TAF Preventive Medicine Bulletin, 2013: 12(5) Araştırma / Research Article TAF Prev Med Bull 2013; 12(5):539-544 Bir Üniversite Hastanesinde İstenen Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Konsültasyon Hizmetlerinin Değerlendirilmesi [An Evaluation of the Child and Adolescent Psychiatry Consultation Services Requested in a University Hospital] ÖZET AMAÇ: Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalında 4 yıl 3 ay içerisinde istenen psikiyatri konsültasyonlarının değerlendirme ve izleme sürecinin araştırılması hedeflenmiştir. YÖNTEM: 20 Mart 2008-04 Haziran 2012 tarihleri arasında Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi kliniklerinden ayaktan ya da yatarak takip edilen psikiyatri konsültasyonu istenen hastalar çalışmaya alınmıştır. Bu çalışmada istenen konsültasyonlar geriye dönük olarak değerlendirilmiştir. Konsültasyonların hangi birimlerden istendiği, hastaların tıbbi tanıları, konsültasyon istek nedenleri, psikiyatrik tanı ve tedavileri, izlem süreçleri ve demografik özelliklerine ilişkin veriler incelenmiştir. BULGULAR: Olguların %71,4’ü kız (n:40), %28,6’sı erkek (n:16) olup toplam 56 çocuk ve ergenden oluşmaktadır. Olguların %66,1’i yatarak tedavi gören, %33,9’u ise ayaktan takip edilen hastalardır. Olguların en sık almış oldukları tıbbi tanı akut bedensel yakınmalar (%48,2) olup en sık konsültasyon isteme nedenlerinin de intihar girişimi (%41,1) ve depresif belirtiler (%12,5) olduğu tespit edilmiştir. Takip önerilen hastaların %66’sının takiplerine gelmedikleri saptanmıştır. SONUÇ: Çocuk hastalıklarıyla uğraşan hekimlerle ruh sağlığı uzmanlarının birlikte çalışmalarının konsültasyon sürecinin sağlıklı işlemesi açısından önemli olduğu düşünülmüştür. İzlem önerilen olguların çoğunluğunun takiplere gelmedikleri ve tedavilerini tamamlayamadıkları görülmektedir. Bu konuda aileleri bilgilendirmenin ve takibin yapıldığı çocuk psikiyatrisi kliniklerinde gerekli düzenlemelerin yapılmasının uygun olacağı sonucuna varılmıştır. SUMMARY AIM: The aim of the present study is to inquire into the evaluation and monitoring processes of the psychiatry consultations requested within the period of 4 years and 3 months in Suleyman Demirel University (SDU) Medical Faculty Children-Adolescent Mental Health and Disorders Department. METHOD: In-patients and out-patients monitored by the clinics of SDU Medical Faculty between 20 March 2008 - 04 June 2012 for whom psychiatry consultation is requested are included in the study. The requested consultations are evaluated retrospectively in this study. Data concerning which units the consultations have been requested from, the medical diagnoses of the patients, reasons for the consultation request, psychiatric diagnoses and treatments, and the monitoring processes and demographic characteristics are evaluated. RESULTS: The 71.4% of the cases are females (n:40) and the 28.6% are males (n:16). There are 56 cases that consist of children and adolescents. The 66.1% of the cases are in-patients and 33.9% are out-patients. The most frequent medical diagnosis is acute physical complaints (48.2%), and the most frequently observed reasons for consultation requests are suicide attempts (41.1%) and depressive symptoms (12.5%). It has been observed that among the patients for whom monitoring is advised, 66% have not attended to their monitoring sessions. CONCLUSION: It is important that child care physicians and mental health professionals to work in cooperation for the consultation process to function properly. It has been observed that most of the cases for whom monitoring is advised have not attended to their monitoring sessions and were not able to complete their treatments. It seems proper to inform the families about this matter and to take the necessary measures in the child psychiatry clinics where monitoring is to be conducted. 1 Evrim Aktepe 1 Orhan Kocaman 1 Adem Işık 1 Funda Özyay Eroğlu 1 Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Isparta. Anahtar Kelimeler: Konsültasyon, Çocuk-Ergen, Kronik Hastalık. Key Words: Consultation, Child-Adolescents, Chronic Illness. Sorumlu yazar/ Corresponding author: Evrim Aktepe Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Isparta, Türkiye. [email protected] Gönderme Tarihi/Date of Submission: 14.12.2012, Kabul Tarihi/Date of Acceptance: 31.01.2013, DOI:10.5455/pmb1-1355473983 GİRİŞ Konsültasyon liyezon psikiyatrisi, genel klinik tıp alanlarıyla iş birliğine dayanan fiziksel durumlarla psikososyal durumlar arasındaki bağlantı ve etkileşimi araştıran bir psikiyatrik disiplindir. Bu sorunların tanınması, tedavisi, izlenmesi ve eğitimini içine alır. Bu disiplin hastanın bedensel, ruhsal, www.korhek.org toplumsal bütünlüğü içinde ele alınmasına yardımcı olur (1). Çalışmalarda çocuk ve adölesanlarda görülen fiziksel hastalıklar ile psikiyatrik bozukluklar arasında ilişki olduğu açıkça gösterilmiştir (2,3). Tüm çocuk populasyonunun %1-2'sinde günlük aktiviteyi etkileyen ya da sık tedavi gerektiren kronik sağlık sorunları bulunmaktadır (4). Kronik hastalığı olan çocuklarda davranış bozukluğu ve emosyonel 539 TAF Preventive Medicine Bulletin, 2013: 12(5) bozukluk görülme oranı daha yüksektir. Psikolojik problemlerin görülme oranını artıran diğer faktörler yaş, erkek cinsiyet, ailesel stresör faktörlerin olması, tek ebeveyn, düşük sosyoekonomik düzeydir (5). Tıbbi hastalığı nedeniyle tedavi alan çocukların %15-20'sinde duygusal ve davranışsal sorunlar görülmektedir. İleri bakım ve tedavi alan kronik hastalığı olan çocuklarda bu oran daha yüksek olabilmektedir. Kronik hastalığı olan çocuklarda yapılan ek travmatik tıbbi girişimler de olumsuz psikolojik etkilere neden olabilir (6,7,8,9). Fiziksel hastalığı olanlarda psikiyatrik hastalıklar daha sık görülmektedir. Genel nüfusta ruhsal bozuklukların bir aylık yaygınlığı %16, fiziksel hastalığı olanlarda aynı oran %21-26 arasında bulunmuştur. Kronik fiziksel hastalığı olanlarda yaşam boyu ruhsal bozukluk yaygınlığı ise %42 olarak bulunmuştur (10). Başka bir çalışmada ise kronik fiziksel hastalığı olan çocuklarda genel toplumla karşılaştırıldığında 2-4 kat daha fazla psikiyatrik bozukluk saptanmıştır (2). Kronik sağlık sorunu olan çocuklarda eğer hastalıkları bedensel yetersizliğe neden olmuşsa psikiyatrik bozukluk ve sosyal sorunların görülme oranı kronik hastalığı olmayan yaşıtlarına göre 3 kat daha fazladır (11). Pediatrik yaş grubundaki hastalıklarda komorbid psikiyatrik bozukluklar tanı ve tedavi süreci üzerine olumsuz etki göstermektedir. Akut bedensel hastalıklar ve hastaneye yatışlar daha çok anksiyeteye neden olurken, kronik bedensel hastalıklar ise olumsuz beden algısına ve düşük benlik saygısına neden olmaktadır (12). Tıbbi hastalığı olanlarda psikiyatrik bozuklukların tanısının konulması daha zordur. Depresif bozuklukta görülen uyku bozukluğu, iştahsızlık, kilo ve enerji kaybı gibi vejetatif belirtiler aynı zamanda diğer tıbbi hastalıklarda da görülmektedir. Bu bozuklukların erken tanı ve doğru tedavisi kuşkusuz tıbbın diğer dalları ile psikiyatri arasında yakın işbirliği kurulmasıyla mümkündür (13). Bir araştırmada çocuk sağlığı ve hastalıkları hekimlerinin yatan hastaların %64'ünde psikiyatri konsültasyonu gerektiren emosyonel sorunları fark edebildiği, ancak bu çocukların sadece %11'i için konsültasyon istedikleri bildirilmiştir (14). Batı toplumlarında ise yatan hastaların %10'undan konsültasyon istendiği bildirilmiştir (15). Konsültasyonun hekimler tarafından önemli görülmesine rağmen konsültasyon isteme oranlarının düşük olduğu görülmektedir. Bunda hastaların psikiyatri konsültasyonuna olumsuz bakışlarının olması kadar hekimlerin psikiyatrik konsültasyon isteme gerekçelerini hastaya sunmadaki zorlukları ve 540 psikiyatrik hastalıkları tanıma güçlükleri de önemli rol oynamaktadır (16). Aynı zamanda pediatristler kısa hastaneye yatışlarda çocuğun en acil ve hayatını tehdit eden sıkıntılarıyla uğraşırken ruhsal sıkıntılarını göz ardı edebilir (1). Bu çalışmada Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı’nda 4 yıl 3 aylık süre içerisinde psikiyatri konsültasyonlarının hangi birimlerden istendiği, hastaların medikal tanısı, konsültasyon isteme nedenleri, konsültasyonu istenen hastaların ayaktan mı ya da yatarak mı tedavi gördükleri, psikiyatrik değerlendirme sonucu hastaların aldıkları tanı, verilen tedaviler, takip süreci ve demografik özelliklerinin araştırılması amaçlanmıştır. GEREÇ ve YÖNTEM SDÜ Tıp Fakültesi Çocuk-Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Polikliniğine 20 Mart 2008-04 Haziran 2012 tarihleri arasında diğer kliniklerden ayaktan ya da yatarak takip edilen psikiyatri konsültasyonu istenen hastalar çalışmaya alınmıştır. Bu çalışmada istenen konsültasyonlar geriye dönük olarak değerlendirilmiştir. Konsültasyonların hangi birimlerden istendiği, hastaların tıbbi tanıları, konsültasyon istek nedenleri, DSM-IV-TR tanı sınıflamasına göre konulan psikiyatrik tanı ve tedavileri, izlem süreçleri ve demografik özelliklerine ilişkin veriler incelenmiştir. Analizlerde SPSS 15.0 istatistiksel paket programı kullanılarak tanımlayıcı istatistikler yapılmıştır. BULGULAR Kliniğimizden 4 yıl 3 aylık dönemde yatarak veya ayaktan tedavi gören 56 çocuk ve ergen için konsültasyon istenmiştir. Konsültasyon istenen olgulardan en küçüğü 3 yaşında olup yaş ortalaması 13,4'tür. Konsültasyon istenen olguların %16 (n:9)'sı 3-11 yaş arasında, %84 (n:47)'ü 12-17 yaş arasında bulunmuştur. Konsültasyonu istenen olguların %71,4’ü kız (n:40), %28,6’sı erkek (n:16)'tir. Olguların yaş grubu ve cinsiyetlere göre dağılımı Tablo 1'de gösterilmiştir. Tablo 1: Olguların Yaş Grubu ve Cinsiyetlere Göre Dağılımı Yaş Kız Erkek Toplam 3-11 yaş 12-17 yaş 6 34 3 13 9 47 www.korhek.org TAF Preventive Medicine Bulletin, 2013: 12(5) Olguların %66,1 (n:37)’ini yatarak tedavi gören, %33,9 (n:19)'unu ayaktan takip edilen hastalar teşkil etmektedir. En sık konsültasyon isteyen birimler çocuk sağlığı ve hastalıkları (%39,3; n:19) ile çocuk yoğun bakım servisi (%39,3; n:19)’dir. Konsültasyon isteyen bölümler Tablo 2’de gösterilmiştir. Tablo 3: Konsültasyon istenen çocuklardaki bedensel hastalık tanıları Tanılar Akut bedensel sorunlar ve travmalar Tıbbi tanı araştırılıyor Sayı Yüzde 27 48.2 17 30.3 Kronik hastalıklar 9 16.1 Yüzde Neoplastik hastalıklar 2 3.6 22 39,2 Enfeksiyon hastalıkları 1 1.8 22 39,2 56 100 Acil tıp 4 7,2 Dermatoloji Kadın doğum ve hastalıkları Ortopedi ve travmatoloji Plastik cerrahi ve rekonstrüksiyon Beyin cerrahisi 2 3,6 2 3,6 1 1,8 1 1,8 1 1,8 Tablo 2: Konsültasyon İsteyen Klinikler Klinik Çocuk sağlığı ve hastalıkları Pediatrik yoğun bakım Göğüs hastalıkları Toplam Sayı Toplam 1 1,8 56 100,0 Konsültasyon istenen hastalarda en sık konulan tıbbi tanıların akut bedensel sorunlar ve travmalar (%48,2; n:27) olduğu saptanmıştır. Hastaların tıbbi tanıları Tablo 3'te gösterilmiştir. Konsültasyon isteme nedenleri incelendiğinde en sık konsültasyon isteme nedenlerinin intihar riskigirişimi (%41,1; n:23) olduğu saptanmıştır. Yatarak ve ayaktan tedavi gören hastalardaki konsültasyon isteme nedenleri Tablo 4'te gösterilmiştir. Kliniğimizden konsültasyon istenen hastaların ruhsal değerlendirmeleri sonucunda en sık konulan psikiyatrik tanı depresif bozukluk olmuştur. Depresif bozukluğu sırasıyla anksiyete bozuklukları, davranım bozukluğu, uyum bozukluğu, konversiyon bozukluğu, psikotik bozukluk, dışa atım bozuklukları, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB), konuşma bozukluğu, madde bağımlılığı, obsesif kompulsif bozukluk tanıları takip etmektedir. Yatarak ve ayaktan tedavi gören hastaların ruhsal değerlendirme sonucu aldıkları psikiyatrik tanılar Tablo 5'te gösterilmiştir. Tablo 4: Yatarak ve Ayaktan Tedavi Gören Hastalarda Konsültasyon İsteme Nedenleri Ayaktan Tedavi Gören Yatarak Tedavi Gören Hastalar Hastalar Nedenler Sayı İntihar riski-girişimi Yüzde% Sayı Yüzde% 23 41,1 0 0 Depresif belirtiler 5 8,8 2 3,6 Davranış sorunları 1 1,8 5 8,8 Organik etyolojinin bulunamaması 2 3,6 4 7,1 Psikiyatrik hastalık öyküsünün bulunması 1 1,8 3 5,4 Anksiyete 0 0 2 3,6 Aileyle ilgili sorunlar 1 1,8 1 1,8 Psikotik belirtiler 1 1,8 1 1,8 Konversif şikâyetler 2 3,6 0 0 Zehirlenme 1 1,8 0 0 Madde bağımlılığı 0 0 1 1,8 37 66,1 19 33,9 Toplam www.korhek.org 541 TAF Preventive Medicine Bulletin, 2013: 12(5) Tablo 5: Yatarak ve Ayaktan Tedavi Gören Hastaların Ruhsal Değerlendirme Sonucu Aldıkları Psikiyatrik Tanılar Yatarak Tedavi Gören Ayaktan Tedavi Gören Hastalar Hastalar Psikiyatrik Tanılar Sayı Yüzde% Sayı Yüzde% Depresif bozukluk 16 28,8 3 5,3 Anksiyete bozukluğu 4 7,1 3 5,3 Davranım bozukluğu 3 5,3 3 5,3 Uyum bozukluğu 4 7,1 1 1,8 Konversiyon bozukluğu 4 7,1 1 1,8 Psikotik bozukluk 4 7,1 0 0 Dışa atım bozukluğu 1 1,8 2 3,7 Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu 0 0 3 5,3 Konuşma bozukluğu 1 1,8 1 1,8 Madde bağımlılığı 0 0 1 1,8 Obsesif kompulsif bozukluk Toplam 0 0 1 1,8 37 66,1 19 33,9 Psikiyatrik değerlendirmesi yapılan hastaların %85,7 (n:48)'sine psikotrop ilaç başlandığı saptanmıştır. En sık önerilen psikotrop ilaç selektif serotonin geri alım inhibibitörü (SSGİ) antidepresanlardır (%53,6; n:30). Konsültasyon sonrası tedavi planına ilişkin veriler değerlendirildiğinde hastaların %78,5 (n:44)'ine takip önerildiği saptanmıştır. Ayrıca hastaların %34 (n:15)'ünün takiplere geldiği; %66 (n:29)'sının takiplere gelmediği belirlenmiştir. Değerlendirme sonucunda önerilen psikotrop ilaçlar Tablo 6'da gösterilmiştir. Tablo 6: Değerlendirme Psikotrop İlaçlar Psikotrop ilaçlar SSGİ* Grubu Antidepresanlar (sertralin, fluoksetin) Atipik antipsikotikler (risperidon, olanzapin, aripiprazol) Psikostimülanlar (metilfenidat, atomoksetin) Antihistaminik (hidroksizin) Tedavi önerilmedi Toplam Sonucunda Sayı Önerilen Yüzde 30 53,6 10 17,8 3 5,4 5 8,9 8 14,3 56 100 TARTIŞMA Kliniğimizden konsültasyon istenen hastaların yaş gruplarına bakıldığında %84 ile ergen yaş grubu çoğunluğu oluşturmaktadır. Ülkemizde yapılan bir çalışmada ise konsültasyon istenen hastaların 542 yaklaşık yarısının ergen yaş grubunda olduğu bildirilmektedir (17). Ergen yaş grubundaki olguların tedavi gereksinimlerinin çocuk yaş grubundakilere göre daha fazla fark edilmesi konsültasyon talebini arttırmış olabilir. Bu çalışmada konsültasyon istenen hastaların cinsiyetleri incelendiğinde %71,4 ile kız hastalar çoğunluğu oluşturmaktadır. Bu konuyla ilgili ülkemizde yapılan çalışmalarda kız oranlarının %54,5-%70,1 arasında olduğu saptanmıştır (18,19, 20). Çalışmamızın verileri, konsültasyon istenen hastalarda kız baskınlığını gösteren çeşitli araştırmalarla uyumludur. Bu durum farklı cinsiyetteki çocuk ve ergenlerin ruhsal sorunlarının farklı özellikler taşımasıyla ilgili olabileceği gibi, tedavi ekibinin sorunlara yönelik duyarlılığının cinsiyete göre farklılaşması ile de ilişkili olabilir. Çocuk psikiyatrisi konsültasyonu isteminde bulunan kliniklerin dağılımına bakıldığında çocuk sağlığı ve hastalıkları servisi ile pediatrik yoğun bakım servisi ilk sırada yer almaktadır. Ülkemizde yapılan çalışmalarda çocuk sağlığı ve hastalıkları servislerinden konsültasyon istendiği bildirilmektedir (17,21). Farklı ülkelerdeki çalışmalarda sıklığın %41-70 oranları arasında olduğu saptanmıştır (22). Acil, ayaktan ve yatarak çocuk sağlığı hizmetlerinde ön planda olan psikiyatri konsültasyonu nedenlerinin farklı olduğu bildirilmektedir. Yatarak tedavi gören çocuklarda ayırıcı tanı gereksinimi, hastane ortamında çocuğun davranışlarını yönlendirme güçlüğü, tedavi uyumsuzluğu, depresyon/intihar, anksiyete, ağrı ile başa çıkma, psikofizyolojik sorunlar ve anne-babalara ilişkin sorunlar sıklıkla konsültasyon nedeni olabilmektedir. Hastalık ve www.korhek.org TAF Preventive Medicine Bulletin, 2013: 12(5) hastaneye yatış çocuk için uyum gerektiren bir süreçtir ve çocuğun bu süreçteki tepkileri gelişimsel, biyolojik, ruhsal ve sosyal etkenlere bağlı olarak şekillenmektedir. Kaygı, çaresizlik, gerileme, davranış sorunları, bedensel işlevlerde (uyku, iştah gibi) değişiklikler bedensel hastalığı olan çocuklarda sık görülebilen ruhsal sıkıntı belirtileridir. Hastalığın yaşamı tehdit edici olması, akut veya kronik olması, görünür veya kalıcı engele neden olması gibi hastalığa ilişkin etkenler her çocuğu farklı şekilde etkileyebilir. Aile üyeleri, yaşıtlar ve çevredekiler birbiriyle etkileşim halinde olabilen birçok etkenden etkilenir. Onların tepkileri ise çocuğa yönelik uygulamalarda belirleyicidir. Emiroğlu ve ark.’nın yaptığı çalışmada en sık konsültasyon nedeninin depresif görünüm olduğu saptanmıştır (17). Çalışmamızda ise en sık görülen konsültasyon nedenleri intihar girişimi riski ile depresif belirtilerdir. Çocuk hastanelerinde konsültasyon ve liyezon alanında çocuk psikiyatristleri tarafından sıklıkla karşılaşılan tanılar; uyum bozukluğu, akut stres reaksiyonu, travma sonrası stres bozukluğu, kaygı bozuklukları ve depresyondur. Psikiyatrik bozukluklar için tetikte olmak gereklidir. Eğer DSM-IV TR tanı kriterlerini karşılayan tanı konulabilir bir bozukluk varsa bozukluk tedavi edilmelidir. Geçmişte kronik hastalığı olan çocuklar, depresif belirtiler sergilediğinde her zaman tanınamazdı ve tanındığı zamanda her zaman psikiyatrik yardım alamazlardı. Genellikle bu durum ciddi bir fiziksel hastalık için beklenen bir durum olduğundan çocuğun içe kapanması olağan karşılanırdı (23). Ülkemizde konsültasyon liyezon psikiyatrisi alanında yapılan çalışmalarda depresif bozukluk görülme sıklığının %5,3-%23,8 oranları arasında olduğu bildirilmektedir (17,19,24). Ankara Üniversitesinde ayaktan ve yatarak tedavi sürecinde konsültasyon istenen 221 olguda en sık konan tanının major depresyon olduğu bildirilmektedir (21). Çalışmamızda da en sık saptanan psikiyatrik tanı depresif bozukluktur. Çalışmamızda psikiyatrik değerlendirilmesi yapılan hastaların %85,7’sine psikotrop ilaç tedavisi uygulanmıştır. Ülkemizde yapılan çalışmalarda psikotrop ilaç uygulamalarının %6,0-%70,2 oranları arasında olduğu saptanmıştır (18,20,23). Çalışmamızda bu oran daha yüksek olup bunun nedeni psikiyatri dışı hekimler tarafından daha şiddetli ruhsal sorunlarda konsültasyon istenmiş olması olabilir. Çalışmamızda ilaç tedavisi başlanan hastalarda en sık kullanılan psikotrop ilaç ise antidepresanlardır. Bu konuyla ilgili ülkemizde yapılan diğer çalışmalara bakıldığında antidepresan tedavi oranı %65,4-%68,2 oranları arasında www.korhek.org değişmekte olup çalışmamızda ise bu oran %53,6 olarak saptanmıştır (10,18). Bu çalışmada, çocuk psikiyatrisi izlemini sürdürmesi önerilen hastaların sadece üçte birinin ayaktan tedaviyi sürdürdüğü saptanmıştır. Ülkemizde yapılan bir çalışmada çocuk psikiyatrisi izlemi önerilen olguların sadece beşte ikisinin ayaktan tedaviyi sürdürdüğü bildirilmekte olup diğer bir çalışmada hastaların sadece %37,8’inin ayaktan tedaviyi sürdürdüğü ifade edilmektedir (17,18). Hastaların tedaviye uyumu açısından çocuk ve ailenin özellikleri, hekimin özellikleri önemli rol oynamaktadır (25). Ailelerin çocuklarını psikiyatrik takibe getirmemeleri, psikiyatrik tedavi ile ilgili önyargılarının bulunması ve damgalama korkusuna da bağlı olabilir (18). İzlem önerilen olgulara çocuk psikiyatrisi hizmeti sunulmasına karşın tedaviyi sürdürme oranının düşük bulunması, gereksinimi olan çocukların ruh sağlığı hizmetlerine erişiminde engeller olduğunu düşündürmektedir. Hastaların takiplere düzenli gelmemelerinin nedenlerinin saptanması ve saptanan sorunların giderilmesi sonucunda konsültasyon hizmetleri daha iyi işleyecek ve tedaviden daha iyi sonuçlar alınacaktır. SONUÇ Genel pediatri ve pediatrik yoğun bakım, psikiyatri konsültasyonlarının en fazla istendiği birimlerdir. Pediatrik konsültasyon-liyezon çalışmaları çocuk psikiyatrisi ile pediatri servislerinin olmazsa olmaz bir ortak çalışma alanlarıdır. Bu konuda her iki hekimlik alanı arasındaki işbirliğinin artması ve karşılıklı sorunların irdelenerek çözümlenmesi çocuk hastaların tedavilerinin daha hızlı ve etkili yapılabilmesi açısından önem taşımaktadır. Ergen ve kızlardan daha fazla konsültasyon istenmiştir. Konsültasyon istenen hastaların en sık almış oldukları tıbbi tanı akut bedensel sorunlar- travmalardır. En sık belirtilen konsültasyon nedeni intihar riski-girişimi olup değerlendirme sonucu en sık konulan tanı depresif bozukluktur. Psikotrop tedavi başlanan hastalarda en sık kullanılan ilaçlar antidepresanlardır. Takip önerilen hastaların çoğunluğu takiplere gelmemiş olup tedaviyi tamamlayamadıkları görülmektedir. Taburculuk sonrasında izlem gereken olguların tedavilerini sürdürebilmeleri açısından, ruhsal hastalıklar konusunda aileyi bilgilendirmenin ve bu çocukların takibinin yapıldığı çocuk psikiyatrisi kliniklerinde gerekli düzenlemelerin yapılmasının önemli olduğu öngörülebilir. Yatarak ve ayaktan tedavi gören çocuk ve ergenlerde yapılan bu çalışma, daha iyi konsültasyon-liyezon hizmetlerinin sunulması adına yol gösterici olabilir. 543 TAF Preventive Medicine Bulletin, 2013: 12(5) KAYNAKLAR Tüzün DÜ. Çocuk psikiyatrisinde konsültasyon liyezon. Ed: Aysev AS, Taner YI. Çocuk ve ergen ruh sağlığı ve hastalıkları. Birinci Baskı, Golden Print, İstanbul: 2007, s. 821-825. 2. Shugart MA. Child psychiatry consultations to pediatric inpatients: A literature review. Gen Hosp Psychiatry. 1991; 13 (5): 325-336. 3. Steiner H, Fritz GK, Mrazek D, Gonzales J, Jensen S. Pediatric and psychiatric comorbidity. Part I: The future of consultation-liaison psychiatry. Psychosomatics. 1993; 34 (2): 107111. 4. Turkel S , Pao M. Late consequences of chronic pediatric illness. Psychiatr Clin North Am. 2007; 30 (4): 819-835. 5. Lewis M. Consultation process in child and adolescent psychiatric consultation-liason in pediatrics. Ed: Lewis M. Child and Adolescent Psychiatry. A Comprehensive Textbook. Third edition. Philadelphia, Lippincott Williams & Wilkins, 2002, p. 1111-1115. 6. Knapp PK, Harris ES. Consultation-liaison in child psychiatry: a review of the past 10 years. Part II: research on treatment approaches and outcomes. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry. 1998; 37 (2): 139–146. 7. Barlow JH, Ellard DR. Psycho-educational interventions for children with chronic disease, parents and siblings: an overview of the research evidence base. Child Care Health Dev. 2004; 30 (6): 637-645. 8. Pless IB, Power C, Peckham CS. Long-term psychosocial sequelae of chronic physical disorders in childhood. Pediatrics. 1993; 91 (6): 1131–1136. 9. Ekşi A. Kronik ve fatal hastalıklara yaklaşım. Ed: Neyzi O. Pediatri. 2. Baskı. İstanbul: Nobel Tıp Kitabevi, 1990, s. 1484–1488. 10. Göktaş K, Yılmaz E, Kaya N, Akman C. Bir eğitim hastanesinde istenen psikiyatri konsültasyonlarının değerlendirilmesi. Anadolu Psikiyatri Dergisi 2006; 7: 27-32. 11. Offord DR, Bennett KJ. Epidemiology and prevention. Ed: Lewis M. Child and Adolescent Psychiatry. A Comprehensive Textbook. Third edition. Philadelphia: Lippincott Williams& Wilkins, 2002, p. 1320–1335. 12. Steiner H, Shaw R. Psychiatric assessment and management of medically ill children. Eds: Stoudemire A, Fogel BS, Greenberg DB. Psychiatric Care of the Medical Patient. Second edition. UK, Oxford University Press; 2000, p. 1097-1110. 1. 544 13. Fulop G, Strain JJ. Diagnosis and treatment of psychiatric disorders in medically ill inpatients. Hosp Community Psychiatry. 1991; 42(4): 389394. 14. Rauch P, Jelinek M. Paediatric consultation. Eds: Rutter M, Taylor E. Child and Adolescent Psychiatry. Fourth edition. UK, Blackwell; 2002, p. 1051-1066. 15. Hackett PT, Cassem NH. Handbook of General Hospital Psychiatry, PSG Publishing Company, Massachusetts. 1987, p. 1-14. 16. Çevik A, Soykan A, Düzyürek S, Ünal S. Bir üniversite hastanesinde deliryum olgularına birincil hekim ve cerrahların ve psikiyatri konsültanlarının yaklaşımı. 37. Ulusal Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongre Kitabı, İzmir. 1990, s. 125-137. 17. Emiroğlu N, Aras Ş, Yalın Ş, Doğan Ö, Akay A. Yatan hastalar için istenen çocuk ve ergen psikiyatrisi konsültasyonlarının değerlendirilmesi. Anadolu Psikiyatri Dergisi. 2009; 10: 217-225. 18. Gökçen C, Çelik Yİ. Bir Eğitim Hastanesi’nde Yatan Hastalar İçin İstenen Çocuk ve Ergen Psikiyatri Konsültasyonlarının Değerlendirilmesi. Sakarya Medical Journal. 2011; 4: 140-144. 19. Özdemir DF. Çocukluk döneminde konsültasyon liyezon psikiyatrisi. Ed: Köroğlu E, Güleç C, Şenol S. Psikiyatri Temel Kitabı. 2. Baskı. HYB Basım Yayın; Ankara: 2007, s. 898-902. 20. Rezaki BG, Öy B, Küçükkömürcü Ş. Bir devlet çocuk hastanesinde çocuk psikiyatrisi konsültasyonlarının değerlendirilmesi. Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Dergisi. 1998; 5: 34-38. 21. Kılıç BG, Uslu R, Aysev A. A Preliminary Evaluation of Consultation-Liaison Psychiatry Services For Children at A University Hospital: Lessons Learned to Enhance Efficacy. New Symposium Journal. 2007; 45 (4): 163-169. 22. Campbell JM, Cardona L. The consultation and liaison processes pediatrics. A Martin, FR Volkmar (Eds.), Lewis’s Child and Adolescent Psychiatry: A Comprehensive Textbook. 4ht edition, Philadelphia, Lippincott Williams & Wilkins, 2007, p. 912-921. 23. Emiroğlu Nİ, Akay AP. Kronik hastalıklar, hastaneye yatış ve çocuk. DEÜ Tıp Fakültesi Dergisi 2008; 22: 99-105. 24. Kandil S, Aksu H, Yöntem T, Aktepe E. Bir üniversite hastanesinde bir yıllık çocuk ve ergen psikiyatrisi konsültasyonlarının değerlendirilmesi. İbn-i Sina Tıp Dergisi. 2003; 8: 173-177. 25. Lazaratou H, Vlassopoulos M, Dellatolas G. Factorsaffecting compliance with treatment in an outpatient child psychiatric practice: A retrospective study in a community mental health centre in Athens. Psychother Psychosom. 2000; 69 (1): 42-49. www.korhek.org