Doğrudan kanser hücrelerini öldüren “akıllı ilaçlar” ile özellikle akciğer, lösemi, kalın bağırsak kanserinde yaşam süresi uzadı. Son yıllarda uygulamaya giren doğrudan kanser hücrelerini öldüren “akıllı ilaçlar” ile özellikle akciğer, lösemi, kalın bağırsak kanserinde yaşam süresinin belirgin oranda arttığı belirlendi. Çeşitli kanser türleri üzerinde uygulanan araştırmalardan elde edilen ve tıbbi literatüre giren sonuçlara göre, metastazlı kalın bağırsak tümöründe normal şartlarda 3-6 ay olan yaşam süresi, yeni kemoterapilerle birkaç yıla, akıllı ilaçların kullanılmasıyla da 5 seneye çıktı. Sağ kalım oranı arttı Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Yaylacı, 1-7 Nisan Kanser Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada, kanser tedavisinde her geçen gün yeni teknolojilerin kullanılması ve yeni moleküllerin geliştirilmesiyle önemli mesafe alındığını, hastaların yaşam kalitesinin arttığını ve sağ kalım oranlarının yükseldiğini söyledi. Hücrelerin, anormal hale dönüşen işlevlerini bloke etmek amacıyla üretilen hedefe yönelik ilaçların “akıllı ilaçlar” olarak isimlendirildiğini dile getiren Yaylacı, bu ilaçların vücutta sadece kanser hücrelerini hedef aldığını bildirdi. İnovatif Kimya Dergisi kaynak gösterilmeden paylaşılamaz. Akıllı ilaçların artık hemen hemen tüm kanser türünde kullanıldığının altını çizen Yaylacı, “Şu anda meme kanseriyle ilgili birçok yeni, hedefe yönelik ilaç bulunuyor. Her hastada olmasa da kalın bağırsak, mide kanseri, akciğer kanserinin bir bölümü ile yumuşak doku, kemik iliği, lenfoma, pankreas gibi birçok kanser türünde bu ilaçlar kullanılıyor.” dedi. Yaylacı, belli kanser türlerinde klasik kemoterapiyle hastanın ömrünün uzatılmaya çalışıldığını ifade ederek, erken dönem tümörlerinde genellikle hastanın cerrahi, yardımcı tedaviler, kemoterapi ve hormon tedavisi uygulandığını anlattı. İleri evre bazı kanser türlerinde ise klasik yöntemlere hedefe yönelik ilaçların eklenmesiyle birlikte tedavi şansının biraz daha arttığının altını çizen Yaylacı, “Ancak ilerlemiş birçok kanser türünde hala hastanın şifa bulması sağlanamıyor. Bu kanserlerde kemoterapiler belli süre yaşam süresini uzatabilirken, hedefe yönelik ilaçlar bu tedavilere ilave katkılar sağlıyor ve hastaya ilave yaşam süresi veriyor.” diye konuştu. “Akıllı ilaçlar geliştikçe hastaların yaşam süresi de artacak” Prof. Yaylacı, literatüre göre karaciğer metastazlı kalın bağırsak tümöründe hastanın normal şartlarda 3-6 ay yaşadığını belirterek, “Yeni kemoterapilerle bu süre birkaç seneye, akıllı ilaç ilavesiyle de 5 seneye kadar uzadı. Yeni geliştirilen ilaçlarla bu süreler daha da uzatılabilecek.” dedi. Miyalom, lösemi gibi hastalıklarda yaşam süresinin 20-25 yıla kadar uzatılabildiğine işaret eden Yaylacı, “Akciğer kanserinin bir tipinde, hastanın hiç kemoterapi görmeden bir ilaçla yaşam süresi 1-2 seneden 4-5 seneye kadar uzatılabilmekte. Ölümcül hastalar bir ilaçla 8 ay, ikinci bir ilaçla 16 ay hatta 2 sene fazla yaşayabiliyor. Akıllı ilaçlar geliştikçe hastaların yaşam süresi de artacak.” diye konuştu. “Gelecek akıllı ilaçların olacak” Akıllı ilaç tedavisinin klasik kemoterapiden farklı olduğuna dikkati çeken Yaylacı, kanser hücrelerinin çoğalma hızının normal hücrelerden çok daha fazla olduğunu söyledi. Yaylacı, klasik kemoterapilerin daha çok çoğalan hücreler üzerinde etkili olduğunu anlatarak, şunları kaydetti: “Klasik kemoterapi, çoğalma aşamasında olan hücreleri bularak bloke eder ve onları öldürür. Hedefe yönelik ilaçlar ise herhangi bir hücre çoğalsın veya çoğalmasın kanser hücresine spesifik olarak etki eder veya o kanserde farklı görülen bir yapıyı bloke etmeye yönelik çalışır. Aralarındaki en büyük fark da budur. İki tedavi arasında fark var İnovatif Kimya Dergisi kaynak gösterilmeden paylaşılamaz. Bunlar, yan etki açısından da iki tedavi arasında fark yaratır. Klasik kemoterapiler kemik iliğini baskıladığı için ciddi kan düşüklüğüne neden olur, enfeksiyon riski artar. Akıllı ilaçlarda ise bu söz konusu olmaz. Hedefe yönelik ilaçlarda da ciltte döküntü, tansiyon gibi yan etkiler olsa da hekim kontrolüyle kullanıldıkça, deneyimler arttıkça bunlar tolere edilebilir. Bu gibi nedenlerden ötürü kanser tedavisinde geleceğe akıllı ilaçlar hakim olacak.” “Yan etkilerin yüzde 90’ı geçici” Öte yandan kanser tedavisinde kemoterapinin her koşulda önem taşıdığına değinen Yaylacı, kemoterapi sürecinde bulantı, kan düşüklüğü, enfeksiyona yatkınlık, bağırsak problemleri, ağız yaraları, saç dökülmesi, el ve ayaklarda uyuşukluk gibi yan etkiler olabileceğini anımsattı. Yaylacı, “Bu yan etkilerin yüzde 90’ı geçicidir. Özellikle kadınlarda kemoterapi tedavisi sırasında saç dökülmesi sıklıkla görülür. Tedavi bittikten sonra saçlar yeniden uzar.” bilgisini verdi. Kaynak : trthaber.com Yorumlar İnovatif Kimya Dergisi kaynak gösterilmeden paylaşılamaz.