Untitled - İSAM Kütüphanesi

advertisement
BAZI AYET VE HADİSLER DOGRULTUSUNDA,
İSLAM AÇIŞ,INDAN Mps.İKI SA~ATININ .
DEGERLENDIRILMESI
Dr. Bayram AKDOGAN
A. GenelOlarak isMm'ın Musikiye Bakışı
Masikinin iki ana unsurunu oluşturan ses (vokal) ve söz (güfte) insanın en önemli vasıflanndan olup, duygusunu ifade edebilmesinde çok
kıymetli vasıtalardır. İnsanlar ilk defa bu unsurlardan hangisiyle hislerini
dile getirn:ıişlerdir sorusuna bazıları: "Teganni ve terennüm, konuşmadan
evveldir. Insanlar konuşmaya muktedir olamadıklan zamanda hislerini
kuşlar gibi terennüm ile ifade etmişlerdir" demektedir. Beşeri duygulann
en tabiisi olan hislerin ifade edilmesinde bu derece önemli bir rol oynayan masikınin, insanlık tarihi kadar eski bir mazisi vardır. İnsanın tabiatında güzel duygulara, hissiyat-ı aliyye adı verilen estetik ve din gibi hususlara meyletmek vardır. Her insan yaratılış gereği bu duygulara
sahiptir. Güzelliğe ve güzelolan şeylere içten ilgi duyması, icad ettiği
şeylerde daima en üstününü ve en mükemmelini bulmaya çalışması, bunlann hepsi, ondaki bu duygulann eseridir.
İnsandaki bu duygular ne kadar tabii ise, onun hayatına yön verecek
ve en güzel hayatı temin edecek olan İslam. dini de, onun fıtratına en
uygun dindir. Bu din, jnsanın makulolan her türlü duygu ve isteklerini
yerine getirebilecek, dünyevi güzellikl~rden onun azami derecede istifa
edebilmesini sağlayacak yegane dindir. Islam dininin fım olması da onun
yaratılışına, rfihi ve bedenı özelliklerine uygun olması demek olup, .ondaki maddı ve manevı kabiliyetlerin hiç birisini reddetmez demektir. Insandaki istidat ve kabiliyetlerin geliştirilmesini ve olgunlaştıolmasını isteyen
İslam dini, bu özelliklerin yer!i yerinde kullanılmasını, kötü amaçlarla
kullanılmamasını tavsiye eder. Insanın güzel sanatlara karşı alanilgisine,
İslam dini hel al ve tatmin edici yollan daima göstermiş, hiç bir zaman bu
konularda din engeli olarak onun karşısına çıkm~mıştır. İşte, insanın yaratılışı ve onun karekterine uyması bakımından Islam dini ne kadar fım
bir özelliğe sahipse, masiki de insan için o kadar tabii bir olaydır.
Masikinin temelini oluşturan ses ve ölçü (usa!), Allah tarafından yaratıl-
BA YRAM AKDOGAN
380
mış ve insanın ruhuna yerleştirilmiştir. İnsanın en önemli organı olan kalbinin atışını dahi san~i bir kudumün kuvvetli (düm) ve hafif (tek) vuruşu
gibi tanzim etmiştir. Insanın yaratılışında ritmik bir özellik vardır. Ondaki
bu duygunun yok edilmesi. veya tamamen koparılması mümkün değildir.
Bundan dolayı musikı ile Islam dini arasında bir münasebetin olması ve
birbirine zıt iki unsur olarak değerlendirilmemesi pek tabii bir hadisedir.
Hz. Peygamber zamanında musikı nazariyatının ve bestelenmiş şiirlerin ..bulunmadığı söylenmektedir. Rivayetıere göre Arap şiiri en erken
Hz. ümer zamanında bestelenmiştir. Bu işin daha sonraları yapıldığı ihtimali de vardır. İlk defa nağme ile okuyanın Ubeydullah b. Ebi Bekre olduğu söylenmektedirl,
B. Musikini"
İslam Dı'nindeki Yeri
İslam dininde musikılconusunun naslar (ayet ve hadisler) açısından
muhaddisler, müfessirler, fakihler ve diğer alimlerin değerlendirmeleri
yönünden ele alınması mümkündür. Biz teferrnatına dalmadan öncelikle
bu konunun ana kaynaklardak i durumuna geçecek olursak, meseleyi daha
kısa ve öz olarak anlama imkanına kavuşmuş olacağız.
İslamın ana kaynaklarından birisi olan Kur'an-ı Kerim ayetlerini ele
alacak olursak, musikınin lehinde veya aleyhinde olan bir hüküm bulmamız mümkün değildir. Kur'an ayetlerinden musikınin bir sanat olarak
veya genelolarak haram olduğuna dair bir hüküm çıkarmamız mümkün
değildir. Helal oluşuna dair açıkca bir ayet de olmamakla birlikte, bunun
da hakkında hüküm verilmemiş olan bir çok nimetler gibi mübah olduğu
hususundaki görüşler daha fazladır. Şu var ki heıaı olduğu apaçık olan
bazı hususların dahi kötü amaçla ve maksadının dışında kullanıldığı
zaman haram olacağı açıktır. Eğer kötüye kullanılma ihtimali olan bir
takım şeylerin normal şartlarda da haram olacağı kanaatine gidecek olursak, o zaman Allah'ın kullarına bahşettiği bir çok nimeti kısıtlama ve
inkar yoluna gitmiş oluruz ki, bu koımda nefsimizden de öteye geçerek,
başkalarını bundan mahrum etmek hakkımız değildir.
Kur'an'da özellikle çirkin ses kötülenmiş ve "Yürüyüşünde mütevazi
ol, sesini alçalt, çünkü seslerin en çirkini, elbetteki eşeklerin sesidir."ı buyurulmuştur. Bu konu, musikınin mübah olduğunu. kabul edenler ve
haram olduğunu söyleyenler arasında tartışılmış, her iki taraf da fikirlerinin doğruluğunu isbat etmek iı~inbir takım ayetleri delil olarak göstermiştir. Ancak, yukarıda belirttiğimiz gibi bu ayetlerden kesin 'olarak
musikınin heıaı veya haram oluşuna dair bir hüküm çıkarmak mümkün
değil?ir.
I.
2.
Ebu!1-fadl Cemaleddin Muhammed Muhammed
Lisdnu'I-Arab,BeyrutM.I968/H.l388,c.XV,s.136.
el-Lukman sAresi, 31119.
b. Mukarrem
tbn
Manzilr;
İSLAM AçıSıNDAN MÜstKİ SANATıNIN DEÖERLENDİRh.MESİ
38 ı
MAsikinin lehinde ve aleyhinde görüş ileri sürenler, hadislerden de
deliller ileri sürmüşlerdir. Ancak mAsikinin mübah olduğuna delil olarak
gösterilen hadisler daha net, rivayet bakımından daha sağlam, İslam'ın
genel prensiplerine ve dünya göıiişüne daha uygun göıiilmektedir.
MAsikinin haram olduğuna delil olarak gösterilen hadislerin bir çoğu
mevzu, bir kısmı ravinin kendi müıalaası ve bir kısmı da o hadisin
vün1duna sebep olan olayın tam anlaşılmadan mAsiki aleyhine delil olarak kullanıldığını göstermektedir. Konu ile ilgili olatak ileri süıiilen
ayetleri ve kaynak olarak gösterilen hadisleri ileride tek tek ele alacağız.
Şu halde, İslam'ın birdünya göıiişü olduğunu, onun insana maddi ve
manevi yönden bakışını göz önünde bulundurursak, insanın fıtratı icabı
ilgi duyduğu mAsiki alanında bu yüce dinde bir çözüm bulamaması mümkün değildir.
'
Günümüzde en çok tartışılan aktüel konulardan birisi de mAsiki konusudur. Mahalli ve uzak mesafeli radyo ve televizyon yayımlarının süratle çoğalması, özellikle islami prensiplereve milli örf ve adetlerebağlı
yayımcılığın gündemde tutulması, mAsiki konusu üzerinde her zamankinden daha fazla durulmasını gerektirmiştir. Bazı müslümanlar her türlü
mAsikiye karşı olup, mAsikiye sırt çevirirken, bazıları da bir takım husus- lara riayetle mAsiki dinlernede bir sakınca görmediklerini söylemekte ve
bir çok meşru nimetler gibi mOsikiyi de mübah kabul etmektedirler. Bir
diğer grup da bu ikisi arasında, bu konuda nasıl davranacağını bilmeyip,
toplum içindeyken başkaları tarafından ayıplanmamak için mAsikiye karşıymış gibi göıiinmekte, evinderadyo ve televizyonlarıyla başbaşa kalınca -bazı alimlerin mAsiki konusundaki yasaklayıcı- açıklamalarını tatmin
edici bulmayarak- haram hela! konusunda vicdanına danışarak, şarkı ve
türküleri dinlemektedir. Bunlardan her birisi de İslami kaidelere uyduğunu söylemekte ve hepsi de Hz. Peygamberin sünnetine tabi olduğunu
iddia etmektedir. Aynı Kitaba ve Sünnete inanan müsl'ümanların, tatbikatta birbirine zıt olan bu davranışlarının sebeplerini bir kaç maddede toplamak mümkündür:
1. MAsikinin mübah olduğunu gösteren hadislerin iyi anlaşılmaması,
masikiye karşı olanlar tarafından bu hadislere değişik anlamlar verilmesi.
2. MAsiki konusunda, Hz. Peygamberin uygulamasından çok sahabe
sözü ve ictihadına (mevkOf hadis' e) dayanılması.
3. Masikinin cinsi, okuyanın durumu, meclisin hali, sözlerin (güftenin) niteliği, icra yeri ve zamanı gibi hususlarda müslümanların farklı göıiişlere sahipolmaları.
382
BA YRAM AKDOöAN
4. Bazı tarikat öncülerinin musikıye ilgi duymaları ve müsamaha etmeleri hatta teşvik etme.erine rağmen, diğerlerinin, bunun aksine
masikınin her çeşidini yasaldama yolunu tercih etmesi.
5. Masikınin kötüye kullanılmaya müsait bir konu olması sebebiyle,
halkın bunu kötüye kuııanması ihtimalini göz önünde bulunduran bazı fakihlerin, musiki sanatını en adi meslekler içinde zikretmeleri, bu sanatla
uğraşanları fasık olarak nitl~lendirip, şahadetlerini reddetmeleri, salt yasakçılık anlayışıyla musikı konusunu "Kitabu 'l-Lehviyyat" bablarında
zikretmeleridir. Böylece, ihtimal dahilinde olan bir takım endişelerin
halka yansımasına sebep olunmuş, meselelerin inceliği ve sebepleri açıklanmamıştır. Dolayısiyle, bu konu hakkında liyakatsiz kişil~rin verdikleri
bilgiler, toplum içinde dt:ği:iik anlayışlara seQep olmuştur. Islamı sahada
söz sahibi kişilerin bu konuda çözüm araması yerine, perhizkar bir yol
takip etmeleri en kolay yololarak görülmüştür. Böylece müslümanlar arasında, musikl konusunda denişik uygulamalar ortaya çıkmıştır.
Musiki konusunda İslam alimleri arasında ihtilaf, musikınin varlığında değil, musikınin türündedir. Katip Çelebi "Mızanu'l-Hakk fi İhtiyari'lEhakk" adlı eserinde musiki konusunda açıklamalar yaptıktan sonra
"Herkesin yöneldiği bi,. kıblesi vardır ...,,3 ayetini zikrettikten sonra "Aklı
olan bu soydan eski Dir kavganın yatışıp biteceği umudunda olup ahmaklık etmez vesselam.,,4 deyiı: bahsi bitirir. Eğer ilim aaamları meselelere
çözüm arayışı içinde olmaz, seyirci kalacak olurlarsa bu türden çekişme. lerin bitmeyeceği muhakkaj,tır. Bu bakımdan musiki konusunda bazı
açıklamalar yapmada faydabr mülahaza etmekteyiz.
Öncelikle, musık1yi Aııah'ın diğer nimetleri gibi insanlığa sunulmuş
bir nimet olarak kabul etmek., onu yararlı işlerde kullanmak, kesin olmayan bilgilerden yola çıkarak hayatın dışına atmaktan daha anlamlıdır.
Insan, yaratılışı gereği daima fıtratına uygun olana yönelir. Allah Teala
insan fıtratının gerektirdiği her konuda, en uygun olanını getirmiş ve kullarına kolaylıklar sağlamışte. Emir ve yasaklarında kuııarının fıtratını en
iyi bilen rabbimiz, fıtratımıza ters düşen hiç bir şeyle bizleri sorumlu tutmamıştır. Ses ve nağmeler ,je Aııah'ın kullarına verdiği nimetlerdendir.
Beşikteki bebekten, meralarda yayılan hayvanlardan, gökte uçan kuşlara
varıncaya kadar her canlı ya tesir ~den musikl, bir tedavi aracı olarak kullanılmasından, duygu ve düşüncelerin ifade edilmesine kadar, insan hayatında çok önemli bir mevkiye sahiptir. Böyle bir kıymeti haiz olan
musikıyi hafife almak, (mu önemsememek, insanJarı bundan uzaklaştırmaya çalışmak, hele hele bı; değerli sanatı düşmanlarımızın eline terket-.
rnek çok tehlikeli ve yanlıştır. Hakkında kesin hüki:im bulunmayan eşya~a
3.
4.
el-Bakara sAresi: 2/148.
Miziinu'l-Hakkj'i İhriyiiri'I-Ehakk;
Teganni konusu, s.21.
Haz. Orhan Şaik Gökyay, MEB, İstanbul 1972,
•
•
İSLAM AçıSINDAN
MÜStıd
SANATININ DEGERLENDİRİLMESİ
383
aslölan ibahedir. Eşyanın hükmü, kullandış amacına göre değiştiğinden,
mOsikiyi de, sesin ve birbirinden güzel nağmelerin yaratıcısı adına kullanmak çok daha anlamlı ve doğru bir davranış olur.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.)'den günümüze gelinceye
kadar mAsiki konusunda çok şeyler söylenmiştir. Bunlara bakarak, bugün
mAsiki hakkında bir kanaate ulaşmamız çok zordur. çünkü nasıarın dışında bir çok kişisel kanaatler, idareci ve hakimlerin baskısı altında görev
yapan alimlerin zorunlu olarak verdikleri fetvalar kaynaklara yansımıştır.
Dinin bir çok ana ve taIi konularda olduğu gibi mAsiki konusunda da ana
kaynakların yani ayet ve hadislerin ele alınması gerekmektedir. çünkü
dindarlıkta kimse Allah ResOlünün önüne geçemez, kimse de Allah'a dinini öğretemez.
Kaynaklarda geçtiği üzere, Hz. Peygamber zamanında onun ibadetini azımsayan veya onun ibadeti karşısında kendi ibadetini az bulup ümitsizliğe düşen kişiler olmuştur. Aşağıdaki hadis buna bir misal teşkil etmektedir.
.
Enes b. Malik (R.A.)'den rivayet edilmiştir ki şöyle diyor: Bir gün üç
kişi Hz. Peygamberin hanımlarının bulunduğu eve geldi ve Nebi
(S.A.V.)'in ibadetinden sordular. Kendilerine bu konuda gereken bilgi verilince, onlar, bunu azımsar gibi oldular ve Peygamber (S.A.V.) nerede,
biz neredeyiz. Halbuki geçmiş ve gelecek bütün günahları affedilmiş dediler. Bunun üzerine onlardan birisi: "Ben geceleri uyumayıp hep namaz
kılarak ömrümü geçireceğim" dedi. Diğeri de: "Ben daima oruç tutup hiç
orucu mu bozmayacağım" dedi. Diğeri de: "Ben de kadınlardan uzak
durup ömrün boyunca evlenmiyeceğim" dedi. Resulullah geldi ve onlara:
"Şöyle şöyle diyenler sivnisiniz? Allah'a yemin ederim ki, sizin Allah 'tan
en çok korkanınız ve sakınanınız benim. Fakat ben oruç tutarım ve iftar
ederim, namaz kılarım ve uyurum, kadınlarla da evlenirim. (Işte bu benim
sünnetimdirJ. Kim benim sünnetimden yüz çevirirse bendendeğildir" bus
yurdu.
Esed oğullarından bir topluluk, bir kıtlık senesinde Medine'ye gelerek iman ettiklerini söylemişler ve Hz. Peygamber'e "Sana yüklerimiz ve
.ailelerimizle geldik. Seninle falan kabile gibi savaşmadık" demişler, sadaka istemişlerdi. Hucurat suresi 14. ayeti onların bu durumunu tahlil ederek, onların kalpten tasdik etmediklerini, sadece dilden teslimiyetlerini
belirttiklerini ifade etmektedir. İman ettiklerini başa kakarak bildiren ve
şeriatın kendi isteklerine göre hükmetmesini isteyen bu topluluk hakkında
"De ki: siz dininizi Allah'a mı öğretiyorsunuz? Oysa Allah göklerde olan5.
Ebu Abdillah Muhammed b. İsmail el-Buhari,
c.VI, s.1 16 (8 cüz), İstanbul 1979.
Sahihu Buhilrı, Nilcah: 67, bab: I,
384
BA YRAM AKDOGAN
i
ları da bilir, yerde'olanları da. Allah herşeyi hakkıyla bilendir.,,6 buyu~ .
rulmuştur. İslam tarihinde, savaşlardaki ganimetkrin taksimi konusunda
bazı müslümanların Hz. Peygamber'den adil davranmasını istemeleri,
taksimat konusunda kendilerine göre yorum yapmaları gibi bazı hadiseler
gösteriyor ki, asn-ı saadette olduğu gibi bugün d~ bazı kişiler Allah ve
ResUlünün önüne geçerek -dindar olma hevesiyk- kişisel düşüncelerini
İslam' ın prensipleriymiş gibi ortaya koymakta Vf: müslümanları hiç bir
tutarlılığı olmayan bu hükümlere itaat ettirmeye çalışmaktadır. Bana veya
sana göre haram olmaz, bir şeyancak Allah ve Re:iUlünün emri ve yasağı
olduğu için helal veya haram olur.
İslam alimleri mAsiki konusunda, lehinde 've aleyhinde Kur'an-ı
Kerim'de açıkca bir hüklim bulunmadığı hususunda ittifak etmektedirler.'
Ancak İbn Mes'ud ve Mücahid (R.A.) gibi bazı alimler, ayetler içerisinde
geçen bazı kelimelerden murad şudur diyerek, bunları mAsiki aleyhinde
kaynak olarak göstermeye çalışmışlardır ki, bu ayetlerin nüzUl sebepleri
araştınldığında mAsiki ile hiç bir alakası olmadığı açıkca,görülmektedir.
İslam araştırmalannda bir konunun hükmü araştınlırken önce o konu
,ile ilgili ayetler varsa bunl;ır tesbit edilir. Eğer konu ile ilgili ayet yoksa, o
zaman Peygamberimizin hadisleri araştınlır. Bulunan hadislerin kaynakları tesbit edilir. Ravilerin durum,:! araştınlır, sağl<.mlık ve güvenirlik konusunda incelemeye tabi tutulur. Islamın genel prensiplerine ve Peygamberimiz'in tebliğ ettiği dinin temel esaslarıyla bağdaşıp bağdaşmadığı
araştınlır. Eğer hadislerde de bir şey bulunamazsa o zaman sahabenin uygulamasın,a bakılır. çünkü Peygamberimize en yakın nesil onlardır. Bii
konuda Hz. Peygamberin davranışı ve tutumu na;;ıl ise biz onu uygulamak zorundayız.
"Andolsun ki, Resulullah, sizin ıçin, Allah'a ıe ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenleriçin' güzel bir örnektir."? ayeti
bunun en açık delilidir. Bu ayet-i kerimeye gör~ ResUlullah, hislerine
mağlup olan insanları memnun etmek ve onlara pratik değerlerden mah'"
rum bir takım nazari kaideler öğretmekle görevli olmayıp, onun hedefinin, insanlığa ameli kaideler öğretmek ve bu kaideleri kendi yaşayışıaiıyla izah ve tarif etmek olduğu anlaşılmaktadır8• 'Buna göre Hz.
Peygamberin uygulaması bir çok sağlam rivayetle bize ulaşmış ise, başka
birisinin uygulamasını ömek'alamayız veya bu korıuda her hangi bir sahabenin ictihadına göre davranamayız.Bu, sahabeye saygısızlık olarak değerlendirilemez. Bilakis ResUlullah'a ve onun :;ahabesine saygı böyle
olur.
6.
7.
8.
el-Hucurat sııresi: 49/16.
el-Ahzlib sOresi: 33/21.
Kur'an-ı Kerim ve Açık/ama/ı Meali, Haz. Heyet, ID\'
sOresi, Ayet 2 i'in açıklamasına bkz.
Yayınlan,
No: 86, Ahzab
.İSLAM AÇISINDAN MÜstKİ SANATıNıN DEGERLENDİRİLMESİ
385
Hadis kaynaklannda mGsikinin lehinde ve aleyhindeki hadisler yaklaşık olarak 50 civanndadır. Bu hadisler içerisinde mGsikinin aleyhinde
rivayet edilenlerin bir çoğu mevzu, maktu' veya sahabe kavli türünden
olup, isnadda Peygamberimiz'e ulaşmamaktadır. MGsikinin lehinde olan
hadislerin hemen hemen hepsi kütüb-i sitte veya tis'a'da (sağlam 6 veya 9
hadis kaynağında) zikredilmektedir. Ancak, bunlar 'arasında da mevzG
olanlar vardır. Biz, araştırmalanmızda mGsikinin 1ehinde ve aleyhinde
olan her iki tarafın kaynak olarak ileri sürdükleri hadisleri biraraya getirmeye çalıştık ve onlan sağlamlık bakımından mevcut kaynak eserlere
göre araştırdık. MGsiki konusUnda başka bir şahsın fıkrine ve görüşüne
bağlanmadandirek Peygamberimiz (S.A.V.)'in bu konudaki uygulamalanın ortaya koymayı istedik. MGsiki konusunun ancak böyle anlaşılabileceği kanaatine vardık.
MGsikiyi haram kıldığı iddia edilen ayetler:
Lokman: 6-16,
Necm: 59-61,
En'am:,35,
İsra: 64,
Kasas: 35,
Furkan: 72,
Şuara: 224 ayetleridir.
Bu ayetler Mekke'de nazil olmuştur. Ameli abkamın teşri edilmediği
bir devir olan Mekke' de nazil olan bu sGre ve ayetlerin mGsikiyi haram
kıldığını iddia etmek isabetli bir karar olarak görülmemektedir. İçki içmenin haram, zekat ve orucun henüz farzkılınmadığı bir zamanda mGsikiyi
-velevki ima yoluyla olsun- yasaklayan veya kötüleyen bir nassın bulunması makul değildir. Şayet Mekke'de mGsikiyi haram kılan bir ayet inmiş
olsa dahi, Medine dönemindeki tatbikat bunun aksini gösterdiği için, bu
ayetlerin hükmünün, Peygamberimizin fıili ve kavli (sözü) ile kalkmış
(mensGh) olması gerekir.
Şimdi mGsiki konusunda delil olarak ileri sürülen ayetlerin bir kısmını nakledelim.
A. Aleyhte Olanlann Kur'an'dan
Delilleri
"İnsanlardan öylesi vardır ki, her hangi bir ilmı delile dayanmadan
Allah yolundan saptırmak ve sonra da onunla alayetmek için boş Lafı
satın alır. İşte onlara rüsvay edici bir azap vardır,,9
. ,
9.
el-Lukman suresİ: 31/6.
386
BA YRAM AKDOGAN
Bu ayette geçen "boş lMa müşteri çıkan adam" sözünden maksat
Nadr b. Hans'tir ki, Acemlerip masal kitaplarını satın alıp getmr,
M~kke'lilere: "Muhammed size Ad ve SemOd.hikf.)'elerini anlatıyor, ben
de Acem ve Rum masallarını (yahut, Rüstem, Isfendiyar, Kisra masallannı) söyleyeceğim diyerek onları okur, bu sAretle müşrikleri eğlendirir,
Kur'an dinlemekten oyalardılo•
İbn Mesud bu ayetteki "Lehve'l-Hadis" sözünü "ğina" yani mAsiki
olarak tefsir etmiş ve musikiye karşı olanlar da bu iiyeti kendilerine kaynak edinmişlerdiril. Bu.ayetin mAsiki aleyhinde delilolarak ileri sürülmesi sadece kişisel görüş ve yoıumdan başka bir şeydeğildir. Çünkü, ne
IMız, ne anlam ve ne de nüzul sebebi bakımından bıı ayetin musikiyle hiç
bir alakası yoktur.
Ankaravi bu ayeti, musiki aleyhinde delil olarak gösterenlere cevap
olarak: "Boş sözü dinle değiştirerek satın almak 'V;, onunla Allah'ın yolundan saptırmak amacı varsa, hiç tartışmasız bu haramdır. Fakat her ğina
dinden bedel değildir ki onu Allah'ın yolundan saptrmak için satın almış
olsun" dedikten sonra, insanları saptınnak amacıyla Kur'an okumak bile
haram olur diyerek, cemaate imamlık yapan bir münafığın devamlı Abese
suresini okuduğunu, bundan amacının da o surede hz. Resul'e itab (azarlama) olduğu için, (?,numü'minler nazarında küçÜı, düşürmek olduğunu
ve bunu duyan Hz. ümer (R.A.)'in bu münMığın ka.1Jinekasdettiğini söy12
leyerek ceva~landırmıştır .
"Bu söze mi taaccüb ediyorsunuz da ağlamıyorsunuz?
çok dik başlı (samid) sınız"".
Siz cidden
Bu ayette geçen "samidun" kelimesi ile m.uğamilerin (şarkı" söyle~
yenıerin) kastedildiği ileri sürülmüştür. İkrime ıbn Abbas'tan naklen bu
kelimenin ğina (musiki) manasına geld.iğini bildirmiştir. Samid müğanni
demektir. Ikrime'den nakledildiğine göre müşriklı~r Kur'an'ı işittikleri
zaman teganni yaparlardı, bu ayet işte bu gibiler hakkında nazil olmuş14
. tu • Bu ayette de direkt olarak kötülenen mAsiki sanatı değil, müşriklerin
Kur'an'ı dinlemernek için bunu araç olarak kullanmalarıdır.
10.
1i.
12.
13.
14.
Hasan Basri çantay bu bilgileri Beydavı, CeHileyn ve Medarik tefsiderinden nakletıniştir. Bkz. Kur 'aıı-ı Hakfııı ve Mefıl-i Kerim, İstanbul 1972, cJI, s.728.
ısmail b. Ahmed er-Rusalıı c1-Ankaravl; Hüccetu 's-Semil', SUleymaniyc Kütüphanesi, Pertev Paşa K.2S5/2, yk.21/b. Milellif ve eseri hakkında geniş bilgi için bkz.
Bayram Akdoğan; ls/nal. i Ankaravı'nin Hüccetu's-Sema' A-dlı Eserine Göre Musikf
Anlayışı, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara 1991.
Ankaravı, a.g.e., aynı yer.
Necm sOresi: 52159.60-61.
Süleyman Uludağ; ısıtim AFlsındolı Musiki ve Sema', 2. Baskı, Bursa 1992, s. 47.
/
İSLAM AÇıSıNDAN
MÜSİKı SANATıNıN
B. Lehinde Olanlann Kur'an'dall
DEGERLENDİRİLMESİ
3BT
Delilleri
"De ki: Allah'ın kulları için yarattığı süsü ve temiz rızıkları kim
haram kıldı? De ki: Onlar, dünya hayatında, özellikle kıyametgününde
mü'minlerindir. Işte bilen bir topluluk için ayetleri böyle açıklıyoruz"15 .
.Ayette geçen "ziynet"ten maksat pamuk, keten gibi nebattan; ipek, yün
gibi hayvandan; zırh ve saire gibi madenIerden meydana gelen süsler demektır .
•
)6
.
.Ayetin ifade ettiği anlama göre açıkca musiki veya ğina'dan bahsetmemekted.ir. Ancak, yorumunda adı geçen ve insanların süs olarak kullandıkları bir takım nimetler gibi, musikJyi de böyle bir süs olarak kabul
edenler olmuştur.
Masilônin mübahlığını
diğer bir ayet de şudur:
savunanların
delil olarak ileri sürdükleri
"İman edip iyi -işler yapanlara gelince, onlar, cennette nimetlere ve
sevince mazhar olacaklardır,,)7.
Bazı müfessirler bu ayetteki "yuhberan" kelimesini "el-hibratu =
güzel nağme, hoş ses" olarak tefsir etmişlerdir. Yani cennet ehli, cennette
sema' edeceklerdir (musiki dinleyeceklerdir) demektiris. Görülüyor ki, bu
ayette de direkt olarak musiki veya ğinadan bahsedilmemekte, sadece, cenette nağme dinlemeye ait bir yorum getirilmektedir.
"Giikleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler yapan Al/ah'a hamd olsun. O, yaratmada dilediği 'artırmayı yapar.'
Şüphesiz Allah, her şeye gücü yetendir" 19.
.Ayette geçen "mil yeşa".kelimesini müfessirler "güzel yüz, güzel ses,
güzel şiir, güzel yazı, me/ıh göz, keskin zeka, yüksek akıl, şecaat ve saire
olarak te/sir etmişlerdir"ıo. Görülüyor ki, bu ayette de musikı ile ilgili net
bir açıklama yoktur.
i
15,
16.
17.
18.
19.
, 20.
el-A'difsuresi: 7/32.
Çantay, a.g.e., d,s.21 9.
er-Rum siresi: 30115.
Ciidullah Mahmud b. Ömer ez-Zemahşeri; .el-Keşşaf an HaMik-i Gavamizi't-Tenzfl
ve Uyunu'I-EMvilifi
Vücuhi't-Tenzfl, Beyrut, Tarihsiz, c. lll, s. 471. Mıihammed b.
Muhammed el-Amadi; Irşlldu'I-Akli's-Sellm
ilil Mezliye'I-Kur'ani'I-Kerım
(Tefsır-u
Ebi 's-SuUd), Kahire, Tarihsiz, c. VII, s. 770.
el-fatır suresi: 35/1.
Çantay, a.g.e., c. II, s. 770.
388
BAYRAM AKDOGAN
"Yedi gök, yer ve bunlarda bulunan herşey O'nu tesbfh eder. O'nu
övgü i/e tesbfh etmeyen hiç bir şey yoktur. Ne var ki siz, onların tesbihini
anlamazsınız. O Mlimdir, bağışlayıcıdır,,2'.
Ankaravi'ye göre, bu ayette geçen "şey" kelimesine def, düdükler,
ney, davul, nakkare ve bunlar gibi müzik aletleri ':oahildir. Her şey Allah'ı
zikrettiğine göre, müzik aletleri de bu şey'e dahilolur ve bunlann hepsi
Allah'ı şanına layık olduğu şekilde takdısove tesbih ederler22.
"Allah sizi yeminlerinizdeki lağv'dan dolayı sorumlu tutmaz. Fakat
kasıtlı'yaptığınız yeminlerinizden dolayı sizi soru!'llu tutar. Allah çok bağışlayıcıdır, halfmdir (kullarının günahı sebebiyle rızıklarını da kesici deği/dU.t.
o
Bu 'ayet-i kerimeye göre Allah Teala, alışkanı ık sebebiyle bir insanın
boş yere yemin ederek şöyle böyle yapacağım deyip yapmaması durumunda insam sorumlu tutmuyor. çünkü bunda bir kasıt yoktur. Aslında
bu konunun mOsikl ile alakası da yoktur.Fakat bazı alimler bu ayeti yorum1amışlardır .
Ankaravı, bu ayetle ilgili yorumunda: "BIhıde yere Allah'ın ismini
bir şey üzerine zikredip hiç bir faydası olmadığı i.oaldeo işi yapmasa bile
Allah bundan dolayı hesap sormuyor da, şiir okumak, raks ve sema'
etmek sebebiyle neden insanı muaheze etsin ki,,24demektedir.
o MOsikl konusunda lehte ve aleyhte delil olarak ileri sürülen bu
ayetler hakkındaki bu açıklamalardan sonra kısaca özetlemek gerekirse,
başlangıçta da belirtildiği üzere, Kur'an-ı Kenm'de mOsıkı veya ğina ile
doğrudan ilgili bir ayet görülmemektedir. Böyle olunca, bu 'konudaki
bütün açıklamalar hadislerin anlaşılmasına bağlıdt:.
MOsikl konusunda delilolarak ileri sürülen h"dislere gelince:
A. Musikıhin Aleyhinde Olanlann Hadisten Delilleri
"Ebu..Amr el-E(ari (RA.), Nebi (SA.V.)lin ~'ı'jyledediğini işittim demiştir: "Ummetimin içinde zina yapmayı ipekU ,?iymeyi, içki içmeyi ve
masıki dinlemeyi heM!. sayan kimseler türeyecehtir. Bunlardan bazıları
dağların kenarlarına mesirelik yerlere (iyş-u nuş e.tmek için) çeki/eceklerdir. Çobanları sahip oldukları sürüleri (mezelik yapmak için) akşam yanLarına getirecek, sabah tekrar gütmeye götürecek. Ihtiyaç içinde bulunan
21.
22.
23.
24.
el-İsrii sOresi: 17/44.
Ankaravi, a.g.e, 27/a. '
el-Bakara sOresi: 2/225.
Ankaravi, a.g.e, yk. 6/b.
İSLAM AÇıSıNDAN
MOsİKİ SANATıNIN
DEÖERLENDİRİLMESİ
389
bir kimse (yardım istemek için) yanlarına gelecek (zina, içki ve mu.sikf ile
sermest olan bu sefih ve hissiz insanlar ona bugün git, yarın gelirsin diyeceklerdir. Şüphesiz ki, işte bundan dolayı Allah Teala onların başına
dalui sabah olamadan bir bela verecek ve (eteklerinde eğlendikleri) dağı
başlarına yıkacaktır. Bu musfbetten artta kalanlar ise ta kıyamet gününe
.
25
kadar maymun ve domuz suretinde oldukları halde kalacaklardır" . Bu
konuda rivayet edilen hadislerin en sa~lam ve en kuvvetlisi Buhari'nin bu
hadisidir. Bu meaıde daha bir çok hadis varsa da bunlar garib, münker ve
mevzO hadisler olarak bilinmektedir. Böyle hadislere dayanarak birisine
bidatcı dalaletçi veya kafır demek müinkün de~ildir. Aynca Buhari'nin
bu hadisinin senedi de tenkid edilmiştir. Senedde ismi geçen EbO Amr
isimli ravınin kim olduğu bilinmemektedir. Buhari bu hadisi senedli olarak rivayet etmemiştir. Buhari'nin. bu hadisine itiraz edenlerin başında,
Endülüs'ün tanınmış alimlerinden ıbn Hazm gelmektedir. Buhari tarafından rivayet edilen bu hadisin, Emevllerle Abbasller. zamanında yaygın
olarak bir işret nevini tasvir etti~i ileri sürülmektedir. ıbn Hazm, masikiyi
yasaklayan hadislerin hepsi çürüktür, bu hususta sahih olan hiç bir şey
, yoktur demektedir2~. Bu konuda riv~yet edilen. hadislerin hepsinin zayıf
olduğu hususunda Ibnu'l-Arabl, el-Ihkdm'da, Ibnu'n-Nahvı, el-Uma'da,
21
Gazzali ve İbn Tahir İbn Hazm'a muvafakat etmişlerdir .
Nafı'den rivayet edilen bir haberde o şöyle diyor: İbn Ömer'le bir
yolda gidiyorduk, bir çobanın kavalını işitince, parmaklarını kulağına tı- .
kadı sonra yolundandöndü, durmadan bana, ey 'Nafi, kavalı işitiyormusun diyordu, ben artık işitmiyorum deyince, parmaklarını kulağından çıkardı ve ben Resalullah (SA.V.)in böyle yaparak men ettiğini gördüm dedi.
EbO Davud bu hadisin münker oldu~unu söylemek,tedir. Bkz. esSünen, el-Edeb: 52, Hadis: 4924, c. IV, s. 281-282.
An~aray'i'ye göre bu hadis, sema'ın haramlı~ına delalet etmez.
çünkü ıbn ümer sadece kendisi pannaklarıyla kulaklarını t!kad!., bunu,
Nati'e emretmedi ve onun dinlemesine karşı çıkmadı. Şayet ıbn ümer'e
göre ..haram olsaydı Nafı'e de kulaklarını böyle kapamasını emrederdi.
ıbn ümer'in böyle yapmasının sebebi, içinde bulundu~u zikir ve fıkir halini,' kavalı dinlemekten daha üstün görmüş ve terkini evla kabul etmiş
olabilir ki, bir çok hallerde ve bazı vakitlerde biz de sema'ı terketmeyi
g
daha iyi görerii demektedir.
25.
26.
27.
28.
Ebu Abdilllih Muhammed b. İsmail ~1.Buhliri; Sahlhu Buhari, Kitibu'l-eşribe.fi men
yestehilWne'l-Hamre, c. Vi, s. 243,lstanb~1 13 15.
Ebu Muhammed Ali b. Ahmed b. Said ıbn Hazm; Risiiletun ji'l-Ginii'l-Mülhi
e
Mübiihun huve em Mahzurun, Süleymaniye, Şehid Ali Paşa Kütüphanesi, No: 2704,
yk. 233/b.
Uludag, a.g.e., 141-142.
Ankaravi, a.g.e, yk. 24/a.
390
BA ¥RAM AKDOGAN
İbn Mesud'un kavlinde: "Suyun baklayı (veya yeşil otu) bitirdiği
gibi, ğina da nifakı kalpte öylece bitirir." denilmiştir.
Ali el-Müttaki el-Hindı, Kenzu'l-Ummal, c. XV, s. 218-219-221,
Hadis:
40658,40659,40670.
Nevevt bu hadisin sahih olmadı.ğını söyle.
29
mektedir .
Bu hadisin senedi sahih değildir. Kaynaklarda bu hadisin Hz. Peygambere ait merffi' bir hadis değil, İbn Mesut'a ait mevkfifbir hadis olduğu bildirilmektedir.
Mfisikinin aleyhinde rivayet edilen daha bir çok hadis vardır. Ancak,
bunlar gerçekten mfisikıyi bir sanat olarak yasaklayan hadisler değildir.
Bu hadislerde mfisikinin' yasaklanması hep bir aıiz'l nedenden dolayıdır
yahut da hadis sahih değildir. Şimdi de mfisikınin khinde olan hadislerden bir kaç örnek verelim.
B. Musikinin Lehinde Olan/.ann Hadisten Delilleri
Hz. Aişe (R.A.)'den şöyle dediği rivayet ediliyor: "Nebi (SAY.) beni
r~dasıyla örtüyor ve ben de mescit~e ?~nayan Habeşlilere bakıyordum. Ta
kı usanıncaya kadar onları seyrettım' .
.
i
.
Bu hadiste Hz. Aişe'nin "usanrneaya kadar onları seyrettim" sözü,
onun uzun müddet Habeş1ileri seyrettiğine işarettir. Bir başka rivayette
Hz. Aişe (R.A.): Resı1luHah bana, "arzu edennisin?", bir rivayette "Habeşlilerin oyunuria bakmayı sevennisin?" buyurdu, ben de evet dedim,
yanağım onun yanağına değer vaziyette usanıncaya~.adar beni durdurdu,
sonra "yeter mi" buyurdu. Ben de evet dedim. "O halde artık git" buyurdu3'. Müslim'in Sahth'inde Hz. Aişe (R.A.): "Başımı Resı1lul1ah'ın omuzuna koydum ve aynlıp gidineeye kadar onların oyunlanna baktım.,,32 demektedir.
Ankaravı bu hadisleri izah ederken: Eğer raks, ej~lence ve oyun mutlak olarak haram olsaydı, Hz. Aişe raks eden: Habeşlilere bakmazdı33 demektedir.
29.
30.
31.
32.
33.
Bkz. Ebu'l-Hayr Muhammed b. Abdirrahman es-Sahavi; el-Makfısidu'I-Hasene,
Mısır 1956, s. 296.
el-Buhan, a.g.e, Salat: 69, c. I, s. 117; İdeyn: 2S, c. II, s. ii; Cihiid: 79, C. lll, s.
227; Menakıb: 15, c. LV, s. 161; Nikah: 114, c. VI, s. 159. Müslim Ebu'I-Hüseyn b.
el-Haccac; Sahih-i Müslim, Beyrut, Tarihsiz, İdeyn: 17,21,22, c. ll, s. 608, 610.
el-Buhan,a.g.e.,tç.leyn:
13,biib:2,c.II,s.3.
el-Müslim, a.g.e., Ideyn, bab: 4, Hadis: 20; c. II, s. 610.
Ankaravi, a.g.e, yk. 5/b.
,
i
ii
İSLAM AçıSıNDAN
MüsİKİ
SANATn~1N DEGERLENDİRİLMESİ
391
Buhari ve Müslim'in Hz. Aişe (R.A.)'dcn ittifakla rivayet ettikleri bir
hadis-i şerif te Hz. Aişe şöyle anlatıyor: (Babam) Hz. Ebu Bekr bize geldi,
benim yanımda, Ensar'ın Büas harbinde karşılıklı atışmaların sözleriyle
terennüm eden iki cmye vardı. ResUluIlah (S .A;V.) de kaftanına büriimmüş yatıyordu. EbO Bekr: "ResUlullah'ın evinde şeytanın mizman ne
gezer" diye beni azarladı. Bu olay bayram gününde cereyan etmişti. Peygamberimiz (S.A.V.) yüzünü açtı ve: "Ey Ebu Bekr, her milletin bir bayramı var, bugün de bizim bayramımızdır.,,34 buyurdu.
Sema'ın caiz olduğunu söyleyenler bu hadisi kaynak olarak gösterdiler. Cevazını kabul etmeyenler de: Bunda tartışma yoktur, çünkü bu
musiki, savaşta cesaret ve maharet gösterme ve bunun gibi şeyler hak.kındadır ki bunda itiraz yok, bu caizdir. Zira bunda fesad yoktur35 demektedirler.
Hadisler içerisinde özellikle Kur' an- i Kerim' in güzel sesle okunması
hususunda Peygamberimiz (S A.V.) in emir ve tavsiyeleri vardır.
"Kur'an-ı seslerinizle süsleyiniz. Çünkü güzel ses, Kur'an'ın güzelli,,36
gını artırır
.
OJ"
•
"Her şeyin bir süsü vardır. Kur'an'ın süsü de güzel sestir,,3?
"Kur'an'ı Arapların mağmeleri ile okuyunuz,,38.
"Kur'an'ı nağme ile okumayan bizden değildir,,39
Hz. Aişe'den rivayet edilmiştir: Hz. Aişe bir defa (yanında büyüttüğü akraba) bir kadını Ensar'dan bir adamla evlendirmişti. (Düğünden
dönen Hz. Aişe'ye) Nebi (SA.V.) sordu: "Ya Aişe! Şüphesiz ki Ensar
(kadınları musikl ve) eğelenceyi severler,,40.
Bu duruma gör~ hadisin anlamı, "kadınları eğlendirecek bir müğanniye yok mu idi, bir müğann,iyenin türkü veya şarkı söylemesi Ensar'ın
çok hoşuna gider" demektir. Imam Ahmed bu hadisi şöyle rivayet etmektedir: "Hz. Aişe Ensar'dan akrabası olan bir genç kızı (cmye) evlendirmişti. Resı1lullah ona sordu: Kızı kocasına götürdünüzmü? Kızı kocasına
34.
35.
36.
37.
38.
39.
40.
cl-Buhar!, a.g.c, İdeyn: 3, c. ll, s. 3; İbn Mace (Eba Abdiilah) Muhammed cr. Yezid
el-Kazvıni, Sünen-i ıbn Mdce, M.FA. Baki Neşri, Beyrut. Tarihsiz, Nikah: 21,
Hadis: 1898,c.I,s.612.
Ankaravi. a.g.e, yk. 25/b.
el-Buhari. a.g.e, Kitabu't-Tevhid, bab: 52; Eba Davud, Vitir: 20'de rivayet etmiştir.
es-Suyati; el-Camiu's-Sağir, 1l/125.
es-Suyuti, a.g.e, IlI52.
Bu hadis, Sa'd İbn Ebi Vakkas'tan (Kitl1bu 't-Tabakl1ti'I-Kübrl1, 1lI/137) ve Eba
Davud. İbn Mace SUnenlerinde rivayet edilmektedir.
el-Buhari, a.g.e, Kiıabu'n-Nikah. Babu'n-Nisveti'l-Iatl
yuhdlne'l-Mer'ete
ila Zevciha, c. IV, s. 140.
DA YRAM AK.DOÖAN
392
teslim edecek ve zifafa atacak kadınlar gönderdiniz mi? Hz. Aişe, evet
diye cevap verdi. ResUluilah: Keşke bir de muğanniye gönderseydiniz de:
"Eteynaküm, eteynaküm, fe-hayyüna nühayyıküm". "Size geldik, size
geldik. Bizi selamlayınız, sizi :;eHimlayalım" türkÜsünü söyleseydi.
çünkü Ensar gazel (kadın tasvir eden şiirlerin n.ağme ile okunmasını)
sever buyurdu41• Bu ve bunun gibi daha n:ice hadi:ıler, Peygamberimizin
düğünlerde eğlence ve mOsikı karşısında aldığı tavrı ortaya koyduğu
halde, mAsikiye karşı olanlar bunların hepsine zoraki bir itiraz noktası
bulmaya çalışmışlardır. Peygamberlmizin özelliklı~ düğünlerde eğlenme,
şen şakrak olma, sevinme, oynama ve gülme gibi konularda hususi bir
ilgi gösterdiği halde, onun bu tutumunun sonradan, dindarlık hevesiyle
bazılan tarafından ne hale getirildiği meydandadu'. Bayramlarda, düğünlerde, neşeli günlerde ve eğlencelerde, insan olmas~ hasebiyle içinde bulunduğu toplumun f~tratına ters düşmeyen tavırlanyla, insanlar için gerçekten eşsiz bir örnek olan yüce Peygamberimiz, tebliğ ettiği dinin
prensiplerine aykırı olan davranışları da anında düıeltmesini bilen bir sorumluluk anlayışıyla hareket etmiştir. Gerek insani ve gerek dini hareket
ve tavırlanmızda nasılolmamız
gerektiği konusunda bizlere en güzel
örnek olmuştur.
KAYNAKLAR
ı-xv,
İbn ManzOr, Ebu'I-Fadl Muhammed b. Mııkarrem; LisfJnu'l-Arab,
Beyrut, M.l968/
H.l388.
Katip Çelebi; Mizdnu'l-Hakkfi
ihtiyfiri'I-£hakk, Hazırlayan: Orhan Şaik Gökyay, MEB,
İstanbul 1972.
.
el-Buhan, Ebü Abdillah b. İsmail; Sahihu Buharı,
İstanbul 1315.
Kur'dn-ı Kerım ve Açıklamalı Meali, Haiırlayan: Heyet, TDV Yayınlan. No: 86.
Hasan Basri Çantay; Kur 'an-ı Hakım ve Meill-i Kerım,
h:anbul 1972.
İsmail b. Ahmed er-Rusuhı el-Ankaravi; Hüccetu's-Semd; Sü1f:ymaniye Kütüphanesi, PertevPaşaK.255/2,yk.171/b.197/b.
'
Bayram Akdogan; Jsmail-iAnkaravf'lıin
Hüccetu's-Semd' Adlı Eserine Göre Musikı Ani
laY'Ş', Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara 1991.
Süleyman Uludag; İslam Açısından Musiki ve Sema', 2. Baskı, Bursa 1992. i
ez-Zemahşen, Cadullah Mahmud b. Ömı:r~ el-Keşşdf an Hakliik-iGavamizi't-Tenzfl
ve
Uyunu'I-Ekdvil-ifi \lücılhi't-Tenzfl, I-IV, Beynt, Tarihsiz.
el-Amadı. Muhammed .b. Muhammed; İrş~du'I-Akli's-Seltn
ila Mezaye'I-Kur'ani'lKenm (Tefsıru Ebi's-Suud), I-IX, Kahin~, Tarihsiz.
İbn Hazm, EbO Muhammed b. Ali b. Saıd; Risdletunfi'I-Giruli'I-Mülhi
e Mübhahun huve
em Mahzurun, Süleymaniye, Şehid Ali Paşa Kütüphanesi, Nçı: 2704, yk. 232/a. 234/b.
es-Sahavi, Ebu'l-Hayr Muhammed b. Abdirralıman; el-Makdsidu'l-Hasene, Mısır 1956.
Milslim Ebu'I-Huseyn b. el-Haccac; SahiJı-i Müslim,
Beytut. Tarihsiz.
İbn Mace, Ebu Abdillah Muhammed b. Yezid cl-Kazvinı; Sü;ıen-i ıbn Mdce, I-II, MF.A.
Baki Neşri, Beyrut, Tarihsiz.
es-SuyAtt, Ceıa.ıeddin Abdurrahman, el-Cdmiu's-Sllğfr fl E~!./idfsi'I-Beşfri'n-Nezfr, I-II;
Mısır 1954.
Ahmed b. Hanbel; Müsned, I-IV, Beyrut, M. 1969/H.1389.
ı-vııı.
ı-ııı.
ı-v.
41.
Ahmed b.Hanbel;
Müsned, Beymt, 1969, c. 1'. s. 391; c. 6, s. 360.
Download