göstermesi etik açısından gerekli ve zorunludur. Kaynak gösterilmesinde kullanılan
çalışmanın
adı
ve
yazarıyla
birlikte
belgenin
URL
adresi
(http://bbm.emo.org.tr/genel/katalog_detay.php?katalog=2&kayit=51) verilmelidir.
TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Bilgi Belge Merkezi Yayınlanmış Makaleler Kataloğu Kayıt No: 51
Eğitimde yaradılışçılığın tehlikeleri
Cumhuriyet Bilim Teknik, Sayı : 1075, 26.10.2007
Derleyen: Reyhan Oksay
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin (AKPM) 17 Eylül 2007 tarihli
oturumunda "Eğitimde Yaradılışçılığın Tehlikeleri" başlıklı rapor ve ona bağlı karar
tasarısı ele alındı. 25 aleyhte ve 3 çekimser oya karşın 48 lehte oyla kabul edilen
kararlar çerçevesinde, "akıllı tasarım" gibi çeşitli şekillerde karşımıza çıkan
yaradılışçılığın, bilimsel verilere dayanmadığı ve bu nedenle okullarda
okutulmasının doğru olmadığı kesin bir dille vurgulandı.
Rapor ve ona bağlı kararda şu noktalara dikkat çekildi:
1. Bu raporun amacı, inancı sorgulamak veya inanca karşı gelmek değildir, çünkü
inanç özgürlüğü hakkı buna izin vermez. Amacımız, inancı bilim diye "yutturmaya"
yönelik bazı eğilimlere karşı kamuoyunu uyarmaktır. İnancı bilimden ayırmak
gerekir. Bunu bir husumet olarak değerlendirmemelidir. Bilim ve inanç bir arada
varolmayı öğrenmelidir. Bu bilime ve inanca karşı çıkma sorunu değildir; fakat
inancın bilime karşı çıkması kesinlikle engellenmelidir.
2. Bazı insanlar için yaradılışçılık, dini bir inanç olarak, yaşama anlam katar. Ne var
ki Parlamenterler Meclisi, eğitim sistemimiz içinde yaradılışçı fikirlerin
yayılmasının olası zararlı etkilerinden ve demokrasimiz için sonuçlarından kaygı
duymaktadır. Eğer dikkatli olmazsak, yaradılışçılık, Avrupa Konseyi'nin en önemli
yükümlülüklerinden biri olan insan haklarına yönelik bir tehdit haline gelebilir.
3. Türlerin doğal seçilim yoluyla evrimini reddeden yaradılışçılık, uzun süre bir
Amerikan olgusu olarak görülüyordu. Bugün yaradılışçı fikirler Avrupa'ya sızmaya
çalışıyor ve bu fikirlerin yayılması Avrupa Birliği'ne üye pek çok ülkeyi
ilgilendiriyor.
4. Günümüzün yaradılışçılarının -Hıristiyan veya Müslüman- başlıca hedefi
eğitimdir. Yaradılışçılar fikirlerinin okul bilim müfredatına girmesini istiyorlar.
Ancak yaradılışçılık bilimsel bir disiplin olma iddiası taşımamaktadır.
5. Yaradılışçılar, bilginin bazı kısımlarının bilimsel niteliğini sorgularlar ve evrimin
yalnızca bir açıklama olduğunu ileri sürerler. Bilim adamlarını, evrim kuramını
bilimsel olarak doğrulamak için yeterli miktarda kanıt bulmadıkları gerekçesiyle
suçlar. Aksine, kendi ifadelerinin bilimsel olduğunu savunurlar. Bu iddiaların hiçbiri
nesnel analizlerle desteklenmemiştir.
6. Doğa, evrim, kökenimiz ve evrendeki konumumuz ile ilgili yerleşik bilgi
dağarcığımıza meydan okuyan bir düşünce şekli ile karşı karşıyayız.
TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Bilgi Belge Merkezi Yayınlanmış Makaleler Kataloğu Kayıt No: 51
7. Çocuklarımızın kafasında inançları ve bilimi nereye oturtacakları konusunda
ciddi bir karmaşa riski belirmiştir. "Her şey eşittir" tavrı bir hoşgörü belirtisi gibi
görünse de, aslında tehlikelidir.
8: Yaradılışçılığın birbiriyle çelişen pek çok yönü vardır. En sonuncusu olan "akıllı
tasarım" fikri, yaradılışçılığın daha rafine edilmiş bir şeklidir. Ancak kurnazca
devreye sokulan akıllı tasarım, bilimsel bir yaklaşım olarak sunulduğu için daha
büyük bir tehlike oluşturur.
9. Meclis sürekli olarak ve inatla bilimin temel alınması gerektiğini vurguluyor.
Bilim sayesinde yaşam ve çalışma koşulları büyük ölçüde düzeltilmiş ve gelişmiştir.
Ayrıca bilim ekonomik, teknolojik ve sosyal gelişmelerde de çok büyük bir rol
oynamıştır. Evrim kuramı gökten inmiş tanrısal bir bildiri (vahiy) değildir; tümüyle
gerçeklere dayanır.
10. Yaradılışçılık, bilimsel bir temele oturtulduğunu iddia eder. Aslında
yaradılışçılar fikirlerini savunurken üç yöntemden yararlanır.
° tümüyle dogmatik iddialar
° bilimsel alıntıları çarpıtarak ve genellikle çarpıcı fotoğraflar eşliğinde
kullanmak
° az tanınmış ve genellikle bu konularda uzman olmayan bilim adamlarının
görüşlerine yer vererek destek sağlamak
Yaradılışçılar bu yöntemlerden yararlanarak bu konuda yeterli bilgiye sahip
olmayanların beyinlerine kuşku tohumlarını eker.
11. Evrim yalnızca insanların ve toplumların evrimini ilgilendiren bir konu değildir.
Bu kuramı reddetmek toplumun gelişmesinde çok ciddi sonuçlar doğurur. Eğer
evrim reddedilseydi AIDS gibi enfeksiyon hastalıklarıyla mücadele etmek için
yapılan tıbbi araştırmalar mümkün olmazdı. Ayrıca evrim mekanizmaları
anlaşılmamış olsaydı, biyo çeşitlilik ve iklim değişikliği ile ilgili risklerin farkına
varamazdık.
12. Modern dünyamız çok uzun bir tarihe sahiptir. Bu tarihte bilim ve teknolojinin
gelişimi çok önemli bir yer tutar. Ancak bazılarının bilimsel yaklaşımı hâlâ tam
olarak anlaşılmamıştır. Bu bilgi eksikliği köktendincilik ve aşırı akımların
beslendiği bir kaynak haline gelmiştir. Bilimin tümüyle reddi insan haklarına
yöneltilmiş en tehlikeli tehditlerden biridir.
13. Evrime ve evrim savunucularına karşı savaş açanlar çoğunlukla aşırı dincilerdir.
Bu kişiler aşırı sağ-kanat siyasi akımlarla işbirliği içindedir. Yaradılışçı akımlar
gerçek bir siyasi güce sahiptir. Ayrıca pek çok kereler tanık olunduğu üzere,
yaradılışçılığı en şiddetli şekilde savunanlar demokrasiyi teokrasiye dönüştürmeye
hazırdır.
TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Bilgi Belge Merkezi Yayınlanmış Makaleler Kataloğu Kayıt No: 51
14. Tek tanrılı dinlerin önde gelen temsilcileri çok daha ılımlı bir yol izlerler.
Örneğin Papa Benedict XVI, insanlığın evriminde bilimin rolünü över ve evrim
kuramının "varsayımdan öte" olduğunu kabul eder.
15. Temel bilimsel kuram olarak evrim ile ilgili tüm olguların öğretilmesi,
toplumumuzun ve demokrasimizin geleceği için çok kritik bir rol oynar. Bu
nedenle, evrim kuramı, bilimsel olarak yanlışlanmadığı sürece, başta bilim
derslerinin içeriği olmak üzere müfredatta sağlam bir yer edinmelidir. Evrim her
yerde karşımıza çıkar. Örneğin antibiyotikleri gerekli gereksiz kullanmak, dirençli
bakterilerin oluşmasına zemin hazırlarken, böcek öldürücü ilaçların gereğinden
fazla kullanılması böceklerin mutasyon geçirip ilaçlardan etkilenmemesine yol açar.
16. Avrupa Konseyi kültür ve din ile ilgili derslerin öğretilmesinin öneminin
bilincindedir. İfade özgürlüğü ve kişisel inanç adına yaradılışçı fikirler kültürel ve
dini eğitime ilave olarak okutulabilir. Ancak bunların bilimsel bir saygınlık talebi
olamaz.
17. Bilim, aklı sistematik bir yapıya kavuşması için eğitir. Bilim olguların niçin
olduğunu değil, nasıl olduğunu açıklar.
18. Yaradılışçıların giderek artan etkisinin nedenleri araştırıldığında, yaradılışçılık
ve evrim arasındaki savunmaların entelektüel tartışmaların ötesine geçtiği görülür.
Eğer dikkatli olmazsak Avrupa Konseyi'nin önemle üzerinde durduğu değerler,
yaradılışçı köktendincilerin tehdidi altına girer. Dolayısıyla Konsey'in
parlamenterleri çok geç olmadan önlem almalıdır.
19. Parlamenterler Meclisi, üye ülkelerin eğitim yetkililerini şu konularda dikkatli
olmaya çağırıyor:
19.1. Bilime dayalı bilgiyi savunmak ve teşvik etmek
19.2. Nesnel bilimsel bilginin öğretilmesinin yanı sıra, bilimin temelleri, tarihi,
epistemolojisi ve yöntemleri konusundaki eğitimi güçlendirmek
19.3. Bilimi daha anlaşılabilir, daha çekici, çağdaş dünyanın gerçeklerine daha
yakın bir hale getirmek
19.4. Yaradılışçılığın, evrim kuramı ile eşit düzeyde, bilimsel bir disiplin
olarak okutulmasına kararlı bir şekilde karşı çıkmak ve genel olarak yaradılışçı
fikirlerin din dışında herhangi bir disiplin içinde sunulmasına izin vermemek
19.5. Okul müfredatında evrimin temel bilimsel kuram olarak okutulmasını
teşvik etmek
20. Meclis, Avrupa Konseyi'ne üye 27 ülkenin bilim akademilerinin Haziran 2006
tarihinde evrimin okutulmasına ilişkin deklarasyonu imzalamasını büyük bir
memnuniyetle karşılarken, bu deklarasyonu henüz imzalamamış olan bilim
akademilerini de imzaya davet ediyor.
TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Bilgi Belge Merkezi Yayınlanmış Makaleler Kataloğu Kayıt No: 51
TÜRKİYE'DE YARADILIŞÇILIK AKIMI
Başta Türkiye, Fransa, İsviçre Belçika, Polanya, Rusya, İtalya, Yunanistan,
İngiltere, Hollanda, İsveç, Almanya, İspanya'dan örneklerin yer aldığı raporda,
Lüksemburg'un eski eğitim bakanı olan raportör Anne Brasseur, oylamadan sonraki
açıklamasında yaradılışçı fikirlerin Avrupa'da kendisine zemin bulmaya çalıştığına
ve bu fikirlerin yayılmasının pek çok Avrupa Konseyi ülkesini etkilediğine dikkat
çekti. Hıristiyan yaradılışçılığının yanı sıra artık Müslüman yaradılışçılığının de
giderek etkin bir hale geldiğini ileri süren Brasseur, bu alanda Türkiye'de
yaradılışçılık fikirlerini yaymaya çalışan Harun Yahya'nın (gerçek adı Adnan
Oktar), Fransa, İsviçre Belçika ve İspanya'da da Yaradılış Atlası aracılığı ile
propaganda yaptığını ileri sürüyor.
Müslüman ülkelerin içinde resmi olarak laikliği savunan birkaç ülkeden biri olan
Türkiye'nin İslami bilimsel yaradılışçılığın beşiği olduğunu iddia eden Brasseur,
Türkiye'de ders kitaplarında yaradılış fikirlerinin yer aldığına dikkat çekiyor ve lise
öğrencilerinin %75'inin evrim kuramına inanmadığını belirtiyor.
Brasseur Türkiye'de Yaradılışçılık başlığı altında yaptığı açıklamada şu bilgileri
veriyor: "Gerçek adı Adnan Oktar olan Harun Yahya (Adnan Hoca olarak bilinir) bu
akımın en sembolik isimlerinden biri. 50 yaşlarında olan Harun Yahya, 20 yıldır
yaradılış veya din ile ilgili çalışmaları kitap haline getirip, basıyor. Global adlı bir
yayınevinin de sahibi olan Harun Yahya, 1991 yılında kısa adı BAV olan bir bilim
ve araştırma vakfı kurdu. Kuruluşundan bu yana BAV, Türk eğitim sisteminden
evrim ile ilgili tüm ifadelerin ders kitaplarından çıkartılması için sıkı bir şekilde
çalışıyor. Ayrıca Türkiye'nin belli başlı yerleşim merkezlerinde yaradılışçılık ile
ilgili konferanslar düzenliyor. BAV'ın Amerikan Yaradılış Araştırmaları Enstitüsü
(American Institute for Creation Research - ICR) ile yakın ilişkisi olduğu
düşünüyorum."
"Harun Yahya'nın en son çalışması, 'Yaradılış Atlası' Aralık 2006 tarihinde piyasaya
çıktı. Yedi ciltlik serinin ilki olan 772 sayfalık kitap, özetle Darwin'in evrim
kuramını çürütmeyi hedefliyor. Kitabın çıkarttığı sonuç şu: 'Yaradılış bir olgudur' ve
'evrim bir aldatmacadır'. Dahası, yazar kesin bir dille 'Darwinizm ile faşizm ve
komünizm gibi ellerine kan bulaşmış ideolojiler arasında bir ilişki vardır ve ben bu
ilişkiyi kınıyorum' diyor. 2007 yılının başlarında Yahya bu atlası Avrupa ve
dünyanın diğer bölgelerine dağıtmak için bir saldırı başlattı."
"Yahya'nın bu saldırılarına karşı Türkiye'de bazı hareketler de göze çarpıyor. 1998
yılında Yahya'nın eleştirilerine cevap vermek ve evrime yöneltilen saldırılara karşı
kamuoyunu uyarmak için bir komisyon kuruldu. Türkiye Bilimler Akademisi
(TÜBA) ve TÜBİTAK da evrim kuramının yanında yer alarak bu karşı akımı
önlemenin yollarını arıyor."
TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Bilgi Belge Merkezi Yayınlanmış Makaleler Kataloğu Kayıt No: 51
YARADILIŞ ATLASI DİĞER AVRUPA ÜLKELERİNDE
FRANSA- 2007 yılının başlarında yaradılışçı Harun Yahya "Atlas of Creation" adlı
yaradılış atlasını çok sayıda Fransız okuluna ve araştırma merkezine gönderdi.
Tepki olarak Eğitim Bakanı Gilles de Robien, "Bakanlığın belirlediği müfredat ile
uyuşmadığı için okullarda okutulamaz" kararı verdi. Paris Üniversitesi IV'den
Evrim Biyoloğu Herve Le Guyader , atlası incelemek üzere bakanlık tarafından
görevlendirildi. Kitabın daha önceki Anglosakson kökenli yaradılışçı çalışmalardan
daha tehlikeli olduğuna karar veren Guyader, "Bu kitap ilgi çekici resimleri ve
parlak baskısı ile yetersiz bilgiye sahip kişileri etkileyebilir. Ayrıca kitabın bilimsel
içeriği son derece yetersiz" diyor. Atlas ayrıca çok sayıda gazeteciye de gönderildi.
Fransa'daki İslami örgütlerin Yahya'nın atlası ile ilgili görüşleri genellikle evrimin
İslam dini ile çelişmediği yönünde. Fransız Müslüman Konseyi adlı kuruluşun
başkanı Dalil Boubakeur, "Yahya'nın bu girişimi son derece zararlı. Biz evrimin
bilimsel bir olgu olduğunu kabul ediyoruz" diyor. Şubat 2007'de Le Monde'un
söyleşi yaptığı sosyolog Malek Chebel ise "İslam hiçbir zaman bilimden
korkmamıştır. Atlas Türkiye'deki aşırı sağcılara yakın bir örgütün ürünüdür" diyor.
İSVİÇRE- Mart 2007'de yaradılış atlası, ülkenin Fransızca konuşan bölgesindeki
çok sayıda okula gönderildi. Cenevre Kantonu yetkililerinden Georges Schürch ,
bu kitabın titiz bir incelemeden geçirilmeden okullarda okutulmasının mümkün
olmadığını söylüyor. Ayrıca Eğitim Bakanlığı'ndan Jacqueline Horneffer , "Kitap
geçerli bilimsel kuramlara yanıt vermiyor ve ayrıca laik ve dini eğitimin ayrılık
ilkesine ters düşüyor" diyor.
BELÇİKA- Fransa'dan sonra Mart 2007 tarihinde atlas bu sefer de Belçika'daki
okullara gönderildi . Sosyal Gelişme ve Eğitim'den sorumlu bakan Marie Arena şu
uyarıda bulundu: "Tüm öğretmenler bu belgelerin yaydığı değerlere karşı uyarılmalı
ve bu kitabın öğrencilerin eline ulaşması engellenmeli."
İSPANYA- Fransa'dan bir ay sonra Yahya'nın atlası Barselona Üniversitesi'ndeki
biyoloji bölümüne gönderildi.
KARAR BAĞLAYICI MI?
AKPM kararları bağlayıcı değil ama bu hiçbir gücü yok anlamına gelmiyor. Eğer
bir ülke AKPM kararlarına ısrarla uymazsa parlamentodan atılabiliyor. Bu durum
bir sürü sorunu da beraberinde getirebiliyor. Ülkenin AKPM üyeliği sona ererken,
Avrupa Konseyi üyeliği de askıya alınıyor ve söz konusu devlet bu durumda üye
olmanın maddi ve siyasi avantajlarını kaybediyor.
Derleyen: Reyhan Oksay
Kaynak:
http://assembly.coe.int/documents/adoptedText/ta07/ERES1580.htm
http://assembly.coe.int/documents/WorkingDocs/Docs07/EDOC11375.htm
TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Bilgi Belge Merkezi Yayınlanmış Makaleler Kataloğu Kayıt No: 51
İslam ve Evrim
Prof. Dr. Aslı Tolun
Avrupa Konseyinin bu kararının ülkemizdeki ders kitaplarındaki yanlışların
düzeltilmesine vesile olmasını umuyorum. Bilim derslerinde yalnızca bilim
öğretilmesi gerekir. Ayrıca, bilim ile dini birbirine ters gibi gösterme yalnızca bilime
değil, dine de zarar verir. Ama en büyük zararı toplum görüyor; çünkü akılcı
düşüncenin yerleşmediği bir toplum ilerleyemiyor.
Bilim, tarih boyunca dincilerin saldırısına uğramıştır. Dünyanın düz olmadığı, hem
güneşin hem kendi etrafında döndüğü savları kilise tarafından şiddetle red edilmişti.
Kilise uzun zaman evrime de çok karşı olduysa da, sonunda papalar evrimi kabul
ettiler. Ama başka kuruluşlar evrime saldırıyı sürdürmekteler. İşin tuhafı, İslamın
evrimle bir sıkıntısı olmamasına karşın, son yıllarda hıristiyanların evrim karşıtlığı
Türkiye'ye ithal edilmiştir. Örneğin İran İslam Cumhuriyeti politikacıları İslam
dininin evrime karşı olmadığını ve ülkelerinde derslerde evrim okutulduğunu açıkça
beyan etmektedirler.
Üstelik, bilime saldırı hep sürmektedir. Bilim karşıtı savların hepsini kitaplara
almayı MEB düşünüyor mu? Politikacılar evrimin "sadece bir kuram (teori)"
olduğunu ileri sürmekteler. Kuram, tüm bilimsel süzgeçlerden geçerek doğruluğu
kanıtlanmış savlara denir. Avrupa'da evrime en az inanan ulusun Türkler olmasının
nedeni, genel eğitim düzeyinin düşüklüğü kadar, eğitimin bilimsel temellere
dayandırılmamasıdır.
Geçen yıl yüzlerce bilim insanımız, öğretim üyesi, imza toplamış ve yaratılış
öyküsünün bilimmiş gibi okullarda öğretilmesinin yanlış olduğunu duyurmuş ancak
MEB bunu dikkate almamıştı. Umarız Avrupa Konseyininkini alır. Ama insan
düşünüyor da, hataların düzeltilmesi sadece Avrupa'nın kafamıza vurmasıyla mı
olacak? Ne kadar üzücü...
Download