ÖN SÖZ

advertisement
ÖN SÖZ
Sosyal medya kavramı ile Türkiye tanışalı uzun zaman olmadı, fakat kısa zamanda alınan mesafe şunu gösteriyor ki sosyal medya araçları, TV, radyo, dergi gibi geleneksel medya araçlarının kullanım sıklığını ciddi şekilde azaltmaktadır. World Wide Web’in (www) sürekli başkalaşarak yoluna devam et‐
mesi ile ortaya çıkan sosyal medya kavramı, tüm kurumlar için kuralları değiştirdi. Online ortamda sosyalleşen insan, kendisine ve içinde yaşadığu sos‐
yal çevresine ait içerikleri ve videoları kolay biçimde yayınlamaya başladı. Normal koşullar da içinde yer alamayacakları farklı amaçlarla oluş‐
turulmuş grupların üyesi olabildi, o gruplarda ki insanlarla zaman ve me‐
kân kısıtlaması olmaksızın görüşme ve fikirlerini onlara ulaştırma olana‐
ğına sahip oldu. İnsanların en fazla tatmin edilmesi gereken ihtiyaçlarından biri de sosyalleşmektir. Bu ihtiyacını değişik arkadaş, iş ve aile ortamlarıyla karşı‐
larken, sosyal medya ona bunların dışında da farklı kişilerle tanışma ve sosyalleşme olanağı verdi. İnsan olarak yaşadığımız ister yakın ister uzak çevremiz olsun orada yaşanan meydana gelen olaylara karşı değişik duygusal tepkiler veririz. Aynı zamanda verdiğimiz tepkilerin de paylaşılması ve tasdik edilmesi egomuzu okşar, kendimize olan güveni artırır. Eskiden dar ve sadece yaşadığımız yer ve mekânla kısıtlı olan bu du‐
rum, sosyal medyanın gelişmesiyle yerini ülke geneline hatta tüm dünya geneline ulaşma olanağı sağlamıştır. iii Facebook ve Youtube ile başlayan sosyal medya kullanım alışkanlığı bugün, Twitter ve Google+ ve diğerleri gibi sosyal ağların kullanıma açıl‐
ması ile giderek büyümüş ve doğal olarak büyüyen tüm olgular gibi dene‐
timi de giderek zorlaşmıştır. Dünyanın en önde gelen şirketlerinin pazarlama uygulamalarında, pazarlamanın 4P’sinden biri olan ‘’dağıtım’’ yer değişkeninde, bugün artık potansiyel ve gerçek müşteriler online mecralardadır. Pazarlama gurusu Kotler’in ‘’dağıtım’’ öngörüsü günümüze uyarlandığında, şirketler online ortamda yer almak durumundadır. Geleneksel pazarlara nazaran müşterinin çoğu zaman şirketin bu‐
lunduğu mekândan (şehir, ülke vs.) uzakta olabilmesi, çok daha fazla riski barındıran bir koşulu da kendiliğinden ortaya çıkarmıştır. Çünkü, eskiden olduğu gibi müşteriler hakkında tam ve yeterli istih‐
barat yapma (bilgi edinebilme) şansı ortadan kalkmıştır. Fakat aynı za‐
manda potansiyel ve eskiye göre çok daha fazla kazanç (kâr) içeren bu Pazar mecralarına girmek şirketler için şart olmuştur. Nitekim oyun, değişen kurallara göre oynanmaktadır. Şirketler bu gerçeğe kayıtsız kalamadılar. Yeni dünya düzenine (internetle çok hızlanan iletişim çağından do‐
layı ile de küçülen, küreselleşen dünyamızda) evrilen iletişim şekline ayak uydurmak isteyen kurumlar Facebook ve Twitter’da hesaplar açmaya, açtıkları hesaplar üzerinden pazarlama uygulamalarını ve müşteri ilişkile‐
rine ilişkin operasyonlarını yürütmeye başladılar. Dünyanın önde gelen güvenilir stratejik danışmanlık şirketlerinden Burson‐Marsteller’in 2011 Şubat tarihli araştırma raporuna göre; Fortune 100 listesindeki şirketlerin % 77’sinin Twitter hesabı, % 61’inin ise Facebook fan sayfası bulunuyor ve katılım trendi (eğilimi) sürekli artıyor. Türkiye’de de büyük şirketlerin neredeyse tamamı sosyal medyada aktif şekilde yer almaya başladılar. Belirli bir program ve strateji çerçevesinde iyi idare edilmesi gere‐
ken yeni bir mecra doğdu: Sosyal Medya. Kuralları tüketicinin koyduğu, müşteri memnuniyet ve sadakatinin şirketlerin ürün yaşam eğrisi için birincil önem taşıdığı yeni sosyal dünya düzeninde, izlenmek, analiz edilmek ve yönetilmek durumunda olan yeni çağın tüketici grupları oluştu. iv Kötü yönetildiğinde karmaşa, sosyal medya krizleri, gelir ve itibar kayıplarına; iyi yönetildiğinde ise sınırları çizilemeyen bir gelir kapısına neden olmaktadır. İşte bu kitap muhtemel krizlerin önüne geçmek ve sosyal medyada verimli şekilde yer almak isteyen şirketler ve insan olarak sosyalleşmenin yeni biçimi olan sosyal medyada bilinçli olarak yer almak isteyen sade vatandaşlar için hazırlanmıştır. Ne kadar sosyal olduğumuzun ve ne kadar kabul görüp beğenildiği‐
mizin, fikirlerimizin onaylandığının göstergesi sadece içinde yaşadığımız dar aile, iş, okul, akraba çevreleri olmaktan çıkmış bulunuyor. Artık tüm ülke ve dünya bizim sosyal çevremiz konumuna gelmiş va‐
ziyettedir. Bu yüzden bireyin bugün ne kadar sosyal ya da asosyal olduğu, ar‐
tık üyesi olduğu sosyal medya ağlarındaki popüleritesine, takipçi sayısına göre değerlendirilir hâle gelmiştir. v
Download