T.B.M.M. B : 42 sahip bir toplumda, kültürde tarihsel de­ ğerlere önem vermemek düşünülecek bir şey değildir. Bununla birlikte kültür poli­ tikasının, geçmiş tarihten çok, geleceğe yö­ nelik olması gerekmektedir. Aksi halde, teknolojik ve ekonomik gelişmelere sırtı­ nı dönmüş olur. Yeni yaşam biçimlerine, yeni kavramlara kapalı olan bir kültür, di­ namik ve yaratıcı bir kültür olmaz. Böyle kültürler, iddia ediyoruz ki, er ya da geç daha dinamik kültürler karşısında yok ol­ maya mahkûmdur. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; demokrasi, sadece seçme veya seçilme hakkı değildir. Çağdaş bireyin mutluluğu­ nu arama hakkını veren akılcı bir kültür olgusudur. Toplumsal ve siyasal katılımın genişliği veya yaygınlığıyla demokrasi, bir yaşama biçimine, kültür birikimine dö­ nüşmelidir. Kültür politikası, üretici güç­ lerin gelişip serpilmesine olanak sağlayan bir yapıda olmalıdır. İnsanı her şeyin öl­ çüsü olarak kabul eden insancı (hümaniter) dünya görüşünü benimsetmelidir. İn­ sanların yaratıcılığının özgürlüğünün ve eşitliğinin en üst düzeyde sağlanmasını amaçlayan toplumsal kültürel yapılar ve kurumlar oluşturulmalıdır. Eşitlik ve öz­ gürlük arasında çelişki olduğunu varsayan geleneksel görüşe karşıyız. Özgürlük ve eşitlik, birey ve toplum birbirlerine karşı olan değil, birbirlerini bütünleyen kav­ ramlardır. Bunlardan birisi olmadan di­ ğeri olmaz. Gelişmiş bir demokrasinin yaratılabilmesi için sağduyunun, hoşgörü­ nün, sınırsız bir tartışma ve her türlü de­ ğer yargısını sorgulayabilme özgürlüğü­ nün gerekli ve zorunlu olduğu ortadadır. Ancak böyle bir ortamda demokrasi ya­ şar; bilim, teknoloji, araştırma ve eğitim gelişebilir. SHP'nin uygulamak istediği politika da budur. Bu arada, insanlığın kültür birikimi­ ni oluşturmak bakımından elbetteki insan toplumlarının gelişiminde dinlerin etkisi 14 . 12 . 1988 O : 3 inkâr edilemez. İslam kültürü, sanat, ede­ biyat ve düşün yapıdan bakımından elbet­ teki evrensel boyutlara ulaşmıştır. Bir Mesnevi Şeb-i Aruz âyini, İslam sanatı­ nın, edebiyatının ve düşün dünyasının, in­ sanlığın kültür mirasına armağan ettiği miraslardır. Bir gerçeği bilmek zorundayız ki, Türkiye, ne gelişiminden gelen İslam kül­ türünü inkâr edebilir, ne de Atatürk'ü ve Atatürkçülüğü inkâr edebilir. O nedenle, sonuç olarak şunu söylemek istiyoruz : Bazı Atatürkçüler İslam kültürünü inkâr etmekten, İslamiyete herkesten fazla bağlı olduğunu iddia eden bazı düşünceler de şeriata dayalı bir devleti geri getirme ar­ zularından vazgeçerlerse, hem daha ger­ çekçi çözümlere ulaşmış oluruz, hem de yeni Türkiye Cumhuriyetimizin kültürel sentezinde, birleşiminde daha olumlu so­ nuçlara ulaşmış oluruz. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kültürümüzün en önemli alanlarından biri de kütüphaneciliktir ve yayın hizmetleri­ dir. Ancak, bütçeden buna aynlan mik­ tar çok azdır. Bu ödenekle hem Millî Kü­ tüphane hizmetleri yapılacak, hem de sa­ yılan 750'yi aşan il ve ilçe kütüphaneleri çalıştırılacak, geliştirilecek, hem de baskı giderleri karşılanıp, kitaplar, dergiler, bro­ şürler yayınlanacak... Tabiîki mümkün değil. Bir ülkenin kültüre bakış açısının, eğitim ve öğretime yaklaşmasının ana gös­ tergesi kâğıt fiyatlarıdır. Dünya yüzünde en az kâğıt sarfeden, en az okuyan mil­ letlerden biriyiz. Bu, Sayın Bakanın ge­ çen bütçede söylediği sözdür. Ben de, dün­ yada kâğıt fiyatlarının en yüksek olduğu ülkelerden birisinin Türkiye olduğunu ek­ lemek istiyorum. Memleketimizde kâğıt fi­ yatları durmadan artmaktadır. Yapılan zamların sayısı unutulmuştur; ama oran­ ları her defasında yüzde 30'lardan fazladır.