M. Meclisi B : 111 da müsavi olan bir kelimede birleşelim. Sadece ve yalnız Allah'a ibadet edelim, ona hiç bir ortak koş­ mayalım. Bazımız bazımızı ilah, ittihaz edinmeye­ lim.» Biz de bütün millete, özellikle sorumlulara ses­ leniyoruz, bizler aynı dinin mensupları, aynı milletin evlatlarıyız. Geliniz milletimizin öz değerlerinde top­ lanalım. Bizi biz yapan değerler etrafında birleşelim. Çocuklarımızın kafasına ütopik, maddeci görüşleri değişmez gerçeklermiş gibi sokup da, hem onları hem milletimizi perişan etmeliyim. Çocuklarımızın kalp­ lerim bomboş bırakmayalım. Onların kafalarını gü­ zel ve faydalı bilgilerle, kalplerini insanı yücelten ulvi duygularla dolduralım. Kendilerinden, öz ben­ liklerinden kopmasınlar, birer şahsiyet âbidesi halin­ de, sıradağlar gibi dünya üzerinde şerefli yerlerini alsınlar. Bu duygularla, Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesi­ nin Yüce dinimize, Devletimize, milletimize ve de­ ğerli mensuplarına hayırlı olmasını diler, saygılar sunarım. (AP sıralarından alkışlar) BAŞKAN — Teşekkür ederim. Milliyetçi Hareket Partisi Grupu adına Sayın Ali Gürbüz, buyurun efendim. Sayın Gürbüz, konuşma süreniz 20 dakikadır, süreyi aşmamanızı rica ediyorum. MHP GRUPU ADINA ALİ GÜRBÜZ (Sivas) — Sayın Başkan, Yüce Meclisin sayın üyeleri; Diya­ net tşleri Başkanlığının 1978 mali yılı Bütçesinin üze­ rinde Milliyetçi Hareket Partisi Millet Meclisi Gru­ pu adına görüşlerimi açıklamak üzere Yüksek hu­ zurlarınıza çıkmış bulunuyorum. Sayın milletvekilleri, dinin tarihi çok kadim ve eskidir. İlk insan olarak yaratılan Adem Aleyhisselam ile başlamış ve yine insanoğlunun dünyada var olduğu müddetçe de inşallah devam edip gidecektir. Çünkü, din, inanç, insanoğlu için bir güç kaynağı ve manevi kuvvettir. «İnanıyorsan kazanırsın» sözü de bunun için söylenmiş bir sözdür. Tarih, dinsiz hiç bir sayfa kapamamış, her zaman insanlar din zaruretine inanmış, yaşamış ve dini ya­ şatmıştır. Dini insandan, inşam dinden ayırmak mümkün değildir. Allah katında makbul olan din ise, İslam Dinidir; bütün dinlerin en mütekâmili ve yüce­ sidir. İslam Dini, bir kavmin veya bir milletin dini de­ ğil, tam beşeriyet için gönderilen ilahi bir kanun, son dindir. Din, terakkiye mani değil, bilakis ilerlemeyi, yükselmeyi emreder. Tembelliğe, atalete, gericiliğe, cehalete, bizzat kendi karşıdır. Hedefi ise, yükselme­ 20 , 2 . 1978 O :2 yi, güzel ahlâkı birlik ve beraberliği, insanlar ara­ sında kardeşliği tesis ve temindir. Hiç ölmeyecek gibi dünya için çalışmayı emreder; iki günü müsavi olan kişinin zarar ve ziyanda olduğunu söyler. Başkalarına el açmaktansa, sırtında odun taşıya­ rak, onu satıp para kazanmanın, her türlü yardımdan hayırlı olduğunu açıklar; «Nasırlı ellerin cehennem azabı yoktur» buyurur. Fakirliğin, yüz karası, ateş­ ten gömlek olduğunu İslam Dini beyan eder. «Bir lokma, bir hırka» felsefesi, yüce dine atılmak istenen bir çamur, kuyruklu bir yalan, bühtan ve iftiradan öteye geçmeyen bir düzmecedir. Bizzat Hazreti Muhammed'in kendisi tüccar ve iş adamıdır. Bir lokma «bir hırka» felsefesi olsa idi buna gerek yoktu. Sayın milletvekilleri, dinin yüceliğini, kusşiyctini korumaya mecburuz. Bugün Hıristiyan aleminde papa kabul ederse, bir Amerikan, bir Fransız, bir İn­ giliz Devlet başkanıyla görüşmesi mümkün olabilir. Kilisede kıyılmayan nikâh muteber değildir. Her ye­ ni doğan çocuk mutlaka vaftizden geçer. Kiliseye her Hıristiyan vergi ödemekle mükelleftir. Bir De Gaulle İstanbul'a gelir, tüm programları bir tarafa bıraka­ rak kiliseye gider. Avrupa kalkınmış ise, hiç bir zaman manevi değerlerini kaybetmemiştir, «Din af­ yondur» dememiştir. Dini, bizdeki gibi öcü, din ada­ mım ve tüm dinine saygılı ve bağlı kişiieri gerici ve yobaz diye tavsif edip, kendisine düşman hale ge­ tirmemiştir. «Herkes dini inancında serbesttir, iba­ detinde hürdür» diyerek Anayasaya maddeler koyup, arkasından da onun inançlarıyla alay edip mizah ko­ nusu yapmamıştır. Ayrıcalık işte buradan başlıyor; ilerici, gerici, aydın, cahil, inanan inanmayan derken milletimizin birlik ve beraberliği bozuluyor, ülkemiz zarar görüyor, millete yazık oluyor. İslam dininin ilim ve tekniğe verdiği önemi hiç bir dinde göremezsiniz. İlk emri, «Oku» diye başla­ yan kitabımız Kur'anı Kerimdir. «Beşikten mezara kadar ilim tahsil edin, ilim Çin'de de olsa alın» di­ yen; «âlimin günahı, bir, cahilin günahı iki» diyen; âlimlerin kaleminin mürekkebim şehitlerin kanın­ dan üstün tutan; «Hikmet müminin kaybıdır, nere­ de olursa onu alın» diye öğüt veren bizzat Hazreti Muhammed'in kendisidir. İslamı yalnız biz değil, Avrupalı bilginler de, mü­ tefekkirler de savunurlar. 19 ncu asrın meşhur mü­ tefekkirlerinden müteveffa Bismark, bizzat Hazreti Muhammed'e hitaben, «Senin gibi insanı dünya bir defa görmüş, badema daha göremeyecektir. Sana muasırı vücut olamadığımdan müteessirim ey Mu­ hammed Aleyhisselam» diye eserler yazmıştır. — 292 —