FELAKET BÖLGELERİNDE RUHSAL RAHATSIZLIKLARIN ÖNLENMESİ, TEŞHİS VE TEDAVİSİ (KRİZ VE SONRASINDA YAPILACAKLAR) GİRİŞ: “Felaket halleri”, kurtulanlarda, yakın bölgelerde yaşayanlarda ve hatta kurtarıcılarda ve de karar makamlarında bulunanlarda; A) Kişilerin güvenliği B) Ruhsal sağlıkları ve C) Toplum Düzeni açısından tehlikeli olabilecek, “uygun olmayan” tepkiler doğurur..! Felaket halinin tanımı: Felaket, yıkıcı bir olayın, çok sayıda kurbana neden olarak, oluşturduğu büyük maddi hasar ile yerel yardım imkanlarını aşması ve önemli bir toplumsal düzensizlik oluşturmasını tanımlar. Ruhsal etkileri: Tüm felaketzedeler, bedensel yaraları olsun ya da olmasın, birer “ruhsal yaralı” olarak psikolojik yardıma ihtiyaç duyarlar. Aynı şekilde felaketten doğrudan etkilenmemiş bile olsalar, felaketzede yakınları, kurtarıcılar, gönüllüler, sağlık ekipleri, karar makamlarında bulunanlar da yoğun duygusal şok altında kalacaklarından değişik ölçülerde olağandışı ruhsal tepkiler vereceklerdir. Bu ruhsal tepkilerin belirtileri, felaket anından itibaren aşağıdaki sıra ile ortaya çıkarlar: 1. FELAKET ANINDA KİŞİDEKİ BELİRTİLER: Birey istemi dışında, refleks olarak kendisini korumaya yönelik bir biolojik, fizyolojik ve psikolojik tepki verir, buna “Stress” denir. Felaket halinde, (bazı araştırmalara göre) toplumun %15’de normal stress davranışı, yine %15’de uyumsuz stress davranışı ve %70’de de o anda normal görünen ancak en ufak bir olayda ya da panik tohumu ekildiğinde uyumsuz hal alacak bir tepki oluşur. Normal stress davranışı: Bireyin uyanıklık ve durumu değerlendirme yetileri artarak kararsızlık ve bekleme halinden karar alma durumuna geçer ve kendisini veya bir başkasını tehlikeden kurtaracak davranışları sergiler. Önemli ruhsal enerji harcatması nedeniyle ardından duygusal ve bedensel boşalma, bitkinlik gelir. Ağlama, bağırma, saldırganlık, titreme, kusma, acil tuvalet ihtiyacı gibi belirtiler felaketzedelerde görülecektir, aynı zamanda kurtarıcı ve karar makamlarında bulunanlarda da bu belirtiler oluşabilir. Tüm bedensel yaralılar aynı zamanda ruhsal yaralıdır, ruhsal dirençlerinin tamamen tükenmesi ile bedensel tükenişe sürüklenirler. Uyumsuz stress davranışı: Şaşkınlık, taşkınlık, panik halinde kaçış ve otomatik bilinçsiz hareketlerdir. Nevropatik ve psikotik tepkiler: Nevrotiklerin kaygı, korku tepkileri artacaktır. Taşkınlık, şuursuz olarak felaket alanında gezinmeler de görülecektir. Ender de olsa şizofreni başlangıcı görülebilir. 1 2. FELAKETİN HEMEN ARDINDAN KİŞİDE ORTAYA ÇIKAN RAHATSIZLIKLAR: Stress davranışları ister normal, ister uyumsuz, isterse nevrotik karakterde olsun geçicidir, iz bırakmaz. Kazazedelerde ve kurtarıcılarında, anksiyete ve depresif bozukluklar ortaya çıkabilir. Bunların belirtileri arasında, dış dünyayı bir sis ardında gibi algılamak, yakın olayların bir kısmını hatırlamamak, uyuşukluk veya kopma hissi, duygusuzluk, kaygı, bunalma vardır. Kimilerinde ise ruhsal trauma belirtileri görülecektir. Bunlar, felaket anını tekrar tekrar yaşamak, uykuya dalma zorluğu, tekrarlayan kabuslar, beklenti hali, etrafla ilişkide değişiklikler, içine kapanma, konuşmama ve hiddetlenmelerdir. Böyle bir süreçte traumanın mı çözümlendiği yoksa bir nevrotik bozukluğun mu yerleştiği sorgulanmalıdır. Felaketin hemen ardından oluşan bu rahatsızlıklar genellikle birkaç gün ile birkaç hafta arasında silinirler. 3. UZUN SÜREN KRONİK PSİKOTRAUMATİK SENDROMLAR: Bu belirtiler kişilerde hemen değil, birkaç günle birkaç ay arasında değişen bir süreden sonra ortaya çıkarlar. Tekrarlama sendromu, ruhsal rahatsızlıklar, çeşitli bedensel, psikosomatik hastalıklar ortaya çıkar. TEDAVİ İLKELERİ: Tıpkı bedensel yaralılara olduğu gibi ruhsal yaralılara da hemen orada, felaket mahallinde yardım edilmelidir. Bu sayede ruhsal rahatsızlıkların yerleşmesi büyük ölçüde engellenir. Temel ilke, sorgulayıcı olmayan, anlamaya ve güvence vermeye dayanan bir üslup kullanarak felaketzede ile ilişki kurmaktır. Israrcı olunmamalıdır, bazen kişi o an kendi başına kalmak ister. Felaketzedenin, hissedebilecekleri hakkında kısa olarak bilgilendirilmesi, felaketin hemen ardından oluşan ruhsal rahatsızlıkları ile başa çıkmasını ve psikolojik destek talep etmesini kolaylaştırır. Gerekiyorsa benzodiazepin veya düşük doz nöroleptik ile felaketzedede ruhsal sakinlik sağlanır. Hastane ortamında görevli psikiyatrist sadece ruhsal şikayetle kendisine başvuranları değil, tüm yaralı felaketzedeleri muayene etmelidir. Tedavinin esası yaşanmış ruhsal deneyimi kişiye anlattırmaktır: “Gördüğünüzü değil, hissettiklerinizi anlatın..”. Grup terapileri ve gerektiğinde de analitik-bireysel tedavi önerilecektir. Felaket mahalinde çalışmış olan kurtarma personeli ve sağlık ekipleri de küçük gruplar halinde terapist tarafından dinlenilmeli ve yaşadıkları ruhsal deneyim anlattırılmalıdır (debriefing). Uzm. Dr. A. Selim Başarır 20 Ağustos 1999 (Ulusal Medyaya Acil Olarak Ulaştırılmış Metin) 2 EK: Toplumun ruh sağlığını korumak için: Kriz masalarında ruh sağlığı uzmanları ve klinik psikologlar derhal görevlendirilmelidir. Toplum sık ve düzenli olarak bilgilendirilerek güvence verilmelidir, böylece söylentilerin önü alınmış olur, panik ve terkedilmişlik duygusu önlenir. Felaketzedeler hiç değilse çadır kentlere olmak üzere felaket alanının dışına çıkartılmalıdır. Medya, yayınlarında yaşanmış olanı tekrar tekrar sunmaktan, yani kişilere felaketi ruhsal olarak tekrar yaşatmaktan mutlaka kaçınmalıdır. Felaketten ruhsal veya bedensel zarar görmüş olanların benliklerindeki yas ve onarma sürecine mutlak saygı gösterilmelidir. 3