ETKİNLİK 5: ÇİN’DEN ÖĞRENDİKLERİMİZ Kaynak 1: Kâğıdın İcadı Kâğıdın icadından önce toplumlar yazı yazmak için, hepsi de önemli dezavantajlara sahip az sayıda malzemeyle sınırlandırılmışlardı. Taş üstüne oymak (taşıması neredeyse olanaksız), ağaç kabuğu (çok kırılgan), kil tabletler (ağır), papirüs (kırılgan) ve parşömen ya da vellum. Vellum daha dayanıklı ve kâğıttan daha iyi bir yüzeye sahip olmakla birlikte, tek bir kitap yazmak için 200'den fazla hayvanın derisi gerekebiliyordu ve Avrupa'daki manastırlar, uygun hayvan derileri kalmadığı için çoğu kez kitap yapmayı durdurmak zorunda kalıyordu. Kâğıt, Çin'de MS 105 dolaylarında Han sarayından bir görevlinin denetimi altında geliştirildi. En eski tipi, ham elyafın (özellikle dut ağacının kabuğu, defne ve ot) ve paçavraların bir karışımından oluşuyordu. Elyaf 100 gün suda bekletiliyor, varsa dış kabuklar ayıklanıyor, kâğıt hamuru kireçle karıştırılıyor, 8 gün kaynatılıyor ve tekrar tekrar yıkanıyordu. Daha sonra süzülüyor, yumuşak bir hamur elde edene kadar dövülüyor, ağartılıyor, yıkanıyor ve kolalanıyordu. Kâğıt yapmak için bir çerçeve, bu karışımın olduğu tekneye daldırılıyor, suyu akıtılıyor ve ısıtılmış bir duvarın üzerinde kurutuluyordu. Teknikler zamanla geliştirildi. Çin’de kâğıt kullanımı 100 yıl içinde yaygın bir hale gelmişti. İpeğin aksine kâğıdın üretim yöntemleri gizli tutulmaya çalışılmadı. Kâğıt hızla Orta Asya’ya yayıldı. 7. yüzyıla gelindiğinde Kore ve Japonya’ya, bir süre sonra da Hindistan’a ulaştı. Semerkant’ta yaklaşık 650'den beri kâğıt üretiliyordu. Yörenin, özellikle 751'deki Talas Savaşı'ndan sonra, İslam askerleri tarafından fethedilmesinin sonucu kâğıt teknolojisinin batıya aktarılması oldu. İslam askerleri esir aldıkları Çinli işçileri Bağdat’a götürdü ve bu işçiler 793'te burada bir kâğıt fabrikası kurdu. Kâğıt, İslam dünyasında hızla parşömenin ve aynı zamanda Mısır'da yaygın papirüs kullanımının yerini aldı, Kuzey Afrika'ya yayıldı ve 10. yüzyıla gelindiğinde İslam İspanya’sına ulaştı. Müslüman kâğıt üreticilerinin karşılaştığı sorun uygun ağaç kabuklarının yokluğuydu ve bu nedenle daha sonra paçavra oranı artırıldı. Bu, kâğıt kalitesini düşürdü. Avrupa kâğıt kullanımını benimsemekte yavaş davrandı. Hem 1145'te Sicilya Kralı II. Roger hem de 1221'de Almanya'da II. Frederick resmi belgelerde kâğıt kullanılmasını yasakladı. Hıristiyan Avrupa'da kâğıt fabrikası 1276'da İtalya’da kuruldu. Teknoloji İslam dünyasından geldi ve Avrupa'nın icadın aslında Çinlilere ve 1000 yıldan daha öncesine ait olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. Fransa, İtalya ve Almanya 14. yüzyılda kâğıt yapmaya başladı, ama İngiltere’de 1495'e kadar kâğıt fabrikası yoktu ve 1586'ya kadar Hollanda'da da olmadı. Avrupa kâğıdının sorunlarından biri, karışımda kullanılan paçavra oranının daha yüksek olması nedeniyle kalitesinin çok düşük olmasıydı. Üretim süreci, giderek artan talep nedeniyle paçavraların yerini odun hamurunun aldığı 19. yüzyıla kadar neredeyse hiç değişmedi ve bu yapıldığında kalite daha da düştü. (Kaynak: Ponting, Clive, Yeni Bir Bakış Açısıyla Dünya Tarihi, Alfa Yayıncılık, 2011, s. 345-347) ÇALIŞMA SORULARI (1) 1. Yazar kâğıt dışındaki malzemelerin dezavantajlarını sıralamış. Sözü edilen malzemelerin kullanımının çevreye olan etkisini de düşünerek bu dezavantaj listesini daha arttırabiliriz. Kâğıdı da bu listeye ekleyerek düşünelim… Peki, bunların hiç mi avantajları yoktu? Bir de bu açıdan inceleyelim. Aşağıdaki çizelgeyi bu soruları, metindeki fikirleri de kullanarak tamamlayalım. Kısa notlar halinde yazabilirsiniz. Yazı Yazma Malzemeleri Dezavantajları Avantajları Taş - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Kil Tablet Ağaç Kabuğu Parşömen Vellum (kaliteli, ince parşömen) Kâğıt 2. Aşağıdaki boş harita üzerinde kâğıdın Çin’den başlayarak Avrupa’ya doğru yayılmasını, ilgili tarihleri ve yerleri de belirterek gösteriniz. Bunun için uygun bir fiziki ve siyasi haritadan yararlanabilirsiniz. 3. Bizler şu anda yukarıda belirtilen malzemeler dışında ne tür malzemeler kullanıyoruz? Bunların avantajları ve dezavantajları nedir? Düşünün ve tartışın… Kaynak 2: Matbaa Kâğıdın gelişimi olmasa, baskı yapılması olanaksız olabilirdi. Tahta bloklar kullanılarak yapılan ilk baskı, 700 dolaylarında Çin'e tarihlenir. Baskının iki çok erken örneği de Kore ve Japonya'dan gelmiştir. İlki, Pulguksa Tapınağı'ndan, 751'e tarihlenen bir Budacı büyüsüdür. 754-770 arasında ise, bir milyondan çok Budist özdeyişi (dharani) Japonya'da basılmış ve özel tapınaklara ve stupalara (Budacı tapınak türü) konulmuştu. Günümüze ulaşan tümüyle baskı ilk kitap 868'e tarihlenen, Orta Asya'da İpek Yolu'ndaki Tunhuang kaynaklı, Mahayana Budacılığı’nın klasiklerinden biri olan Diamond Sutra’dır. Geniş ölçekli blok baskının gelişimi 10. yüzyılın sonlarında Çin'de gerçekleşti. Budacı (9. yüzyılın ortasındaki takibatlara karşın, Tripitaka’daki (Buda'nın öğretilerinin toplandığı kitaplar) Budacı yasaların altı farklı baskısını yapmışlardı ve her baskı 80.000’den fazla tahta blok gerektirmişti. Hükümetin mali destekte bulunduğu Ulusal Akademi "Konfüçyüs" klasiklerini, Taocular da tüm kendi yasalarını bastılar. Çok hızlı bir şekilde basılan kitaplara tarih, coğrafya, tıp, felsefe, şiir ve düzyazı yapıtları eklendi. Her kentte kitapçı dükkânları vardı ve kuşkusuz Çin dünya üzerinde, okuryazarlığın çok küçük bir elit dışında da yaygın olduğu ilk toplumdu. Basılan kitapların sayısındaki artış dikkat çekici bir kâğıt talebine yol açtı. 1100’lere gelindiğinde başkente sadece bir eyaletten (Xinan) her yıl gönderilen kâğıt, 7 farklı türden olmak üzere 1,5 milyon tabakadan fazlaydı. Kâğıt fabrikaların her birinde yaklaşık 1.000 işçi çalışıyordu ve uzunluğu yaklaşık 150 metre olan kâğıt ruloları üretilebiliyordu. Tahta blokların oyulması ve hazırlanması uzun zaman alıyordu, ama etkiliydiler. Matbaacılar her gün yaklaşık 2.000 çift sayfa basabiliyorlardı ve her blok yaklaşık 15.000 baskıdan sonra, rötuş yapılarak bir 10.000 baskı için daha kullanılabiliyordu. Tahta bloklar Çin yazısı için özellikle uygundu; depolanabiliyorlardı ve bir defada hayli küçük tirajların düzenli olarak basılmasına son derece uygunlardı. Matbaacılar kandil isinden sabit bir mürekkep geliştirmişlerdi. Bu, Avrupa'da yanlış olarak "Hint mürekkebi" diye biliniyordu. Çok renkli baskı 12. yüzyıla gelindiğinde alışıldık bir şeye dönüşmüştü. 1040'larda Pi Sheng, seramikten yapılmış hareketli harfler takımı geliştirdi. Tahtadan yapılmış hareketli harfler takımı daha zor yapıldı, ama 1300 dolaylarında sorunların birçoğu Wang Chen tarafından çözülmüştü; harf takımı, yaklaşık 2 metre çapında döner bir tabladaki bölümlere yerleştiriliyordu. 1322'ye gelindiğinde Macheng'te, 100.000'in üzerinde hareketli harfler takımı kullanılmaktaydı. Hareketli harfler takımı kullanımını belli sınırlar içinde tutan ve böylece tahta blok baskısını verimli kılan, Çincenin gerektirdiği harflerin muazzam sayısıydı. Matbaanın Çin'den batıya doğru yayılmasının izini sürmek, kâğıt kullanımının izini sürmekten çok daha zordur. Uygurlar Soğdca’dan türetilmiş alfabelerini kullanarak, Çinlilerin tahta bloklarıyla 9. yüzyılda kitap basıyorlardı; ama başlıklar ve sayfa numaraları Çinceydi. Matbaanın kullanılması olasılıkla buradan Moğollara ve ancak Moğol İmparatorluğu zamanında batıya yayıldı. 1294'te İran’da ve yine aynı yıllarda Almanya'da da kullanılıyordu. 14. yüzyılın başlarına gelindiğinde, Doğu Avrasya'dan 600 yıl kadar sonra, dini matbuat ve blok baskı kitaplar Avrupa'da hayli yaygın olarak biliniyordu. Teknikler Çin'de kullanılanlarla tıpatıp aynıydı. Matbaadaki can alıcı gelişme, hareketli metal harfler takımının kullanılmasıydı. Bu ilk defa, yönetimin 1403’te Matbuat Dairesi'nde bir Harf Döküm Bürosu kurduğu Kore'de yapıldı. Metal harfleri üretmek için kullanılan teknikler sikke kesilmesinden uyarlanmıştı ve kitaplara çok büyük bir talep olduğu için ve baskı adetlerinin giderek artması nedeniyle gerekliydi. Avrasya'daki teknolojik gelişmenin artan hızı, Avrupalılar tarafından hatalı olarak matbaanın "mucidi" sıfatıyla övülen Johann Gutenberg'in 1440'ların sonlarında Strasbourg ve Mainz'da, alfabetik yazı sistemleri için çok uygun olan, benzer hareketli harfler takımlarıyla denemeler yapmakta olmasından anlaşılır. 1455'te Gutenberg, hareketli harfler takımıyla Avrupa'da basılan ilk kitap olarak, bir İncil bastı. 16. yüzyıla gelindiğinde matbaanın gelişmesinin Avrupa üzerindeki etkisi, 600 yıl önce Çin'de olduğu kadar büyük olacaktı. (Kaynak: Ponting, Clive, Dünya Tarihi, Alfa Yayıncılık, 2011, s. 347-348) ÇALIŞMA SORULARI (2) 1. 2. 3. Metinden, matbaanın icat edilmesinde ve yaygınlaşmasında Budacılığın hayli etkili olduğu sonucunu çıkarmak mümkün görünüyor. Avrupa’da basılan ilk kitap ise İncil’dir. Bu durumun nedenleri üzerinde düşünerek fikirlerinizi arkadaşlarınızla tartışınız. Yazar, Johann Gutenberg'in Avrupalılar tarafından hatalı olarak matbaanın "mucidi" sayılmasını eleştiriyor. Sizce haklı mı? Görüşlerinizi argüman kullandığınız bir yazıyla ifade ediniz. Matbaa Avrupa’ya çok geç gelmiştir. Birikiminizi kullanarak bu durumun nedenleri konusunda çeşitli tahminler yapınız ve bunları aşağıdaki çizelgeye yazınız. Daha sonra bu konuda araştırma yapın ve araştırma sonuçlarınızı tahminlerinizle karşılaştırın. MATBAANIN AVRUPA’YA GEÇ GELMESİNİN NEDENLERİ A) TAHMİNİ SONUÇLARIM B) ARAŞTIRMA SONUÇLARIM Doğru Tahminlerim Yanlış Tahminlerim Yanlış tahminlere yol açan nedenler? Kaynak 3: Barut Barut ilk ilk olarak, Taocu simyacıların barutun içine konulan maddelerin (kömür, kükürt ve güherçile denilen potasyum nitrat) karıştırılmasının tehlikelerini ilk defa kaydettikleri 9. yüzyılda, tahta blok baskıyla aynı zamanda geliştirilmişti. 919'a gelindiğinde huo yao, yani "ateş eczası", bir alev makinesinde ateşleyici olarak kullanılıyordu. Yaklaşık 950'ye gelindiğinde Çinliler, uçarak kaybolup gitmesine izin verilmeyen, roket düzeneğinde taşınabilir bir alev fırlatıcı olan "ateş mızrağı"nı mükemmelleştirmişlerdi. Denemeler karışımdaki güherçile miktarı artırılınca neler olduğunu gösterince, gerçek patlayıcılar geliştirildi. Yaklaşık 1000'e gelindiğinde gitgide daha kalın kovanlarla ilkel bombalar ve humbaralar yapılıyordu ve 1044'te barutun tam formülü ilk defa yazıldı. (Bu Avrupa'da 1327'ye kadar bilinmedi.) 12. yüzyılın sonlarında, hedefin üzerine gelindiğinde otomatik olarak ok yağdıran iki kademeli roketlerle birlikte çoklu roket atıcılar kullanılıyordu. Çok daha önemli olan, giderek mermilerin atılabileceği dayanıklı (sertleştirilmiş kâğıt, bronz ve sonunda dökme demir) boruların geliştirilmesiydi. 1120'ye gelindiğinde namlulu silahlar alev makinesi olarak kullanılıyordu. 1280 dolaylarında, merminin namlunun içini kapladığı ilk gerçek silah geliştirildi ve Moğollara karşı kullanıldı. Bu gelişmelerin tümü tamamen Çin sınırları içinde ve Avrasya'nın diğer yerlerine ateşli silahlar hakkında hiçbir bilgi ulaşmadan gerçekleşti. 13. yüzyılın sonlarından başlayarak, büyük olasılıkla Moğollar zamanında barut teknolojisi hızla batıya doğru yayıldı ve Hıristiyan Avrupa'dan çok daha önce İslam dünyasına ulaştı. İslam kuvvetlerinin 1291'de Akka kuşatması sırasında ilkel patlayıcı humbaralar kullanmış olmaları olası görünüyor. İlk ilkel top Memlukler tarafından Mısır'da kullanıldı ve 14. yüzyılın başlarında Kuzey Afrika ve İspanya’ya ulaştı. Ateşli silahların bilgisi Batı Avrupa’ya buradan geçti. Kullanılmış olduklarına dair ilk kayıt, 1346'daki Crécy Savaşı nedeniyle alınmıştır, fakat etkili silahların gelişmesi İslam dünyasında Avrupa'dan daha hızlı oldu. 1453'te Konstantinopolis kuşatmasında Osmanlı kuvvetleri, taşınmaları için 70 öküz ve 1.000’den fazla insan gerektiren toplar kullanıyorlardı. (Çoğu zaman topları kullanılacakları yerde dökmek onları nakletmekten daha kolaydı.) Bronzdan yapılmışlardı, çapları neredeyse bir metreydi ve 150 kilodan daha ağır gülleler atıyorlardı. Bu yeni silahların etkisi, birçok devlete bölünmüş olan ve neredeyse sürekli olarak savaş acısı çeken istikrarsız Avrupa’da çok dramatik olacaktı. Çin'de yaratmış olduğu etkiler dengeleri daha az değiştirmişti. (Kaynak: Ponting, Clive, Dünya Tarihi, Alfa Yayıncılık, 2011, s. 348-349) ÇALIŞMA SORULARI (3) 1. Kaynak 3’teki metinden yararlanarak barutun kullanım alanları ve tekniklerindeki gelişimini gösteren bir zaman çizelgesi hazırlayınız. 2. Asya veya Avrupa’da top yapma ve kullanma tekniklerinin gelişmesinde rol oynayanlar kimlerdir? Bu kişiler, hangi nedenlerle, zamanında hayli pahalı olan ve emek isteyen bu işi gerçekleştirmişlerdir? 3. Bazı icatlar ve keşifler, dünya tarihinde dönüm noktası niteliğinde gelişmelere neden olmuştur. Aşağıdaki soruları bu açıdan düşünerek yanıtlayınız. İCATLAR VE KEŞİFLER Kâğıt ve matbaa Barut ve top Yazı Tekerlek Yelken DÖNÜM NOKTASIDIR, ÇÜNKÜ… Saban Üzengi Çömlekçi çarkı Ateş 4. Yukarıdakilerden hangisi icat, hangisi keşiftir? Neden öyle düşündüğünüzü açıklayınız. Peki, “tarım” icat mıdır, keşif mi? Argüman kullanarak görüşünüzü savununuz. 5. Kâğıdı, matbaayı, barutu öğrendiğimiz binlerce yıllık Çin uygarlığı nasıl oldu da 19. yüzyılda Avrupalı devletlerin yarı sömürgesi durumuna düştü? Araştırın ve tartışın. KAYNAKLAR Le Goff, Jacques, Ortaçağ Batı Uygarlığı, Dokuz Eylül Yayınları, 1999 Davies, Norman, Avrupa Tarihi, İmge Kitabevi, 2011 McNeill, William H., Dünya Tarihi, Kaynak Yayınları, 1985 Roberts, J. M., Dünya Tarihi, İnkılap Kitabevi, 2011 Ponting, Clive, Yeni Bir Bakış Açısıyla Dünya Tarihi, Alfa Yayıncılık, 2011,