Danışma Meclisi B : 85 MUAMMER YAZAR — Bu Ikonuda bir iki... ABBASİ GÖKÇE — Sayın Başkan, izin verirse­ niz ben konuşmamdan 5 dakika Sayın Muammer Ya­ zar'a vermek istiyorum efendim. BAŞKAN — Sayın Gökçe, böyle ibir uygulama­ mız yök, rica edeyim. A'BBAS GÖKÇE — Konuşma hakkımın tama­ mını vereyim efendim. BAŞKAN — Hayır efendim, böyle bir usulümüz yok, ancak sıranızı verebilirsiniz, Tüzüğümüz gayet sarih­ tir efendim, özür dilerim. Sayın Yazar, lütfen konuşmanızı bağlayınız efen­ dim. MUAMMER YAZAR .— Vakit 'kalmadığına gö­ re, şimdi doğrudan doğruya Ceza Hukukuna geçiyo­ rum. Ceza Hukuku caydırma esasına dayanır. İnfaz Hukuku ıslah esasına dayanır. Cezada esas, o suçun işlenmemesidir. Suçun işlenmemesi için de, suça se­ bep olan hadisenin önlenmesi akla gelir. Bu da in­ cinmedir; incinme ile başlar, büyür büyür nihayet döğüşmeye, ölümlere müncer olabilir. En hafif olanı incinmenin de suç sayıldığına dair Ceza Kanunundan bir madde okuyacağım. O da şudur; 547 inci mad­ de: «Her kim itidal ve muvazene haricinde (Çirkin, ayıp vesaire) herhangi bir hal ile başkasını alenen incitir veya huzur ve rahatını ihlal ederse, şu kadar ceza verilir.» diyor. Şimdi, herhangi birisini incit­ mek suç teşkil ediyor; mesela yoldan geçerken bi­ risinin penceresinin camına parmağını vurmak veya­ hut bir aynayla birisine güneşi aksettirmek gibi en ufak hareketler de suç oluyor, incitebiliyor. İncitebilen her hareketin suç sayılması gerekiyor. Peki, birisi çıkar da, «Allah'ın da Peygamberin de...» di­ ye, Ulus meydanında veyahut da Kızılay'da veya şu­ rada Iburada, halkın içerisinde küfrederse, bundan kimse incinmeyecek midir?» Bunu bırakalım; birisi çıiksa da «tsa babasızdır, anası Meryem bunu gayrimeşru olarak kazanmıştır, güzel bir kadındı» dese, bu kimseyi incitmez mi?... Elbette incitir. Biran için işin ters yönünü alalım; bir Hıristiyan çık­ sa, «İslamiyet yahut Hazreti Muhammed olmasaydı Haçlı Seferleri başarıya ulaşacaktı, dünyanın tarihî ve içtimaî durumu bugünkü gibi değil, başka türlü olacaktı. Bunu çıkaran Hazreti Muhammed'in Allah' ını da, anasını avradını, da...» dese, kimse bundan mütessir olmayacak mı, incinmeyecek mi?... Bir Ya­ hudi çıksa, «Muhammed olmasaydı Orta Doğu Ya­ hudi olacaktı, Muhammed'in de şudur, budur...» di­ 18 . 4 . 1983 O :2 ye küfretse, kimse incinmeyecek mi?... Elbette incineceıktir. 'Bu itibarla, Allah'a, Peygamber'e sövmenin de suç sayılması Ceza Hukukunun (Bendenizin bildiği) esas­ larına uygundur, bunun suç sayılmaması isabetli ol­ masa gerek, Kanaatim budur, elbette takdir Yüce Genel Kurulundur. Çok teşekkür eder, saygılar sunarım. (Alkışlar) BAŞKAN — Teşekkür ederim Sayın Yazar,; Buyurun Sayın Devrimsel. FİKRİ DEVRİMSEL — Sayın Başkan, çok de­ ğerli arkadaşlarım; Türk Ceza Kanununun, «Din hürriyeti aleyhin­ deki cürümler» bölümünde bulunan 175, 176, 177, 178 inci maddelerindeki bir arkadaşımız ve diğer ar­ kadaşlarının yaptığı değiştirge Teklifi üzerinde Ada­ let Komisyonunun Raporu dikkatle incelendiği za­ man, Teklifin pek ortasından tutulmadığı intibaını vermektedir; yani yürürlükteki maddelerle Teklifin gerekçesi dikkatle incelenmediği kanaati hâsıl olmak­ tadır. Teklifin reddine dair olan Raporda, genellikle Teklif sahibinin ve arkadaşlarının bir dini korumak amacına yönelik Teklif yaptığı belirtilmektedir; ağır­ lık noktası budur. Laik hukuk sisteminde dinin, cezaî müeyyide ile korunamayacağı esasına yer verilmiştir. Bu doğrudur. Laik hukuk sisteminde din ve dince mukaddes sayılan şeyler cezaî müeyyidelerle korun­ maz. Doktrinde de bu böyledir, tatbikatta da bu böy­ ledir. Ancak; Teklif sahibi arkadaşımız, Teklifinde dinin ve dince mukaddes sayılan şeylerin korunmasını istemiyor; dikkatle gerekçe okunursa, dini inanç ve ka­ naat hürriyetinin korunmasını istiyor ve bu inanç ve kanaata taarruz ve tecavüzlerin müeyyide altına alın­ masını istiyor. Öncelikle ret Raporundaki Komisyonun tespit et­ tiği bu temel kural geçerli değildir. Dikkatle incele­ dim; hakikaten Teklif sahibinin gerekçesinde hiçbir zaman, «Allah tecavüzden korunsun, Peygamber te­ cavüzden korunsun, bir mezhep tecavüzden korun­ sun» diye böyle bir şey yok. «Bunlara inanan insan­ ların inanç hürriyetlerine vaki saldırılar cezalansın» deniyor. Bir defa Rapor, esastan bu yönden hatalıdır. İkinci husus; yine Rapordan bakıyoruz, «Huku­ kun hisleri ve inançları biçimlendirmeyeceği yolun­ daki anakurala aykırıdır.» deniyor. Hukuk, his ve inançlara tabiî şekil vermez; ama his ve inançlara yapılan saldırıyı önler. Ceza Kanunumuz din hürri­ yeti aleyhindeki suçları Ceza Kanununun baş tarafı­ na koymakla, bu hürriyet aleyhinde işlenen suçlara — 536 —