eksik`sizlik - Bilkent University

advertisement
EKSİK'SİZLİK
Hayatınızda eksik şeyler mi var? Heyecan, monotonluk, 10 kuruşluk bir sakız, almanız
gereken o pahalı ruj, daha fazla sevgi, ya da ilgi. Yoksa her şey tamam fakat koskoca bir
boşluk mu?.. Dışarıdan bakıldığında her şeye sahip bir kadının ruhsal bunalımını, kendi
labirentinden çıkış yolunu arayışını anlatan bir kitap; ''Aldatmak''. Paulo Coelho'nun kaleme
aldığı bu kitap sadece Linda'nın içinde olduğu bir hayatı anlatmıyor, aslında hepimiz aşinayız
bir şeylerin eksik olduğunu düşünüp hissetmeye. Herkesin elinde olmayanı arzuladığı,
mevcutla mutlu olunamayan bir dünyada, eksikliğin huzursuzluğunu en içten duygularla
vurgulayan yazar, yazılan yorumlara benzer şekilde beni de oldukça etkiledi. Çoğu şeyi
yeniden düşünmeye itti beni...
Eksik olarak gördüğüm şeyleri sorguladım ve anlamsızlığının farkına vardım. Sonraki gün ne
giyeceğime bakmak için açtığım dolapta tek baktığım boş askılar, dolabımda olmayanlar...
Zihnimde canlandırdığım, bir yerde gördüğüm kıyafetler bana daha cazip geliyor. İşin kötüsü,
bazen de elimdeki kıyafetleri kesip yeni parçalar ekliyorum, onları boyayıp değiştiriyorum. En
sevdiğim de bu: elimdekileri değiştirmek. Çayımda biraz daha su olsun istiyorum, bazen
suyu fazla koyuyorum çaydan soğuyorum. Fark ediyorum ki her şeyde bir eksik arıyorum.
Her şeyin kusursuz olması bana yakışmayacakmış gibi... Beni seven insanların neden daha
çok sevmediklerini soruyorum. Yemekte tuzu, aşkta huzuru eksik buluyorum. Eminim ki çoğu
insan da benim gibi hayattaki bu boşlukları doldurmaya çalışıyordur. Peki nedir bu
eksiklikler? Gerçekten eksik midir? Hayatımızda olsalar tüm boşluklar dolacak mı yoksa
mutsuzluk serüvenimize devam etmek için yenilerini mi arayacağız. Bu arayış kimine göre
memnuniyetsizlik, kimine göre şımarıklık, hastalık... Benim içinse insanın doğası. Ya da böyle
olsun istiyorum, kim kendine hasta der ki(!)?
Gözümüze batan ve dillendirdiğimiz her eksik parçanın birer kanser hücresi olarak bizlere
geri döndüğüne inanıyorum. Yeni dertler ediniyor, devasını bulunca bir yenisini daha
katıyoruz. Mutlu olduğumuz pamuk bir buluttan yağmaya hazır yağmur damlaları gibi
elimizde olmayan nedenlerden ötürü mü? Sürekli olarak bir şeylerin eksikliğinden yakınmak
bizlere ne kazandırıyor? Hasta mıyız yoksa ilgi çekmeye mi çalışıyoruz? Bu soruların kesin bir
yanıtı yok fakat eksiklik kavramının bu denli üstüne gitmenin kişiye zarar verdiğini
düşünüyorum. Yukarıda dediğim gibi kanser hücreleri... Her şeyden yakınıyor,
çevremizdekilerin üstümüzde söz hakkı olmasına izin veriyoruz. Etrafımız devamlı ufak
şeylerden yakındığımızı söyleyip bizi hasta olarak nitelendiren insanlarla dolu. İşte kanser
hücreleri bunlar. Bizi bulunduğumuz durumdan daha da kötüsüne sürükleyen
profesyonellikten uzak yorumlar. Kişiyi en iyi kendi tanır, bir başkası değil. Bu nedenle de
tüm dertlerin çözümünü kendinde aramak en doğrusudur. Eksiklikler dahil. Bir psikologla
olan görüşmede bile bizim anlatacağımız şeyler vardır. Karşıdaki insan anlattığımız kadarını
bilir ve konuşmaya devam ederiz. Biz bunları zaten biliyoruz, daha da önemlisi anlatılanları
birebir biz yaşadık. Eksiklik duygusunu bu denli yoğun yaşıyorsak nedeni de çözümü de bizde
gizlidir. Küçükken teyzelerimizden birinin bizi biraz daha az sevmesinden ya da ailelerimizin
sen yanlışlıkla dünyaya geldin söylemlerinden örnek verebilirim. Sevgi eksiklikleri ileriki
zamanlarda insanları agresifleştiriyor, bir daha sevilmeyeceğin duygusuyla insanlara
yaklaşıyorsun. Bir de eksiklikten yakınıyorsun tabii... Sonuç hasta, memnuniyetsiz olduğuna
inanıp geri dönüşü olmayan işlere girişen bir birey, tıpkı Linda gibi.
Eksiklikleri tamamlamanın yolu üstüne düşmemek, düşünmemektir. Gerçekten eksik olup
olmadığı meçhul olan bu olgular hayatımızı bulanıklaştırır, elde edemediğimiz her şey için
kendimizi huzursuz eder dururuz. Eğer bir şeyin eksik olduğunu sürekli kendimize
hatırlatırsak gitgide büyütür, çözümü daha da zorlaştırırız. Bu nedenle eğer dopdolu üzüm
salkımının bir kısmı boşsa bunu dert etmemeliyiz. Elden gelen bir şey yoktur çünkü...
Linda'nın da dediği gibi ''Belki de mantıklı olan tek şey şu dünyada hoşça vakit geçirmektir''.
(Coelho, 74)
KAYNAK
COELHO, Paulo, Aldatmak. Çev. Emrah İmre. Can Kitabevi, 2014
Download