İnsan kaynakları - Sırf Danışmanlık

advertisement
İnsan kaynakları
Faaliyette stratejik ortaklık danışmanlık hizmetleri
MESLEK YETKİNLİKLERİ
Vizyonumuz,misyonumuz, hedeflerimiz ve ortak değerlerimiz ışığında:
• Yeniliklere açık, enerjik, kendisini ve işini geliştirme potansiyeli bulunan, takım çalışması yapabilen,
güleryüzlü insan gücünü bünyemize kazandırmak,
• Topluma karşı sorumlu, ahlaki değerlere saygılı, çağdaş, koşulsuz müşteri memnuniyeti felsefesini
özümsemek,
• Çalışanların sürekli gelişimini, farklı vizyon, beceri ve teknik bilgi kazanmasını sağlamak
• Zamana karşı yarışan ve daima kazanmayı hedefleyen grubumuzun en değerli kaynağı olan yüksek
yetkinlikli çalışanlarının değişime her an hazır ortamda bilgi, beceri, potansiyel ve performanslarını
devamlı geliştirerek kişisel hedeflerinin örgütsel hedeflerle en doruk noktada birleşmesini
sağlamaktır.
Amacımız, sırf ın başarısının ve gelişiminin sürekliliğiyle daha iyi hizmet vermesini sağlamaktır. sırf
bunu da ancak çalışanlarıyla gerçekleştirebileceğinin bilincindedir. Çalışanlarının sürekli eğitim
programları, etkin performans ve ödüllendirme sistemleri ile geliştirmeyi hedeflemektedir.
"Müşterilerimizin yaşam kalitesini yükseltmeyi amaçlayan insan kaynağı ile başarı ve gelişimin
sağlanacağının bilincinde olan sırf , İnsan Kaynakları Yönetiminin önemine inanmaktadır
• Uygun özgeçmişlerin bulunması
• Özgeçmiş ön değerlendirmelerinin yapılması
• CV bazlı birebir mülakat
• Yetkinlik bazlı birebir mülakat
• Genel yetenek testi
• Kişilik envanteri ve yorumlanması
• Yabancı dil testi
• Bilgisayar bilgisi ve klavye testi
• Role Play
• Referans araştırmaları
• Şirket, görev ve sosyal hakların sunumu
• Onay görüşmesi organizasyonu
• İşe giriş evraklarının takibi
İHTİYAÇLARIN BELİRLENMESİ
Proje yöneticilerimizin müşterimizin İnsan Kaynakları Departmanı ve yöneticileri ile ihtiyaç duyulan
veya duyulabilecek pozisyonların detaylarını analiz ettiği aşamadır. İhtiyaç duyulan pozisyonun görev
tanımı, adayın kişisel ve mesleki yetkinliklerinin belirlenmesi, kurumun beklentilerinin belirlenmesi bu
aşamanın en önemli unsurudur.
ADAY ARAŞTIRILMASI
Proje yöneticilerimize bağlı sektörel uzmanlığa sahip İnsan Kaynakları Uzmanlarımız ve Uzman
yardımcılarımız, belirlenen profildeki tüm adaylara ulaşabilmek için strateji belirleme çalışmalarını
yapar. Değerlendirmeler sonucunda adayların belirlenmesi gerçekleştirilir.
MÜLAKAT SÜRECİ
Potansiyel adaylar ile telefon mülakatı gerçekleştirilerek adayın görev tanımına ve beklenen temel
niteliklere uygunluğu ölçülür.
Uygun bulunan adaylar ile yüz yüze mülakat aşamasına geçilir.
İnsan Kaynakları Uzmanlarımız bu aşamada adayın mesleki ve kişisel yetkinliklerini ortaya
çıkarabilmek amacı ile mülakat haricinde testler uygulamaktadır.
RAPORLAMA VE ADAY SUNUMU
Mülakat süreçlerinde pozisyona uygunluk, yetkinlik, kurum kültürüne sahip olması gibi konularda
olumlu değerlendirilen adaylarımız mülakat değerlendirme raporları ile birlikte detaylı referans
araştırmasının yapılması sonrasında firmalarımıza sunulur.
İŞEYERLEŞTİRME
Bu aşamada uygun bulunan adaya -firma talep eder ise- görev tanımı ve sosyal paketi hakkında bilgi
vererek iş teklifinin yapılması ve işe giriş için gerekli evrakların düzenlenmesi gerçekleştirilir.
2-BİLİŞİM VE TEKNOLOJI
“İş Zekası” çözümlerine yeni başarı hikayeleri eklemek hedefiyle yola çıktık…
Sırf danışmanlık olarak alanında uzman akademisyenlerle çalışarak; bilişim, teknoloji ve iletişim
alanındaki tüm gelişmeleri ve yenilikleri siz değerli müşterilerimize her zaman en iyisini sunma amacı
ile kurumumuza entegre etmek, teknolojik yatırımlarımıza bu doğrultuda yön vermektir.
Sırf Bilişim kapsamında yakın gelecekte bilişim, teknoloji ve iletişim başlıklarında sıkça söz edilecek
yenilikleri bugünden kurgulayan bir “yaşam tarzı” oluşturmak, danışmanlık sektöründe lider
kuruluşun bligi ağı sırf çözümüdür.
3-ÖDÜN VERMEDEN HİZMET
ÇalışmaŞeklimiz
Müşterlerimizden gelen talepler doğrultusunda istedikleri kriterlere uygun elemanları kendi cv
portföyümüzden temin ediyoruz. Daha sonra sizin de uygun olduğunuz bir gün ofisimizde bir görüşme
ayarlıyoruz. Bizim bulduğumuz elemanlar ile anlaşma sağlanır ise sizlerle 2 ay içinde her hangi bir
sebeple bulunan eleman işten ayrıldığı taktirde yeni eleman bulacağımızı taahhüt eden bir sözleşme
yapıyoruz. Bu organizasyon için çalışanın bir maaşı komisyon alıyoruz.
Türkiye iş kurumuna bağlı olarak çalışan yasal bir firmayız.
Firmamız Hakkında
sırf İnsan Kaynakları yaklaşık 10 yıldır bu sektördedir. 5 yıldır’ da özel istihdam bürosu olarak bu
sektörde hizmet vermekteyiz. Eleman ihtiyacı olan müşteriler ile iş ihtiyacı olan kişileri karşılıklı olarak
buluşturuyoruz.
Firmamız yaşadığınız ve çalıştığınız tüm mekanlar için tam ve yarım zamanlı kalifiye personel ve
hizmetli ihtiyacına yönelik profesyonel insan kaynakları çözümleri sunuyoruz.
Misyonumuz
Hizmet sektörü içerisinde önemli ve geniş bir yer tutan insan kaynakları, gelişen ve değişen günümüz
çalışma hayatının vazgeçilmez bir unsuru haline gelmiştir.
Teknolojinin çok hızlı olarak gelişmesiyle birlikte iletişim açısından küçülen dünyamızda
ihtiyaçlarımıza çözüm olacak birçok seçenek bulabiliyoruz artık. Fakat bu çok seçeneklilik zaman
zaman bazı sorunlar oluşturabilmektedir.
Firmamız, insan kaynakları alanındaki sorunları belirleyerek çözüm yolları üretmiş ve bu çözüm
yollarını kullanmak üzere sektörde ki yerini almıştır.
Firmamız genç bir kuruluş olmasına rağmen faaliyet gösterdiği alandaki gelişimini günümüz şartlarına
paralel olarak hızlı bir şekilde sürdürmektedir.
eleman portföyü, ileri teknolojik alt yapısı, bilgili ve özverili çalışanları ile hedefleri doğrultusunda
sektördeki hizmetini sürdürmektedir.
Hizmet sektörü içerisinde insan kaynakları alanında ister mavi ister beyaz yaka olsun her tür pozisyon
ve çalışma alanları için personel ve eleman açığının giderilmesi yönünde istenilen kriterler de eleman
temini ve işe yerleştirme için çalışmaktayız.
Görevimiz, faaliyet gösterdiğimiz bu alanda dürüst, güvenilir ve bilinçli olarak hizmet vermek.
İstihdam ihtiyaçlarını doğru tespit ederek, hızlı ve net bir şekilde ihtiyacın giderilmesini sağlamaktır.
Firmamız, iş etiğinden ödün vermeden, yasaların dışına çıkmadan, insan çalışma ve sosyal hayatının
gerekleri doğrultusunda tavizsiz çalışmalarını sürdürmektedir.
Vizyonumuz
sırf Danışmanlık olarak firmamız yaptığı işin bilinç ve ciddiyeti, kendine olan özgüveni ile geleceğe
güvenle ve emin adımlarla yürümektedir.
Firma olarak hedefimiz, insan kaynakları alanında ve hizmet sektöründe tüm çalışmaları ile takdir
edilen öncü ve yenilikçi firmalar arasında yerimizi almaktır.
Öncelikli hareket noktamız, faaliyette bulunduğumuz hizmet alanında sistemli ve özgün çalışma
metotlarını uygulayarak en iyi hizmeti vermektir.
Yükümlülüklerimizin bilinci, sorumluluklarımızın ciddiyeti ile toplum hayatının gereksinimlerine
çözüm olacak projelerle geleceğe ışık tutmanın gayreti içerisindeyiz.;
İnsan kaynakları sektöründe ki faaliyetlerimizi sürdürürken günümüz şartları içerisinde ihtiyaçların
doğru olarak anlaşılması ve giderilmesi için en kısa sürede uygun çözüm yolları buluyoruz.
Gereken sağlıklı iletişimin kurulması yönünde ki çalışmalarımız üzerinde titizlikle duruyoruz.
Başarılarımızı birlikte çalıştığımız insanların memnuniyetleri ile ölçüyoruz.
Değerlendirmelerimizi hizmet alan ve hizmet verenlerin görüş ve talepleri doğrultusunda yapıyoruz.
İçinde yaşamış olduğumuz toplum hayatına katkıda bulunmak için imkânlarımız dâhilinde gereken
tüm çabayı gösteriyoruz.size sunduğumuz elemanların tüm sorumluluklarını aldığımız gibi sizde
çalışan elemanımızın tüm hakları için sizinle karşılıklı olarak uzlaşma yolu ile çözüm yada yasal
haklarımız doğrultusunda verilen sözlerin takipçisiyiz.bu nedenle önce insan ve emek kutsaldır……….
sırf İnsan Kaynakları; Bu Gün Olduğu Gibi Gelecekte de Sizin İçin Sizinle Birlikte Olacaktır.
4-YETENEKLERİN SÜREKLİ GELİŞİMİ Bizim için tüm çalışanlarımız, her seviyede ayrı birer değer ve
yetenektir. Bu yeteneklerin doğru yerlerde kullanılıyor olması ise, sürekli gelişim ortamında
potansiyelin maksimum seviyede ortaya çıkartılabilmesi belli başlı liderlik sorumluluklarımızdandır.
Yaptığımız tüm işlerde performans çıtamızı yüksek tutar ve mükemmeli hedefleriz, daha iyiyi elde
etmek için yenilikçi yaklaşımlar geliştiririz. Sırf ailesinin tüm üyelerine ve hizmet verdiğimiz tüm
müşterilerimize karşı sorumluluğumuz, şirketimizle ön sözleşme anında itibaren başlar.
Bu hedeflerimizi gerçekleştirebilmek adına en doğru, şirket ihtiyaçlarına en uygun stratejik ortak
olabilecek kişilerle; güvenilir, sürekli gelişen, başarıya ve insana odaklı bir kültürde yolculuk etmeye
ve hayata dört elle sarılmaya hazırız...çünkü biz sırf hizmet için yanınızdayız.
5-FONKSİYONLARIN PLANLAMASI VE UYGULAMASI
İş dünyasında yaşanan değişim ve dönüşümler, insan kaynakları alanında da yeni kavramları ortaya
çıkarmakta ve yeni sistemlerin kurulmasına neden olmaktadır. Kariyer geliştirme sistemi de son
zamanlarda Türk iş dünyasında yaşanan gelişmeler sonucu ortaya çıkan bir sistemdir. Hem
organizasyonlar hem de bireyler bir yandan bu sisteme adapte olmaya çalışmakta, bir yandan da yeni
gelişmeleri takip etme uğraşındadırlar. Kariyer geliştirme sistemi, iyi kurulduğu ve uygulandığı zaman
organizasyona birçok yararlar sağlamakta, fakat doğru kurulmadığı ve uygulanmadığı zaman ise
birçok sorunu beraberinde getirmektedir. Kariyer geliştirme sistemi organizasyonları ilgilendirdiği
kadar çalışanları da ilgilendirmektedir. Bu çalışma ile insan kaynakları yönetimi fonksiyonlarından
olan işe alma, performans değerlendirme ve eğitim’in kariyer geliştirme sistemine sağladıkları girdiler
değerlendirilmiştir. Uygulama, bilişim perakendeciliği alanında faaliyet gösteren özel iki kurumdan
uyarlanmıştır. Uygulamada, A firmasında, işe alma, performans değerlendirme ve personel özlük
işlemleri bölümlerinin değerlendirme merkezi çalışmasına katkıları değerlendirilirken, bu süreçten
başarılı şekilde geçen çalışanların eğitim yolu ile yetkinliklerinin arttırılarak kariyer gelişimlerinin
tamamlanması incelenmiştir. B firmasında ise, işe alma ve eğitim uygulamaları incelenmiş olup,
performans değerlendirme sistemi ve değerlendirme merkezi uygularının yapılmamasının kariyer
geliştirme üzerindeki etkileri ele alınmıştır. Anahtar Kelimeler: Kariyer Geliştirme, Değerlendirme
Merkezi, İnsan Kaynakları Fonksiyonları ve Kariyer Geliştirmeye Etkisi, Kariyer Yönetimi, Kariyer
Planlaması.sırf hizmetin altın anahtarıyız.
İŞLETMENİN TEMEL FONKSİYONLARI
İşletmeler faaliyetlerini yerine getirirken dolayısıyla amaçlarına ulaşırken yerine getirdikleri birçok
fonksiyon vardır. Söz konusu bu işletme fonksiyonları temel olarak Yönetim, Pazarlama, Üretim ve
Finans olarak gruplandırılabilir.
Bu fonksiyonlara ek olarak İnsan Kaynakları, Muhasebe, Araştırma-Geliştirme (Ar-Ge) ve Halkla
İlişkiler Fonksiyonları da işletmenin destek fonksiyonlarıdır.
1. YÖNETİM FONKSİYONU
İşletmelerin amaçlarına ulaşabilmesi için bir takım faaliyetleri yerine getirmesi gerekir. Bu faaliyetler
yerine getirilirken yönetim fonksiyonları gerçekleştirilir. Bu yönetim fonksiyonları belli ve ortak bir
amaç için çalışan tüm işletmelerde amaçlara ulaşabilmek için yerine getirilmesi gereken
fonksiyonlardır. Bu fonksiyonlar yerine getirilerek işletmelerde yönetim süreci gerçekleştirilmektedir.
Yönetim, işletme amaçlarına ulaşabilmek için insan ve diğer işletme kaynaklarının planlanması,
örgütlenmesi, yönlendirilmesi ve kontrol edilmesi süreci olarak tanımlanabilir (Nickels ve diğerleri,
2004). Tanımdan da anlaşılacağı gibi yönetim fonksiyonları, planlama, örgütleme, yönlendirme ve
kontrol olmak üzere dört grupta incelenebilir.
İşletmelerde yönetim fonksiyonu yöneticiler tarafından gerçekleştirilmektedir. Tablo 3.1’de
yöneticilerin yönetim fonksiyonlarını gerçekleştirirken yerine getirmesi gereken faaliyetler
açıklanmaktadır. Yönetim fonksiyonları Ünite 5’de daha ayrıntılı açıklanacak olmakla birlikte aşağıda
özetlenmektedir.
1.1.Planlama
Planlama, geleceğin değerlendirilmesi ve ona göre gerekli önlemlerin alınması faaliyetidir. Her
yönetim sürecinin çok önemli bir fonksiyonu olan planlama, örgütsel amaçlara ulaşmak için gerekli
politika ve yöntemlerin seçimi şeklinde tanımlanabilir.
Planlama, ne yapılacağının ve/veya neyin, ne zaman, nerede ve kim tarafından yapılacağının önceden
kararlaştırılması sürecidir. Buradan planlamanın amaca ulaşmak için ne gibi işlerin yapılacağını ve
bunların hangi sıraya göre nasıl ve ne zaman, ne kadar zamanda yapılacağını ve bunların sırasını
gösteren bir tasarı ve tutulacak yolu gösteren bir model olduğu sonucu çıkmaktadır.
Ayrıca planlamanın geleceğe yönelik olması nedeniyle yapılacak işlerin belirli bir amaç doğrultusunda
tasarlanması ve düzenlenmesi gerekir (Şimşek,1999).
Planlama süreci ve bu süreç sonucu ortaya çıkan planlar çeşitli açılardan sınıflandırılabilir. Bu
sınıflandırma, planlama dönemine göre, organizasyon kademelerine göre ve tiplerine göre planlama
şeklinde yapılabilir. Ayrıca proje planlaması, taktik planlama, stratejik planlama ve uygulama
planlama şeklinde bir planlama sınıflandırılması da mümkündür. (Koçel,1998) .
Planlama dönemine göre planlar, kısa, orta ve uzun vadeli planlardır. Kısa vadeli planlar bir yıla kadar,
orta vadeli planlar 1-5 yıl arası, uzun vadeli planlar 5 yıl sonrasını kapsayan planlardır.
1.2.Örgütleme
Örgütleme, bir örgütün amaçlarına ulaşabilmesi için çalışanların, faaliyetlerin ve kaynakların
düzenlendiği yönetim fonksiyonu olarak tanımlanabilir. Planlar, örgütleme faaliyetleri ile yerine
getirilmektedir.
Örgütleme süreci de planlama süreci gibi dinamik bir özelliğe sahiptir. Koşullar değiştiğinde
örgütleme faaliyetleri de yeni koşullara göre tekrar düzenlenmelidir (Reinecke ve Schoell,1983).
Örneğin uzun dönemde çalışanlar ayrılıp yenileri işe girebilir. Üretimde kullanılan ekipmanlar
bozulabilir ya da modası geçebilir, böylece yenilerini almak gerekebilir. Finans dünyasında birtakım
değişikler meydana gelebilir. Bunun gibi tüm değişiklikler sonucunda örgütün planları değişecek
dolayısıyla örgütleme faaliyetleri de bu yeni planlara göre yapılacaktır (Mescon ve diğerleri, 1999).
Örgütleme fonksiyonunda yapılması gereken işler, bu işleri yapacak olan kişiler ve işlerin yapılacağı
yer arasındaki ilişkilerin kurulması söz konusudur. Bu ilişkilerin kurulmasındaki aşamalar aşağıda
sıralanmıştır (Tatar,1992) :
• Yapılacak işlerin belirlenmesi
• İşi yapacak olan kişilerin sahip olması gereken özeliklerin belirlenmesi
• Benzer ve değişik işleri yapacak olan kişiler arasındaki ilişkilerin, yetki ve sorumluluk yapısının
belirlenmesi
• Haberleşme kanallarının belirlenmesi, bir başka ifadeyle kimlerin, kimlerle ve hangi kanallar
aracılığıyla haberleşeceklerinin belirlenmesi
• Fiziki bakımdan kimlerin nerede, ne zaman ve nasıl çalışacaklarının belirlenmesi
1.3.Yönlendirme
Yönlendirme, çalışanların örgütsel amaçlara ulaşılabilmesi için motive edilmesi faaliyetleridir. Burada
yöneticiler, çalışanlara liderlik ederek örgüt amaçlarını gerçekleştirme yolunda motive etmeye
çalışmaktadırlar.
Yönlendirme fonksiyonunun önemi, örgüt üyelerinin işletme amaçlarını tümüyle benimsemeyip
bunların yanında kendi bireysel amaçlarına öncelik vermelerinden ileri gelmektedir.
Yönetici her biri kendi kişisel amaçları peşinde koşan bu insanları örgütsel amaçlara yönlendirerek ve
birey ile örgütün bütünleşmesini sağlayarak her iki grubun amaçlarına en üst düzeyde ulaşmasını
sağlamak zorundadır. Bunu yaparken yönetici, liderlik, haberleşme ve motivasyon gibi teknikler
kullanabilir (Şimşek,1999).
1.4.Kontrol
Yönetim fonksiyonlarının sonuncusu olan kontrol, belirlenen amaçlar, prosedürler, kurallar,
politikalar ile gerçekleşen sonuçlar arasındaki farkın izlenmesi olarak tanımlanabilir. Örgüt içerisinde
teknolojinin desteğini alarak etkin bir kontrol sisteminin kurulması meydana gelebilecek söz konusu
sapmaların erken fark edilip önlenmesini sağlayacaktır.
Bir kontrol sürecinde izlenmesi gereken temel aşamalar aşağıdaki gibi sıralanabilir (Aktepe, 2004):
• Amaçların belirlenmesi,
• Amaçlara, plan ve politikalara uygun standartların belirlenmesi,
• Belirlenen standartlardan kimlerin sorumlu olacağının belirlenmesi,
• Kontrol yapılacak noktaların belirlenmesi,
• Yapılan faaliyetlerin ölçülmesi,
• Yapılan faaliyetlerin sonunda gerçekleşen durumun önceden belirlenen standartlar
ile karşılaştırılması,
• Sapmalar mevcut ise belirlenip yorumlanması,
• Düzeltme kararının alınıp gereken düzenlemelerin yapılması.
Yönetim Fonksiyonu Ve Diğer İşletme Fonksiyonları Arasındaki İlişki
Yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan yönetim fonksiyonları üretim, pazarlama, finansman, insan
kaynakları gibi diğer işletme fonksiyonları ile çok yakın ilişki içerisindedir. Bu işletme fonksiyonlarının
hepsi bir yönetim sürecidir. Başka bir deyişle, tüm bu fonksiyonların kendi içlerinde planlama,
örgütleme, yöneltme ve kontrol faaliyetleri gerçekleşmektedir. Örneğin üretim fonksiyonu
gerçekleştirilirken üretim planları yapılacak, gerekli makine, malzeme ve işgücü tahsisi
gerçekleştirilecek, üretim faaliyeti yerine getirilerek kontrol yapılacaktır. Sonuç olarak üretim
fonksiyonunun yönetimi gerçekleştirilecektir.
2. PAZARLAMA FONKSİYONU
İşletmeler var olabilmek için tüketicilerinin istek ve ihtiyaçlarını karşılamak zorundadırlar. Söz konusu
istek ve ihtiyaçlar tüketicinin istediği yerde, istediği miktarda ve fiyatta hazır olmalıdır. Aksi takdirde
tüketici tatmini sağlanamayacaktır. İşletmelerde pazarlama fonksiyonu üretici ile tüketici arasında
köprü görevi görerek tüketici tatmininin sağlanmasına yönelik faaliyetler içermektedir. Bu nedenle,
günümüzün yoğun rekabet ortamında pazarlama faaliyetleri hayati bir öneme sahiptir.
Pazarlama, işletme amaçlarına ulaşmayı sağlayacak mübadeleleri gerçekleştirmek üzere, ihtiyaç
karşılayacak malların, hizmetlerin ve fikirlerin geliştirilmesi, fiyatlandırılması, tutundurulması ve
dağıtımına ilişkin planlama ve uygulama süreci olarak tanımlanmaktadır (Mucuk,1998b).
Tanımdan pazarlama faaliyetlerinin sadece üretimden tüketiciye kadar bir süreçte olmayıp, üretim
öncesinden tasarım aşamasından başlayıp satış sonrasına kadar devam eden bir süreç olduğu
görülmektedir.
2.1.PAZARLAMANIN KAPSAMI
Pazarlama kavramı, dar anlamda pazarlama faaliyetlerinin mal ve hizmetlerin üreticisinden tüketiciye
ulaştırılmasını temin eden dağıtım yönünü ifade ederken geniş anlamda pazarlama kavramı ise
tüketici ve toplumun tepki, istek ve arzularını ve ihtiyaçlarını takip ve tespit ederek yatırım ve üretim
faaliyetlerinin yönlendirilmesi olayını ifade eder.
Sonuç olarak pazarlama faaliyetleri hem toplum için hem de işletmeler için önem taşımaktadır.
Toplum, pazarlama faaliyetleri sayesinde ihtiyaç duyduğu malı istediği yer, zaman ve fiyatta temin
edebilmekte, işletmeler ise yatırım ve üretimlerini yaparken neyi, ne zaman, nerede ve kaça
üretebileceklerini ve bunun için ne kadar yatırım yapacaklarını kolayca öğrenebilmektedirler (Ertürk,
2000)
Fayda, tüketicilerin istek ve ihtiyaçlarını tatmin eden mal ve hizmetler olarak tanımlanabilir.
Pazarlama fonksiyonunun yarattığı üç temel fayda vardır. Bu faydalar, zaman, yer ve mülkiyet faydası
olarak gruplandırılabilir (Boone ve Kurts, 1999).
Zaman faydası, tüketicilerin istediği mal ve hizmetin satın almak istedikleri zaman tüketiciye
sunulduğunda yaratılan faydadır.
Yer faydası, mal ve hizmetlerin tüketicilerin bulunduğu yere ulaştırılmasının sağladığı faydadır.
Mülkiyet faydası, mal ve hizmetlerin üreticiden tüketicinin satın alması sonucu sağlanan faydadır.
2.2. PAZARLAMANIN FONKSİYONLARI
İşletmeler ürettikleri mal ve hizmetleri tüketicilere ulaştırmak için belirli bazı pazarlama
fonksiyonlarına gereksinim duyarlar. Pazarlamanın belli başlı fonksiyonları aşağıdaki gibi belirtilebilir
(Şimşek, 2002):
A. Değişim fonksiyonları
• Satınalma: İmalatçılar, toplatancılar ve perakendeciler tarafından yerine getirilir.
• Satma: Talebin oluşturulması, alıcıların tesit edilmesi ile pazarlık ve mülkiyetin devrini ifade eder.
B. Fiziksel fonksiyonlar
• Taşıma: Üretim yerlerinden tüketim yerlerine geçişi ifade eder.
• Depolama: Taşıma fonksiyonunu tamamlar.
C. Kolaylaştırıcı fonksiyonlar
• Finans: Bununla işletmenin rekabet şansını artırmak gayesiyle işlemler kolaylaştırıcı ve çeşitli
masraflar için gerekli olan paranın sağlanması ve yönetimi ifade edilir.
• Risk taşıma: Pazarlama faaliyetleri yürütülürken fiyat değişimleri, moda, bozulma, hırsızlık,
borçluların ödeme güçlerini yitirmeleri v.b. riskler ortaya çıkabilir. Riskleri en aza indirmek için gerekli
gayret gösterilmelidir.
• Standartlaştırma ve dereceleme: Standartlara uymayan çalışma neticesinde ortaya çıkan mallar
pazarlama faaliyetlerine konu olmadan yok edilir, böylece pazarlama maliyetleri düşer.
• Pazar bilgisi: Pazarlama faaliyetlerinin en etkin bir şekilde yürütülebilmesi pazar hakkında tam bilgi
sahibi olunmasına bağlıdır.
2.3. PAZARLAMA PLANLAMASI
Pazarlama faaliyetleri pazarlama planlaması ile başlar. Pazarlama planlamasında iki temel adım
vardır. Bunlardan ilki Hedef Pazarın Belirlenmesi diğeri ise Pazarlama Karması’nın oluşturulmasıdır.
Söz konusu pazarlama planı belli bir pazarlama çevresi göz önüne alınarak yapılmalıdır (Boone ve
Kurts, 1999).
2.3.1. Hedef Pazarın Belirlemesi
İşletme pazarda bulunan tüm tüketicilere cevap veremeyeceğinden hangi pazar dilimine hitap
edileceği belirlenip bu pazar dilimindeki tüketici istek ve ihtiyacına yönelik üretim ve pazarlama
faaliyetleri yürütülmelidir.
2.3.2. Pazarlama Karması
Bir pazarlama karması oluşturulurken ürün, fiyat, dağıtım ve tutundurma olmak üzere dört unsur
üzerinde karar verilmelidir.
• Ürün, tüketici istek ve ihtiyaçlarını karşılayacak olan unsurlardır. Ürün kavramı içerisine ambalaj,
ürün imajı, yeni ürün geliştirme, marka, ürün hayat seyri gibi konular girmektedir.
• Fiyat, bir ürün için belirlenen bedeldir. Pazarlama karmasının belirlenmesinde fiyat kararı doğru
verilmesi gerekir. Fiyatın yüksek belirlenmesi durumunda tüketici ürünü satın almayacağı gibi, düşük
fiyat durumunda işletmenin karlılığı düşecektir.
• Dağıtım, tüketicilerin istediği ürünlerin istediği miktarda ve istediği yerde bulunması için verilmesi
gereken kararlardır. Burada fiziksel dağıtım ve dağıtım kanalları faaliyetleri planlanmalıdır.
• Tutundurma, tüketicilerin ürünleri satın alması için etkileme, ikna etme ve bilgilendirme
faaliyetleridir. Tutundurma çabalarında kişisel satış, reklam, tanıtma ve satış geliştirme gibi çalışmalar
yapılmaktadır.
Pazarlama fonksiyonu 8. Bölümde ayrıntılı olarak incelenecektir.
3. ÜRETİM FONKSİYONU
İşletmelerde üretim fonksiyonu işletmenin rekabet avantajı sağlaması açısından hayati önem taşıyan
bir fonksiyondur. Çünkü işletme tüketici istek ve ihtiyaçlarını üretim fonksiyonu ile karşılamaktadır.
İşletmelerin amaçlarına ulaşabilmesi ve etkin çalışabilmesi üretim fonksiyonunun verimli çalışmasına
bağlıdır.
Üretim yönetiminin temel amaçlarını şöyle sıralamak mümkündür (Tekin, 1996);
• Tüketici taleplerini karşılayacak mal ve hizmetleri istenilen fiyat, zaman ve miktara uygun olarak
üretmeye çalışmak
• Mal ve hizmetleri en düşük maliyetle üretmeye çalışmak
• Mal ve hizmetlerin kalitesinin tatmin edici düzeyde olmasını sağlamak
3.1. ÜRETİM YÖNETİMİ
Üretim, mal ve hizmetlerin yaratılma süreci, üretim yönetimi ise girdileri çıktılara dönüştürerek mal
ve hizmetlerin yaratılması için yapılan faaliyetler dizisi olarak tanımlanabilir (Heizer and Render,
2004).
Tanımdan da anlaşılacağı gibi üretim sisteminde dönüşüm süreci sonucunda mal ya da hizmet
yaratılmaktadır. Başka bir deyişle üretim sisteminin çıktısı otomobil, buzdolabı gibi mallar olabileceği
gibi tedavi edilmiş bir hasta ya da açlığı giderilmiş bir kişi de olabilir.
Üretim sistemine girdi olarak çeşitli üretim faktörleri girerek bir dönüşüm sürecinden geçmektedir.
Bu dönüşüm süreci sonucu üretim sisteminin çıktısı meydana gelmektedir. Dönüşüm süreci sonunda
elde edilen bilgiler sürecin kontrolü ve iyileştirilmesinde geri besleme sağlamaktadır.
3.2. ÜRETİM SİSTEMLERİ
Üretim sistemlerini, dönüşüm süreçlerinin özellikleri itibariyle üç temel grupta toplamak mümkündür
(Üreten, 2004);
• Sürekli üretim sistemi • Kesikli üretim sistemi • Proje tipi üretim
3.2.1. Sürekli Üretim Sistemi
Makine ve tesislerin yalnız belirli bir veya birkaç mamule tahsis edildiği ve belli bir ürün üzerindeki
işlemlerin birbiri ardı sıra yerine getirildiği sistemlerdir. Ürünün standardize edilmiş olması nedeniyle
hep aynı işlemlerin sırayla yerine getirilmesi söz konusudur. Üretilen mamule olan talep düzeyi,
dolayısıyla üretim miktarları çok yüksektir.
Sürekli tip üretim sistemleri kütle ve akış tipi olmak üzere iki alt gruba ayrılabilir.
Kütle (montaj) üretiminde bir ya da çok kısıtlı sayıda mamulden çok büyük miktarlarda ve uzun süre
üretim yapılmaktadır. Beyaz eşya gibi.
Akış üretiminde ise makine ve tesisler sadece bir çeşit mamulü üretecek şekilde tasarlanmış ve
yerleştirilmiştir. Şeker, çimento ve tekstil gibi
3.2.2. Kesikli Üretim Sistemi
Bu tip üretim sisteminde farklı ürünlerden az miktarlarda üretim söz konusudur. Sipariş üzerine
üretime benzemektedir. Farklı ürünlerin üretimi genel amaçlı makineler üzerinde bazı ayarlamalar ve
takım değişiklikleri yapılarak gerçekleştirilir. Aynı fonksiyonel özelliğe sahip makine ve tezgahların
aynı bölümlerde toplandığı bir yerleşim düzeni görülür. Üretim sürecinde her bir siparişin farklı
üretim rotası vardır.
Kesikli üretim sistemi, atölye tipi üretim ve parti üretim olmak üzere iki alt gruba ayrılabilir.
Atölye tipi üretimde, tüketicinin zaman, tasarım, miktar ve kalite bakımından özel olarak belirlediği
bir mamul üretilir.
Parti üretim sistemi, özel bir siparişi veya sürekli bir talebi karşılamak için belli bir mamul grubunun
belli miktarlarda üretilmesidir.
3.2.3. Proje Tipi Üretim
Özel projelerin üretiminde uygulanır. Bu üretim sistemi, bir tek büyük ölçekli üretimi gerçekleştirecek
şekilde tasarlanmıştır. İşlerin hacmi geniştir. Üzerinde çalışılan proje tamamlandığında üretim sona
erer ve başka bir projeye başlanır. Gemi yapımı, uzay taşıtları, uçak projeleri, köprü ve baraj yapımı,
ar-ge çalışmaları proje tipi üretime örnek verilebilir.
3.3. ÜRETİM STRATEJİLERİNİN GELİŞTİRİLMESİ
İşletme amaçlarının gerçekleştirilmesi için üretim kaynaklarının uzun dönemde nasıl kullanılacağına
ilişkin üretim stratejilerinin geliştirmesi gereklidir. İşletmelerin aşağıdaki konularda üretim
stratejilerini belirlemesi gereklidir;
Mal ve Hizmet Tasarımı: Mal ve hizmet tasarımı üretim sürecinin temel yapısını belirleyecektir.
Maliyet, kalite, kaynak dağıtımı gibi kararlar tasarım kararına bağlı olarak belirlenir. Mal ve hizmet
tasarımında siparişe göre ve standart tasarım olmak üzere iki temel seçenek vardır.
Kalite: Tüketicinin kalite beklentileri belirlenmeli ve bu beklentileri gerçekleştirmek için kalite
politikaları ve prosedürleri oluşturulmalıdır.
Süreç ve Kapasite Kararları: Üretim sistemlerinde temel olarak ürüne yönelik ve sürece yönelik olmak
üzere iki temel süreç yapısı vardır. Ürüne yönelik süreçlerde standart ürünler yüksek miktarlarda
üretilir. Sürece yönelik sistemler ise ürün çeşitliliğinin fazla, üretim miktarının düşük olduğu üretim
süreçleridir.
Kapasite kararları işletme stratejilerinin başarısını doğrudan etkileyen kararlardır. Kapasite kararlarını
aşağıdaki unsurlar etkiler (Sheikh, 2003):
• Gelecekteki muhtemel talep miktarı • Kapasite geliştirme maliyeti
• Teknolojik değişimlerin hızı ve maliyeti • Rekabet durumu
Diğer taraftan kapasite ile kuruluş yeri arasında da önemli bir ilişki vardır.
Kuruluş Yeri Seçimi: Kuruluş yeri seçimi uzun dönemli ve işletmenin rekabet gücünü etkileyen
stratejik bir yatırım kararıdır. Yer değiştirmenin yüksek maliyetli olması nedeniyle bir kez kuruluş yeri
kararı verildikten ve tesisler kurulup çalışmaya başladıktan sonra yöneticiler genellikle bu kararların
sonuçlarıyla uzun süre bir arada yaşamak zorundadır.
Tesis Yerleştirme: Tesis yerleştirme kararları, süreç içerisindeki malzeme akışı, verimlilik, işgücü
seviyesi, stok ihtiyacı gibi unsurları etkilemektedir.
İş Tasarımı: İş gücü üretim sürecinin önemli bir parçasıdır. İş gücünün verimliliği sürecin verimliliğini
dolayısıyla işletme stratejisinin başarısını etkiler. Bu nedenle iş gücünün verimliliğini ve
motivasyonunu artıracak kararların alınması gereklidir.
Tedarik Zinciri Yönetimi: Verimli bir üretim için malzeme yönetimi hayati bir önem taşır. Bu anlamda
etkili bir satın alma sistemi kurabilmek için tedarik zincirinin yönetimi sağlanmalıdır.
Stok Yönetimi: İşletmelerin rekabetçi stratejilerini sürdürebilmesi açısından stok yönetimi önemlidir.
Stok kararları, tüketici memnuniyeti, tedarikçiler, üretim programlaması, iş gücü gibi unsurlar göz
önüne alınarak optimize edilmeye çalışılır.
Üretim Programlama: Üretim sürecinin verimli ve etkili çalışabilmesi için doğru bir üretim
programlamasının yapılması gerekir. Ayrıca iş gücü, malzeme, araç gereç gibi kaynaklar bu programı
destekleyecek şekilde tahsis edilmelidir.
Bakım Kararları: Üretim sisteminin kesintisiz işleyebilmesi için bakım faaliyetlerinin zamanında ve
doğru yapılması gereklidir.
4. FİNANSMAN FONKSİYONU
Finansman fonksiyonu, işletmenin temel fonksiyonlarından biridir. Çünkü işletmeler faaliyetlerini
gerçekleştirebilmek için nakit veya fon gibi bir takım finansal araçlara ihtiyaç duyarlar. İşletmenin
faaliyetlerini sürdürebilmesi ve dolayısıyla amaçlarına ulaşabilmesi için söz konusu finansal araçların
sağlanması finansman fonksiyonunun temel işlevidir.
Finansman fonksiyonu yerine getirilirken, bir yandan işletmenin ihtiyaç duyduğu fonlar en uygun
kaynaklardan en uygun zamanda karşılanabilmeli, diğer yandan işletmenin elde ettiği bu fonlar en
etkin veya en karlı biçimde değerlendirilebilmelidir.
Buna göre finansman fonksiyonunun kapsamını nakit ihtiyacının karşılanması ve bu nakitlerin en
uygun bir şekilde kullanılması oluşturmaktadır. Bu anlamda finansman fonksiyonu, işletmenin ihtiyaç
duyduğu fonların en uygun koşullarda sağlanması ve bu fonların en etkin bir biçimde kullanılması ile
ilgili faaliyetler olarak tanımlanabilir (Şimşek, 2002).
4.1. FİNANSAL FON TANIMI
Finans kaynaklarından temin edilen fonların üç anlamı vardır. Bunlar sırasıyla (Aktepe, 2004):
1- Dar anlamda fon, nakit varlıklarını temsil eder.
2- İkinci anlamıyla fon, işletmelerin kısa süreli faaliyetlerinde kullanmak amacıyla ellerinde
bulundurdukları varlıkları ifade eder. Bu varlıkların toplamına işletme sermayesi adı da verilir. Bu
anlamıyla fon, işletmelerin para ve bir yıldan kısa sürede paraya çevrilebilir varlıklarından oluşur.
Bunlar, kasa ve bankada bulundurulan para, stoklar, kısa vadeli alacaklar ve alacak senetleri,
spekülasyon amacıyla elde bulundurulan hisse senetleri- tahvil gibi menkul değerler türündeki
varlıklardır.
3- En geniş anlamıyla fon, işletmelerin faaliyetleri için tahsis ettiği tüm varlıklardan oluşur. Bunlar
işletmedeki varlıkların tümünü kapsar ve işletme bilançosunun aktif tarafıyla temsil edilir.
II. İŞLETMELERDE DESTEK FONKSİYONLARI
İşletmenin destek fonksiyonları insan kaynakları, muhasebe, halka ilişkiler ve araştırma geliştirme
fonksiyonu olmak üzere dört fonksiyondur.
1. İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ FONKSİYONU
İnsan kaynağı işletmelerde hayati önem taşıyan bir unsurdur. Çünkü insan kaynağının verimli ve etkin
yönetimi işletmenin amaçlarına ulaşmasını sağlamanın ön şartıdır. Bu nedenle insan kaynağının
yönetiminde insan kaynağının seçimi, eğitimi ve ücret yönetimi gibi faaliyetler doğru bir şekilde
yapılmalıdır.
İnsan kaynakları yönetimi, örgütte rekabetçi üstünlükler yaratmak amacıyla gerekli insan kaynağının
sağlanması, istihdamı ve geliştirilmesi ile ilgili politika oluşturma, planlama, örgütleme, yönlendirme
ve denetleme faaliyetlerini içeren bir disiplindir. İnsan kaynakları yönetiminin temel görevi personelin
hem verimliliğini hem de tatminini artıracak örgütsel çevreyi yaratmaktır (Yüksel ve diğerleri, 2003).
1.1. İnsan Kaynakları Yönetimi Fonksiyonunun Görevleri
İnsan kaynakları yönetimi aşağıdaki görevleri - işlevleri bir bütün altında ve sistem yaklaşımı ile yerine
getirmektedir
• İş analizi yapar
• İnsan gücü ihtiyacını saptar, işe alma plan ve politikalarını belirler ve kadrolama yapar
• Gerek işletme içi ve gerekse işletme dışı insan gücü kaynaklarını inceleyerek işe girebilecekleri
bulur, seçer ve işe alır
• İşletme içi ve işletme dışı kurslar ve hizmet içi eğitim seminerleri düzenlemek ve gerektiğinde çeşitli
okullar, enstitüler veya araştırma kurumlarından yardım almak yoluyla eğitim faaliyetlerini
gerçekleştirir
• İşe alınan personelin işe alıştırılmasını sağlar
• Maaş ve ücretlerin yönetimine ilişkin işleri yürütür ve iş değerlemesi yapar
• Başarı değerlemesi işlevini yerine getirir
• Personeli özendirme çalışmalarında bulunarak başarılı iş gören ve yöneticilerin ödüllendirilmesini
sağlar
• İşgörenin işten ayrılması, emeklilik, izin vb. işlemlerini yürütür
• İşgören örgütleriyle, işçi sendikalarıyla, sosyal güvenlik kurumları, Çalışma Bakanlığı, sosyal faaliyet
örgütleri vb. kurum ve kuruluşlarla ilişki içinde bulunup yeni yapılanmaları izler.
1.2. İnsan Kaynakları Planlaması
İnsan kaynağı planlaması, işletmenin gelecek dönemlerde ihtiyaç duyacağı insan kaynağının
belirlenmesi ve bu ihtiyacın nasıl karşılanacağının saptanması sürecidir. İnsan kaynakları
planlamasının yetersiz yapılması, işletme faaliyetleri yerine getirilirken insan kaynağı ihtiyacının
ortaya çıkması ve dolayısıyla faaliyetlerin aksaması ve talebin karşılanamaması sonucu pazar payı
kaybedilmesi ile sonuçlanabilir
Geliştirilen işletme planları sonucu gelecekte gerçekleştirilecek faaliyetler ortaya konmaktadır. Bu
faaliyetler için gerekli olan işgücünün talep ve arzının tahmin edilmesi planlamanın ilk aşamasıdır.
Tahmin, işgücüne ilişkin talep tahmini ile başlar. Gelecek dönemlerde ne kadar işgücü gerekli olacağı
tahmin edilir. Bu tahmin yapıldıktan sonra gerekli olan işgücünün arzı belirlenmeye çalışılacaktır. Söz
konusu iş gücünün nerelerden, ne miktarda ve nasıl bulunacağı belirlenir.
İnsan kaynağı planlamasının sonraki aşaması iş analizidir. İş analizi, işletmede yerine getirilen işlerin
nasıl yapılması gerektiğinin belirlenmesi sürecidir. Bu süreç içinde işin amacı, işin özellikleri, bu işin
yapılması için gerekli olan nitelikler, nasıl yerine getirileceği gibi sorulara yanıt aranmaktadır. İş analizi
yapılırken, iş tanımlamaları ve iş şartnameleri hazırlanır.
İş tanımlaması, bir işin doğru bir şekilde yapılabilmesi için ne yapılması gerektiğinin, hangi şartlarda ve
nasıl yapılması gerektiğinin belirlendiği süreçtir.
İş şartnamesi, işletme içinde belli bir işi yapacak olan işgörende bulunması gereken öğrenim, iş
tecrübesi, iş becerisi gibi özelliklerin belirlenmesi sürecidir.
İş analizi süreci de bittikten sonra işe alma süreci başlar.
2. MUHASEBE FONKSİYONU
Tamamen veya kısmen mali karakterdeki ve para ile ifade edilebilen işlemlere ait anlamlı ve güvenilir
bilgileri sağlayacak şekilde verilerin ilgili kaynaklardan toplanmasına, doğruluklarının saptanmasına,
kaydedilmesine, tasnif edilmesine, raporlar halinde sunulmasına, analiz ve yorumlanmasına
muhasebe adı verilir.
Tanımın birinci kısmına göre muhasebenin temel fonksiyonu, para ile ifade edilen işletme faaliyetleri
için sistematik bir kayıt tutmaktır.
Tanımın ikinci ve üçüncü kısımları ise kaydedilen verilerin tasnif edilmesi ve rapor halinde sunulması
fonksiyonlarını kapsamına alır. Gerçekte muhasebe yukarıda sayılan üç unsurdan çok daha
kapsamlıdır. Muhasebenin asıl amacı, yaratılan bilgi ve verilerin kullanılmasıdır. Analiz ve yorumlama
olarak tanımlanan bu aşama, muhasebe tanımının dördüncü kısmını meydana getirir (Tatar,1992)
2.1. Muhasebe Sistemleri
Muhasebenin temel prensipleri hiçbir yerde değişmemekle birlikte değişik konularda faaliyet
gösteren işletmelerde birbirinden farklı işlemler yapıldığı için bu işlemleri kaydetmek için farklı
muhasebe çeşitleri geliştirilmiştir. Faaliyet konuları bakımından belli başlı muhasebe çeşitlerini şu
şekilde sıralamak mümkündür (Ertürk, 2000)
• Genel muhasebe • Maliyet muhasebesi • Banka muhasebesi
• Sigorta muhasebesi • İnşaat muhasebesi • Otelcilik ve turizm muhasebesi
• Ulaştırma muhasebesi • Şirketler muhasebesi • Yönetim muhasebesi
• Devlet muhasebesi • Ortaklar muhasebesi
3. HALKLA İLİŞKİLER FONKSİYONU
Halkla ilişkiler, özel yada tüzel kişilerin belirlenmiş kitlelerle dürüst ve sağlam bağlar kurup geliştirerek
onları olumlu inanç ve eylemlere yöneltmesi, tepkileri değerlendirerek tutumuna yön vermesi,
böylece karşılıklı yarar sağlayan ilişkiler sürdürme yolundaki planlı çalışmaları kapsayan bir yöneticilik
sanatıdır (Ertürk, 2000)
Halkla ilişkiler fonksiyonunun özellikleri ve amaçları aşağıdaki gibi sıralanabilir (Can ve diğerleri,
2003):
• Halkla ilişkiler, karşılıklı yarar sağlayıcı çabalara dayanmaktadır. Halka ilişkiler sonucu halka bazı
bilgiler aktaran firma zamanla toplumdaki imajını olumlu yönde etkileyebilecektir
• Halkla ilişkilere başvuran kişi yada kuruluşun sağladığı en önemli yararlar, karşı tarafın anlayışını,
desteğini ve ilgisini kazanarak olumsuz gelişmeleri azaltmak ve yok etmektir
• Halkla ilişkiler faaliyetlerinin başarıya ulaşması için düzenli, programlı ve sürekli olarak yapılması
gerekir
• Halkla ilişkiler faaliyetleri sonucunda bir etkileşim yaratılmak istenmektedir
3.1. Halkla İlişkiler Fonksiyonunun Amaçları:
• Halkla ilişkiler yoluyla işletme ile doğrudan veya dolaylı ilgili tüm halk kesimlerine işletme ve
faaliyetleri hakkında gerekli tüm bilgileri vererek onları aydınlatmak
• Halk arasında işletme çalışanları ve yöneticileri hakkında var olan olumlu düşüncelerin daha da
güçlenmesine çalışarak sevgi ve hoşgörü ortamının devamını sağlamak
• Halkın, işletme ile olan ilişkilerinde sunulan mal ve hizmetlerden yararlanmada en iyi ve çabuk
yolların öğretilmesine çalışmak
• Halkın arzu, düşünce ve sıkıntılarının saptanması yoluyla düzeltici önlemleri almak
• Yasal ve benzeri düzenlemelerle getirilmiş olan kurallar ve yeni uygulama biçimlerini halk
kesimlerine duyurmak
• Halka, işletmeye ve çalışanlara faaliyetlerinde nasıl yardımcı ve destek olabileceklerini anlatmak
İşletmeler sergi, fuar, çeşitli medya organlarındaki ilanlar, kültürel ve sportif olaylar, turnuvalar ve
sponsorluk gibi araçlarla halka ilişkiler faaliyetlerini yerine getirmektedirler.
4. ARAŞTIRMA GELİŞTİRME(AR-GE) FONKSİYONU
Günümüzde artık Ar-Ge fonksiyonun önemi birçok işletme tarafında anlaşılmaya başlanmıştır. Çünkü
yoğun rekabetin yaşandığı bir ortamda yapılan çeşitli araştırmalar sonucu elde edilen teknolojik
buluş, yenilik ve geliştirmeler işletmelere rekabet avantajı sağlayarak karlılıklılarını artırmalarını
sağlamaktadır.
Ar-Ge, genel bir biçimde bilimsel ve teknik bilginin yeni uygulamalarda kullanımı olarak
tanımlanabilir. Ar-Ge’nin iki temel unsurundan birincisi olan araştırma temel araştırma ve uygulamalı
araştırma olmak üzere iki türe ayrılır.
Temel araştırma, geniş ölçüde araştırmacının ilgi alanına kişisel arzusuna bağlı olup daha çok bilimsel
amaçla yapılan araştırmadır.
Uygulamalı araştırma, işletmelerin özellikle endüstri işletmelerinin büyük önem verdikleri ve
gerçekleştirdikleri araştırma türüdür. Burada tüm bilimsel çalışmalardan, temel araştırmalardan
yararlanarak belirli ticari amaçlara yönelik olarak mamuller ve üretim süreçleri üzerinde yeni bilimsel
ve teknik bilgi elde edilmesine yol açan araştırma söz konusudur. Uygulamalı araştırma ticari amaçlı
bir çalışma söz konusu olduğundan elde ettiği sonuçlar patent konusu olabilmekte, böylece ulaştığı
teknolojik yenilik uzunca bir süre ulusal ve uluslararası düzeyde yasal korunma hakkı elde etmektedir.
Ar-Ge’nin diğer unsuru olan geliştirme ise, temel ve uygulamalı araştırma sonuçlarını, yani bilinenleri
kullanmayı ve uygulamada daha iyi sonuçlar almayı amaçlar. Diğer bir deyişle, geliştirme
çalışmalarında yeni bir buluş söz konusu değildir.
Sadece her iki tür araştırma sonuçlarının malzemeler, mamuller, sistemler, üretim süreçleri ve
hizmetlere dönüştürülmesi yolundaki faaliyetleri kapsar. Böylece geliştirme faaliyetleri araştırma
faaliyetleri ile üretim faaliyetleri arasında köprü görevini yerine getirir.
III. İŞLETMENİN ÇEVRESİ
İşletmeler birer açık sistem olduklarından dolayı içinde bulundukları çevre ile sürekli ve karşılıklı
olarak iletişim içindedirler. İşletmeler bir takım kararları alırken ve bu kararlar sonucunda
faaliyetlerini gerçekleştirirken içinde bulundukları çevreyi ve çevresindeki unsurların ihtiyaçlarını ve
çevresinde meydana gelen değişiklikleri göz önüne almalıdır. Ancak bu şekilde işletmeler çevresi ile
uyum içerisinde hayatlarını sürdürebileceklerdir.
İşletmenin iç ve dış olmak üzere iki çeşit çevresi vardır.
1. İŞLETMENİN İÇ ÇEVRESİ
İşletmenin iç çevresini çalışanlar, sahipler ve ortaklar oluşturmaktadır.
Çalışanlar, işletmelerin amaçlarına ulaşabilmesi için en önemli kaynakların başında gelir. Bu nedenle
çalışanların motive edilerek verimli bir şekilde çalışması sağlanmalıdır.
Sahipler ve ortaklar, işletmeyi kuran ve işletmeden birtakım beklentileri olan bir çevre unsurudur.
İşletme sahibi ve ortaklar işletmeyi kurarken temelde gelir elde etme beklentileri vardır. Bu nedenle
sürekli işletmeyi izlerler.
2. İŞLETMENİN DIŞ ÇEVRESİ
İşletmenin dış çevresi ulusal ve uluslararası çevre olarak ayrılabilir. İşletmenin ulusal çevresinde
tüketiciler, rakipler, devlet, toplum ve kurumlar yer alırken, uluslararası çevre işletmenin ülke dışında
faaliyette bulunduğu çevredir.
Tüketiciler, işletmelerin var olmasını sağlayan bir çevre unsurudur. İşletmeler tüketicilerin istek ve
ihtiyaçlarını karşılayabildiği ölçüde ayakta kalmaktadırlar. Bu nedenle hedef tüketicilerini sürekli
izleyerek onların ihtiyaçlarını tatmin etmelidirler.
Rakipler, işletmenin sürekli izlemesi gereken bir unsurdur. Çünkü işletme içinde bulunduğu
endüstride yalnız değildir. Özellikle yoğun rekabetin yaşandığı ortamlarda rakipler izlenmelidir.
Devlet, vergi gibi birtakım yasal yükümlülükleri ve uygulamaları ortaya koyarak işletmelerin bunlara
uymasını ister. Aksi takdirde birtakım yaptırımlara başvurmaktadır. Bu nedenle işletmeler devlet ile
olan ilişkilerinde sürekli uyumlu olmalıdırlar.
Toplum, işletmenin hedef tüketicilerinin ve işletmenin kendisinin de bulunduğu topluluktur. Bu
nedenle işletme ile toplum çok yakın ilişkide bulunmaktadır.
Kurumlar, aile, dini, askeri, politik, sosyal ve kültürel konularla ilgili kurumlardır. İşletmeler faaliyet
alanı içerisine giren bu tür konulardaki kurumlarla sürekli iletişim içerisinde olmalıdır.
3. İŞLETMENİN YAPISAL ÇEVRESİ
İşletmenin yapısal çevresi, ekonomik ve yasal, teknolojik, rekabet ve sosyal çevre olmak üzere dört
gruba ayrılır (Nickels ve diğerleri, 2004). Şekil 3.4’de işletmenin yapısal çevresi gösterilmektedir.
Ekonomik ve yasal çevre: İşletmelerin en çok önem verdikleri çevre ekonomik çevredir. Çünkü
işletmenin içinde bulunduğu ekonomik yapı işletmenin karlılığını doğrudan etkileyecektir. Özelikle
içinde bulunulan ülkenin uyguladığı ekonomik sistem işletmeler için önemlidir. Ayrıca piyasa koşulları,
rekabet durumu, milli gelir gibi ekonomik unsurlar işletmelerin faaliyetlerini doğrudan etkilemektedir.
Yasalar işletmelerin faaliyetlerini kısıtlayan uygulamalar getirebileceğinden sürekli izlenmeli ve
uyulmalıdır.
Teknolojik Çevre: Teknoloji bugün işletmelerin karlılığını ve verimliliğini doğrudan etkileyerek rekabet
avantajı sağlayan unsurların başında gelmektedir. Bu nedenle işletmeler faaliyet konusundaki
teknolojik gelişmeleri yakından izlemelidir.
Rekabet Çevresi: Günümüzde birçok işletme yoğun bir rekabet ortamında faaliyet göstermektedir.
Böyle bir ortamda rakiplerinden bir adım önde olan işletmeler rekabet avantajı sağlamaktadır. Bu
nedenle işletmeler müşteri odaklı olmak, kalite, sıfır hata, modern üretim sistemleri gibi teknikler
uygulayarak rekabet avantajı sağlamaya çalışmaktadır.
Sosyal çevre: İşletmenin içinde bulunduğu toplumun çeşitli sosyal ve kültürel özellikleri vardır. Nüfus
dağılımı, okuma yazma oranı, eğitim seviyesi, cinsiyet dağılımı sosyal çevre faktörleridir. İşletme tüm
bu özelikleri göz önüne alarak faaliyette bulunmalıdır.
Download