ÖN SÖZ Bu kitap duygusal ve davranışsal bozukluklardan etkilenmiş öğrenciler hakkında daha fazla bilgi edinip onlara daha fazla yardımcı olmak isteyen uzman öğretmenler ve ilgili servis çalışanlarına olduğu kadar genel olarak alana ilgi duyan kişiler ve özel eğitim öğretmenlerini hedef alarak duygusal ve davranışsal bozukluklarının bilinmeyen ve mücadele gerektiren dünyasını tanımlamak için hazırlanmış bir giriş kitabıdır. Benimsediğimiz yaklaşım, her bir bozukluğun özelliklerini, nedenlerini, tanımlanmasını ve güncel kanıtlara dayalı müdahaleleri inceleyerek daha ileri bir anlayışın gelişmesi için bilgi sağlamaktır. Bunu, olaylarda gerçek dünyada karşılaştığımız örnek vakalarla, okul temelli pratik yaklaşımları kullanarak başardık. Okuyuculara güncel kuramlar ve en iyi uygulamaların birlikte verildiği, deneyim ve uzmanlık gerektiren iki farklı bakış açısının daha yararlı olacağını düşündük. Birçok kitap okul çocuklarında uyumsuz davranışlar ve davranış değiştirme teknikleriyle ilgilenirken, sadece bazıları okul ortamındaki alan deneyimine dayalı müdahale teknikleri ile ilgili olarak bilgi vermektedir. Bu kitap etkili, yararlı, duruma özgü vaka örneklerinden geliştirilmiş davranışsal tanımlamalar kullanarak bu eksikliği tamamlamaya çalışmıştır. Hatta engelli bireylerin eğitimi hareketi “Individuals with Disabilities Education Act” (IDEA) ve hiçbir çocuk geri kalmasın hareketi (No Child Left Behind) (NCLB) çerçevesinde öğrencilerin davranış ve öğrenmelerini etkileyen birçok bozuklukla ilgili son araştırmaları da vermeye çalıştık. Belirli bir bozukluğun tüm yönlerine ilişkin temel anlayışla birlikte bilimsel olarak geliştirilmiş müdahale yöntemlerini de verdik. Güncel, kısa sınıf deneyimleriyle ilgili bölümler acemi ve koruyucu öğretmenleri olası en gerçekçi durumlarla karşılaştırmaya çalışmıştır. Bu özellik, öğrencileri için en olası ve ilgili ders deneyimi sağlamak isteyen üniversite öğretmenleri için önemli olmalıdır. Son olarak, bu kitap duygusal rahatsızlığı olan öğrencilerle ilgili IDEA hareketine olduğu kadar, fonksiyonel davranış tanımları ve buna uygun davranış müdahale planlarının geliştirilmesi için en yeni gerekli düşünceler üzerinde de durmaktadır. Bu kitabın içeriği, alanda ve profesyonel dergilerde tanımlanan duygusal ve davranışsal bozukluklara göre organize edildiği için kullanımı kolay bilgiler vermektedir. 11 bölümlük format 15 haftalık dönemi kapsamaktadır. Bölümlerin üçü üniversitedeki 15. ve son haftadaki 2 dersteki konuları dersi değerlendirmek için yeterli materyali içermektedir. Kitap öncelikle henüz çalışmaya başlamış öğretmenler için yazılmış olmasına karşın, malzemenin güncelliği, tanı koyma ve ilgili müdahale stratejilerine vurgu yapması, kitabı yeni başlamış ve yıllardır çalışan öğretmenler, alanda çalışan kişiler ve bu özel grupla çalışırken daha bilgili olmak isteyen okul idarecileri içinde yararlı hâle getirmektedir. vii viii Ön Söz Kitaptaki her bölüm, bölümün sonunda önerilen tepkilerle gözden geçirilen, bir dizi anahtar “odak sorular” ile başlamaktadır. Buna ek olarak, bölüm içerikleri kısa bir özet ve anlatılan bozukluğa sahip öğrencilerle öğretmenlerin pratikte nasıl başa çıkabileceklerini anlatan “öğretmenler için ipuçları” bulunmaktadır. Her bölüm aynı zamanda alanda çalışan uzmanlardan ve benzer deneyimi yaşayan kişilerden okuyucuya önerileri de içermektedir. Birinci bölüm; bakıcılara yönelik olan duygusal davranışsal bozukluğu olan öğrencilerle çalışmalarda genel olarak neler etkilidir veya neler etkili değildir yaklaşımının yanı sıra duygusal ve davranışsal bozukluğu olan “tipik” öğrenci profilini tanımlamaya çalışma, etkili ve fonksiyonel davranışsal değerlendirme, tedavi ve müdahale uygulamalarının nasıl gelişeceği, ayrıca duygusal ve davranışsal bozuklukların tanımındaki geleneksel tartışmayı anlatmaktadır. İkinci, üçüncü ve dördüncü bölümler öğretmenlerin sınıflarında en fazla karşılaştıkları, en fazla mücadele ettikleri, öğretmenlerin yıpranma ve istifa etme nedenlerinde istatistiksel olarak en sık neden gösterdikleri rahatsızlık verici bozukluğa sahip öğrenciler anlatılmıştır. İkinci bölüm davranım bozukluğunu tanımlamakta ve uygulama alanıyla doğrudan bağlantılı gerçek örnekler vermektedir. Bölüm, davranım bozukluğunun özellikleri, nedenleri, değerlendirmesi ve tedavisi tartışmakta ve aynı zamanda okuyucuya bozukluğu anlayabilmesi için okul ortamına özgü müdahaleleri de anlatmaktadır. Aynı şekilde üçüncü bölümde karşıt gelme bozukluğunu ve bu bozukluğun davranım bozukluğunun habercisi olabileceğine ilişkin tartışmalı düşünceleri irdelerken, etkili müdahalelerin öneminden söz etmektedir. Dördüncü bölüm günümüzde okul çağındaki çocukları etkileyen en yaygın engelleyici bozukluklardan biri olan dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunu anlatmaktadır. Bölüm güncel ilaçlarla ilgili bir çizelge ile birlikte, öğrenciler ve öğretmenler için tavsiye edilen bir değerlendirme sürecini de anlatmaktadır. Beşinci, altıncı ve yedinci bölümler çocuk ve gençlerde en yaygın kaygı bozukluklarından söz etmektedir. Bu kaygı bozukluklarının her birini bir vaka örneğiyle ve okuyucuyu eğitmek için bu bozuklukların özellikleri, nedenleri, güncel değerlendirme yöntemlerini vermekte, hastalığın tam olarak anlaşılması için önerilen tedavi stratejilerini de belirtmektedir. Böylece bu tür davranışları sergileyen öğrencilerle öğretmenlerin en uygun ve başarılı biçimde çalışmasını amaçlamıştır. Beşinci bölüm özgül fobileri, ayrılma kaygısı bozukluğu ve sosyal kaygı bozukluğunu araştırırken bu bozuklukları gösteren öğrencilerle çalışanların sınıf deneyimlerine dayalı gerçek vaka örneklerini, örnek olması açısından vermektedir. Aynı şekilde 6. bölümde de en sık görülen kaygı bozuklukları tanımlanmaya çalışılmaktadır. Travma sonrası stres bozukluğu, yaygın kaygı bozukluğu ve obsesif kompulsif bozukluklar kitabın genel yaklaşımı içinde anlatılmıştır. Son olarak yedinci bölümde günümüzde on yaşındaki kız çocuklarının bile etkilendiği ve ailelerle öğretmenlerin ilgi odağı olan yeme bozuklukları araştırılmaktadır. Ön Söz Sekizinci bölüm intiharla yüksek ilişki gösteren depresif bozukluk ve bipolar bozukluk gibi duygu durum bozukluğunu anlatmaktadır. Bu bozukluklarda bölümlerimizin genel yapısına ilişkin daha önce anlatılanlara benzer bir şekilde kuram ve pratik birleştirilerek tartışılmıştır. Bu bölümün en önemli kısmı öğretmenlere kaynak sağlamak için tanımlama ve uyarı sinyallerinin tartışıldığı ergen intiharı ile ilgili kısımdır. Dokuzuncu bölüm günümüz okul çağındaki çocuklar arasında en muamma bozukluk, otizm spektrum bozukluğunu tartışmaktadır. Günümüzde birçok çocuğa artan sayıda tanı konan bu bozukluklar son yıllarda medyanın çok fazla dikkatini çekmiştir. Birçok eyalette de olduğu gibi Birleşik Devletler Eğitim Bölümü de yeni olgular tanımlanması için öğretmen yetiştirme programlarında otizm spektrum bozukluğuna dikkat çekilmesi istenmektedir. Öğretmenlerin otizm bozukluk ve Asperser sendromu gibi değişik otizm spektrum bozukluğuyla ilgili önerilen müdahalelere aşina olmaları istenmektedir. Onuncu bölüm madde kullanımı, riskli cinsel davranışlar, okuldan kaçma ve zorbalık gibi öğrencilerde görülen dört duygusal ve davranışsal bozukluğu açıklamaktadır. Bu bölüm etkili okul ortamındaki müdahale yöntemleriyle birlikte anekdot ve vaka örneklerini de içermektedir. Özel eğitim öğretmenleri ve çocuk psikologları olarak her iki yazar grubu da bu bölümdeki alanların risklerinin, öneminin ve duygusal davranışsal bozukluğa sahip gençlik ile bağlantısının farkındadır. Bu nedenle alandaki ders kitaplarından ayrı olarak daha kapsamlı bir içerik vermeye çalıştık. Okuyucularımızın bu ciddi risk faktörlerini kapsayan içeriğe ihtiyacı olduğunu düşündük. Son olarak, on birinci bölümde genel bir özet ve sonuç sunmaya çalıştık. Bu bölümde duygusal davranışsal bozukluğu olan çocuklarla çalışmamızı etkileyen güncel olguları tartıştık. Bölümün bazı kısımlarında duygusal davranışsal bozukluğu olan öğrencilerin öğrenebilmesi için anlamlı yönergeler ve teknolojiden yararlanma yolları, farklılıkları önemsemenin yönerge ve müdahalelerdeki önemi ve uzmanlarla ailelerin iş birliğinin önemine ilişkin yeni düşüncelere ait ipuçları da verilmeye çalışılmıştır. Bu son özellik aileleri ve yasal bakıcıları bu çocukların tedavisinde destekleyici kişiler olarak görmeyi gerekli kılmaktadır. Pearson’daki Gelişimsel Editörümüz Christian Shangraw’a paha biçilemez yardımları ve derin önerileri için teşekkür etmeyi borç biliriz. Aynı şekilde, bizim görüşümüzü paylaşıp, bu projede yer alan Editörümüz Virginia Lanigan’a da özellikle teşekkür ederiz. Aynı zamanda bu ürünün ortaya çıkmasında sabırlı, dikkatli ve detaycılığıyla verimli olmamızı sağlayan Editör Yardımcısı Penny Burleson’a, kitabın görünümünde ve bitiş noktasına gelmesinde desteğini esirgemeyen Ann Davis’e teşekkür ederiz. Yazılarımızı tutarlı bir şekilde okunabilir hâle getiren Kopya Editörümüz Lynne Lockenbach’a teşekkür etmeyi bir borç biliriz. Bir teşekkür de bizi programa bağlı tutan Aptara’daki Üretim Koordinatörümüz Ravi Bhatt’a etmeliyiz. ix x Ön Söz Bu kişilerle birlikte zaman ve enerjilerini yollarımızı inceleyerek, kitabın daha iyi olması için derin önerilerde bulunmak için harcayan; Andrea Allen, Barry University; Ellyn Arwood,University of Poland; Joe Blackbourn,Universty of Mississippi; Luis Conde, Barry University; Corine Frankland, Western New Mexico University; David Gordon, University of Wisconsin—Whitewater, Beverly Johns, Macmurray College, Gwendolyn Jones, Fairmont State University, Kim Killu, University of Michigan—Dearborn; Louis Lanunziata, University of North Carolina—Wilmington; Festus Obiakor, University of Wisconsin—Milwaukee, Conn Thomas, West Texas A & M University; Johnna Westby, Minot State University ve Richard Williams, Norhwestern State University’e teşekkür ederiz. Son olarak aile bireylerimiz Brenda, Theresa, Jimmy ve Lois’e karşılıksız sevgileri, tüm bunları mümkün ve anlamlı kılan cesaret verici yaklaşımları için teşekkür ederiz. Vance L. Austin Daniel T. Sciarra