Enerjinin geleceği depolanan sudan, elektrik üretmek için faydalanılıyor. Almanya’da şu anda toplamda 7 gigawat civarında üretim gücüne sahip 9 adet pompajlı depolama tesisi bulunuyor. Ancak bu rakam gelecekte ihtiyaç duyacağımız seviyenin çok altında kalacak. Kuhn, “Pompajlı depolamalı enerji santrallerinin genişletilme potansiyelleri çok sınırlı. Bu da bizim büyük hacimlerde elektriği barındırabilecek alternatif depolama teknolojileri bulmak zorunda olduğumuz anlamına geliyor” diyor. Siemens’in lityum-iyon temelli modüler SIESTORAGE sistemi gibi batarya çözümleri son zamanlarda devasa boyutta ilerlemeler kaydetti. Siemens’in sistemi, üstün performanslı bataryaları şebekeye bağlanmakta gereksinim duyulan enerji elektroniğiyle birleştiriyor. Bu sistem bir megawatt kapasiteli ve aynı zamanda 500 kilowat-saate kadarlık randımanı barındırabiliyor ve sonra istenildiği zaman kullanılabiliyor. Diğer geleneksel kısa vadeli depolama çözümleri arasında ise kapasitörler, çarklı depolama sistemleri ve sıkıştırılmış hava depolama sistemleri yer alıyor. Uzun vadeli çözümlere doğru Yukarıda sayılan tüm çözümlerin tek engeli hepsinin de sadece dakikalar veya saatlerle ölçülebilen depolama süreleri sunuyor olmalarında yatıyor. SCT’nin enerji depolama sistemleriyle ilgili araştırma faaliyetlerinin başında Karl-Josef Kuhn bulunuyor. Bu durumun farkında olan Siemens araştırmacıları elektriği amonyak ve metan gibi kimyasalların yanı sıra hidrojen gibi uzun vadeli depolama formlarına dönüştürebilen çözümlere odaklanıyor. Enerjiden-gaza olan teknolojiler, elektrolizden faydalanarak su ve elektriği kimyasal hammaddelere dönüştürüyor. Örneğin bu alandaki ilk pilot projelerden biri de Siemens’in 6 megawat’a kadar çıkabilen hidrojen ürettiği Mainz Enerji Çiftliği. Bu tesis dünyada kendi sınıfındaki en büyük tesis olarak biliniyor. Tesis yaklaşık 2 bin adet araba yakıtbataryasına yetecek kadar hidrojen üretme kapasitesine sahip. Siemens elektroliz-tabanlı hidrojenin yanı sıra metan gazıyla da ilgileniyor. Hem hidrojen hem de metan gazları bir doğal gaz şebekesinde depolanabiliyor ve sonra elektriğe dönüştürülmek için kullanılabiliyor. Siemens uzmanları aynı zamanda metil alkol gibi CO2 içermeyen yakıtlar kullanan dönüştürme süreçleri üzerinde de çalışıyor. Diğer araştırma alanları ise termal ve mekanik depolamanın yanı sıra elektrik enerjisini sıkıştırılmış hava formunda depolayan sistemler. Kuhn, “Yeni bir enerji karışımına geçişi başarılı kılmaktaki kilit faktör, depolama teknolojilerini harmanlamaktan geçecek” diyor. Ulrich Kreutze Zeynep Alimoğlu [email protected] Enerjiden-gaza olan teknolojiler özellikle uzun vadeli depolamaya çok uygun. Yeni bir elektroliz ünitesinin ölçüm istasyonundaki SCT araştırmacısı Kerstin Wiesner. 4 Gelecek&Trendler l Mart 2017