YENİ SYMPOSIUM Araştırma Makalesi DOI: 10.5455/NYS.20151214020808 Bir Üniversite Hastanesinde Hastalardan İstenen Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Konsültasyonlarının Değerlendirilmesi Ahmet Hamdi ALPASLAN1, Uğur KOÇAK2, Cansu ÇOBANOĞLU3, Yasemin GÖRÜCÜ3 Yrd. Doç. Dr., Araştırma Görevlisi Dr., Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Afyon 2 Yrd. Doç. Dr., Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı, Afyon 1 3 Yazışma adresi: Ahmet Hamdi Alpaslan, Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Ali Çetinkaya Kampüsü Afyonkarahisar-İzmir Karayolu 8. km 03200 Afyonkarahisar E-mail: [email protected] - Tel: 0 272 246 33 01 - Fax: 0 272 246 33 00 Geliş Tarihi: 28 Şubat 2015 - Kabul Tarihi: 15 Haziran 2015 ÖZET ABSTRACT Amaç: Bu çalışmanın amacı, bir üniversite hastanesinde, 1 yıllık süreçte istenen çocuk ve ergen psikiyatrisi konsültasyonlarının nedenlerini, olguların klinik ve sosyodemografik özelliklerini ve bu olgulara önerilen tedavileri sunmaktır. Evaluation of Child and Adolescent Psychiatry Consultations in a University Hospital Yöntem: Çalışmada, Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde Şubat 2014 - Ocak 2015 tarihleri arasında çocuk hastalıkları ve diğer klinikler tarafından, çocuk ve ergen psikiyatrisi ana bilim dalından istenen konsültasyonlara dair hastaların bilgileri geriye dönük taranmıştır. Bulgular: Çalışmanın sonuçlarına göre, son bir yılda 137 hastadan çocuk ve ergen psikiyatrisi konsültasyonu istenmişti. Olguların %56,2’si kız (n=77) ve %43,8’u ise erkek (n=60) olup olguların yaş ortalaması 10,9±4,3 olarak saptanmıştır. En sık konsültasyon isteyen klinikler; çocuk sağlığı ve hastalıkları (%27,8; n=38) ile çocuk yoğun bakım servisi (%16,7; n=23) idi. Psikiyatrik tanılar; en sık %12,4 oranla depresif bozukluk, ikinci sıklıkta %8,0 oranla uyum bozukluğu, üçüncü sıklıkta %7,3 oranla dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tanılarıdır. Olguların %29,2’si psikiyatrik tanı almamıştır. Değerlendirilen olguların %70,2’sine (n=97) medikal tedavi uygulanmıştır. Tartışma: Çalışmamız fiziksel hastalığı olan çocuklarda depresyon ve uyum bozukluğu başta olmak üzere psikiyatrik bozuklukların sık görüldüğünü ortaya koymaktadır. Çalışmamızın sonuçları, konsültasyon istemlerinin değeri ve bölümler arası işbirliğinin önemini vurgulamaktadır. Bu konuda düzenlenecek eğitim toplantılarının klinikler arasındaki işbirliğini artırmada katkı sağlayabileceği düşünülmüştür. Anahtar sözcükler: Çocuk, ergen, konsültasyon, psikiyatri Objective: Main objective was to address the issue by presenting the reasons of child and adolescent psychiatry consultations, clinical and socio-demographic characteristics of the cases and the treatments suggested. Methods: Patient information related to the consultations requested from the department of child and adolescent psychiatry by the clinics of pediatric, and other clinics in the Afyon Kocatepe University, Faculty of Medicine between February 2014 and January 2015 were retrospectively screened. Results: In the past year, 137 child and adolescent psychiatry consultations were requested. 43.8% (n=60) of the cases were male, 56.2% (n=77) were female. While mean age was 10.9±4.3 years. Consultations were most often requested from the clinics of pediatric (27.8%; n=38), and pediatric intensive care unit (16.7%; n=23). Of the cases, 29.2% had not received any psychiatric diagnosis. Psychiatric diagnoses were mostly depressive disorder (12.4%), adjustment disorder (8.0%), and attention deficit hyperactivity disorder (7.3%). Medical treatment was administered to 70.2% (n=97) of the evaluated cases. Conclusions: Our study reveals that psychiatric disorders, mainly depressive disorder and adjustment disorders are frequently seen in patients with physical diseases. Outcomes of our study emphasized the merit of these consultation demands, and importance of collaboration between disciplines. Holding more educational meetings on this issue might contribute to enhancing the cooperation between clinics. Key words: Child, adolescent, consultation, psychiatry Yeni Symposium / Eylül 2015 / Cilt: 53, Sayı: 3 10 Araştırma Makalesi YENİ SYMPOSIUM GİRİŞ Fiziksel hastalıkların birçoğunda davranışsal, duygusal, bilişsel ve kişilerarası tepkiler gelişir. Ortaya çıkan ruhsal durum ve tepkiler, çoğu zaman organizmanın uyum süreci çerçevesinde gelişmektedir.1 Konsültasyon liyezon psikiyatrisi (KLP), genel klinik tıp alanlarıyla iş birliğine dayanan fiziksel durumlarla ruhsal ve psikososyal durumlar arasındaki bağlantı ve etkileşimi araştıran bir psikiyatri disiplinidir. Bu disiplin hastanın bedensel, ruhsal, toplumsal bütünlüğü içinde ele alınmasına yardımcı olur.2 Sağlıklı kişilerle karşılaştırıldıklarında fiziksel rahatsızlığı bulunan kişilerde ruhsal bozukluk görülme sıklığı daha fazladır. Yapılan çalışmalarda toplumda ruhsal bozuklukların bir aylık yaygınlığı yaklaşık %16 iken, fiziksel hastalığı olanlarda bu oran %21-26 arasında bulunmuştur.3 Kronik fiziksel hastalığı olanlarda ise yaşam boyu ruhsal bozukluk yaygınlığı %42 olarak bulunmuştur.4 Ölçek kullanılarak yapılan epidemiyolojik çalışmalarda ise yatan hastalarda psikiyatrik eş tanının %41,3 ile %46,5 arasında değiştiği belirtilmiştir.5 Psikiyatrik eştanı hastanede yatış süresinin uzaması, artmış morbidite ve mortalite riski ile ilişkili bulunmuştur.6 Bedensel hastalıklarda psikiyatrik eştanı yeterince tanınmamakta ve tedavi edilmemektedir. Yatan hastalara zamanında tanı konulup etkin bir şekilde tedavi edilmeleriyle toplam hasta maliyetinin azalacağı ve hastaların iyileşme süreçlerinin daha hızlı olacağı ileri sürülmüştür.3,5 Bedensel hastalığı olan çocuk ve ergenlerde psikopatoloji ve bununla bağlantılı işlevsel bozulma sık görülmektedir. Tıbbi bir bozukluğu bulunan çocuk ve ergenlerde ruhsal bir sorun varlığı 2-4 kat daha fazla bildirilmiştir.7-8 Fiziksel hastalıklara eşlik eden psikiyatrik bozukluklar hastaların değerlendirilme ve tedavi süreçlerini olumsuz etkilerken, varolan psikiyatrik bozuklukların tanı ve tedavisi hastaların tedaviye uyumunu arttırarak hayat kalitesinde yükselme sağlamaktadır.1 Türkiye’de yapılan çalışmalarda, konsültasyon sürecinin önemi hekimler tarafından kabul edilmesine rağmen, konsültasyon isteme ve işbirliği oranlarının gelişmiş ülkelerden daha düşük olduğu görülmektedir.9-10 Bu düşük oranın en önde gelen sebepleri arasında; çocuk hastalıkları uzmanlarının psikiyatrik hastalıkları tanımasındaki güçlükler, çocuk psikiyatristi sayısının yetersiz oluşu ve hekimler arası işbirliğinde yaşanan sorunlar gösterilmiştir.11,12 Bedensel hastalığı olan çocuklara yönelik mevcut ruh Yeni Symposium / Eylül 2015 / Cilt: 53, Sayı: 3 DOI: 10.5455/NYS.20151214020808 sağlığı hizmetlerinin gözden geçirilmesi ve aksaklıkların saptanmasına yönelik araştırmalar, bu hizmetlerin iyileştirilmesinde yol gösterici olabilir. Bu çalışmada, bir üniversite hastanesi çocuk ve ergen psikiyatri anabilim dalı tarafından verilen psikiyatri konsültasyon hizmetlerinin hastaların sosyodemografik özelliklerine, isteyen kliniklere, konsültasyon istenme nedenlerine, olguların psikiyatrik tanılarına ve tedavilerine göre dağılımlarının incelenmesi amaçlanmıştır. GEREÇ ve YÖNTEM Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Şubat 2014 - Ocak 2015 tarihleri arasında diğer kliniklerden ayaktan ya da yatarak takip edilen hastalar için istenen konsültasyonlar geriye dönük dosya taraması yoluyla değerlendirilmiştir. Tanısal değerlendirme, DSM-IV-TR tanı ölçütlerine göre yapılmıştır. Araştırmacılar tarafından hazırlanan form, hasta, hasta yakınları, ilgili klinik hekim ve hemşirelerle yapılan görüşmeler sonrasında doldurulmuştur. Konsültasyon istenen çocuk ve ergenlerin sosyodemografik özellikleri, konsültasyonların hangi birimlerce istendiği, bedensel hastalık tanıları, konsültasyon istenme nedenleri, konsültasyon sonucunda saptanan psikiyatrik tanılara ilişkin veriler incelenmiştir. Analizlerde SPSS 16.0 istatistiksel paket programı kullanılarak tanımlayıcı istatistikler yapılmıştır. BULGULAR Kliniğimizden bir yıllık süre içinde yatarak veya ayaktan tedavi gören 152 çocuk ve ergen için konsültasyon istenmiştir. Konsültasyonu yapılan ancak bilgilerine ulaşılamayan 15 hasta çalışma dışı bırakılmış olup toplam 137 hasta çalışmaya dâhil edilmiştir. Konsültasyon istenen olguların en küçüğü 1, en büyüğü 17 yaşında olup yaş ortalaması 10,9±4,3 olarak bulunmuştur. Konsültasyon istenen hastaların %48,9’u 12 yaş ve üzeri olgular (n=67), %51,1’i ise 12 yaş ve altı olgulardan (n=70) oluşmaktaydı. Cinsiyetlere göre değerlendirildiğinde konsültasyon istenen olguların %56,2’si kız (n=77) ve %43,8’u (n=60) erkek olduğu ve arada anlamlı fark bulunmadığı saptanmıştır (p>0,05). Olguların %58,3’ünü (n=80) yatarak tedavi gören, %41,7’sini (n=57) ayaktan takip edilen hastalar oluşturmaktaydı. En sık konsültasyon isteyen birimler çocuk sağlığı ve hastalıkları (%27,8; n=38) ile çocuk yoğun bakım servisi (%16,7; n=23) idi. Konsültasyon isteyen bölümler Tablo 1’de gösterilmiştir. 11 Araştırma Makalesi YENİ SYMPOSIUM DOI: 10.5455/NYS.20151214020808 Tablo 1: Konsültasyon İsteyen Klinikler n % Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları 38 27,8 Çocuk Acil-Yoğun Bakım 23 16,7 Çocuk Cerrahi 11 8,0 Fizik tedavi ve rehabilitasyon 19 13,8 Beyin Cerrahi 11 8,0 Ortopedi ve travmatoloji 8 5,8 Göğüs Cerrahi 2 1,5 Plastik cerrahi ve rekonstrüksiyon 13 9,5 Kulak Burun Boğaz 12 8,8 Toplam 137 100 Konsültasyon isteme nedenleri incelendiğinde en sık konsültasyon isteme nedenlerinin sırasıyla intihar girişimi (%27,8; n=38), depresif belirtiler (%13,8; n=19), aşırı hareketlilik-dikkat dağınıklığı (%10,2; n=14) olduğu saptanmıştır. Yatarak ve ayaktan tedavi gören hastalardaki konsültasyon isteme nedenleri Tablo 2’de gösterilmiştir. Tablo 2: Yatarak ve Ayaktan Tedavi Gören Hastalarda Konsültasyon İstenme Nedenleri n % İntihar girişimi 38 27.8 Depresif belirtiler 19 13.8 Aşırı Hareketlilik-Dikkat Dağınıklığı 14 10.2 Organik etyolojinin bulunamaması 12 8.8 Anksiyete-Uyum Bozuklukları 11 8.0 Konuşmama/Konuşma Geriliği 10 7.8 Enürezis-enkoprezis 7 5.1 Tik Bozukluğu 6 4.4 Psikokutanöz Hastalıklar 5 3.7 Madde Kötüye Kullanımı 5 3.7 Diğer 10 7.8 Toplam 137 100 Yeni Symposium / Eylül 2015 / Cilt: 53, Sayı: 3 12 Araştırma Makalesi YENİ SYMPOSIUM Kliniğimizden konsültasyon istenen hastaların ruhsal değerlendirmeleri sonucunda en sık konulan psikiyatrik tanı major depresyon olmuştur. Depresif bozukluğu sırasıyla uyum bozuklukları, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, davranım bozukluğu, anksiyete bozukluğu, mental retardasyon, tik bozukluğu, yaygın gelişimsel bozukluk enürezis-enkoprezis tanıları takip etmektedir. Yatarak ve ayaktan tedavi gören hastaların ruhsal değerlendirme sonucu aldıkları psikiyatrik tanı- DOI: 10.5455/NYS.20151214020808 lar Tablo 3’te gösterilmiştir. İstenen konsültasyonlar sonucunda psikiyatrik değerlendirmesi yapılan hastaların %70.2’sine (n:97) farmakoterapi başlandığı saptanmıştır. En sık önerilen psikofarmakolojik ajanlar sırasıyla; selektif serotonin geri alım inhibibitörleri (SSGİ) (%29,2; n:40), antipsikotikler (%12,4; n:17), psikostimülanlar (%9,5; n:13) olmuştur. Değerlendirme sonucunda önerilen psikotrop ilaçlar Tablo 4’te gösterilmiştir. Tablo 3: Yatarak ve Ayaktan Tedavi Gören Hastaların Ruhsal Değerlendirme Sonucu Aldıkları Psikiyatrik Tanılar n % Tanı almamış 40 29,2 Major Depresyon 17 12,4 Uyum bozukluğu 11 8,0 Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu 10 7,3 Davranım bozukluğu 8 5,8 Anksiyete bozukluğu 7 5,1 Mental Retardasyon 7 5,1 Tik bozukluğu 7 5,1 Yaygın Gelişimsel Bozukluk 6 4,4 Enürezis-enkoprezis 5 3,6 Dissosiyatif bozukluk 4 2,9 Genel tibbi duruma bağlı anksiyete 4 2,9 Diğer 4 2,9 Somatoform bozukluk 3 2,2 Psikokutanöz hastaliklar 2 1,5 Akut stres bozukluğu 1 ,7 Psikotik bozukluk 1 ,7 137 100 Toplam Yeni Symposium / Eylül 2015 / Cilt: 53, Sayı: 3 13 Araştırma Makalesi YENİ SYMPOSIUM DOI: 10.5455/NYS.20151214020808 Tablo 4: Değerlendirme Sonucunda Önerilen Psikotrop İlaçlar n % SSGİ Grubu Antidepresanlar (sertralin, fluoksetin, essitalopram vd.) 40 29,2 Atipik antipsikotikler (risperidon, olanzapin, aripiprazol vd.) 17 12,4 Psikostimülanlar (metilfenidat, atomoksetin) 13 9,5 Hidroksizin 11 8,0 Desmopressin 3 2,2 Benzodiazepin 2 1,5 Diğer 11 8,0 İlaçsız takip önerildi 40 29,2 Toplam 137 100 TARTIŞMA Bu çalışmada 1 yıllık sürede 8 farklı klinikteki 137 hastadan konsültasyon istendiği görülmüştür. Bu istemlerin de %44,5’i çocuk sağlığı ve hastalıkları kliniğinden yapılmıştır. Bu konuda yapılan diğer çalışmalarda da en sık çocuk sağlığı ve hastalıkları kliniklerinden konsültasyon istendiği bildirilmiştir.1,2,11,12 Çalışmamızda konsültasyon istenen olguların cinsiyetleri incelendiğinde %56,2’sinin kız (n=77) ve %43,8’inin (n=60) erkek olduğu görülmüştür. Türkiye’de İzmir’de yapılan bir çalışmada kız oranı %59,6, Ankara’da yapılan bir çalışmada %54,5, Konya’da yapılan bir çalışmada %70,1 ve Trabzon’da yapılan çalışmada ise %62 olarak bildirilmiştir.11,14 Cinsiyetler arasındaki bu farklılık, kızlardaki ruhsal sorunlara karşı tedavi ekibinin daha duyarlı olması ve erkeklerdeki ruhsal sorunların göz ardı edilebilmesi ile ilişkilendirilmiştir.7 Çalışmamızın verileri, konsültasyon istenen hastalarda kız baskınlığını gösteren diğer araştırmalarla uyumludur. Bu durum farklı cinsiyetteki çocuk ve ergenlerin ruhsal sorunlarının farklı özellikler taşımasıyla ilgili olabileceği gibi, tedavi ekibinin sorunlara yönelik duyarlılığının cinsiyete göre farklılaşması ile de ilişkili olabilir. Kliniğimizden en sık konsültasyon istem nedenleri sırasıyla intihar girişimi ile depresif belirtiler olmuştur. Emiroğlu ve ark.’nın yaptığı çalışmada en sık konsültasyon nedeninin depresif görünüm olduğu saptanmıştır.11 Benzer şekilde Aktepe ve ark., 2013 yılında yaptıkları çalışmada en sık konsültasyon istem nedenlerinin intihar Yeni Symposium / Eylül 2015 / Cilt: 53, Sayı: 3 girişimi ile depresif belirtiler olduğunu bildirilmişlerdir.2 Ergenlik dönemi, çocukluk dönemi ile kıyaslandığında bu dönemde ergenin başetmek zorunda kaldığı biyopsikososyal değişimlerin arttığı söylenebilir. Ayrıca günümüzde geçmişe göre daha fazla ergenin ruh sağlığı sorunu yaşadığı bildirilmektedir.15 Çalışmamızda, konsültasyon istenen olguların %48,9’unun (n=67) ergen yaş grubundan olması ve en sık konsültasyon istem nedenlerinin intihar girişimi ile depresif belirtiler olması göz önünde bulundurulduğunda, özellikle ergen yaştaki konsültasyon istemlerinde suisid riskinin mutlaka değerlendirilmesi gerektiği söylenebilir. Değerlendirme sonucunda saptanan psikiyatrik tanılara bakıldığında ise depresif bozukluğu (%12,4), sırasıyla uyum bozuklukları (%8), dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (%7,3) ve davranım bozukluğu (%5,8), anksiyete bozukluğu (%5,1) takip etmiştir. Bu konuyla ilgili çalışmalara bakıldığında Emiroğlu ve ark. uyum bozukluğu, depresif bozukluk ve mental retardasyon, Kandil ve ark. intihar girişimi, anksiyete bozukluğu ve depresyon, Aktepe ve ark. depresif bozukluk, anksiyete bozukluğu ve davranım bozukluğu’nu, Gökçen ve ark. anksiyete bozukluğu, uyum bozuklukları, depresif bozukluğu, Çolpan ve ark. ise uyum bozukluğu, depresif bozukluğu, anksiyete bozukluğunu en sık saptanan tanılar olarak bildirmişlerdir.1,2,11,14,16 Bizim çalışmamızda en sık saptanan tanıların bu çalışmalardaki sonuçlarla uyumlu olduğu gözükmektedir. Çalışmamızdaki olguların %29,2’sine (n=40) psikiyatrik bir tanı konulmadığı 14 Araştırma Makalesi YENİ SYMPOSIUM saptanmıştır. Gökçen ve Çelik’in çalışmasında bu oran %14, Rezaki ve ark.’nın çalışmasında %27,3, Kılıç ve ark.’ nın çalışmasında %38,9, Bilginer ve ark.’nın çalışmasında ise %40,4 olarak bildirilmiştir.1,12,13,17 Çalışmalardaki tanıların konsültasyon esnasındaki kesitsel değerlendirme bulgularına göre konduğu göz önüne alındığında, tanı almayan yaklaşık 1/3’lük olgu gruplarının ruhsal bozukluk geliştirme risklerinin sağlıklı akranlarına göre daha yüksek olduğu akılda tutulmalıdır. Bu bağlamda tanı almasalar bile ayaktan ya da yatarak tedavi gören konsültasyon hastalarının kısa süreli de olsa izleme alınmasını öneriyoruz. İstenen konsültasyonlar sonucunda psikiyatrik değerlendirmesi yapılan hastaların %70,2’sine (n=97) farmakoterapi başlandığı saptanmıştır. En sık önerilen psikofarmakolojik ajanlar sırasıyla; selektif serotonin geri alım inhibibitörleri (SSGİ) (%29,2; n=40), antipsikotikler (%12,4; n=17), psikostimülanlar (%9,5; n=13) olmuştur. Bu oran Abalı ve ark.’ nın yapmış olduğu çalışmada %49,7, Gökçen ve ark.’nın yapmış olduğu çalışmada %70,2, Aktepe ve ark.’nın yapmış olduğu çalışmada %85,7 olarak saptanmıştır.1,2,18 Geniş bir aralıkta değişen bu oranların, çalışma örnekleminde değerlendirilen olgulara göre değişkenlik gösterdiği düşünülmüştür. Sonuç olarak, Afyon Kocatepe Üniversitesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Anabilim Dalı’ndan 1 yıllık sürede 8 farklı klinikten 137 konsültasyon istenmiştir. En sık konsültasyon isteyen birimler çocuk sağlığı ve hastalıkları ile çocuk yoğun bakım servisleri olup en sık konsültasyon isteme nedenlerinin intihar girişimi ve depresif belirtiler olduğu görülmüştür. En sık konulan psikiyatrik tanılar major depresyon ve uyum bozukluğudur ve en sık önerilen psikofarmakolojik ajanlar selektif serotonin geri alım inhibibitörleri olmuştur. Tıbbi bir hastalığa ruhsal bir bozukluk (dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, mental retardasyon, öğrenme güçlüğü vb.) eşlik ettiğinde çocuk ya da ergenin hastalığı anlaması ve tedaviye uyumu güçleşmektedir.19 Bu nedenle fiziksel hastalıklara eşlik eden psikiyatrik bozuklukların zamanında tanınması ve tedavi edilmesi, fiziksel hastalığın prognozunu ve hastanın tedaviye uyumunu olumlu yönde etkileyecektir. Bu bozuklukların tanınması ve hastaların daha kısa sürede daha etkin tedavi edilmesi çocuk ergen psikiyatrisi ile çocuk sağlığı ve hastalıkları alanı arasındaki işbirliğinin artması ve karşılıklı sorunların irdelenerek çözümlenmesi çocuk hastaların tedavilerinin daha hızlı ve etkili yapılabilmesi açısından önem taşımaktadır. Yeni Symposium / Eylül 2015 / Cilt: 53, Sayı: 3 DOI: 10.5455/NYS.20151214020808 KAYNAKLAR 1. Gokcen C, Celik YI. The Evaluation Of Child And Adolescent Psychiatry Consultations from other Inpatient Clinics in a Training Hospital. Sak Med J 2011; 1: 140-144. 2. Aktepe E, Kocaman O, Işık A, Eroğlu FÖ. Bir Üniversite Hastanesinde İstenen Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Konsültasyon Hizmetlerinin Değerlendirilmesi TAF Prev Med Bull 2013; 12(5): 539-544. 3. Ito H, Kishi Y, Kurosawa H. A preliminary study of staff perception of psychiatric services in general hospitals. Gen Hosp Psychiatry 1999; 21: 57-61. 4. Hochlehnert A, Niehoff D, Herzog W, Löwe B. Elevated costs of treatment in medical inpatients with psychiatric comorbidity are not reflected in the German DRG-system. Psychother Psychosom Med Psychol 2007; 57: 70-75. 5. Salomon RM. Handbook of Consultation-Liaison Psychiatry. J Clin Psychiatry 2008; 69: 684. 6. Douzenis A, Lykouras L, Christodoulou GN. Consultation liaison psychiatry in Greece. J Psychosom Res 2008; 64: 457-458. 7. Shugart MA. Child psychiatry consultations to pediatric inpatients: a literature review. Gen Hosp Psychiatry 1991; 13: 325336. 8. Kerimoğlu E, Alpas B. Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi. Çuhadaroğlu F (ed). Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Temel Kitabı. 2008, s: 718-722. 9. Gökler B. Çocuk-ergen konsültasyon liyazon psikiyatrisi ve etik. Çocuk Hastalıklarında Biyopsikososyal yaklaşım içinde, DÜ Tüzün, S Hergüner (ed), Epsilon Yayıncılık, İstanbul, 2007, s: 31-42. 10. Woodgate M, Garralda ME. Paediatric liaison work by child and adolescent mental health services. Child Adolesc Ment Health 2006; 11: 19-24. 11. Emiroğlu N, Aras Ş, Yalın Ş, Doğan Ö, Akay A. Yatan hastalar için istenen çocuk ve ergen psikiyatrisi konsültasyonlarının değerlendirilmesi. Anadolu Psikiyatri Dergisi 2009; 10: 217-225. 12. Kılıç BG, Uslu R, Aysev A. A preliminary evaluation of consultationliaison psychiatry services for children at a university hospital: lessons learned to enhance efficacy. New/Yeni Symposium Journal 2007; 45: 163-169. 13. Rezaki BG, Öy B, Küçükkömürcü Ş. Bir Devlet Çocuk Hastanesinde Çocuk Psikiyatrisi Konsültasyonlarının Değerlendirilmesi. Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Dergisi 1998; 5(1): 34-38. 14. Kandil S, Aksu H, Yöntem T, Aktepe E. Bir üniversite hastanesinde bir yıllık çocuk ve ergen psikiyatrisi konsültasyonlarının değerlendirilmesi. İbn-i Sina Tıp Dergisi 2003; 8:173-177. 15. Alpaslan AH. Ergen Ruh Sağlığı ve Spor Adolescent Mental Health and Sports. Kocatepe Tıp Derg Kocatepe Med J 2012; 181185. 16. Çolpan M, Eray Ş, Vural P. Uludağ Üniversitesi Hastanesinde Son Bir Yılda İstenen Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Konsültasyonlarının Değerlendirilmesi. Güncel Pediatr 2013; 11: 101-106. 15 Araştırma Makalesi YENİ SYMPOSIUM 17. Bilginer SÇ, İnce C, Karadeniz S, Duran B, Kandil S. Evaluation of Child and Adolescent Psychiatry Consultations in A University Hospital Turkish Journal of Child Adolesc Ment Health 2013; 20(2): 87-95. DOI: 10.5455/NYS.20151214020808 19. Göker Z, Güney E, Dinç G, Üneri Ö. The Evaluation of the Psychiatric Consultations of Children and Adolescents Hospitalised in a Training and Research Hospital. Turkish J Pediatr Dis 2014; 8: 17-24. 18. Abalı O, Tuzun U, Gurkan K. Cocuk psikiyatrisi konsultasyonlarının değerlendirilmesi. Genel Tıp Dergisi 2006; 16: 121-124. Yeni Symposium / Eylül 2015 / Cilt: 53, Sayı: 3 16