Emsey Hospital Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Yaylacı KADINLAR “MEME KANSERİ” KONUSUNDA DAHA ÇOK BİLİNÇLENMELİ Kanser bizleri en çok korkutan hastalıkların başında geliyor. Oysaki erken dönemde tespit edildiğinde, bazı kanser türleri için hastalığın tedavi edilmesi ve tam iyileşme sağlanması da mümkün olabiliyor. Emsey Hospital’dan Prof. Dr. Mustafa Yaylacı; dünyada kadınlarda en yaygın görülen kanser hastalıklarının başında meme kanserinin geldiğini belirterek, 8 Mart Kadınlar Günü’nde bu hastalığa bir kez daha dikkat çekiyor. Meme kanserinde erken dönemde tanı konulmasıyla birlikte uygun teknikler de kullanılarak, hastalığa hızlı ve etkin müdahale edilebiliyor. Erken tanı hayat kurtarıyor Tümörler solid ve hematojen tümörler olarak ayrılıyor. Solid tümörler; katı, sert ele gelebilen tümörler olarak belirtiliyor. Hematojen tümörler ise akışkan tümörler olarak adlandırılıyor. Bunlar dokunun, vücudun her tarafında olabiliyor ve belli bir yumru yapması gerekmiyor. Tümörlerin çoğunluğunu yani % 90’ını solid tümörler teşkil ediyor. Bu tümörlerde bir kitle oluşumu söz konusudur. Prof. Dr. Mustafa Yaylacı, erken tanı ile kanser kitlesi saptanıldığında, derhal müdahale ederek, kitlenin yayılmasına fırsat vermeden o bölgeyi tamamen temizleyip, hastanın tümüyle kurtulmasının sağlanabildiğini belirtiyor. “Meme tümörleri erken yakalanmışsa ve başka yere sıçramamışsa, bu dönemde erken tanıyla temizce çıkarırsanız tam bir sağlık hali yakalanmış olur ve biz buna kür diyoruz” diyen Prof. Yaylacı, “Buradan da anlaşılacağı üzere erken tespit ve tedavi çok önemlidir. Tümörlerin %95’i erken tespit edilememiş ve yayılmaya başlamış ise kür şansı yani tümörün tamamen yok edilme şansı ortadan kalkar. Bu nedenle erken tanı kanser tedavisinde çok önemlidir” şeklinde açıklamalarda bulunuyor. Erken teşhis nasıl sağlanır? Meme taramaları çok önemlidir. Ancak bu taramalar prodüktif yani hastaya faydalı olabilecek bir dönemde ve sık görülmeye başladığı risk dönemlerinde yapılmalıdır. Prof. Dr. Mustafa Yaylacı, hemen hemen tüm kadınların bu konuda son derece dikkatli davranmak zorunda olduklarını belirtiyor. Yaylacı, “Zira bu hastalık 9’da 10’da 1 oranında sıklıkla görülür. Bu kadar sık rastlanılmasına rağmen erken teşhisle, göğüsün küçük bir bölümü alınmak kaydıyla hasta iyileşebiliyor. Meme kanserini teşhis için mamografi, ultrason, kendi kendine muayene ve doktor muayenesi yöntemleri kullanılır. Belli periyotlarla yapılacak olan bu kontrol yöntemleri ile meme kanserini teşhisi ve tedavisi yapılarak yüksek oranda fayda sağlanacağı aşikardır. Biz 40 yaşından itibaren taramalara başlamalarını öneriyoruz ve bu düzenli kontrollerin kesinlikle yapılması gerektiğini söylüyoruz. Çünkü hastalığın sık görüldüğü yaş grubu 40 yaş üstüdür. Meme kanseri kişinin ailesinde sık görülen bir hastalık ise, daha erken yaşta kontrollere başlaması en doğrusu ve sağlıklısı olacaktır” diye belirtiyor. Mamografinin her yıl çektirilmesi doğru mudur? Mamografinin zararlı ışın oranı yok denecek kadar azdır. Prof. Dr. Mustafa Yaylacı, “Hatta diyebilirim ki akciğer filminden bile daha azdır. Dolayısıyla tomografiye kıyasla çok asgari düzeyde bir radyasyon vardır ve bu konudaki görüşler de yanlıştır. Şu noktadan da bakarsak, erken tanı açısından sağlayacağı fayda %100, maruz kalınan radyasyon nedeniyle uğranılacak zarar %1’dir. “ diyerek sözlerini noktalıyor. www.emseyhospital.com