ı . İTHALAT IUSl'l'LAI\'IALARI YA DA liAUŞILAŞTHtl\1.ALI ÜSTÜNLÜI{LERİN DE(ÜŞMESİ Yazan H.G. HAPAT (*) Çev. Oğuz ESEN C,.,,) Gelişınekte olan ülkelerin, gelişınelerinin i.lk aşaınasında sernıaye ithalatı hızla artma eğilimindedir. Bunun finanse edilınesi de ihracat gelirlerinin artmasına bağlıdır. İthaJat olanal-clan herşeyden önce ihracat gelirlerine bağlı olduğuna göre sorun, ülkenin ihracatını artırıp artıranııyacağıdır. GelişJnekte olan üllcelerin bugüne kadarki ortak deneyinıleri bu Iıonularda iyiınser olınaya olanak tanınıamaktadır. Gerçel\Len ele, gelişnüş ülkelerin uyguladıklan yoğun korumacılık, gelişrnekte olan ülkelerin yeni pazarlara açılmasını güçleştirn1ektedir. İlgili yaznı­ Clalü ortak eğiliın, gelişmiş üll{elerin, gelişmekte olan ülkelerin henı genelde, hem de özel olarak sanayii malları aJanında dış pazarlara açılinasını sisten1atik bir biçünde engellediği doğrul­ tusundadır. UNCTAD toplantılarında bu konu oldukça yoğun bir şekilde tartışılınış ve gelişmi'J ülkelerin, üçüncü dünya ülkelerinin ihracatını engelleyici tutumlan kanıtıarıyla ortaya konınuştur. Ancak sorun, gelişnıiş ülkelerin uyguladığı koruruacı poli ~ tikalann ötesinde, dünya ekonomisindeki bir takını yapıseJ, dinanıik değişikliklerden kaynaklanmaktadır. Dünya ticaretindeki bu değişiklikler, gelişmekte olan ülkelerin ithalatlarını J1raç gelirleriyle finanse eclehilmelerini daha da güçleştirmiştir. C') (''"') C:oklıale Institute of I>o]ities and Eeonomics, Pune Asislaıı, kİTlA Ekoııunıi Ilindistan. Fakültesi. 89 Çahşmarun bütünü üç böl üm dür. Birinci bölüm, gelişmek­ te olan i.llkelerin ihracatlarını iyileştirme çabaiannda önemli sonuçlar doğunın, günümüz dünya ticaretinin bazı eğilimleri· nin tartışılmasını içeriyor. Aynı zarnanda Prebisch, Nurkse ve diğerlerinin, uluslararası ekonominin tanıelini oluşturan güçler konusundaki öncü yaklaşımlan tartışılıyor. Çalışmanın ikinci bölün1ü, uluslararası ticarete yapıJan kurarnsal katkılan içeriyor. Üçüncü bölünıde bu çalışmanın tenıel tartışn1cı.Jarı özetleniyor. Gelişn1ekte olan ülkelerin gereksinnıelerini karşılıya­ bilıneleri için karşılaştırmalı üstünlüklerin değişmesi gerektiği vurgulanıyor. Bu ülkelerin, h:arşılaştırrnaJı üstünlüklerin değiş­ mesini algılaınaktald başansızlıklannın nedeni, gelişıniş ülkelerin uyguladığı lnsıtlayıcı politikalar olarak görülmemektedir. Son bölümde geUşınekte olan ülkelerin hızla değişen bir dünyada yaşadıklarırnn farkma. varmaları ve gelişmeleri için bHinçJi katılımlarının gerekli olduğu tartışılıyor. I Dünya ticaretinin Janabilir. gösterdiği belli Tablo 1 : Dünya Ticaretinin Nfal başlı eğilinıler şöyle sıra­ Bileşinıi rMilyar Dolcır Dünya İhracatı Tarımsal Ürünler Madenler Yakıtlar Maınul .Mallar ( 1963- 1978) ve Yüzde Payları) lU63 1973 1974 l975 1976 1977 1978 155 29 574 21 836 873 991 1.124 -l7 (j 4 4 lO 52 11 17 4 20 17 6 18 6 20 1.300 16 19 17 57 58 60 61 55 5 19 57 ---·<~-~-·----------- l( ' I\.a:vıı<ı "':rt-ic' '1"1' . l 'I' rac·ı e, J· 9..., ' /7 q.:. , p. '±. r. .. , Internatıona c 1 Ö/ Tablo ı, dünya ihracatJ artarken farklı ınal grupları paylannın süreidi değ]ştiğini göstermektedir. ÖzelliklE\ tarırn­ sal ınalların payı azalırken sanayi mallarının payı sürekli artmaktadır. Tarıınsal nıallann toplan1 ihracat içindeki payı 1963 de % 29 iken 1978'de % 16'ya düşmüş buna karşılık sanayi nıal­ larının payı % 52'den % 60'a yükselmiştir. Bu, gelişmekte olan ülkeleı~in döviz gelirinin tenıel kaynağı olan tarımsal ınallar pazarının daralması anlamına gelınektedjr. Sanayi ınalları payının yıldan y1la artması, gelişıniş ülkelerin artan dünya ticaretinden aldıklan payın büyüdüğünü göstennektedir. (Ll Uü Tablo 2: Dünya İhracatı ( 1955, 1960, 1970) payları} ( A:filyon dolar ve yüzde .l960 .l955 1970 -·-"-~~~------·-----·-,-~..._,·---~--------- UOOJ 93,600 65 Dünya !hracatı Gelişmiş Pazar Ekononıileri Gelişınekte Olan Ekonomiler fv1erkezi Plan El~onon1ileri AET Ka~Tnak 2r;:,) lO 20 (100) (100) 127,800 67 21 12 23 314,CO 72 18 lO 36 : UNO. StotiRtical Year Books. Tablo 2 farklı ülke gruplannın dünya ihracatındaki paylannın ne yönde değiştiğini gösteriyor. Gelişmiş ülkelerin payları 1955'de % 65'den 1970'de <J{ı 72'ye çıkarken, gelişmekte olan ülkelerin aynı döneınde paylarının % 25'den % 18'e düş-­ tüğü görülınektedir. Merkezi plan ülkeleri paylarını korurken, ilgi çekici bir nokta AET ülkelerinin paylarını aynı döneın içinde % 25'den o/r:ı 30'a yükseltıniş olınalarıdır. Gelişınekte olan ülkelerin dünya ihracatındaki azalan payı, söz konusu ülkelerin döviz gelirlerinin ileride alacağı görünüınün açık bir göstergesidir. (2) Tablo a: Dünycı ihracatının Dağılımı Pazar Ekononıileri Merkezi - --. -··------- ---- -·-·---- - - - - - - Geliş- Dünya Yıl Dünya Toplaını Gelişn1iş Pazar Ekonon1ileri AET Gelişn1ekte Olan Ekonomiler Merkezi Plan Ekonomileri Toplanıı 100 100 100 100 100 100 100 100 100 100 1970 1974 1970 1974 1970 1974 1970 1974 1970 1974 ·--·----- KHYnak l' :\'o' Statisticul rniş ---·--·------ AET Geliş- Plan nı e lı- E!ıono- te olan rnileri -----~---- 71 70 77 74 81 80 73 75 24 35 34 39 38 56 50 39 32 19 20 19 21 lO lO 15 4 5 7 12 15 20 21 16 016 15 3'~ v 4: 5 4 60 5.1 ----~---- )T eae Rooks. 81 Tablo 3 grup içi ticaretin giderelı;: arttığını gösteriyor. Gelişmiş ülkelerin ihracatlannın ~;(, 7ü'ini kendJ . aralarındaki ticaret oluşturrnaktaclır. Bu, gelişmiş ülkelerin kendi aralann, daki ticareti giderek arttırına eğiliminde oldukları anlmnına gelir. AET ülkelerinin kendi aralanndaki ticaret, bu ülkelerin toplanı ticaretlerinin beşte dörd ünü oluşturmaJdadır. (3) Buna karşılık, gelişmekte olan ülkelerin kendi aralanndaki ticaret toplam ticaretlerinin ancak beşte .. biri kadardır. Tablo 4 : Dünya ihracatının Büyünıe Oranı 1955 •' 60 1960 .. 70 6.4 7.1 9.4 10.2 14.2 D1ınya İhracatı Gelişnıiş Pazar Ekonomileri 1).4 AET Gelişmekte M~/lerkezi Kayıwk Olan Ekonomilm· Plan Ekonomileri 2.8 0.8 7.4 8.~1 : UNO, Stat.istical 'Year Boohs. (4) Tablo 4 gelişmiş üJkelerin ihracatlannın, gelişmekte olan ülkelere göre daha hızlı arttığını gösteriyor. Bu egiliın, 1955- 60, 1960-70, 1955- 70 gibi farklı dönemler içinde geçerlidir. Dünya ticaretinin belirgin özellHderi i) ınekte Gelişmiş şunlardır: üll{eler ihracatlarının büyüme oran1. olan ülkelere göre daha hızlı artmaktadır. geliş­ ii) Grup içi Li.caret.in oranı, gruplar arası ticaretten daha büyüktür. Bir başl{a deyişle, ticaret, birbirine benzeyen üllwler arasında daha h1zlı gelişmelüedir. olan ülkelerin kendi aralarında ve geliş­ üll{elerle yaptıldarı ticaretin dünya ticareti içindeki payı jji) n1iş Gelişmekte azalmaktadır. Dünya ticaretinin bu bilinen özelliklf3rine ek olarak, diğer temel egilirnleri inceleyen çeşitli çalışmalar vardır. Bunlardan on öneınli iki tanesi Nurkse CU ve Prebisch'e (2) aittir. Nurkse'-· (J) H. Nurkst'. «PaUern of Trade and Development», ''Ticksell Lectures (2) Hl;)D, in Economics of Tnıdc and Development, edited hv J.D. Thebergc, 'Viley, :1968. H. Prehısclı, -«'flıe Ecoııoınic DeYelopınent of Latin Aınerica and its Prineipal Problems•>, in Leading· lssucs nı Development Economics, edited by G.:\L l\Ieier, OUP, t9G4. in 1957 dünya ticaretini inceleyen 'Tablen econonıique' adını verdiği çalışınasında, dünya ihracatının durumu şöyleydi : Sanayileşmiş ülkelerin (A) birbirleriyle ihracatları olan Sanayileşmiş ülkelerin CAJ ülkelere CBJ ihracatlan Sanayileşınemiş CB) sanayileşrniş ii) diğer o/, 26 (BB) sı{) 9 tBA) lj{ı 22 ihracat (SSCB hariç) 1957 dünya ticareLi caret, CABJ ülkelere ihracatları i) 43 ülkelerin CBJ birbirleriyle Sanayileşınernişlerin Toplanı ~~o sanayileşınemiş ihracatları olan fAA) (J-/ !O aşağıdaki özellikleri göstermekteydi: Sanayileşnıiş diğer 100 ülkelerin kendi aralarında yaptıkları 1Hkelerle yaptıkları ticaretten daha fazladır. ti~ Sanayileşmerrıiş ülkelerin kendi aralarındaki ticaret, ülkelerle yaptıkları ticarete göre daha azdır. Nurk.se'e göre, yukandaki tablonun. ler rol oynuyor. oluşrnasında şu etmen- · al Gelişıniş ülkelerdeki sanayi üretiıninln bileşin1i 'hafif' endüstrilerden 'ağır' endüstriler lehine bir değişme gösteriyor. Yani, nihai maldaki hamınadde içeriği yüksek endüstrilerden, düşük olanlara doğru bir değişme var. bl ileri sanayi ülkelerinin toplanı ürettmlerinde hizınet­ lerin payı artıyor. Bu da, hammadde taleplerinin ulusal gelir artışının gerisinde kaln1asına neden oln1aktadır. Tüketicilerin, tarınısal esnekliği azalma eğiUnündedir. c) d) Gelişmiş. ülkelerin ınallara tarımsal cı politikaları, ilkel-ınal ithalatının nayHeşınişlere doğru kaymasına olan taleplerinin gelir mallar üzerindeki korunıa-­ gelişmekte olanlardan, sa- neden olmaktadır. Yeterli ekonorrıiJer doğal J\aynakların endüstriyeJ kul· lanın1ını (metallerin yeniden Işlenmesi, elektrolizle yüzey kaplama) başarnıışlardır. eJ fJ .ilkel mal talebi. gelişen teknoloji tarafından genellikle oluınsuz etkilenınekte, sentetil\ 1irünlm· bunların yerine geç-- rrıektedir. 93 Il. J-,Jurkse, gelişmekte ınmnalannı, gelişnüş olan ülkelerin ihracatlarını artıra-­ ülkelerin ithalat talebinin görece daba ya- vaş artmamna bağhyor. «Farklı gelişn1işlik aşamalannda l:ıulu­ nan ülkeler arasındaki ticaretin dengesiz durumu bu ülkelerin egemen talep koşullarını belirleyen faktörlerin incelenınesiy­ le ortaya çıkaxı duruma uygundur. Dünyada -Sov3'etler dışın­ da- sanayi üretiminin onda - dokuzu ve toplanı üretimin beş­ te - dördü sanayileşmiş ülkelerde yoğunlaşmıştır. Geleneksel ticaret kuramının simetrilik, karşıtlık ve karşılıklı bağınılılık kavramları, bugünkü ınerkez- çevre arasındaki ticaret ilişkile­ rinj açıldamaktan uzaktır.» C3) Nurkse'in görüşlerine karşı çıkanlardan A. Cairncross'a göre talep faktörü, arz kadar gelişmekte olan ülkelerin ihracatlarını sınırlamıyor. Birçok azgelişmiş ülkenin çabalarını sanayide yoğ·unlaştırnıalan nedeniyle düşük olan arz esneldilcle ri daha da kötüleşmektedir. Uluslararası ekonomiye bir diğer önemli katkı Prebish tarafından yapıln1ıştır. Prebish, gelişmekte olan ülkelerin bozulan ticaret hadleriyle nasıl yüzyüze kaldıklarını göstermiştir. Nurkse ·- Prebish tipi çözüınlen1eler, gelişmekte olan ülkelerin çıkarlarını koruınak için çeşitli politika önerilerini de içermektedir. İthal- ikan1eci sanayileşme bu politikalardan biridir. Daha da önemlisi, bu çözümleıneler, gelişmekte olan ülkelerin uluslararası platformlarda politikalarını oluşturmada yardım­ cı oln1aktadır. Örneğin, gelişnıekte olan. ülkeler zenginlerden, azgelişmişlere olan kaynak aldarımında ısrarla daha elverişli öneriler istiyorlardı. Temelde istenen, azgelişmişlerin kısıtlan:ıa­ larına karşın liberal ticare tti. UN CTAD- I' de ( 1964) belirlenen «genel ilkelerden» biri de «Uluslararası ticaretin genişlerrıe ve yaygınlaşmaSJ, pazara girişin artırrası vı.: ilkel mallara gerçek değerlerinin verilmesine bağlıdır. Gelişmekte olan ülkeler, ticarete ve kısıtlanıa gelişmekte olan ülhelerden nıal talebine engel olan ve engelleri giderek azaltacak veya ortadan kaldıra­ caklardır. Geişınekte ratmak ve arttırmak olan ülkelerin ihracatları için pazar yagibi olumlu önlemler alacaklardır.'' (4) 77'lerin yaptıklan bir seri konferansta israrla istedikleri pazarlara serbestçe girişi garanti altına alacak, ilkel mallar için ''J) (,tJ, (4) 94 R Nnrkse, op. cit., pp. 98- 99. A. Cairneross, <··Trade and Development», op. cit., p. 11 O. ın J.D. Theberge (ed.), yüksek fiyatı sağlıyacak ve ihraç gelirlerini dengeli tutacak yeni uluslararası bir düzendir. YUED'den beklenen liberal uluslararası ticarettir. Bu da hem ilkel ınallara hem de sanayi mailarına pazar sağlıyacaktır. n Dünya ticaretindeki değişınelerin bir başka açıdan incelenmesi yararlı olacaktır. Böyle bir yaklaşım, belli bir ticaret yapısına yol açan nedenler üzerinde yoğunlaşmayı getirir. Bir başka deyişle, bu yaklaşım uluslararası ticarette karşılaştır­ nıalı ü.stünlüklerin niteliğ·in.i ortaya koyınaya çalışır. Ancak eldeki analitik araçlar böylesi bir çalışına için yetersizdir. Ver-non'un dediği gibi <<Uluslararası ticaretteki değişmeleri \e .geçen yirmi yıldaki uluslararası yatırırrılan anlamaya çalışar: herkes varolan analitik araçların yetersizliğini zaman za.rnan şid­ detle hissetn1iştir.» (5) Değişen dünya ticaretini karşılaştırmalı üstfmlüklerle açık­ lama çabası yeni ticaret kuraınlannın ortaya çıkınasına neden olmuştur. Ancak, bu kuranılardan hiçbirinin dünya ticaretinin eğilimini ve yapısını tmn olarak açıkladığı söylenemez. Uluslararası kuramının iyi bilinen önermesi, üllte·· nin karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olduğu malları ihraç edeceğidir. T-Ier ülke farklı ınallarda karşılaştırınah üstünlüğe sahiptir. Karşılaştırmalı maliyetler kuranıının Hicardocu formulasyonu, karşılaştırmalı üstCı.nlüklerin farklı olmasını, eınek üretkenliğindeki farklılığa bağlamaktadır. Ancak bu formülasyon en1ek üretkenliğinin farklı olınasının nedenine cevap ara~ maz. «Doğal üstünlük» (Srnith) veya «doğanın bağışladığı nin1etler" (Ricardo) şeklindeki açıklaınalar belirsizdir. Ellsworth (6) 'unda dediği gibi »ülkelerde emeğin verimliliğinin neden farklı olduğunun açıklanınası gerekir. Bu soru cevaplandırıl­ ınaya çalışılırsa kaçınıln1az olarak üstün doğal kaynaklarcı, daha iyi işletmecilik yetenekleri gibi faktörlere bakmak gerekecektir. Bu, emeğin üretkenligini açıklayabilmek için diğer üretim faktörlerinin bolluğunu öne sürmektedir. Üstelik tek faktörlü üretim fonksiyonu gerçek dünyada sermayenin giderek artan . ağırlığını gözardı etmektedir. Hecksher .. Ohlin veya (5) ticaret R. Verııon, ,~International lnvestınent and International Trade İn the Product Cycle••, QJE, J\Iay t9G6, pp. 190- 207. (G) P.T. Ellswortlı, 1958, pp. ltıternational Econonıy, l\lacmillaıı, Ne1v York, GS- G9. 95 Hecksber - Ohlin - Sarnuelson (HOS) ınodeli (7) }{arşılaştl~·nıa­ lı üstünlükleri faktör oranları ile açıklar. Tan1 rekabet, ölçeğo göre sabit getiri gibi bir dizi varsayımlar altında HOS kuraını~1 na göre, bir ülke boi olan faktörü, yoğun olarak kullandığı malları ihraç eder. Aynı malların aynı üretim fonksiyununa sahip olması ile iki faktörlü, iki ınallı, iki ülkeli varsayıınlarıy­ la HOS kuramı faktör arzlarının karşılaştırmalı üstünlüğünü ortaya çıkarır. Buna göre, dış ticaretin temel nedeni, ınal fiyatının farklılığını doğuran faktör oranlarının farklı olmasıdır. Faktör oranları kuramı özellilde doğal kaynaklara dayalı malların ticaretini açıklar. Kuran1ın gelişn1ekte olan ülkelere önerdiği politika bol olan faktörün kullanıldığı malda uzmanlaşııc: ,masıdır. Tanım gereği gelişn1ekte olan ülkeler, sermaye lnt emek bol olduğundan, enıek- yoğun ınallar ihraç ederüw. Bir başka değişle karşılaştırn1alı üstünlükleri emek- yoğun mal !ardır. Önerilen politika ile daha önce eğilimlerini saptadlğll111Z dünya ticaretinin uyumlu olup olınadığını ineeıeıneden önce, HOS kuramının sınanması gerekir. Kuram, ampirik olarak sı nandığında gözlenen olgularla çelişkili olduğu anlaşılır. Bu nedenle HOS kuraınının Leontief tarafından yürütülen an1pirik sınamasının sonuçlarını tartışn1ak gerekir. Leotief Paradoksu olarak bilinen, Leontief'in bulguları, HOS kuramının öngörülerini doğrulamamıştır. Leontief'in vardığı sonuç «Amerika'nın uluslararası işbölümüne katkısı, sermaye- yoğun olmaktan çok emek- yoğun üretime dayanır. Yani, bu ülke dış ticarette bili-nenin tam tersine sermayesini tasarruf etmek ve artık emeği kullanmak için girer. ABD ekonomisinin göreli olarak emek kıt, sermaye bol olduğ·u yolundaki görüş yanlıştır. Gerçekte, doğru olan bunun tam. tersidir.» (9) Leontief'in bulgularını açık- , laınası ile uluslararası ticaret yazınında oldukça verimli bir dönem başladı. Bunun sonucunda, iki gurup kuranıcı oluştu~ Bunlardan biri, gözlemlerini uygulayabilmek için HOS kuramını genişlettiler. Diğer gurupta Leontief paradoksuna, HOS kuramı (7) Paul A. Samuelson, Heckselıer- 0\ılin teoremini, kesinlikli biçimde, kanıtlamıştır. Bu nedenle Harry G. Johnson, HOS kuramını, faktör oı:anları olarak adlandırma~n tereih eder. (81 \V. Leontief. «Domestic Production and Forein Trade : The Ame. rican Capital Position Re - examined» in International Trade, edited by J. Blıagwati. Peng'uİn Books, 1969, pp. 93- 139. (9) 96 Ibıd., p. 126. dışında çozun1 aran1aya çalıştı. karşılaştırmalı üstünlüklerin hipotezlere sahiptir. İkinci gurubun araştırınaları değişen niteliğii!i açıklayan ilginç Leontief kendi çalışınasında görülen paradoksal sonuca alternatif bir varsayım önerrnektedır. «Bir Amerikan işçisi üç yabancı işçiye eş değerlidir.'' (lO) Bu nedenle, ABD'nin gerçel{ işgücü stokunun üç ile çarpılması gerekir, o zaman 1947'de 65 milyon olan işgücü stoku 195 milyona çıkacaktır. Bu da, işçi başına düşen ABD sermaye nıiktannın görece daha az o 1 ması demektir. «Bu, bizim an1pirik bulgulanmızın analitik açıklama~ sıdır. Üretiın olanakları açısından, ABD işgücünde zengin, ser~ mayede yoksuldur. Ülke dış ticarete sermayesini tasarruf et~ ınek ve göreli olarak bol olan ernek fazlasını kullanrrıak için girer.,, lll) ABD emeğ·i herhangi bir işçiden daha üretkendir, varsayı· mı ile HOS kuramını kurtarmaya çalışmak başarılı olmamış· t1r. Süreç içinde Leontief, HOS kuran1ının uluslararası emek arzımn niteliksel olarak aynı olduğu varsayımını reddediyordu. Hirsch haklı olarak, «Aeontief'in faktör oranlan yaklaşımının biçimini koruduğunu fakat içeriğini değiştirdiğini,,, söylüyordu (12). verilere uydurnıaya çalışan bit baş­ ka yaklaşırn üretim. faktörlerini ikiden beşe çıkarmaktadır. HOS üretim fonksiyonuna Q = f CK, L), insan sermayesi (I-l), doğal kaynaklar CR), geliştirilen yeni ıneta veya teknolojinin sağladığı tekelci konum. CPJ dalıil edilerek genişletiliyordu. HOS kuramını aınpi.rik Leontief'in A raştırnıası Bir milyon dolar değerindeki ihracatın ve aynı değerdeki ithalat- ikamesi ınallarının içerdiği sermaye ve en1ek ( 194 7 yı~ · lı verilerine göre). Sermaye (dolar, :ı 947) Emek (çalışma yılı) Knvııak (lll) !U) ! 12) : Lcoııı ief, İhracat İthalw: 2,550,780 3,091,339 170;l)04 182,313 op. eit., p. 125. lbıcL p. ·J 27. Uııd., p. 128. S. llirsch, Loc;ation of lndustry and lnternı::ıtional Competitiveness, Oxford, JDG7, p. 10. D'/"' A - G Fal~törü ve Karşılaştırm.alz, Üstünlükler Donald B. Keesing (13) ABD ihracatının yüksek oranda kalifiye insan emeğ·i içerdiğ·ini göstern1iştir. Keesing' e göre, A - G ve rekabet gücü arasında yüksek bir korelasyon vardır. Rekabet gücünün ölçütü, (14) örnek ülkenin aynı endüstrilerinin toplanı ihracatından bu endüstrinin aldığı paydır (Tablo 6). A- G'ye göreli olarak fazla harcama yapan CA- G harcaınaları işçiler, n1ühendisler, ve biliın adamlarının toplam çalışma gücüne oranı olarak alınmalıdır) endüstrilerin ihracatlarıni.n daha fazıa olduğu görülür (Tablo 7). Tablo 6: ABD'de Ticaret Rekabet Gücü ve Yetenek kategorilerinin yoğun kullanınıı arasındaki lzorelasyon Yetenek Kategorileri ı. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 35 endüstri Bilim. adamı ve Mühendisler Teknikerler Diğer meslekler işletmeciler 1v1akinistler v.b. Diğer vasıflı işçiler Satış elemanları Vasıfsız ve yan vasıflı işçiler .72 .55 .58 .06 .37 .21 .44 -.64 Kaynak : Donald B. Keesing, «Labour Skills and tage,,., AFR, May 1966. Tablo 7: 46 endüstri .49 .37 .41 .16 .22 .ll .35 -.46 Coınparative Advan- A - G Harcamaları ve İhracat Gerçekleşmesi İhracat GerAraştınna Çabası malarının Kategori- I' de A-G satışZara harca'malarının A- G harcaEndüstri oranı En fazla yoğun Diğer İhracatın satışlara oranı ------- araştırnıa endüstri ı 4 endüstri 5 ' hasılaya oranı çekleşm,esi 6.3 0.5 3.2 0.4 7.2 1.8 Kaynak : \V. Gruher, D. Mehta and R. Vernon, -«R and D Factor in International Trade and International Investment of US Industries,,., JPE, February 1967. (13) 98 Donald B. Keesing, ~~The lmpact of Research and Development on United States' Trade>->-, JPE, Feh. 1967, pp. 38- 48. 1 \ 1 \ ı 1 f Keesing ve diğerleri (14) ABD ihracatının 'A- G yoğun mallar' ile üstünlüğünü göstermeye çalıştılar. Yukarıdaki tartışına­ nın sonuç olarak önerdiği, ihracatçı ülkelerin, ihracatı büyük ölçüde etkileyen 'A- G faktörüne' önenı vernıek zorunda olduklarıdır. Bu nedenle sorun, yetersiz kaynakları ile gelişınekte olan ülkelerin, artan oranda A - G ınalları ile belirlenen geliş­ miş ülkelerdeki pazar konurulanna nasıl ulaşacaldan ve bunu koruyacaklarıdır. Gelişmiş ülkelerin kendi aralanndaki ticaretin yapısı, gelişınekte olan ülkelerin bu ülke pazarlarına girebilıne şanslarını oldukça azaltmaktadır. Kısaca, gelişnıekte olan ülkelerin, gelişmiş ülkelerde pazarları olan mallarda kar~ılaştırrnalı üstünlükleri. yoktur. Bu da, gelişıniş dünyada ~Jaza­ rı olan malların niteliğinin ne olduğu sorusunu ortaya çıkarır. Linder Cl5) bu konuda ilginç bir hipotez ortaya koyınuştur. ön. celikle, sanayi ınallarının ticaretinde talebin rolünü tanıınla­ rnıştır. Talebin de en öneınli belirleyicisinin kişi başına gelir seviyesi olduğunu öne sürer. Buradan hareketle vanlan so~1uç, aynı kişi başına gelir seviyesine sahip ülkelerin talep yapıları· nın da benzer olacağıdır. Talep Yapısı ve Karşılaştırmalı Ostünlülüer Li nder' e göre, ihraç konusu olan bir mal her şeyden önce yurtiçınde üretilen bir maldır. «Bir ınalın potansiyel ihraç n1alı olmasının gerekli ancak yeterli alınayan koşulu malın yurtiçinde tüketilmesidir», ve «Uluslararası ticaret bir ülkenin kendi ekonomik etkinliklerinin ulusal sınırlar dışına çıkınasından öte bir şey değildir.,, (16) Bundan başka, Linder, talep yapısı aynı iki ülke arasında ticaretin daha yoğun bir biçimde alacağını söyler. «İki ülkenin talep yapısı tam olarak aynıysa, bir ülkenin tüm ihraç ve ithalınalları diğer ülkenin de aynı zanıan­ da, ihraç ve ithal ınalları dır.» ( 17) Linder'in yaklaşımı gelişmekte olan ülkeler açısından bir takını önemli sonuçlar ortaya çıkarır. Mamul nıal ticareti göz- önüne alındığında (kişi başına gelir düzeylerinin benzerliğini , yansıtan talep yapılarındaki benzerlik gibi), düşük gelirl.i ge-(J4) (15) (lG) (17) \V. Gruber, D. 1Ielıta, and H. Vernon, ~,The R- D Factors İn International Trade and International lııvestınent of US lnduşJrjes,.,, .JPE, Feb. t967. S.B. Liııder. An Essay oıı Trade aııd Trmısformation, \Vile\"-. 1.9GL Hnd., p. 88. lhıd., p. D4. 99 lişmekte olan ülkeler gelişn1iş ülkelere olan ihracatlannın artrnasını bekliyemezler. Bu ülkelerde üretilen mallar, ülkelerin kendi talep yapılarına uygundur. Talep yapıları farklı olan gelişmiş ülkelerden, bu ülke mailarına talep olınayacalftır. «Yabancı talep eksikliği nedeniyle gelişmekte olan ülkeler üretin1 açısından en etkin oldukları sanayi mallarını ihraç edemezler.>> (18) Sonuç olarak, «büyüme sürecindeki ülkeler, yüksek gelire sahip ülkelere ilkel nıallar dışında fazla birşey ihraç ederniyecekleri gibi, gelişen ihraç ürünlerinden elde edebilecekleri sı­ nırlıdır.» (19) Teknoloji Faktörü ve Karşılaştırnıalı Üstünlükler Kexşılaştırmalı üzerine bir başka yaklaşım teknolojik değişmenin etkisi ile ilgilidir. Posner (20) bir endüstrinin 'yeni bir ürün' veya yeni bir süreç' '.Julduğu, uyguladığı zanıan bu yeni bilgiyi tekeline aldığı yolunda amprik bir olguyla incelemesine başlıyor. «Yeni mallar zaman için-" de gelişirler. .. . Yeni malların gelişimi aynı zamanda tüm ülkelerde birden olmaz - pekçok zaman girişimcilerin yeni bir malı geliştirmelerinin tek nedeni belirli bir zaman bunun tekelini elde etme isteğidir. Bu zaman kesitinde ticaretin nedeni karşılaştırmalı maliyet farklılıklarından bağımsızdır. Büyürne süreci teknik ilerleme içeriyorsa, ekonomik büyümenin sonucu lıendine üstünlüklerin özgü bir ticaret nedeni değişmesi geliştirir.'" (21) Yeni bir mal veya süreci geliştiren firma önce kendi pazarında yaptığı satıştan tekelci karlar elde eder ve daha sonra dış pazarlara açılır. Artık mal bir ihraç malıdır. Ancak ihraç pazarında bu malın karşılaştırmalı üstünlüğü kısa ömürlü olur. Ergeç yabancı girişimciler bu mal veya süreci taklit yoluna gideceklerdir. Böylelikle ülkenin sahip olduğu karşılaştırmalı üstünlüğü kaybolacaktır. Eğer mal, ücretierin düşük olduğu bir ülkede üretilm.eye başlanırsa, malı geliştiren ülkeye ithalat olarak girer. Teknolojik değişiklik olduğu zaman yeni ürünler il:raç malları olarak görünürken mal standart hale gelince ithal malı olurlar. (f8) (:19) (20) (21) 100 Ibıd., p. 37. Ibıd., p. 138. V. Posner, ~~International Oct. 1961, pp. 323- 41. Ilnd., pp. 323- 324. Trade and Teehnical Change~>, OEP. \ Hufbauer'e (22) göre sermayesi bol olan ülkelerin yeni bir n1al veya süreç geliştirme olasılıklan daha yüksektir. Herşey­ den önce bu ülkelerin yeni ürünlere gereksinmeleri vardır ve bu ürünlerin yapılınasının gerektirdiği harcama olanaklanna sahiptirler. A- G'nin yüksek ınaJiyetler gerektirmesi gelişnlek­ te olan ülkelerin yeni alanlara girn1e şansını yok eder. Doğal­ dır ki bu ınallar ancak gelişıniş ülkeler tarafından ihraç edilebilir ve bu aşaınada gelişıni.ş ülkelere karşılaştırmalı üstünlük sağlar f ı. Aşaına) . Yabancı pazarlardaki girişinıciler ergeç ınalı taklit yoluna gideceklerdir. Ancak haJa yüksek üretim nıaliyetleriyle çalış­ mak durumundadırlar. Buluşu yapan ülke geniş ölçekli üretim olanaklarından yararlanarak karşılaştırmalı üstünlüğünü sürdürür. İkinci aşarna nıalı taklit eden ülkenin düşük ücretler yardıınıyla düşük n1aliyetlerle üretinı yapınasıyla başlar. Bu aşa­ nlada yeni ınalın ihraç ınalı olınası sona erer ve büyük bir olasılıkla ithal malı haline gelir. Buluşun ihraç malı olarak başla­ nlası dışarda taklit edilmesiyle ithal rrıalı haline gelerek son bulur. Yeni bir malın geUştiriJınesiyle devre yeniden başlar. Devrenin değişınesiyle karşılaştırınalı üstünlük değişir ve her bir değişünde nıallar önce ihraç sonra ithal malı haline gelir. Hufbauer, kuramın özellikle sentetik maddelerin ticaretine uygulanabildiğini işaret etnıişti. Orün Devreleri ve 1{arşılaştırnıalı Ostünlühler S. Hirsch (23) ürün devreleri kuraınını yeniden gözden geçtrdL Htrsch gözleınıerden hareketle yeni bir ürünün üç devreden geçtiğini gösterdi. Bu üç devre: D Başlangıç iD büyüme iiU oJgunluktur. Başlangıç dönerninde bir n1alı belirleyen satış hacmi, fiyatlar v.b. diğer ekonomik öğeler, ürün daha olgun aşan1aJara gittikçe değişik boyutlar göreli öneın ve ağırlıklar gösterir. ÜrüJ1 devreleri. yaklaşınn «bu değişikliklerin sistem.atik bu nedenle de kestiıi.lebilir bir biçimde» alınasına dayanır (24). (2.3) G.C. HuJbauer, Synthetic 1\Iaterials and the Theoı·y of International Trade, Duckworlb, London, 1965. I-nrsclı, Location of lndustry and International. Coml)etitiveness, (241 Oxford, :1967. lLııcL, p. J 6. (22) 101 Devrenin başlangıç aşaınasında, tüketict tercihlerinin ışığı altında ürünün biçiminin değişikliğe uğran1asıyla girdi olarak f:iEn'l11aye ve kalifiye en1ek önem kazanır. Büyüme aşamasındtı önem taşıyan girdiler sermaye ve işletn1eciliktir. Ürün büyün1e aşan1asından olgunluk aşamasına geçtiğinde standart hale gelıniş ve tüketici tercihleri büyük ölçüde değ·işınez bir nitelik al·· nnştır. Bu aşan1ada ten1el girdi sermayeden çok vasıfsız ernek oln1aktadır. Girdilerin ülkeler arasında dağılınuna göre, bir ül .. ke bol olan girdiyi kullanarak o aşamada malı üretip üstünlük sağlıyabilir. Yeni ürün büyük bir olasılıkla sermaye ve kalifiye erneğin bol olduğu bir ülkede üretiln1eye başıanacaktıc Olgunluk aşaınasında ürün gelişınelde olan ülkelerde bol olan girdilerle üretilebilir. Ürün devreleri yaklaşırnı girdi seviyelerinde karş~laştırma­ lı üstünlüklerin dinaınik aşarnalarına öneın vermekten çok girdi kullanımının değişmesini dikkate alır. Bu yaklaşıma göre, bir ülke karşılaştırmalı üstünlüklere ancak belli bir zaman için sahip olabilir, devrenin daha olgun aşamalarında bu üstünlük kayboln1aktadır. Gelişmekte olan ülkelerin karşılaştırn1ab üs-tünlüğü elde edebiln1esi uınudu ancak n1alın standartlaşınası ve olgun ürün haline geln1esiyle ınürnkündür. «Gelişmekte olan üJkeler ucuz emek arzlannı, teknolojisi ve üretim hacmi göreli olarak kararlılığa ulaşınış olgun endüstrilerde üstünlük elde etm.ek için istihdam. edebilirler. Bu tip endüstrilerin seçinıi bu ülkelerin, büyi.lk sern1aye gerektiren kıt dışsal ekonomHer, iş· letnıecilik ve bilimsel girdi ticareti yapnıalarına ve böylelikle kendi kıt kaynaklarını tasarruf etmelerine neden olur. İyi örgütlenıniş, fiyatlara duyarlı pazarlarda satılan mallar seçn1ek le pazarlaına giderlerini azaltıp, yabancı pazarlara bağırnlılık· Ianndan doğ·an riskleri en aza indirebilirler (25). Böylelikle ü.rün devreleri yaklaşıını, farklı yönlerde giden Hd tip ticareti dedi toplu bir biçin1de açıklan1aktadır. Tehnoloji Aç1,ğı ve Düşü.f~ Ocret Ticareti Bir ınal önce teknolojik olarak ileri ülkelerelen ihraç edili·· yorsa buna telınoloji açığı ticareti denir. Aynı mal düşük üc-· retli ülkelerde üretiliyor ve ileri ülkelere ihraç ediliyorsa bu düşül?t ücret ticaretidir. Teknoloji açığı ticaretinde karşılaştır­ n1alı üstünlük, teknolojik ilerlemeye önderlik eden ileri ülkelelbld., 102 p. 120. re aittir. Diğer ülkeler, ileri ülkeleri takip eder ve ınalı üretip, düşük ücret yardıınıyla ihraç ederse, karşılaştırınalı üstünlük düşük ücretli ülkeler lehine değişir. Düşük ücret ülkeleri bu n1allan ithal ederek iyice incelerler daha sonra da düşük ücret yardımıyla ihraç ederler. «Üretilen bir ınal bugün içüı potansiyel ihraç ınalı iken, yarın gerçekten ihraç nıalı olabilir.» (26). Gerçekte bugünün ithalatları yannın ihracatıarına dönüşmesi­ nin hangi ürünler için daha kolay olacağını belirleyebilirler. Endüstri- İçi Ticaret Gelişıniş üllteler arasındaki artan ticarete ilişkin bir başka açıklama Grubel ve Llyod (27) tarafından yapılmıştır. AET ülkelerinin bütünleşn1elerinden birl<:aç yıl sonra Verdoorn, Balassa, Grubel ve diğerlerinin yaptıklan araştırmalar, AET ülkeleri arasındalü ticaretin gelişmesinin HOS rrıodeline uynıa­ dığını gösterdi. İşte, aynı endüstriye ait mallar arasındaki ticaretin büyüyen oranlarda yapılınası ilgili yazında endüstn- içi ticaret olarak biliniyor. İleri sanayi ülkeleri· arasındaki uluslararası ticaretin yarısından fazlasını aynı endüstriye ait malların değişiıni oluşturuyor. Sanayileşmiş 10 ülke arasındaki endüstri içi ticaret endeksi 1959'da 0.36'dan, 1964 ve 1967'de 0.42 ve 0.48'e doğru sürekli bir artış göstermiştir. AET ülkeleri arasuldaki endüstri içi ticaret 1959'da 0.54'den, 1967'de 0.67'ye yük~ selnliştir. Endüstri~ içi ticaretin herhangi bir biçimde HOS ku~ ramı ile açıklanması olanaksızdır. Ölçek ekonomileri, farkhlaş~ tırılmış ürünler, yüksek gelirli ülkelerdeki tüketici tercıhleri~ nin çeşitlennıesi (29) gibi faktörleri, endüstri içi ticareti anla~ n1ak için incelemek gerekir. Bu yaklaşırnın gelişınekte olanlar açısından sonuçları, gelişınekte olan ülkelerin, üretim yapılan(26) (27) S.B. Linder, op. cit., p. 128. H.G. Grubel anel P.J. Lloyd, Intra- Industry Trade (The Teory and lVleasuremeııt of Trade in Differential Produets), Macınillan, :HJ75. (28) (29) Eııdsütri- içi ticaret endeksi (B) şu forınülle hesaplanır. X-lVl B= LO - ·-·- - X-1-l'vl İthalat ihracata tam olarak eşitse, B=:l, endüstri- İçİ ticaret enfazla olur. B=O olduğ·u zaman endüstrinin ithalatı yokken ihracat yapması veya bunun tam tersi. 'Terry Barker, International Trade and Economic Groth : An Alterııal.İve to the N eo - classieal Approach, Institute for Interna Li ona] Economic Studies, Stockholm University, Hepriııt Serjes No. 84. 103 nın talep yapılanna uyrnadığı ülkelerdeki pazarlara, ginne urnLI·· d unun olnıayacağıdır. Gelişnıekte olan ülkelerin yetersiz ihra. catlarının nedeni gelişınişlerin uyguladığı kısıtlayıcı politika-lar değil, bu ülkelerin uygun olmayan ihracatlandır. III Çahşnıada şimdiye kadar tartışılanları özetleınek gerekirse; olan ülkelerin yetersiz ihracatlannın şüp-· hesiz bir kısmı, gelişnıiş ülkelerin uyguladığı ithal kısıtlama­ lannın sonucudur. Gelişmiş ülkelerin yüksek maliyetli tanmsal üretinıe yoğun bir korumacılık uygulaınaJarı, geiişmekte olan ülkelerin bu pazarlara ginnesini büyük ölçüde engelle mektedir. UNCTAD gibi uluslararası platformlarda, gelişmek­ te olanların ısrarla serbest ticareti savunmalannın nedeni bu-dur. 1) Gelişn1ekte 2) Gelişnıekte olan ülkelerin geleneksel ihniçlanndan ü.aynaklanan karşılaştırmalı üstünlüklerin, bu ülkelere bağış1an­ l11adığını bilmeleri gerekir. Karşılaştırmalı üstünlükler değişen bir ten1ele sahiptir; teknoloji, büyüme, gelir dağılın11, sermaye birikinıi v.b. diğer şeylere bağlı olarak değişir. Teknoloji, karşılaştırınalı üstünlükleri, değişn1eye önderlil\: eden yaranna değiştirir. TeknolojHi: değişmeyi taklit edenler, kendi faktör arzlanna uygun olan, girdi bileşimleri değişerek standart hale gelen ınalları alarak karşılaştırmalı üstünlüğü kendi 1ehlerine çevirebilirler. Hongkong, Kore ve İsrail btma iyi birer örnek oluştururlar. Artan gelir düzeyi, farklılaştınlnıış ınallar ıçın pazar yaratarak talebi canlandırır. Artan gelirler aynı zamanda dünyanın birincil, ikincil ve üçüncül ürünlere olan göreli talebini de-· ğiştinnektedir. Öneınli olan mal bileşinılerinin değişınekte olm.asınuı 0Ü rekli incelenmesi gerekliliğidir. Karşılaştırmalı üstünlük artık belli bir faktöre veya durumua göre belirleneınemektedir. Ticaret kuraınındaki son gelişmeler karşılaştırmalı üstünlükleri yaratan pekçok faktörü tanımlamıştır CEke bakınız). Gelişınekte larının önşartı 104 olan ülkeler hızla değişen bir dünyada yaşadık-­ farkına varınalı ve bilinçli katılın1larının gelişnıelerinin olduğunu bilmeleri gerekir. ... ·~ _ ~·-·----~--~-~, _,...,_..~---~,..,._...,-~ EK: ULUSLARARASI Ticaret 1) Ku renncılar Faktör oranlan Heckscher , Ohlin İnsan sernıayesi i} Teknoloji açığı ve düşük ücret tl932) Leontief , Keesing (1953) 3) SJ. <"7-~ -4$4\t< ..,. 4\4% \$ ;;;.,. E ·%""'~"'*-.."'ı'l'-"' CXX. Yüz yıl) Karşılaştırnıalı üstünlük öğe (1920) 2) ~·-.-~,.,....,_,~...,,, TİCARET KURAMLARININ ÖZETİ kuranıındahi temel •. (19671 Posner Hufbauer {1961) (1965) Vernon (1966) Hırsch (1967) Görece bol olan faktörün yoğun olarak kullanıl­ dığı mallar ihraç edilir. Sennaye arzı bol ülkeler, sermaye - yoğun mallan ihraç edecekler, emek arzı bol ülkeler de em.ek - yoğun m.allar ihraç edeceklerdir. Belirli türdeki ınesleki ve vasıflı emek bakıının­ dan zengin olan ülkeler, üretimi büyük ölçüde bu faktörlere bağlı olan ınallarda karşılaştırmalı üstünlüğe sahiptirler. Buluşu yapan ülke tekel durumundadır. Yeni ma- lı bulan ülke -çoğunlukla gelişmiş sanayi ülkesi- o malın ilk ihracatçısı olur. Bu teknoloji açı­ ğı ticaretidir. Mal taklit edilip başka ülkelerde üretilmeye başlanır. Mal düşük ücretler yardı­ mıyla düşük maliyetlerle üretilmeye başlanırsa, buluşu yapan ülkeye ithal edilir. İşte bu da düşük ücret ticaretidir. ii) r-:- c c.,, Yenilikçileı-in faktör maliyetlerine duyarlığa. Davidson Ü979~ Ülkeler pahalı olan faktörün yoğun olarak kullanıldığı endüstrilerde yenilik yapma eğilimindedirler. ;ç: SI .,Iili' ~ e i-'- a:ı . EK : ULUSLARARASI TICARET Ticaret huramındaki temel öğe 4) Ürün devreleri .. . KURAMLARINlN OZETl - 5) Talep i) (1966) Linder yapılan (1961) Kişi başına aynı Farklılaştırıln1.11ş mallar iii) Tercih çeşitliliği. Ürünün ilk aşamasında girdi kullanımı gelişmiş ülkeler yönündedir (sennaye ve yüksek vasıfh emek). Ürünün olgunluk aşamasında, standart hale geldiğinde, girdi bileşinü düşük ücretli ülkeler lehinedir. Hirsch , Vernon gelir seviyesi D Karşılaştırmalı üstünlük Kuranıcılar (1967] Devanı . Benzer talep yapılarına sahip ülkeler kendi aralarında daha çok ticaret yaparlar. Mal ihraç edilmeden önce iç pazar için üretilir. Gelişmekte olan ülkeler, gelişmiş ülkelerin talep edeceği malları üretmezler ve bu ülkelerde üretilen maliarda gelişmiş ülkeler tarafından talep edilmez. Grubei , Lloyd Karşılaştırmalı üstünlük (1975} dadır. U975) Bak er farklılaştırılmış ınallar­ Yüksek gelirli ülkelerde tüketiciler çok çeşitli tercihler karşısındadırlar. Karşılaştırmalı üstünlük bu tercihierin tatnı.in edilnıesinde bulunmaktadır.