egzers z kısıtlanmasında f zyopatogenez

advertisement
EGZERSİZ KISITLANMASINDA FİZYOPATOGENEZ
Dr. Öznur Akkoca Yıldız
Egzersiz testleri; kontrollü metabolik şartlar altında yapılan egzersizin ;solunum sistemi,
kardiyovasküler sistem ve sellüler cevabının araştırılması esasına dayanır.Hem kardiyovasküler
sistemin hem de solunum sisteminin simultane değerlendirilmesine olanak sağlar. Pulmoner,
kardiyovasküler, göğüs duvarı, bazı kan ve kas hastalıkları gibi pek çok hastalıklarda, egzersiz
kapasitesi kısıtlanmakta ve VO2maks azalmaktadır (Şekil 1) (1).
Obesite
Miyopati
Kondüsyonsuzluk
Kaslar
VO2 VCO2
Mitokondri
Oklüziv
Otonomik disfonk.
Akciğerler
Obstrüktif
Restriktif
İnfiltratif
Göğüs duvarı
KVS
PPH
Tromboembolik
KAH
KY
Anemi
Şekil 1: Egzersiz kapasitesi kısıtlamasına neden olan hastalıklar (Wasserman K, Hansen JE,
Sue DY, Casaburi R, Whipp BJ. Principles of exercise testing and interpretation: Including
pathophysiology and clinical applications. 3 rd ed. Philadelphia: Lippincott Williams Wilkins,
1999:95-113)
Egzersiz kısıtlanmasına neden belli başlı faktörler şunlardır (2):
• 1-Kardiyovasküler nedenler
SV azalması
HR’nın normal olmayan cevabı
Pulmoner ve sistemik dolaşım bozuklukları
Hemodinamik bozukluklar
Kana ait faktörler (anemi, COHb)
• 2-Pulmoner nedenler
Ventilatuvar (mekanik)
Solunum kas disfonksiyonu
Gaz değişimi
• 3-Periferik nedenler
Nöromüsküler disfonksiyonlar
Periferal dolaşım bozuklukları
Malnütrisyon
İskelet kas oksidatif kapasite azalması
• 4-Diğerleri
Kondüsyonsuzluk
Motivasyon eksikliği
Çevresel faktörler
Algısal faktörler
Aslında egzersiz kısıtlanması multifaktöriyeldir; bu faktörlerden birisi baskın etken iken, diğer
faktörler de kısıtlanma fizyopatogenezine katkıda bulunurlar.Burada ağırlıklı olarak solunum sistemini
hastalıklarında gözlenen egzersiz kısıtlanması fizyopatogenezinden bahsedilecektir.
Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH):
KOAH’ta egzersiz kapasitesinde azalma en sık görülen bulgulardan birisidir. Hastalığın
progresyonu ile birlikte egzersiz intoleransında artma gözlenir. Sıklıkla nefes darlığı, yorgunluk ve
bacak ağrısı şeklinde kendini gösterir. Her ne kadar literatürde egzersiz kısıtlanmasında nefes
darlığının en sık görülen semptom olduğu belirtilse de ; bizim toplumumuzda gerek yaşam tarzı ve
koşulları nedeniyle (sedanter yaşam, kondüsyonsuzluk vs…) gerekse hastalığa sekonder gelişen
iskelet sistemindeki değişiklikler nedeniyle bacak ağrısı ve yorgunluğunun daha sık gözlendiği
bilinmektedir (3,4). Kliniğimizde yapılan bir çalışmada ; bu hastalarda bacak yorgunluğunun %83,
bacak ağrısının %17 olguda egzersiz testini sonlandırmaya neden olduğu gösterilmiştir (4).
SFT, İstirahatteki fonksiyonel kapasite hakkında bilgi verirken, egzersiz esnasındaki
fonksiyonel performansı konusunda bilgi vermemektedir. KOAH’ta egzersiz kapasitesi çok faktöre
bağlı olarak azalmaktadır. Ventilatuvar kısıtlanma başta olmak üzere, solunum kasları ve iskelet
kaslarındaki yapısal ve fonksiyonel değişimler, kardiyak fonksiyonlardaki değişiklikler, ve nutrisyonel
durum egzersiz toleransını etkilemektedir.
Ventilatuvar kısıtlanma:
KOAH’ta egzersiz toleransında azalma artan ventilatuvar ihtiyacın, azalan ventilatuvar
kapasite ile karşılanamaması nedeniyle gelişmektedir (1) (Şekil 2).
KOAH
V/P dengesizliği
Vd/Vt artar
PaO2 azalır
pH azalır
Ventilatuvar ihtiyaç artar
Solunum işi artar
Hava-akım
kısıtlanması
Elastik recoil azalır
Ventilatuvar kapasite azalır
Egzersiz kısıtlanması
Nefes darlığı
Şekil 2: KOAH’ta egzersiz kısıtlanmasında rol alan ventilatuvar faktörler (Wasserman K,
Hansen JE, Sue DY, Casaburi R, Whipp BJ. Principles of exercise testing and interpretation: Including
pathophysiology and clinical applications. 3 rd ed. Philadelphia: Lippincott Williams Wilkins,
1999:95-113)
Ventilatuvar talep ve kapasite ; ventilatuvar rezervi etkileyen iki temel faktördür. Ventilatuvar
talep, ölüboşluk ventilasyonu dahil olmak üzere hipoksemi, vücut ağırlığı, metabolik hız,
kardiopulmoner fitness düzeyi gibi faktörlerden etkilenir. Havayolu rezistansı, elastik recoil, ve
akciğer volümleri başta olmak üzere, solunum kas fonksiyonu , kas kütlesi, yaş ve ilave diğer
hastalıklar ventilatuvar kapasiteyi etkileyen önemli faktörlerdir (5). Orta ve ileri KOAH’ta egzersizde
ventilatuvar kısıtlanmayı en iyi gösteren bulgulardan birisi solunum rezervinin azalmasıdır, öyleki
VEmaks /MVV oranı %100’e yaklaşır veya geçer (6).
Egzersiz esnasında maksimal ventilatuvar kapasite ve pulmoner mekaniği göstermek için ;
maksimal inspiratuvar ve ekspiratuvar akım-volüm eğrisinin çizdirilmesi oldukça kullanışlıdır.
KOAH’ta tüm akciğer volümlerinde maksimal ekspiratuvar akım hızı azalır, maksimal inspiratuvar
akım ise daha az etkilenmekle beraber azalmaktadır (7). Maksimal inspiratuvar ve ekspiratuvar akım –
volüm (FV) eğrisi içinde egzersiz tidal FV eğrisinin çizdirilmesi, egzersiz sırasında ekspiratuvar akım
kısıtlanmasını göstermek için kullanılabilir (Şekil 3). FV eğrisi orta ve ileri KOAH’ta egzersiz
kapasitesindeki azalma ile birlikte değişime uğramaktadır. Hafif KOAH’ta ise egzersiz kapasitesinde
azalma olmamakla beraber FV eğrisi normal şeklini koruyamamakta ve değişime uğramaktadır. Bu
eğriler aynı zamanda; egzersiz esnasındaki ekspiryum sonu akciğer volümü (EELV) değişiklikleri yani
solunum stratejileri konusunda; elastik yük hakkında (inspiryum sonu akciğer volümünün TLC’ye
oranı (EILV/TLC) veya TV/IC ile); inspiratuvar akım rezervi hakkında bilgi verir ve teorik olarak
ventilatuvar kapasiteyi tahmin etme olanağı sağlar (5,6,7,8).
Şekil 3: İstirahat maksimal ekspiratuvar ve inspiratuvar FV eğrisi içinde, MVV eğrisi ve
egzersiz sırasındaki tidal FV eğrisi
KOAH’ta hafif egzersiz esnasında bile erken ekspiratuvar akım kısıtlanması sonucunda
EELV‘de artış gelişmektedir. Bu artış , ventilatuvar kısıtlanmanın önemli bir göstergesidir. Böylece
gelişen dinamik hiperinflasyon; inspiratuvar kas uzunluğunu azaltır, solunum işi ve O2 tüketimini
artırır, inspiratuvar kas endurans zamanını azaltır (Şekil 4) (8). Bu olgularda pik egzersiz sırasında ise
akım kısıtlanması tüm ekspiryumu içerir; aynı zamanda inspiratuvar akım kısıtlamasıda görülür ve
egzersizdeki inspiratuvar FV eğrisi hemen hemen maksimal inspiratuvar akım ile üst üste örtüşür.
İnspiratuvar akım rezervi önemli ölçüde azalır. EILV, TLC’ye yaklaşır. EILV’daki bu artış
(EILV/TLC >%90) ventilatuvar kısıtlanmanın önemli bir göstergesidir (5).
Şekil 4: Orta derecede KOAH’ta egzersiz sırasındaki inspiratuvar ve ekspiratuvar FV eğrisi
(Johnson BD, Weisman IM, Zeballos RJ, Beck KC. Emercing concepts in the evaluation of ventilatory
limitation during exercise. Chest 1999;116:488-503)
KOAH ‘ta egzersiz sırasında ventilasyon ihtiyacı arttıkça hasta ekspiratuvar akım
kısıtlanmasından kaçınmak için EELV’ü artırır; egzersiz sırasındaki TV ‘ü korumak içinde EILV
artırılır. Ekspiratuvar akım kısıtlanması varlığında eğer EILV artışındaki yeterli değilse, bu hastalarda
inspiratuvar kas yorgunluğu ve güçsüzlüğü veya göğüs duvarı kısıtlaması veya akciğerin artmış elastik
yükü akla gelmelidir (8).
Bazı KOAH hastalarında , egzersiz sırasındaki ekspiratuvar akım hızı istirahatteki akım hızını
geçer (Şekil 5). Bu bulgu şiddetli KOAH olgularında olduğu gibi, hafif ve orta olgularda da olabilir.
Bunun sebepleri; torasik gaz kompresyonu, derin inspirasyon esnasında havayolu kompresyonu,
akciğerden eşit dağılım göstermeyen hava atılımıdır (5,7).
Şekil 5: KOAH’da , egzersiz sırasındaki ekspiratuvar akım hızı ve istirahatteki akım hızı
KOAH’ta egzersiz esnasında ventilasyonun artışı 2 yolla sağlanmaktadır; 1) EELV artırarak
ekspiratuvar akım artışını sağlayarak, 2) İnspiratuvar akım hızını artırarak, inspiryum zamanını
azaltmak ve böylece ekspiryum zamanını artırmak yoluyla sağlanır . Solunum sayısındaki belirgin
artışa rağmen VT’nin , benzer VE’na sahip sağlıklı kişilerle karşılaştırıldığında, düşük olduğu
gözlenir. KOAH’ta artan solunum işine rağmen , dinamik hiperinflasyon sebebiyle körleşmiş bir TV
ve IC cevabı vardır (6).
KOAH’ta dinamik hiperinflasyon gelişimine katkısı olan pek çok değişken gösterilmiştir.
Dinamik hiperinflasyon; ekspiratuvar akım kısıtlanması ile olduğu kadar, ventilasyon , FEV1/FVC ve
maksimal inspiratuvar akım ile de oldukça iyi koreledir.Ti/Ttot ile negatif korelasyon gösterir (5,7).
Dinamik hiperinflasyon, KOAH’ta egzersiz kısıtlanmasına neden olan birkaç faktörden
birisidir .
Solunum kas fonksiyonu:
Solunum kas gücü, KOAH’ta egzersiz toleransını etkileyen bir diğer önemli faktördür.
KOAH’ta solunum kaslarında hem yapısal hem de fonksiyonel olarak değişimler olmaktadır.
Bunlar;özellikle diyafragmada belirgin mekanik değişmeler (pozisyonel ve fonksiyonel) yanı sıra kas
kitlesinde atrofik ve ultrasütürüktürel değişiklikleri içermektdir (9). İnspiratuvar kas fonksiyonları ,
maksimal inspiratuvar basınç ve kaslar üzerindeki mekanik yüke (elastik recoil ve rezistans ile ilgili)
bağlıdır. İstirahatte maksimal ventilatuvar basıncın oldukça azalması inspiratuvar ve ekspiratuvar kas
fonksiyon bozukluğu ile birliktedir.Solunum kas güçsüzlüğü ve yorgunluğu bu olgularda sık gözlenen
bulgulardır. Egzersiz sırasında nefes alma için gerekli basınç ile rezerv güç arasındaki ilişki bu
hastalarda egzersiz kapasitesini kısıtlayan önemli faktörlerden biridir (5).
Egzersiz sırasında inspiratuvar kas pompası (öz: diyafragma) aşırı yüklenmektedir;
İnspiratuvar akım hızındaki artma, akciğer ve göğüs duvar kompliansında azalma ve ekstremite
kaslarından aşırı CO2 üretimine bağlı olarak gelişmektedir.Dinamik hiperinflasyona bağlı olarak bu
olgulardaki egzersiz sırasında görülen ventilasyondaki artış tidal volüm artışı ile değil, frekansın artışı
yoluyla sağlanmaktadır.Ekspirasyon zamanının uzaması nedeniyle , inspiratuvar akımın artırılması
için Ti/Ttot ‘un azaltılmaktadır. Yüksek akciğer volümlerinde (hiperinflasyonda) yüksek frekansda,
yüksek hızda ve artmış miktarlarda nefes alıp vermek de inspiratuvar kaslara ek bir yüke neden olur
(10). KOAH’ta hem zeminde solunum kas güçsüzlüğünün olması hem de egzersiz sırasında eklenen
egzersiz –bağımlı güçsüzlük nedeniyle egzersiz toleransı azalmaktadır.
İskelet kasları:
KOAH’ta iskelet kaslarında gözlenen değişiklikler şöyledir; kas kitlesinde azalma, fibril
tiplerinde değişim, oksidatif kapasitede azalma, kas gücünde ve enduransında azalma gözlenir (11,12).
Orta ve ileri KOAH’ta iskelet kas kitlesindeki ortalama kayıp %30 oranındadır. Quadriceps kasındaki
ortalama güç kaybı %30 oranındadır. Egzersiz sırasında , bu azalan kas gücüne bağlı olarak, KOAH
olgularının %40-45’inde bacak eforunun algılanmasına bağlı egzersizin erken sonlandırılmasına neden
olur. KOAH’ kas fibrilleri tip llb lehine artış gösterir.Tip l fibrillerde ise atrofi gelişir. Tip llb fibriller
hızlı kasılabilme özelliğinde olan oksidatif kapasitesi düşük olan fibrillerdir. Mitakondri enzim
aktivitesinde azalma, oksidatif kapasitede azalma ve anormal metabolik regülasyon gelişir (12).
Egzersizde hücre içi düşük pH, ATP ve fosfokreatinin inorganik fosfata oranında azalma, laktik asitte
artma bu olgularda bozulmuş oksidatif kapasite ve erken anaerobik metabolizma gelişimini gösterir
(5,10). Bunların sonucunda bu olgularda iskelet kaslarında bozulmuş enerji metabolizması ile birlikte
periferal kas güçsüzlüğü ve enduransında azalma gözlenir; bu da egzersiz kısıtlamasına neden olan
mekanizmalardan birisidir.
Gaz değişimi:
KOAH’ ta Vd/Vt oranındaki artış sebebiyle eşit dağılım göstermeyen ventilasyon cevabı
(VE/VCO2 de artma) vardır. Metabolik asidozise karşı körleşmiş bir VE cevabı nedeniyle alveolar
ventilasyon azalmıştır. Bu nedenle PCO2 artabilir veya stabil kalabilir. Bu olgularda egzersizle PO2
artabilir, azalabilir veya normal kalır. Orta-ileri KOAH’ta PO2 egzersizle PO2 azalır.Özellikle
amfizemi belirgin olgularda egzersizle desatürasyon daha belirgindir.PO2 azalma nedenleri;mikst
venöz kandaki oksijenin azalması, V/P oranı azalması, şantlar, hipoventilasyon, diffüzyon defektidir
(Öz. ileri olgularda) (6).
İleri evre KOAH olgularında arteryel hipoksemi kaslara oksijen dağılımında azalmaya neden
olarak egzersiz performansını etkiler. Egzersizle kötüleşen hipoksemi kas kapillerlerine oksijen
sağlanmasını ve kaslara diffüzyonun belirgin azaltır (13). Hipoksemi bir ventilatuvar stimulan olması
nedeniyle, egzersizde düşük iş yükü sırasında indirekt olarak ventilatuvar kısıtlanmaya neden olabilir.
Ayrıca hipoksemi egzersizde kardiak fonksiyonların bozulmasına da neden olabilir (7).
Yapılan bazı araştırmalarda KOAH’da egzersiz kısıtlanmsının kan akımı ile kaslara gelen
oksijen hacminde azalmaya bağlı olmadığı, daha çok oksijen transportu ve kullanımında sorun olduğu
gösterilmiştir; 1)Oksijenin eritrositlerden mitakondriye diffüzyonunda bozulma, 2)egzersiz sırasında
oksijenin kas fibrillerine heterojen dağılımı, 3)hücresel düzeyde oksidatif metabolizmada ataletin
olması, 4)Kas aerobik enzimlarinde azalma ve aerobik kapasitede azalma olması gibi bazı değişiklikler
egzersiz kısıtlanmasına neden olmaktadırlar (13).
Nütrisyonel durum:
KOAH olgularının yaklaşık %25’inde malnütrisyon vardır; hipermetabolik durum, azalmış
kalori alımı ve sitokinlere bağlı gelişen sistemik inflamatuvar cevabın malnütrisyon gelişimine neden
olduğu bilinmektedir.Nütrisyonel durum direkt olarak kas aerobik kapasitesine ve egzersiz toleransına
etkilidir. Ayrıca nütrisyonel durum ile VO2maks , Vd/Vt oranı ve metabolik asidosiz görülmesi
arasında bir ilişki de gösterilmiştir (5).
Kardiyak fonksiyonlar:
KOAH’ta genellikle kardiyak output (CO) VO2 ile paralel artış gösterir. Pik egzersizde VO2’
deki azalma ile beraber CO ‘de azalır. HR genellikle sağlıklı kişilere göre daha düşüktür, çünkü
kardiovasküler sistem relatif olarak zorlanmamaktadır. O2 pulse’da ventilatuvar kısıtlanma, hipoksemi
ve hemodinamik değişiklikler sonucu genellikle azalmaktadır (6)
Egzersizde gelişen PVR artışı nedeniyle pulmoner arter basıncı artar, özellikle orta ve ileri
KOAH’ta sağ ventrikül fonksiyonu olumsuz yönde etkilenir ve egzersiz kısıtlanmasında etkili olabilir
(7).
İnterstisyel Akciğer Hastalıkları (İAH):
İAH’da hastalar genellikle bacak yorgunluğu, göğüs ağrısı ve/veya dispne nedeniyle egzersizi
sonlandırmaktadırlar, ilk iki semptomun daha sık gözlendiği çeşitli çalışmalarda gösterilmiştir
(14).İAH’nda hastalığın çeşidine ve evresine göre değişmekle beraber ventilatuvar ve kardiovasküler
yetersizlikler egzersiz kısıtlanmasında ana iki mekanizmadır. Aynı zamanda solunum kas güçsüzlüğü
ve gaz değişim bozuklukları da fizyopatogenezde yer alan diğer mekanizmalardır.
Ventilauvar kısıtlanma:
Pulmoner fibrozisde skar dokusu havayollarıve asinusde doluma ve destrüksiyona yol açar, öte
yandan komşu havayollarında hiperinflasyon gelişir (1). Bu patolojik değişiklikler, Vd/Vt’deki artma,
hipoksemi, erken metabolik asidozis, pulmoner hipertansiyon gelişmesine yol açarak, ayrıca akciğer
reseptörlerinin duyarlılığında artış da ventilatuvar ihtiyacın artmasına neden olur (6,15). Öte yandan
artan elastik recoil, solunum işini artırarak ventilatuvar fonksiyonların azalmasına yol açar (Şekil 6).
Mekanik kısıtlanma nedeniyle TV artırılamaz, solunum paterni değişir; egzersiz sırasındaki
ventilasyon artışı solunum hızındaki artışla sağlanır (50 /dk yı geçer), Ti ve Te her ikiside azalır. Artan
elastik recoil ve mekanoreseptörler hızlı ve yüzeyel solunuma neden olur. EELV ise genellikle fazla
değişmez veya minimal değişir. İleri dereceli olgularda ise TV, IC’ye yaklaşır (14).
Pulmoner fibrozis
Havayolu destrüksiyon
Elastik recoil ⇑
Vd/Vt ⇑
Kapiller destrüksiyon
Hipoksemi
Solunum işi ⇑
Vent. fonk. ⇓
PVR ⇑
Sol vent. doluşu ⇓
Vent. ihtiyaç ⇑
Ventilatuvar yetersizlik
CO ihtiyacı ⇑
Kardiak fonk. ⇓
Sirkülatuvar yetersizlik
Egzersiz kısıtlanması
Şekil 6: İAH’da egzersiz kısıtlanmasında fizyopatogenez (Hansen JE, Wasserman K.
Pathophysiology of activity limitation in patients with interstitial lung disease. Chest 1996;109:156676)
Dispne nedeniyle egzersizi sonlandıran hastalarda FV eğrisinde, önemli ekspiratuvar akım
kısıtlanması ve EELV de artma ve EILV/TLC oranında artma gözlenir (Şekil 7). Bacak yorgunluğu
sonlandıranlarda ise FV eğrisinde akım kısıtlanması gözlenmez (8)
Şekil 7: Dispne ve bacak yorgunluğu nedeniyle egzersizi sonlandıran hastalardaki FV eğrileri
(Johnson BD, Weisman IM, Zeballos RJ, Beck KC. Emercing concepts in the evaluation of ventilatory
limitation during exercise. Chest 1999;116:488-503)
İAH’nda egzersizde ventilatuvar kısıtlanmayı en iyi gösteren solunum rezervindeki azalmadır
(6).Fakat bazı araştırmacılara göre, İAH ‘nda egzersiz kısıtlanmasında ventilatuvar yetersizliğin etkisi
daha azdır, sirkülatuvar mekanizmalar daha etkili olan fizyopatolojik değişikliklerdir (16).
Kardiyovasküler faktörler:
Pulmoner kapiller yatakta destrüksiyon , altta yatan akciğer hastalığının şiddeti ile oarantılıdır.
Sirkülatuvar disfonksiyon gaz transfer indeksindeki azalma, arterial hipoksemi, ölü boşluk
ventilasyonunda artma ile birliktedir (16). V/P dengesizliği, mikst venöz PO2’de azalma, diffüzyon
defekti, egzersizde PO2’de belirgin azalmaya neden olan mekanizmalardır, egzersiz sırasında restrikte
kapiller sahadan geçen eritrositlerin geçiş zamanındaki kısalma hipokseminin belirginleşmesinde
önemlidir (1,6). Aynı zamanda alveoloarteriyel oksijen gradyenti de artar. Özellikle DLCO %70 in
altında olan olgularda egzersizde desatürasyon daha belirgindir (6).
Pulmoner vasküler destrüksiyon, pulmoner vasküler rezistansın artmasına, sağ ventrikül
disfonksiyonuna neden olur, egzersiz kısıtlanmasının bir diğer sebebidir (Şekil 6) (1,6,17). Özellikle
ilerlemiş olgularda egzersizde kalp hızının fazla artmadığı gözlenir. Kalp hızı rezervi normal olabilir
veya artabilir. ∆HR/∆VO2 50 nin üstüne çıkar, özellikle ilerlemiş olgularda gözlenir. Oksijen pulse
azalır. Pulmoner vaskuler defekt ve/veya sağ kalp disfonksiyonu ve/veya iskelet kas disfonksiyonuna
bağlı olarak aneorobik eşikte azalma izlenir (6). Sistemik oksijen transportundaki bozulma sonucu bu
olgularda laktik asidozis artar. Oksijen tüketimi / iş yükü oranı ise azalır, bunlar İAH’nda sirkulatuavr
komponenti gösteren diğer bulgulardır (16).
Solunum kas fonksiyonu:
Artan elastik recoil , genişleyemeyen akciğerlere bağlı olarak solunum kas gücünün azaldığı
buna bağlı egzersiz toleransının azalabileceği bildirilmektedir (15). Gallagher ve Younes’e göre
İAH’nda inspiratuvar solunum kas güçsüzlüğü egzersiz kısıtlamasına yol açmamaktadır (17).
Egzersiz kapasitesinin kısıtlanması ve teste alınan cevap, İAH’nın farklı tiplerinde birtakım
farklılıklar göstermektedir. IPF ‘de egzersiz sırasında görülen desatürasyon, sarkoidozdan ve
skleroderma ve kriptojenik fibrozan alveolitten daha belirgindir.Sarkoidozisde diğerlerinden farklı
olarak, sağ ve sol miyokardın tutulmasına bağlı olarak uygunsuz kardiovasküler yanıt
görülebilmektedir (6). Ayrıca sarkoidoziste solunum ve iskelet kas güçsüzlüğü egzersiz
kısıtlanmasında görülen önemli fizyopatogenetik mekanizmalardır. Spruit ve ark. inspiratuvar ve
ekspiratuvar solunum güçlerinde ve quadriceps kas kuvveti ve elle yakalama kuvvetinde belirgin
azalma göstermişler, egzersiz kapasitesi ile ilişkili bulmuşlardır (18). Sarkoidozisde egzersiz
intolansının nedenlerini araştırmaya yönelik kliniğimizde yaptığımız çalışmada ise; radyolojik evre ile
negatif korelasyon gösteren egzersiz kapasitesinde kısıtlanmayı gösterdik, özellikle evre l’de SFT
normal olduğu halde tek bozulan fizyolojik parametre egzersiz yanıtı idi. Egzerszi sırasında kan
gazlarındaki değişimin çok belirgin olmadığını da gözledik. Özellikle O2 pulse ve VO2/WR gibi
sirkülatuvar parametrelerin belirgin azaldığı; ayrıca kalp hızının azaldığı ve kalp hızı rezervinin
arttığını, böylece uygunsuz kalp hızı cevabının egzersiz intoleransında etkili faktörler olabileceğini
gözledik. Ventilatuvar kısıtlanmanın özellikle ileri evre olgularda daha önemli olduğunu tespit ettik
(Exepta Clinica, yayına kabul).
İAH olan hastalarda geleneksel olarak egzersiz kapasitesinin azalmasında; ventilatuvar
kısıtlanmanın olduğu düşünülse de , çoğu araştırmacının hem fikir olduğu konu sirkülatuvar
parametrelerin daha önemli olduğudur. Hastalığın çeşidi ve evresine göre farklı mekanizmaların da
gözlendiği bildirilmektedir.
Pulmoner vasküler hastalıklar (PVH):
PVH; primer pulmoner hipertansiyon, pulmoner emboli, kronik tromboembolik hastalık,
pulmoner vaskülitler gibi hastalıkları içermektedir. Bu hastalıklarda egzersizde ventilatuvar kısıtlanma
gözlenmez. Kardiovasküler yetmezlik ön plandadır. Kardiovasküler kısıtlanma birkaç faktöre bağlıdır;
altta yatan vasküler patoloji, vasküler tutulumun genişliği, hastalık progresyonunun süreci, sağ kalbin
fonksiyonel durumu (uygun CO sağlanımı) gibi (6).
PVH’da ventile olan alveollerde perfüzyon azlığı sözkonusudur, yani V/P oranı artar. Egzersiz
sırasında ventilasyon belirgin artar, çünkü metabolik olarak oluşan CO2’in atılması ve PCO2 ve pH’ın
sürdürülmesi için gereklidir. Kötü perfüze olan bölgelerde aşırı ventilasyon alveolar ölü boşluğu
artırır, Vd/Vt oranıda artar. Öte yandan gelişen hipokseminin kemoreseptörleri uyarması ile de
ventilasyon artar (1). Erken gelişen anaerobik eşik nedeniyle artan laktat, hidrojen iyonu da
ventilasyonu uyarır (Şekil 8) (19).
PPH
PVR
Pulmoner kapiller yatak
V/P dengesizliği
R L şant
Vd/Vt
Kan akımı(O2)
PO2 pH
Ventilatuvar ihtiyaç
Dispne
Laktat Aşırı CO2
ATP
Kas kontraksiyonu
Yorgunluk, Dispne
Egzersiz kısıtlanması
Şekil 8: PPH’da egzersiz kısıtlanmasında fizyopatogenez (Sun XG, Hansen JE, Oudiz RJ,
Wasserman K. Exercise pathophysiology in patients with primary pulmonary hypertension.
Circulation 2001;104:429-35)
Arteriyel hipoksemi ise; 1- Azalan pulmoner kapiller yataktan egzersiz sırasında eritrositlerin
geçiş zamanının kısalması ile, 2- Patent foramen ovaleden artan PVR nedeniyle sağ-sol şantın
gelişmesiyle meydana gelir (1,19).
Kan akımın ve dolayısıyla oksijen sağlanımının azalmasına bağlı olarak ATP’nin aerobik
rejenerasyonu bozulur, AT ve ∆VO2/ ∆WR azalır. Anaerobik metabolizma devreye girer, erken
metabolik asidozis gelişir.Tüm bunların sonunda kas kontraksiyonunda bozulma gelişir ve egzersizde
yorgunluk ve dispneye neden olur (Şekil 8) (19).
Göğüs duvarı hastalıkları:
Solunum kas güçsüzlüğü, göğüs deformiteleri, toraks kafesi rijiditeleri (ankilozan spondilit),
kas ve motor sinir hastalıkları, aşırı obesite gibi durumları içermektedir. Göğüs duvarı hastalıklarında
restriksiyon vardır; egzersiz sırasında göğüs duvarı genişleyemediğinden Tv artıramazlar. Akciğerde
herhangi bir hastalık olmaksızın ventilatuvar kısıtlanma sözkonusudur. Solunum rezervi azalır.
Normal olmayan göğüs kafesi mekaniği nedeniyle maksimal egzersiz performansı engellenir. Aynı
zamanda solunum kas güçsüzlüğü de egzersiz kısıtlanmasına yol açar. Kalp hızı rezervi artar, zira
kardiovasküler kısıtlanma görülmez (1).
Kronik kalp yetmezliği (KKY):
KKY’de egzersiz intoleransına neden olan birkaç faktör vardır;1- Uygunsuz oksijen dağılımı
(kalp hızı cevabındaki değişkenlikler, sistolik ve diasyolik disfonksiyon, periferik dolaşıma kan akımı
dağılımındaki eşitsizlikler), 2-Normal olmayan pulmoner vasküler cevap, 3-İskelet kas patolojileri
(oksijen kullanımı ve kas metabolizması), 4-Normal olmayan ventilatuvar cevap gibi (6).
KKY’de erken gelişen metabolik asidozise, azalan CO bağlı V/P dengesizliğine, interstisyel
pulmoner ödeme, havayolu rezistansındaki artışa, göğüs duvarı ve akciğerdeki mekanoreseptörlerin
uyarılımı sonucu ventilasyon belirgin artar. Havayolu rezistansındaki artışa bağlı olarak KKY’li
hastalar düşük iş yüklerinde ekspiratuvar akım kısıtlanması gelişir ve solunum rezidüel volüm
seviyelerine yakın seviyelerde yapılır (Şekil 9) (8). RV seviyelerine yakın solunum havayolarına
dinamik kompresyonu artırır, dispne semptomuna yol açar. Solunum paterni; inspiratuvar solunum
kas güçsüzlüğü veya artmış ventilatuvar dürtü veya ekpiratuvar kasların aktivasyonu veya diğer
birtakım faktörlere bağlı olarak düşük akciğer volümlerinde olacak şekilse yapılmaktadır (6,8). Fakat
yapılan çalışmalarda gösterilmiştir ki, KKY’de solunumsal anormalliklerin egzersiz intoleransına
değişken etkilerinin olmasına rağmen, egzersiz kısıtlanmasında yeri yoktur (20).
Şekil 9: Stabil kogestif kalp yetmezliğinde egzersiz sırasındaki inspiratuvar ve ekspiratuvar
FV eğrisi (Johnson BD, Weisman IM, Zeballos RJ, Beck KC. Emercing concepts in the evaluation of
ventilatory limitation during exercise. Chest 1999;116:488-503)
Orta ve ileri KKY’de , azalan CO sebebiyle Vd/Vt ve VECO2 oranları artar ve V/P
dengesizliği sıklıkla gözlenir. Fakat egzersizle kan gazlarında herhangi bir değişiklik gözlenmez.
∆VO2/ ∆WR ve AT azalır, erken metabolik asidosiz gelişir, O2 pulse azalır . Egzerszile bozulmuş
kalp hızı cevabı görülür, ileri olgularda pik kalp hızı azalır (1,6).
KAYNAKLAR
1-Wasserman K, Hansen JE, Sue DY, Casaburi R, Whipp BJ. Principles of exercise testing
and interpretation: Including pathophysiology and clinical applications. 3 rd ed. Philadelphia:
Lippincott Williams Wilkins, 1999:95-113
2-Weisman IM, Zeballos RJ. Clinical exercise testing. Clin Chest Med 2001;22:679-701
3-Ambrosino N, Scano G. Measurement and treatment of dyspnoea. Respir Med 2001;95:53947
4-Akkoca Ö, Öner F, Saryal S, Şen E ve ark. Hafif ve orta şiddetteki kronik obstrüktif akciğer
hastalıklarında egzersiz kapasitesi. Tüberküloz Toraks 2001;49:5-12
5-Nici L. Mechanisms and measures of exercise intolerance in chronic obstructive pulmonary
disease. Clin Chest Med 2000;21:693-704
6-ATS/ACCP Statement on cardiopulmonary exercise testing. Am J Respir Crit Care Med
2003;167:211-77
7-Gallagher CG. Exercise limitation and clinical exercise testing in chronic obstructive
pulmonary disease. Clin Chest Med 1994;15:305-26
8-Johnson BD, Weisman IM, Zeballos RJ, Beck KC. Emercing concepts in the evaluation of
ventilatory limitation during exercise. Chest 1999;116:488-503
9-Marchand E, Decramer M. Respiratory muscle function and drive in chronic obstructive
pulmonary disease. Clin Chest Med 2000;21:679-92
10-Polkey MI. Muscle metabolism and exercise tolerance in COPD. Chest 2002;121:131s135s
11-ATS/ERS Skeletal muscle dysfunction in chronic obstructive pulmonary disease. Am J
Respir Crit Care Med 1999;159;s1-s40
12-Maltais F, LeBlanc P, Jobin J, Casaburi R. Peripheral muscle dysfunction in chronic
obstructive pulmonary disease. Clin Chest Med 2000;21:665-77
13-Antonucci R, Berton E, Huertas A, Laveneziana P et al. Exercise physiology in COPD.
Monaldi Arch Chest Dis 2003;59:134-39
14-Lama VN, Martinez FJ. Resting and exercise physiology in interstitial lung diseases. Clin
Chest Med 2004;25:435-53
15-Mascolo MC, Truwit JD. Role of exercise evaluation in restrictive lung disease: new
insights between march 2001 and february 2003. Curr Opin Pulm Med 2003;9:408-10
16-Hansen JE, Wasserman K. Pathophysiology of activity limitation in patients with
interstitial lung disease. Chest 1996;109:1566-76
17-Marciniuk DD, Gallagher CG. Clinical exercise testing in interstitial lung disease. Clin
Chest Med 1994;15:287-303
18-Spruit MA, Thomeer MJ, Gosselink R, Troosters T et al. Skeletal muscle weakness in
patients with sarcoidosis and its relationship with exercise intolerance and reduced health status.
Thorax 2005;60:32-38
19-Sun XG, Hansen JE, Oudiz RJ, Wasserman K. Exercise pathophysiology in patients with
primary pulmonary hypertension. Circulation 2001;104:429-35
20-Chauhan A, Sridhar G Clemens R, Krishman B et al. Role of pulmonary function in
exercise limitation in chronic heart failure. Chest 2000;118:53-60
Download