ÞÝRBÎNÎ, Hatîb adlý eserine yazdýðý þerh ile bunun üzerine Hasan b. Muhammed el-Attâr’ýn kaleme aldýðý hâþiyenin ibarelerini açýklamaktadýr (I-II, Kahire 1316, 1358). 5. Tašrîr £alâ ¥âþiyeti £Abdil¼akîm £ale’l-Æu¹b £ale’þ-Þemsiyye. Seyyid Þerîf el-Cürcânî’nin Kutbüddin er-Râzî’ye ait Þer¼u’þ-Þemsiyye’ye yazdýðý hâþiye üzerine Siyâlkûtî’nin kaleme aldýðý hâþiyenin ta‘likatýdýr (Kahire 1328). 6. Tašrîr £alâ Þer¼i’l-Æuþcî £alâ Risâleti’l-£AŠud fi’l-va²£ (Dârü’l-kütübi’l-Mýsriyye, nr. 5201 h.). Þirbînî’nin kaynaklarda adý geçen diðer eserleri de þunlardýr: Tašrîr £alâ ¥âþiyeti £Abdil¼akîm £ale’l-£Ašåßid, Tašrîr £ale’l-Üþmûnî, Tašyîdât £alâ þer¼i’l-Celâl el-Ma¼allî £ale’lMinhâci’l-fýšhî, Tašyîdât £alâ þer¼i’lÆas¹allânî £ale’l-BuÅârî, ¥âþiye £alâ Øa¼î¼i’l-BuÅârî. BÝBLÝYOGRAFYA : Serkîs, Mu£cem, I, 486, 1003, 1110; Zekî M. Mücâhid, el-A£lâmü’þ-þaršýyye, Kahire 1369/1950, II, 122-123; Fuâd Seyyid, Fihrisü’l-maŹû¹ât, Kahire 1380/1961, I, 175; Ahmed Þelebî – Ahmed el-Havfî, “et-Terbiye ve’t-ta.lîm”, el-Ezher: TârîÅuh ve te¹avvürüh, Kahire, ts., s. 259-261; M. Abdülalîm Hüseyin, “Meþyepatü’l-Ezheri’þ-þerîf”, el-Ezherü’þ-þerîf fî £îdihi’l-elfî, Kahire, ts. (elHey’etü’l-Mýsriyyetü’l-âmme li’l-kitâb), s. 252; ÞüyûÅu’l-Ezher, Kahire, ts. (Vizâretü’l-i‘lâm), s. 31; Abdülhay el-Kettânî, Fihrisü’l-fehâris, I, 132, 376, 516; II, 663, 703, 933, 1066, 1103; Âyide Ýbrâhim Nusayr, el-Kütübü’l-£Arabiyyetü’lletî nüþiret fî Mý½r beyne £âmey 1900-1925, Kahire 1983, s. 14, 283, 386; M. Abdülmün‘im Hafâcî, el-Ezher fî elf £âm, Beyrut 1408/1988, I, 252, 255; Ahmed Teymûr, A£yânü’l-šarni’r-râbi £ £aþer, Sûse 1988, s. 66-67; Muhyiddin et-Tu‘mî, en-Nûrü’lebher fî ¹abašåti þüyûÅi’l-Câmi £i’l-Ezher, Beyrut 1412/1992, s. 72; Abdullah Muhammed elHabeþî, Câmi £u’þ-þürû¼ ve’l-¼avâþî, Ebûzabî 1425/2004, I, 552, 630; II, 766, 1118; Ali el-Alevî, “eþ-Þirbînî, .Abdurrahmân b. Muhammed”, Mv.AU, XIV, 305-306. ÿAhmet Özel – — ÞÝRBÎNÎ, Hatîb ( *+א0À1) א Þemsüddîn Muhammed b. Ahmed el-Hatîb eþ-Þirbînî el-Kåhirî (ö. 977/1570) ˜ Þâfiî fakihi, müfessir ve dil âlimi. ™ Mýsýr’ýn Garbiye vilâyetine baðlý Þirbîn köyünde (günümüzde Dekahliye vilâyetine baðlý bir kaza) doðdu. Hayatý hakkýnda temel kaynak durumundaki Þa‘rânî ve Gazzî’nin eserlerinde (e¹-ªabašåtü’½-½u³râ, s. 112; el-Kevâkibü’s-sâßire, III, 79) doðum tarihi ve ailesi hakkýnda bilgi verilmez. Sonraki kaynaklarda babasýnýn adý Muhammed (Ýbnü’l-Ýmâd, VIII, 384) ve Abdurrah- man (Ýbnü’l-Gazzî, III, 161) þeklinde kaydedilmekle birlikte kendisi tefsirinin sonunda babasýnýn adýný Ahmed olarak vermektedir (es-Sirâcü’l-münîr, VIII, 481). 926’dan (1520) önceki bir tarihte tahsil için Kahire’ye gitti. Zekeriyyâ el-Ensârî, Þehâbeddin er-Remlî, Ahmed Amîre el-Burullusî, Nâsýrüddin el-Lekanî, Muhammed b. Sâlim et-Tablâvî, Cemâleddin es-Sâfî, Nûreddin el-Mahallî, Bedreddin el-Meþhedî ve Muhammed b. Abdurrahman en-Nüþeylî gibi âlimlere öðrencilik yaptý. Özellikle fýkýh, Arap dili ve tefsir alanlarýnda kendini iyi yetiþtirdi; fýkýhta daha çok Remlî’den yararlandý. Bütün hocalarýndan tedrîs ve fetva icâzeti alarak onlarýn saðlýðýnda ders ve fetvâ vermeye baþladý. 959 (1552) yýlý baþlarý ve 961 (1553-54) baþlarýnda Medine’ye gittiðini kaydeden Þirbînî muhtemelen her ikisinde de yýl boyunca orada kalýp hac sonrasý Kahire’ye döndü. 962’de (1555) Bîmâristânü’l-Mansûrî Külliyesi’nde (el-Mâristânü’l-kebîr el-Mansûrî) tefsir hocalýðýna tayin edildi. Öðrencileri arasýnda oðlu Zeynüddin Abdurrahman’ýn yaný sýra Muhammed el-Kasrî, Zeynüddin Abdurrahman b. Yûsuf el-Buhûtî ve Muhammed b. Yûsuf Ýbnü’l-Muammer elBetâîhî’nin adý anýlýr. Þirbînî 2 Þâban 977 (10 Ocak 1570) tarihinde Kahire’de vefat etti. Kabri Karâfetülmücâvirîn’dedir. Hatîb lakabýný el-Câmiu’l-Ezher’de hatiplik görevinde bulunmasýndan dolayý aldýðý nakledilir (Büceyrimî, I, 11). Hocasý Þehâbeddin er-Remlî’nin kendisinden hatip diye söz etmesi (Þa‘rânî, e¹-ªabašåtü’½-½u³râ, s. 67), öðrencilik yýllarýnda da bu görevi üstlendiðini veya Kahire’ye gelmeden önce Þirbîn Camii’nde hatiplik yapmýþ olabileceðini düþündürmektedir. Nitekim XIX. yüzyýlda Þirbîn’de onun adýyla anýlan bir cami bulunmaktaydý (Ali Paþa Mübârek, XII, 338). Þirbînî ilmî þahsiyeti kadar ibadet ve zühd hayatýndaki titizliði, güzel ahlâký ve mütevazi kiþiliðiyle dikkat çekmiþtir. Yakýn arkadaþý ve dostu Þa‘rânî’nin verdiði bilgiye göre yöneticilerden ve kadýlardan uzak durur, hatta çoðunu tanýmaz ve resmî görevlere iltifat etmezdi. Þirbînî, özellikle el-Câmiu’l-Ezher baþta olmak üzere Kahire medreselerinde fýkýh ve Arap dili sahasýnda ders kitabý olarak okutulan temel eserler üzerine yazdýðý þerh ve hâþiyeleriyle tanýnýr. Þeyhayn (Nevevî ve Râfiî) sonrasý müteahhirîn dönemi Þâfiî fýkhýnýn geliþmesinde Þirbînî’nin çalýþmalarýnýn önemli bir yeri vardýr. Bilhassa Nevevî’nin Minhâcü’¹-¹âlibîn adlý eserine yazdýðý Mu³ni’l-mu¼tâc, Ýbn Hacer el-Hey- temî ve Þemseddin er-Remlî’nin þerhlerinden sonra en çok tutulan þerh olup Osmanlý devri Þâfiî fakihlerince esas alýnan temel kaynaklardandýr. Müteahhirîn devri Þâfiî fetva usulünde Þirbînî’nin Mu³ni’lmu¼tâc’daki tercihlerinin, genellikle Ýbn Hacer el-Heytemî ve Þemseddin er-Remlî’nin Minhâc þerhleriyle Zekeriyyâ el-Ensârî’nin Þer¼u’l-Behce ve Þer¼u’l-Menhec’inden sonra geldiði kabul edilir (Alevî b. Ahmed es-Sekkaf, s. 37; Kavâsimî, s. 414-415). Söz konusu eserler arasýnda bir tercih sýralamasý olmadýðý ve müftünün dilediðini fetvaya esas alabileceði de söylenmiþtir (Ahmed Meykarî, s. 628-629; M. Ýbrâhim Ahmed, s. 135-136). Dönemin önde gelen mutasavvýflarýndan Þa‘rânî, Ezher ulemâsýnýn aðýr tenkitlerine mâruz kaldýðýnda onu savunup destekleyenler arasýnda Þirbînî de bulunuyordu. Ancak Münâvî onun sûfîlerle iliþkileri hakkýnda olumlu þeyler söylemez. Eserleri. A) Fýkýh. 1. Mu³ni’l-mu¼tâc ilâ ma£rifeti me£ânî elfâ¾i’l-Minhâc. Nevevî’nin Minhâcü’¹-¹âlibîn’i üzerine yazýlmýþ en önemli üç þerhten biri olan eser Ýbn Hacer el-Heytemî’nin Tu¼fetü’l-mu¼tâc’ýndan sonra, Þemseddin er-Remlî’nin Nihâyetü’l-mu¼tâc’ýndan önce 959-963 (1552-1556) yýllarý arasýnda kaleme alýnmýþtýr. Þirbînî’nin daha önceki Minhâc þerhlerinden faydalanarak meydana getirdiði, Bedreddin Ýbn Kadî Þühbe’nin þerhiyle hocalarýndan Zekeriyyâ el-Ensârî’nin eserlerine (“þeyhunâ” ifadesiyle) ve Þehâbeddin er-Remlî’nin görüþlerine (“þeyhî” ifadesiyle) sýk sýk atýfta bulunduðu eser daha çok tutulan Nihâyetü’l-mu¼tâc’a kaynak teþkil etmiþtir (Alevî b. Ahmed es-Sekkaf, s. 41; Ahmed Meykarî, s. 629, 653). Müellifin, büyük ölçüde Nevevî’nin tercihlerine baðlý kalarak bu görüþlerin delillerine iþaret etmekle birlikte kendi tercihlerini de ortaya koyduðu, farklý mezhep görüþlerinin tartýþmasýna ve fazla ayrýntýya girmeden kaleme aldýðý bu þerh birçok defa yayýmlanmýþtýr (Bulak 1293; Kahire 1298, 1303, 1308, 1329, 1377/1958; nþr. Ali M. Muavvaz – Âdil Ahmed Abdülmevcûd, Beyrut 1994, 2006; nþr. Muhammed Halîl Aytânî, Beyrut 1997, 2004; nþr. Muhammed Cemîl Attâr, Beyrut 2004, Cevbelî Ýbrâhim’in ta‘likiyle birlikte). Eserin Soner Duman tarafýndan yapýlan Türkçe tercümesi yayýmlanmaya baþlanmýþtýr (Ýstanbul 2009). 2. el-Ýšn⣠fî ¼alli elfâ¾i Ebî Þüc⣠(Þer¼u øåyeti’l-iÅti½âr). Ebû Þücâ‘ el-Ýsfahânî’nin el-MuÅta½ar’ýna yazýlmýþ önemli þerhlerdendir. Þirbînî’nin Þâfiî fýkhýna dair diðer üç þerhinden sonra kale- 189 ÞÝRBÎNÎ, Hatîb me aldýðý ve 972’de (1564) tamamladýðý bu eserin de çeþitli baskýlarý yapýlmýþtýr (Kahire 1284, 1293, 1307, 1929, 1940, 1951, 1972; Halep 1991; nþr. Ali M. Muavvaz – Âdil Ahmed Abdülmevcûd, Beyrut 1994; nþr. Ali Abdülhamîd Ebü’l-Hayr – Muhammed Vehbî Süleyman, Beyrut 1996). Önceleri el-Câmiu’l-Ezher’de ve 1950’li yýllarda Ezher Lisesi’nde okutulan ders kitaplarýndandý (Ali Paþa Mübârek, IV, 64; el-Ezher, s. 293, 298). Eserin Ahmed b. Ahmed el-Kalyûbî, Ebü’l-Feyz Abdurrahman b. Yûsuf el-Üchûrî, Ýsmâil b. Abdurrahman elBilbîsî, Ahmed b. Ahmed es-Sücâî, Ezher þeyhi Ýbrâhim b. Muhammed el-Birmâvî (Bulak 1287, 1296), Abdullah b. Muhammed en-Neberâvî (Bulak 1289), Hasan b. Ali el-Medâbigý ve Süleyman el-Büceyrimî tarafýndan yazýlan hâþiyeleri arasýnda en çok tanýnaný Büceyrimî’nin Tu¼fetü’l-¼abîb’i ile (Bulak 1284; Kahire 1310, 1951; Beyrut 1978, 1996, 2000) Medâbigý’nin Kifâyetü’l-lebîb’idir (Bulak 1291; Kahire 1283, 1307, 1326). 3. Þer¼u’t-Tenbîh. Müellifin ilk eseri olup Ebû Ýshak eþ-Þîrâzî’nin et-Tenbîh’i üzerine kaleme alýnmýþ en çok tutulan üç þerhten biridir. en-Necmü’¦-¦âšýb þer¼u Tenbîhi Ebî Ýs¼âš adýný taþýyan bir nüshasý Cambridge Üniversitesi Trinity College Kütüphanesi’nde bulunmaktadýr (Brockelmann, GAL Suppl., I, 670). 4. Þer¼u’l-Behceti’l-Verdiyye. Zeynüddin Ýbnü’l-Verdî’nin el-¥âvi’½-½a³¢r’e yazdýðý nazmýn þerhidir. Eserin adý Ezher Kütüphanesi katalogunda el-Mevâhibü’s-seniyye fî þer¼i’l-Behceti’lVerdiyye þeklinde kaydedilmekte, Dârü’lkütübi’l-Mýsriyye katalogunda ise bu isim Þemseddin er-Remlî’nin ayný eser üzerine yazdýðý þerhe nisbet edilmektedir (Fihrisü’l-kütübi’l-mevcûde bi’l-mektebeti’l-Ezheriyye, II, 622; el-Fihrisü’þ-þâmil, X, 747). 5. Menâsikü’l-¼ac. Þirbînî hac ve umre konusunda sýrasýyla büyük, orta ve küçük olmak üzere üç müstakil risâle kaleme almýþtýr. Bunlardan el-Menâsikü’l-kübrâ üzerine (954 tarihli müellif nüshasý: Ezher Ktp., nr. 39955 [2404]) Ebû Bekir b. Sâlim b. Ahmed Þeyhân el-Alevî (Muhibbî, I, 83) ve Muhammed b. Süleyman b. Hasebullah el-Mekkî (Bulak 1293; Kahire 1311), el-Menâsikü’½-½u³râ üzerine de (nþr. Mâcid Hamîd Hýrz Muhammedî, Beyrut 2006) Muhammed b. Ömer en-Nevevî (Fet¼u’lmücîb fî þer¼i MuÅta½ari’l-ƒa¹îb, Bulak 1276, 1292; Kahire 1297, 1298, 1306; Mekke 1316; Þer¼u’þ-ÞeyÅ Mu¼ammed Nûrî £alâ E¼assi Menâsiki’l-¼ac, Kahire 1327) tarafýndan hâþiyeler yazýlmýþtýr. 6. el-Bedrü’¹-¹âli£ fî ¼alli elfâ¾i Cem£i’l-cevâmi£. 190 Kaynaklarda söz edilmemekle birlikte Melik Suûd Üniversitesi Kütüphanesi’nde (nr. 1893/1) yazma nüshasý bulunan eserin Hatîb eþ-Þirbînî’ye ait olduðu anlaþýlmaktadýr (Fihrisü maŹû¹âti Câmi£ati’l-Melik esSu£ûd, VI, 9). 7. Fetâva’r-Remlî. Þehâbeddin er-Remlî’nin derslerinde özellikle az karþýlaþýlan meseleler hakkýndaki fetvalarý kaydetmesiyle tanýnan Þirbînî eserini bu fetvalardan derlemiþtir (Þa‘rânî, e¹-ªabašåtü’½-½u³râ, s. 67, 111; Gazzî, II, 119; III, 195; Hidîviyye Ktp., nr. 1709; yazma nüshalarý için ayrýca bk. Fihrisü’l-kütübi’lmevcûde bi’l-Mektebeti’l-Ezheriyye, II, 523, 560). Bazý çaðdaþ yazarlar, Nûreddin Ali et-Tantedâî tarafýndan Þirbînî’nin fetvalarýnýn derlendiðini kaydetseler de (Menâsikü’l-¼ac, neþredenin giriþi, s. 48), bu hata Gazzî’nin ifadesinin yanlýþ anlaþýlmasýndan kaynaklanmýþtýr. B) Tefsir. 1. es-Sirâcü’l-münîr fi’l-i£âne £alâ ma£rifeti ba£²ý me£ânî kelâmi rabbine’l-¼akîmi’l-Åabîr. Daha önce yazýlmýþ dirâyet ve rivayet tefsirlerine dayanarak eserini kaleme alan Þirbînî yalnýzca mütevâtir kýraatlere, sahih ve hasen hadislere, ihtilâflý konularda tercih edilen görüþlere ve âyetlerin anlaþýlmasý için gerekli olduðu ölçüde Arap dili kurallarýna yer verdiðini, bazý incelik ve nüktelere iþaret etmekle birlikte gereksiz ayrýntýlara girmeden orta boy bir tefsir yazdýðýný ifade eder (es-Sirâcü’l-münîr, I, 21-22; VIII, 480481). Ehl-i sünnet âlimlerince kaleme alýnmýþ önemli dirâyet tefsirleri arasýnda sayýlmakla birlikte rivayet ve kýssalara da sýkça yer verilen eserde sûre ve âyetler arasýndaki anlam iliþkileri üzerinde çok durulur. Þirbînî, fakih olmasýna raðmen ahkâm âyetlerinde konuyla ilgili fýkhî hükümlere ya hiç yer vermez ya da görüþleri özetle nakleder. Zaman zaman kaydettiði Ýsrâiliyat türü haberleri nübüvvet makamýna uygun düþmeyecek bilgiler içermediði sürece genellikle eleþtirmeden aktarýr. Büyük ölçüde Fahreddin er-Râzî’yi esas almakla birlikte Begavî, Zemahþerî ve Beyzâvî’nin tefsirlerine de sýkça baþvuran Þirbînî bu müfessirlere bazý tenkitler yöneltir. Özellikle Zemahþerî ve Beyzâvî’yi sûrelerle ilgili olarak naklettikleri fazilete dair hadisler sebebiyle eleþtirir; dokuzu hariç (Bakara, Nahl, Kehf, Secde, Duhân, Vâkýa, Zilzâl, Tekâsür ve Nâs) sûreler hakkýndaki bütün bu rivayetlerin uydurma olduðunu söyler. XIX. yüzyýlda el-Câmiu’l-Ezher’de tefsir derslerinde okutulan eser Ahmed Ýzzû Ýnâye ed-Dýmaþký (Beyrut 2004) ve Ýbrâhim Þemseddin (Beyrut 2004) tarafýndan neþredilmiþ, ihtiva ettiði Ýsrâiliyat haberleri konusunda Muhammed et-Tantâvî Cibrîl bir doktora tezi hazýrlamýþtýr (ed-DaÅîl fî tefsîri’s-Sirâci’l-münîr li’l-ƒa¹îb eþ-Þirbînî min evveli sûreti Sebeß ilâ âÅiri sûreti’nNâs, 1405/1995, el-Câmiatü’l-Ezher). 2. Mušaddime fi’l-kelâm £ale’l-besmele ve’l-¼amdele (nþr. Menâl Selâhaddin Azîz, Âfâšu’¦-¦ešåfe ve’t-türâ¦, LX [Muharrem 1429 / Ocak 2008], s. 171-196). C) Arap Dili ve Edebiyatý. 1. Nûrü’sseciyye fî ¼alli elfâ¾i’l-Âcurrûmiyye. Ýbn Âcurrûm’un nahve dair eserinin þerhidir. Abdullah b. Abdülazîz b. Süleyman et-Tarîký’nin üzerinde yüksek lisans tezi hazýrladýðý (1415/1994, el-Câmiatü’l-Ýslâmiyye [Medine]), Seyyid b. Þeltût eþ-Þâfiî tarafýndan neþredilen eseri (Cidde 1429/ 2008), M. G. Carter Ýngilizce’ye tercüme etmiþtir (Arab Linguistics: an Introductory Classical Text with Translation and Notes, Amsterdam 1981). 2. el-Fet¼u’r-rabbânî fî ¼alli elfâ¾i Ta½rîfi £Ýzziddîn ez-Zencânî (Dârü’l-kütübi’l-Mýsriyye, nr. 5241 H). Muhammed b. Ahmed el-Bedevî eser hakkýnda bir hâþiye yazmýþtýr. 3. Mu³¢¦ü’nnidâ ilâ þer¼i Æa¹ri’n-nedâ (Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye, nr. 1719; ayný nüshanýn mikrofilmi, Merkezü Cüma’l-Mâcid [Dübey], nr. 1979). Abdülazîz b. Abdurrahman el-Haslân (Câmiatü’l-Ýmâm Muhammed b. Suûd el-Ýslâmiyye [Riyad]) ve Nâsýr b. Muhammed b. Mansûr el-Cemîlî (el-Câmiatü’l-Ýslâmiyye [Medine]) tarafýndan yüksek lisans tezi olarak neþre hazýrlanmýþtýr. 4. Þer¼u þevâhidi’l-Æa¹r. Æa¹rü’nnedâ’da yer alan örnek beyitlerin þerhidir (Kahire 1280, 1288, 1298, 1306, 1311, 1327). 5. Tašrîrâtü’þ-Þirbînî £ale’l-Mu¹avvel. Teftâzânî’nin el-Mu¹avvel’i üzerine yazýlmýþ bir hâþiyedir (Bulak 1293). 6. Fet¼u’l-Åâliši’l-mâlik fî ¼alli elfâ¾i Elfiyeti Ýbn Mâlik (ÝÜ Ktp., nr. 754; Ezher Ktp., nr. 734 [91]). Kaynaklarda Þirbînî’ye nisbet edilen diðer eserler de þunlardýr: Þer¼u Minhâci’d-dîn (Ebû Abdullah el-Halîmî’nin elMinhâc fî þu£abi’l-îmân’ý üzerine), el-Mušaddime fî u½ûli’d-dîn, Fera¼u’l-meyyit bi-men yezûruhû, el-Mevâßi¾u’þ-þâfiye £ale’l-menâbiri’l-£âliyye. Ezher Kütüphanesi katalogunda (nr. 40823 [2469]) Þirbînî’ye izâfe edilen Te×kiretü’l-£âbid þer¼u Mušaddimeti’z-Zâhid’den (Þehâbeddin Ahmed b. Muhammed ez-Zâhid’in Sittûn mesßele fi’l-fýšh diye de bilinen eseri üzerine) kaynaklarda söz edilmez. Ayný eserin Ýskenderiye Belediye Kütüphanesi’ndeki nüshasý ise Ýbn Abdüsselâm elMenûfî’ye nisbet edilir (Ahmed Ebû Ali – Emîn el-Vatanî, II, 11-12; krþ. Habeþî, s. ÞÎRDÂR MEDRESESÝ 1808). Abdullah b. Hicâzî eþ-Þerkavî’ye ait Fet¼u’l-mübdî MuÅta½ari’z-Zebîdî, Þer¼u’l-¥ikemi’l-£A¹âßiyye (Sevâ¹ý£u’l-¼ikem) ve Rebî£u’l-fevâßid (fußâd) gibi eserler de bazý kaynaklarda Hatîb eþ-Þirbînî’ye izâfe edilmektedir (Brockelmann, GAL Suppl., II, 441; Fihrisü’l-ƒizâneti’t-Teymûriyye, III, 160; krþ., a.e., II, 223; Serkis, s. 1116, 1117). Þirbînî’nin özellikle dilciliði ve müfessirliði üzerine çok sayýda tez çalýþmasý yapýlmýþtýr. BÝBLÝYOGRAFYA : Hatîb eþ-Þirbînî, Menâsikü’l-¼ac £alâ me×hebi’þ-Þâfi £î (nþr. Mâcid Hâmid Hýrz el-Muhammedî), Beyrut 1427/2006, s. 129, ayrýca bk. neþredenin giriþi, s. 46-47, 48-49; a.mlf., Mu³ni’lmu¼tâc ilâ ma£rifeti me£ânî elfâ¾i’l-Minhâc (nþr. Ali M. Muavvaz – Âdil Ahmed Abdülmevcûd), Beyrut 1427/2006, I, 25; ayrýca bk. neþredenin giriþi, I, 9-11; a.mlf., es-Sirâcü’l-münîr (nþr. Ahmed Ýzzû Ýnâye ed-Dýmaþký), Beyrut 1425/2004, I, 21-22; VIII, 480-481; Kalkaþendî, Øub¼u’l-a£þâ, III, 418, 499; Þa‘rânî, e¹-ªabašåtü’½-½u³râ (nþr. Abdülkadir Ahmed Atâ), Kahire 1410/1990, s. 67, 111, 112-115; a.mlf., Tenbîhü’l-mu³terrîn, Kahire 1310, s. 5; Münâvî, el-Kevâkib, IV, 129; Gazzî, el-Kevâkibü’s-sâßire, I, 199; II, 119; III, 79, 195; Keþfü’¾-¾unûn, I, 492; II, 1139, 1871, 1875; Ýbnü’l-Ýmâd, Þe×erât, VIII, 384-385; Muhibbî, ƒulâ½atü’l-e¦er, I, 83; II, 210, 378, 405; Ýbnü’l-Gazzî, Dîvânü’l-Ýslâm (nþr. Seyyid Kesrevî Hasan), Beyrut 1411/1990, III, 161; Büceyrîmî, Tu¼fetü’l¼abîb £alâ þer¼i’l-ƒa¹îb, Beyrut 1398/1978, I, 11, 13-14; Cebertî, £Acâßibü’l-â¦âr, III, 438; Abdülhamîd eþ-Þirvânî, ¥avâþî £alâ Tu¼feti’l-mu¼tâc bi-þer¼i’l-Minhâc, Kahire, ts. (Dârü’l-fikr), I, 3; Fihristü’l-KütübÅâneti’l-ƒidîviyye, III, 249, 257; Ali Paþa Mübârek, el-ƒý¹a¹ü’t-Tevfîšýyye, Kahire 1422/2001, IV, 64; V, 226; VI, 39; XII, 334, 335337, 338; XIII, 128, 143; Ahmed Ebû Ali – Emîn el-Vatanî, Fihrisü’l-Mektebeti’l-Belediyye, Ýskenderiye 1345/1926, Fihrisü fýkhi’l-Ýmâm eþ-Þâfiî: II, 11-12; Serkîs, Mu£cem, s. 1108-1109, 11161117; Alevî b. Ahmed es-Sekkaf, el-Fevâßidü’lMekkiyye (Mecmû£atü seb£ati kütübin müfîde içinde), Kahire 1358/1940, s. 37, 41; Brockelmann, GAL, II, 416-417; Suppl., I, 670, 677; II, 333, 441; Fihrisü’l-kütübi’l-mevcûde bi’l-Mektebeti’l-Ezheriyye, [baský yeri ve tarihi yok] (Mat- baatü’l-Ezher), II, 425, 431-445, 461-462, 474, 488, 497, 503, 518, 519, 521, 523, 560, 576577, 600-602, 613, 622; IV, 284; VII, 83-84, 87, 92, 95, 112; Tevfîk et-Tavîl, et-Ta½avvuf fî Mý½r, Kahire 1365/1946, s. 172, 177, 179, 184; Fihrisü’l-ƒizâneti’t-Teymûriyye, Kahire 1366-69/ 1947-50, II, 223; III, 160; Ahmed Meykarî Þümeyle el-Ehdel, Süllemü’l-müte£allimi’l-mu¼tâc ilâ ma£rifeti rumûzi’l-Minhâc (nþr. Ýsmâil Osman Zeyn, Nevevî, Minhâcü’¹-¹âlibîn ve £umdetü’l-müftîn [nþr. M. Ziyâd M. Tâhir Þa‘bân] içinde), Cidde 2005, s. 628-629, 653; Abdülhay elKettânî, Fihrisü’l-fehâris, II, 923; el-Ezher: târîÅuh ve te¹âvvürüh, Kahire 1403/1983, s. 239, 284, 293, 298; Fihrisü maŹû¹âti Câmi £ati’l-Melik es-Su£ûd: el-Fýšhü’l-Ýslâmî ve u½ûlüh, Riyad 1984, VI, 9; M. Hüseyin ez-Zehebî, et-Tefsîr ve’lmüfessirûn, Kahire 1405/1985, I, 320-336; M. Ýbrâhim Ahmed Ali, Hanefî ve Þâfiîlerde Mezhep Kavramý (trc. Faruk Beþer), Ýstanbul 1989, s. 135136; M. Abdülazîm ez-Zürkanî, Menâhilü’l-£irfân, Beyrut 1996, II, 48, 50; el-Fihrisü’þ-þâmil: el-Fýšh ve u½ûlüh (nþr. el-Mecmau’l-melekî), Amman 1424/2003, X, 747; Ekrem Yûsuf Ömer el-Kavâsimî, el-MedÅal ilâ me×hebi’l-Ýmâm eþ-Þâfi£î, Amman 1423/2003, s. 414-415; Abdullah Muhammed el-Habeþî, Câmi £u’þ-þürû¼ ve’l-¼avâþî, Ebûzabî 1425/2004, s. 28, 248-249, 597, 663, 1265, 1386, 1808; Muhsin Demirci, “el-Hatîb eþ-Þirbînî ve Tefsiri”, MÜÝFD, IV (1986), s. 389-399; Bilal Aybakan, “Þâfiî Mezhebi”, DÝA, XXXVIII, 239-240. ÿAli Hakan Çavuþoðlu – — ÞÎRDÂR MEDRESESÝ ˜ Semerkant’ta Timurlu tarzýný sürdüren medrese. ™ Mâverâünnehir bölgesi idaresinin Özbek hanlarýnýn eline geçtiði dönemin eserlerinden olan medrese, geç tarihli olmakla birlikte Timurlu mimari ve süsleme sanatýnýn özelliklerini sürdüren anýtsal örneklerinden biridir. Askerî vali Yalangtuþ Bahadýr tarafýndan Ýmam Kulý Han için mühendis-hakkâk Ýþana Vali’nin sorumluluðunda mimar Abdülcebbâr’a inþa ettirilmiþtir. Semerkant Registaný’ndaki (regis- Þîrdâr Medresesi – Semerkant / Özbekistan tan: meydan) üç önemli medresenin baþlýcasý olan ve ilhamýný Hoca Ahmed Yesevî Külliyesi’nden alan Uluð Bey Medresesi’nin karþýsýnda bulunan, XV. yüzyýlda yapýlmýþ Uluð Bey Hankahý’nýn yerine inþa edilen medrese plan ve süslemeleri açýsýndan özellikle bu yapý örnek alýnarak inþa edilmiþtir (1619-1636). Medreselerin üçüncüsü adý geçen meydanýn yola bakan tarafýnýn aksi istikametinde yerleþtirilmiþ ve bu kýsmý kapatmýþ olan yine Timurlu tarzýnda inþa edilmiþ Tillâkârî Medresesi’dir (1646-1660). Böylece meydanýn etrafýndaki yapýlaþma XVII. yüzyýlda Buhara’daki Lebi-Havz Meydaný’na benzemiþtir. Yaklaþýk 57 × 70 m. ölçülerinde ve dikine geliþen dikdörtgen plan þemasýnda olan medresenin hücreleri, fikrini kozmolojideki dört ana yön tasavvurundan alan dört eyvanlý avluya revaklarla açýlmaktadýr. Revaklar eyvanlarýn arasýnda çift katlý olarak düzenlenmiþtir. Gerek giriþin iki yanýnda gerekse diðer köþelerdeki birer kubbeli çokgen mekân hücreler dýþýndaki özel mekânlardýr. Bunlar dershane, ziyarethane, mescid (evvelce) ve Ýmam Ca‘fer’in mezarý olmalýdýr. Þîrdâr Medresesi inþa ve süsleme yönünden Timurlu özelliklerini sürdürdüðü gibi Timurlular’ýn, hükümdarýn ve devletin azametini boyut ve sembolizm açýsýndan vurgulama fikrini de bulunduðu devir için yansýtmak iddiasýndadýr. Büyük boyutlu yapý ayný zamanda taçkapýsýndaki çini kompozisyonuyla hükümdarýn gücünü ve hâkimiyetini vurgulamaktadýr. Uluð Bey Medresesi’nin giriþ cephesine benzer þekilde ele alýnmýþ olan ana cephede, mozaik çini süslemeli taçkapý ile iki köþedeki minareler (arka köþelerde güdük kuleler þeklinde tekrarlanmýþ) ve Gûr-ý Emîr’in (1405) dilimli kubbesini andýran yüksek kasnaklý mozaik çini ile kaplý iki kubbe dikkati çekmektedir. Güney Türkmenistan’da Anav’da inþa edilmiþ, harabe halindeki Timurlu devrine ait 860-861 (1456-1457) tarihli caminin taçkapý kemerinin iki yanýndaki ejder tasvirleri bu tür çini düzenlemelerinin öncü örneklerindendir. Buhara’da yaptýrýlan Nâdir Divan Beyi Medresesi’nde (1031/1622) taçkapýdaki bir kemer alýnlýðýna yerleþtirilmiþ mozaik çini tasvirlerde de benzer bir pano görülmektedir. Burada bitkisel kývrýmlarla doldurulan lâcivert bir zemin üzerine insan yüzü þeklinde tasvir edilmiþ bir güneþ ve ona doðru yönelen, pençelerine aldýðý hayvaný götüren iki sîmurg tasviri yer almaktadýr. Þîrdâr Medresesi’nde benzeri kompozisyon kaplanla tekrarlanmaktadýr. Kompozisyonda deði191