Hipnozun tarihi How to donate money to the right organization (TopTipsNews) Hipnoz eski bir sanattır, öncelikle, kutsal kitaplardan önce, büyü, din ve tıp bir ve aynı olduğu zamanlarda dînî ayinlerde kullanıldı. mısır'da kabile rahiplerinin başarı belirten tedaviler yaptığı uyku tapınakları vardı. eski yunanistan'da tıp tanrıları tapınaklarında hayaller gösterilirdi ve şifalar meydana getirilirdi. hipnotik anestezi; çivili yatakların üstüne rahatça uzanan veya kızarmış kömürlerin üstünde yalınayak yürüyen hint fakirleri tarafından yüzyıllardan beri uygulanmaktadır. eskiden transın kutsal olduğuna inanılırdı. ilk hristiyan inanışına göre, hipnoz büyücülüğün bir biçimi olarak değerlendirildi. fakat onsekizinci yüzyılın sonuna doğru, neticede faydalı bir tedavi vasıtası olarak tarif ve kabul edildi. 1779'da "canlı magnetizm" (animal magnetizm) teorisini ileri süren viyanalı dr. franz mesmer bir bakıma modern hipnoterapinin babası kabul edilebilir. dr. mesmer, hipnozun hipnotistten hastaya doğru akan bir magnetizm biçimi olduğuna inandı. bu magnetizma akışının yöneltilmesiyle hastalıkların tedavi edilebileceğini iddia etti. pekçok faydalı neticeler göstermesine karşın, mesmer'in teorileri viyanalı meslektaşları tarafından kabul edilmedi. bu muhalif yaklaşımlardan bıkan mesmer 1778'de paris'te çalışmaya başladı ve fransız soyluluları arasında "mesmeric" tedavileri hızla popüler yaptı. hipnozu etkili bir tedavi vasıtası olarak kullandı, fakat aynı zamanda marie anteinette'in sarayındaki halkı eğlendiren bir vaudeville oyuncusu oldu. mesmer'in etkili usulü ve mistik çevresi onun tedavilerini üstüne düşülen bir merak konusu yaptı. tedavilerinin fransız akademisi tarafından incelenmesi yolundaki isteği dikkate alınmadı. daha sonra, fransız hükümeti tarafından teşkil edilen (benjamin franklin'in de içerisinde bulunduğu) bir komisyon onun çalışmalarını incelemek istediği vakit bir sorgulamaya razı olmayı reddetti. yüzlerce başarı belirten tedavisine karşın, komisyon mesmer'in bir sahtekar olduğunu bildirdi. mesmer'in yaptığı inkar edilemez pekçok tedaviler, öteki tüm tedavi usüllerinin başarı gösteremeyen olduğu ispatlanmış vakalardı, fakat onun eleştirenlere göre, mesmer'in teorilerinin akla yakın olmadığı gözden uzak tutulmamalıydı. bir komite üyesi daha fazla araştırma isteyen ufak bir ropor düzenledi fakat dikkate alınmadı. bu olayla mesmer itibardan düştü, paris'ten ayrıldı ve 1815'de anlaşılmadan öldü. mesmer'in öğrencileri onun tekniklerini değiştirerek gözden geçirerek teorilerini canlı tuttular ve bunlara "mesmerism" ismi verildi. mesmer, diğer tıbbi tedavilere cevap vermeyen bazı hastaların tedavisinde hipnozun yararını ve tesirini başarıyla gösterdi. kabul edilebilir bir tıbbi işlem olarak hipnozun tedavide kullanımının temellerini attı. mesmer 1841'de, ingiltere'de çalışan iskoçyalı bir doktor, dr. james braid, mesmer ve onun takipçilerinin mistik iddialarını reddetti. çok şüpheci biri olarak, mesmer'in tıbbi tedavi iddialarının bilimsel anlayışa yönelik bir hakaret gibi görerek kabul etmedi. merakını yenemeyen dr. braid birkaç mesmerism gösterisine katıldı ve magnetizma teorisini ciddiye almamasına karşın, transa benzer durumun pekçok hastaya faydalı olduğunu gördü. tecrübesiyle, gözleri zorlamak ve yormak için bir deyneği, onun üzerine ve önüne tespit edilmiş parlak bir cisme baktırarak trans benzeri bir durumun meydana getirilebildiğine inandı. ilkin, gözlerin parlak bir cisim üstüne tesbit edilmesinin transı meydana getirdiğine inandı. fakat daha sonra onun yalnızca bir dikkat çekme vasıtası olduğunu, hipnozu meydana getirici bir özelliği olmadığını anladı. braid, böylece (mesmeric) etkinin magnetizmle alakası olmadığını fakat bütünüyle subjektif olduğunu gösterdi. sekonder bir bilincin varlığını kabul etti ve magnetistlerin fantastik teorilerini ayıklayarak hipnozun bilimsel bir temelini formüle etti. yunancada uyku anlamına gelen "hypnos"dan hypnosis kelimesini türetti. braid'in tedavi raporları saçma olarak damgalandı ve britanya tıp birliği önünde bu konuda konuşmak isteği geri çevrildi. mesleki ününü ingiltere'de hipnoza deste sağlamak için sonuçsuz bir teşebbüse harcadı ve bu çabaları sebebiyle tıp çevrelerince bir sahte hekim ve şarlatan olarak nitelendirildi. hindistan'da, calcutta'da çalışan bir ingiliz cerrahı dr. james esdaile ile 1840'dan 1845'e kadar hipnoanesteziyle operasyon yaptı. bu, anestetik ajanların keşfinden önceydi, bağıran ve çırpınan cerrahi hastalarının operasyon masasına kayışla bağlandığı zamandaydı. esdaile, hipnozu binlerce ufak ve büyük operasyonda başarıyla anestezi için kullandı. hastaları tarafından takdir edilmesine karşın, kıskanç arkadaşları onu bir şarlatan olarak nitelediler. gözden düşerek ingiltere'ye döndü ve britanya tıp derneği tarafından cerrahlık yapmaktan menedildi. sahasında en tanınmış olan nörolojist jean charcot, hipnozu bir tedavi tekniği olmaktan ziyade, histeri için bir tanı ölçütü olarak değerlendirdi. hipnotizma işlemi sırasında aktive olan görünmez bir sıvının işlemdeki etkili ajan olduğuna inandı. bir fransız doktoru, liebeault, braid'in çalışmalarını öğrendi ve hipnozla harika neticeler elde etmeyi de başardı. tüm vaktini hipnoterapiye vakfetti ve onun gelişiminde pekçok önemli katkılarda bulundu. braid gibi, o da, hiphotik transın meydana getirilmesinde primer etkenin magnetism değil telkin olduğuna inandı. 1885 yılında freud paris'te hipnozla ilgilendi ve viyana'da hekim breuer ile hipnoz çalışmalarına başladı. breuer'in katarsis çalışmaları freud'un serbest çağrışım metodunu oluşturmasına neden oldu. yıllar sonra freud şu sözleriyle hipnozu özetlemektedir. ' başlangıçta breuer ve ben psikoterapiyi hipnozla yürütüyorduk. o dönemde işlerin ne kadar kolay ve güzel yürüdüğünü ve daha kısa sürdüğünü kabul etmem gerek. s. frued ' 1890'da charter ve tourner isimli ingiliz diş doktorları hipnoanesteziyi kullandılar. 1894'te bonwille amerika'nın çeşitli bölgelerinde hipnozun diş hekimliğinde kullanılışını gösterdi. charcot'un 1893'te ölmesi ve freud'un serbest çağrışım metodu ile teorisini geliştirirken 1918'de hipnozu bırakması ile ikinci dünya savaşına kadar hipnoz sessiz bir devir yaşadı. 2. dünya savaşında harp nevrozlarının birden bire çoğalması uzun vakit ve emeğe gereksinim belirten psikanaliz metotları yerine hipnoz analiz metodunun getirilmesini mecbur kıldı. böylece hipnoza karşı ilgi yeninden uyandı ve klinik ve deneysel hipnoz alanında amerika ve ingiltere'de pekçok dernek ve organizasyon kuruldu dergiler yayınlanmaya başladı. 1957'de michigan'da başsavcı diş doktorlarının günlük pratiklerinde hipnoz uygulayabileceklerine resmen karar verdi. "hipnoid" durumlar histerik semptomatolojinin yapıtaşları olarak görüldü ve bilinçdışı çatışmaların kaynağı olmaktan çok neticesi olarak kabul edildiler. 20. yy'ın başında hipnozun klinik kullanımı çok az olmakla birlikte yeni tedavi teknikleri geliştirildi. ikinci dünya savaşı sırasında ordudaki psikiyatristler "travmatik nevroz" adı verilen hastalığın tedavisinde hipnozu yardımcı bir teknik olarak kullandılar. 1950'li yıllarda stanford hipnotik yatkınlık skalasının geliştirilmesiyle hipnotik fenomenler laboratuarda incelenmeye başlandı. 1950'li yılların ortasında amerikan tıp birliği ve amerikan psikiyatri birliği hipnozu resmi bir tedavi yöntemi olarak kabul etti. türkiyede hipnoz türkiye'de hipnoz 1935 yıllarında cemil sena ongun tarafından "janet"nin bir kitabından yapılan tercümeyle başladı. daha sonraları 1946 yıllarında dr. bedri ruhselman'ın bu konudaki yayınlarına rastlamaktayız. 1951 yıllarında doktor olmayan bir hipnozitör d. watson'ın, türkiye'ye gelerek istanbul'da diş hekimliği fakültesinde "hipnoz altında diş çekimi", ankara tıp fakültesinde de bir ameliyat yapılmasını sağlanmıştır. 1951 yılından sonra opr. dr hüsnü ismet öztürk adına "bilinçli hipnoz tekniği' dediği kendi metodunu kurarak ve uygulayarak bir ekolün kurucusu olmuştur. 1979 yılında vefat ettiğinde 2000' den fazla hastayı kendi yöntemiyle tedavi etmiş, 250'ye yakın hastanın da hipnoanestezisini kendi yapıp ameliyatlarını da gerçekleştirmiştir. 1979 yılında vefatından sonra kurucusu olduğu 'bilinçli hipnoz' ekolünü geliştiren ve sürdüren diş doktoru ali eşref müeezinoğlu ' halen çalışmalarını sürdürmektedir. dr. c. tan ve dr. aksoy türk nöropsikiyatri cemiyeti'nde hipnoz konusunda bilimsel tebliğler vermişlerdir. yine bu yıllarda dr. sevil akay, hipnoz yöntemiyle bademcik ameliyatı yapmıştır. keza prof. dr. orhan toygar'ın ankara tıp fakültesi'nde hipnotik anestezi ile yaptığı ameliyatlar vardır. "1960 yılında ise "hipnotizma" adlı tezi ile dr. recep doksat, hipnozu bir bilimsel çalışma durumunda üniversiteye duyurmuştur. ege üniversitesi diş hekimliği fakültes'inde profesör olan turhan cengiz, hekime tezini "hipnodonti" adı altında vermiştir. Atatürk üniversitesi'nde görevli prof. dr. hayati çelebi'nin de bu konuda çalışmaları olmuştur. türkiye de hipnoz ve hipnoterepi konusunda emeği geçen, özgün çalışmalarıyla dikkati çeken bir diğer önemli isim uzm. dr tahir özakkaş' tır. hipnozla tedavi konusunda ülkemizdeki bilincin oluşmasında ve yayılmasında önemli bir yere sahiptir.... http://bilgiara.com/hipnoz/mrz-hipnozun-tarihi.html