Erişkinlerde Hemoptizinin Kardiyovasküler Nedenleri ER M A N lüm ü D Kitap Bö Burak Açıkgöz, Hüseyin Ede Hemoptizi, öksürükle birlikte alt solunum yollarından kaynaklı kan gelmesidir. 24 saat içerisinde 500 mililitreden veya saatte 100 mililitreden fazla kan kaybedilmesi ciddi hemoptizi olarak tarif edilir. Hemoptizinin başlıca nedenleri arasında akciğer hastalığı, enfeksiyon, inflamatuar hastalıklar, kardiyak hastalıklar ve pulmoner emboli, kokain kullanımı, antitrombotik ilaç kullanımı, yabancı cisim aspirasyonu, havayolu travması sonrası ve iyatrojenik nedenler sayılabilir. Vakaların %30’unda detaylı incelemeye rağmen belirgin sebep bulunamaz. Kardiyoloji pratiğinde hemoptiziyle, antitrombotik ilaç kullanımı, artmış pulmoner kapiller kama basıncı durumlarında (özellikle mitral darlık ve ileri sol kalp yetmezliği gibi) ve invaziv kardiyak girişimlerin komplikasyonu olarak (atriyal fibrilasyon ablasyonu, Swan-Ganz kateterizasyonu gibi) durumlarda karşılaşılır [1-4]. Bu derlemede hemoptiziye yol açabilen kardiyovasküler sistemle ilişkili nedenlerden bahsedilecektir. Dolaşım sistemindeki koagülasyon faktörleri ve trombositleri üzerine etki eden antitrombotik ilaçları kabaca antiagreganlar, antikoagülanlar ve trombolitik ilaçlar olarak üç sınıfa ayırmak mümkündür. DOI: 10.4328/DERMAN.3678 Received: 20.06.2015 Accepted: 26.06.2015 Published Online: 28.06.2015 Corresponding Author: Hüseyin Ede, Kardiyoloji ABD, Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi, 66200, Yozgat, Türkiye. T.: +90 3542127060 F.: +90 3542123739 E-Mail: [email protected] Derman DermanTıbbi TıbbiYayıncılık Yayıncılık33 1 Asetilsalisilik asit (ASA), klopidogrel, tikagrelor ve prasugrel oral olarak kullanımda olan antiagreganlara örnektir. Buna karşın akut koroner sendrom tablosunda gelen ve/veya perkütan koroner girişim yapılan hastalarda ihtiyaç halinde kullanılan tirofiban ise intravenöz yolla kullanılan antiagreganlara örnektir. ASA’nın tedavi edici dozlarında gastrointestinal kanama nispeten sık görülürken gastrointestinal kaynaklı kan içeriğinin ağızdan gelmesi ile hemoptizi ayrımı iyi yapılmalıdır. ASA ile ilişkili hemoptizi özellikle invaziv bronkospik işlemleri takiben görülebilir. Bu durum diğer oral antiagreganların kullanımı sırasında da görülebilir[5-6]. Bunun dışında doğrudan ASA bağımlı hemoptizi nadiren görülür [7]. Klopidogrel, ASA’ya gastrointestinal intoleransı veya alerjisi olan hastalarda, akut koroner sendrom durumunda veya perkütan koroner girişim sonrası akut damar içi trombozu önlemek için kullanılır. Gastrointestinal mukozaya etkisi olmadığı için hemoptizi ile gastrointestinal kanama ayrımı gerektirmez. Literatürde nadiren de olsa diffüz alveolar hemorajiye neden olarak hemoptizi yaptığı bildirilmiştir[8]. Tikagrelor ve prasugrel yeni çıkan gastrointestinal mukozal yan etkisi olmayan antiplatelet ajanlardır. Bu ajanlarla ilgili literatürde prasugrel ile ilgili hemoptizi bildirilmemiş ancak tikagrelora bağlı akciğer hasarı yoluyla hemoptizi yapabileceği belirtilmiştir [9]. Kardiyoloji pratiğinde sıklıkla kullanılan fraksiyone olmayan heparin ve düşük molekül ağırlıklı heparinin doğrudan yol açtığı hemoptizi literatürde belirtilmemiş olmakla birlikte özellikle pulmoner tromboemboli tedavisi sırasında pulmoner enfarkt gelişmesi durumunda masif hemoptiziye yol açabilir [10]. Varfarin, vitamin K antagonisti olup oral antikoagülasyonun gerekli olduğu atriyal fibrilasyon, mekanik kapak protezi, pulmoner emboli gibi durumlarda tromboemboliyi önlemek amacıyla kullanılır. Mevcut kanamayı arttırabileceği gibi varfarinin doğrudan etkisi ile diffüz alveolar hemorajiye yol açarak şiddetli hemoptiziDerman Tıbbi Yayıncılık 34 Derman Tıbbi Yayıncılık 2 ye yol açtığı bildirilmiştir. [11]. INR ve protrombin zamanı ile etkinliği takip edilen varfarinin diğer ilaçlarla etkileşimi çok sık görüldüğünden dikkatli olunmalıdır [12]. Direkt trombin inhibitörü olan dabigatran ve rivaroksaban yeni oral antikoagülanlar olup ilaç etkileşimi varfarine nazaran oldukça düşüktür. Bu ilaçların tavsiye edilen dozlarında etkinlikleri belli ve tahmin edilebilir olduğundan etkinliklerinin takibi için INR veya protrombin zamanı kullanılmaz, ayrıca INR veya protrombin zamanı ile doz arasında bir ilişki yoktur. Kanama diyatetizinin yanı sıra özellikle bronşektazi gibi yapısal akciğer hastalığı olanlarda şiddetli hemoptiziye yol açabilecekleri bildirilmiştir [13]. Kardiyoloji pratiğinde kullanılan diğer bir önemli ilaç grubu da trombolitik ilaçlardır. Streptokinaz, tPA, tenekteplaz bunlardan bazılarıdır. Bu ilaçlar genel olarak akut ST yükselmeli miyokard enfarktüsü tedavisinde, perkütan koroner girişim olanağının olmadığı veya gecikeceği durumlarda kullanılır. Doğrudan akciğer hasarı yoluyla hemoptizi yapmasa da kaviter akciğer hastalığı, bronşektazi gibi altta yatan akciğer hastalığı olan hastalarda ciddi hemoptiziye yol açabilir [14,15]. Mitral darlık, mitral kapak yaprakçıklarının kalınlaşması ve sonuçta hareketliliğini yitirmesi sonucu ortaya çıkar. Bu durum kanın sol atriyumdan sol ventriküle akışını kısıtlar ve sonuç olarak sırasıyla sol atriyumda, pulmoner damarlarda ve sağ kalpte basınç artışına yok açar. Vakaların %76,9’unda çocuk çağında geçirilen akut romatizmal ateşin uzun dönem sekeli olarak ortaya çıkar [16]. Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde bu oran daha yüksektir [17]. Mitral darlığında en sık görülen semptom nefes darlığıdır [18]. Nefes darlığının yanı sıra hemoptizi, tromboembolik komplikasyonlar, atriyal fibrilasyon, infektif endokardit gibi klinik durumlara yol açabilir. Nadiren de olsa göğüs ağrısı ve seste kabalaşmaya yol açabilir. Uzun dönemde pulmoner hipertansiyon ve sağ kalp yetmezliği gelişir. Mitral darlık durumunda, pulmoner basıncın artması ve vasküler konjesyon hemoptizi ile sonuçlanır. HemoptiDerman DermanTıbbi TıbbiYayıncılık Yayıncılık35 3 zi, mitral darlığı varlığında üç farklı şekilde klinik bulgu verir. İlki; Ani sol atriyal basınç artışı durumunda, ince duvarlı ve genişlemiş bronşiyal venlerin yırtılması sonucu ani gelişen kanama; ikincisi paroksismal noktürnal dispne ve bronşit ile ilişkili şiddetli öksürük durumunda balgama bulaşmış kan şeklinde kanama; diğer bir hemoptizi şekliyse pulmoner ödem tablosunda oluşan pembe köpüklü balgamdır. Mitral darlığına ikincil gelişen hemoptizi nadiren yaşamı tehdit eder niteliktedir. Hemoptizi, mitral darlığının cerrahi veya perkütan balon valvüloplasti yoluyla tedavisi yoluyla ortadan kalkar. Hemoptizinin bir diğer nedeni de konjestif kalp yetmezliğidir (KKY). Bir çok tanımı olsa da KKY, basitçe sol ventrikülün doluşunun veya ejeksiyon gücünün bozularak kanı yeterince iletememesidir. KKY kabaca diyastolik ve sistolik fonksiyon bozukluğuna sekonder gelişebilir. En sık rastlanan şekli koroner arter hastalığına ikincil gelişen sistolik sol kalp yetmezliğidir [19]. Bununla birlikte arteryel hipertansiyon gibi durumlarda ileri evre diyastolik disfonksiyona bağlı KKY görülebilir. Kalp yetmezliğinde hemoptizi, mitral darlığına benzer şekilde sol atriyum basıncının ve sonrasında pulmoner vasküler basıncın artmasına ikincil gelişir. Yalnız burada basınç artışı, kapak darlığıyla değil sol ventrikül ejeksiyon kabiliyetinin bozulmasına ikincil oluşan sol ventrikül diyastol sonu basıncının artışı ile ilişkilidir. Hastaların %1’inden azında hemoptizi görülür ve çoğunlukla nefes darlığı ile ilişkilidir [20]. Tedavisi altta yatan nedenin tedavisi ve diüretik ilaçların dozunun arttırılması şeklindedir. Pulmoner tromboemboli (PTE);dispne, plöritik ağrı, hemoptizi ve dolaşım kollapsı ile klinik bulgu veren ve çoğu zaman hayatı tehdit eden bir olgudur. PTE’de görülen hemoptizi, genellikle küçük periferik pulmoner enfarkt ile ilişkili olduğundan çoğunlukla hafif şiddetlidir. Ancak antikoagülan tedavinin başlanması veya trombolitik tedavinin kullanması durumunda masif hemoptiDerman Tıbbi Yayıncılık 36 Derman Tıbbi Yayıncılık 4 ziye dönüşebilir. Tedavi edilmezse vakaların %30’unda mortalite ile sonuçlanmaktadır [21]. PTE sıklıkla pelvik veya baldır derin venlerindeki tromboza bağlı olarak gelişmektedir. Patolojik olarak venöz staz, hiperkoagülabilite ve damar endotel hasarı derin venöz tromboza (DVT) yatkınlığı arttırmaktadır. Sonrasında gelişen pulmoner tromboembolide, pulmoner arter oklüzyonunun yarattığı perfüzyon defekti akciğerde vazoaktif ve diğer enflamatuvar yanıtları başlatarak hemoptiziye yol açmaktadır. PTE veya DVT ‘nin tedavileri benzer olmakla birlikte PTE’de acil müdahale esastır. Masif PTE’nin tedavisinde trombolitik tedavi verilmelidir. Bununla birlikte, maksimum medikal tedaviye yanıtsız ve hipotansif seyreden PTE’lerde selektif kateter ile trombolitik veya cerrahi tedavi uygulanır. Tedavi altında rekürren PTE gelişen hastalarda vena cava inferior filtresi yerleştirilebilir. DVT’de ise standart tedavi akut dönemde heparin veya düşük molekül ağırlıklı heparinle başlayıp warfarin, rivaroksoban,veya dabigatran ile antikoagülan tedaviye devam etmek şeklindedir. Ayrıca iliofemoral akut DVT’de kateter tabanlı farmakomekanik veya ultrasonla hızlandırılmış fibrinolitik tedavi alternatifi de akılda tutulmalıdır [22]. Sonuç olarak, kardiyoloji ve kalp ve damar cerrahisi pratiğinde hemoptizi görülebilir. Bu tür hasta grubunda öncelikle hastaların kullanmakta olduğu ilaçlar gözden geçirilmelidir. Perkütan invaziv işlemleri takiben hemoptizi görülmesi durumunda işleme bağlı komplikasyon akla gelmelidir. Nefes darlığının eşlik ettiği vakalarda mitral darlığı ve konjestif kalp yetmezliği ayırıcı tanıda mutlaka dikkate alınmalıdır. Kaynaklar 1. Ikeda M, Tanaka H, Sadamatsu K. Diffus ealveolar hemorrhage as a complication of dual antiplatelet therapy for acute coronary syndrome. Cardiovasc Revasc Med 2011;12(6):407-11. 2. Chen BC, Sheth NR, Dadzie KA, Smith SW, Nelson LS, Hoffman RS et al. Hemodialysis for the treatment of pulmonary hemorrhage from dabigatranover dose. Am J Kidney Dis 2013;62(3):591-4. 3. Martí-Almor J, Jauregui-Abularach ME, Benito B, Vallès E, Bazan V, SánchezFont A et al. Pulmonary hemorrhage after cryoballoon ablation for pulmonary Derman DermanTıbbi TıbbiYayıncılık Yayıncılık37 5 vein isolation in the treatment of atrial fibrillation. Chest 2014;145(1):156-7. 4. van Opstal JM, Timmermans C, Blaauw Y, Pison L. Bronchial erosion and hemoptysis after pulmonary vein isolation by cryoballoon ablation. Heart Rhythm 2011;8(9):1459. 5. Van Sonnenberg E, Wittich G. Hemoptysis during lung biopsy after aspirin. AJR Am J Roentgenol 1998;171(1):261. 6. Song YS, Park CM, Park KW, Kim KG, Lee HJ, Shim MS et al. Does antiplatelet therapy increase the risk of hemoptysis during percutaneous transthoracic needle biopsy of a pulmonary lesion? AJR Am J Roentgenol 2013;200(5):1014-9. 7. Yiannakopoulou EC. Hemoptysis under diclofenac and antiplatelet doses of aspirin. Pharmacology 2011;87(1-2):1-4. 8. Kim Y, Lim J, Lim J, Kim S, Jung T, Choi W. Pulmonary Alveolar Hemorrhage after Clopidogrel Use for ST Elevation Myocardial Infarction. Korean Circ J 2013;43(7):497-9. 9. Whitmore TJ, O’Shea JP, Starac D, Edwards MG, Waterer GW. A case of pulmonary hemorrhage dueto drug-induced pneumonitis secondary to ticagrelor therapy. Chest 2014;145(3):639-41. 10. Monreal M, López-Jiménez L. Pulmonary embolism in patients over 90 years of age. Curr Opin Pulm Med 2010;16(5):432-6. 11. Uysal E, Çevik E, Solak S, Acar YA, Yalimol M. A life-threatening complication of warfarin therapy in ED: diffuse alveolar hemorrhage. Am J Emerg Med 2014;32(6):690.e3-4. 12. Itoh M, Oh-Ishi S, Nemoto K, Senba S, Adachi H, Kishi K. A case of diffuse alveolar hemorrhage associated with tegafur plus uracil and warfarin therapy. Clin Med Insights Case Rep 2011;4:73-7. 13. Hayama M, Inoue H, Wada H, Mio T. Massive haemoptysis following dabigatran administration in a patient with bronchiectasis. BMJ Case Rep 2014;2014. 14. Hammoudeh AJ, Haft JI, Eichman GT. Hemoptysis and unilateral intraalveolar hemorrhage complicating intravenous thrombolysis for myocardial infarction. Clin Cardiol 1996;19(7):595-6., 15. Basher AW, Oduwole A, Bhalodkar NC, Mohideen B, Sy E, Sehonanda A, et al. Fatal Hemoptysis during Coronary Thrombolysis. J Thromb Thrombolysis 1996;3(1):87-89. 16. Horstkotte D, Niehues R, Strauer BE. Pathomorphological aspects, aetiology and natural history of acquired mitral valve stenosis. EurHeart J 1991;12 (Suppl B):55. 17. Feldman T. Rheumatic mitral stenosis. On the rise again. Postgrad Med 1993;93(6):93. 18. Chandrashekhar Y, Westaby S, Narula J. Mitral stenosis. Lancet 2009;374(9697):1271-83. 19. Yancy CW, Jessup M, Bozkurt B, Butler J, Casey DE Jr, Drazner MH et al. 2013 ACCF/AHA guideline for the management of heart failure: executive summary: a report of the American College of Cardiology Foundation/American Heart Association Task Force on practice guidelines. Circulation 2013;128(16):1810. 20. Quevedo HC, Deravil D, Seo DM, Hebert KA. The meaningful use of the review of symptoms in heart failure patients. Congest Heart Fail 2011;17(1):31-7. 21. Kroegel C, Reissig A. Principle mechanisms underlying venous thromboembolism: epidemiology, risk factors, pathophysiology and pathogenesis. Respiration 2003;70(1):7-30. 22. Porres-Aguilar M, Burgos JD, Munoz OC, Soto-Cora E, Mukherjee D. Successful pharmacomechanical intervention with ultrasonic acceleraDerman Tıbbi Yayıncılık 38 Derman Tıbbi Yayıncılık 6 ted thrombolytic catheter for massive pulmonary embolism. Indian Heart J 2013;65(6):699-702. Derman DermanTıbbi TıbbiYayıncılık Yayıncılık39 7