Diyabetim ve Ben Prof. Dr. Candeğer YILMAZ Doç. Dr. Şevki ÇETİNKALP Bornova - İZMİR EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HALK KİTAPLARI SAĞLIK SERİSİ 19 Diyabetim ve Ben Prof. Dr. Candeğer YILMAZ Doç. Dr. Şevki ÇETİNKALP Mayıs 2012, Birinci baskı ISBN: 978-975-483-950-0 © Bu kitabın tüm yayın hakları Ege Üniversitesi’ne aittir. Kitabın tamamı ya da hiçbir bölümü yazarının önceden yazılı izni olmadan elektronik, optik, mekanik ya da diğer yollarla kaydedilemez, basılamaz, çoğaltılamaz. Ancak kaynak olarak gösterilebilir. Proje Üst Yöneticileri Ege Üniversitesi Rektörü: Prof. Dr. Candeğer Yılmaz EÜ Tıp Fakültesi Dekanı: Prof. Dr. Kamil Kumanlıoğlu Yayın Yönetmenleri: Prof. Dr. Ayşenur Oktay, Prof. Dr. Tahir Yağdı Yayın Alt Kurulu Başkanı:Prof. Dr. Ufuk Çağırıcı Sağlık Kitapları Serisi Çalışma Grubu: Prof. Dr. Elvan Erhan, Prof. Dr. Mehtap Çınar, Prof. Dr. Alpaslan Çakan Koordinasyon: EÜ Tıp Fakültesi Yayın Bürosu Kapak İllüstrasyonu: Merve Evren Sayfa Tasarım: Hülya Sezgin Fotoğraf: BİTAM Basım Yeri: Ege Üniversitesi Basımevi Bornova, İZMİR Tel : 0 232 388 10 22 e-posta: [email protected] Değerli Okuyucumuz; Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi; 2011 yılının sonu itibariyle 472 öğretim üyesi, 582 araştırma görevlisi, 1970 tıp öğrencisi ile yaklaşık 2000 yataklı hastanede eğitim, öğretim ve araştırma yapmakta ve sağlık hizmeti vermektedir. Bu dönemde yaklaşık 950000 ayaktan ve 54000 yatan hasta, 2300 doğum 80000 acil servis hizmeti vermesi onu ülkemizin en büyük sağlık kurumlarından birisi yapmaktadır. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin en önemli vizyon ve misyonunu toplumsal sorumluluk bilinci oluşturmaktadır. Bu bilinçle çalışan Ege Tıp topluma nitelikli ve kaliteli sağlık hizmeti vermekte; “Toplum Sağlığı Hizmeti”ni diğer tüm görevlerinin üzerinde tutmaktadır. Ege Tıp Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı, Türkiye’de bir ilk olarak ve 10 yıldır “Sağlık Halk Kongresi” düzenleyerek toplum sağlığı için hizmet anlayışını gerçek bir bilgilendirme, uygulama ve deneyim paylaşımı şeklinde sürdürmektedir. Bilimsel araştırmalarla elde edilen bilgilerin kalıcılığı ve yaşama geçirilmesi; bunların başvuru kaynağı belgelere dönüştürülmesi ile sağlanır. “Ege Tıp Halk Kitapları Sağlık Serisi” bu anlayışımızın bir ürünüdür. Bu seride yayınlanan kitaplarımızın önemi ve farkındalık yaratacak temel özelliği; ülkemizin önceliğinde olan güncel sağlık konuları yanında; güncelliğini yitirmiş olsalar bile, ciddi bir sağlık sorunu olduğunu düşündüğümüz konuları da ele almış olmalarındadır. “Ege Tıp Halk Kitapları Sağlık Serisi” yazarlarının tümü Ege Tıp Fakültesi’nde görev yapan ve konusunda III uzman öğretim üyeleridir. Serideki kitapların konu seçimleri ve içeriklerinin hazırlanmasında birden çok bilim insanının görüşlerinin yansıtılması sağlanmıştır. Seride yayınlanan kitaplardaki grafik ve fotoğraflar çoğunlukla kurumumuzun ürünüdür. Serimizin dil editörü her kitabı sadelik ve anlaşılabilirlik yönünden incelemektedir. Neden böyle bir seriye gereksinim duyulmuştur? Sağlık konularında dolaşımda olan, kolay ulaşılan ve günlük yaşamda kullanılan bilgilerin çoğunun gerçek bilimsel bilgi olup olmadığı kaygısı, bilim insanları olarak bizleri daha da sorumlu davranmaya ve güven sarsılmasına neden olan özensizliklerden uzak durmaya sevk etmektedir. Birçok konuda doğru ve güvenilir bilginin üretimi ve yayılması üniversitelerin öncelikli görevleri arasındadır. Bu anlayıştan hareketle, “Ege Tıp Halk Kitapları Sağlık Serisi” yazarı olan her öğretim üyemiz, sadece uzmanı olduğu konuda kitap yazmıştır. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi bu kitaplara adını, deneyimini ve saygınlığını koymuştur. Her bir yayın özenle gözden geçirilmiştir. Ülkemiz için özgün sayılabilecek böylesine kapsamlı bir seride, yine de gözden kaçırdığımız hata ve eksiklikler olabilir. Bunlar için, her zaman olduğu gibi, okuyucumuzun engin hoşgörüsüne sığınıyoruz. Katkıda bulunanlara minnet duygularımızı sunuyoruz. Saygılarımızla... Prof. Dr. Kamil Kumanlıoğlu Prof. Dr. Candeğer YILMAZ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı IV Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Candeğer YILMAZ 1973 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olmuştur. 1977’de İç Hastalıkları uzmanı; 1982’de doçent olmuştur. 1988 yılında profesör unvanını almıştır. 1988-1992 yılları arasında E.Ü. Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekim Yardımcılığı, 19941997 yılları arasında ilk bayan Başhekim olarak E.Ü. Tıp Fakültesi Hastanesi’nde görev yapmıştır. E.Ü. Tıp Fakültesi, Endokrinoloji Bilim Dalı Başkanlığı da yapan Prof. Dr. YILMAZ, Evli ve 2 kız çocuk annesidir. 2008 yılından itibaren Ege Üniversitesi Rektörlüğü görevini yürütmektedir. Doç. Dr. Şevki ÇETİNKALP 1968 yılında İzmir’de doğmuştur. 1991 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olmuştur. 1991-1992 yılları arasında Tokat Reşadiye Kabalı Sağlık Ocağı hekimliği sonrası, 1992 yılında Ege Üniversitesi İç Hastalıkları asistanı,1996 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Uzmanı olmuştur. 2003 yılında yardımcı doçent unvanı almıştır. Nisan 2010 tarihinde de Doçentlik unvanını alan Doç. Dr. ÇETİNKALP’in 280 adetten fazla basılı eğitim ve akademik eseri vardır.Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Diyabetik Ayak Konsey kurucularından ve üyesidir. V VI İÇİNDEKİLER Giriş 1 1.DİABETES MELLİTUS NEDİR ?..........................................3 2.KİMLER DİYABET İÇİN TARANMALIDIR?..........................8 3.DİYABET TANISI NASIL KONUR?....................................10 4.DİYABETTE GELİŞEN BOZUKLUKLAR............................11 5.DİYABETTE ANİ GELİŞEN BOZUKLUKLAR.....................11 6.DİYABETİN UZUN DÖNEMDE VÜCUDTA OLUŞTURDUĞU BOZUKLUKLAR.....................................14 7.DİYABETİK AYAK............................................................23 8.DİYABET TEDAVİSİ..........................................................32 9.BESLENME PROGRAMI...................................................33 10.EGZERSİZ........................................................................38 11.ORAL ANTİDİYABETİK İLAÇLAR.....................................40 12.DİĞER AJANLAR..............................................................43 13.İNSÜLİN............................................................................43 14.İZLEM...............................................................................51 15.TEDAVİ HEDEFLERİ........................................................58 16.DİYABET VE ÖZEL DURUMLAR.......................................59 17.DİYABETLE İLGİLİ DOĞRULAR VE YANLIŞLAR..............60 Diyabetim ve Ben GİRİŞ Şeker hastalığı (tıp dilinde Diabetes Mellitus) yaşam boyu süren kalıtsal bir hastalıktır. Şeker hastalığı (diyabet) tedavisinin temeli eğitimdir. Diyabetinizi doğru bir şekilde kontrol altına almak, ancak onu tanımanızla mümkündür. İyi bir diyabet tedavisi ancak sizin tedaviye katılımınız ile gerçekleşecektir. İyi bir kan şeker kontrolü ile diğer insanlar gibi sorunsuz bir yaşam geçirebilirsiniz. İyi kontrol altına alınmadığı takdirde kısa ve uzun dönemde yaptığı organ hasarlanmaları ile yaşamınızı tehdit edebilir. İşte bu kitap, doktorunuz-hemşireniz ve yakınlarınız ile birlikte daha iyi bir dayanışma içinde sizin diyabet eğitiminiz için hazırlanmıştır. Prof.Dr.Candeğer YILMAZ Doç.Dr.Şevki ÇETİNKALP Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Diyabetim ve Ben 1. DİABETES MELLİTUS NEDİR ? Kan Şekeri-Pankreas-İnsülin İlişkisi Ve Diyabet Gelişimi Şeker (tıp dilinde glukoz); vücudun tüm hücrelerinin kullandığı çok önemli bir enerji kaynağıdır. Organlarımızın çalışabilmesi için yediğimiz besinlerdeki enerjiye gereksinimi vardır. Besinlerdeki enerjinin kullanılabilmesi için sindirim kanalında şekerlere parçalanması gerekir. Bu şekerler kana geçerek organlara taşınır. Vücudumuzda kan şekerini normal sınırlarda tutan organ pankreastır. Pankreas, karnımızın sol üst tarafında midenin arkasında yer alır. Yaklaşık olarak uzunluğu 12-15 cm., ağırlığı 70-100 gr kadardır. Pankreas iki tip işlevi birlikte yürütür. Bunlardan birisi hormonları salgılamak, diğeri besinleri sindirmemizi sağlayan birçok enzimi de barsaklara salgılamaktır. Pankreas hem kan şekerini dengelemek, hem de organlara enerji kaynağı olan şekeri hücre içine (özellikle yağ, kas, karaciğer) sokmak için insülin adında hormonu kana verir. Ayrıca, kan şekerinin çok düştüğü durumlarda yaşamsal önemdeki organların zedelenmesini engellemek için glukagon adında, kan şekerini yükseltici bir hormon da salgılar. İnsülin, organların içine şekeri sokarken, kan şekerinin düşmesine neden olur. Kan şekeri kanın 100 mililitresinde miligram cinsinden (mg/dl) veya litrede milimol (mmol/L) cinsinden belirtilir. mmol/L’yi, mg/dl’ye çevirmek için 18 ile çarpmak yeterlidir. 3 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 19 ◄ Pankreas İNSÜLİN ŞEKER (GLUKOZ) Enerji Sağlamak İçin Hücre İçine Girer. Kan Şekerimizi Dengeleyen Organ Pankreastır. NORMAL KAN ŞEKER SINIRLARI Açlıkta Açlık kan şekeri 70 – 110 mg/dl’dir (3.8-6.1 mmol/L) 126 mg/dl’yi (7.0 mmol/L) geçmemelidir. Yemeklerden 2 saat sonra ölçtüğümüz kan şekeri en fazla 140 mg/dl’dir. İnsan kendini bu düzeylerde iyi hisseder. Yükselmesi (140 mg/dl ve üzeri) veya düşmesi (60 mg/dl ve aşağısı) birtakım şikayetlere yol açar. İşte insülin bu dengeyi sağlar. Şeker hastalığı yani diyabet, pankreastaki insülinin ya 4 Diyabetim ve Ben hiç salgılanmaması ya da salgısındaki bozukluk ile veya hücreye giriş noktasındaki alıcılarda ya da hücre içindeki iletide bir kusur sonucu oluşur. Bu son durumu anahtarkilit modeline benzetebiliriz. Anahtar (insülin), kilite sokulduğu (hücre üzerinde insülinin bağlandığı yer) ve çevrildiği (hücre içindeki ileti) zaman kapı açılır (insülin etkisi). İnsülin etkisi olmadığında kanda şeker yükselir. Şeker, her tür hücre için en önemli ve vazgeçilmez yakıt kaynağıdır. Otomobil nasıl benzinsiz çalışmaz ise, vücudumuzdaki organlarda insülinin etkisi olmadan çalışamaz. Şeker belli düzeylerin üzerine çıktığında yani 180 mg/dl’yi geçince; vücut hücrelerin hasarlanmasını önlemek için idrar yoluyla şekeri atmaya çalışır. O zaman idrarda da şeker çıkmaya başlar. Şeker idrarla atılırken, yoğun bir bileşik olduğundan böbreklerdeki suyu da birlikte sürükler. Böylece idrarla bol su ve tuz kaybedilir. Vücudun fazla su kaybetmesi sonucu kan yoğunlaşır. Bu durumda beyindeki susuzluk merkezi uyarılır ve kişi çok su içme isteği duyar. Böylece diyabetin erken bulgularından bol ve sık idrara çıkmak, susamak ve su içme isteği ortaya çıkar. ◄ Beta Hücresi İnsülin, pankreas içindeki beta hücreleri tarafından salınır. 5 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 19 Diyabetin Hangi Tipleri Vardır ? Oluşum biçimi ve hastalığın seyrindeki özelliklerine göre diyabetin Tip 1 ve Tip 2 olmak üzere iki şekli vardır. En sık görülen diyabet şekli Tip 2’dir. Tip 2 diyabetin bulguları yavaş ortaya çıkar. Çoğunlukla hasta bunları fark etmez. Rasgele ölçülen kan şekeri veya organ hasarları ile ortaya çıkar. En sık görülen hasarlar görme bozuklukları, ellerde ve ayaklarda uyuşma, karıncalanma, yara iyileşmesinde gecikme, kalp-damar hastalığı, tansiyon yüksekliği, gebelerde iri doğum veya düşüktür. Eğer; insülin salgısı hiç yoksa, Tip 1 diyabet oluşur. Bu tip diyabet daha çok çocuk ve gençlerde görülür. Bağışıklık sisteminin bozulması sebebiyle, kişinin pankreası kendisine yabancılaşır. Kişinin kendi bağışıklık hücreleri, insülin salgılayan pankreasın adacık hücrelerine saldırmaya başlar. Bu saldırı sonucu insülin yapan hücreler yok olur. Pankreas insülin yapamaz hale gelir. Tip 1 diyabette şikayetler çok hızlı başlar ve gelişir. Şeker koması hızla gelişebilir. Tedavisinde mutlaka insülin verilir. Eğer; düzensiz insülin salgısı varsa veya insülin etki etmiyor ise, Tip 2 diyabet oluşur. Tip 2 diyabet daha çok orta (40 yaş üzeri) ve ileri yaşta görülür. Şişman, ailesinde diyabet olanlarda, tosuncuk doğuran gebelerde, hipertansiyonu olanlarda gelişme riski fazladır. Tedavisinde haplar ve insülin kullanılır. Şikayetler uzun sürede yavaş yavaş gelişir. Kişi bunları farketmeden, ilerlemiş organ hasarları (göz, böbrek, kalp, diyabetik ayak...vb.) ile doktora başvurabilir. 6 Diyabetim ve Ben Diyabet Bulguları Nelerdir ? Hastaların %80’inde hiçbir şikayet olmayabilir. Kanda yeterli insülin bulunmadığı veya insülin etkisi olmadığı durumlarda kanda glukoz miktarı yükselir, idrarda glukoz çıkmaya başlar. İdrarla bol su ve tuz kaybı gelişir. Ayrıca pankreastan salgılanan insülin, vücut için çok önemli olan protein ve yağların, sonradan enerji olarak kullanılması için depolanmasını sağlar. İnsülin eksikliğinde protein ve yağlar da tükenir. Bu sebeple kilo kaybı, kaslarda erime ve halsizlik belirir. Ancak; Tip 2 diyabetik kişide insülin kanda bir miktar bulunduğundan belirgin şikayetler ortaya çıkmayabilir. Hatta çoğu kişinin diyabetik olduğu rastlantısal yapılan kan şeker tahlilleri sırasında saptanır. Diyabetikler şu şikayetlerle doktora gelebilir : • Yorgunluk, halsizlik, kilo kaybı. • Cilt yaralarının geç kapanması, zor iyileşmesi. • Sık sık enfeksiyon gelişmesi. • Kuru ve kaşıntılı cilt. • Sık idrar yapma, ağız kuruluğu, çok su içme. • Kadınlarda mantar hastalıkları. • Açlık hissi ve çok yemek yeme. • Bulanık görme. • Ellerde ve ayaklarda uyuşma. • Cinsel sorunlar. 7 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 19 İyileşmeyen yaralar diyabetin habercisi olabilir. Uzun süre yüksek seyreden kan şekeri sebebiyle kaslarda erime olabilir. Tip 1 diyabette ise, vücutta insülin hiç bulunmadığında kanda şeker hızla artar ve şikayetler de belirgin şekilde hızla belirir. Birden bire kilo kaybı, çok idrara çıkma ve çok susama, acıkma hissi, halsizlik görülür. Şikayetler ciddiye alınmaz ise, hasta kendini kaybeder ve komaya girebilir. Yukarıda sayılan şikayetler, ailenizde diyabet öyküsü varsa veya rastgele ölçtürdüğünüz açlık kan şekeriniz sınırda çıkmış ise, doktorunuz sizden açlık ve tokluk kan şekeri, idrar testi veya şeker yükleme testi yapmanızı isteyebilir. 2. KİMLER DİYABET İÇİN TARANMALIDIR? Tüm yetişkinler demografik ve klinik özelliklerine uygun olarak tip 2 diyabet risk faktörleri açısından değerlendirilmelidir. 8 Diyabetim ve Ben Obez veya kilolu (BKİ ≥25 kg/m2) ve özellikle elma tipi şişmalığı (bel çevresi kadında >88 cm, erkekte >102 cm) olan kişilerde, 45 yaşından itibaren, 3 yılda bir, tercihen açlık kan şekeri ile diyabet taraması yapılmalıdır. Fazla kilolu BKİ ≥25 kg/m2 olan kişilerin, aşağıdaki risk gruplarından birine mensup olmaları halinde, daha genç yaşlardan itibaren ve daha sık açlık kan şekeri ve oral glukoz tolerans testi ile araştırılmaları gerekir. 1.Birinci derece yakınlarında diyabet bulunan kişiler. 2.Diyabet sıklığı yüksek etnik gruplara mensup kişiler. 3.İri bebek doğuran veya daha önce gebelikle ilişkili diyabet tanısı almış kadınlar. 4.Hipertansiyonu olan bireyler (kan basıncı: KB ≥140/90 mmHg). 5.Lipid düzeylerinde bozukluğu olan kişiler (HDLkolesterol ≤35 mg/dl veya trigliserid ≥250 mg/dl). 6.Daha önce bozulmuş açlık glukozu veya bozulmuş glukoz toleransı saptanan bireyler. 7.Polikistik over sendromu (PKOS) olan kadınlar. 8.İnsülin direnci ile ilgili klinik hastalığı veya bulguları bulunan kişiler. 9 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 19 9.Koroner, periferik veya serebral vasküler hastalığı bulunanlar. 10.Düşük doğum tartılı doğan kişiler. 11.Fizik aktivitesi düşük olan kişiler. 12.Doymuş yağlardan zengin ve posa miktarı düşük beslenme alışkanlıkları olanlar. 13.Şizofreni hastaları ve atipik antipsikotik ilaç kullanan kişiler. AKŞ 100-125 mg/dl olan kişilere OGTT (Oral Glukoz Tolerans Testi) uygulanmalı ve 2. saat kan şekerine göre değerlendirilmelidir. 3. DİYABET TANISI NASIL KONUR? Diyabetin klasik şikayetleri (çok su içme, çok idrara çıkma) ile birlikte rastgele bir zamanda bakılan kan şekerinin 200 mg/dl’nin üzerinde olması. Açlık kan şekeri (en az 8 saatlik açlığı takiben) ≥ 126 mg/dl olması. Oral glukoz tolerans testinde 2. saat kan şekerinin ≥ 200 mg/dl olması. Bu 3 kriterden herhangi birinin en az 2 kez tekrarlanması gerekir. 10 Diyabetim ve Ben Tartışmalı olmakla beraber HbA1c düzeyinin de %6,5’un üzerinde olması da diyabet tanısında yakın dönemde kullanıma girmeye başlamıştır. Açlık kan şekerinin 100-125 mg/dl arasında olmasına bozulmuş açlık glukozu, OGTT’de 2. saat kan şekerinin 140-199 mg/dl arasında olması durumunda bozulmuş glukoz toleransından söz edilir. 4. DİYABETTE GELİŞEN BOZUKLUKLAR Şeker hastalığı yani diyabet, ömür boyu süren bir hastalıktır. Kontrolsüz şeker hastalığı bazı sakıncalara yol açar. Kısa dönemde kan şekerinin fazla yükselmesi veya düşmesi bilincimizi yitirmeye kadar giden koma durumu yaratırken; uzun dönemde tüm organlarımızda hasarlara yol açar. Küçük damarlardaki hasarlanmalar gözleri, böbrekleri, sinirleri etkilerken; büyük damarlardaki hasarlanmalar ise kalbi, beyni, bacakları ve ayakları etkiler. Bu hasarların oluşmaması için yapmanız gereken, kan şekerlerinizi açlıkta ve toklukta normal sınırlar altında tutmaktır. 5. DİYABETTE ANİ GELİŞEN BOZUKLUKLAR Kan Şekerinin Düşmesi (Hipoglisemi) Kan şekerinin aşırı düşmesine denir. Kan şekeriniz %70 mg altına indiğinde hipoglisemi bulguları ortaya çıkar. Kan şekeri düşüklüğünün belirtileri terleme, yorgunluk, açlık hissi, baş ağrısı, çarpıntı, bulanık görme ve dikkat bozukluğudur. Eğer bu şikayetler varsa, kan şekeri hemen glukometre (parmak ucundan alınan bir damla kan ile 5-30 saniye içinde şekeri ölçen cihaz) ile ölçülmelidir. Kan şeker düşüklüğü tedavi edilmez ise, bilinç yiter ve hastada koma hali oluşur. 11 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 19 Kan şeker düşüklüğü (hipoglisemi) tehlikeli ve hemen tedavi edilmesi gereken acil bir durumdur. Hipoglisemi esnasında yapılması gerekenler Hipoglisemi mutlaka tedavi edilmesi gereken çok acil bir durumdur. Eğer farkına varılmaz ise, beyin hasarına ve yaşamın yitirilmesine neden olabilir. Eğer bilinciniz açık ve hipoglisemi geliştiğini fark ediyor iseniz, yapmanız gereken ağızdan şeker içeren bir şeyler yemektir. Bunlar suda eritilmiş 2-3 adet küçük kesme şeker veya suda eritilmiş 2 tatlı kaşığı toz şeker veya 1 büyük çay bardağı meyve suyu veya kuru üzüm yemektir. Bunlarla 15 dakika içinde düzelme olmaz ise, aldığınız şekerli besini tekrarlayın. Bilinci kapanan hastaya ancak yakınları yardımcı olabilir. Ya hemen acil servise hastayı götürmeli 12 Diyabetim ve Ben ya da hasta yakınlarına böyle zamanlarda kas içine 1 mg glukagon yapılması öğretilmelidir. Bu sebeple yakınlarınız ve çalışma arkadaşlarınız da bu konuda bilgilendirilmelidir. Kan şekerinizin düşmesinin sebebi insülin veya hap dozunuzun fazla gelmesi, az yemek yeme, öğün atlama, fazla egzersiz, alkol kullanmanız olabilir. Kan Şekerinin Yükselmesi Kan şekerinin normalden yüksek olmasına hiperglisemi denir. Eğer kan şekeri ölçme cihazınız ile kan şekerinizi takip etmezseniz, kan şekerinizin giderek arttığının farkına varamazsınız. Ancak her zamankinden daha fazla su içiyor, fazla idrara çıkıyor ve fazla yemek yiyorsanız, deride kuruma-kaşıntı, halsizlik-yorgunluk, yaralarda geç kapanma belirmişse kan şekeriniz yükselmiş olabilir. Kan şekerinizin yükselmesinin nedeni, insülin veya hap dozunuzun az gelmesi, fazla yemek yeme, az egzersiz yapmanız, stres, travmaya (yaralanma, zedelenme, hasarlanma) maruz kalmanız olabilir. Yetersiz insülin uygulayan veya enfeksiyon durumu olan Tip 1 diyabetlilerde kan şeker yüksekliği tedavi edilmez ise, ketoasidoz komasına neden olur. Susuzluk, iştahsızlık, bulantı-kusma beliren hastanın soluğunda aseton kokusu belirir. Acil servise başvurulması gereken bir durumdur. Bu durumun erken tanısını evinizde idrarda keton arayarak koyabilirsiniz. Bu durumda insülin dozunuzu ve aldığınız su miktarını artırarak yine doktorunuza başvurmalısınız. 13 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 19 Hiperglisemi esnasında yapılması gerekenler İlaçlarınızı doktorunuzun önerdiği dozda ve zamanında alın. Diyetinize dikkat edin. Düzenli egzersiz yapın. Her gün kan şeker takibinizi yapın. Bunlara rağmen kan şekerinizi kontrol altına alamıyor iseniz, doktorunuza başvurun. Ani bir hastalık sırasında yapması gerekenler Ani bir hastalık anında kan şekeriniz giderek yükselecektir. Bu sebeple hastalık durumlarında kan şeker takiplerinizin sıklığını artırarak, şeker düşürücü ilaçlarınızın dozunu artırmalısınız. 6. DİYABETİN UZUN DÖNEMDE VÜCUDTA OLUŞTURDUĞU BOZUKLUKLAR Göz Hasarlanması ve Göz Kontrolleri Diyabet erişkinlerde körlüğün en sık sebebidir. Kontrolsüz şeker hastalığı, gözün arka tarafında yer alan retina adı verilen ağsı tabakayı etkileyerek hasara yol açar. Doktorunuz bu bölgeyi, arka tabakayı rahat görmeyi sağlayan bir göz damlası damlatıp göz bebeğinizi büyüterek, bir çeşit büyüteç ile inceler. Burada incelenen göz dibinde yer alan damarlardır. Bu damarlardaki düzensizlikler ve balonlaşmalar göz içi kanamalarına yol açar. Böylece görmede kayıp ortaya 14 Diyabetim ve Ben çıkar. Göz doktorunuz tarafından göz damarlarını gösteren anjiografi yapılır. Anjiografi, göz dibi ve damarlarının renkli madde verilerek çekilen resmidir. Göz dibi bulgularına göre, gereğinde laser tedavisi uygulanabilir. Laser tedavisi ile kanamaya eğilimli damar yakılarak tedavi edilir. Göz dibi doktor tarafından kontrol edilen diyabetik hasta görülüyor. Bunun dışında (göz merceğinin saydamlığını kaybetmesi) yani, katarakt gelişimi de diyabetlide sık rastlanır. Katarakt gelişimi de görmenizi azaltabilir. Erken yaşta katarakt gelişenlerde, diyabet araştırılmalıdır. Bu yüzden gözlerinizi yılda en az 1 kez göz doktorunuza kontrol ettirmelisiniz. Eğer sorun varsa, kontrol sıklığı size doktorunuz tarafından belirtilecektir. 15 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 19 Gözünde katarakt gelişmiş bir diyabetik hasta görülüyor. Anjiografi ile normal göz dibi görülüyor. Diyabetik hastanın gözü içinde gelişen kanama görülüyor. 16 Diyabetim ve Ben Böbrek Hasarlanması ve Yapılması Gerekenler Şeker hastalığı böbreklerinize hasar verebilir. Tıp dilinde buna diyabete bağlı nefropati (böbrek hastalığı) veya diyabetik nefropati denir. Böbrek ve böbrek içinde şeker hastalığından etkilenen glomerül denilen yapı görülüyor. Böbrek hasarının en erken ve tedavi ile geri dönebilen belirtisi, idrarda albümin çıkarılmasının çok az düzeyde iken mikro albüminüri ölçülmesidir. Bunu ölçüm çubukları ile evinizde kendiniz kolayca değerlendirebilirsiniz. Yılda en az 2 kez bu ölçümü yapmalısınız. Eğer mikroalbüminüri pozitif saptanırsa doktorunuza başvurmalısınız. Doktorunuz idrarda çıkan protein miktarını ölçmek için 24 saatlik idrar biriktirmenizi isteyecektir. Normal olarak idrarda, 24 saatte 30 mg’dan az protein çıkmalıdır. 17 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 19 Mikral test (idrarda protein aranması) ve idrarda bakısı Kan basıncınızı her gün kontrol etmelisiniz. 18 Diyabetim ve Ben Mikroalbüminüri bulunmuş ise (24 saatlik idrarda 30300 mg protein çıkışı), tansiyon yüksekliğiniz de varsa kontrol altına alınmalı ve aldığınız protein miktarını azaltmalısınız. Sıkı kan şeker kontrolü yanında, doktorunuz size böbrek hasarını azaltan bir tansiyon ilacı başlayabilir. Kan basıncınız mutlaka 130/80 mmHg altında olmalıdır. Takip sıklığını yılda 3-4 keze çıkarmalısınız. Böbrek hasarı ilerler ve tedavi edilmez ise, böbrek yetmezliği gelişebilir. Son dönem böbrek yetmezliğinde diyaliz gerekebilir. Diyalize bağlanan böbrek yetmezliği gelişmiş bir diyabetik hasta ve diyaliz makinesi görülüyor. 19 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 19 Sinirlerin Hasarlanması ve Kontrolleri Şeker hastalığı birçok dokuda olduğu gibi sinirlere de zarar verebilir. Buna diyabetik nöropati denir. Sıklıkla ayaklarda ve bacaklarda çift taraflı karıncalanma, uyuşma, yanma, üşüme ve geceleri artan ağrı şikayeti belirir. Kusmalar, ayağa ani kalkışlarda tansiyon düşüklüğü, idrar yapmada zorluk, erkeklerde iktidarsızlık gelişebilir. Ancak sinir uçlarındaki duyu kusuru sonucu ayaklarda yara açılması önemli sonuçlar doğurur. Ayak sinirlerinin hasarlanmasına bağlı gelişmiş ayak yarası gözleniyor. Diyabete bağlı gelişen sinir hasarlanması sonucu ayağın şekli bozulur. 20 Diyabetim ve Ben Bu açıdan yılda 1 kez nörolojik muayenenizi yaptırmalısınız. Doktorunuz gereğinde sizden EMG denilen testi isteyecektir. En çok yapılan hata üşüyen ayakları ısıtmak için ısıtıcı kullanılmasıdır. Bu durumda sinir hasarlanması sebebiyle ağrı hissi azalan diyabetli kişide, farkına varılmayan derin yanıklar oluşabilir. Ayaklarınızı ısıtmak için yünlü çorap giymeyi tercih edin. Kalp Kontrolleri Diyabetli kişilerde kalp hastalığı gelişme olasılığı daha fazladır. Şeker hastalığında kalp damarlarında hasar ağrısız ilerleyebilir. Sonuçta farkına varılmadan kalp krizi gelişebilir. Bu hayatı tehdit eden bir durumdur. Bu sebeple yılda en az 1 kez EKG kontrolü yaptırmalısınız. Doktorunuz bunu yeterli görmez ise, sizden bir band üzerinde koşturularak yapılan eforlu EKG çekimini isteyebilir. Kalp hastalığı riskinizi azaltmak için, kan şekerini ve kan yağlarını kontrol altına almak yanında kesinlikle sigara kullanmamalı, sağlıklı beslenip, düzenli egzersiz yapmalısınız. 21 EÜ Tıp Fakültesi Halk Kitapları Sağlık Serisi ~ 19 Diyabetik hasta yılda en az 1 kez EKG kontrolünden geçmelidir. Damarda kolesterol birikimine bağlı gelişen ateroskleroz görülüyor. 22 Diyabetim ve Ben 7. DİYABETİK AYAK Ayakların önemi ve her gün kontrolü Ayaklarda yara açılması, şeker hastasının hastaneye yatma sebeplerinden biridir. Hayatı tehdit edici sonuçlar oluşabilir ve yaşam kalitesini düşürür. Olay kontrol altına alınamaz ise, ayak kaybı dışında ilerleyerek olumsuz sonuçlar doğabilir. Bu sebeple sıkı kan şekeri kontrolü ile birlikte, ayak bakımına özen göstermelisiniz. Ayaklarınızı her gün kontrol etmelisiniz. Ayak sırtı, tabanı ve parmak aralarını dikkatlice incelemelisiniz. Gereğinde ayak tabanını bir ayna yardımı ile kontrol etmelisiniz. Ayakların günlük hijyenik bakımı Ayaklarınızı her gün ılık sabunlu su ile yıkayın. Yıkama sonrası ayaklarınızı ve özellikle parmak aralarını iyice kurulayın. Cildiniz kuru ise, vazelin veya lanolinli losyonlar kullanın. Ayaklarda aşırı terleme varsa, pudralayın. Mantar enfeksiyonu varsa, mutlaka bir deri hastalıkları uzmanına danışarak tedavi ettirin. 23 Diyabetim ve Ben Not: 67 Yayımlanmış Kitaplarımız Hipertansiyon Osteoporoz (Kemik Erimesi) Düşmeler ve Önlenmesi Obezite Meme Kanseri Cerrahisine Bağlı Lenfödem Yayımlanmış Kitaplarımız Kan Yağları ve Kalbimiz Her Yaş İçin Spor ve Sağlık Diyabetik Ayak Sağlıklı Beslenme Varis Yayımlanmış Kitaplarımız Göğüs Ağrısı, Kalp Krizi, Aspirin Kullanımı Herediter Anjioödem Kanın Pıhtılaşmasını Önleyen İlaçlar ve Kalbiniz, Atriyal Fibrilasyonlu Yaşam Kalp Yetersizliği ile Yaşamak, Kalp Pili İle Yaşamak, Kalp İlaçlarını Nasıl Kullanalım Kalp Hastalığında Cinsel Yaşam/Şeker Hastalığı/ İnme Teşhis ve Ameliyatsız Tedavi Yayımlanmış Kitaplarımız Mitral Kapak Sarkması Nedir? Koroner Arter Baypas Ameliyatınız, Kalp Kapağı Ameliyatınız Damar Sertliği ve Risk Faktörleri Guatr ve Tiroid Hastalıkları Diyabetim ve Ben Yayıma Hazırlanan Kitaplarımız Çocuklarda Yanık ve Korunma Yolları