ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI AB KOORDİNASYON DAİRESİ BAŞKANLIĞI BÜLTENİ S A Y I 3 0 K A S I M 2 0 0 7 BU SAYIDA: Medya Sektöründe İlk Uluslararası Çerçeve Anlaşması 2 Bulgaristan ve Romanya’dan Eski AB Üyesi Ülkelere Göç 6 Avrupa İşçi Sendikaları Konfederasyonu, İşçi Sendikalarında Cinsiyet Eşitliğinin Her Alanda Uygulanmasına İlişkin Sözleşmeyi Kabul Etti 7 Avrupa Topluluğu Adalet Divanı Ebeveyn İzninin Hamilelik Dolayısıyla Ertelenebileceği Hükmünü Verdi 10 2007 Avrupa Herkes İçin Eşit Fırsatlar Yılı 12 İstihdam Bir Yılda 3 Milyon Artış Gösterdi 14 Başkanlığımızdan Haberler 15 SAYFA ÇALIŞMA 2 VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI MEDYA SEKTÖRÜNDE İLK ULUSLARARASI ÇERÇEVE ANLAŞMASI Avrupa Endüstri İlişkileri Gözlemevi 19 Kasım 2007 Çeviren: AB Uzman Yrd. Ahmet KILINÇ “Anlaşma, gazetecilikte kalite standartlarını desteklemenin yanında, basın özgürlüğünü korumayı ve medyada çalışanların çalışma koşullarını iyileştirmeyi amaçlamaktadır.” Haziran 2007 tarihinde “Uluslararası Gazeteciler Federasyonu” ve Avrupa’nın önde gelen gazetelerinden olan “Westdeutsche Allgemeine Zeitung (WAZ) Medya Grubu” arasında medya sektöründe ilk defa bir uluslararası çerçeve anlaşması imzalanmıştır. Anlaşma, gazetecilikte kalite standartlarını desteklemenin yanında, basın özgürlüğünü korumayı ve medyada çalışanların çalışma koşullarını iyileştirmeyi amaçlamaktadır. 4 Haziran 2007 tarihinde Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ), Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) ve Almanya temelli Westdeutsche Allgemeine Zeitung (WAZ) Medya Grubu (WAZ Mediengruppe), WAZ Media Grubuna ait şirketlerde “Basın Özgürlüğünün, Basında Kalitenin ve İyi İş İlişkilerinin Korunması ve Desteklenmesine İlişkin Çerçeve Anlaşma”yı imzalamışlardır. Anlaşma IFJ Genel Sekreteri Aidan White ve WAZ İdare Müdürü Bodo Hombach tarafından imzalanmıştır. Bu çerçeve anlaşma, medya sektöründe bu alanda görülen ilk anlaşma olma özelliğini taşımaktadır. Merkezi Essen’de bulunan WAZ Media Grubu, Avrupa’nın önde gelen gazete ve süreli yayın yapan kuruluşlarından birisidir. Grup, 2 milyar € civarında bir ciroya, 16.000’e yakın çalışana sahiptir ve Almanya, Avusturya, Sırbistan, Bulgaristan, Hırvatistan, Romanya, Makedonya ve Karadağ dahil Avrupa çapında 17 ülkede faaaliyet göstermektedir. Çerçeve Anlaşma Anlaşma, dünya çapında medya ve basın kuruluşlarının sürdürülebilirliği çerçevesinde WAZ, IFJ ve EFJ’nin karşılıklı çıkarlarını vurgulamaktadır. Bununla birlikte anlaşma, yüksek kaliteli, profesyonel ve ahlaki değerlere önem veren medya ve bilgi hizmetleri arzının arttırılmasını amaçlamaktadır. Ayrıca, anlaşma uluslararası düzeyde kabul görmüş çalışma ilişkilerinin ve insan kaynakları uygulamalarının öneminin altını çizmektedir. Temel ilkeler ve değerler Taraflar aşağıdaki ilkelere ve değerlere saygı göstermek konusunda anlaşmaya varmışlardır: • Irk, cinsiyet, dil, etnik ve sosyal köken, siyasi düşünce ve din AVRUPA BİRLİĞİ’NDEN HABERLER ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI bakımından ayrım yapmaksızın herkes için insan haklarının ve temel özgürlüklerin gözetilmesinin ve bunlara evrensel düzeyde saygı gösterilmesinin desteklenmesi; • İnsan Hakaları Evrensel Bildirisinin 19. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. maddesi uyarınca ifade özgürlüğü hakkı; • 87 Sayılı Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Sözleşmesi uyarınca dernek kurma özgürlüğü; • 98 Sayılı Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Sözleşmesi uyarınca uygun mekanizmalar vasıtasıyla istihdam şartlarının ve koşullarının belirlenmesi; • Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Organizasyonu (OECD)’nin çokuluslu şirketler hakkında hazırlamış olduğu rehberlerde ortaya konulan ilkelerin yerine getirilmesi; • İş alanındaki en iyi örneklerin uygulanması yoluyla medya personeli için güvenli ve sağlıklı bir çalışma ortamının temin edilmesi; • Medya çalışmalarıyla ilgili olarak sivil toplumla iyi ilişkilerin kurulmasının ve geniş ölçüde halkla olumlu ve anlamlı bir birliktelik sağlanmasının teşvik edilmesi. Bu ilkeler ve değerler Birleşmiş Milletler Genel Sekreter’inin Küresel Sorumluluk Anlaşması (the Global Compact) inisiyatifinde bahsedilmektedir. Ayrıca taraflar basın özgürlüğünün savunulması ve kaliteli gazetecilik gibi işbirliğinin ana ilkelerine saygı göstermek konusunda karara varmışlardır. Uygulama Anlaşmada tarafların yılda en az bir kere bir araya gelmesi kararlaştırılmıştır. Toplantı, her ulusal düzeydeki her bir sendika temsilcisi ile IFJ ve EFJ’den merkezi ve yerel idarenin temsilcilerini biraraya getirecektir. Toplantı görüşmelerinin içeriği ve yapısını kararlaştırmak için de bir alt komite kurulacaktır. Buna ilaveten, her WAZ yayınında anlaşmanın ve temel yönetim ilkelerinin uygulanmasını sağlamak için WAZ’ın faaliyet gösterdiği bütün ülkelerde çalışma grupları kurulması planlanmaktadır. Anlaşma, bağımsız haberciliğin desteklenmesi ve belirli siyasi partiler veya politikacılar tarafından yapılan desteklerin etkisini en aza indirmek amacıyla muhabirler ve editörlere yönelik eğitim programları öngörmektedir. AVRUPA BİRLİĞİ’NDEN HABERLER SAYFA 3 SAYFA 4 ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI Anlaşma önemli örnekler ortaya koyuyor IFJ’nin Genel Sekreteri White, anlaşmayı şu sözlerle değerlendirmiştir: “Anlaşma, diğer uluslararası şirketlerin de benzer girişimlerde bulunmasının yolunu açan önemli bir atılımdır. Gazetecilikte kalite konusunda yapılan sosyal diyalog, tüm medya sektörü için geleceği daha güvenli hale getirecektir.” Anlaşma, kaliteli haberciliğin ve doğru dürüst çalışma koşullarının temini için küresel medya şirketlerinin dünya çapında standartlar oluşturmasını sağlamak konusunda yapmış olduğumuz çalışmaların ilk adımını oluşturmaktadır”. WAZ Grubunun İdare Müdürü Hombach ise, bu çerçeve anlaşma ile WAZ’ın kaliteli gazetecilik konusundaki duyarlılığını gösterdiğini vurgulamaktadır. Bu açıdan, güvenilirlik bu hedefin en önemli değerlerinden birini oluşturmaktadır. Hombach, ayrıca her saygın yayın kuruluşunun birkaç sene içerisinde bu çerçeve anlaşmaya onay vereceği konusunda ümitli olduğunu ifade etmiştir. Bu anlaşma, Avrupa’da kaliteli gazeteciliği güçlendirme yolunda endüstri temelli bir çaba olarak Avrupa Komisyonu tarafından da desteklenmiş ve memnuniyetle karşılanmıştır. Bilgi Toplumu ve Medya Komisyon Üyesi Viviane Reding, bu anlaşma ve gelecek diğer anlaşmalar için Avrupa Birliği’nin desteği konusunda taahhüt de bulunmuştur. AVRUPA BİRLİĞİ’NDEN HABERLER ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI SAYFA 5 BULGARİSTAN VE ROMANYA’DAN ESKİ AB ÜYESİ ÜLKELERE GÖÇ EURACTIV 12 Kasım 2007 Çeviren: AB Uzman Yrd. Mehmet Celil ÇELEBİ Eurostat tarafından yayınlanan son istatistiklere göre, Bulgaristan ve Romanya’dan eski AB üyesi ülkelere göç, yalnızca marjinal bir olgu olarak görülmektedir. Bununla birlikte bu konuda Akdeniz ülkeleri, özellikle de İspanya ise bir istisna oluşturmaktadır. Eurostat’ın 8 Kasım 2007’de yayınlanan İşgücü Araştırmasına göre bu yılın başında AB’ye katılan iki ülkeden, bir milyon işçi Avrupa’nın başka yerlerinde iş bulmak için göç etmiştir. Bulgaristan ve Romanya vatandaşları,aktif çalışma yaşındaki nüfusun içindeki oranı (%) Bulgaristan ve Romanya vatandaşları, bin Göç alan ülke 2005 2006 2007 2005 2006 2007 “Eurostat’ın 8 Kasım 2007’de yayınlanan İşgücü Araştırmasına göre bu yılın başında AB’ye katılan iki ülkeden, bir milyon işçi Avrupa’nın BE(Belçika) 5 6 8 0.1 0.1 0.2 DE(Almanya) 63 54 68 0.2 0.1 0.2 EL(Yunanistan) 34 36 37 0.7 0.7 0.8 ES(İspanya) 351 480 541 1.7 2.2 2.5 FR (Fransa) : 18 : : 0.1 : IT (İtalya) : 225 253 : 0.9 1 CY (Kıbrıs) 4 4 4 1.1 1.1 1 HU (Macaristan) : : : : : : AT (Avusturya) 15 13 14 0.4 0.3 0.3 PT (Portekiz) 8 12 10 0.2 0.2 0.2 UK (Birleşik Krallık) 21 26 26 0.1 0.1 0.1 AB-27 533 898 1001 0.2 0.4 0.4 AVRUPA BİRLİĞİ’NDEN HABERLER başka yerlerinde iş bulmak için göç etmiştir.” SAYFA ÇALIŞMA 6 VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI Bu kişilerin % 54’ü göç etmek için İspanya’yı seçmiştir. Bu durumun bir sonucu olarak, bugün İspanya’daki her kırk işçiden biri, Bulgar veya Rumendir. Çeyrek milyon Bulgar ve Rumenin göç ettiği İtalya’da ise, işgücünün % 1’ini bu işçiler oluşturmaktadır. Bu ülkelerden gelen işçilerin işgücünün % 0,8’ini oluşturduğu Yunanistan’a 37.000, % 1’ini oluşturduğu Güney Kıbrıs’a 4.000 kişi göç etmiştir. Akdeniz ülkelerine göç eden Bulgar ve Rumenler, genellikle mevsimlik tarım işçisi olarak çalışmakta ve bu alanda Kuzey Afrika’dan ve henüz AB’ye üye olmamış Balkan ülkelerinden gelen göçmen işçilerle rekabet etmektedirler. Diğer tüm ülkelerde Bulgar ve Rumenlerin oranları bindelerle ölçülmektedir. Bu ülkeler arasında, Orta ve Doğu Avrupa’dan gelen işçilerin çok büyük bir kısmına karşı kapıları kapalı tutmaya karar veren Almanya ve Avusturya ile Mayıs 2004 tarihinde Birliğe katılan ülkelerden gelen işçilere izin veren, ama bu iki ülkeden gelenlere izin vermeyen İngiltere de yer almaktadır. İki ülkeden gelen toplam göçmen sayıları ile aktif çalışma yaşındaki nüfus kıyaslandığında, göçmenlerin AB ülkelerinin ancak hayalini kurabilecekleri bir istihdam oranına ulaştıkları görülmektedir: ülkelerinden başka bir yere göç etmiş olan çalışma yaşındaki Bulgarların % 80’i istihdam edilmiştir. AVRUPA BİRLİĞİ’NDEN HABERLER ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI SAYFA 7 AVRUPA İŞÇİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU, İŞÇİ SENDİKALARINDA CİNSİYET EŞİTLİĞİNİN HER ALANDA UYGULANMASINA İLİŞKİN SÖZLEŞMEYİ KABUL ETTİ Avrupa Endüstri İlişkileri Gözlemevi 19 Kasım 2007 Çeviren: AB Uzman Yrd. Murat SOĞANGÖZ 21‐24 Mayıs 2007 tarihlerinde İspanya’nın Sevilla kentinde düzenlenen kongrede Avrupa İşçi Sendikaları Konfederasyonu (ETUC), “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Politikalarının Ana Plan ve Programlara Yerleştirilmesi yaklaşımına ilişkin Şartı” kabul etmiştir. Söz konusu Şart, 2006 sonbaharında yayınlanan ve Mart 2007 tarihinde Berlin’deki bir konferansta sunulan “İşçi Sendikalarında kadınlar: Cinsiyet Temelli Farklılıkları Ortadan Kaldırmak konulu Araştırma”nın bulgularını temel almıştır. Şart, ETUC’un cinsiyet eşitliği konusundaki taahhüdünü güçlendirmeyi amaçlamaktadır. “Bu girişimin iki amacı bulunmaktadır: ilki, her üye kuruluşun şartı imzalaması koşulu getirilerek cinsiyet eşitliğine yönelik taahhüdü güçlendirmek; ikincisi ise, “toplumsal cinsiyet eşitliği Şartın Amacı politikalarının ana plan ve ETUC Yönetim Kurulu tarafından sunulan öneriyi müteakip Konfederasyon, 21‐24 Mayıs 2007 tarihinde Sevilla’da toplanan 11. Kongresinde yeni bir eşitlik planı sunmamakla birlikte “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Politikalarının Ana Plan ve Programlara Yerleştirilmesi yaklaşımına ilişkin Şartı”nı kabul etme kararı almıştır. Şart, ‘mevcut planları daha iyi uygulamak amacıyla daha güçlü bir taahhüt’ gerektiğini ortaya koymaktadır. Bu girişimin iki amacı bulunmaktadır: ilki, her üye kuruluşun şartı imzalaması koşulu getirilerek cinsiyet eşitliğine yönelik taahhüdü güçlendirmek; ikincisi ise, “toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarının ana plan ve programlara yerleştirilmesi” kavramını kadınları erkeklerle eşit sayan bir kavram olarak kullanarak “yapılacak düzenlemenin getireceği yükün kadın ve erkekler arasında daha adil bir şekilde paylaştırılmasını” sağlamaktır. Şarta götüren gelişmeler Söz konusu Şart, ETUC’un hem geniş olarak toplumda hem de sendika hareketinde cinsiyet eşitliğine olan bağlılığına yönelik geçmişinde atılmış yeni ve önemli bir adımdır. 26‐29 Mayıs 2003 tarihinde Prag’da düzenlenen 10. Kongresinde ETUC, “Üçüncü Eşitlik Planı”nı kabul etmiştir. Fakat bu planın 2005 sonbaharı için öngörülmüş olan orta vadede gözden geçirilmesi süreci, pratikte bu planın pek de uygulanmadığını göstermiştir. ETUC tarafından Haziran 2005 tarihinde yayınlanan bir ankete, Şubat 2006 tarihine kadar süre uzatılmasına rağmen, çok az sayıda üye kuruluştan cevap gelmiştir. AVRUPA BİRLİĞİ’NDEN HABERLER programlara yerleştirilmesi” kavramını kadınları erkeklerle eşit sayan bir kavram olarak kullanarak “yapılacak düzenlemenin getireceği yükün kadın ve erkekler arasında daha adil bir şekilde paylaştırılmasını” sağlamaktır.” SAYFA 8 ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI ETUC Araştırma, Eğitim, Sağlık ve Güvenlik Enstitüsü (ETUI‐REHS) tarafından anket cevaplarına dayanarak hazırlanan rapor, ankete katılanların yarısına yakınının halihazırda bir çeşit eşitlik planının bulunduğunu ortaya koymuştur. Cinsiyet eşitliğinin her alanda dikkate alınması, çok önemli bir kavram olarak algılanmasına rağmen; sadece birkaç konfederasyon bunu teşvik etmek için çeşitli araç ve mekanizmalar ortaya koymuştur. Kadınların işgücü piyasasına katılımlarıyla az çok orantılı olarak; kadın işçiler, sendika üyelerinin % 42’sini oluştururken, her türlü karar verme mekanzimasındaki temsil oranları bu oranla orantılı olmaktan çok uzaktır. Bunun ışığında, ETUC Yönetim Kurulu Haziran 2006 tarihinde bu bulgulardan kesin sonuçların elde edildiği, “2003‐2007 ETUC Eşitlik Planının Orta Vadede Gözden Geçirilmesi hakkında Görüş” adlı belgeyi yayınlamıştır. ETUC Yönetim Kurulu’nun görüşü, cinsiyet eşitliğinin her politika ve faaliyet alanında ve de işçi sendikaları yapılanmasının her seviyesinde dikkate alınmasının uygulanmasını amaçlayan bir dizi önlemin yanısıra, bir sonraki ETUC Kongresinden önce bir “Eşitlik Şartı”nın sunulmasını önermiştir. Bu öneride, 2004 yılında cinsiyet eşitliğinin her alanda dikkate alınmasına dair aralarında bir Şart imzalayan üç Belçika konfederasyonu örnek alınmıştır – Hristiyan İşçi Sendikaları Konfederasyonu, Belçika Tüm İşçiler Konfederasyonu ve Belçika Liberal İşçi Sendikaları Federasyonu. 2006 sonbaharında, ETUI‐REHS “İşçi Sendikalarında Kadınlar” adını taşıyan ve analizini ETUC anketine ve 16 Haziran 2005 tarihindeki Brüksel’de gerçkleştirilen bir seminere dayandıran nihai bir rapor yayınlamıştır. Toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarının ana plan ve programlara yerleştirilmesi kavramını tanımlayan rapor, uygulama rehberleri ve işçi sendikalarından alınan en iyi uygulama örnekleri üzerine odaklanmıştır. 5‐6 Mart 2007 tarihinde Berlin’de yapılan bir ETUC Konferansında, “cinsiyet eşitliğinin her alanda dikkate alınmasını ETUC’un merkezine yerleştirmek için araçlar, mekanizmalar ve vasıtalar” konusu tartışılmıştır. Şartta öngörülen tedbirler Hazırlık niteliğinde olan bu adımların etkisi, şartın son halinde açıkça görülmektedir. Toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarının ana plan ve programlara yerleştirilmesi kavramını, 2006 ETUI‐REHS raporunda önerilen tanıma atıfta bulunarak tanımladıktan sonra şart iki soruna işaret etmektedir: “kadınların ve erkeklerin işyerinde, işgücü piyasasında ve geniş olarak toplumda tam ve eşit katılımları” konusunda çabaları faaliyetleri yoğunlaştırmak; kadınların temsil eksikliğini gidermek ve işçi sendikalarının kendi içlerinde cinsiyet eşitliğinin her alanda dikkate alınmasını iyileştirmek. Bu amaçlara ulaşabilmek için Şart, somut araç ve AVRUPA BİRLİĞİ’NDEN HABERLER ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI tedbirler öngörmektedir: • “Paylaşılan sorumluluk ilkesi”, her kurumda cinsiyet eşitliğinden sorumlu bir kişiye ek olarak cinsiyet eşitliğinin her alanda dikkate alınması sürecinin izlenmesinden sorumlu bir kişinin atanması; • “Güvenceli esneklik”, iş hukukunun modernleştirilmesi ve toplu görüşmenin yapısı ve içeriği gibi Avrupa sosyal politikası hakkındaki tüm önerilerde cinsiyet eşitliğinin dikkate alınması; • Kadınların katılımı ve temsili hakkında ‘iyi ve karşılaştırılabilir veri’ sağlamak, ETUC yıllık nitelikte bir “8 Mart anketi” uygulaması başlatacaktır. • Kadınların kendi üye kuruluşlarındaki rolünü güçlendirmek: şart, cinsiyetle ilgili konuları genel politika yapımı ve genel yapılara entegre ederken aynı zamanda özel eşitlik kurumlarını güçlendirmeyi benimseyen ikili bir yaklaşım öngörmektedir. Değerlendirme Şart tarafından getirilen araç ve önlemlerin, işçi sendikaları içinde cinsiyet eşitsizliğinin üstesinden gelip gelemeyeceği önümüzdeki süreçte görülecektir. Yine de, işçi sendikalarında cinsiyet eşitliğinin her alanda dikkate alınması konusundaki ETUC Şartı, hem konfederasyonun cinsiyet eşitliğini üye kuruluşlarda güçlendirmek konusundaki devam eden çabalarının hem de bunu başarmadaki güçlüklerin birer örneğidir. AVRUPA BİRLİĞİ’NDEN HABERLER SAYFA 9 SAYFA 10 ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI AVRUPA TOPLULUĞU ADALET DİVANI EBEVEYN İZNİNİN HAMİLELİK DOLAYISIYLA ERTELENEBİLECEĞİ HÜKMÜNÜ VERDİ Avrupa Endüstri İlişkileri Gözlemevi 19 Kasım 2007 Çeviren: AB Uzman Yrd. Nurettin ÇAKIROĞLU “Avrupa Topluluğu Adalet Divanı (ATAD), Kiiski ve Tampere davasında, kadın çalışanın tekrar hamile Avrupa Topluluğu Adalet Divanı (ATAD), Kiiski ve Tampere davasında, kadın çalışanın tekrar hamile kalması ve 92/85 Sayılı Direktif kapsamında doğum izni almaya hak kazanması durumlarında önceden verilmiş olan ebeveyn izni süresini erteleme hakkı olduğuna karar vermiştir. ATAD, ebeveyn izni alan çalışanların istihdam ilişkilerinin devam ettiğini ve hamile kadınların, doğum izni almaya hak kazanmaları için mesleki riske maruz kalmalarının gerekmediğini açıklığa kavuşturmuştur. verilmiş olan ebeveyn Hamile kadın çalışanların sağlık durumunu ve korunmalarına yönelik önlemleri geliştirmek için ortaya konulan 92/85 Sayılı Direktif ve Eşit Muamele Direktifi anılan 76/207 Sayılı Direktifin hükümleri çerçevesinde, hamile olan her kadın çalışan doğum izni almaya hak kazanmaktadır. Buna ek olarak, kadın çalışan ve çocuğunun babası ebeveyn izni almaya hak kazanmaktadır. Kiiski ve Tamperen davasında ortaya çıkan ana konu bir izin süresinin, kazanılmış olan başka bir izin süresi ile aynı zamana rastlaması durumunda, bu iki izin hakkının nasıl uygulanacağıdır. izni süresini erteleme Davanın Konusu hakkı olduğuna karar Bayan Kiiski, Finlandiya’nın güneyinde bulunan Tampere şehrinde çalışan bir öğretmendir. Kiiski, Fin kanunlarının toplam olarak 10 ay olarak belirlenen ebeveyn izni almak için işvereninden talepte bulunmuştur. Bu talep, Kiiski’nin Ağustos’ta izne başlaması ve 2005 Haziranında işe dönmesi amacıyla 2004 Mayıs ayının başlarında yapılmıştır. Ancak, Kiiski tekrar hamile kalmıştır ve 2004 yılının Temmuz ayında izninin Ağustos‐ Aralık 2004 dönemi şeklinde değiştirilmesi için başvuruda bulunmuştur. kalması ve 92/85 Sayılı Direktif kapsamında doğum izni almaya hak kazanması durumlarında önceden vermiştir.” İlk değişiklik teklifini yaparken, Kiiski sonradan bu durumu hamileliği hakkında bilgi vererek açıklığa kavuşturmasına rağmen, toplu sözleşmenin gerektirdiği beklenmeyen ve haklı nedenlerle değişiklik talebinin (mücbir sebep) bulunduğuna değinmemiştir. Kiiski’nin işvereni, toplu sözleşmenin şartları kapsamında hamileliğin beklenmeyen ve haklı sebep (mücbir sebep) oluşturmadığını belirtmiş ve talebini reddetmiştir. Ardından çocuğun babası ebeveyn izni için işverene başvurmuştur, fakat talebi kanunun sadece bir ebeveynin aynı zamanda izin kullanmasına izin verdiği için reddedilmiştir ve Kiiski’nin ebeveyn izni kullandığı belirtilmiştir. Bunun üzerine Kiiski, ebeveyn iznini sona erdirmek ve AVRUPA BİRLİĞİ’NDEN HABERLER ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI eşinin ebeveyn izni kullanmasına olanak tanımak için doğum iznini kullanmaya başlama hususunda işverene talepte bulunmuştur. Ancak, işvereni eşinin izin hakkının haklı bir neden oluşturmadığını belirterek, bu talebi de reddetmiştir. Dava Bayan Kiiski, Eşit Muamele Direktifi kapsamında hamilelik nedeniyle ayrımcılığa tabi tutularak haklarının işveren tarafından çiğnendiğini iddia etmektedir. Ayrıca, Direktifin garanti altına almış olduğu doğum izni hakkının verilmesinden kaçınılamayacağını öne sürmektedir. Dava Fin mahkemesine geldiğinde, toplu sözleşmenin hamileliği temel ve beklenmeyen bir değişiklik olarak içermediği belirtilmiştir. Fin mahkemesi, ayrımcılık ortaya konsa bile ebeveyn izni kullanan bir işçinin zamanından önce işe yeniden başlamasının diğer işçileri etkileyeceği görüşü ortaya koymuştur. Ancak, dava hakkında kesin bir karar vermektense, davanın Direktiflerin kapsamındaki hakları zımnen etkilemesinden ötürü davayı ATAD’a göndermiştir. ATAD, öncelikle Bayan Kiiski’nin ebeveyn izni alan bir çalışan olarak 92/85 Sayılı Direktif kapsamında hakları olan bir “çalışan” olarak ele alınıp alınamayacağını mütalaa etmiştir. ATAD, Kiiski’nin bu kapsamda bir çalışan olarak kabul edileceğini ve hamile kadın çalışana tanınan hakların, hakkın uygulanması sırasında kadının çalışmasını gerektirmediğini belirtmiştir. Bu nedenle Kiiski, ebeveyn iznini doğum iznine çevirmeyi talep ettiği sırada izin hakkını kullanabilmektedir. Kiiski zaten izin hakkını kullanmakta olduğundan, 92/85 Sayılı Direktif kapsamında potensiyel risklere maruz kalmaması, doğum izni alma hakkını kaybettiği anlamına gelmemektedir. Bayan Kiiski, işverenini hamileliği konusunda bilgilendirmiştir ve bu nedenle doğum izni hakkı hususunda gerekli şartları sağlamıştır. Toplu sözleşme ve ebeveyn izninin başka bir izinle değiştirilmesi kapsamındaki şartlara bakacak olursak, ATAD bu hususların ağır hastalık, ölüm veya boşanma olarak belirtilebileceğini fakat hamileliğin bu kapsamda olmadığını öngörmüştür. Ancak, ATAD hamileliğin beklenmeyen bir durum olduğunu açıkça ortaya koymuştur. ATAD, “aile hayatı ve ilişkilerde temel değişiklikleri” belirlemiştir ve bu durumu doğmuş olan çocuğu yetiştirmek için ebeveynin yeteneğinin “önemli ölçüde azalması” olarak açıklamıştır. Bu nedenle, Fin toplu sözleşmesi hamileliği içeren bir şekilde yorumlanmalıdır. Davanın Değerlendirmesi Davanın maddi unsurları Fin mevzuatına ve toplu sözleşmeye göre çok sarih olmasına rağmen; ATAD’ın kararı doğum izni kullanan çalışanların istihdam statüsünü açıklığa kavuşturmada ve hamileliğin beklenmeyen bir durum olduğunu ortaya koymada önem arz etmektedir. AVRUPA BİRLİĞİ’NDEN HABERLER SAYFA 11 SAYFA ÇALIŞMA 12 VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI 2007 AVRUPA HERKES İÇİN EŞİT FIRSATLAR YILI Avrupa Komisyonu 19 Kasım 2007 Çeviren: AB Uzman Yrd. Özün KOCA 2007 Avrupa Herkes İçin Eşit Fırsatlar Yılı, 19 Kasım 2007 tarihinde geride kutlanacak büyük başarılar ve mücadele gerektiren önemli sorunlar bırakarak sona ermiştir. “2007 Avrupa Herkes İçin Eşit Fırsatlar Yılı, 19 Kasım 2007 tarihinde geride kutlanacak büyük başarılar ve mücadele gerektiren önemli sorunlar bırakarak sona ermiştir.” Kampanya, 30 ülkede 1000’den fazla farklı faaliyet ile, ayrımcılığın olmadığı bir yaşam hakkına dair farkındalığı arttırmış, eşitliğin desteklenmesi için farklı aktörler arasında yeni bir diyalog geliştirilmesine yardım etmiş, farklılıkların bütün olarak topluma faydalarının altını çizmiştir. Bu girişimi, 2008 yılında işyeri dışındaki ayrımcılıkla mücadeleye ilişkin yeni bir Avrupa Komisyonu inisiyatifi izleyecek, geçen yıl içerisinde üretilen en iyi fikirler yeni İstihdam ve Sosyal Dayanışma Topluluk Programında (PROGRESS) yer alacaktır. Eşit Fırsatlar Komisyonu üyesi Vladimír Špidla, konuya ilişkin şunları söylemiştir: “Avrupa Herkes İçin Eşit Fırsatlar Yılı, MTV’nin yaratıcı reklamlarından ve Helsinki’de düzenlenen Eurovision şarkı yarışmasında ziyaretçiler için hazırlanan faaliyetlerden, şirketler için farklılık ödüllerine, Avrupa’daki milyonlarca insana eşitlik ve farklılık mesajlarının ulaştırılmasına yardımcı olmuştur. Artık geçtiğimiz yılki faaliyetlerin etkisini uzun soluklu hale getirerek, bu başarıların üzerine yenilerini inşa etmeliyiz. Geçen yıl elde edilen başarı, eşitliği Avrupa’da herkes için bir gerçeklik haline dönüştürme çabalarımızın ilerlemesi yönünde itici bir güç oluşturmaktadır.” Bu yılın ilgi çekici olayları, 5 yılda 72.000 km’den fazla yol kateden ve 99 noktada yarım milyon insana ulaşan “Avrupa Farklılıklar Tırı”; kampanyanın mesajını 100 milyon Avrupalı izleyiciye ulaştıran Eurovision Şarkı Yarışması; ilk kez Almanya Dönem Başkanlığında düzenlenen ve 2008 yılında Fransa Dönem Başkanlığı’nda da tekrar edilecek olan “Eşitlik Zirvesi” olmuştur. Bunun yanı sıra, 12 farklı ülkeye yayılan Roma topluluklarının topluma dahil edilmesine odaklanan 19 projeye yaklaşık 1 milyon Euro ayrılmıştır. Bu yıl, ayrıca yerel, bölgesel ve ulusal düzeyde gerçekleştirilen 1000 faaliyetin hemen hemen yarısına Avrupa Komisyonu tarafından eşfinansman sağlanmıştır. Bu faaliyetler, okullar, işletmeler ve genel olarak halk için hazırlanan ve ayrımcılıkla mücadeleyi hedefleyen 47 farklı eğitim programı, 31 çalışma veya anket ve 21 yarışmayı AVRUPA BİRLİĞİ’NDEN HABERLER ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI içermektedir. Avusturya ve Belçika’da ulusal reklam kampanyaları düzenlenmiş, Fransa ve Güney Kıbrıs’ta farklılık mesajının yayılmasında bu ülkelerde düzenlenen büyük müzik ve gençlik festivallerinden faydalanılmıştır. Slovenya’da, ayrımcılıktan zarar gören ve “Yılın Yüzleri” olarak anılan bir grup okulları ziyaret ederek deneyimlerini paylaşmışlardır. Litvanya’da ise, Eşit Fırsatlar Ombudsmanlık Bürosu ulusal televizyon kanalı tarafından yıl içindeki çalışmalarından ötürü ödüle layık görülmüştür. Bu yıla ait diğer bir başarı ise, eşitliğin geliştirilmesinde yeni ortaklık ve diyalogların kurulması olmuştur. Üye Devletler, ilk kez, AT Antlaşması’nın 13.maddesinde işaret edilen ve ayrımcılığa temel teşkil eden altı unsuru içeren ulusal stratejiler oluşturmuşlardır. Bu girişim, yine ilk kez hükümete ait kuruluşlar, sivil toplum örgütleri ve diğer aktörler arasında bir diyalog inşa edilmesini sağlamıştır.19‐20 Kasım tarihlerinde Lizbon’da gerçekleştirilen “2007’yi Kutlama” etkinliği Avrupa çapında STK’lar, sosyal ortaklar ve eşitlik kurumları ile yerel, bölgesel ve ulusal yetkililerin dahil olduğu 1000 katılımcıyı bir araya getirmiştir. Konuşmacılar arasında Portekiz Başbakanı José Socrates, Portekiz, İtalya, Çek Cumhuriyet ve İngiltere Eşitlik Bakanları yer almıştır. Bu etkinlik, aynı zamanda, yerel bir okuldan 300 öğrencinin ziyaretine sahne olan “Avrupa Farklılıklar Tırı”nın son durağı olmuştur. Daha fazla bilgi için: http://equality2007.europa.eu AVRUPA BİRLİĞİ’NDEN HABERLER SAYFA 13 SAYFA ÇALIŞMA 14 VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI İSTİHDAM BİR YILDA 3 MİLYON ARTIŞ GÖSTERDİ Avrupa Komisyonu 14 Kasım 2007 Çeviren: Memur Sibel DEVRİM “3 büyük üye devlette (Almanya, Polonya, İspanya) oluşan olumlu istihdam durumu sonucunda, AB’de istihdam yıllık 3 milyonluk artışla 2007 yılının son çeyreğinde 222 milyona ulaşmıştır.” Son Eurostat rakamlarına göre, Avrupa işgücü piyasasında olumlu gelişmeler gözlenmektedir. İspanya’daki güçlü istihdam büyümesi, Almanya ve Polonya’daki son işgücü piyasası iyileşmeleri iyi yönde giden AB performansının arkasındaki itici güçtür. İstihdam yıllık 3 milyonluk artışla 2007 yılının son çeyreğinde 222 milyona ulaşmıştır. 3 büyük üye devlette (Almanya, Polonya, İspanya) oluşan olumlu istihdam durumunun temel nedeni, son dönemde gözlemlenen ekonomik büyümedir. Almanya’da işgücü maliyetlerinin sınırlı artışı, ayrıca bu duruma katkı sağlamıştır. İstihdam artışı, yeni üye devletlerin birçoğunda da (Macaristan ve Estonya hariç) devam etmektedir. Toplam AB istihdam oranı, 2007’nin son çeyreğine kadar işgücü piyasasındaki gelişmeler çerçevesinde bir önceki yılda % 64.3’ten % 65.3’e yükselmiştir. Ortalama AB işsizlik oranı ise, tüm üye devletlerde kendi ulusal oranları temelinde düşüş göstererek, 2007 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılda % 8.1’den, %7.1’e düşmüştür. Polonya güçlü büyüme oranı (% 6.7) sayesinde işsizlik oranı açısından % 9.1’den 4.2’e düşerek, bu alanda en fazla gelişmeyi gösteren ülke olmuştur. Şu anda sadece Slovakya, çift haneli işsizlik oranına sahiptir (% 11.1). Diğer bir önemli faktör de, Almanya’daki işsizlik oranının istihdamdaki büyümeyi yansıtacak şekilde son yılda önemli bir düşüş göstermesidir (%1.4). İşsizlikteki bu hızlı düşüş sayesinde AB, Amerika (% 4.6) ve Japonya(% 3.8) ile arasındaki önemli işsizlik oranı farklılıklarını azaltmaya devam etmektedir. AB işgücü piyasası görünümü—Sonbahar 2007: http://ec.europa.eu/employment_social/employment_analysis/ quarterly_en.htm AVRUPA BİRLİĞİ’NDEN HABERLER ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI BAŞKANLIĞIMIZDAN HABERLER SOSYAL DİYALOG PROJESİ Sosyal Diyalog Projesinin birinci bileşeni kapsamında VIII. ve sonuncu bölgesel eğitim programı, 12 – 16 Kasım 2007 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilmiştir. Eğitimde AB’deki sosyal politika ve istihdam konularının gelişimi, sosyal diyalog alanındaki AB uygulamaları ve Ülkemizdeki uygulamaların karşılaştırılması, Başkanlığımızın müzakere sürecindeki ve Katılım Öncesi Mali Yardım kapsamındaki faaliyetleri, iletişim, koordinasyon ve müzakere teknikleri konularında eğitimler verilmiş ve çeşitli konularla ilgili katılımcılardan oluşan çalıma gruplarıyla çalıştaylar yapılmıştır. 15 Kasım 2007 Sosyal Diyalog Projesi Hibe Programının kapanış toplantısı IV. Bilgilendirme ve Duyarlık Arttırma Konferansı aracılığıyla gerçekleştirilmiştir. Konferansta öncelikle Konfederasyonlar hibe projelerinin somut çıktıları hakkında görüşlerini bildirmişlerdir. Daha sonra hibe programı kapsamında sosyal taraflarca yürütülen 26 hibe projesinin teker teker standlarda sunulduğu sergi açılışı gerçekleştirilmiştir. KATILIM ÖNCESİ MALİ YARDIM ARACI (IPA) DPT tarafından yürütülen “Ekonomik ve Sosyal Uyumun Güçlendirilmesi Projesi” kapsamında 2007‐2013 Dönemi Katılım Öncesi Mali İşbirliği (IPA)’nın tanıtımı amacıyla ilgili kamu kurum ve kuruluşları, bölgede çalışmalar yapan sivil toplum örgütlerinin katılımı ile 13‐15 Kasım 2007 tarihleri arasında Van’da, 19‐20 Kasım tarihleri arasında Samsun’da ve 28‐29 Kasım tarihleri arasında ise Erzurum’da bölgesel konferanslar gerçekleştirilmiştir. BAŞKANLIĞIMIZDAN HABERLER SAYFA 15 SAYFA ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI AVRUPA BİRLİĞİ KOORDİNASYON DAİRESİ BAŞKANLIĞI Adres: İnönü Bulvarı No: 42 06100 Emek/ANKARA Telefon: 0 (312) 212 56 12 Faks: 0 (312) 212 11 48 E‐posta: [email protected] Hazırlayan: AB Uzman Yrd. Çağatay HALAT AB Uzman Yrd. Murat SOĞANGÖZ ab.calisma.gov.tr 16