T.B.M.M. B : 36 10 . 12 . 2001 O:1 Evrensel olarak düşünüldüğünde, kültür, insanlığın ortaya koyduğu birikimlerin tamamıdır. Genel anlamda ise kültür, maddî ve manevî unsurlardan oluşur; bir milleti başka milletlerden ayıran temel değerlerin bütünüdür. O temel değerlere, o milletin millî değerleri denilmektedir. Bu değer­ ler, dil, örf ve âdetler, din, sanat, dünya görüşü ve tarihtir. İşte, bu altı değeri bir olan topluma, mil­ let denilmektedir. Demek ki, bir toplumun millet olabilmesi için, o toplumun, ortak bir dili, kendine özgü örf ve âdetleri, ortak bir iman ve inancı, kendine has millî bir sanat anlayışı, içerisinde yaşadığı kültürün ortaya koyduğu bir hayat felsefesi ve müşterek bir tarihin olması gerekir. Bu ortak değerleri yaşayan insanlar arasında bir şuur birliği teşekkül eder ki, buna, millî şuur diyoruz. Bu değerler, bizi, başka milletlerden ayıran temel unsurlardır. Müslüman Türk insanı, diğer milletlerden bu özellikleriyle ayrılır. Bu temel değerler, bir milletin asgarî müşterekleridir. Bu değerlerle birbirimizin kardeşi olduğumuzu anlar, onlarla millî şuura ulaşırız. Aralarında şuur bir­ liği olmayan milletlerin geleceğinden söz etmek asla mümkün değildir. Bunun içindir ki, Büyük Önder Atatürk "Türk çocukları ecdadını tanıdıkça, daha büyük işler yapmak azim ve kararında olacaklardır" demiştir. Millî kültürümüzü yaşatmak hususunda, aklın ve ilmin ışığında gerekli çalışmaları yapmak mecburiyetindeyiz. Bu amaçla, Türk Dili, çalışmalarımızın başında yer almalıdır. Dilsiz millet ol­ maz. Dil, bir milletin düşünce sistemidir, kâinatı kendine göre seslendirmesidir, kafa yapısının for­ mülüdür, bizi birbirimize bağlayan ilk bağdır. O, ağzımızda anamızın ak sütüdür; biz onunla düşünür, onunla sevgimizi ifade eder, onunla Türk olmanın şuuruna varırız, onunla destanlarımızı yazmış, onunla ağlamış, onunla gülmüşüz. Ne hazindir ki, kimimiz dilimizi yozlaştırmaya, kimimiz de onu horlayarak başka milletlerin dilini öne çıkarma gayreti içinde olmuşuz. Bir düşünün, dünyanın hangi ülkesinde anadilinden baş­ ka dille üniversite eğitimi yapılmaktadır?! Bu ne biçim, Atatürk'ü anlamaktır?! Değerli milletvekilleri, bir insan, Orhun Abidelerini, Ergenekon Destanını, Dede Korkut'u, Yunus'u Mevlana'yı, Hacı Bektaş-ı Veli'yi, Köroğlu'nu, Fuzulî'yi, Yahya Kemal'i, Mehmet Akif i okuyup anlamamışsa, nasıl köklerini bilecektir?! Bu çeşmelerden içmeyenler, bu aziz milleti an­ layabilir mi! (MHP sıralarından alkışlar) Kültürümüzün manevî unsurlarından olan din ise, toplumda barış, kardeşlik, sevgi ve dostluk duygularının güçlenmesinin teminatıdır. Din, milletin iman ve inanç sistemidir. Mensubu olmaktan onur duyduğumuz İslam Dini, daima ilmi teşvik etmiş, millî kültürleri desteklemiştir. Milliyetçi Hareket Partisi, Türk Milletinin, göğsünü gere gere "ben, Müslümanım" diyebileceği, Türklüğün­ den ve dininden kaynaklanan vecibeleri rahatça yerine getirebileceği bir Türkiye istemektedir. Bugün, maalesef, bazıları İslam'ı gericilik olarak görürken, bazıları da onu siyasallaştırma gay­ reti içine girmişlerdir. Böylece, milletimiz kamplara ayrılmaya çalışılmaktadır. Bu gidişe dur demek, ancak millî bir kültür izlemekle mümkündür. Sünnîsi, Alevîsi, doğulusu, batılısı, Lazı, Çeçeni, Türkü, Kürdüyle bu millet bir bütündür; aynı ağacın, aynı çınarın farklı dallarıdır. Bölücülerin, Türklük düşmanlarının hevesleri tarih boyunca kursaklarında kalmış, yine kursakların­ da kalacaktır (MHP sıralarından alkışlar) Türkiye, Türk ülkesinin adıdır. Herkes şunu iyi bilmelidir ki, Türk Milleti bölünmez bir bütün­ dür. -377-