kadın hakları kapak - kadının ekonomik kalkınmadaki yeri ve

advertisement
“KADININ EKONOMİK KALKINMADAKİ YERİ VE ETKİNLİĞİNİN ARTTIRILMASI’’ PROJESİ
Referans Numarası: TRH3.1.LLLII/P-03/5
MESLEKİ EĞİTİM/HAYAT BOYU ÖĞRENME TANITIM REHBERİ
Bu yayın Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti’nin mali desteği ile hazırlanmıştır. Bu yayının içeriği yalnızca Mesleki Eğitim ve
Girişimcilik Destekleme Derneği (MEGDER) sorumluluğundadır ve bu içerik hiçbir çekilde Avrupa Birliği ve
Türkiye Cumhuriyeti’nin görüş ve tutumunu yansıtmamaktadır.
KADININ EKONOMİK KALKINMADAKİ YERİ VE ETKİNLİĞİNİN ARTTIRILMASI’’
PROJESİ
01
KADIN HAKLARI
ANAYASAL HAKLAR
Bireylerin anayasayla güvence altına alınan temel hak
ve özgürlükleridir. Anayasa, devletin temel organlarını,
bunların yapısını, işlevlerini ve yetkilerini, birbirleriyle
olan ilişkilerini ve bunların karşısında vatandaşların temel hak ve özgürlüklerini düzenleyen kurallar bütünüdür. Anayasanın iki yönlü işlevi vardır: bir yönüyle devletin işleyişini, ikinci yönüyle de yurttaşların devlet karşısında temel hak ve özgürlüklerini düzenlemek. Hukuk
devleti, devletin hukukla bağlı olması ve yurttaşların da
hukuki güvenlik içinde olmaları demektir. Bu açıdan hukuk devletinde hak ve özgürlüklerin anayasal güvenceye
bağlanmasını gerektirir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın en temel ilkelerinden biri, 10. Madde ile düzenlenen “kanun önünde eşitlik” ilkesidir. Bu maddeye göre
kadın-erkek herkes kanun önünde eşittir. Ancak dünyada
ve Türkiye’deki uygulamalar, yasalardaki kadın-erkek eşitliğinin gerçek hayattaki kadın-erkek eşitsizliğini gidermekte yetersiz kaldığını ortaya koyduğundan, zamanla
“olumlu ayrımcılık” veya “geçici özel önlemler” kavramı gündeme geldi. Türkiye’de kadın örgütleri kadınlara fırsat eşitliği sağlanabilmesi
için olumlu ayrımcılık ilkesinin
Anayasa’ya girmesi amacıyla on
yılı aşan bir mücadele ile 2004
ve 2010 yılındaki kapsamlı değişikliklerle, eşitlik maddesine “Herkes, dil, ırk, renk,
cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve
benzeri sebeplerle ayırım
gözetilmeksizin kanun ö-
nünde eşittir. Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla
yükümlüdür. Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik
ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve
idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine
uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.”ibareleri eklenmiştir.
Anayasadaki Temel Haklar ve Ödevler
Anayasa’da Temel Haklar ve Ödevler başlığını taşıyan 2.
Kısım’da “Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir”
(madde 12) denmekte, daha sonra “Kişinin Hakları ve Ödevleri”, “Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler” ve “Siyasi Haklar ve Ödevler” başlıkları altında bu temel hak
ve ödevler düzenlenmektedir. Bunlardan bazılarını şöyle
sıralayabiliriz:
Kişinin Hakları ve Ödevleri
• Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma
ve geliştirme hakkına sahiptir.
(madde 17)
•Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya (karşılıksız çalıştırma) yasaktır… (madde
18)
•Herkes, kişi hürriyeti ve
güvenliğine sahiptir… Şekil ve şartları kanunda
02
KADININ EKONOMİK KALKINMADAKİ YERİ VE ETKİNLİĞİNİN ARTTIRILMASI’’
PROJESİ
gösterilen…esaslar dışında bir işleme tabi tutulan kişilerin uğradıkları zarar, tazminat hukukunun genel prensiplerine göre, devletçe ödenir… (madde 19)
•Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya
başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve
yayma hakkına sahiptir… (madde 26)
•Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz,… usulüne göre verilmiş
hâkim kararı olmadıkça…kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin üstü, özel kâğıtları ve eşyası aranamaz ve bunlara el konulamaz… Herkes,
kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen
hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. (madde
20)
•Herkes bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme,
açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma
yapma hakkına sahiptir… (madde 27)
•Kimsenin konutuna dokunulamaz…usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça…kanunla yetkili kılınmış
merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin konutuna
girilemez, arama yapılamaz ve binadaki eşyaya el konulamaz… (madde 21)
•Herkes haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır…verilmiş hâkim kararı olmadıkça…kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; haberleşme engellenemez ve gizliliğine dokunulamaz… (madde 22)
•Herkes, yerleşme ve seyahat hürriyetine sahiptir…
(madde 23)
•Herkes önceden izin almaksızın dernek kurma ve bunlara üye olma ya da üyelikten çıkma hürriyetine sahiptir… (madde 33)
•Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız
toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir… (madde 34)
•Herkes mülkiyet ve miras hakkına sahiptir… (madde
35)
•Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia
ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir…
(madde 36)
•Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlal edilen
herkes, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkânının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir. Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır…
(madde 40)
•Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir… (madde 24)
Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler
•Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir…(madde 25)
•Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.( Madde 41)
KADININ EKONOMİK KALKINMADAKİ YERİ VE ETKİNLİĞİNİN ARTTIRILMASI’’
PROJESİ
•Kimse eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz (Madde 42)
•Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. (Madde 48)
•Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir (Madde 49)
•Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde
çalıştırılamaz (Madde 50)
•Çalışanlar ve işverenler, üyelerinin çalışma ilişkilerinde,
ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için, önceden izin almaksızın sendikalar ve üst
kuruluşlar kurma hakkına sahiptirler. (Madde 51)
•Ücret emeğin karşılığıdır. Asgari ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da
göz önünde bulundurulur. (Madde 55)
•Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına
sahiptir. (Madde 56)
Siyasi Haklar ve Ödevler
•Vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak,
seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasi parti
içinde siyasi faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir… (madde 67)
•Vatandaşlar, siyasi parti kurma ve usulüne göre partilere girme ve partilerden ayrılma hakkına sahiptir… (madde 68)
•Vatandaşlar ve karşılıklılık esası gözetilmek kaydıyla
Türkiye’de ikamet eden yabancılar kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikâyetleri hakkında, yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yazı ile başvurma
03
hakkına sahiptir… Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir… Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığı’na bağlı olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri inceler
(madde 74)
•İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu
açıktır (madde 125)
•Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve
özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilir…
Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır (madde 148)
Medeni Haklar, bir ülkede herkesin cinsiyet ve uyrukluk
ayrımı yapılmadan sahip olduğu haklardır. Nişanlanmak,
evlenmek, mal sahibi olmak gibi haklar medeni haklardandır. Medeni hukuk, kişilerin medeni haklarıyla, aile,
miras, eşya ve borç ilişkilerini düzenleyen hukuk dalıdır.
Hem günü yakalamak hem de kadına karşı ayrımcılık içeren maddeleri ayıklamak amacıyla 1926’da kabul edilen
ve 2001 yılının sonuna kadar geçerli olan Türk Medeni
Kanunu (TMK), son 50 yıldır süren çabalar sonucunda
değişti. Kadın hareketinin yoğun çalışmaları, kadınları
çok ilgilendiren “Aile Hukuku” bölümünde ciddi değişiklikler yapılmasında etkili oldu. Eski kanunda kadının aile
içindeki hak ve görevlerini kocasına göre tanımlayan ve
kadını aile içinde yasal olarak kocaya tabi konumda tutan bir anlayış vardı. Aileye ve kadının ailedeki rolüne yeni bir yaklaşım getiren yeni Medeni Kanun, aileyi kadın
ile erkek arasında eşitlik temeline dayalı bir ortaklık olarak tanımlar. Yasanın diline de yansıyan bu anlayış sayesinde “karı” ve “koca” kavramları yerini “eşler” kavramına
bırakmıştır. Ayrıca, yasanın dili de önemli ölçüde sadeleştirilerek herkesin anlayabileceği hale getirilmiştir.
04
KADININ EKONOMİK KALKINMADAKİ YERİ VE ETKİNLİĞİNİN ARTTIRILMASI’’
PROJESİ
Kadının İnsan Hakları
Evlilikle İlgili Haklar: İstediği kişiyle evlenme
hakkı, eşit miras hakkı, evlilik içinde cinsel birleşmeyi reddetme hakkı, şiddete maruz kalmama hakkı, kendi malına sahip olma hakkı, kumayı reddetme hakkı, resmi nikâh hakkı.
Boşanma ile ilgili haklar: Ev tutarak ayrı yaşama
hakkı, boşanmak için mahkemeye başvurma hakkı,
çocuklarının velayetini alma hakkı, nafaka alma
hakkı, kendi malını beraberinde götürme hakkı.
Bedensel hakları: Kendi cinselliğini yaşama hakkı; tecavüzsüz, tacizsiz, enseste maruz kalmadan
yaşama hakkı; doğum kontrolünü kullanma veya
kullanmama hakkı; sağlıklı yaşama hakkı; kadının
bedeninin yalnızca kendine ait olması hakkı.
Kamu yaşamdaki haklar: İstediği zaman kocasından izin almadan istediği işte çalışma hakkı, eşit
ücret hakkı, eşit eğitim hakkı, kendi istediği partiye
oy verme hakkı, siyasi partiye katılma hakkı, ev kadını veya tarımda aile işçisi olarak çalışsa bile sigortalı olma hakkı, dini yaşama katılma ya da katılmama hakkı
KADININ EKONOMİK KALKINMADAKİ YERİ VE ETKİNLİĞİNİN ARTTIRILMASI’’
PROJESİ
05
Uluslararası Sözleşmelerde Kadının Hakları
“Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi” CEDAW
Birleşmiş Milletler 1981 yılında, kadınların sadece kadın olduğu için karşılaştığı şiddet ve ayrımcılığı önlemek amacıyla Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’ni, İngilizce kısaltmasıyla CEDAW’ı yürürlüğe koydu. Bu sözleşme dünyada kadınların evlilik, boşanma, kamu yaşamı ve bedenleriyle ilgili pek çok hakkını koruma altına aldı. Sözleşmeyi
imzalayan devletler, kadınların insan haklarından erkeklerle eşit bir şekilde yararlanması için gereken düzenlemeleri hayata
geçireceklerini kabul etmiş oldu. Türkiye de bu sözleşmeyi 1985 yılında imzalayıp onayladı.. CEDAW’ı kabul eden ülke sayısı
187’dir. Sözleşmeyi kabul eden ülkeler kadınlara yönelik ayrımcılığı önleyen bir politika uygulamak, ulusal kanunlarını sözleşmeyle uyumlu hale getirmek ve CEDAW Komitesi’ne düzenli olarak rapor hazırlamak zorundadır. Türkiye’nin de taraf olduğu CEDAW Sözleşmesi, kadınların insan haklarını ve toplumsal cinsiyet eşitliğini düzenleyen temel uluslararası bir metindir. Söz konusu Sözleşme uluslararası hukuk açısından bağlayıcı nitelikte ve tüm dünyada insan hakları çevrelerince “kadınların insan hakları anayasası” olarak kabul edilmektedir.
Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi
(İstanbul sözleşmesi)
“Kadınlara yönelik şiddet” bir insan hakları ihlali ve kadınlara yönelik ayrımcılığın bir biçimi olarak anlaşılmaktadır ve ister
kamusal ister özel alanda meydana gelsin, kadınlara fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik zarar veya ıstırap veren veya verebilecek olan toplumsal cinsiyete dayalı her türlü eylem veya bu eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakma olarak tanımlanmıştır. Şiddete uğrayan ya da uğrama riski bulunanlara, özellikle de kadınlara ve çocuklarına ilişkin önleme, koruma, cezalandırma ve politika geliştirme boyutlarını kapsayan 80 madde içeren sözleşme konu
hakkındaki tek uluslararası sözleşmedir. Ülkemizde 8 Mart 2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bugün itibariyle 32 ülke imzalamış ve 5 ülke de onaylamıştır.
06
KADININ EKONOMİK KALKINMADAKİ YERİ VE ETKİNLİĞİNİN ARTTIRILMASI’’
PROJESİ
Boşanmada Yasal Haklarımız Nedir?
Zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz yaşam sürme, terk, akıl hastalığı ve evlilik birliğinin sarsılması gibi nedenlerle boşanma kararını alma hakkımız var. Hiç kimse istemediği bir evliliği sürdürmeye zorlanamaz.
Boşanma sırasında ve sonrasında haklarınızı bilmeniz, bu
süreci kendiniz ve varsa çocuklarınız için olabilecek en rahat şekilde geçirmenize yardımcı olur.
Boşanma davasının konusu ve yetkili mahkeme neresidir?
Boşanma davası açmaya hakkı olan eş, dilerse boşanma
dilerse ayrılık isteyebilir. Boşanma veya ayrılık davalarında
yetkili mahkeme, eşlerinden birinin yerleşim yeri veya davadan önce altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.
Mal Rejimi Nedir?
Evlilik süresince malların nasıl tasarruf edileceğini (yani
nasıl idare edileceğini, harcamaların nasıl yapılacağını) ve
boşanma veya ayrılık durumunda bu malların eşler arasında nasıl paylaşılacağını düzenleyen kurallara mal rejimi
denmektedir..Yasal mal rejimi, eşlerin başka bir mal rejimi
seçmek için herhangi bir anlaşma yapmadığı hallerde doğrudan (resmi nikâh anından itibaren kendiliğinden) geçerli
olan mal rejimidir. Türkiye’deki yasal mal rejimi, Edinilmiş
Mallara Katılma Rejimidir.Medeni Kanun’da resmi nikâhtan sonra kendiliğinden geçerli olan Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi dışında, seçimlik üç mal rejimi daha olmak üzere toplam dört çeşit mal rejimi tanımlanmıştır.
a) Edinilmiş mallara katılma,
b) Mal ayrılığı,
c) Paylaşmalı mal ayrılığı,
d) Mal ortaklığı.
KADININ EKONOMİK KALKINMADAKİ YERİ VE ETKİNLİĞİNİN ARTTIRILMASI’’
PROJESİ
07
Eşler arasında boşanma halinde mal paylaşımı nasıl olmaktadır?
Türk Medeni Kanununa göre eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin uygulanması asıldır. Söz
konusu mal rejimine göre evlilik birliğinin kurulmasından sonra her eşin elde ettiği mal varlığı değerleri,
evliliğin sona ermesiyle eşler arasında eşit olarak paylaşılmaktadır. Eşler aralarında mal ayrılığı rejiminin
kabulüne de karar verebilirler. 1 Ocak 2002 tarihinden önce yapılan evliliklerde mal ayrılığı rejimi asıl olduğu için bu tarihten önce edinilen mallar eşlerden kimin üzerine kayıtlı ise mülkiyeti onun sayılmaktadır.
Ancak boşanma söz konusu olduğunda bu malların edinilmesine katkısı olan eş, diğer eşe karşı Katılma Alacağı Davası açabilmektedir.1 Ocak 2002 tarihinden sonra edinilen mallar, (eşler başka bir mal rejimini
kabul etmemişlerse) boşanma halinde paylaşıma tabi olmaktadır. Eşlerin miras yoluyla edinilen malları,
evlilik öncesi edinilen malları, kişisel eşyaları ve benzeri gelirleri paylaşıma tabi olmamaktadır.
İmam nikahlı kişilerin miras ve maaş alma hakkı var mıdır?
Türk Medeni Kanununa göre resmi nikah yapılması esastır. Resmi nikah olmaksızın dini nikahla evlenen
kişilerin miras hakkı ve ölen kişiden maaş alma gibi hakları bulunmamaktadır.
08
KADININ EKONOMİK KALKINMADAKİ YERİ VE ETKİNLİĞİNİN ARTTIRILMASI’’
PROJESİ
Doğurganlık Haklarımız!
Cinsel haklar ve doğurganlık hakları, temel insan haklarıdır. Bu hakların insan onuru ve gelişimi için vazgeçilmez olması bir yana, yoksulluğun azaltılması, toplumsal ve ekonomik kalkınma ve dünya kaynaklarının
daha verimli kullanılması gibi kalkınma hedefleriyle doğrudan ilişkisi vardır.
Doğurganlık Hakları Nelerdir?
•Doğurganlık ve bunun bedenimize etkileri hakkında bilgi sahibi olmak,
•Sağlık kurumlarından ve hizmetlerinden faydalanabilmek,
•Gebelik boyunca bir sağlık görevlisinin düzenli kontrolü altında olmak; gebelik, doğum ve doğum sonrası dönem hakkında bilgi almak,
•Doğumun yeri ve şekli konusunda seçenekleri bilip karar vermek; temiz bir yerde, bir sağlık görevlisinin yardımıyla doğum yapmak,
•Doğum sonrası sağlık kontrollerini düzenli olarak yaptırmak; bebeğimizin beslenmesi ve bakımı ile ilgili destek almak,
•Cinsel ilişki yoluyla bulaşan hastalıklardan korunabilmek,
•Farklı gebelikten korunma yöntemleri hakkında bilgi sahibi olup aralarında seçim yapabilmek,
•Çocuk yapmak ya da yapmamak konusunda karar vermek,
•İstediğimiz sayıda çocuk yapmak,
•Çocuklarımızın doğum aralığını belirlemek,
•İstenmeyen bir hamilelik durumunda, gerekli tıbbi donanıma sahip,
temiz sağlık kurumlarında ve bu konuda eğitilmiş uzmanlar vasıtasıyla kürtaj olmak,
•Güvenle, korku, kaygı duymadan keyif alarak cinsel ilişkiye girebilmek.
KADININ EKONOMİK KALKINMADAKİ YERİ VE ETKİNLİĞİNİN ARTTIRILMASI’’
PROJESİ
09
6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun nedir?
Kadına yönelik şiddeti önleme amacıyla 2012 yılında yürürlüğe giren bu kanunun amacı fiziksel, cinsel, ekonomik,
psikolojik şiddete uğrayan veya uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı
takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi için alınacak tedbirlere ilişkin usul
ve esasları düzenlenmesidir.
6284 Sayılı Kanun’dan kimler yararlanabilir?
Bu kanundan fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınlar,
çocuklar, aile bireyleri, ve tek taraflı ısrarlı takibe maruz kalan kişiler yararlanabilir. Resmi ya da dini nikahlı olduğumuz eşimiz, boşandığımız eşimiz, babamız, abimiz, dayımız, kuzenimiz, nişanlımız, oğlumuz, eski sevgilimiz, sevgilimiz, kayınpederimiz, kayınbiraderimiz, kısacası çevremizdeki erkekler, ya da tanımadığımız biri bize şiddet uyguluyorsa veya şiddet uygulamakla tehdit ediyorsa bu yasadan yararlanabiliriz.
Kanun ne sağlıyor?
6284 Sayılı Kanun bizi şiddetten korumak ve şiddet uygulayan kişiyi engellemek için çeşitli koruyucu ve önleyici tedbirler alınmasını mümkün kılar. Bu kanun kapsamında yapacağımız başvurularla ilgili tüm işlemler ücretsizdir. Ayrıca
bu tedbir kararlarının alınması için hiçbir delil, tanık, belge, doktor raporu, vs. gerekli değildir.
Mülki amirlerin (Kaymakam ve Vali) alabileceği koruyucu tedbirler:
•Şiddet gören kişiye ve çocuklarına barınma yeri sağlanması
•Şiddet gören kişinin hayati tehlikesi varsa geçici koruma sağlanması
•Geçici maddi yardım yapılması
•Korunan kişinin çocukları için dört ay, kişinin çalışması hâlinde ise iki ayla sınırlı olmak üzere kreş imkânı sağlanması.
Aile mahkemesi hakimlerinin alabileceği koruyucu tedbirler:
•İşyerinin değiştirilmesi.
•Şiddet uygulayan kişi ile evli olunması durumunda müşterek yerleşim yerinin değiştirilmesi.
•Tapu kütüğüne ortak yaşanan konut için “aile konutu şerhi” konulması.
•5726 sayılı Tanık Koruma Kanunu hükümlerine göre kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesi.
10
KADININ EKONOMİK KALKINMADAKİ YERİ VE ETKİNLİĞİNİN ARTTIRILMASI’’
PROJESİ
Aile mahkemesi hakimlerinin alabileceği önleyici tedbirler:
Şiddet uygulayan veya uygulama ihtimali olan kişinin
•Şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması.
•Birlikte yaşanan müşterek konuttan veya bulunduğu yerden uzaklaştırılması ve ortak konutun korunan kişiye
tahsis edilmesi.
•Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması.
•Çocuklarla görüşmesinin refakatçi eşliğinde yapılması, çocuklarla kişisel ilişkisinin sınırlandırılması ya da tümüyle kaldırılması.
•Şiddete uğramamış olsalar bile, korunan kişinin yakınlarına, tanıklarına ve çocuklarına yaklaşmaması.
•Korunan kişinin eşyalarına zarar vermemesi.
•Korunan kişiyi iletişim araçlarıyla rahatsız etmemesi.
•Bulundurulması veya taşınmasına kanunen izin verilen silahlarını kolluğa teslim etmesi.
•Kamu görevi nedeniyle silah bulunduruyor olsa bile bu silahını kurumuna teslim etmesi.
•Alkol, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması ya da bu maddelerin etkisindeyken korunan kişilere ve onların bulundukları yerlere
yaklaşmaması; bağımlılığının olması hâlindeyse hastaneye yatmak
dâhil, muayene ve tedavisinin sağlanması.
•Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması ve tedavisinin sağlanması.
Polis/Jandarma tarafından alınabilecek tedbirler
Acil durumlarda barınma ve geçici koruma tedbirlerinden bazılarını polis/jandarma da alabilir. Aynı şekilde, hakim tarafından alınabilecek tehdit veya
hakaret içeren söz ve davranışlarda bulunmama, uzaklaştırma, korunan kişinin bulunduğu konuta yaklaşmama, korunan kişinin yakınlarına, tanıklarına
ve çocuklarına yaklaşmama gibi önleyici tedbirleri alma yetkileri de vardır.
Tedbir kararının verilmesi, tebliği ve gizlilik
Tedbir kararı ilk defasında en çok 6 ay için verilebilir. Ancak şiddet veya şiddet uygulanma tehlikesi devam ediyorsa
bu kararlar tekrar tekrar uzatılabilir.
KADININ EKONOMİK KALKINMADAKİ YERİ VE ETKİNLİĞİNİN ARTTIRILMASI’’
PROJESİ
11
Şiddet uygulayan kişi tedbir kararına uymazsa ne olur?
Aile mahkemesi şiddet uygulayan kişi hakkında zorlama hapsi kararı verebilir. Bunun için şiddet uygulayanın ne zaman ve ne şekilde kararı ihlal ettiğini polise veya jandarmaya bildirmemiz veya bir dilekçeyle savcılığa veya mahkemeye başvurmamız gerekir.
Tedbir kararına aykırı davranan şiddet uygulayan hakkında hâkim tarafından 3 günden 10 güne kadar zorlama hapsine tâbi tutulması kararı verilebilir.
Tedbir kararının ihlalinin her tekrarında, zorlama hapsinin süresi 15 günden 30 güne kadardır. Ancak zorlama hapsinin toplam süresi 6 ayı geçemez.
Nafaka alabilir miyiz?
Şiddet uygulayan, aynı zamanda ailenin geçimini sağlayan veya katkıda bulunan kişi ise, hâkim şiddet gören kişinin
yaşam düzeyini göz önünde bulundurarak talep edilmese dahi tedbir nafakasına hükmedebilir. Ayrıca şiddet uygulayanın evden uzaklaştırılması oturulan evin kira, elektrik, su, telefon, doğalgaz ve benzeri giderlerini karşılamaya devam etmesine engel teşkil etmez. Hâkim şiddet uygulayanın, koruma kararı süresince aile konutunun kira sözleşmesini feshetmemesine, kamu konutu tahsisinin kaldırılması yönünde talepte bulunmamasına ve bu tür yükümlülüklerinin devamı ile uygun göreceği diğer tedbirlere de karar verebilir.
6284 sayılı kanunun uygulanması için başvuruda nelere dikkat etmeliyiz?
İlgili kurumlara başvururken kimliğinizi (nüfus kâğıdı, evlenme cüzdanı, pasaport, ehliyet) yanımızda bulundurmaya
özen göstermeliyiz, ancak bulunduramadığımız hallerde başvurduğumuz yerdeki görevlilerden yardım istemeliyiz.
Bu Kanun kapsamındaki başvurulardan harç ve masraf istenmez ve başvurular için delil ve belge aranmaz.
6284 sayılı kanun ile bize sağlanan haklar ve olanaklar geçicidir, tedbir niteliğindedir. Şiddet uygulayan kişiden boşanmak veya ayrılmak istiyorsak veya şiddet eylemleri nedeniyle ayrıca cezalandırılmasını istiyorsak başkaca davalar
açmamız gerekmektedir.
Daha önce boşanma veya ceza davası açmış olmamız, bu yasadan yararlanmamıza engel değildir. Diğer dava veya davalar devam ederken de bu yasadaki tedbirlerin uygulanması için başvuruda bulunabiliriz.
Şikayet ve davalarımızı kendimiz takip edebilir ya da bir avukat tutabiliriz. Avukat tutacak maddi gücümüz yoksa bulunduğumuz ildeki Baro’dan bizim için bir avukat tayin edilmesini isteyebilir.
12
KADININ EKONOMİK KALKINMADAKİ YERİ VE ETKİNLİĞİNİN ARTTIRILMASI’’
PROJESİ
Kadınlar Olarak Yasal Haklarımızı Bilmek Bize Nasıl Bir Yarar Sağlar?
Bilgi bizleri güçlendirir. Yasal haklarımızı bilmek hayati önem taşır. Hukuk, hayatta karşımıza çıkabilecek pek çok duruma dair düzenlemeler yapar. Haklarımız ihlal edildiğinde çaresiz kalmaz, hak ihlallerini daha oluşmadan önleyebiliriz. Haklarımızı bilmek bizi güçlendirerek hayatımızı değiştirebilir. Ancak bilirsek haklarımızı talep edebilir ve onlara
sahip çıkabiliriz. Bir kadının yasal haklarını bilmesi, kendi hayatı hakkında söz sahibi olmasını kolaylaştırır. Örneğin
şiddet gören ama haklarını bilen bir kadın, kendisini savunmasız ve çaresiz hissetmez. Kendisine uygulanan şiddetin
suç olduğunu bilir. Şiddetten korunmak, şiddeti sonlandırmak ve şiddet uygulayanın cezalandırılmasını sağlamak
için yasal olarak neler yapması gerektiğini bilmek kadını güçlendirir. Ne yapacağını bilmediğinden sessiz kalmaya
mahkûm olmaz, bunun yerine yetkililere başvurur, çeşitli önlemler alınmasını talep eder. Medeni Kanun’a göre kadın
ve erkeğin aile içinde eşit olduğunu bilen kadın, kızını okula yollamayıp erken yaşta evlendirmek isteyen eşine itiraz
edebilir, eşini ikna edemezse kızının hakkını yasal yollardan arayabilir. Ya da yasalara göre çalışmak için eşinden izin
almak zorunda olmadığını bilen kadın, eşi onu engellerse hakkını aramayı ve mahkemeye başvurmayı seçebilir.
“Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” ne anlama gelmektedir?
Cinsiyet; bireyin kadına ya da erkek olarak, genetik, fizyolojik ve biyolojik özelikleri olarak tanımlandı. Bu özelikler kadın ve erkek arasında bir eşitsizlik değil, sadece bir cinsiyet farkı yaratır. Kişinin cinsiyet temelli olarak ayrımcılığa uğrama¬ması, toplumsal yaşamın her alanında eşit olarak yer alması anlamına gelmektedir. Kısaca toplumsal cinsiyet
eşitliği / kadın erkek eşitliği kamusal ve özel hayatın tüm alanlarında her iki cinsin de eşit şekilde yer alması, görülebilmesi, güçlenmesi, temsil edilmesi ve katılımıdır.
Toplumsal cinsiyet eşitliği;
•Kadın ve erkeğin, kamusal alanda(okulda, hastanede, işyerinde, gözaltında, siyasi partide vb.)ve özel alanda(evde, arkadaşlık ilişkilerinde vb.) eşit fırsatlar,
haklar ve sorumluluklara sahip olması,
•Kadın ve erkeğin eşit biçimde görünür, güçlü ve eşit yurttaşlar olması,
•Fırsatları kullanma, kaynakların ayrılması ve kullanımında, hizmetleri elde
etmede bireyin cinsiyeti nedeniyle ayrımcılık olmaması\ yapılmaması,
•Kadın ve erkek arasında sorumlulukların ve kazançların dağılımlarında adalet ve hakkaniyetin olması,
•Kadın ve erkeğin farklı gereksinim ve güçlerin olduğunu kabul ederek, iki cinsiyet arasındaki dengeyi düzeltecek şekilde gerekenlerin yapılmasıdır.
Download