Zeynep Merve Topaktaş 21400968 TURK 101-60 Melek Aydoğan BİLEN İLK SİZ OLUN Günümüzde biz farkına bile varmadan bizi kendisine bağımlı hale getiren ve etkisi altına alan bir şey var. Eğer siz de evine, iş yerine, restoranlara gittiğinde statüsünü hemen güncelleyenlerden veya özel yaşantısının büyük bir kısmını Twitter, Instagram veya Facebook gibi internet sitelerinde paylaşanlardansanız, o halde siz de bu şeyin bağımlılarından birisiniz demektir. Bu şey ne mi? Televizyonlar, akıllı cep telefonları, internet… Kısaca söylemek gerekirse tüm bunların genel adı: Medya. Siz farkında bile değilsiniz fakat sürekli farklı medya türlerine maruz kalıyorsunuz ve yavaşça onun bağımlısı haline geliyorsunuz. Sokakta yürürken, dersteyken, araba kullanırken… Medya gitgide günlük yaşamımızın vazgeçilmez bir parçası haline geliyor. Çoğu insan gittiği yerleri, yediği yemekleri, o gün neler yaptığını sosyal medya hesaplarında paylaşmadan edemiyor. Hatta bazıları var ki sosyal medya hesaplarında paylaşım yapabilmek uğruna bazı restoranlara, bazı alışveriş merkezlerine gidiyor. Çoğumuz belli bir derecede bu bağımlılık hastalığının kurbanıyız. Bu hastalık salgın bir grip misali gitgide güçlenerek insanlar arasında yayılıyor, insanların iradesini yavaşça eline geçiriyor. Ne yazık ki çoğumuz bunun farkında bile değiliz. İnsanları hızla ele geçiren bu bağımlılık hastalığının farkına varmamı bir reklam afişi sağladı. CNN Türk’ün ürettiği bu afişin sloganı “ Bilen ilk siz olun.”. Bu afişte televizyona hipnoz olmuş bir şekilde bakan bir çift evlerinin soyulduğunun farkında bile değil. Hırsız ise rahatça arkalarından geçiyor. Bu reklam afişine bakıp biraz düşününce aklınızda belli sorular oluşuyor: Acaba biz medyaya bağımlı bir haldeyken çevremizde neler olup bitiyor, dünyada neleri kaçırıyoruz? Hayat akıp giderken tıpkı o çift gibi donmuş bir halde miyiz? Medya birkaç küçük numarayla yavaşça bizi çekiyor. İnsanları etkisi altına alarak tıpkı o reklam afişindeki çift gibi donmuş bir hale getiriyor, çevremizde olup bitenleri görmemizi engelliyor. Ne yazık ki, çoğu genç evinde, bilgisayarlarının başında ömrünün en güzel saatlerini harcıyor. En güzel mevsimlerde, en güzel havalarda bilgisayarlarına ve cep telefonlarına esir düşmüş o kadar çok insan var ki... Maalesef ben de onlardan biriyim. Güneşli, sıcacık bir günde dışarı çıkıp doğanın bana sunduklarının tadını çıkarmak yerine, evimde telefonuma yükleyecek oyun arıyorum. Fark ettim ki medya, ben ve benim gibilerin ömründen saatleri, günleri hatta yılları çalıyor. Eğer bu durumu reklam afişi ile özdeşleştirmek gerekirse medya arkadan geçen hırsız, sırtında taşıdıkları gençliğimiz, zamanınız, arkadaşlıklarımız ve bizler ise hipnoz olmuş çiftiz. Bir kafeye ya da bir restorana gittiğinizde çevrenize dikkatli bir şekilde bakın. Fark edeceksiniz ki, masalarda oturan çoğu insan sohbet etmiyor. Genellikle cep telefonlarıyla uğraşıyorlar, fotoğraf çekiyorlar. Medya insanları uzaklaştırmış. Küçük yaşlardaki çocuklarda bile tek bir noktaya uzun süre bakmaktan dolayı oluşan göz tembellikleri yaygın bir hale geldi. Bilgisayar başında hareketsiz oturma kaynaklı obezite, eklem hastalıkları gibi sağlık problemleri sıkça rastlanır hale geldi. Medya insanların sağlığını elinden almış. Bu durumları özetleyebilecek tek bir cümle var o da: En az sigara ve alkol bağımlılığı kadar medya bağımlılığının da ciddi yan etkileri var. Bana göre bu hastalık insanları gerçek dünyadan koparıyor, günlük yaşamın zevklerini almasını engelliyor, yalnızlaştırıyor, ciddi sağlık problemlerine ve kişilik bozulmalarına yol açıyor. Medya bağımlısı kişiler, sanal dünyalarını gerçek dünyanın yerine koymaya çalışıyorlar. Oysa internette olduğu gibi gerçek hayatta da her hatanın telafi edilebileceğini düşünmek büyük bir gaflettir. Yaşlandıktan sonra aslında hep gerçeklerden uzak sanal şeyler yaşadığımızı fark edersen bunun telafisi olmaz. Bana göre bu reklam sloganı aslında bu duruma ufak bir çözüm de getiriyor. “ Bilen ilk siz olun.” sloganıyla söylenmek istenen: Medyaya bağımlı hale gelmeyip, çevrenizde olan bitenin farkına varın. Bizler cep telefonu oyunlarını, sosyal medya sitelerini küçük alışkanlıklar olarak görsek de, bunların küçük alışkanlıklar olarak kalmayıp bağımlılığa dönüştüğünü fark edemiyoruz. Bu durumun farkına varabilmek bu bağımlılıktan kurtulmadaki ilk basamaktır bana göre. Bu reklam afişinin amacı da bu aslında: Medya bağımlılığı hakkında farkındalık yaratmak. Eğer bizler bağımlısı olduklarımızın farkına varabilirsek tedavi sürecimiz başlayabilir. Sorunu çözmeye cep telefonlarınızı bir kenara bırakarak başlayabilirsiniz. Haftalık takip ettiğiniz dizi sayısını düşürebilirsiniz. İnsanlığın hipnoz olmuş, çevresinde olan bitenin farkında olmayan, ‘bitki gibi yaşayan’ halinin bir kısmını oluşturmaktansa, düşünerek sorgulayarak ve iletişim kurarak dünyadaki varlığınızı hissettirebilir, dünyaya katkıda bulunabilirsiniz. Kısaca çevrenize yabancı kalmaktan kurtulabilirsiniz. Sizce de artık bu durumu değiştirmenin zamanı gelmedi mi? KAYNAKÇA Coloribus. Cnn Turk: "Be the first to know, 1" Print Ad by DDB & Co Istanbul. http://www.coloribus.com/adsarchive/prints/cnn-turk-be-the-first-to-know-1-9931405/