ANKSİYETE (KAYGI) BOZUKLUĞU Çevremizdeki kişilerin kaygı duyduklarına yönelik ifadelerine sıkça rastlarız.Bireylerin hissettiği bu kaygıların alanı oldukça geniştir.Kimisi gireceği sınav için yoğun bir şekilde kaygı yaşarken kimisi ise çocuklarının dışarıda olduğu zamanlar kaygılanır.Hissedilen bu kaygı kimi zaman normal kimi zaman ise abartılıdır çünkü kaygı, bir duygu, bir belirti olabileceği gibi bir bozukluk veya bozukluk grubuda olabilir. Belirli düzeyde kaygı doğal hatta gereklidir. Olması gereken düzeyde kaygı, kişiyi tehlike veya tehdit karşısında koruma, harekete geçirme işlevi gören bir mekanizmadır.Fakat kaygı bozukluğu denmesi için kişilerin, olaylara, tehlikeyle orantısız, uygunsuz ve abartılmış yanıtlar vermesi gerekir.Kaygı bozukluğu bir çok alt tanı grubundan oluşur ve herbirinin kendine özgü karşılanması gereken belirtileri olması gerekir.Ancak hepsinin ortak özelliği kişinin kontrol edemediği ve yaşam kalitesinin düşmesine sebebiyet veren yoğun kaygı durumudur. Bunun yanısıra yoğun bir şekilde kaygı yaşayan kişilerde bazı belirtiler gözlemlenir.Kişi kaygı durumunda bilişsel olarak genellikle kötüyü öngörme eğilimindedir. Örneğin kontrolü kaybedeceğini yada kötü birşey olacağını düşünür. Ayrıca bunun gibi kaygılı düşüncelere baş dönmesi, baş ağrısı, ishal veya kabızlık, ağız kuruluğu, soğuk terleme, çarpıntı, mide yakınmaları, nefes darlığı, titreme gibi fiziksel yakınmalarda eşlik edebilir. Kaygı bozukluğu psikiyatride en çok karşılaşılan rahatsızlıklardan biridir fakat uygun tedavi ile olumlu sonuçlar alınmaktadır. Kaygı bozukluğunda, hastalığın şiddetine göre ilgili uzman tarafından belirlen tedavi yöntemi uygulanır.Genellikle ilaç ve psikoterapi beraber kullanılmaktadır. Klinik Psikolog Betül UZUN