facebook.c

advertisement
Son zamanlarda neredeyse "saplantım" haline gelmiş, insan düşünme süreci olarak adlandırılan, bir
soruya dokunarak başladığıma göre, yazılarımda, bu soruyu açıklamak için belirlediğim yere gelmeyi
beklemeden, kazara öğrenmiş olduğum bazı bilgiler hakkında bu bölümde, en azından bir miktar
konuşmanın mümkün olduğunu düşündüm. Bu bilgiye göre, Yeryüzündeki uzun-geçmiş yüzyıllarda,
kendisi ve diğerleri tarafından, 'bilinçli düşünücü' olarak değerlendirebilecek hakka sahip olabilecek
kadar cesur olan her bir insan için, hala hayatının erken yaşlarındayken, biri her zaman göreceli
anlama sahip olan kelimelerle ifade edilmiş, düşünce ile düşünme ve diğeri insan dahil, tüm hayvanlar
için uygun olan ve benim "biçimle düşünme" adını verdiğim, iki çeşit düşünme tipi olduğu konusunda
eğitim görmesi bir gelenekti.
İkinci düşünme tipi, yani "biçimle düşünme" - bu arada, tüm yazıların kesin anlamı algılanmalı ve daha
önce elde edilmiş olan bilgi ile bilinçli yüzleşme sonrasında sindirilmesinden sonra - insanlarda,
coğrafi mekân, hava durumu, zaman ve genel olarak, büyüdükleri ve varoluşlarının yetişkinliğe doğru
aktığı tüm çevre tarafından belirlenmiştir.
Böylece, farklı coğrafi bölgelerde, farklı koşullarda yaşayan farklı ırklardan insanların beyinlerinde,
aynı şey ya da fikirle ilgili olarak, oldukça farklı biçimler ortaya çıkıyor ki çağrışımların akışı sırasında,
insanların varlıklarında belirli bir duyunun, belirli bir resimlemeyi ortaya çıkarması ve bir kelime ya da
bir başkasıyla ifade edilen bu resimlemenin, sadece dış göreceli anlatıma hizmet etmesi.
16
Gurdjieff' ve Ouspensky Öğretisi Üzerine Uygulamalı Felsefe ve Psikoloji Çalışmaları
www.dorduncuyol.org - facebook.com/dorduncuyol - twitter.com/dorduncuyol
Bu yüzden, aynı şey ya da fikir için olan her bir kelime, neredeyse daima, farklı coğrafi bölgelerdeki ve
ırktan insanlar için, oldukça belirli ve birbirinden tamamen farklı, tabiri caizse "iç içerik" kazanır.
Diğer bir ifadeyle, verilmiş bir coğrafyada doğmuş ve büyümüş olan bir insanın "varoluş"unda, özgün
yerel etkiler ve izlenimlerin bir sonucu olarak, belirli bir "biçim" sabitlenmiştir; bu "biçim" çağrışımla,
belirli bir "iç içerik"in duyumsamasına yol açar ve dolayısıyla, alışkanlık haline gelmiş kullandığı bazı
kelimelerin ifadesi için, belirli bir resimleme ya da kavram ve söylediğim gibi, kendisi için subjektif
olan, ama o kelimeyi duyanın - ki o kişinin varlığında, büyüme ve gelişme dönemindeki farklı
durumlara bağlı olarak, verili bir kelime için, farklı bir biçimi olan "iç içerik" sabitlenmiştir - kelimeyi
her zaman oldukça başka bir anlamda algılayacak ve yanılmaz biçimde anlayacaktır.
Bu gerçek, farklı ırklara ya da ortaya çıkmaları farklı ve farklı coğrafi bölgelerde oluşmuş kişiler
arasındaki fikirlerin değişimi sırasında, özenli ve tarafsız gözlem ile açıkça kurulabilir.
Ve böylece, benim "çok bilmişlikler"imin neşeli ve kasıntı adayları, profesyonel yazarların yaptığı gibi
değil de oldukça farklı biçimde yazacağım konusunda sizi uyardıktan sonra, devamındaki
açıklamalarımı okumaya dalmadan önce, ciddi olarak ciddi olarak iyice düşünmenizi tavsiye ediyorum
ve ancak bundan sonra buna girişin. Aksi halde, korkarım ki duyma ve diğer algılarınız ve aynı
zamanda sindirim organlarınız, Yeryüzünde şimdiki zamanda geçerli olan "entelektüellerin edebiyat
diline" o kadar iyice otomatize olmuş ki, bu benim yazılarım, sizi çok, çok ahenksiz biçimde
etkileyebilir ve buna bağlı olarak siz kaybedebilirsiniz ... neyi kaybedeceğinizi biliyor musunuz? ... en
sevdiğiniz yemeğin iştahını ve özellikle, esmer komşunuzun bakışını yakalarken "hayati organlarınızın
içini gıcıklayan", sizdeki özel bir psikolojik özelliği.
17
Gurdjieff' ve Ouspensky Öğretisi Üzerine Uygulamalı Felsefe ve Psikoloji Çalışmaları
www.dorduncuyol.org - facebook.com/dorduncuyol - twitter.com/dorduncuyol
Benim dilim, ya da daha doğrusu benim düşünme biçimim, böylesi bir etki üretebilir; tekrar edilmiş
geçmiş deneyimler sayesinde, "safkan bir eşeğin" haklılığı ve inatçılığının adaleti konusunda ikna
olmuş olması gibi, benim tüm varlığım da aynı derecede ikna olmuştur.
Şimdi sizi en önemli olan şey konusunda uyarmış oldum, bundan sonra olacaklar konusunda ben
tamamen huzur doluyum. Eğer benim yazılarım hakkında herhangi bir yanlış anlama ortaya çıkarsa,
suçlanması gereken siz kendiniz olacaksınız ve benim vicdanım çok açık olacak, örneğin ... eski-Kayser
Wilhem'inki gibi.
Büyük ihtimalle, şimdi benim "hayırlı dışsallıklara" sahip olan genç bir adam olduğumu
düşünüyorsunuz ve bazılarının bunu ifade ettiği biçimiyle, "şüpheli içsellikler" ve yazıda bir acemi
olarak, ünlü olma ve buna bağlı olarak zengin olma ümidiyle, kasten eksantrik olmaya çalıştığımı.
Eğer böyle düşünüyorsanız, çok, ama çok yanılıyorsunuz.
İlk olarak, genç değilim, şimdiden o kadar çok yaşadım ki, söylediğim gibi, sadece "feleğin
çemberinden geçmedim", dahası "çemberin dibini gördüm"; ve ikinci olarak, kendim için kariyer
yapma amacıyla yazmıyorum, ya da bu meslek vasıtasıyla "kendimi sağlam biçimde ayaklarımın
üzerine dikmek" istemiyorum ki eklemem gerekir ki, benim fikrime göre, bunu pratik edenler için,
doğrudan cehenneme aday haline gelmek için birçok açılım sağlar - bu tür insanların, kendi varlıklarını
o dereceye kadar mükemmelleştirdiklerini varsayarak - çünkü kendileri hakkında hiçbir şey
bilmedikleri halde, her türden "palavra"yı yazıyorlar ve otomatik olarak yetkin oluyorlar, insanların
psişelerini zayıflatmak için başlık etkenleri yıldan yıla geliştiriyorlar ki hali hazırda, bunu oldukça fazla
zayıflatmış durumdalar.
Ve benim profesyonel kariyerimle ilgili olarak, yüksek ya da alçak güçlerin sayesinde, eğer
hoşlanırsanız, hatta sağ ve sol bile, uzun zaman önce bunu kurdum ve uzun süredir "sağlam ayakları"
üzerinde duruyor ve belki de çok iyi ayaklar ki onların gücünün daha birçok yıl boyunca, tüm geçmiş,
şimdi ve gelecek düşmanlarımı dehşete düşürmek için yeterli olacağından eminim.
18
Gurdjieff' ve Ouspensky Öğretisi Üzerine Uygulamalı Felsefe ve Psikoloji Çalışmaları
www.dorduncuyol.org - facebook.com/dorduncuyol - twitter.com/dorduncuyol
Evet... Benim delifişek beynimde henüz şimdi ortaya çıkmış olan bir fikri de söyleyebilirim sanırım, bu
fikir, yazılarımın bu ilk bölümünü basması için güveneceğim matbaacıdan, hiç kimsenin kitabın
sayfalarını kendi başına kesmeden okuyamayacak biçimde hazırlamasını özellikle talep etmek,
bundan dolayı, kitabın olağan biçimde yazılmadığını öğrendikten sonra, yani okuyucunun zihninde,
yumuşakça ve kolayca, heyecanlı görüntüler ve teskin edici hülyalar oluşturmasına yardımcı olmayan,
eğer isterse, kitapçıyla kelimeleri israf etmeden, kitabı geri iade eder ve parasını geri alır, o para ki
belki de, alın teri ile kazanmıştır.
Bunu, başarısız olmadan yapacağım, çünkü belirli bir Trans-kafkasya Kürdün başına gelenlerle ilgili bir
hikayeyi şimdi hatırladım, ki bu çocukluğumda duyduğum ve daha sonraki yıllarda, benzer
durumlarda hatırladığım her zaman, bende dayanıklı ve bastırılamaz bir hassaslık dürtüsü uyandırdı,
bence, eğer bu hikayeyi bir miktar detayla ilişkilendirirsem, bu benim için ve aynı zamanda sizin için
de, çok yararlı olacaktır.
Başlıca yararlı olma sebebi, "tuz" yapmaya zaten karar vermiş olmam, ya da çağdaş "saf-kan" Yahudi
işadamlarının söyleyeceği gibi, bu hikâyenin "tzimmes"i (havuç ve kurutulmuş meyvelerden yapılan
bir Yahudi tatlısı), bu yeni mesleğimde şimdi peşinde koştuğum bu amacı elde etmek için kullanmak
niyetinde olduğum bu yeni edebi biçimin temel prensiplerinden biri.
Bu Transkafkasyalı Kürt, bir defasında bir iş ya da başka bir şey için köyünden ayrılır ve kasabaya
doğru yola çıkar ve pazarda her çeşit meyvenin çok yakışıklı biçimde düzenlemiş küçük bir meyve
tezgahı görür.
Bu sergide, farklı bir meyveye dikkat eder, hem renk hem de biçim olarak çok güzel bir meyve ve
görüntüsü hayal kurmasına sebep olur ve bu meyveyi denemek için özlem duyar, hemen hemen hiç
parası olmasa da Büyük Doğa'nın bu güzel hediyelerinden en azından bir tanesini satın almak ve
tadına bakmaya karar verir.
19
Gurdjieff' ve Ouspensky Öğretisi Üzerine Uygulamalı Felsefe ve Psikoloji Çalışmaları
www.dorduncuyol.org - facebook.com/dorduncuyol - twitter.com/dorduncuyol
Ardından, yoğun bir şevk ve kendisinde alışılmış olmadık bir cesaretle, dükkâna girmiş ve azmış
parmağı ile hayallerini süsleyen bu meyveyi göstermiş ve dükkâncıya fiyatını sormuş. Dükkâncı, bir
kilosunun altı kuruş olduğunu söylemiş.
Fiyatının, böylesine güzel bir meyve için hiç de o kadar pahalı olmadığını gören Kürdümüz, tam bir kilo
almaya karar vermiş.
Kasabadaki işini bitirdikten sonra, aynı gün eve, yaya olarak dönmek için yola koyulmuş.
Gün batımında, dere tepe düz giderken ve ister istemez Büyük Doğa'nın bağrındaki büyüleyici
bölümlerin dış yüzlerini ister istemez algılarken ve istemsiz olarak endüstriyel kasabaların olağan
kirliliği ile kirlenmemiş saf havayı içine çekerken, Kürdümüz kendisini sıradan bazı yiyeceklerle tatmin
etme ani isteğini oldukça doğal olarak hissetmiş, bu yüzden yol kenarına oturmuş ve erzak
çantasından biraz ekmek çıkardı ve "meyveler" ona çok güzel göründü ve acele etmeden yemeye
başlamış.
Ama... kabusların kabusu!... çok yakında içindeki her şey yanmaya başlamış.
Ancak, buna rağmen, yemeğe devam etmiş.
Ve yarattığım bu yeni edebi biçimin temeli olarak kullanmaya karar verdiğim prensip ve beni
amaçlarıma götürecek "kılavuz fener" olarak hizmet edecek bahsettiğim bu belirli insan özelliği
sayesinde, gezegenimizdeki bu bahtsız iki ayaklı yaratık yemeye devam etti. Eminin, yakında bunun
anlamının hissini yakalayacaksınız - elbette, anlayışınızın seviyesine göre - benim yazılarımın sonraki
herhangi bir bölümünü okurken, yani, eğer risk alır ve daha fazla okursanız, ya da hatta belki ilk
bölümün sonunda, zaten bir şeyin "kokusu"nu alacaksınız.
20
Gurdjieff' ve Ouspensky Öğretisi Üzerine Uygulamalı Felsefe ve Psikoloji Çalışmaları
www.dorduncuyol.org - facebook.com/dorduncuyol - twitter.com/dorduncuyol
Download